Erkek arkadaşım beni terk etti

oylesinebirioylesine

Yeni Üye
Kayıtlı Üye
31 Temmuz 2024
20
1
22
merhaba sevgili hanımlar. bu konuyu açmak için hesap açtım ve buradayım. inanın neden bu konuyu açtığımı ben de bilmiyorum sadece biraz içimi döküp dertleşmek istedim.

erkek arkadaşımla 2 yıl önce işyerinde tanıştım. bana hemen açıldı ve birbirimize çok aşık olduk. başlangıçta uzun süre çok değer gördüğüm ve iyi davranıldığım bir ilişkimiz oldu. başlarda ben ona onun kadar bağlı değildim ve onun kadar ciddi düşünmüyordum fakat o ilk haftalarda evlilikten bahsetmeye başladı ve beni sevdiğini söylemekten de hiç sakınmadı. kendisi benden 6 yaş büyük ve ben şuanda 22 yaşındayım. ben yaşadığımız şehirde ailemden uzakta yaşıyorum, o da öyle. ilk tanıştığımızda ikimiz de öğrenci evlerinde kalıyorduk fakat benim evim ev sahibi nedeniyle dağıldı. daha 2. veya 3. ayımızda onunla beraber kalmamı istedi ve ben de kabul ettim, süreci benim için çok kolaylaştırdı. sürekli birlikteydik, beni her yerden almaya gelirdi ve sabahları küçük notlar bırakırdı. 6 ay sonra ben beraber çalıştığımız yerden çıkartıldım. bu süreçten önce bir iki kez ciddi bir kavga etmiştik fakat gönlümü her darıldığımda almasını bilirdi.

aynı evde yaşamanın etkisiyle daha ciddi kavgalar etmeye başladık. ben o zamanlar iletişime kapalı ve tripli biriydim, o ise peşimden koşardı. çok kavga ettiğimiz ve anlaşılmadığım zamanlarda ayrılık konusunu açtığımda beni hep döndürdü iş, düzen oturtamama vs. derken ev işleri konusunda ben de çok dikkat etmezdim o da. fakat yine de hamarat ve işten kaçmayan biriydi. beraber iş yapardık çok da keyif alırdık. o zamanlar işten çıkartıldığımda 1 ay evde kaldım ve o sürede hiç sıkıntı yaşamadık. sonra ben başka bir işe geçtim.

bir süre sonra kaldığımız evden başka eve geçtik ve o 2 kez iş değiştirdi. benim onun aklına sokmamla beraber şuanda çalıştığı ve hep istediği işe kavuştu. bu işten dolayı sürekli trafikteydi. (şuanki işine nisan ayının başlarında girdi) işe girdikten ve kıdem kazandıktan sonra hal ve hareketlerinde değişim oldu. başlarda işi çok fazla umursadığını farkettim fakat çok önemsemedim, mutlu ondandır diye düşündüm. sonra tek konuşma konusu işi oldu. eve geldiğinde sürekli oyun oynamak istemeye, bana daha az ilgi göstermeye, umursamaz ve üşengeç olmaya başladı. ev işleri konusunda çok dikkatsiz olmaya ve her şeyi bana yığıp söylenmeye başladı. en sevdiğim özelliği sakinliğiyken bana sesini yükseltmeye ve tahammülsüz olmaya başladı. kavgalarımızdan dolayı arkadaşlarımızın yanında da konuşmamaya başladık ve gönlümü hiç almıyordu. bu nedenden dolayı ayrılmak istedim fakat işten dolayı çok stresli olduğunu asabi olduğunu kabul etti ve ağladı. barıştık ve uzun bir süre bir sıkıntı çıkmadı.

bazı nedenlerden dolayı iş yerim kapandı ve işsiz kaldım. sürekli evdeydim, eve bakıyordum yemek yapıyordum iş yapmaktan gocunmuyordum ve arkasını hiç toplamamaya(bardağını makineye yerleştirmemeye, çorabını yerde bırakmaya başladı), beni takdir etmemeye başladı. işsiz kaldığım süreçte de bana maddi olarak destek olsa da ne zaman stresimi açsam sanki çok da önemli değilmiş gibi davranmaya başladı. arkasını hiç toplamaması konusunda artık laf etmiyordum çünkü ne zaman söylesem burun kıvırmaya başladı. ben de bu süre içinde devamlı iş arıyordum. bir süre ailemin yanına gittim ondan önce birkaç kez kavga çıkartıp bana ağır konuştu. artık ağlasam da uyumaya gidiyordu, aramızı düzeltmiyordu ve sürekli abarttığımı söylüyordu. ben aile evindeyken kavgalarımız devam etti, artık arkadaşlarıma anlatmaya başladım, sürekli kendimi suçlayıp ağlıyordum fakat hepsi bana şuanda çok kaba davrandığını söylüyordu. tartışmaları büyütüp başka yerlere çekmeye ve kavga sonrası yazmamaya başladı. yine de aramızı düzelttik ve onu annemle tanıştırdım, o gün bile gitmeden önce heyecanlandın mı annemle tanışacaksın diye sorunca cık diye tepki verdi. bu kavgaların üzerine konuştuk ve kavga sürecinde o da ben de çok yıprandık diye karar verip ağırdan aldık. sonra ben eve döndüm.

bir süre her şey güzeldi, iş aramaya devam ettim, aramız eskisi gibi olmasa da düzeleceğine eski haline geleceğine inanmayı tercih ettim. şaka yoluyla sürekli ben yokken çok rahat olduğunu istediği gibi oyun oynayabildiğini söylüyordu. ??

