Son kullanma tarihi geçmiş, bayatlamış bir tarayıcı kullanıyorsanız. Mercedes kullanmak yerine tosbaya binmek gibi... Websiteleri düzgün görüntüleyemiyorsanız eh, bi zahmet tarayıcınızı güncelleyiniz. Modern Web standartlarını karşılayan bir tarayıcı alternatifine göz atın.
Farkında değildim Cebrail indirmiş seni yüreğime Bir gece gelecek ki Canımı almaya gelen o Azrail İntihar edecek bu odada Nasıl sevdiğimi Neden gittiğini ve anlatırken sensizliği Elindeki orakla kesecek bileklerini.
Sen uykusuzluk nedir bilir misin ? Tırnaklarınla yastığını parçaladın mı ? Gözlerini tavana dikip düşündüğün oldu mu bütün gece Ve bütün bir gün Belki gelir ümidiyle Bekledin mi hiç ? Gelmeyince seni aramayınca Ölesine ağladın mı ? Sonra çekilip en koyusuna yalnızlıkların Ona ait ne varsa Bir bir hatırladın mı ?
En fazla içimde ölürsün Cesedini sürüklerim gittiğim her yere Tenimin yırtıldığı yerden mi girdin içeri Açar gibi yaparak açık bir kapıyı Beni ikiye böldün Hadi içimi kendine aldın da Beni nerde bıraktın Hangisini seçerdin benim için Ve hangisinden vazgeçerdin kendin için
Ben yarama çoktan sen bastım Yaşım kadar gencim Adın çabuk diye geçti Ardında aç köpekleri bırakarak Ezberimden geçtim. Hızla biten aşk şarkılarından geçtim Senden bir şey eksiltmeden sana çok şey bırakmaktı aşk Bildim
Binmediğim hiç bir otobüs Beklemediğim hiç bir durak kalmadı bu şehirde Gittikçe azalıyor hayat Neyi erken yaşadıysam Hep ona geç kalıyorum Sana göçüyorum her sonbahar Yolların çıkmıyor aşkıma Unuttuğun yağmurların adı saklımda Seni içimden terk ediyorum
Susmaktan yoruldum Kuşlar ve şarkılar bu şehri terk edeli beri Efkar demliyorum gözlerimde yaşlarımı, yanağıma varmadan öldürüyorum Tam sancağımdan yaralıyorum kendimi Alnını yüreğime dayadığın güne bakıp Seni içimden terkediyorum
Ne unutacak kadar nefret ettin Ne hatırlayacak kadar sevdin Yıkık bir duvar kadar bile pişman değilsin biliyorum Beni hep bulmamak için aradın Yanılgımdın Yandığımdın Yangındın
Sensizliğe yenilmek Sana yenilmekten zor olsada Ardımda bir sürü belkiler bırakarak Seni içimden terk ediyorum
Şimdi İçimde öldürecek bir anı bile bulamayan İki yarım kaldık Tamamlayamadık bizi Elinden tutamadık yanlızlığımın Saçlarımıda uzaklarına gömdün
İçimin mavisi senin okyanusundandı Al ! geri veriyorum. Kilitleri hep yanlış kapılara vurdun Devrilmiş vagonlara dönerken gözlerim Sana bensizliği terkediyorum
Yârime uzanmayan bütün dallarım kırılsın demiştin Aşk içinde doğmuşsa nereye kaçabilirdi?
Ne tuaf değil mi? İçimi acıtanda sendin Acımı dindirecek olanda Ya öldür benidedim Ya da git benden İçi bulanık bir sevdanın ucunda Seni kaybettim Aldırmadın aldırmalarıma Bir gecede yakıp yârini Şafaklara sattın ihanetini Küllerime basanlar bile utandı yaptığından İşte soluk bir ömrün son nefesi
Seni anlatan bütün yüklemlerim, Bir deprem yaratıyor. Ve bir enkaz daha Hadi çık işin içinden bakalım. Nerde fotoğraflarımız? Hani dinlediğimiz plaklar? Pazartesi nerde kaldı? Salı kimin koynunda? Ya kalbim, Kimin yastığının altında?
Seversin dünyayı doludizgin ama o bunun farkında değildir ayrılmak istemezsin dünyadan ama o senden ayrılacak yani sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı?
Gözlerine bakarken umurumda değil mevsimler Gülüşün hep deniz kenarı bana Sen bir adım attığında göreceksin Elinde balonlarla bekleyen o adam benim Aldığım en derin nefessin sen Dudaklarının dudaklarımdaki işgali hala yüreğimde Nefes alıyorum ama hala bulamadım seni
'Ben sana yanarken şimdi... Sen kim bilir nerede üşüyorsun'
Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur, İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur. Tutsak ustura ağzında yaşamaktan, Kimi zaman ellerini kırar tutkusu. Birkaç hayat çıkarır yaşamasından Hangi kapıyı çalsa kimi zaman, Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu.