• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Donuk eş

Yok ya oyle dusunmeyin.O da bu durumdan rahatsizdir ,ne kadar sansli ki sizin gibi anlayisli bir esi var.siz ona huzur veriyorsunuz bence.Bu durumu cozmek icin bir seyler dusunuyordur mutlaka size belli etmiyordur
Yok ya oyle dusunmeyin.O da bu durumdan rahatsizdir ,ne kadar sansli ki sizin gibi anlayisli bir esi var.siz ona huzur veriyorsunuz bence.Bu durumu cozmek icin bir seyler dusunuyordur mutlaka size belli etmiyordur
Bir kaç ay önce bana hayattaki en büyük şansım senin gibi bir eşe sahip olmak dedi. O mutlu benimle biliyorum ama ben fedakarlık yaptığım için böyle. Ben ona ne istiyorsa, elimden geldiğince veririm ama ben de istiyorum işte. Ben böyle hoplayıp zıplayınca kucağında, offf kafam şişti dinlenmek istiyorum demesin. İlgilensin, sıcak olsun azcık
 
Evliliğimin ilk zamanlarında eşim öğle yemeği aralarında niye aramıyor diye sitem ederdim. şimdi gün içinde sadece bir kaç defa mesajlaşıyoruz ,o bile yetiyor .5 yıllık evliyim ve bu durum rahatsız etmiyor beni. Haber alıyorum sonuçta.
bence sizin bu durumunuz evliliğin ilk dönemleri olmaktan kaynaklı.
zamanla birbirinizi kabul edeceksiniz .
o da kendinden taviz verecek siz de .
orta yolu bulacaksınız bence
bir yılı doldurmayı bekleyin ,her şey rayına oturur
 
Canım öncelikle ikiniz için de hayırlı olsun. Sen bunları yazdığında benim aklıma direk depresyon geldi. Aslında mizacı böyle diye geçiştirdiğimiz şeyler bariz ağır depresyon belirtisi. Hiçbişey yapma isteği olmaması sadece eve kapanıp sosyal hayatı sıfır yaşamak tv den veya pc den başka bişey görmemek insnlarla sohbet etme isteğinin olmaması vs nereden biliyorsun dersen ablamlardan onların eşlerinden dönem dönem kendimden ve hem kuzenim hem çocukluk arkadaşım olan kişiden. Örnek vereyim kuzenim yıllarca tam da böyle yaşayan biriydi biz hep onu aman onun huyu öyle dedik kabul ettik. Sonra bir sebepten psikoloğa gitti ağır depresyon teşhisi kondu ilaç kullanmaya başladı aaaa bi baktık bizim kız bizleri arıyo soruyo gezilere gidiyo hani yapmazdın denilecek ne varsa yaptı. Bazen insanlar hayat enerjilerini kaybediyo farkında olmadan yaşadığımız çok küçük olaylar bile ağır izler bırakıyo. Ben ailesinin o öyle demesine katılmıyorum. Bence eşini ikna et bir psikoloğa gidin. Bizim eşimle herşeyimiz zıttı ki halen de öyledir. Öyle ağır kavgalar ve sıkıntılar geçirdik ki hiç anlatmayayım. En son ikimiz de tedavi gördük eşim takıntı tedavisi gördü bende anksiyete. 5 yıllık evliyiz halen zıtız ama ama sırayla birbirimizin sevdiği şeyleri yapıyoruz. Mesela ben yeşil alanı çok severim o benimle yeşil alanda gezer piknik yapar ben onunla siyaset programı izlerim. Ama bu dengeyi kendi kendimize sağlayamadık ikimizde destek aldık. İnşallah güzel günlere ulaşırsınız. Sevgiler..
Çok teşekkür ederim cevabınız için. Onu da düşünmedim değil, acaba depresyonda mı eşim diye. Ama kesinlikle kabul etmiyor. Acaba nasıl ikna edebilirim bir uzmana gitmeye?
 
Evliliğimin ilk zamanlarında eşim öğle yemeği aralarında niye aramıyor diye sitem ederdim. şimdi gün içinde sadece bir kaç defa mesajlaşıyoruz ,o bile yetiyor .5 yıllık evliyim ve bu durum rahatsız etmiyor beni. Haber alıyorum sonuçta.
bence sizin bu durumunuz evliliğin ilk dönemleri olmaktan kaynaklı.
zamanla birbirinizi kabul edeceksiniz .
o da kendinden taviz verecek siz de .
orta yolu bulacaksınız bence
bir yılı doldurmayı bekleyin ,her şey rayına oturur
Tek temenim o, umarım sadece geçiş dönemidir. Umarım yıllar sonra ben de gülüp geçerim bu duruma.
 
Konuşun anlatın.. başka şansınız Yok. Seviyorsa sizin için çaba göstermeli. Haftada bir aile ziyareti demişsiniz, onun yerine haftada bir sizin için bir şey yapsın.. başbaşa keyif alacağınız şeyler aile ziyaretinden daha önemli bence...
Evet haklısınız, bence de biz aile ziyaretinden daha önemliyiz biz ama eşim için aile çok önemli. O konu da çok hassas.
 
Ben sizi çok iyi anlıyorum. Bende gezmeyi, yaşamayı, eğlenmeyi çok severim, bırak yavaş eşi arkadaşa bile tahammül edemiyorum. Kardeşim de gezmeyi çok sever ama enerjisi düşük, gittiğimiz yerlerde sakin sakin oturur, ben çoşkulu çoşkulu bir şeyler anlatmalı, gülmeliyim, arkadaş grubumla iken kahkalarımız arşa çıkar, kardeşimle böyle olmuyor o yüzden kardeş olmasına rağmen onunla bile bir yere gidince sıkılıyorum, enerjim düşüyor.

Eskiden fizik ve karakter olarak çok beğendiğim bir çocuk vardı, gezmeyi o da çok severdi ama benim kadar konuşkan değildi, konuşsa da çok neşeli değil, sakin sakin konuşurdu, bense bıcır bıcır konuşurum :) bir şeyler anlatırken tüm enerjimi yansıtıyorum. Çok beğenmeme rağmen sırf enerjisi az diye görüşmeyi kesmiştim, bir başkası için bu sorun bile olmaz belki ama ben enerjiden beslenen bir insanım, ben mutsuz oluyorum. Muhtemelen siz de öylesiniz, eşinizin iyi bir insan, koca olması size yetmiyor, sizin çoşkunuza eşlik etsin istiyorsunuz ama onun tabiatı böyle değişmeyecektir. Evlenmeden önce bu konuyu açsanız, evlenmeyin siz mutsuz olmasanız da mutlu da olamazsınız böyle bir eşle derdim ama artık evlenmişsiniz, beğenmediğiniz yönlerine değil beğendiğiniz yönlerine odaklanın, onunla eğlenemediğiniz zamanlar arkadaşlarınızla program yapın çıkın, inşallah çocuğunuz olduğu zaman sizin de öyle çok fazla dışarı çıkmaya vaktiniz olmayacaktır aslında ama mesele dışarı çıkma meselesi de değil evde de olsa o yaydığı enerji ile size kendinizi iyi hissettirmesi.

Diğer arkadaşların tersine ben bu durumun meslekle alakası olduğunu düşünmüyorum. Benimde etrafımda çok doktor arkadaşım var, benden çok geziyorlar, kıpır kıpırlar yeter ki o hayat enerjisi olsun insanın içinde, bir flörtüm de doktordu yerinde duramazdı çocuk :) Sizin mesleğiniz de çok zaman alan bir meslek ayrıca, bende doçentliğe hazırlanıyorum şimdi, kriterler iyice zorlaştı, yok tek isimli yayın, yok ulusal yayın, yok proje derken hangi işi yapacağımı şaşırdım ama bir gün çalışıyorsam bir gün muhakkak dışarı çıkıyorum tatilde, dönem içinde dersler başlayınca bu kadar da rahat olamıcaz çünkü, siz de dönem başlamadan biraz biraz zorlayın eşinizi, dönem başlayınca istesen de çok gidemeyiz falan diyin, belki o da sizinle alışır. Bir de şu yönden bakın neredeyse yaşıtız, siz ikinci evliliğiniz yapmışsınız ben daha ilkini yapamadım gönlüme göre olsun, mutlu olacağım insanla olsun hem de mantıklı olsun diye diye :) Benim aynı bizim gibi hayat dolu, insanı her an mutlu eden süprizlerle dolu iki sevgilim oldu, onlarla da başka sorunlar çıktı, hem öyle tipleri de elde tutmak zor :) Dört dörtlük insan yok inanın, bu huyu istediğiniz gibi olsa başka huyu size uymayacaktı, bu durumu dezavantaj gibi değil avantaj gibi görün, o tv izlerken siz de makaleniz üzerinde çalışın, eşiniz size karışmadığı gibi memnun olur. Karısını kıskanıp ilerlemesini istemeyen, çalışmasına karışan bir sürü eş duyuyoruz, bu yönden bakarsanız eşinizin sakin hali sizin için avantaj bile olacaktır.
 
Çok teşekkür ederim cevabınız için. Onu da düşünmedim değil, acaba depresyonda mı eşim diye. Ama kesinlikle kabul etmiyor. Acaba nasıl ikna edebilirim bir uzmana gitmeye?

Ben eşimi ben iyi değilim diye ikna etmiştim. Bu şekilde mutlu değilim uyuyamıyorum uyanamıyorum ama sorunun sadece benden kaynaklı olmadığını da biliyorum ya birlikte gidicez ya da birlikte daha kötü bir sona gidicez demiştim. Eşiniz çok çalışıyormuş çok çalışan kişilerde hani ünllerin tabiriyle tükenmişlik sendromu oluyor yani aslında depresyon. Benim işimde çok yoğun heleki huzursuzluk da eklenince bana kimse selam bile vermesin moduna geliyorum. Ama bunun depresyon belirtisi olduğunu bildiğim için böyle bi hisse kapıldığımda kendimi kapatmük yerine tam tersine dışarı atıyorum yani bununla başetmeyi öğrendim. Hani ailesi demiş ya hep böyleydi diye bi düşününce doktor olanlar genelde biraz asosyal oluyor zaten e neden yav adam zaten okul hayatı bdyunca bir hedefe kitlenmiş deli gibi derz çalışmış ki tıp kazanmış e sonra 6 yıl tıp bitirmek için çalış kimle eğlenip güleceksin vakit mi var üzerine kötü bir evlilik deneyimi geçirmiş yani bu adam depresif olmasın da kim olsun yaşamayı öğrenmemiş ki yoğun gelmiş yoğun gidiyor. Bence kesinlikle bir şekilde gerekirse böyle devam edemeyeceğinizi çok üzgün ve mutsuz olduğunuzu belirterek bu konuda biraz baskı yapın. Profosyonel yardımın iyi geleceğini düşünüyorum. Ama hiç ikna olmuyor asla yanaşmıyorsa burda seçim size kalıyor. Ya iyi yönleri ile yetinih kendi hayatınıza odaklanıcaksınız ya da zorlamadan kendi yolnuza bakacaksınız. Allah kolaylık versin.
 
Kadın/erkek fark etmeksizin söylüyorum. Çünkü ceptesin. Gerek Yok.
Artık çocuk değilsin. Büyüdün. Doğum günü için trip atmayacak kadar olgun olmalısın.
Evli barklı kadınsın, artık kumsalda yalın ayak yürümek yerine evde dizi izlemelisin.
Evli barklı adamsın, öyle geceleri kapılara dayanmak yerine, maç izlemelisin
E zaten işten herkes yorgun geliyor. Sabahlara kadar mesajlaştıgını unutup, bir yerlerse uyuyakalmadan önce yanaktan bir öpücük varsa şanslısın :))
Aman Allah’ımmmm ben bunun için evlenmedim amaaaaaa:((((benim hiçbir zaman derdim koca bulmak olmadı ki, ben hayatımı yaşayım ve biriyle paylaşayım istedim. Çocuk hep istedim ama sırf çocuk olsun diye de evlenmedim. Ben beraber dolu dolu yaşıcaz diye düşürken, bambaşka bi hayat:(( bi keresinde eşime çok soğuksun bana karşı, içimdeki kıpır kıpırlığı öldürüyosun dediğim de bana “ne soğukluğu, sabahları evden çıkarken seni yanağından öpüyorum ya” dedi. Allah razı olsun dedim
 
Ben sizi çok iyi anlıyorum. Bende gezmeyi, yaşamayı, eğlenmeyi çok severim, bırak yavaş eşi arkadaşa bile tahammül edemiyorum. Kardeşim de gezmeyi çok sever ama enerjisi düşük, gittiğimiz yerlerde sakin sakin oturur, ben çoşkulu çoşkulu bir şeyler anlatmalı, gülmeliyim, arkadaş grubumla iken kahkalarımız arşa çıkar, kardeşimle böyle olmuyor o yüzden kardeş olmasına rağmen onunla bile bir yere gidince sıkılıyorum, enerjim düşüyor.

Eskiden fizik ve karakter olarak çok beğendiğim bir çocuk vardı, gezmeyi o da çok severdi ama benim kadar konuşkan değildi, konuşsa da çok neşeli değil, sakin sakin konuşurdu, bense bıcır bıcır konuşurum :) bir şeyler anlatırken tüm enerjimi yansıtıyorum. Çok beğenmeme rağmen sırf enerjisi az diye görüşmeyi kesmiştim, bir başkası için bu sorun bile olmaz belki ama ben enerjiden beslenen bir insanım, ben mutsuz oluyorum. Muhtemelen siz de öylesiniz, eşinizin iyi bir insan, koca olması size yetmiyor, sizin çoşkunuza eşlik etsin istiyorsunuz ama onun tabiatı böyle değişmeyecektir. Evlenmeden önce bu konuyu açsanız, evlenmeyin siz mutsuz olmasanız da mutlu da olamazsınız böyle bir eşle derdim ama artık evlenmişsiniz, beğenmediğiniz yönlerine değil beğendiğiniz yönlerine odaklanın, onunla eğlenemediğiniz zamanlar arkadaşlarınızla program yapın çıkın, inşallah çocuğunuz olduğu zaman sizin de öyle çok fazla dışarı çıkmaya vaktiniz olmayacaktır aslında ama mesele dışarı çıkma meselesi de değil evde de olsa o yaydığı enerji ile size kendinizi iyi hissettirmesi.

Diğer arkadaşların tersine ben bu durumun meslekle alakası olduğunu düşünmüyorum. Benimde etrafımda çok doktor arkadaşım var, benden çok geziyorlar, kıpır kıpırlar yeter ki o hayat enerjisi olsun insanın içinde, bir flörtüm de doktordu yerinde duramazdı çocuk :) Sizin mesleğiniz de çok zaman alan bir meslek ayrıca, bende doçentliğe hazırlanıyorum şimdi, kriterler iyice zorlaştı, yok tek isimli yayın, yok ulusal yayın, yok proje derken hangi işi yapacağımı şaşırdım ama bir gün çalışıyorsam bir gün muhakkak dışarı çıkıyorum tatilde, dönem içinde dersler başlayınca bu kadar da rahat olamıcaz çünkü, siz de dönem başlamadan biraz biraz zorlayın eşinizi, dönem başlayınca istesen de çok gidemeyiz falan diyin, belki o da sizinle alışır. Bir de şu yönden bakın neredeyse yaşıtız, siz ikinci evliliğiniz yapmışsınız ben daha ilkini yapamadım gönlüme göre olsun, mutlu olacağım insanla olsun hem de mantıklı olsun diye diye :) Benim aynı bizim gibi hayat dolu, insanı her an mutlu eden süprizlerle dolu iki sevgilim oldu, onlarla da başka sorunlar çıktı, hem öyle tipleri de elde tutmak zor :) Dört dörtlük insan yok inanın, bu huyu istediğiniz gibi olsa başka huyu size uymayacaktı, bu durumu dezavantaj gibi değil avantaj gibi görün, o tv izlerken siz de makaleniz üzerinde çalışın, eşiniz size karışmadığı gibi memnun olur. Karısını kıskanıp ilerlemesini istemeyen, çalışmasına karışan bir sürü eş duyuyoruz, bu yönden bakarsanız eşinizin sakin hali sizin için avantaj bile olacaktır.
Resmen ruhumu okuyan bi meslektaşım:)) benim de evlilik öncesi flörtlerim oldu, böyle ben gibi kıpır kıpır ama ne arızlar çıktı:) eşim benim karşıma çıkan en düzgün insanlardan biri ama o da işte çok donuklaştı evlenince. Eşim beni her anlamda destekler ve gurur duyar. Mesela ortamlarda ben konuşurken o kadar saygıyla dinler ve tasdik ederki. Eşimin sevgisinden ve saygısından da eminim. Evet kimse dört dörtlük değil, ama biz akademisyenler fazla mükemmelliyetçiyiz heralde:)) umarım sizin de gönlünüze, kalbinize uygun biri en yakın zamanda karşınıza çıkar. İnanın bana, sakın yaşa takılmayın. Her şeyin zamanı var.
 
