En beğendiğiniz şiir dizeleri...

Hiçbirşey beklemeden sevdim.
O'na dokunmadan, elini tutamadan ..
Ben kadar yakın,
Sen kadar Uzaktan..
Masum ama bir o kadar da hırçınca
Kendimi unutaraktan..
Çok canım acıdı
Nedensiz bir sevda uğruna
Halen Çok acı çekiyorum..
Biliyorum İmkansız bir aşk
Seven dayanacak,
Katlanacak
Asla Yılmayacak.
...
Bu aşk yolunda........
 
Son düzenleme:
Aşk sensin.
Yüzüme baktığında hissettirdiğin o eşsiz duygu.
Dizlerimi titrertmen, yüzümü güldürmen.
Bakışlarında kendimi önemli hisstemem, işe yarar görmem.
Tüm insanlardan daha değerli, daha şanslı olduğumu kavramam.
Sonra ellerin. O bembeyaz ellerin. Tek bir dokunuşunla göğün en yüksek yerlerine yükseltmen beni.
Sonra sesin. Kulağımın duyduğu en güzel melodi ve sen.
Tüm benliğinle tüm bedeninle sen...
 
İçimden haykırmak geliyor.
Dünyaya sığdıramadığım seni
Kalbime sığdırmak geliyor.
Ağlamak geliyor seni görmezsem
Özlemek geçiyor içimden seni
Sevmek geçiyor.
İçimden sana doğru giden
Bin bir türlü yol geçiyor.
Korkmuyorum seni sevmekten.
Ben yalnızca seni seviyorum Ne o muhteşem güzelliğin
Ne kalbimdeki özelliğin
Ne de sevdiğim için değil Seni yalnızca sen olduğun için Ruhun için
Kalbin için
Aklın ve sevgin için seviyorum seni.
Gözlerimi her açtığımda
Aklıma gelişini seviyorum.
Her gece uyumadan önce
Seni sevdiğim aklıma gelince
Sensiz uyumayı bile seviyorum
Uyumadan önce seni düşününce......
 
Yahu, nedir bu bendeki esrarlı ısrar?
Aynı rüyaya dalarmış gibi tekrar tekrar,
Yüzyıllardır seni her gördüğümde çıplak,
Yeşeren gözlerimden düşer oluyor bir yaprak.
 
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte
yani yürekte.

Meselâ bir barikatta dövüşerek
meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken
meselâ denerken damarlarında bir serumu
ölmek ayıp olur mu?

Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

Seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?

Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
 
KÜREKSİZ


Ters
Dönmüş
Kumsalda,
Taşlarda
Uzanmış
Kalmış,
Su da
Güzel
Yüzen
Dışı
Güneşte …
İçi
Yanık
Kayıklar
...
 
Burdasın
yanımdasın biliyorum
Mum ışığımın zerafetinde
ağlayan yalnızlığımsın yine bu gece
Dur gitme, bekle!
Eriyip gidemezsin beni bırakıp.
Mum biter, gece söner ama
korkarım, beceremem
karanlıkta şiir yazmayı sana.

Sen hep burdasın,
odamdasın biliyorum
Olur ya, sıkılırsan eğer
git, gez de gel biraz ama
dön ne olur yine yanıma.
Korkarım,
ağlamayı beceremem karanlıkta.

Burdasın biliyorum
Ama ben seni bulamıyorum
bulamıyorum!
Kaybolan yüreğimle beraber
bu gece de yine inatla
seni arıyorum...
 
Bir sabah,
Zamanı durdurdun sen...
Ayrılığı ekledin sonbahara
Mevsimin bütün bulutları,
Gözlerimde birikti de
Ben yağamadım bakışlarına...

Söyle!
Hangi güneş
Baharı getirecek şimdi bana?
Kadehimiz ayrılağa kalkmadı ki hiç
Ben nasıl içebilirim yokluğuna...

