- 16 Ekim 2019
- 131
- 419
- 36
MerhabaSelamlarBolluk bilinciyle ilgili birkaç olumlama bırakıyorum buraya (Bülent Gardiyanoglundan alıntı)
Para bana helal yoldan kolaylıkla geliyor.
Para zihnimi sevgiyle kabulleniyorum ve sevgiyle affediyorum.
Geçmişte yaşadığım olumsuz tecrübeler artık benim mali zenginliğimi destekliyor.
Hoşuma gitsin ya da gitmesin gelirim harcamalarımdan fazla.
Anne ve babamı yaşadıkları mali problemlerden dolayı affediyorum.
Bolluk, zenginlik benim doğal hakkım.
Merhaba, aynen öyle 30 lu yaşlardan sonra benim içinde büyük değişimler oldu mental olarak tabi.. Yaş 34 :)redding
Size cevap yazmak istedim.
30 lardan sonra insana bi aydınlanma geliyor. Ben ne istiyorum diye sorgulamalar başlıyor. Çoğu kadından duyuyorum bunu. Ben kırktan sonra (çocuklarım ergenliğe girdikten sonra. Bebekken, çocukken sevmek çok güzeldi) çocuk sahibi olmamayı tercih edenleri anlamaya başladım. Kendi rahatını bozmamak için böyle düşünüyorlar sanıyordum. Şimdiyse kendimiz için çocuk istemek daha bencilce geliyor. Toplum oku, çalış, evlen, çocuk doğur demiş bizde aynen uymuşuz.
Pandemiden önce 3 yıl düzenli pilates kursuna gitmiştim. Orası bana çok iyi gelmişti.
Bende o dönem maddi kazançtan vs. Den bağımsız ben neyle mutlu olurumu sorguladım.
Sporla ilgili birşeyler olabilir.
Öğretmenim. İşimi seviyorum. Yarım gün olması çok iyi geliyor. Her gün yarım gün değilde esnek çalışma saatleri ve günleri olan bir iş isterdim. Pandemide bi ara 4 gün işe gitmiştik. Çarşamba evdeydim. Haftanın 1günü, ev boşken evimin tadını çıkarmak çok iyi gelmişti. Evde 5 kişiyiz
Sevdiğin işi yapmak çok keyifli. Yaşla ilgisi yok. Ait hissetmiyorsan her gün oraya gitmek çok anlamsız gelecektir.
Merhabalar. Kök inançlarımızı değiştirmek zaman alan bir durum, düşünün yıllardır doğru bildiğimiz gerçeklerle yüzleşiyor yerine yeni gerçekliğimizi oluşturmaya çalışıyoruz. Sizin durumunuzda bu durumu kabullenmeniz ve adım atmaya çalışmanız güzel bir başlangıç.Bircok insan bu yaşadıklarının bilinçaltından kaynaklandığını yıllar geçse de kesfedemiyor öncelikle bu farkındaliginiz için kendinizi tebrik edinMerhaba, para konusunda yokluk bilincine girdiğimi hissediyorum. Bebek bekliyorum ve son 1 yıldır yaşanan ekonomi biraz olumsuzluğa itiyor beni. Aslında çalışıyoruz, düzsnli gelirimiz var ama ek gelirimiz yok. Olsun çok isterdim. Ama yok. her neyse. Bebek alışverişi yaparken farkettim ki hep aman pahalı, borca girmeyeyim, param kısıtlı. sonra alırım, gerek var mı, daha ucuza bulurum belki gibi şeyler düşünüyorum. Genelde de yanılıyorum. Sonra bir bakıyorum o şey daha da pahalanmış veya hiç alamamışım. Bazen soruyorum umut, hiç heveslendiğin bişey yok mu diye doğrudan ne gerek var a geçiyorum ya da yok aklıma gelmiyor. Yıllardır ne borcum bitmiş ne de heveslendiğim bişeyi düşünmüşüm. Elime geçen parayı hep aman borcu kapatayım demişim, istediğim şeyleri ertelemekten istediğimin ne olduğunu unutmuşum. Mesela şimdi elimde 1000 küsür para var, eşim diyor ki ne seni mutlu edecekse harca. Az bir miktar ama elimde.aklıma ilk gelen şey yatırım yapayım boşa harcamayayım çünkü ücretsiz izne çıkınca oara gerekebilir. Oysa eşim çalışıyor. Aslında elimize toplu oara da geçti bir alacağımızı aldık. Ama birikim yapmak istediğim için o parayı saymıyorum, ama borçlar bebek alışverişi derken geçen o paradan bir miktar harcadık.