annesinin evimize geleceğini öğrendik ve annesiyle tanıştım. eve gelir gelmez erkek arkadaşım tüm gece telefonuyla oynadı. reels izledi. annesiyle hep ben konuştum. alttan aldım ve sabah o işe gitti. bense erkenden kalkıp alışverişe gittim (annesi gelmeden evi erkek arkadaşım yorulmasın diye dipnot: enayi olduğumdan, dipköşe temizledim 2 kez) anensine kahvaltı hazırladım. erkek arkadaşım işten döndü ve dışarı çıkacaktık. yemek yiyip salonda uyudu, annesi de ben de rahat bıraktık. ben birkaç kez uyandırdım fakat uyumaya devam etti. sonra kendisi uyandı ve hazır olduğunu söyledi. ekmeği salonda bırakmıştı (kedilerimiz var), buzdolabının kapağı açıktı ve yediği meyveyi dolaba koymamıştı. kendisine odamızda kısık sesle bak ben kaç kez evi temizledim annenin yanında bari ne topladın kontrol etmiyim diye kızdığımda bana sus diye bağırdı. annesi var diye alttan aldım. konuyu açtığımda hiçbir şeyi umursamadığını söyledi. çok sıkılmış ve bağırdı diye özür bile dilemedi. ben annesi var diye alttan almaya devam ettim. dışarı çıktığımızda bana çok soğuk davranıyordu, sürekli telefondan reels izleyip yatıyordu ve annesiyle hep ben konuşuyordum ki annesiyle her gün telefonda saatlerce konuşurlar. elimi bile tutmuyordu. annesi gittikten sonra da benden ayrıldı. yemek yiyip masayı beraber toplayalım diyince bile ona emir vermiş oluyormuşum. ayrolırken çok rahattı kavga bile etmedi tv izlemeye devam etti. bense tamam dedim ve o günden beri acil bir şey olmadıkça konuşmuyoruz ben sürekli ağlıyorum. 1 hafta oldu. bu şehirde ondan başka kimsem kalmadı tüm arkdaşlarım başka şehirlere dağıldı nerdeyse. dün yeni işe başladım, kafede garsonluk ama olsun iş iştir. bugün eve gelince hıçkıra hıçkıra ağladım ve odaya girdiğinde hala çok ağlıyordum. işlerini halletti ve odadan çıktı. sizce ben arkasını toplamıyor diye kızdığım için haksız mıyım, çok mu bunalttım? sürekli oyun oynaması, telefonda takılması, üşenceç olması, beni takdir etmeyişi normal mi ? oyun oynayıp bira içiyor ayrı olduğumuzdan beri salonda mesela. aile evine gitmeden veya ordayken kavgalarımızın konusu bana yazmayışı, tatil planımız vardı bunu patronuna söyleyecekti patronu kendisi aile evine gideceksen izin vereyim demiş o da gitmeyecek diye kabul etmemiş, ben de planımız vardı onu söyleseydin dedim diye bencil, memnuniyetsiz ve biri olduğumu söyledi mesela. neden kendimi düşünmeden direkt patronu ona kendi istrğiyle izin verdi diye sevinmiyormuşum. veya yemek yapıyorum bazen yetişmiyor 9 oluyor saat, geç yemek yedik diye söyleniyor. bulaşıkları o makineye dizer ben yemek yaparım öyle anlaştık, beraber topkuyoruz fakat mutfağı dağıttım diye söylenir. kampa gidiyoruz, para verdik ama deniz rüzgarlı, en azından bir kere yüzelim o kadar geldik diyorum bağırıyor naparsan yap diye. sizce başkası mı var ? okumayabilirsiniz çok uzun yazdım ama içim çok dolu. ölecekmişimcesine ağlıyorum. çok mutsuzum. okuduysanız allah razı olsun

not: gece uykulu ve ağlayarak yazdığım için atlamışım.

1.henüz okulum bitmedi bu şehirde kalmam lazım.
2.maddi destekten kastım 2 aydır faturaları tek ödemesi dışarıda bir şey yiyip içince ben öderim demesiydi. yoksa kirayı ve borçları beraber ödüyoruz hep. market alışverişi onun yemek kartından yapılıyordu fakat ben yemek yaptığımda çoğu zaman kendi paramdan yapıyordum. evin ıvır zıvırlarını hep ortak aldık.
3. ayrılalı 1 hafta oldu ilk günden beri ev arıyorum fakat maddi gücüm yok. 4 gününü arkadaşlarımda kalarak geçirdim ama uzun süreli kalabileceğim bi ev yok şuanda.
 
Son düzenleme:
Hala neden aynı evde yaşıyorsunuz?Hep hatayı kendinizde aramakla en büyük hatalı sizsiniz.Azcık uzak duran sorgulamayan ne halin varsa gör modunda olan siz olun.Şuan dışardan ilişkiniz 10yıllık bunaltıcı evlilik gibi olmuş.Siz böyle aynı evde yaşayıp arkasını topladıkça o kendini birşey sanmaya devam edicek.Bırakın birazda o koşsun peşinizden ondan bağımsız davranın.Eğerki uğraşmıyorsa da salın gitsin boşa zaman kaybetmeyin.(hepsini okudum siz haklısınız)ben evliyken evde olduğum halde eşim işten gelince bana yardım et diyorum ve ediyor.
 
merhaba sevgili hanımlar. bu konuyu açmak için hesap açtım ve buradayım. inanın neden bu konuyu açtığımı ben de bilmiyorum sadece biraz içimi döküp dertleşmek istedim.

erkek arkadaşımla 2 yıl önce işyerinde tanıştım. bana hemen açıldı ve birbirimize çok aşık olduk. başlangıçta uzun süre çok değer gördüğüm ve iyi davranıldığım bir ilişkimiz oldu. başlarda ben ona onun kadar bağlı değildim ve onun kadar ciddi düşünmüyordum fakat o ilk haftalarda evlilikten bahsetmeye başladı ve beni sevdiğini söylemekten de hiç sakınmadı. kendisi benden 6 yaş büyük ve ben şuanda 22 yaşındayım. ben yaşadığımız şehirde ailemden uzakta yaşıyorum, o da öyle. ilk tanıştığımızda ikimiz de öğrenci evlerinde kalıyorduk fakat benim evim ev sahibi nedeniyle dağıldı. daha 2. veya 3. ayımızda onunla beraber kalmamı istedi ve ben de kabul ettim, süreci benim için çok kolaylaştırdı. sürekli birlikteydik, beni her yerden almaya gelirdi ve sabahları küçük notlar bırakırdı. 6 ay sonra ben beraber çalıştığımız yerden çıkartıldım. bu süreçten önce bir iki kez ciddi bir kavga etmiştik fakat gönlümü her darıldığımda almasını bilirdi.

aynı evde yaşamanın etkisiyle daha ciddi kavgalar etmeye başladık. ben o zamanlar iletişime kapalı ve tripli biriydim, o ise peşimden koşardı. çok kavga ettiğimiz ve anlaşılmadığım zamanlarda ayrılık konusunu açtığımda beni hep döndürdü iş, düzen oturtamama vs. derken ev işleri konusunda ben de çok dikkat etmezdim o da. fakat yine de hamarat ve işten kaçmayan biriydi. beraber iş yapardık çok da keyif alırdık. o zamanlar işten çıkartıldığımda 1 ay evde kaldım ve o sürede hiç sıkıntı yaşamadık. sonra ben başka bir işe geçtim.

bir süre sonra kaldığımız evden başka eve geçtik ve o 2 kez iş değiştirdi. benim onun aklına sokmamla beraber şuanda çalıştığı ve hep istediği işe kavuştu. bu işten dolayı sürekli trafikteydi. (şuanki işine nisan ayının başlarında girdi) işe girdikten ve kıdem kazandıktan sonra hal ve hareketlerinde değişim oldu. başlarda işi çok fazla umursadığını farkettim fakat çok önemsemedim, mutlu ondandır diye düşündüm. sonra tek konuşma konusu işi oldu. eve geldiğinde sürekli oyun oynamak istemeye, bana daha az ilgi göstermeye, umursamaz ve üşengeç olmaya başladı. ev işleri konusunda çok dikkatsiz olmaya ve her şeyi bana yığıp söylenmeye başladı. en sevdiğim özelliği sakinliğiyken bana sesini yükseltmeye ve tahammülsüz olmaya başladı. kavgalarımızdan dolayı arkadaşlarımızın yanında da konuşmamaya başladık ve gönlümü hiç almıyordu. bu nedenden dolayı ayrılmak istedim fakat işten dolayı çok stresli olduğunu asabi olduğunu kabul etti ve ağladı. barıştık ve uzun bir süre bir sıkıntı çıkmadı.

