En beğendiğiniz şiir dizeleri...

olur derdim ama bitti bizim hikayemiz...


Bence sen öyle olmasını istiyorsun görüyorumki hiç çaban yok belki o da zor günler geçirmiştir ne dersin?biraz empati lütfen bitanem sevgi öyle kolay bulunmayan çarşıda pazarda satılmayan cinsten bir şey tuttumu bırakmıcaksın bağıra bağıra söyleyeceksin sevdiğini tepkisiz kalma haydi iş başına marş marşbu arada özeline bak :)
 
Son düzenleme:
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin...
Fedakârlığımı anlıyorsun :
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orda beraber yaşarız
külümün içinde külün,
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.
Ben
daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım.
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama çok, pek çok,
ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde?
İçimden bir şey :
belki diyor.
 

cabuk vazgecmedm bea canım coook kostum cook
smdi kendileri günerini gün etmekle mesguller.
 
Niçinler bitmez,ama birgün hayat biterse ve sonunda oskar ödül töreni gibi ödüller sahiplerini bulursa eminim tüm ödülleri sizler alırsınız.
Nasıl mı?

* En iyi oyuncu ödülü :Kendi kimliğinizi bir başka kimliğe çok güzel
büründürdüğünüz için
* En iyi efekt ödülü :Canım dünyayı yakıp kül ettiğiniz için
* En iyi müzik ödülü :Çıkardığınız kuru gürültünün eşi benzeri
olmadığı için
* En iyi yönetmen ödülü:Filmin tüm özelliklerini biribine katıp
karıştırdığınız için

Film dışında bir ödülde daha size verilmeli..Hangisi mi?

* En iyi eleştirmen ödülü:Beni deli yerine koyduğunuz için.


MESCA...
 
Alay Ettin

ansızın kalbime girdiğin gibi
ansızın çekip gittin
ben yıllar öncesinden ümidi kesmiştim
söylermisin,
bir kulaçta nasıl derinliğe ulaşabilir
bir tebessümle yaraları nasıl sarabilirsin

hep söylemiştim oysa
boş bir teselli olsada ümitlerim
hayallerimle geçinip giderdim
ama sen buna bile razı gelmedin
benimle yada bensizken geçicekken günlerin
sen zamanla alay ettin

bir anlık değildi nefesim
bir anlık değildi sana olan sevgim
ben, hücremi kıralı yıllar olmuşken
sen, sen kendine yoktan bir hapishane inşa ettin
zaman zaman sığındın
zaman zaman başın dik yürümeyi öğrendin
oysa ki,
kendinle,evet kendinle alay ettin

biliyorum çok geç oldu bu satırlarım
çok zor oldu senden bağlarımı koparışım
hiç istemezdim
hiç istemedim
çünkü ben seni tahmin edemiyeceğinden çok sevdim
belkide yaşamın kanunu bu
sen beni istememekle
sevgiyle,evet sevgiyle alay ettin

MESCA....
 
Gülüşün ...

İstersen yoksun bırak beni ekmekten,
yoksun bırak beni havadan, ama
yoksun bırakma beni gülüşünden.

Yoksun bırakma beni gülden,
kopardığın süsenden,
sevincinde ansızın
çağıldayan sudan,
seni apansız doğuran
gümüş dalgadan.

Savaşımım amansız, ve dönüyorum
yorgun gözlerle
ara sıra değişmeyen
görünüşüne toprağın,
fakat gülüşün vardığında,
yükseliyor göğe ve arıyor beni,
ve açıyor benim için
bütün kapılarını hayatın.

Sevgilim, bu en karanlık zamanda
yayılıyor gülüşün,
ve birden görüyorsun
kanımın püskürdüğünü
caddedeki taşlara,
gül, çünkü
ellerim için gülüşün
serin bir kılıç olacak.

Güzün denize yakın
yükseltecek gülüşün
köpükten çağlayanını,
ve güzde, sevgilim,
beklediğim çiçek gibi
arzulayacağım gülüşünü,
o mavi çiçeği,
ses veren anayurdumun gülünü.