Çok uzattım, farkındayım. Ekonomi sayfasını da takip ediyorum, indirimli nereden ne alınır biliyorum ama fark ettiğim şu ki çocukluğumdan hatta kendimi bildim bileli, para yok fikri kafamda yer edinmiş. Çocukken ailem bişey istediğimde para yok derdi o yüzden bişey istemezdim. Paramız yok ki derdim kendime. Bir markanın çikolatasını aldığımı hatırlıyorum mesela okula giderken, o zamanlar için o marka çok lükstü demek ki okula gidince arkadaşlarım ayıp bişey yapmışım gibi eleştirmişti beni. Bende çok utandığımı, o çikolatayı sakladığımı hatırlıyorum. Ben öyle davranınca daha çok üstüme gelmişlerdi, öğretmene şikayet edeceğiz diye tehdit edip korkutmuşlardı bile beni.
Bir bebek vardı almak istediğim, uzun süre para biriktirdim tüm harçlıklarımla, alacağım bebek de pazardan alacağım bir bebekti. Aileme söylemedim mi almadılar mı hatırlamıyorum ama lüks bişey değildi pszar bebeği ne kadar lüks olabilir ki... en sonunda param yetti almak istediğimde annem engelledi, o kadar parayı küçücük oyuncağa verme daha büyüğünü al diye başka oyuncak aldırdılar, itiraz edemedim. Nefret ettiğim, kısacık saçlı başka bir oyuncağı aldırdılar ve hiç oynamadım ben onunla. Onlara göre büyük oyuncak daha iyiydi ama ben küçük, uzun saçlı diğer oyuncağı istemiştim ve hiç unutamadım onu.
Bu yaşıma geldim hamileyim, elbise alıyorum kendime, hala annem ne gerek var boşa masraf yapma diye kızar bana. Anne lazım çıplak mı gezeyim diye susttururum onu. Onda da var bu ve beni etkiliyor. Annem çok yoksul bir çocukluk geçirmiş. Belki bunun etkisi ile evlendiğinde de hep idare etmek zorunda kalmış. Hala da etmek zorunda. Emekli maaşı ile geçiniyor.
Geçen sene baktım herkes hisse alıp satıyor, dedim bende alayım 500 liram vardı gittim hisse aldım. O dönem ki halka arzlardan tek zarar eden benim aldığım hisse oldu. İnat ettim satmadım, daha yeni yeni yükselmeye başladı. Başka hisse alsaydım 2 ye hatta 3 e katlayacaktı. Aynı şartlarla yola çıktığım aynı işyerindeki insanların maaşı benden yüksek. Neden diyorum bilenlere, mevzuatta şu var o yüzden ona ödeme yapılıyor diyorlar. Evlenmeden öncede bana yakın maaş alanlar hep tatillere falan giderken ben hep para hesabı yapmak zorunda kaldım, aile borçları ani çıkan ödemeler derken ne zaman sıfırlasam borçları yine eksiye düşüyorum. Etrafımda parayı iyi idare eden olarak bilinirim, indirim muadil ürün seçme falan hep bana sorarlar, kaçırmam çünkü ama hep eksideyim.
Uzattım çok farkındayım. Kusura bakmayın. Ama bunun kaynağının parayı yönetememe değil bilinç altımdaki parasızlık fikri olduğunu biliyorum. Bunu nasıl yenerim ? Para bana akar falan düşüncelerini dinliyorum ama o para bana akıp benden gidiyor. Gitmesin, sürekli elim bişeye uzandığı an çok pahalıymış almasam da olur demek istemiyorum. Umarım anlatabildim kendimi. Aileden gelen bu olumsuzluğu kırmak istiyorum.