bazı nedenlerden dolayı iş yerim kapandı ve işsiz kaldım. sürekli evdeydim, eve bakıyordum yemek yapıyordum iş yapmaktan gocunmuyordum ve arkasını hiç toplamamaya(bardağını makineye yerleştirmemeye, çorabını yerde bırakmaya başladı), beni takdir etmemeye başladı. işsiz kaldığım süreçte de bana maddi olarak destek olsa da ne zaman stresimi açsam sanki çok da önemli değilmiş gibi davranmaya başladı. arkasını hiç toplamaması konusunda artık laf etmiyordum çünkü ne zaman söylesem burun kıvırmaya başladı. ben de bu süre içinde devamlı iş arıyordum. bir süre ailemin yanına gittim ondan önce birkaç kez kavga çıkartıp bana ağır konuştu. artık ağlasam da uyumaya gidiyordu, aramızı düzeltmiyordu ve sürekli abarttığımı söylüyordu. ben aile evindeyken kavgalarımız devam etti, artık arkadaşlarıma anlatmaya başladım, sürekli kendimi suçlayıp ağlıyordum fakat hepsi bana şuanda çok kaba davrandığını söylüyordu. tartışmaları büyütüp başka yerlere çekmeye ve kavga sonrası yazmamaya başladı. yine de aramızı düzelttik ve onu annemle tanıştırdım, o gün bile gitmeden önce heyecanlandın mı annemle tanışacaksın diye sorunca cık diye tepki verdi. bu kavgaların üzerine konuştuk ve kavga sürecinde o da ben de çok yıprandık diye karar verip ağırdan aldık. sonra ben eve döndüm.

bir süre her şey güzeldi, iş aramaya devam ettim, aramız eskisi gibi olmasa da düzeleceğine eski haline geleceğine inanmayı tercih ettim. şaka yoluyla sürekli ben yokken çok rahat olduğunu istediği gibi oyun oynayabildiğini söylüyordu. ??

annesinin evimize geleceğini öğrendik ve annesiyle tanıştım. eve gelir gelmez erkek arkadaşım tüm gece telefonuyla oynadı. reels izledi. annesiyle hep ben konuştum. alttan aldım ve sabah o işe gitti. bense erkenden kalkıp alışverişe gittim (annesi gelmeden evi erkek arkadaşım yorulmasın diye dipnot: enayi olduğumdan, dipköşe temizledim 2 kez) anensine kahvaltı hazırladım. erkek arkadaşım işten döndü ve dışarı çıkacaktık. yemek yiyip salonda uyudu, annesi de ben de rahat bıraktık. ben birkaç kez uyandırdım fakat uyumaya devam etti. sonra kendisi uyandı ve hazır olduğunu söyledi. ekmeği salonda bırakmıştı (kedilerimiz var), buzdolabının kapağı açıktı ve yediği meyveyi dolaba koymamıştı. kendisine odamızda kısık sesle bak ben kaç kez evi temizledim annenin yanında bari ne topladın kontrol etmiyim diye kızdığımda bana sus diye bağırdı. annesi var diye alttan aldım. konuyu açtığımda hiçbir şeyi umursamadığını söyledi. çok sıkılmış ve bağırdı diye özür bile dilemedi. ben annesi var diye alttan almaya devam ettim. dışarı çıktığımızda bana çok soğuk davranıyordu, sürekli telefondan reels izleyip yatıyordu ve annesiyle hep ben konuşuyordum ki annesiyle her gün telefonda saatlerce konuşurlar. elimi bile tutmuyordu. annesi gittikten sonra da benden ayrıldı. yemek yiyip masayı beraber toplayalım diyince bile ona emir vermiş oluyormuşum. ayrolırken çok rahattı kavga bile etmedi tv izlemeye devam etti. bense tamam dedim ve o günden beri acil bir şey olmadıkça konuşmuyoruz ben sürekli ağlıyorum. 1 hafta oldu. bu şehirde ondan başka kimsem kalmadı tüm arkdaşlarım başka şehirlere dağıldı nerdeyse. dün yeni işe başladım, kafede garsonluk ama olsun iş iştir. bugün eve gelince hıçkıra hıçkıra ağladım ve odaya girdiğinde hala çok ağlıyordum. işlerini halletti ve odadan çıktı. sizce ben arkasını toplamıyor diye kızdığım için haksız mıyım, çok mu bunalttım? sürekli oyun oynaması, telefonda takılması, üşenceç olması, beni takdir etmeyişi normal mi ? oyun oynayıp bira içiyor ayrı olduğumuzdan beri salonda mesela. aile evine gitmeden veya ordayken kavgalarımızın konusu bana yazmayışı, tatil planımız vardı bunu patronuna söyleyecekti patronu kendisi aile evine gideceksen izin vereyim demiş o da gitmeyecek diye kabul etmemiş, ben de planımız vardı onu söyleseydin dedim diye bencil, memnuniyetsiz ve biri olduğumu söyledi mesela. neden kendimi düşünmeden direkt patronu ona kendi istrğiyle izin verdi diye sevinmiyormuşum. veya yemek yapıyorum bazen yetişmiyor 9 oluyor saat, geç yemek yedik diye söyleniyor. bulaşıkları o makineye dizer ben yemek yaparım öyle anlaştık, beraber topkuyoruz fakat mutfağı dağıttım diye söylenir. kampa gidiyoruz, para verdik ama deniz rüzgarlı, en azından bir kere yüzelim o kadar geldik diyorum bağırıyor naparsan yap diye. sizce başkası mı var ? okumayabilirsiniz çok uzun yazdım ama içim çok dolu. ölecekmişimcesine ağlıyorum. çok mutsuzum. okuduysanız allah razı olsun
ilginç bir ilişki olmuş sizinkisi. 20 yaşında sevgili olmuşsunuz, beraber yaşıyorsunuz ve işsizsiniz. Dolayısıyla size maddi olarak sevgiliniz bakıyor (zaten maddi olarak size destek olduğunu kendiniz de söylemişsiniz) Ancak o yaştaki bir insana eğer işsizse ailesi bakmalı bence. Başkasının üstüne yüklenmemeli sorumluluğu. Adamın üstüne tek başına eve ve size bakma sorumluluğu yüklenmiş. O da madem ben çalışıp eve bakıyorum o da evdeki işleri yapsın, arkamı toplasın moduna girmiş. Yani geleneksel hayat tarzı olan evli çiftlere benzemişsiniz. Hala çalışmıyorsanız aile evinize dönün bir an önce.
 
Evli çift gibi bir ilişkiniz oluşmuş zamanla. Ayrılmanıza rağmen neden aynı evde yaşadığınızı anlayamadım. Aile evine dönseniz aslında daha iyi gelebilir size şu süreçte. Sevgiliyken aynı evde yaşamayı ben yanlış görüyorum. Ve uzun süreli ilişkilerde bir süre sonra evliliğe gitmeyince cidden işler çok saçma sapan bir hal alıyor klasik.
 
eğer aileden iki tarafta zengin değilse çocuk yaşta ağır sorumluluklar ilişkilere böyle yansıyor maalesef. günümüz şartlarında bu ekonomik koşullarda bir ilişki yürütmek gerçekten çok zor. hayat yoruyor üzerine ilişkiye yansıyor ve ilişkide yormaya başlıyor. iş bu noktaya geldikten sonra toparlamanızda çok zor insan o yaşta o hale geleceğinide anlamıyor haliyle. eğer bir süreliğinede olsa başka yerde kalma imkanınız varsa bunu deneyin birbirinizi özlemeye izin verin. o çocuğun nefes alması lazım. seninde bu kırgınlığının dinmesi lazım. o zaman daha net görürsünüz önünüzü.
 
Basta cok trip yaptigini, sevgilinin surekli alttan aldigini, gonlunu aldigini yazmissin. Bazi erkekler o an yapar ama icinde kin tutar, firsatini buldugu vakitte boyle intikamini alir umursamayarak. Seninki biraz boyle olmus. Simdi cekme sirasi sende diyor seninkisi. Sende hata var ilk baslardaki tavrin yuzunden. Ama sevgilin de sinsiymis. Iyi bir is bulunca resmen senden intikamini almis. Ayni evde kalmaya devam etme. Gordukce unutamazsin. Kendini de suclama' yapmasi gerekenleri soylemissin ama o yapmamis seni hizmetcisi gibi kullaniyor calismiyorsun diye. Kac kurtar kendini.
 
Niye 40 yıllık kocası bir anda değişmiş teyzeler gibi ah vah yapıyorsun ki? Senin k.çını toplayıp,fino gibi peşinde mi dolaşacağım deyip toplanıp aile evine gitsene? 20 yaşında dün tanıdığın insanla hızla aynı eve çıkmışsın ve aile bunu sorun etmemiş,ne güzel baskıcı ailende yok,daha ne istiyorsun? Yaşın daha küçük,şuan ama seviyorum diye susmaya devam edip hayatına yön vermezsen ilerde çok ağlarsın. Başka kız olsun ya da olmasın,senden soğusun ya da sıkılmış olsun sanane ki bundan,sen sana nasıl davrandığına bakıp bunu haketmiyorum deyip yoluna bakmalısın..
 
merhaba sevgili hanımlar. bu konuyu açmak için hesap açtım ve buradayım. inanın neden bu konuyu açtığımı ben de bilmiyorum sadece biraz içimi döküp dertleşmek istedim.

erkek arkadaşımla 2 yıl önce işyerinde tanıştım. bana hemen açıldı ve birbirimize çok aşık olduk. başlangıçta uzun süre çok değer gördüğüm ve iyi davranıldığım bir ilişkimiz oldu. başlarda ben ona onun kadar bağlı değildim ve onun kadar ciddi düşünmüyordum fakat o ilk haftalarda evlilikten bahsetmeye başladı ve beni sevdiğini söylemekten de hiç sakınmadı. kendisi benden 6 yaş büyük ve ben şuanda 22 yaşındayım. ben yaşadığımız şehirde ailemden uzakta yaşıyorum, o da öyle. ilk tanıştığımızda ikimiz de öğrenci evlerinde kalıyorduk fakat benim evim ev sahibi nedeniyle dağıldı. daha 2. veya 3. ayımızda onunla beraber kalmamı istedi ve ben de kabul ettim, süreci benim için çok kolaylaştırdı. sürekli birlikteydik, beni her yerden almaya gelirdi ve sabahları küçük notlar bırakırdı. 6 ay sonra ben beraber çalıştığımız yerden çıkartıldım. bu süreçten önce bir iki kez ciddi bir kavga etmiştik fakat gönlümü her darıldığımda almasını bilirdi.

aynı evde yaşamanın etkisiyle daha ciddi kavgalar etmeye başladık. ben o zamanlar iletişime kapalı ve tripli biriydim, o ise peşimden koşardı. çok kavga ettiğimiz ve anlaşılmadığım zamanlarda ayrılık konusunu açtığımda beni hep döndürdü iş, düzen oturtamama vs. derken ev işleri konusunda ben de çok dikkat etmezdim o da. fakat yine de hamarat ve işten kaçmayan biriydi. beraber iş yapardık çok da keyif alırdık. o zamanlar işten çıkartıldığımda 1 ay evde kaldım ve o sürede hiç sıkıntı yaşamadık. sonra ben başka bir işe geçtim.

bir süre sonra kaldığımız evden başka eve geçtik ve o 2 kez iş değiştirdi. benim onun aklına sokmamla beraber şuanda çalıştığı ve hep istediği işe kavuştu. bu işten dolayı sürekli trafikteydi. (şuanki işine nisan ayının başlarında girdi) işe girdikten ve kıdem kazandıktan sonra hal ve hareketlerinde değişim oldu. başlarda işi çok fazla umursadığını farkettim fakat çok önemsemedim, mutlu ondandır diye düşündüm. sonra tek konuşma konusu işi oldu. eve geldiğinde sürekli oyun oynamak istemeye, bana daha az ilgi göstermeye, umursamaz ve üşengeç olmaya başladı. ev işleri konusunda çok dikkatsiz olmaya ve her şeyi bana yığıp söylenmeye başladı. en sevdiğim özelliği sakinliğiyken bana sesini yükseltmeye ve tahammülsüz olmaya başladı. kavgalarımızdan dolayı arkadaşlarımızın yanında da konuşmamaya başladık ve gönlümü hiç almıyordu. bu nedenden dolayı ayrılmak istedim fakat işten dolayı çok stresli olduğunu asabi olduğunu kabul etti ve ağladı. barıştık ve uzun bir süre bir sıkıntı çıkmadı.

bazı nedenlerden dolayı iş yerim kapandı ve işsiz kaldım. sürekli evdeydim, eve bakıyordum yemek yapıyordum iş yapmaktan gocunmuyordum ve arkasını hiç toplamamaya(bardağını makineye yerleştirmemeye, çorabını yerde bırakmaya başladı), beni takdir etmemeye başladı. işsiz kaldığım süreçte de bana maddi olarak destek olsa da ne zaman stresimi açsam sanki çok da önemli değilmiş gibi davranmaya başladı. arkasını hiç toplamaması konusunda artık laf etmiyordum çünkü ne zaman söylesem burun kıvırmaya başladı. ben de bu süre içinde devamlı iş arıyordum. bir süre ailemin yanına gittim ondan önce birkaç kez kavga çıkartıp bana ağır konuştu. artık ağlasam da uyumaya gidiyordu, aramızı düzeltmiyordu ve sürekli abarttığımı söylüyordu. ben aile evindeyken kavgalarımız devam etti, artık arkadaşlarıma anlatmaya başladım, sürekli kendimi suçlayıp ağlıyordum fakat hepsi bana şuanda çok kaba davrandığını söylüyordu. tartışmaları büyütüp başka yerlere çekmeye ve kavga sonrası yazmamaya başladı. yine de aramızı düzelttik ve onu annemle tanıştırdım, o gün bile gitmeden önce heyecanlandın mı annemle tanışacaksın diye sorunca cık diye tepki verdi. bu kavgaların üzerine konuştuk ve kavga sürecinde o da ben de çok yıprandık diye karar verip ağırdan aldık. sonra ben eve döndüm.

