Eşim baskı yapmıyor diyorsunuz da, gayet güzel psikolojik baskı ve ajitasyon yapıyor yahu. Sanırım baskıdan anladığınız en son yaptığı gibi yarın doktor randevusu aldım, kürtaja gidiyoruz emrivakisi gibi bir şey. Yok bacım yok, hala baskı yapıyor da taktik değiştirmiş. Zorlayarak olmayacağını anlayınca, kendini acındırma, hesap kitapla sizi sindirme yöntemine geçmiş.
İnsanın ekonomik gücü yoksa, çocuk yapmamalı. Bu tartışılması bile abes bir şeydir. Çocuk rızkıyla gelir masalına da inanmam. Öyle olsaydı, açlıktan ölen çocuklar olmazdı. Ama siz aç ve açıkta olan, evine zor ekmek götüren insanlar değilsiniz. İlk çocuğunuzu koleje göndermeyi, her şeyin en iyisini almayı düşünebildiğinize göre, durumunuz aslında bir çok yurdum insanından iyidir. Ha, eğer hiç hamile kalmasaydınız, ikinciyi yapmayalım, varımızı yoğumuzu ilk çocuğumuza harcayalım deme seçeneğiniz elbette vardı. Ama hamilesiniz, açlık sınırında değilsiniz, üstelik siz bu çocuğu istiyorsunuz. O zaman beyefendiye b.k yemek düşüyor tam anlamıyla. Ya çocuğuna baba olacak ya da bırakın defolsun gitsin. Sizi bu ajitasyonlarla boğmasına izin vermeyin. Bu kadar net bir şekilde çocuk istemiyordu ise, zamanında bunu sizinle kesin bir şekilde konuşacak, alınabilecek tüm önlemleri alacaktınız birlikte. Yapmadığına göre, şimdi çenesini kapatıp, sorumluluklarına yoğunlaşsın.
Bir de şeyi anlamadım, boşanmanız durumunda niye oğlu babasız büyüyormuş? Çocukla da mı boşanıyor? Ve istersen odaları ayırırız ama oğlumu benden ayırma ne demek? Amacı sadece oğluyla bir arada olmak mı, yoksa karısıyla mutlu bir yuva mı? Abuk sabuk laflar. Eşinizin yontulması gereken çok konu var da... Umarım sizi en az yoracak, üzecek şekilde tamamlar o süreci. Ve ileride ikinci yavrusunun gözlerine bakarken utanacak.