Belki,
Zamansızdı sevgim
En az gidişin kadar!
Elde değil bu.
Sen hiç eylülde sevip de
Vakitsiz hüzünlere beyaz bayrak salladın mı?
Bilemezsin sevdiğim...
Nasıl da koyuyor adama güzün geri kalanı...

Doğduğum gündeyim şimdi.
Yoksun...
Bir başıma içip,
Kağıda gidişini karaladım...
Hazanda sevmek akıl kârı değilmiş sevgili
Anladım...


 
Öyle bir ilk yaz ol ki korkut yaprakları,
Öyle bir son yaz ol ki tut yaprakları,
Sararıp dökülürken güz rüzgârlarında
Ardında savrulsunlar, unut yaprakları.
Sevinçlerinde onlar vardı, hüzünlerinde onlar
Seninle yeşerdiler, seninle soldular..
Olsunlar senden sonra da umut yaprakları.


Özdemir Asaf....
 
Son düzenleme:

Bende olduğundan beri
ne zaman aynaya baksam; kendimi bulamıyorum.
Gözlerimde gözlerini, dudaklarımda gülüşünü görüyorum.
Hep nefesini soluyorum, tenimde bir ürperti beliriyor.
Koca şehir susuyor sadece sesin çınlıyor kulaklarımda.
Bakabildiğim kadar ileride, dokunabildiğimce yakındasın
ama hasret kalıyorum bebek yüzlüm gülüşüne.


İstanbul gibi bakıyorsun bana, gizemli ve buğulu.
Hem içinde olup, hem yalnız yaşamak bilsen ne kadar zor geliyor.
Hayat kavgasını sürdürüyor sevdam.
Aşk can çekişiyor gecelerimde.
Tenine susuyorum Marmara’nın derinliklerinde.
Yeditepe çalıyor sanki seni benden, yavaş yavaş tüketiyor.


Gökyüzüne yıldızlarla tutunan peçesini çıkarıyorum karanlığın.
Pencereden yatağına süzülen ay ışığı olmak,
yüzünü sürdüğün yastık olup düşlerine avuç açmak için.
Bedeninde serilmeliyim gece gibi.
Meleklerin uyurken bıraktığı gülüşü seyretmeliyim başucunda.


Kalmamı istermisin, yıldızlar bir bir gömülürken sabaha?
dokunmamı istermisin ayaz düşen tenine?
Hani utanmazlığın koynunda
kendinle sevişmelerinde yanında olmamı istermisin ?


Kuruyan teninde terden boncuklar yapabilirim,
güzel bir melodideki piyano tuşları gibi dokunabilirim vücuduna,
kıvrımlarınla ahenkli yaşayabilirim seni.
Rüzgârın dağlarla kucaklaşmasını,
dalgaların kıyılara cilvelerini getir aklına.
Önce, süzülmelerini hisset kumlara köpüklerinin,
sonra kızışan rüzgârla tut ellerimi.
Tüm gücünle sarıl biçare kimliğime.
Açlığımı, susuzluğumu, sırlarımı bitir gecede.
İçimde kıpırdanışların, yüreğimde sıcaklığın, dudaklarımda
titreyişleri sevdanın, tenimin ürpertisinde nefesin olmalı...


Dağıt, hazan düşen yatağımı. Güneşim ol eylül gözlüm.
‘Seni istiyorum’ diye yutkunduğum nefesimi al dudaklarımdan,
sırlarımı çöz öpüşlerinle. Ay gibi yum gözlerini geceye,
yıldız gibi kay geç düşlerimden. Tadını bilmediğim,
tenine düşmediğim hayal olmaktan çık, dökül şehvetinle.


Söyleyemem sana yanan tenimi, kıvılcımı düştü bir kez içime.
Kıvranışlarım kadar sessiz uykusuzluğum.
Her dokunuşumda kendime, haykırışlarım suskunluğum aslında.


