Ben sizi çok iyi anlıyorum. Bende gezmeyi, yaşamayı, eğlenmeyi çok severim, bırak yavaş eşi arkadaşa bile tahammül edemiyorum. Kardeşim de gezmeyi çok sever ama enerjisi düşük, gittiğimiz yerlerde sakin sakin oturur, ben çoşkulu çoşkulu bir şeyler anlatmalı, gülmeliyim, arkadaş grubumla iken kahkalarımız arşa çıkar, kardeşimle böyle olmuyor o yüzden kardeş olmasına rağmen onunla bile bir yere gidince sıkılıyorum, enerjim düşüyor.
Eskiden fizik ve karakter olarak çok beğendiğim bir çocuk vardı, gezmeyi o da çok severdi ama benim kadar konuşkan değildi, konuşsa da çok neşeli değil, sakin sakin konuşurdu, bense bıcır bıcır konuşurum :) bir şeyler anlatırken tüm enerjimi yansıtıyorum. Çok beğenmeme rağmen sırf enerjisi az diye görüşmeyi kesmiştim, bir başkası için bu sorun bile olmaz belki ama ben enerjiden beslenen bir insanım, ben mutsuz oluyorum. Muhtemelen siz de öylesiniz, eşinizin iyi bir insan, koca olması size yetmiyor, sizin çoşkunuza eşlik etsin istiyorsunuz ama onun tabiatı böyle değişmeyecektir. Evlenmeden önce bu konuyu açsanız, evlenmeyin siz mutsuz olmasanız da mutlu da olamazsınız böyle bir eşle derdim ama artık evlenmişsiniz, beğenmediğiniz yönlerine değil beğendiğiniz yönlerine odaklanın, onunla eğlenemediğiniz zamanlar arkadaşlarınızla program yapın çıkın, inşallah çocuğunuz olduğu zaman sizin de öyle çok fazla dışarı çıkmaya vaktiniz olmayacaktır aslında ama mesele dışarı çıkma meselesi de değil evde de olsa o yaydığı enerji ile size kendinizi iyi hissettirmesi.
Diğer arkadaşların tersine ben bu durumun meslekle alakası olduğunu düşünmüyorum. Benimde etrafımda çok doktor arkadaşım var, benden çok geziyorlar, kıpır kıpırlar yeter ki o hayat enerjisi olsun insanın içinde, bir flörtüm de doktordu yerinde duramazdı çocuk :) Sizin mesleğiniz de çok zaman alan bir meslek ayrıca, bende doçentliğe hazırlanıyorum şimdi, kriterler iyice zorlaştı, yok tek isimli yayın, yok ulusal yayın, yok proje derken hangi işi yapacağımı şaşırdım ama bir gün çalışıyorsam bir gün muhakkak dışarı çıkıyorum tatilde, dönem içinde dersler başlayınca bu kadar da rahat olamıcaz çünkü, siz de dönem başlamadan biraz biraz zorlayın eşinizi, dönem başlayınca istesen de çok gidemeyiz falan diyin, belki o da sizinle alışır. Bir de şu yönden bakın neredeyse yaşıtız, siz ikinci evliliğiniz yapmışsınız ben daha ilkini yapamadım gönlüme göre olsun, mutlu olacağım insanla olsun hem de mantıklı olsun diye diye :) Benim aynı bizim gibi hayat dolu, insanı her an mutlu eden süprizlerle dolu iki sevgilim oldu, onlarla da başka sorunlar çıktı, hem öyle tipleri de elde tutmak zor :) Dört dörtlük insan yok inanın, bu huyu istediğiniz gibi olsa başka huyu size uymayacaktı, bu durumu dezavantaj gibi değil avantaj gibi görün, o tv izlerken siz de makaleniz üzerinde çalışın, eşiniz size karışmadığı gibi memnun olur. Karısını kıskanıp ilerlemesini istemeyen, çalışmasına karışan bir sürü eş duyuyoruz, bu yönden bakarsanız eşinizin sakin hali sizin için avantaj bile olacaktır.