Eşim kardeşimi ve dahi ailemi kıskanıyor.


Idrakyollariiltihabi

Özellikle bu videoyu ve bu psikoloğun diğer videolarını dinleminizi öneririm.

11. Dakikadan sonra özellikle dondum. Çocukken yaşadığınız zorlukları, akran zorbalığını ya da kötü olayları annenizle paylaştınız mı diyor. Hayır. Bir kez bile paylaşmadım. Ben bunu hep güçlü bir çocuk olmama yorardım ama diyor ki ihtiyaçlarınızın karşılanmayacağından eminseniz ihtiyaçlarınızı reddedersiniz. Bir çocuk bunu yapar diyor. Bunu mu yaptım gerçekten çocukken ben.

Narsist annenin en kötü etkisi de iyi mi kötü mü asla bilememek diyor. 32 yıldır bilemedim ben bunu. Anlayamıyorum da hala.

Gece gece ağlamaktan helak oldum ya sağol :)
 

Korkmak değil aslında. Çocukluktan gelen bir kabuk görme mevzusu. Bir arkadaş narsist anne ile alakalı bir video paylaşmış. İzleyince daha iyi anladım durumumu. Ben hala umut ediyorum beni ne zaman anlayacak, hak verecek, duygusal ihtiyacımı karşılayacak diye. O umut beni tüketiyor. Videoda annenizin yakasından düşün diyor :) yok ki versin diyor. Doğru, olmayan bir şeyi istiyorum.

Ancak zor olan şu ki, kötü bir anneye ya da babaya rest çekip yok sayarsın. Bu zor olmaz. Ancak kötü mü iyi mi bilemediğin ebeveyne bunu yapamıyorsun. Bir şekilde damarlarından akan kana kadar nüfuz ediyor. Ne seni sarıp sarmalıyor, ne de rahat bırakıyor. Ben buradayım ve mükemmel bir anneyim, sen nankörsün diyor. O zaman yaramı sar dediğinde de, o kadar da değil açmasaydın yaranı diyor. Kabus gibi.
 

Geldi bile :) kardeşimle otururken görümcem aradı. "kardeşinin arabası burada onunla mı gidip gelecek" dedi. Ben de yok burada kalacak dedim. "he ev mi tutacak" dedi. Uzattıkça uzattı mevzuyu. Kardeşim de duydu tabi bozuldu biraz da. Ben bu kadar dert etmiyorum neyi kurcalıyor görümcen dedi. Üzüldüm çok ama belki de iyi oldu. Az biraz düşünür belki.

Gollum gibiyim şu an. Nehire yansıyan görüntümle kavga ediyorum. "sen ablasın efendimisss ablalar böyle yapmasssss" "yo yo ablalar da insandır ve ihtiyaçları vardır efendimissss doğru yoldasın yumuşama" "kardeşin iyi bir çocuk elinde büyüdü efendimiss sen bencilsin, kötüsün, vicdansızsın" daha uzatırım bu diyalogları da akıl sağlığımı korumam gerek.
 
Gündüz uzun uzun yazmıştım, internetin azizliğine uğramışım galiba. Mesajı gönderip kalkmıştım. Neyse şu anda toparlayamayacağım, bir de şunu sormuştum,terapide ailenden hiç bahsettin mi?
 

O benim kardeşim evet. Ama kardeşten biraz ötesi. Ultra bencil ve zayıf annemin doğurup bana verdiği çocuk. Farklı diğerlerinden. Keşke rahatlık ve bencillik konusunda anneme benzemeseydi gün geçtikçe. Gerçi o yine de annemler gibi değil. Daha merhametli, daha düşünceli. Evlenip baba olunca özüne döner bence.

Ben niye her şeye bu kadar üzülüyorum ya.
 
Gündüz uzun uzun yazmıştım, internetin azizliğine uğramışım galiba. Mesajı gönderip kalkmıştım. Neyse şu anda toparlayamayacağım, bir de şunu sormuştum,terapide ailenden hiç bahsettin mi?

Bahsettim. Özellikle en canınızı yakan çocukluk anısı başlığı altında bir mevzudan bahsettim. Kanları dondu :) hepsi benzer şeyleri söylüyorlar. Bu durum terapi ile düzelmez. Bir yere kadar bana yardım edebilirler. Klişedir ya hani anneni affet vs derler. Bu yanlış benim durumumda. Affetmek değil, kabul etmek gerekiyor. Bu kadın böyle. İyisiyle kötüsüyle dengesiz. Bencil, belki narsist. Beklentiyi sıfırla işte yahu. Düzelir mi gerçekten iyi mi kötü mü diye sorgulama. Hepi topu bu kadar işte.
 