Kendime sarılıp yatağın bir ucunda tüm ürkekliğimle gelişini beklerim.
İçimden akan ılıklığı, sıcak sevdayı sana sunmak,
sadece hayalinle bütünleşerek yaşamak çok zor be aşkım...
‘SEN’ bendeysen, benimsen.. Neden gecelere isyanım?


Kirpikten bulutlarını arala artık, güneş gözlerinde kapalı kalmasın,
Uyan! Dünya güneşe, ben sana kavuşayım.
Seni seviyorum eylül bakışlım...
 


Bir dağ başı yalnızlığı yaşıyorum yeniden...
Dağ başı yalnızlığı ölümden beter.
Hiç kimse aramasa sormasa beni
Sen gelsen yeter...

Huzur ellerinin güzelliğidir.
Gözlerin karşımda mutluluk denizi.
Her sabah soframızda ekmeğimizi
Sen bölsen yeter...

Yüreğim seninle yaylalar kadar serin
Ne bir çizgi hasret, ne bir nokta gam
Yayla dumanı gibi gözlerime her akşam
Sen dolsan yeter...

Bende çaresizlik sonsuz kördüğüm.
Bende sabır, sende naz...
Gündüzünden vazgeçtim, düşümde biraz
Bir yüz görümlüğü sen olsan yeter...

Duymasa da hiç kimse
Şâir gönlümün, sende karar kıldığını.
Ve içimin şerha, şerha yarıldığını
Sen bilsen yeter...

Bir gün duysan bittiğimi, tükendiğimi.
Çıkıp gelsen uzaklardan korkulu ürkek.
Bir incecik dal gibi üzerime titreyerek,
Eğilsen yeter...


Yavuz Bülent Bakiler
 
O durmadan kaçıyor;
Sen ardından gitmiyorsan;

O günün her saatinde saklanıyor,
Sen yollara düşüp deli divane aramıyorsan;

O sana acıların en büyüğünü tattırıyor,
Sen bundan en yüce hazzı duymuyorsan;

Boşuna aldatma kendini,
Onu sevmiyorsun demektir.

Elindeki içki kadehinde,
Dudağındaki sigarada ,
Okuduğun kitapta,
Mırıldandığın şarkıda,
Söylediğin şiirde,
Gördüğün rüyada
Ve yaşaman icin
Ciğerlerine doldurduğun havada
O yoksa;
Onun vazgeçilmezliğini anlamamışsan;
Onu sevmiyorsun demektir.

Renkler onunla değerlenmiyorsa,
Örneğin; onsuz kırmızı kırmızılığının,
Mavi maviliğinin farkında değilse,
Beyaz yalnız o giydiği zaman
Güzelliğini haykırmıyorsa,
Sabahları onu görünceye kadar
Güneş doğmuyorsa
Ve onsuz gökyüzü geceleri
Aya, yıldızlara hasret değilse
Onu sevmiyorsun demektir.

Sokakta gördüğün her yüzde
Ondan birşeyler aramıyorsan,
Güzel bir manzara,
Hüzünlü bir musiki onu hatırlatmıyorsa,
Uykudan uyandığın zaman
Yaşamakta olduğundan önce
Onu hatırlamıyorsan,
Omuzlarına dökülmüş saçları,
Bir sis perdesinin ardında
Her zaman gülen,
Işık sacan gözleri
Aklına gelmiyorsa,
Durup durup avuçlarının
Sıcaklığını özlemiyorsan;
Onu sevmiyorsun demektir.

Dünyada yaşıyan öteki insanların
Senin için hâlâ bir değeri varsa ,
Ona karşı tutumunu
Toplumun köhne ve manasız
Kurallarına göre ayarlıyorsan
Ve açık açık
Sanki var olduğunu haykırırcasına
Sevgini söylemiyorsan;
Onu sevmiyorsun demektir.