Gecede gülüşün,
gündüzde, ayda,
gülüşün
adanın dolambaçlı sokaklarında,
gülüşün seni seven
bu hantal erkekte;
fakat açtığımda
ve kapattığımda gözlerimi,
uzaklara gittiğimde,
geri döndüğümde,
esirge benden ekmeği, havayı,
ışığı, ilkbaharı,
fakat gülüşünü asla,
yoksa ölürüm ben.

Pablo Neruda....
 
Hep Bekleyen Asla Birini Beklememiş...

Hep bekleyen asla birini beklememiş olandan
çok daha fazla mı acı çeker?

Nerede sonlanır acaba gökkuşağı,
senin ruhunda mı yoksa ufukta mı?

İntihar edenlerin gökleri mi olur yoksa
görünmeyen bir yıldız?

Göktaşından düşmüş demirden
üzüm bahçeleri nerede hani?

Pablo Neruda...
 

BİR ADIN KALMALI...
bir adın kalmalı geriye
bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
aynaların ardında sır
yalnızlığın peşinde kuvvet
evet nihayet
bir adın kalmalı geriye
bir de o kahreden gurbet

sen say ki
ben hiç ağlamadım
hiç ateşe tutmadım yüreğimi
geceleri, koynuma almadım ihaneti
ve say ki
bütün şiirler gözlerini
bütün şarkılar saçlarını söylemedi
hele nihavent
hele buselik hiç geçmedi fikrimden
ve hiç gitmedi
bir topak kan gibi adın
içimin nehirlerinden
evet yangın
evet salaş yalvarmanın korkusunda talan
evet kaybetmenin o zehirli buğusu
evet nisyan
evet kahrolmuş sayfaların arasında adın
sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı
bu sevda biraz nadan
biraz da hıçkırık tadı
pencere önü menekşelerinde her akşam

dağlar sonra oynadı yerinden
ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca
sen say ki
yerin dibine geçti
geçmeyesi sevdam
ve ben seni sevdiğim zaman
bu şehre yağmurlar yağdı
yani ben seni sevdiğim zaman
ayrılık kurşun kadar ağır
gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın
yine de bir adın kalmalı geriye
bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
aynaların ardında sır
yalnızlığın peşinde kuvvet
evet nihayet
bir adın kalmalı geriye
bir de o kahreden gurbet
beni affet
Kaybetmek için erken, sevmek için çok geç
 


Yanılmışım

YANILMIŞIM
Sen gölgesinde rahatladığım koca çınar
Yağmurunda günahlarımdan arındığım bir fırtına
Seline kapıldığım dertlerin içinde tutunacak bir dal
OLAMAZSIN
Sen benim denizimde batmayan tek gemi
Olmazları zorladığım tüm tapuları yıktığım
Sen sorgusuz süalsiz yaşadığım tek dostum
OLAMAZSIN
Sen ağlayan gözlerimin mendili
Sen tüm sevdalarımın tek şahidi
Tüm kaçamak zamanların tek sahibi
OLAMAZSIN




S.Gökmen Katrancı...
 


Hoşçakalın Dostlarım


Hoşçakalın dostlarım benim
Hoşçakalın dostlarım
Sizi canımda canımın içinde
Kavgamı kafamda götürüyorum....


Nazım Hikmet Ran...
 
Evcil kılıklı bir sukunet bu, umursa beni..
Başıboş temenniler biriktirdim ama
sözcüklerle çürümüyor hasretine biriken acılar..
Saatim yok
gerçi vaktim de yok..
Ben seni çok özlüyorum,
hem de çok.
 
Ne kadar çabuk geldi ayrılık
Oysa daha yeni başlamıştık birbirimize ayak uydurmaya,
daha doğrusu ayak uyduramamaya.
Nedensizliklerin iç çekişlerini dinlerken vedalar bozdu suskunluğumuzu
Bana mıydı kızgınlığın yoksa kendine mi anlamadım
Kaçar gibi veda ettin...
Oysa ben seni sevmelere doyamadım!!!
 
Biliyor musun Olric?
Artık yalnızlığı bile çok seviyorum,
Sırf onun eseri diye...
 
Üstüm Başım Sen İçinde !


Üstüm Başım Sen İçinde !

Evet iyi bildin yine uykusuz bir gece
Ne yaptın bana sen böyle?
Saçımda izi kalmış elinin
Tenimde kokusu hala teninin...