Çok sağolun. Düşünüyorum, maaşımız karı koca iyi, kiramı elektriğimiz ödeniyor ama ben hep bir tıkanıklık yaşıyorum. Eşim geçen diyor ki canjn ne istiyorsaa al, dedim şuna ihtiyacım var onu alalım, eşim de o ihtiyaç o qyrı, sen ne isyorsun diye sordu. o an mavi ekran hatası verdiğimi hissettim ve o an anladım bendeki sorunu. Sorun para olmaması değildi, sorun benim hep böyle hissetmemdi. Ben böyle davrandıkça para birikmiyor. Sürekli kafamda bişey almalıyım hissi var, alışveriş yapma dürtüm eksilmşyor. Ama alışverişe çıkınca eve pirinç alıp dönüyorum veya ev eşyası alıp geliyorum. Bunlar alışveriş dürtümü giderse bile mutlu ollmuyorum. Mutlu olmayınca yeniden alışverişe yöneliyorum, haliyle para gidiyor elimden ama sanki hiç bir şeyim yokmuş gibi tatminsizlik yaşıyorum. İnsülin direnci gibi bişey bu yaşadığım. Yedikçe acıkıyorsun, acıktıkça yiyorsun ve bu sana kilo sorunu olarak dönüyor.Merhabalar. Kök inançlarımızı değiştirmek zaman alan bir durum, düşünün yıllardır doğru bildiğimiz gerçeklerle yüzleşiyor yerine yeni gerçekliğimizi oluşturmaya çalışıyoruz. Sizin durumunuzda bu durumu kabullenmeniz ve adım atmaya çalışmanız güzel bir başlangıç.Bircok insan bu yaşadıklarının bilinçaltından kaynaklandığını yıllar geçse de kesfedemiyor öncelikle bu farkındaliginiz için kendinizi tebrik edindaha sonrasi için küçük adımlarla ilerlemeye çalışın,konfor alanınızdan küçük farklılıklarla ayrılmaya başlayınca aslında çorap söküğü gibi birşeylerin geldiğini fark edeceksiniz. Sizi maddi anlamda yormayacak ama kendinizi değerli hissettirecek hep istediğiniz ama almadiginiz birşeyi alarak başlayabilirsiniz ve aldıktan sonra da aldığınız şeyin fiyatı hakkında ve başka yerlerde acaba nasıldı yoksa kazık mi yedim gibisinden düşünceler kafanızdan geçebilir ama bu düşünceleri sadece izleyin dile getirmeyin kimseyle paylaşmayın, paylaşılan şeylerin çoğaldığına inanirim ben. Ben buna layigim düşüncesini tekrarlayın ve kendi gercekliginizle nacizane bu tavsiyeleri harmanlayın.Ben şu an genel bir şekilde konuştum, kendinizi en iyi tanıyan sizsiniz , sevgiler
Yine harika bi paylaşım"Bir durum hakkında ne düşüneceğinizi bilmediğinizde hissetmeyi ve güvenmeyi seçin çünkü ruhunuz tam olarak ihtiyacınız olan cevabı veriyor. Başkalarının size empoze etmeye çalıştıklarından daha fazla kendinize dikkat edin, şüpheleri kendinizden uzaklaştırın. Çünkü herkes sizin yolculuğunuzu ve süreçlerinizi anlamayacak ve bu sorun değil. Senin yaşayacağın deneyimlere sadece SEN karar verebilirsin. Hiçbir varlığa kendinizden fazla güç vermeyin. Herkes kendi yolunda. Diğerleri ile aynı haritadayız ama yollarımız farklı. Ve evet, bazen aynı yolları yürüdüğümüz ilişkilerimiz olacak ama her birimizin deneyimleri çok farklı olacaktır.