Esimden once ciddi oldugum evlenmeyi planladigim biri vardi kendisi kalp cerrahiydi ve cok ama cok mesguldu. Arti no etleri filan oluyordu. Zavalli Adam elinden gelen herseyi yapiyordu gorusebilmek icin. 10 kere gorusmek icin zaman ayarlasak bile 6-7 sini iptal ediyorduk. E ben de calisiyordum onun musait oldugu zamanlarda da ben musait olamiyordum. Maalesef yurumedi cunku ben esimin belirli gunlerde en azindan evde olmasini, coluk cocuk ailece zaman gecirmek istiyordum ki o zamanlarda onun boyle bir luksu yokdu (doktorasini filan da yapiyordu vs. ) ayrildim bu sebeblerden dolayi. Anlatmak istedigim yurutup yurutmemek size bagli. Eger yuruturum diyorsaniz ne ala yurutemem diyorsaniz da ne ala. Ama bu durum sizi mutsuz ediyorsa mutsuz bir evlilik de kalmayin hele ki cocugunuz yokken. Esinizi de anliyorum o kadar yogun calisan birisinin aktiv olmamasi cok normal.

Yavas yavas aistirabilirsiniz mesela arkadaslarinizi yemege davet edin. Onlar gelince siz de onlara gitmek zorunda kalicaksiniz. Alin size aktivite. Arkadaslarinizla konusurken planlar yaparsiniz " a surda konser var gidelim mi?" Vs. Her iki hafta da bir gunle baslayabilirsiniz mesela.
 
Esimden once ciddi oldugum evlenmeyi planladigim biri vardi kendisi kalp cerrahiydi ve cok ama cok mesguldu. Arti no etleri filan oluyordu. Zavalli Adam elinden gelen herseyi yapiyordu gorusebilmek icin. 10 kere gorusmek icin zaman ayarlasak bile 6-7 sini iptal ediyorduk. E ben de calisiyordum onun musait oldugu zamanlarda da ben musait olamiyordum. Maalesef yurumedi cunku ben esimin belirli gunlerde en azindan evde olmasini, coluk cocuk ailece zaman gecirmek istiyordum ki o zamanlarda onun boyle bir luksu yokdu (doktorasini filan da yapiyordu vs. ) ayrildim bu sebeblerden dolayi. Anlatmak istedigim yurutup yurutmemek size bagli. Eger yuruturum diyorsaniz ne ala yurutemem diyorsaniz da ne ala. Ama bu durum sizi mutsuz ediyorsa mutsuz bir evlilik de kalmayin hele ki cocugunuz yokken. Esinizi de anliyorum o kadar yogun calisan birisinin aktiv olmamasi cok normal.

Yavas yavas aistirabilirsiniz mesela arkadaslarinizi yemege davet edin. Onlar gelince siz de onlara gitmek zorunda kalicaksiniz. Alin size aktivite. Arkadaslarinizla konusurken planlar yaparsiniz " a surda konser var gidelim mi?" Vs. Her iki hafta da bir gunle baslayabilirsiniz mesela.
Siz kendiniz için en doğru olanı yapmışsınız, çünkü bu kadar yoğun adamlarla evli olmak gerçekten çok zor. Ben tahmin ediyordum da bu kadarını değil, hep taviz veren, hazır konumda olan meğer çok zormuş. Eşime naz bile yapamıyorum çünkü onunla geçireceğimiz zamanı nimetten sayıyorum. Tavsiyeleriniz için teşekkür ederim, bi şekilde orta yol bulmaya çalışacağım. Umarım olur.
 
