Herkes sussun.
Boşluktaki dilsiz yıldızların körlüğü gibi
Dursun her şey yatağımda.
Ben neye ağlayacağımı bilirim,
Hangi tenin beni öldürmeye yeteceğini...
Bu son.
Artık uykusundayım herkesin.
Yaradılışı değilse de,
Yokoluşu gördüm...
Yıldızlar kadar uzaksın bana şimdi.
Göğsümde çarpan kalbim kadar yakın.
Suyumda, ekmeğimde, aşımda
Sen varsın.
İçime doluyorsun
Her nefes alışımda
Fakat yoksun.
Başkasını seviyorsun.
Gittin...
Gelmeyeceksin...peki.
Peki...
Ahım kalmaz yanına unutma.
Ben ah etmem ama
Kalbim masum bir çocuktur
Tutar eğer ederse beddua
Yeni bir yola çıkmışsın(ız) ya
Yolun sonu olsun sonun(uz)
Cehennemin dibine kadar
Gidip kaybolun(uz)
Kanadı kırık bir kuşun uçmaya olan özlemidir hasretin.
Bencillik yapıyorum belkide.
Sırf Allah sevdiğine kavuştursun diyecek diye.
Her dilenciye para vermekle...
Nazan Bekiroğlu
"Aklımla kalbimin, hâlimle sözümün, teslimiyetimle ve vehmimin arasında kaldım ben. Aklımı gösteren ismimle aşkımı gösteren ateş arasına düştüm, o uçurumda yittim ben. Aynı anda iki şey olunamadığı için aşkın saltanatında, o uçurumda yitirdim ben." (İsimle Ateş Arasında'dan)
Sadece sor kendine sevgilim, hiç mi sevmedin?
Sen önce, el oluyorsun
Sonra, son vedanın adı elveda oluyor dilimde.
Ve şimdi,
Tüm saatler, seni vazgeçiyor.
Hayata ne zaman bir veda ısmarlasam,
Adın dudak ucumda son arzu hala.
Başımın dizine devrilişini özledim.
Dilimin ucu hep aynı cümleye gebe.
Seni çok sevdim.