bir süre her şey güzeldi, iş aramaya devam ettim, aramız eskisi gibi olmasa da düzeleceğine eski haline geleceğine inanmayı tercih ettim. şaka yoluyla sürekli ben yokken çok rahat olduğunu istediği gibi oyun oynayabildiğini söylüyordu. ??

annesinin evimize geleceğini öğrendik ve annesiyle tanıştım. eve gelir gelmez erkek arkadaşım tüm gece telefonuyla oynadı. reels izledi. annesiyle hep ben konuştum. alttan aldım ve sabah o işe gitti. bense erkenden kalkıp alışverişe gittim (annesi gelmeden evi erkek arkadaşım yorulmasın diye dipnot: enayi olduğumdan, dipköşe temizledim 2 kez) anensine kahvaltı hazırladım. erkek arkadaşım işten döndü ve dışarı çıkacaktık. yemek yiyip salonda uyudu, annesi de ben de rahat bıraktık. ben birkaç kez uyandırdım fakat uyumaya devam etti. sonra kendisi uyandı ve hazır olduğunu söyledi. ekmeği salonda bırakmıştı (kedilerimiz var), buzdolabının kapağı açıktı ve yediği meyveyi dolaba koymamıştı. kendisine odamızda kısık sesle bak ben kaç kez evi temizledim annenin yanında bari ne topladın kontrol etmiyim diye kızdığımda bana sus diye bağırdı. annesi var diye alttan aldım. konuyu açtığımda hiçbir şeyi umursamadığını söyledi. çok sıkılmış ve bağırdı diye özür bile dilemedi. ben annesi var diye alttan almaya devam ettim. dışarı çıktığımızda bana çok soğuk davranıyordu, sürekli telefondan reels izleyip yatıyordu ve annesiyle hep ben konuşuyordum ki annesiyle her gün telefonda saatlerce konuşurlar. elimi bile tutmuyordu. annesi gittikten sonra da benden ayrıldı. yemek yiyip masayı beraber toplayalım diyince bile ona emir vermiş oluyormuşum. ayrolırken çok rahattı kavga bile etmedi tv izlemeye devam etti. bense tamam dedim ve o günden beri acil bir şey olmadıkça konuşmuyoruz ben sürekli ağlıyorum. 1 hafta oldu. bu şehirde ondan başka kimsem kalmadı tüm arkdaşlarım başka şehirlere dağıldı nerdeyse. dün yeni işe başladım, kafede garsonluk ama olsun iş iştir. bugün eve gelince hıçkıra hıçkıra ağladım ve odaya girdiğinde hala çok ağlıyordum. işlerini halletti ve odadan çıktı. sizce ben arkasını toplamıyor diye kızdığım için haksız mıyım, çok mu bunalttım? sürekli oyun oynaması, telefonda takılması, üşenceç olması, beni takdir etmeyişi normal mi ? oyun oynayıp bira içiyor ayrı olduğumuzdan beri salonda mesela. aile evine gitmeden veya ordayken kavgalarımızın konusu bana yazmayışı, tatil planımız vardı bunu patronuna söyleyecekti patronu kendisi aile evine gideceksen izin vereyim demiş o da gitmeyecek diye kabul etmemiş, ben de planımız vardı onu söyleseydin dedim diye bencil, memnuniyetsiz ve biri olduğumu söyledi mesela. neden kendimi düşünmeden direkt patronu ona kendi istrğiyle izin verdi diye sevinmiyormuşum. veya yemek yapıyorum bazen yetişmiyor 9 oluyor saat, geç yemek yedik diye söyleniyor. bulaşıkları o makineye dizer ben yemek yaparım öyle anlaştık, beraber topkuyoruz fakat mutfağı dağıttım diye söylenir. kampa gidiyoruz, para verdik ama deniz rüzgarlı, en azından bir kere yüzelim o kadar geldik diyorum bağırıyor naparsan yap diye. sizce başkası mı var ? okumayabilirsiniz çok uzun yazdım ama içim çok dolu. ölecekmişimcesine ağlıyorum. çok mutsuzum. okuduysanız allah razı olsun
Çık o evden, kendi ayakların üzerinde duramıyorsan dön ailenin evine. Nerde dangalak biri var peşine ağlıyorsunuz
Evli değilsin neyi bekliyorsun daha evde?
 
merhaba sevgili hanımlar. bu konuyu açmak için hesap açtım ve buradayım. inanın neden bu konuyu açtığımı ben de bilmiyorum sadece biraz içimi döküp dertleşmek istedim.

erkek arkadaşımla 2 yıl önce işyerinde tanıştım. bana hemen açıldı ve birbirimize çok aşık olduk. başlangıçta uzun süre çok değer gördüğüm ve iyi davranıldığım bir ilişkimiz oldu. başlarda ben ona onun kadar bağlı değildim ve onun kadar ciddi düşünmüyordum fakat o ilk haftalarda evlilikten bahsetmeye başladı ve beni sevdiğini söylemekten de hiç sakınmadı. kendisi benden 6 yaş büyük ve ben şuanda 22 yaşındayım. ben yaşadığımız şehirde ailemden uzakta yaşıyorum, o da öyle. ilk tanıştığımızda ikimiz de öğrenci evlerinde kalıyorduk fakat benim evim ev sahibi nedeniyle dağıldı. daha 2. veya 3. ayımızda onunla beraber kalmamı istedi ve ben de kabul ettim, süreci benim için çok kolaylaştırdı. sürekli birlikteydik, beni her yerden almaya gelirdi ve sabahları küçük notlar bırakırdı. 6 ay sonra ben beraber çalıştığımız yerden çıkartıldım. bu süreçten önce bir iki kez ciddi bir kavga etmiştik fakat gönlümü her darıldığımda almasını bilirdi.

aynı evde yaşamanın etkisiyle daha ciddi kavgalar etmeye başladık. ben o zamanlar iletişime kapalı ve tripli biriydim, o ise peşimden koşardı. çok kavga ettiğimiz ve anlaşılmadığım zamanlarda ayrılık konusunu açtığımda beni hep döndürdü iş, düzen oturtamama vs. derken ev işleri konusunda ben de çok dikkat etmezdim o da. fakat yine de hamarat ve işten kaçmayan biriydi. beraber iş yapardık çok da keyif alırdık. o zamanlar işten çıkartıldığımda 1 ay evde kaldım ve o sürede hiç sıkıntı yaşamadık. sonra ben başka bir işe geçtim.