Elbette boşandığımda ailem destek olmayacak. Bundan eminim zaten. Kaldı ki ölürüm de oğlumu o ruh hastalarına ezdirmem. Bir deli idrak daha yetişmeyecek. Destek olsalar bile gitmem yanlarına. Eşimin en kötü hali bile onların dengesiz hallerinden iyidir. En azından durup dinliyor beni. En azından sorguluyor kendini hatalı mıyım diye.
 
Ailene farklı bir yönünü göster idrak,afallasınlar şaşırsınlar belki böylelikle bir sınır çizebilirsin. Davranışlarının tersini yap. Mesela kardeşini gece uyanık bekleme,sabah uyandırma,evinizin kurallarını söyle ve uyulması gerektiğini söyle ,ona misafir olmadığını da söyle, sorumluluk alması gerektiğini öğrensin.
 
İdrak ben birgün naptım anlatayım sana. Erkek kardeşim eşimi çok sever sevgili olduğumuz dönemden beri abi abi diye dibinden ayrılmaz. Öyle ki biz yalnız kalamıyoruz diye ben bunalırdım artık. Evlendikten sonra da bir dönem gelip kalma vakit geçirme işini çok abartır olmuştu. (Aynı şehirdeydik, 20 yaşında şu an.) Ben rahatsızdım bu durumdan çünkü rahat bir insanım bazen yemek yapasım gelmez kahvaltıyla ekmek arasıyla geçiştiririz ama kardeşim varken bunu yapmak istemiyordum haliyle yorulmaya başladım zamanla. Haftada en az bir kere yatılı kalmaya geliyordu. Hiçbir şey demedim kardeşime sadece zamanını bekledim. Burada da konusunu açmıştım anlayışsız arkadaşlarımız vardı vakitli vakitsiz çok geliyorlardı. Kardeşimle kasıtlı olarak bu konuda dertleştim yakındım bu durumdan. Evliyiz özel hayatımız kalmadı yalnız kalamıyoruz falan dedim. Hak verdi bana 'abim niye görüşüyor ki bu kadar yapışkan insanlarla' dedi. Kendi üstüne de alındı galiba çünkü kardeşim o zamandan beri çok anlayışlı. Acaba başkalarından örnek vererek laf mı soksan sen de?
 

Ben de dinleyince ağladım olsun. :)
Demek ki olayı idrak (!) edebilmissiniz ki agladiniz.
Birçok mesajınızda annemle benzer yönlerini yakaladım sizin annenizin.
Geçen hafta bu videoyu dinledim.
Bu hafta daha iyiyim artık. :)
Konuyu görünce de video aklıma geldi birden.

Hep affet geçsin diyorlar geçmiyor yıllarca.
Hatta çocuklarım olduktan sonra daha beter kızgınlık duydum.
Ama olay kabullenmekmis.
Duygu durumu olarak benzer gibi olsalar da ikisi arasında uçurum var.

Aile mevzulariniz hakkında yorum yapmayacağım.
Tülay Hanımın sinirlarinizin ihlali konulu videolarını tavsiye edip cekilecegim.
Siz kendinizi dusunmezseniz kimse sizi düşünmez.
Allah gönlünüze ferahlık versin.
Hayırlı geceler.
 
Bir de boşluğa yazayım da uyuyayım madem. Konu benim konum yazarım kime ne ki.
Bugün oğlumu KBB uzmanına götürdüm. Burun eti ile alakalı bir tedavi uygulanacak, olmazsa ameliyat tercih edilecek. Çıkışta iskeleye yakın bir yerde olduğumuz için oğlum vapurları gördü. İlla binicem. Hava da buz gibi. Hadi dedim gidelim, mutlu ol bari. Vapura binip Eminönü'ne gittik. Orada ne işimiz vardı ben de bilmiyorum.

Yol boyunca oğlumla sohbet ettik. Tabi dışarıdan bakınca pek sohbet gibi görünmüyordu. "niye vapur gidiyor? Niye vapurun tavanında cam yok? Niye o amca cama bakıyor? Niye kaptan yanımıza gelmiyor? Niye kolum ıslanmış. Ama neden böyle olmuş?" şeklinde milyonlarca soru sordu ki normal hali de bu zaten. Sonra bir genç adam yaklaştı yanımıza. Oğlumu sevdi sonra bana dönüp " çok güzel bir ilişkiniz var eğlenceli bir annesiniz" dedi. Mutlu oldum ta ki vapurdan inip uzun uzun bize baktığını, bir müddet takip ettiğini fark edene kadar. Bütün dünya buna inansa hayat bayram olsa bakışımdan sıyrılıp "pis pipili. Çoluğum çocuğum var benim ayol" nemrutluğuna bürünüp yoluma devam ettim. Hoş çocuktu gerçi ajsjskekd.