Resmen ruhumu okuyan bi meslektaşım:)) benim de evlilik öncesi flörtlerim oldu, böyle ben gibi kıpır kıpır ama ne arızlar çıktı:) eşim benim karşıma çıkan en düzgün insanlardan biri ama o da işte çok donuklaştı evlenince. Eşim beni her anlamda destekler ve gurur duyar. Mesela ortamlarda ben konuşurken o kadar saygıyla dinler ve tasdik ederki. Eşimin sevgisinden ve saygısından da eminim. Evet kimse dört dörtlük değil, ama biz akademisyenler fazla mükemmelliyetçiyiz heralde:)) umarım sizin de gönlünüze, kalbinize uygun biri en yakın zamanda karşınıza çıkar. İnanın bana, sakın yaşa takılmayın. Her şeyin zamanı var.

Bence biz çok benziyoruz :) Şimdi hatırladım, benim 8 sene önce bir kısmetim çıkmıştı :) Aynı okuldandık, o zamanlar ben ar görüm çocuk yar doç, aramızda 3 yaş vardı ama. Görür görmez ne yakışıklı çocuk dedim, çocuk da bana aşık oldu resmen, tamam dedim dualarım gerçek oldu bu sefer kesin evleniyorum. Çocukla buluşuyoruz, bana makalelerini anlatıyor, alanlarımızda farklı, tamam ikimiz de mühendisiz ama ben anlamıyorum onun alanından, yeni bir tornavida keşfetmişler, proje yazmışlar üretime geçmiş vs vs, bir, iki, üç derken patladım. Sen yar doçsun okulda benim kadar da işin olmuyor, çalışmalarını okulda yapabilirsin, eve gidince de işleri annen yaptığı için benim kadar evle ilgilenmiyorsun, sen boş zamanlarında ne yapıyorsun dedim, kitap okuyorum dedi ama görseniz sıfır enerji, makale makale makale, bu çocukta uzun süre yurt dışında yaşamış dünyayı gezmiş biriydi. O bir taraftan yalvardı, annemler bir taraftan yalvardı, evlenmeyi çok da istiyordum yine de nuh dedim peygamber demedim çünkü biliyorum ki onla evlenirsem ruhum ölecek. Annem hala söyler arada gül gibi çocuğu beğenmedin, bak şimdi prof oldu diye :)

Diğer yandan aynı benim gibi olan erkek arkadaşlarım da güvenilir değil, erkek bu kadar hareketli olunca ilgi çekiyor, alıcısı çok oluyor :) Ama ne bileyim işte, o enerji, o kıpır kıpırlık bana kendimi çok iyi hissettiriyor, bulutların üstünde uçuyorum gibi, bunu da bir kere görünce daha aşağısını kabullenemiyorsun, hem böyle olsun, hem de güvenilir olsun istiyorsun, hem sorunsuz olsun istiyorsun ama olmuyor işte :) Siz konu açmışsınız ama görüyorsunuz ki ben daha dertliyim bu konuda :) Annem kızım bak görüyorsun senin beğendiklerinin hep bir sorunu çıkıyor, şu sessiz çocukları geri çevirme artık, senin beğenmediklerini millet havada kapıyor diye söyleniyor, evimizin geleneksel sorunu oldu :) Geçen gözümü kararttım, böyle bir çocukla denesem mi diye, en yakın arkadaşıma anlattım, sen mutlu olamazsın hiç deneme dedi. Bir yanım mutlu olamayacağını bildiğin bir evlilik yapma diyor, bir yanımda mutlu olamazsan da huzurlu olursun evlen artık diyor. Görüyorsunuz sizin durumunuz daha iyi, belirsizlik yok en azından, bana bakın da şükredin :)

Güzel dilekleriniz için çok teşekkür ederim. Allah sizin mutluluğunuzu da katlayarak artırsın inşallah, eşiniz de size baka baka size benzesin inşallah :)
 
Tıp fakültesini kazanan öğrenciler ilk yıl normal sonraki seneler bakışları değişmeye başlıyor hemen donuklaşıyor . Ne yapsınlar zor meslek o kadar para kazan yiyecek vakit bulama yada yorgun ol enerjileri tükeniyor .
 