bir süre sonra kaldığımız evden başka eve geçtik ve o 2 kez iş değiştirdi. benim onun aklına sokmamla beraber şuanda çalıştığı ve hep istediği işe kavuştu. bu işten dolayı sürekli trafikteydi. (şuanki işine nisan ayının başlarında girdi) işe girdikten ve kıdem kazandıktan sonra hal ve hareketlerinde değişim oldu. başlarda işi çok fazla umursadığını farkettim fakat çok önemsemedim, mutlu ondandır diye düşündüm. sonra tek konuşma konusu işi oldu. eve geldiğinde sürekli oyun oynamak istemeye, bana daha az ilgi göstermeye, umursamaz ve üşengeç olmaya başladı. ev işleri konusunda çok dikkatsiz olmaya ve her şeyi bana yığıp söylenmeye başladı. en sevdiğim özelliği sakinliğiyken bana sesini yükseltmeye ve tahammülsüz olmaya başladı. kavgalarımızdan dolayı arkadaşlarımızın yanında da konuşmamaya başladık ve gönlümü hiç almıyordu. bu nedenden dolayı ayrılmak istedim fakat işten dolayı çok stresli olduğunu asabi olduğunu kabul etti ve ağladı. barıştık ve uzun bir süre bir sıkıntı çıkmadı.

bazı nedenlerden dolayı iş yerim kapandı ve işsiz kaldım. sürekli evdeydim, eve bakıyordum yemek yapıyordum iş yapmaktan gocunmuyordum ve arkasını hiç toplamamaya(bardağını makineye yerleştirmemeye, çorabını yerde bırakmaya başladı), beni takdir etmemeye başladı. işsiz kaldığım süreçte de bana maddi olarak destek olsa da ne zaman stresimi açsam sanki çok da önemli değilmiş gibi davranmaya başladı. arkasını hiç toplamaması konusunda artık laf etmiyordum çünkü ne zaman söylesem burun kıvırmaya başladı. ben de bu süre içinde devamlı iş arıyordum. bir süre ailemin yanına gittim ondan önce birkaç kez kavga çıkartıp bana ağır konuştu. artık ağlasam da uyumaya gidiyordu, aramızı düzeltmiyordu ve sürekli abarttığımı söylüyordu. ben aile evindeyken kavgalarımız devam etti, artık arkadaşlarıma anlatmaya başladım, sürekli kendimi suçlayıp ağlıyordum fakat hepsi bana şuanda çok kaba davrandığını söylüyordu. tartışmaları büyütüp başka yerlere çekmeye ve kavga sonrası yazmamaya başladı. yine de aramızı düzelttik ve onu annemle tanıştırdım, o gün bile gitmeden önce heyecanlandın mı annemle tanışacaksın diye sorunca cık diye tepki verdi. bu kavgaların üzerine konuştuk ve kavga sürecinde o da ben de çok yıprandık diye karar verip ağırdan aldık. sonra ben eve döndüm.

bir süre her şey güzeldi, iş aramaya devam ettim, aramız eskisi gibi olmasa da düzeleceğine eski haline geleceğine inanmayı tercih ettim. şaka yoluyla sürekli ben yokken çok rahat olduğunu istediği gibi oyun oynayabildiğini söylüyordu. ??

annesinin evimize geleceğini öğrendik ve annesiyle tanıştım. eve gelir gelmez erkek arkadaşım tüm gece telefonuyla oynadı. reels izledi. annesiyle hep ben konuştum. alttan aldım ve sabah o işe gitti. bense erkenden kalkıp alışverişe gittim (annesi gelmeden evi erkek arkadaşım yorulmasın diye dipnot: enayi olduğumdan, dipköşe temizledim 2 kez) anensine kahvaltı hazırladım. erkek arkadaşım işten döndü ve dışarı çıkacaktık. yemek yiyip salonda uyudu, annesi de ben de rahat bıraktık. ben birkaç kez uyandırdım fakat uyumaya devam etti. sonra kendisi uyandı ve hazır olduğunu söyledi. ekmeği salonda bırakmıştı (kedilerimiz var), buzdolabının kapağı açıktı ve yediği meyveyi dolaba koymamıştı. kendisine odamızda kısık sesle bak ben kaç kez evi temizledim annenin yanında bari ne topladın kontrol etmiyim diye kızdığımda bana sus diye bağırdı. annesi var diye alttan aldım. konuyu açtığımda hiçbir şeyi umursamadığını söyledi. çok sıkılmış ve bağırdı diye özür bile dilemedi. ben annesi var diye alttan almaya devam ettim. dışarı çıktığımızda bana çok soğuk davranıyordu, sürekli telefondan reels izleyip yatıyordu ve annesiyle hep ben konuşuyordum ki annesiyle her gün telefonda saatlerce konuşurlar. elimi bile tutmuyordu. annesi gittikten sonra da benden ayrıldı. yemek yiyip masayı beraber toplayalım diyince bile ona emir vermiş oluyormuşum. ayrolırken çok rahattı kavga bile etmedi tv izlemeye devam etti. bense tamam dedim ve o günden beri acil bir şey olmadıkça konuşmuyoruz ben sürekli ağlıyorum. 1 hafta oldu. bu şehirde ondan başka kimsem kalmadı tüm arkdaşlarım başka şehirlere dağıldı nerdeyse. dün yeni işe başladım, kafede garsonluk ama olsun iş iştir. bugün eve gelince hıçkıra hıçkıra ağladım ve odaya girdiğinde hala çok ağlıyordum. işlerini halletti ve odadan çıktı. sizce ben arkasını toplamıyor diye kızdığım için haksız mıyım, çok mu bunalttım? sürekli oyun oynaması, telefonda takılması, üşenceç olması, beni takdir etmeyişi normal mi ? oyun oynayıp bira içiyor ayrı olduğumuzdan beri salonda mesela. aile evine gitmeden veya ordayken kavgalarımızın konusu bana yazmayışı, tatil planımız vardı bunu patronuna söyleyecekti patronu kendisi aile evine gideceksen izin vereyim demiş o da gitmeyecek diye kabul etmemiş, ben de planımız vardı onu söyleseydin dedim diye bencil, memnuniyetsiz ve biri olduğumu söyledi mesela. neden kendimi düşünmeden direkt patronu ona kendi istrğiyle izin verdi diye sevinmiyormuşum. veya yemek yapıyorum bazen yetişmiyor 9 oluyor saat, geç yemek yedik diye söyleniyor. bulaşıkları o makineye dizer ben yemek yaparım öyle anlaştık, beraber topkuyoruz fakat mutfağı dağıttım diye söylenir. kampa gidiyoruz, para verdik ama deniz rüzgarlı, en azından bir kere yüzelim o kadar geldik diyorum bağırıyor naparsan yap diye. sizce başkası mı var ? okumayabilirsiniz çok uzun yazdım ama içim çok dolu. ölecekmişimcesine ağlıyorum. çok mutsuzum. okuduysanız allah razı olsun

