Diyanet İşleri Başkanlığı: Sebepsiz boşanan kadına cennet haram

Onemli olan konunun ne oldugu degil. Onemli olan nereye konuldugu... Cennet, cehennem, bunlar dini konular.. Eskiden kimse diyanetin ne dedigi ile bu kadar ilgili degildi, onemli olan bu. Onemli olan bugun, diyanetin her dediginin fetva yerine gecip kanun hukmu verilmiscesine hayata gecirilmeye kalkisilmasi.. Onemli olan bugun bu uygulama dine uygun, su uygulama dine aykiri diyerek insanlarin hayatlarina yekten mudahale edilmesi.. Onemli olan liyakatin verdigi rahatsizlik.. Bugun bunun yuksek sesle dillendirilmesi.. Onemli olan butun bunlarin bizi nereye dogru goturmek istedigini iyi anlamak... Uykudan uyanip gozleri acmak... Persembenin gelisi Carsambadan bellidir atasozunu hatirlamak.. Gerisi teferruat..

Bazilarinizin sordugu sorularin cevabi Kuran'i Kerim'de bir cok sure ve ayette bolca var. Diyanetin veya baska hocalarin kaynagi ya Kuran'dir, ya da Hz. Muhammed'in hayati ve uygulamalaridir. Unutmayin ki Kuran evrenseldir. Yani Islamda "Islamiyetin ilk yili, son yili" diye birsey yoktur. O gune uyan, bu gune de uygundur. Islamiyet sorgu kaldirmaz, sorgulayanin da dinden cikacagina inanilir. Musluman kisi sorgusuz sualsiz inanandir. Istediginiz hocaya sorabilirsiniz. O yuzden en guzeli Kuranin Arapca okunmasi ve ilahi seklinde dinlenmesidir. Bunda ruha huzur veren birsey vardir. Turkce tercumesini veya yorumlarini okumak kafalarda soru isaretleri uyandiracagindan pek tavsiye edilmez, hatta yadirganir bile.. En iyisi fazla kurcalamamak yani...
 

çok eşlilik sınırları vardir , kafasına Her esen Ben adil olabileceğime inanıyorum Dur Ben evlencem diyemez . Bu durumda haşa Allah'u teala erkeği kayiriyormuş , Kadının duygusu da hiç önemsiz gibi olur . Insanlara bir hüküm verilir bak şarti bu bu denilir Adam onun aleyhine olan şarti atar diğerlerini olduğu gibi aktarır . Adil olmakta o şartlardan biri Ama sadece adil olmak ile bu iş bitmiyor . Hz ali 'de Hz fatima ile evliyken ikinci eş Almak istemişti de onu peygamber Efendimiz durdurmuş ve durduğu Söz de şöyledir "fatima Benim bir parçamdir onu üzen beni üzer " . Burda Hz ali'nin sebepsiz yere evlenmek istediği Efendimizde sebepsiz yere olamayacağını Zira Kadının incinecegini belirtmiştir . Şimdiki insanlar yedirip içirmekle adalet sağlanır sanıyorlar . Kadının bu duruma katlanamaYacağini en Iyi bilen Rabbim Kadına Kabul etmeme yetkisi Yada talak alma yetkisi vermiştir . Malesef çoğu kadın bunu bilmez . Adam onu ikna etmeden evlenemez , Yada 2. Hanım alma yetkisini nikah esnasında elinden alma hakkı verilmiştir Kadına . Ama çoğu kadın yalnızca çok Es Almak serbest diye biliyor bu serbestligin yanında Rabbimin ona verdiği haktan bi haber . Ayette 4 hanım serbest bırakılmış Ama devamında rabbiniz size bir tane almayı tavsiye etmiştir buyuruyor . Benim Asıl Merak ettiğim 2. Es olmayı bir kadın Nasıl hazmedebiliyor ?
 

Bu bahsettikleriniz uygulamada işliyor mu? Erkek işine geldiğini alıyor, dini istediği gibi kullanıyor. Bu verdiğiniz bilgilere herhangi bir kitabı açıp ulaşabiliriz. Ancak diğer tarafta hayatın gerçekleri var. Kimse dini eleştirmiyor zaten..
 
Sebepsiz yere, dur bi dakika ben canım sıkıldı boşanayım diyen kadın yoktur ama canı sıkıldıkça ilginç açıklamalar yapan Diyanet İşleri Başkanlığı vardır.
 


Oldu diyanetcim, tam oldu.
Evlenmedim ama 3 yıllık bir ilişkimi bitirdim. Bu metne göre sebepsiz ayrılığım.
Dövmedi, aldatmadı, kumarı yoktu vs. vs.
Ama gözümün yaşı hiç dinmedi, sürekli vıd vıd vıd aptal saptal kıskançlıklar.
Mübarek ramazan günü iftar etmeden, sahur etmeden yerlerde sürünerek ağladım 6 gün boyunca sadece su ile oruç tuttum.
Psikopat kapıma dayandı, iş yerime geldi ortada bişi yokken, karşı masamdakinden kapıdaki güvenliğe kadar erkeklerden kıskandığı için. Ve güvenini sarsacak hiçbirşey yapmadığım halde.