Bence biz çok benziyoruz :) Şimdi hatırladım, benim 8 sene önce bir kısmetim çıkmıştı :) Aynı okuldandık, o zamanlar ben ar görüm çocuk yar doç, aramızda 3 yaş vardı ama. Görür görmez ne yakışıklı çocuk dedim, çocuk da bana aşık oldu resmen, tamam dedim dualarım gerçek oldu bu sefer kesin evleniyorum. Çocukla buluşuyoruz, bana makalelerini anlatıyor, alanlarımızda farklı, tamam ikimiz de mühendisiz ama ben anlamıyorum onun alanından, yeni bir tornavida keşfetmişler, proje yazmışlar üretime geçmiş vs vs, bir, iki, üç derken patladım. Sen yar doçsun okulda benim kadar da işin olmuyor, çalışmalarını okulda yapabilirsin, eve gidince de işleri annen yaptığı için benim kadar evle ilgilenmiyorsun, sen boş zamanlarında ne yapıyorsun dedim, kitap okuyorum dedi ama görseniz sıfır enerji, makale makale makale, bu çocukta uzun süre yurt dışında yaşamış dünyayı gezmiş biriydi. O bir taraftan yalvardı, annemler bir taraftan yalvardı, evlenmeyi çok da istiyordum yine de nuh dedim peygamber demedim çünkü biliyorum ki onla evlenirsem ruhum ölecek. Annem hala söyler arada gül gibi çocuğu beğenmedin, bak şimdi prof oldu diye :)

Diğer yandan aynı benim gibi olan erkek arkadaşlarım da güvenilir değil, erkek bu kadar hareketli olunca ilgi çekiyor, alıcısı çok oluyor :) Ama ne bileyim işte, o enerji, o kıpır kıpırlık bana kendimi çok iyi hissettiriyor, bulutların üstünde uçuyorum gibi, bunu da bir kere görünce daha aşağısını kabullenemiyorsun, hem böyle olsun, hem de güvenilir olsun istiyorsun, hem sorunsuz olsun istiyorsun ama olmuyor işte :) Siz konu açmışsınız ama görüyorsunuz ki ben daha dertliyim bu konuda :) Annem kızım bak görüyorsun senin beğendiklerinin hep bir sorunu çıkıyor, şu sessiz çocukları geri çevirme artık, senin beğenmediklerini millet havada kapıyor diye söyleniyor, evimizin geleneksel sorunu oldu :) Geçen gözümü kararttım, böyle bir çocukla denesem mi diye, en yakın arkadaşıma anlattım, sen mutlu olamazsın hiç deneme dedi. Bir yanım mutlu olamayacağını bildiğin bir evlilik yapma diyor, bir yanımda mutlu olamazsan da huzurlu olursun evlen artık diyor. Görüyorsunuz sizin durumunuz daha iyi, belirsizlik yok en azından, bana bakın da şükredin :)

Güzel dilekleriniz için çok teşekkür ederim. Allah sizin mutluluğunuzu da katlayarak artırsın inşallah, eşiniz de size baka baka size benzesin inşallah :)
Bana güvenin tam istediğiniz gibi olacak!!! Sakın ama sakın baskılardan dolayı, yaş geçiyor diye evlenmeyin. Ben eşimden ne kadar şikayetçi olsam da, mizaçından dolayı, inanın çevredeki bir çok adama bin basar karakteri ile. Bir gün öyle biri çıkacak ki, kendinizi nikah masasında bulmuşsunuz. Benim de yıllardır flörtlerim olur, yaşımda 34, hepsinden de evlenme teklifi aldım. Ama bir tek eşime evet dedim. Evet dediğime çok pişman olduğum zamanlar oldu ama kendimi biliyorum evlenmesem kesin ayrılırdık:)) o zaman da çok pişman olurdum. Gururumdan da geri adın artmazdım. Öyle kalırdık. O yüzden bazen de iyi ki evlenmişiz diyorum. Evliliğim beni yontuyor. Çekip gitmemeyi öğretiyor. Umarım ben de eşime yaşam enerjisi verebilirim:)
 
