• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

En beğendiğiniz şiir dizeleri...

Sen duyduklarına inanıyorsun.
Söylenmeyenlere inan,çünkü insanın sessizliği sözcüklerinden daha yakındır gerçeğe...
 
Hasretini, yokluğunu, sensizliği
bir ateş yanığı gibi öyle acıyla duydum ki yüreğimin etinde,
gitgide çoğalarak
gitgide derinden işleyerek
öyle dayanılmaz oldu ki bu
seni boğabilirdim senden kurtulmak için
çünkü seni o kadar seviyorum.
 
Demiştim sana hatırlarsan:
Önemli olan zamana bırakmak değil, zamanla bırakmamak'tır...
Şimdi bana, geçen o zamanın
Unutulmaz sancısı kalır.
 
Sensizliğe yenilmek,
Sana yenilmekten zor olsa da
Ardımda bir sürü belki'ler bırakarak
Seni içimden terk ediyorum.
 
Ben olmayınca bu güller,bu serviler yok.
Kızıl dudaklar,mis kokulu şaraplar yok.
Sabahlar,akşamlar,sevinçler,tasalar yok.
Ben düşündükçe var dünya, ben yoksam o da yok.
 
Günler öylece kendi kendine geçsin diye
Bir camın arkasında durdum
Bana dokunmasın hiçbir şey
Hiçbir şey yarama merhem olmasın
İyileşecekse, hiçbir şeysiz iyileşsin diye
......Bir camın arkasında durup
Akan hayata ve zamana baktım.

Bilirdim, biliyordum, biliyorum,
Bittiğinde, geçtiğinde,
Azaldığında sızı, iyileştiğimde,
O saman tadıyla karıştığında;
Her şey daha acı olacak.
.........
 
sen güzel insansın
herkes biliyor bunu
yaramı alıp uzak şehirlere gidiyorsun
-saçlarımı düz bir denize ısmarlıyorum

......utanma! ayıp değil ki bu
bak ben utanıyor muyum?
kanayana kadar dizlerim, misket oynarken
hem, unutma herkes birilerinin yarasını taşır uzaklara
 
Henüz bir tokat gibi inmedi yüzüne aşk

Kalbine çivilerle gömülmedi ayrılık

Görmedin bir arslanın can çekişen resmini

Yalnızlık kitabında okumadın ismini

Bir takvim yaprağında yanmadı bakışların

Dökülen tüylerine tutunmadın kuşların

Karanlık köşelerde acı acı gülmedin

Sen henüz kovulduğun kapılarda ölmedin

O Celali uykudan uyanmadın, uyanma

Düşlerimin rengine boyanmadın, boyanma





Sen henüz bir zindanın küflü duvarlarına

Çarpmadın gözyaşıyla boğulan gözlerini

Sen henüz diken diken saplamadın göğsüne

Dudağında kuruyup dağılan sözlerini

Sen henüz dokunmadın yalnızlığa kan gibi

Acıyı kaynatmadın içinde volkan gibi

Karalar bağlamadın beni anlayamazsın

O kalp sende oldukça gülüm, ağlayamazsın


 
Kimi insan otların,kimi insan balıkların çeşidini bilir;
Ben ayrılıkların...
Kimi insan ezbere sayar yıldızların adını;
Ben hasretlerin...


Nazım Hikmet
 
Kim bilir belki bu kadar sevmezdik birbirimizi,
uzaktan seyredemeseydik ruhunu birbirimizin.
Kim bilir felek ayırmasaydı bizi birbirimizden,
belki bu kadar yakın olmazdık birbirimize.
 
Terk etmedi sevdan beni.
Aç kaldım,susuz kaldım;
Hain,karanlıktı gece.
Can garip,can suskun,
Can paramparça...
Ve ellerim kelepçede,
Tütünsüz,uykusuz kaldım;
Terk etmedi sevdan beni...


Ahmed Arif
 
İkimiz de biliyoruz sevgilim,
Öğrettiler;
Aç kalmayı, üşümeyi,
Yorgunluğu ölesiye
Ve birbirimizden ayrı düşmeyi.
henüz öldürmek zorunda bırakılmadık
Ve öldürülmek işi geçmedi başımızdan.
İkimiz de biliyoruz sevgilim,
Öğretebiliriz;
Dövüşmeyi insanlarımız için
Ve her gün biraz daha candan
Biraz daha iyi
sevmeyi..
 
ben seni sevdim mi? sevdim, kime ne
tuttum, ta içime oturttum seni
aldım, okşadım saçlarını, öptüm
içtim yudum yudum güzelliğini

ben seni sevdim mi? sevdim elbette
bendeydi özlemlerin en korkuncu
çıldırırdım sen ne kadar uzaksan,
aşk değil, hiç doymayan bir şeydi bu

ben seni sevdim mi? sevdim doğrusu
sevdikçe tamamlandım, bütünlendim
biri vardı ağlayan; gecelerce
biri vardı sana tutkun; o bendim

ben seni sevdim mi? sevdim, en büyük
en solmayan güller açtı içimde
ömrümü değerli kılan bir şeydin
sen benim bozbulanik gençliğimde

ben seni sevdim mi? sevdim, öyle ya
bir çizgiye vardım seninle beraber
ve bir gün orada yitirdim seni

ben seni sevdim mi? sevdim, ya sen beni?
 