Evime giremediğim için cami bahçesinde sahur vaktine kadar oturup, sabah işe gittiğim günler oldu.

Sana göre sebepsiz bir boşanma olabilir bu!
Peki benim vebalimi kim verecek sorarım sana ey Diyanet !!!
 
manşet nelere kadir, basının gücü

O keramet mansette degil:)))))
Resullullah in bir hadisinden bahsedilmis.
Isteyen inanir isteyen inanmaz.
Inanmayan zaten cennete cehennemede inanmiyordur, eee neden karsi cikar anlamis degilim.:)
Hadise inaniyorum ama diyanet acayip canimi sIkIyor son 10 yildir diyorsaniz o konuda yapacak birsey yok:)))
 

Bu toplum mühendisliği de çok oluyor ama. İnsanların değer yargılarını din oluşturmaz. Etik, ahlak, doğru davranış kavramları dinin tekelinde değildir. Evet kim nasıl isterse öyle davranır, kimseyi mağdur etmediği sürece. İki insan birbirinden artık hoşlanmamaya başladıysa boşanabilir de. Evlilik kadar boşanma da saygı duyulması gereken bir kurumdur. Toplum yanlış yerlere gidiyor safsatalarını da bırakın. Bu ülke hiçbir zaman değer yargılarını bir kenara bırakmadı, bırakmaz. Keşke her şey daha şeffaf daha özgürce yaşansa da tabular olmasa, boşanan kadına kötü gözle bakılmasa. Keşke bunlar üzerinden vaazlar verilse değil mi? Doğruyu göstermek eğitim ve bilinçlendirme ile mümkündür din ile değil.
 
Boşanmak her türlü yıkıcıdır. Kadın için de erkek için de. Olan düzenini bozmak için herkesin sebebi vardır. Ben sıkıldım deyip boşanmaz kimse.
Gene bir diyanet işleri 'boş' açıklaması daha... Sayın seyirciler...
 
Kadın bu dünyada cehennemi yaşarken aynı hassasiyeti gösterseler ya bir de. Bu dünyayı yaşanır kılın herkes ahiretini kendi düşünür.
 

daha önce söylediğim gibi "cennet-cehennem" umursansaydı bu kadar inanan (!) varken dünya bu halde olmazdı...

Japonlar ahlak değerleri en yüksek, suç oranı en düşük toplumlardan bir tanesidir ve kutsal kitapları, onları düzene sokacak belirli bir dinleri yoktur...

"şöyle şöyle davranmazsanız cennete gidemezsiniz" demek karşısındakinin düşünce düzeyini ilkokul düzeyinde algılamak, ahlak gelişimini de düşük seviyede görmektir...
 
Tabi canım
Vahiy geldi diyanete ordan biliyorlar
Buda eski tarihte,endüljans a(cennetten toprak satın alma) benzemiş.
Koca naparsa yapsın sen otur yerine yoksa cennet haram
Zaten tüm evlilikler 4*4lük kadınların canı sıkılıyor ekşın arıyorlar da ayrılıyorlar
 
Kur an tarım toplumuna geldi.......o toplum da kutsal kitabı işine geldiği gibi yorumladı........günümüz erkekleri ise tarım tolumlarında görülen ayrıcalıklarını kaybetmek istemiyorlar..........Fransada eşini aldatman bir suçken muhafazakar Türkiyemizde dokuması gevşek bir aile yapımız var................hadi erkekler yediği kaba helal gelsin istemiyor da size ne oluyor hanımlar
 

hakkınız ayrılmak ki yukarıda saydıklarınız da berberliği yürütmemek için bir sürü sebep içeriyor.
yani siz boş yere ayrılmamışsınız.
diyanetin dedikleri de bunlar gibi düşünüyorum.
sadece siz de evlilik değil bir beraberlik varmış.
 

teşekkür ederim...

benim üzerinde durduğum ve anlayamadığım şey de esas olarak bu ve neden kadınların hazmedemeyeceği bişey "hak" olarak verilmiş (erkeklere) hala aklıma yatmış değil, yoksa saraylım'ın bahsettiğingibi sorgulamamalı mı ki bu benim fıtratıma hiiç uymaz...

bir konuda daha fikrinizi öğrenmek istiyorum...Neden Kur'an-ı Kerim daha çok erkeğe hitap eder ??? yosa Pepe'nin bahsettiği ve benim de düşündüğüm gibi erkek egemen toplumların, (özellikle o dönem Arap toplumları) kadını yok sayma algısı yüzünden mi?? Misal Diyanet işleri boşanma olayını açıklarken neden "kadınlar" şeklinde başlayıp daha sonra çok da dikkat çekmeyecek biçimde "tabiki erkeklerde" diye devam etmiş...Neden "ey insanlar" "ey insanoğlu" ya da "evlilier" ve benzeri genel hitaplar kullanılmamış...boşanmalarda kadını sorumlu gördüğü ya da evliliğin devamını kadının sağlayabileceğini düşündüğü için mi????
 

teşekkür ederim...