Tıp fakültesini kazanan öğrenciler ilk yıl normal sonraki seneler bakışları değişmeye başlıyor hemen donuklaşıyor . Ne yapsınlar zor meslek o kadar para kazan yiyecek vakit bulama yada yorgun ol enerjileri tükeniyor .
Tahmin ettiğiniz kadar çok kazanmıyorlar. Benim eşimin harcadığı emeğe bence şu anki kazancının 10 katını hak ediyor. Ben birebir görüyorum neler çektiğini.
 
Bana güvenin tam istediğiniz gibi olacak!!! Sakın ama sakın baskılardan dolayı, yaş geçiyor diye evlenmeyin. Ben eşimden ne kadar şikayetçi olsam da, mizaçından dolayı, inanın çevredeki bir çok adama bin basar karakteri ile. Bir gün öyle biri çıkacak ki, kendinizi nikah masasında bulmuşsunuz. Benim de yıllardır flörtlerim olur, yaşımda 34, hepsinden de evlenme teklifi aldım. Ama bir tek eşime evet dedim. Evet dediğime çok pişman olduğum zamanlar oldu ama kendimi biliyorum evlenmesem kesin ayrılırdık:)) o zaman da çok pişman olurdum. Gururumdan da geri adın artmazdım. Öyle kalırdık. O yüzden bazen de iyi ki evlenmişiz diyorum. Evliliğim beni yontuyor. Çekip gitmemeyi öğretiyor. Umarım ben de eşime yaşam enerjisi verebilirim:)

Ay çok tatlısınız ya, pozitif enerjiniz oradan bana geçti, eşinize geçip etkilememesi imkansız :)

Bende hep evlenme teklifi aldım ama ikisi sadece benim istediğim gibiydi, biri aldattı (fazla enerji yaramıyor dediğim o), birisinin de ailesi sorunlu idi, katlanılacak gibi değildi. Şimdi bir düşünün yavaş ama sizin eşiniz gibi karakterli bir adam mı, yoksa hareketli ama güvenilmez bir adam mı, bugün olsa yine eşinizi seçeceğinize eminim. Başak burcu musunuz ki acaba, bende de çabuk soğuma, sıkılma huyu var fazla tahammül edemiyorum ama bu evlilik için uygun bir huy değil, siz de farkındasınız zaten. İnsanın bir günü bir gününe uymuyor, sevgililikte bile bir gün iyi ki dediğinize ertesi gün pişman oluyorsunuz, pişman olduğunuzu hissettiğiniz anda eşinizin iyi huylarını düşünün, size nasıl güven verdiğini, size nasıl saygı duyduğunu, sizi nasıl desteklediğini vs. siz daha iyi bilirsiniz. Ben çok güzel bir evlilik yaptığınızı hissediyorum, inşallah hayırlısı ile çocuğunuz olduğu zaman onunla zaman geçirirken siz de daha çok iyi ki diyeceksiniz. Sonsuz mutluluklar :)
 
Beş ayda evlenmenin çok doğru bir şey olduğunu savunmuyorum ama 10 yıl beraber olup da aynı eve girip şok olanlar var. Adamı kaçırmıyorlar , şimdi ah vah etme de çirkin bir uslup. Neticede burada dertleşmek için varız ama burada böyle siz gibi uslubuna dikkat etmeyenler de var ne yazik ki.
Uslup değil bu arada... Vallahi bacım sen beni yargılamayı boşver de hayatına bak. O kocayla hayat geçmez ben söyleyim. Robot gibi
 
adam ameliyat yapıyor aksam tabiki yorulacak . beim esimde kolay kolay hafta içi cıkmaz cok yorulur adam haklı . arada gilm izleyin . hfta içi bir gün hafta sonuda kendinize plan yapıp anlasın .
 
Back