Bu kişi ile evlilik vs. düşünmeyin ve kendi ayaklarınızın üzerinde durun lütfen 🙏🏼
 
Sakın ol ki duzeliriz umuduyla evlenmeye kalkma. Bak yine araniz duzelir (diyorsun ya konustuk, baristik bi sure her sey normaldi vs bir sure sorun yasamazsiniz bi heyecanla evlenirisiniz ama sonra yine ayni noktaya donersiniz. Birbiriniz icin dogru kisi olmadiginizi dusunuyorum ve evlenirsen de inanilmaz pisman olursun. Sonra belki duzelir diye bi de cocuk yapmak istersin aman aman..
 
merhaba sevgili hanımlar. bu konuyu açmak için hesap açtım ve buradayım. inanın neden bu konuyu açtığımı ben de bilmiyorum sadece biraz içimi döküp dertleşmek istedim.

erkek arkadaşımla 2 yıl önce işyerinde tanıştım. bana hemen açıldı ve birbirimize çok aşık olduk. başlangıçta uzun süre çok değer gördüğüm ve iyi davranıldığım bir ilişkimiz oldu. başlarda ben ona onun kadar bağlı değildim ve onun kadar ciddi düşünmüyordum fakat o ilk haftalarda evlilikten bahsetmeye başladı ve beni sevdiğini söylemekten de hiç sakınmadı. kendisi benden 6 yaş büyük ve ben şuanda 22 yaşındayım. ben yaşadığımız şehirde ailemden uzakta yaşıyorum, o da öyle. ilk tanıştığımızda ikimiz de öğrenci evlerinde kalıyorduk fakat benim evim ev sahibi nedeniyle dağıldı. daha 2. veya 3. ayımızda onunla beraber kalmamı istedi ve ben de kabul ettim, süreci benim için çok kolaylaştırdı. sürekli birlikteydik, beni her yerden almaya gelirdi ve sabahları küçük notlar bırakırdı. 6 ay sonra ben beraber çalıştığımız yerden çıkartıldım. bu süreçten önce bir iki kez ciddi bir kavga etmiştik fakat gönlümü her darıldığımda almasını bilirdi.

aynı evde yaşamanın etkisiyle daha ciddi kavgalar etmeye başladık. ben o zamanlar iletişime kapalı ve tripli biriydim, o ise peşimden koşardı. çok kavga ettiğimiz ve anlaşılmadığım zamanlarda ayrılık konusunu açtığımda beni hep döndürdü iş, düzen oturtamama vs. derken ev işleri konusunda ben de çok dikkat etmezdim o da. fakat yine de hamarat ve işten kaçmayan biriydi. beraber iş yapardık çok da keyif alırdık. o zamanlar işten çıkartıldığımda 1 ay evde kaldım ve o sürede hiç sıkıntı yaşamadık. sonra ben başka bir işe geçtim.

bir süre sonra kaldığımız evden başka eve geçtik ve o 2 kez iş değiştirdi. benim onun aklına sokmamla beraber şuanda çalıştığı ve hep istediği işe kavuştu. bu işten dolayı sürekli trafikteydi. (şuanki işine nisan ayının başlarında girdi) işe girdikten ve kıdem kazandıktan sonra hal ve hareketlerinde değişim oldu. başlarda işi çok fazla umursadığını farkettim fakat çok önemsemedim, mutlu ondandır diye düşündüm. sonra tek konuşma konusu işi oldu. eve geldiğinde sürekli oyun oynamak istemeye, bana daha az ilgi göstermeye, umursamaz ve üşengeç olmaya başladı. ev işleri konusunda çok dikkatsiz olmaya ve her şeyi bana yığıp söylenmeye başladı. en sevdiğim özelliği sakinliğiyken bana sesini yükseltmeye ve tahammülsüz olmaya başladı. kavgalarımızdan dolayı arkadaşlarımızın yanında da konuşmamaya başladık ve gönlümü hiç almıyordu. bu nedenden dolayı ayrılmak istedim fakat işten dolayı çok stresli olduğunu asabi olduğunu kabul etti ve ağladı. barıştık ve uzun bir süre bir sıkıntı çıkmadı.

bazı nedenlerden dolayı iş yerim kapandı ve işsiz kaldım. sürekli evdeydim, eve bakıyordum yemek yapıyordum iş yapmaktan gocunmuyordum ve arkasını hiç toplamamaya(bardağını makineye yerleştirmemeye, çorabını yerde bırakmaya başladı), beni takdir etmemeye başladı. işsiz kaldığım süreçte de bana maddi olarak destek olsa da ne zaman stresimi açsam sanki çok da önemli değilmiş gibi davranmaya başladı. arkasını hiç toplamaması konusunda artık laf etmiyordum çünkü ne zaman söylesem burun kıvırmaya başladı. ben de bu süre içinde devamlı iş arıyordum. bir süre ailemin yanına gittim ondan önce birkaç kez kavga çıkartıp bana ağır konuştu. artık ağlasam da uyumaya gidiyordu, aramızı düzeltmiyordu ve sürekli abarttığımı söylüyordu. ben aile evindeyken kavgalarımız devam etti, artık arkadaşlarıma anlatmaya başladım, sürekli kendimi suçlayıp ağlıyordum fakat hepsi bana şuanda çok kaba davrandığını söylüyordu. tartışmaları büyütüp başka yerlere çekmeye ve kavga sonrası yazmamaya başladı. yine de aramızı düzelttik ve onu annemle tanıştırdım, o gün bile gitmeden önce heyecanlandın mı annemle tanışacaksın diye sorunca cık diye tepki verdi. bu kavgaların üzerine konuştuk ve kavga sürecinde o da ben de çok yıprandık diye karar verip ağırdan aldık. sonra ben eve döndüm.

bir süre her şey güzeldi, iş aramaya devam ettim, aramız eskisi gibi olmasa da düzeleceğine eski haline geleceğine inanmayı tercih ettim. şaka yoluyla sürekli ben yokken çok rahat olduğunu istediği gibi oyun oynayabildiğini söylüyordu. ??