Haklısın...
Sevemedim...
Ben, seni sevmeyi beceremedim.
Senin sevdiğin kişiler gibi rüyadan rüyaya geçerek seni düşünemezdim,
Beyaz gülün her yaprağını ayaklarının altına seremezdim,
Bir papatyayı beni seviyor musun diye parçalara ayırıp serpemezdim etrafa,
Ya da gözlerine saatlerce bakarak seviyorum diyemezdim.
Çünkü;
Ben, seni gerçek yaşamak istedim, bu yüzden kapanmıyor gözlerim
Hayallere meftun.
 
Gece midir insanı hüzünlendiren,
Yoksa insan mıdır hüzünlenmek için geceyi bekleyen?
Gece midir seni bana düşündüren,
Yoksa ben miyim seni düşünmek için geceyi bekleyen?
 
Son karesi gibi Red Kit'in
Batan güneşe doğru
Sürerken atımı,
Gitme kal demeni bekliyorum
Ama yalnızca,
Rüzgar çekiştiriyor atkımı..

Sunay Akın
 
Karlı kayın ormanında
yürüyorum geceleyin.
Efkârlıyım, efkârlıyım,
elini ver, nerde elin?

Ayışığı renginde kar,
keçe çizmelerim ağır.
İçimde çalınan ıslık
beni nereye çağırır?

Memleket mi, yıldızlar mı,
gençliğim mi daha uzak?
Kayınların arasında
bir pencere, sarı, sıcak.

Ben ordan geçerken biri :
"Amca, dese, gir içeri."
Girip yerden selâmlasam
hane içindekileri.

Eski takvim hesabıyle
bu sabah başladı bahar.
Geri geldi Memed'ime
yolladığım oyuncaklar.

Kurulmamış zembereği
küskün duruyor kamyonet,
yüzdüremedi leğende
beyaz kotrasını Memet.

Kar tertemiz, kar kabarık,
yürüyorum yumuşacık.
Dün gece on bir buçukta
ölmüş Berut, tanışırdık.

Bende boz bir halısı var
bir de kitabı, imzalı.
Elden ele geçer kitap,
daha yüz yıl yaşar halı.

Yedi tepeli şehrimde
bıraktım gonca gülümü.
Ne ölümden korkmak ayıp,
ne de düşünmek ölümü.

En acayip gücümüzdür,
kahramanlıktır yaşamak :
Öleceğimizi bilip
öleceğimizi mutlak.

Memleket mi, daha uzak,
gençliğim mi, yıldızlar mı?
Bayramoğlu, Bayramoğlu,
ölümden öte köy var mı?

Geceleyin, karlı kayın
ormanında yürüyorum.
Karanlıkta etrafımı
gündüz gibi görüyorum.

Şimdi şurdan saptım mıydı,
şose, tirenyolu, ova.
Yirmi beş kilometreden
pırıl pırıldır Moskova...

NAZIM HİKMET...
 
Ben nice ayrılıklar gördüm ömrümce
Kuşlar gördüm; kırılmış kolu, kanadı
Ayrı düşmüş sevdiğinden kuşlar gördüm
Hiç bir ayrılık bana bu kadar komadı

Ayrılığın bir ağrıdır vurur şakaklarımda
Ve büyür gözlerimde bir okyanus kadar
Derinden ses verir içimde bir tel
Sonra, birdenbire kırılır, kopar

Yeryüzü çekilir altından ayaklarımın
Geçer başıma çöken bir tavan gibi gökyüzü
Durmadan çalınır kulaklarımda
Şarkıların en hüzünlüsü

Seni alıp uzaklara giden otobüs
Benim üzerimden geçer hışımla
Devrilir, bakakalırım ardından
Bir sel gibi akan gözyaşımda...

Artık ne yapsam boş, teselliler faydasız
Karanlık gitgide en derinlere çeker beni
Çaresiz, bütün sokaklarında bu şehrin
Böyle perişan beklerim dönmeni

Dolaşır birbirine yorgun ayaklarım
Ellerimi koyacak bir yer bulamam
Nereye gitsem, en koyusu acıların
Ne yana baksam, çıldırtan bir akşam

İstemem ben bu ömrü, bu talihi istemem
Böyle durup durup senden ayrılmak varsa
Orada bir mezar kazılır benim için
Ayrılığın nerede başlarsa. Yazar : ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
 
Back