Ne yaptıysam olmadı, bu bendeki sen dolandıkça dolandı
Üstüm başım sen içinde !
Elimde dokunuşunun izi
Her yere saçılan bu senleri,
Toplasamda yetmiyor bana ,
Ne gündüzü ne de geceleri...

Yanıbaşımda duran hayalin var
Gözlerimde ise hala gözlerinin izi...
Üstüm başım sen içindee !
Anlıyormusun beni ?

Ya tut ellerimi aydınlığa çıkar bizi,
Yada git gidebildiğin en uzak şehre!
Bırak dağınık kalsın bu bende kalan sende!


Yazarını öğrenemedim ama nasılda yalvarmış sevdiğine yazık acıdım haline
 
Esiyor tane tane yine beyaz bir rüzgar.
Söyleyin hangi kuşun kanatları yolundu?
Yine hangi ağaçtan döküldü bu yapraklar?

Yağan beyaz bir sükut, bir mahşerdir sanki kar!

Bir hicret sevdasıdır ruhumu sardı yine.
Ruhum gibi pervasız yoldaşlar da bulundu.
Ruhum karıştı gitti bu kar tanelerine;

Şimdi yağan kar değil, ruhumdur kar yerine.


Cahit Sıtkı Tarancı...
 

Çölde bir yolcu gibi yalnızlığım içinde
Kavrulup gidiyorum.
Serseri bir rüzgar gibi hep ganimet peşinde
Savrulup gidiyorum
Serçe kadar pervasız, bir günden ötekine
Atlayıp gidiyorum.
Bütün kumaşlarını açtığım gibi yine
Katlayıp gidiyorum.
Bir kış güneşi gibi ben keyfimin esiri
Görünüp gidiyorum.
Ne belli yerim var, ne de sevdiğim biri
Sürünüp gidiyorum.

Cahit Sıtkı Tarancı...
 
Son düzenleme:
Sen de her şey gibi,yakınımda iken,
Sen de oluyorsun gözlerimde diken.
Git,git benden uzak,uzak bir yere git;
Ne olur,içimde her zaman bir ümit,
Her uzak şey gibi öyle yalnız hayal,
Yalnız rahiya,renk,şarkı halinde kal.


Cahit Sıtkı Tarancı...
 
Keşke şöyle yapsaydım belki severdi” Deme...
O senin için ne yaptı da sevdin ölesiye?
Bu gönül işi dostum hepsi bahane!​
 
Seni Günlere Böldüm

Seni günlere böldüm, seni aylara
Daha yıllara, yüzyıllara böleceğim
Ve her zaman söyleyeceğim ki beni anla
Böyle eskitilmiş de olsa bu kalbi
Minesi çatlamış bir diş gibi
Durduracağım karşında.

Şiirler söylenir, şiirler biter
Biz bu sevdayı neresine sakladıktı sen ona bak da
Kahverengi avuçlarına mı gözlerinin
Tam oradan mı kahverengi yağan bir aydınlığa.

Bütün günler yenileşir her bekleyişte
Ve bütün dünler, bütün geçmişler
Kapısını açarsın ki bir de, hiç kimseler yok
Çaresiz, benim sana gelişim de hep böyle.

Dün akşama doğru turuncu bir bulut geçti
Sonra bütün bulutlar hep birden geçti
Anılar, anılar, belki hepsi bir kelime.

Edip Cansever..
 
Bitti O Sevda

Bitti o sevda, kesildi çığlıkları martıların
Su gibi bitti, suya karşıt gibi bitti
İtti kıyıyı adına deniz dediğimiz bir şey
Adına deniz demediğimiz bir şeyle birlikte
Unuttuk ikimiz de her türlü yetinmezliği
Kaybetti kumarda gözlerim
Kaybetti kumarda gözleri.

Bir koru rüzgarlandı göğüs boşluğumuzda sanki
Uzaklaştı ağaçlar birbirlerinden
Yakınlaştı ağaçlar birbirlerine
Yani her soluk alıp verişimizde bizim
Bir mekik gibi kalbin
Bir mekik gibi kalbim
İşleyip durdu bu yitikliği yeniden.

Ne kaldı
Farkında mısın bilmem
Gündüzler..
Gündüzler biraz azaldı.

Edip Cansever..
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…