Yok o senin icin
Herşeyden değerliyse,
Gözünü yumduğun anda
Onu görebiliyorsan,
O bütün şarkılarda,
Bütün şiirlerde,
Bütün resimlerde ise,
Ona muhtaç olduğunu
Söylemekten utanmıyorsan,
Senin içten ve büyük sevgine
Karşılık vermiyeceğinden
Korkmuyorsan,
Bütün bencil duygularından
Sıyrılabilmişsen
Onun için herşeyi,
Ama herşeyi yapacak gücü
Kendinde buluyorsan,
Her hali sana
Ayrı ayrı güzel geliyorsa,
Karşıisında kendini
Bir çocuk gibi hissediyorsan,
İstediği anda onun için
Ölebileceksen,
Onun için yaşıyorsan
Ve yine onun için
Bildiğin bilmediğin
Bütün düşmanlıklara
Karşı koyabileceksen,
O her geçen dakika
Sende biraz daha büyüyorsa
Ve kendi kendine bile
Çok sevdiğini bütün
Samimiyetinle,
İnanmışlığınla
İtiraf edebiliyorsan,
Bir gün o seni hiç,
Ama hic sevmediğini söylese bile ,
Senin sevginde azalma olmayacaksa
Ve ölünceye kadar onu aşkların
En olumsuzu ile sevebileceksen;
İşte o zaman
Onu seviyorsun demektir.

O sana sevmeyi,
Gercek aşkı öğretti.
Sen onu hep sevecek
Ve sevilmenin mutluluğunu tattıracaksın.

O , hiç sen olmasan bile,
Seni bir parça sevmese bile....
 
Belki aynı yaşamı paylaşmadık seninle yıllarca
Ama aynı gökyüzü altındaydık,
Aybı kaptan yemedik yemeğimizi seninle
Ama aynı bardaktan su içtik yudum yudum,Bir yudum sen bir yudum ben hemde kana kana,
Aynı yatağı paylaştık seninle sırtı bana dönük sen yüzü sana dönük ben,
İçtiğimiz su gibi oldu sevdamız bir damla ben bir ırmak SEN...
 
iyi Geceler Aşkım
Gel de demedin yüreğime davetkâr bir sesle… Hep kaçtım senden ömür sürgününde… Oysa en çok seni sevmiştim biliyorsun…
Sabah oluyor ve yine akşam…
Bütün kapılar bana kapalı şimdi. ihtimal bile değil başka kapılarda uyumak. Bir tek senin eşiğin, bir tek senin paspasın huzur veriyor …
Ben gel demeni bekliyorum bir gece ansızın. Sen “gel” de demiyorsun. içim kanıyor biliyor musun? Oysa sen “gel” desen ben nasıl geleceğimi biliyorum.
Bütün mevsimler hep aynı sen olmayınca…
Ha kar yağmış, ha küresel ısınma. Kimin umurunda!
 
iyi Geceler



“Bu gece nasıl bitecek! ” demiştin ya
Ben hala o gecedeyim şimdi.
Ve bitsin istemiyorum.
Çünkü biraz sonra
Maviye kavuştuğunda gün.
Biz seninle ayrılacağız.
Hayata döneceğiz.
Oysa şimdi hayalde olsa benimlesin.
Karşımdasın.
Konuşmuyorsun ama gülümsüyorsun.
Orda öylece bana bakıyorsun.
Niye bitsinki bu gece....
 
Yorgunum, bitkinim, bitabım artık,
Belâgatli değil hitabım artık,
Her sayfamda hatta her satırımda
Yazılısın, cilt cilt kitabım artık.
 