benim üzerinde durduğum ve anlayamadığım şey de esas olarak bu ve neden kadınların hazmedemeyeceği bişey "hak" olarak verilmiş (erkeklere) hala aklıma yatmış değil, yoksa saraylım'ın bahsettiğingibi sorgulamamalı mı ki bu benim fıtratıma hiiç uymaz...

bir konuda daha fikrinizi öğrenmek istiyorum...Neden Kur'an-ı Kerim daha çok erkeğe hitap eder ??? yosa Pepe'nin bahsettiği ve benim de düşündüğüm gibi erkek egemen toplumların, (özellikle o dönem Arap toplumları) kadını yok sayma algısı yüzünden mi?? Misal Diyanet işleri boşanma olayını açıklarken neden "kadınlar" şeklinde başlayıp daha sonra çok da dikkat çekmeyecek biçimde "tabiki erkeklerde" diye devam etmiş...Neden "ey insanlar" "ey insanoğlu" ya da "evlilier" ve benzeri genel hitaplar kullanılmamış...boşanmalarda kadını sorumlu gördüğü ya da evliliğin devamını kadının sağlayabileceğini düşündüğü için mi????
 
Yapılan her eylemin bir sebebi bir nedeni varken, bu cümleyi kuran için gerçekten şaşırdım.
Sebepsiz ne var ki bu hayatta, ayrılık olsun ? Laf olsun torba dolsun diye söylenilen hiçbir şeyi sevmiyorum !
 



Mâl-ettiğiniz bu olay onu şahsi istekleri adına kullanan erkeğin sorunu.
Arkadaş din savunmasına geçebilir, hakkıdır zira sizlerde daha kuranda tanınmış olan bir hükmün sebeplerini ve gerekliklerini bilmeden bireyler üzerinden dine ve hükümlerine saldırıyorsunuz.
Kuranda dört kadınla evlenebilme hükmü savaş sırasında eşi ölmüş ve eşlerinden başka hiç kimsesi, dolayısıyla o zamanda yaşama, barınma ve korunma şansı olmayan kadınların ortalıkta kalmaması için çoğu erkeğin bir evde haramdan sakınmak üzere nikahına aldığı kadınlar içindir.
Ağır şartları vardır ve bu şartlardan en önemlisi ve birincisi erkeğin eşinin buna gönülden rıza vermesidir.
Erkeğin eşinin içinde en ufak bir üzüntü duyması ve rıza göstermemesi dini surette erkek kat'iyen o eşi alamaz.
Ama cehaletini dine yoğurup yaptıklarına kılıf arayanların kullandığı bu iş aynı cehaletle bilmeyenlerin dine saldırmasına sebebiyet veriyor.
Bir şeyi eleştirmeden onun ne olduğunu öğrenmeniz daha akılcı olur.
Günümüzde ikinci eşe gönüllü bir bayan bulabilir misiniz?
Cevap genel için mağlum -HAYIR tabi ki..-
Dolayısı ile günümüzde bunu yapan erkek varsa o kişiliksizliğindendir, müslüman olduğundan değil.

Fetvadan bu kadar anlamış olmanız sizin bakış açınızın darlığı..
Yukarıda yazılanlarda kimse kadını sadece evlenilecek bir birey olarak görmüyor ve göstermiyor.
Ama sizler sadece bakıp görmek istediğiniz kadarını algılayabiliyorsunuz.
Zira önünüzde cenneti kadının ayakları altına sermiş bir din var ama sizler ısrarla bunu görmüyorsunuz.
Kaldı ki fetvada geçerli sebebi olan boşanmalardan değil keyfi sebeple boşanmalardan KADIN ve ERKEK için iki taraflı bahsediyor.
Yani aynı ağır hükümler bizzat erkek içinde geçerlidir deniliyor.
Ama daha başlığınız bile bu fetvanın sadece kadına yönelik kısmını kırparak alınmış.
Buda kimin neye saldırmak gibi bir amacı olduğunu alenen ortaya seriyor.
 
gözyasi;
Bazi seyleri söylemekten insan usaniyor, saolasin sen ince ince yazmissin.
Bazen insanin ne takati, ne zamani ne de sevki kaliyor birseyleri anlatmaya.
Cünkü anlat anlat birdaha bastan, anlat anlat birdaha bastan oluyor.
Almanya da 2. dünya savasi sonrasi hükümet tarafindan, 2. bir kadinla evlenen erkeklere para yardimi yapildi.
Devlet 2. evlilige tesvik etti.
Cünkü ülkede erkek sayisi cok cok az, ortada kalan, muhtac, korunmasiz kadin sayisi cok fazlaydi.
Demek ki gerekli oluyormus, demek ki bazen bu tür seylere mecbur kalinabiliyormus.

Yine Islam nin güzelligi budur.
Insanlarin mecbur kalabilecekleri seyleri önceden haber verip sinirlari belirtmesidir.
Bu hükümler gerekli sartlarin olusmasi sonrasinda gerceklestirilebilir.
Islami kaynagindan ögrenmek gerekir.
3-5 kendini bilmez, kendine yontan adamin sözü, davranisi islam icin belirleyici degildir.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…