annesinin evimize geleceğini öğrendik ve annesiyle tanıştım. eve gelir gelmez erkek arkadaşım tüm gece telefonuyla oynadı. reels izledi. annesiyle hep ben konuştum. alttan aldım ve sabah o işe gitti. bense erkenden kalkıp alışverişe gittim (annesi gelmeden evi erkek arkadaşım yorulmasın diye dipnot: enayi olduğumdan, dipköşe temizledim 2 kez) anensine kahvaltı hazırladım. erkek arkadaşım işten döndü ve dışarı çıkacaktık. yemek yiyip salonda uyudu, annesi de ben de rahat bıraktık. ben birkaç kez uyandırdım fakat uyumaya devam etti. sonra kendisi uyandı ve hazır olduğunu söyledi. ekmeği salonda bırakmıştı (kedilerimiz var), buzdolabının kapağı açıktı ve yediği meyveyi dolaba koymamıştı. kendisine odamızda kısık sesle bak ben kaç kez evi temizledim annenin yanında bari ne topladın kontrol etmiyim diye kızdığımda bana sus diye bağırdı. annesi var diye alttan aldım. konuyu açtığımda hiçbir şeyi umursamadığını söyledi. çok sıkılmış ve bağırdı diye özür bile dilemedi. ben annesi var diye alttan almaya devam ettim. dışarı çıktığımızda bana çok soğuk davranıyordu, sürekli telefondan reels izleyip yatıyordu ve annesiyle hep ben konuşuyordum ki annesiyle her gün telefonda saatlerce konuşurlar. elimi bile tutmuyordu. annesi gittikten sonra da benden ayrıldı. yemek yiyip masayı beraber toplayalım diyince bile ona emir vermiş oluyormuşum. ayrolırken çok rahattı kavga bile etmedi tv izlemeye devam etti. bense tamam dedim ve o günden beri acil bir şey olmadıkça konuşmuyoruz ben sürekli ağlıyorum. 1 hafta oldu. bu şehirde ondan başka kimsem kalmadı tüm arkdaşlarım başka şehirlere dağıldı nerdeyse. dün yeni işe başladım, kafede garsonluk ama olsun iş iştir. bugün eve gelince hıçkıra hıçkıra ağladım ve odaya girdiğinde hala çok ağlıyordum. işlerini halletti ve odadan çıktı. sizce ben arkasını toplamıyor diye kızdığım için haksız mıyım, çok mu bunalttım? sürekli oyun oynaması, telefonda takılması, üşenceç olması, beni takdir etmeyişi normal mi ? oyun oynayıp bira içiyor ayrı olduğumuzdan beri salonda mesela. aile evine gitmeden veya ordayken kavgalarımızın konusu bana yazmayışı, tatil planımız vardı bunu patronuna söyleyecekti patronu kendisi aile evine gideceksen izin vereyim demiş o da gitmeyecek diye kabul etmemiş, ben de planımız vardı onu söyleseydin dedim diye bencil, memnuniyetsiz ve biri olduğumu söyledi mesela. neden kendimi düşünmeden direkt patronu ona kendi istrğiyle izin verdi diye sevinmiyormuşum. veya yemek yapıyorum bazen yetişmiyor 9 oluyor saat, geç yemek yedik diye söyleniyor. bulaşıkları o makineye dizer ben yemek yaparım öyle anlaştık, beraber topkuyoruz fakat mutfağı dağıttım diye söylenir. kampa gidiyoruz, para verdik ama deniz rüzgarlı, en azından bir kere yüzelim o kadar geldik diyorum bağırıyor naparsan yap diye. sizce başkası mı var ? okumayabilirsiniz çok uzun yazdım ama içim çok dolu. ölecekmişimcesine ağlıyorum. çok mutsuzum. okuduysanız allah razı olsun
1-2 aylık sevgilinle tabiri caizse evlenmişsin, ne bekliyordun ki yıpranmış ilişkiniz. Yaşın çok genç ve maalesef saçma olmuş bu olay. Üstelik yaşça da senden büyük. Bi zaman sonra aynı pencereden bakmamışsınız olaylara. Hala neden aynı evdesin anlamadım 3 çocuğunun babası da boşanmayı mı bekliyorsun ?
 
Adamın sizi hizmetçi sınıfına konumlandırdığını düşünüyorum ve çok kızdım. Böyle ilişkilerin sonu asla mutlu olmaz. Örneği teyzemdi, eniştem öldü, şu an yeni yeni anlıyor her şeyi ve adama lanetler yağdırıyor. Onun yaptıklarını asla kocası yapmazdı. Ona yıllarca bebek gibi baktı. Ama teyzem düşse kalsa kesinlikle onu kapının önüne koyardı. Sizinki de böyle çıkar odaklı bir ilişkiye dönmüş ama adamın artık çıkarında bile gözü yok belli ki. Sizden sadece gitmenizi istiyor. Bence gururunuzu ele alın ve derhal evi terk edin. Belki o zaman bir nebze kıymetiniz anlaşılır ama o anlayış da geçici olur, adamın kumaşı bu maalesef. Ben size üzüldüm, umarım her şey gönlünüzce olur. İyi haber şu ki istisnasız hepimiz böyle boktan adamlara hayatımızın bir döneminde değer verip onların kıçını kaldırdık, çok ağladık, zırladık. Ama geçiyor hepsi. 🩷
 
Günümüz ilişkilerinde kimse kimseye tahammül etmiyor triple tavırla kendinizden uzaklaştırmışsınız özellikle erkekleri bu şekilde boğarsan yanında değil karşında durur. Siz de fazla itaatkar davranmışsınız ve şu an onun gözünde sürekli ağlayan aciz güçsüz kimsesiz bir insansınız. Düşünsenize evde sürekli mutsuz ve ağlayan biri var hangi insan buna katlanır ki zaten sizden vazgeçmiş umrunda değilsiniz. Gençsiniz niye ona muhtaç gibi davranıyorsunuz? Sizi sevmeyen adamla ne işiniz var ? Aile her şeydir bir an önce ailenizin yanına gidin
 
Neden kendi hayatınızı bi kadar yol sayıp varığınızı yoğunuzu bu adama harcadınız? Kendiniz hala bi iş tutturamamışken ona daha iyi bir iş konusunda yol gösterip, destek çıkmışsınız ama kendi kariyeriniz konusunda hiçbir şey yapmamışsınız ne kadar üzücü. İnsan en büyük kötülüğü kendisine yapıyor gerçekten. Adamla sevgilisiniz sadece ama ondan para alıp harçlık yapıyorsunuz falan. Bunlar çok saçma, daha ortada ilişkide resmiyet yokken yapılmaz. Adamın size bakış açısı değişmiştir doğal olarak.
Çok çabuk bir şeyleri tüketmişsiniz, evli çiftler gibi olmuşsunuz erkenden. Sonu da hüsran olmuş. Artık o evde ayrılık acısı çeken, ezik bir kadın olmayı bırakın eşyalarınızı toparlayıp ailenizin evine dönün. O evde hala kalmanızın bir anlamı yok, o şehirde tek eve çıkacak maddi gücünüz de yok belliki. Salın artık adamı, kendinizi suçlamayı da bırakın. Sizin en büyük suçunuz kendinizden önce onu düşünmeniz ve o evde kul köle olmanız. Artık kendi kariyerinize odaklanın, yaşınız daha çok genç. Daha iyileri çıkacaktır karşınıza.
 
İşte evlenmeden aynı evde yaşamanın faydaları. Adam uzun ilişki olunca böyle değişebiliyor demek ki görmüş oldunuz. Gerçekten neden hala aynı evdesiniz. Toplanın gidin ailenizin yanına orda işe girin hayatınızı kurun mis gibi. 3 çocuklu kocasından çeken kocasını terkedemeyen kadınlar gibi davranmayın. Daha yolun başındasınız
 
X