Umutsuzlukta kaybettiğim yılların geleceğe giden zamanısın sen..Tozlu yollarımsın sana uzanan...Adımlarımsın bastığım her izinde adını sayıklayan...Rüzgar koynumda sana geliyorum..Dudaklarımda senin en sevdiğin şarkı....Bir de bohçamda sevgi azığım...Kilitledim geçmişimi karanlığa...Ben sana koşuyorum..Hem de yalınayak...Bilirim ki yollardaki dikenlerin çıplak ayaklarımın kanamasından korkarsın sen...Dudaklarınla öpme sakın yollarıma serilmiş dikenleri..Bırak kanasın ayaklarım....Yollarımsın bâd- ı saba ile yıkanmış..Bulut bulut gölgelerinde ilerlediğim varlığının bayram arifesindeyim.. Sana kavuşmak, bir bayram sabahı... Toprak yağmuru sağarken dudaklarıyla sen benim vuslatımsın hasretin omuzlarına vurulmuş...Sen benim yollarımsın adınla onurlandırılmış..Gözlerini mavi ufuklara çevir..Toz bulutuyla sana gelmekteyim...Ellerimde mavi bilyelerim nefes nefese sana koşuyorum .Bekle beni..Daraldı zaman..Yaz yağmuru kadar mesafem kaldı sana..Geliyorum....Kaybolan yılların cilasız zamanlarından senin için yollara koyuldum..Zamansızlığın patikalarını geçmişken bir dağ kaldı aramızda...Üzüm bağlarından geliyorum sana..Az kaldı sevgili..Yollarımsın, adımlarıma ömür diye sunulmuş...​
 
Seninle buluşmamız ne kadar güç olsa da
Senden sadece beni sevmeni istiyorum.
Beş dakika başbaşa kalmamız suç olsa da,
Senden sadece beni sevmeni istiyorum.

Çağırsam bile gelme, yorulma ne olursun!
Sen üzülme, incinme, kırılma ne olursun!
Beni yanlış anlama, darılma ne olursun!
Senden sadece beni sevmeni istiyorum.

Bir gün bensiz kalsan da benimle yaşamanı,
Aşkımın değerini sır gibi taşımanı,
Nemli bakışlarınla resmimi okşamanı,
Senden sadece beni sevmeni istiyorum.

Senden tek dileğim var, özel imtiyaz değil,
Kulun başka bir kula ibadeti farz değil,
Haşa! Yaratan gibi beş vakit namaz değil,
Senden sadece beni sevmeni istiyorum.
 
SABRIM’ sın..

Acıya minnet eden bir cocuğun ellerine tutuşturulmuş ekmek gibi bereketli yüzün..Su gibi aziz, hayat kadar elzem ve nefes kadar sonsuz bir cansın sen...Akşam kuytularında yalnızlığın ayak dibinde düşmüş benliğimin gözlerinde tekrar hayatı kazanmasıydı..Takâtim, dayanağım, sabrımsın sen..Soğuk ve yapay cocuklarla bastırılmamış cocuksu düşlerimin yeniden sabırla örülüşüydü yüzündeki tebessümler..Ezberimsin. evvelim , ezelim ve ebedimsin...Sebebim, nefesim ve ahirim..Sen, çaresizliğin ayak uçunda demlenen yüreğime armağan edilen sonsuzluk hediyesi..Sen, göğsümde taşıdığım eşsiz paye...Sen benim acıya dayanma gücüm, sen benim yüreğime işlenmiş sabrımsın...
 
Gözlerim uykuyla barıştı sanma!
Sen gittin gideli dargın sayılır.
Ben de bir zamanlar sevildim amma,
Seninki düpedüz vurgun sayılır!

Yalan mı söyledin göz göre göre?
Ne zaman dolacak verdiğin süre?
Gönülden gördüğüm takvime göre,
Aldığım her nefes bir gün sayılır!

Armağan ettiğin kutsal mendile
Akarken içimi dağlayan çile,
Manavgat denilen çağlayan bile,
Benim gözyaşımdan durgun sayılır!

Ne kadar zulmetsen ah etmem sana,
Her iki cihanda gül kana kana.
Seninle cehennem ödüldür bana,
Sensiz cennet bile sürgün sayılır !..
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…