Sonra Eminönü'nde inip biraz dolaşıp geri vapura binip dönecektik ki ben gözümün önündeki vapur iskelesine göremedim. Yolun en başından sonuna mekik dokudum. İki kez önünden geçtim ama görmedim. Çünkü lüzumundan fazla içselleştiridğim mevzular beynimi yiyor. Yer yön bulma kabiliyetim zaten çok zayıf iken böyle anlarda tamamen yok oluyor. Birilerine sordum mecburen. Bir geri zekalı olduğumu düşünmüş olabilirler, sorun değil.

Dönüş yolunda vapurda müzisyenler vardı. Art arda üç sevdiğim şarkıyı sanki istek yapmışım gibi söylediler. Kalbim yerinden çıkacak gibi mutlu oldum. Enerjim burun deliklerimden akacaktı. Hoş geldin idrak dedim, sen busun tam olarak. Mini minnacık bir şey seni hayata bağlıyor, umudun yeşeriyor. Kalkıyorsun ayağa hemen. Eşlik ettim şarkılara. Oğlum dudaklarımı çimdikleyip "sen söyleme onlar da sussun" diyene kadar tabi.

Sonra eve geldik. İskeleden aldığımız baloncuk tabancası ile evin her yerini baloncuk yaptık. Bugün de ölmedim anne ajsjsjsj.

Ben bunları niye yazdım bilmiyorum da, örümcek ağına takılmış sinek gibiyim. Kanat çırpmaktan, belki kurtulurum umudunu diri tutmaktan vazgeçmiyorum. Ama an geliyor kanat çırpmaktan yorulup duruyorum. Tam da o ana denk gelirse ötekilerin saldırıları, bir müddet hayati fonksiyonlarım duruyor. Dirilmek için daha güçlü bir sebebe ihtiyaç duyuyorum.

Öyle işte.
 
Her şey geçecek inşallah. Sen kendine değer ver. Boş ver onu bunu.
 
Ben hakli bulamadim seni. Hani adam hep fesatti desen tamam ama zerre fesatlik yoktu denilen adam bu şekilde davraniyorsa durduk yere degildir mutlaka etkileyen şeyler vardir ortada.
Demek ki yeterince ilgi, sevgi gormuyor sizden. Zaten adam kardeşine yapma, anneni sevme demiyor. Onlara yapiyorsun ama bana neden yok diyor ikisi farkli şeyler.

Bir de ben gayet fesat biriyim senin tabirinle eşimin hayatindaki "en" insan olmayi en azindan oyle hissettirilmeyi seviyorum bu benim icin onemli. Dozu farkli olsa da her insan biraz bunu bekler bence eşinden.

İnsanlar niyeyse az gordukleri insanlara daha cok pervane olurlar ama daima yanimizda olanlari da unutmamak lazim.
 
Oglani baleye gondermeyin
 
Uzun zamandır konularınızı takip ediyorum. Size değil de eşinize ve oğlunuza gerçekten üzülüyorum. Siz ezilmeye değer görmemeye alışmışsınız zaten ki bunun sebebi biraz da sizsiniz. Ama bırakın bari eşiniz ezdirmesin kendini. Kardeşin eşin gittiğinde yüzüne bakmıyorsa gelip de kalmasın bir zahmet. Sahi bu kardeş daha geçen hasta olduğunda aramayan kardeş değil miydi. Hani o zaman tavırlıydınız ne oldu? Aynı tas aynı hamam . Değişmezsiniz siz...
 
Alışmışsınız çünkü bu şekilde yaşamaya. Çözümünüz yok, yapabileceğiniz birşey yok. Size daha fazlasını vermemişler sizde kabullenmissiniz.
Mesela kardeşinizin yerinde başkası olsaydı hayatınızda tutar mıydınız? Eşinize bile hasetlik yapıyor diye sogumusken. Sanmıyorum. Peki sırf kardeş diye bunlara izin verilir mi?
Elbette atılmaz, elbette kardeş candır birarada durulmalı, ama yeri geliyor çocuğumuzdan bile bizi anlamasını bekliyoruz üstelik kucucukler. Biraz da o cabalasin artık sizin için ya bir de o yormasın bi zahmet.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…