İçten dışa doğru büyümelisiniz. Kimse sizi daha ruhani yapamaz. Daha iyi bir öğretmen yok, kendi ruhunuz var. Kendine güven, sezgilerinde aradığın her şeyin cevabı var, kendinde ve kendin için çalış, kendini keşfetmeyi öğren çünkü gerçekten kim olduğunu keşfettiğinde, işte o zaman başkaları için fayda sağlayan bir deniz feneri de olursun. Bu yüzden karar senin, hayatından sorumlu ol ve yaşamaya başla."
Günaydın
Merhaba size bu alıntıyla yanıt vermek istiyorum.Merhabalar ben bir şey sormak istiyorum. Zor şeyler yaşadım ve genel anlamda kendime baktığımda olumsuz düşünen karamsar bir insan olduğumu fark ettim. Bu yüzden sorunun burada olduğunu düşündüm ve olumlu düşünce çekim yasası gibi konuları araştırmaya başladım. Çekim yasasını bundan yaklaşık 2 yıl önce uygulamaya çalıştım imgeleme yaptım, yazı olarak yazdım, dua ettim. Ve çok ilginç şekilde imgeledigim yazımda tarif ettiğim kişiyle neredeyse birebir uyuşan bir kişi karşıma çıktı (birkac nokta hariç). Hatta görür görmez de bu o dedim. Ama ne yazık ki sonu hüsran oldu çok kısa süre sevgili olup ayrıldık. Çekim yasasını başta uygulayıp sonrasında ne gibi bir hata yapmış olabiliriz ki çektiğimiz şey elimizden alınıyor? Ben tekrar imgeleme yapmak istiyorum ama yine aynı kişi canlanıyor zihnimde ama bu sefer o kişiyi bulduğum için direkt eski sevgilim canlanıyor ama kişi bazlı yapmayın deniyor. Çok fazla sayfa olduğu için hepsine bakamadım. Bu tarz bir durum yasayan oldu mu? O isteğimiz bize verildikten sonra neler yapmalı ya da yapmamalıyız acaba?
Anladım. Evet soruyu düşündüm ve kendimi ihmal ettiğimi, fazla fedakar ve verici olduğumu, başkalarına gösterdiğim iltimas ve anlayışı kendime göstermediğimi ....vb. olumsuz durumları fark ettim. Bunlardan dolayı olabilir çekim yasasıyla çektiğim şeyin gitmesi. Bunun üzerine düşüneceğim teşekkür ederim verdiğiniz farkındalık içinMerhaba size bu alıntıyla yanıt vermek istiyorum.
"Siz kendinden hoşnut olmadıktan sonra, başkalarının sizinle birlikte olmaktan hoşnut olmasını nasıl beklersiniz? Çekim Yasası, ne düşünüyorsanız onu hayatınıza getirecektir. Gerçekten çok net olmanız gerekir. Şimdi size, üzerinde iyice düşünüp taşınmanız gereken bir soru soruyorum: Kendinize başkalarının size davranmalarını istediğiniz gibi mi davranıyorsunuz?"
Sevgiler
Ne kadar doğru bir örnekNe kadar da muhteşem bir günnnnn
"Zihinde canlandırmanın önemli olmasının nedeni hayalinizde istediğiniz şeyle birlikte resimlerini yaratıkça ona şu anda sahip olduğunuza dair düşünce ve duygular üretmeniz. Zihinde canlandırma, güçlü bir şekilde odaklanılmış düşüncelerin resim halidir ve güçlü duygulara neden olur. Zihinde canlandırdığınızda Evren'e güçlü bir frekans yayarsınız. Çekim yasası o güçlü sinyali alır ve o resimleri size geri gönderir, tıpkı zihninizde canlandırdığınız gibi.
Keşifleri ve kaşifleri düşünün: Wright Kardeşler ve uçak. George Easman ve film. Alexander Graham Bell ve telefon. Bir şeylerin icat edilmesi ya da yaratılmasının tek nedeni birinin o resmi kafasında görmüş olması. Birisi onu zihninde açıkça gördü ve sonuçta ortaya çıkacak ürünün resmini zihninde tutarak Evren'in tüm güçleri o icadı onun vasıtasıyla dünyaya getirdi."