Diyanet İşleri Başkanlığı: Sebepsiz boşanan kadına cennet haram

ispanakliborek

Kullanıcı üyeliğini pasifleştirmiştir.
Üyelik İptali
Kayıtlı Üye
14 Eylül 2012
10.762
12.403
298
Cuma hutbesinde okunan boşanmanın toplumu derinden tehdit eden ve nice felaketlere sebep olan çok önemli bir sosyal sorun olduğu, büyük umutla kurulan, güzel duygularla beslenen, vaatlerle oluşturulan kutsal birlikteliği sudan veya büyütülen değersiz nedenlerle yok edildiği ifade edildi. Boşanmanın, sonuçları çok acı ve çoğunlukla dönüşü olmayan bir iş olduğu, boşanmanın aynı çatı altında evliliğin devamının mümkün olmadığı durumda bir çıkış yolu olduğu ifade edildi. Hayati bir zaruret olmaması halinde boşanmanın tarafları, çocukları, ilgili aileleri ve hem de bütün toplumu rahatsız eden, onarılması güç tahribatlara sebep olduğu ifade edilen hutbede “Bundan dolayıdır ki Peygamber efendimiz: ‘Yüce Allah'ın en sevmediği helal boşanmadır’ ifadesiyle dinimizin boşanmaya karşı tavrını beyan etmişlerdir” denildi.

Günümüzde boşanmaların ekonomik sorunlar, şiddetli geçimsizlik, eşlerin birbirini ihmal etmesi, aşırı yaş farkı, aldatmalar, ihanetler, inanç ve ideoloji farklılıkları, ailelerin evli çiftlere gereksiz müdahalesi, küçük yaşta yaptırılan zoraki evlilikler, psikolojik sorunlar, uyuşturucu, alkol ve kumar bağımlılığından kaynaklandığı vurgulanan hutbede şöyle denildi:

“BARDAĞIN DOLU TARAFI GÖRÜLMEYE ÇALIŞILMALI”
“Toplumumuzda sıkça görülen boşanma sebeplerinden birisi de evliliğe dışarıdan müdahale eden bazı kimselerin kadını kocasına karşı kışkırtmalarıdır. Peygamber ‘Kadını kocasına karşı kışkırtan bizden değildir’ buyurarak, karı kocanın arasını bozmanın, onların huzurunu kaçıracak söz ve eylemlerde bulunmanın, Müslüman'a yakışmayacağını belirtmişlerdir. Bu kışkırtmaların bir sonucu olarak kadının meşru bir sebep yokken kocasından boşanmaya kalkışması dinimizde asla tasvip görmez. Nitekim Hz. Peygamber ‘Herhangi bir kadın, geçerli bir sebebi olmaksızın kocasından boşanma talep ederse, cennetin kokusu ona haram olur’ diye buyurmuştur. Bütün bunların tersi de mümkündür. Erkek de karısına karşı kışkırtılabilir. Herhangi meşru bir sebep yok iken karısını boşamaya kalkabilir. O takdirde aynı vebali o erkek de yüklenmiş olur. Boşanma, sonuçları itibariyle çok ciddi bir iş olduğu için, bu kararın aceleye getirilmemesi gerekir. Karı-koca birbirlerinde mütemadiyen eksiklik arayarak değil, bardağın dolu tarafını görmek gibi, iyi ve hoş yönlerini görerek mutluluğu burada aramaya çalışmalıdırlar. Allah (c.c) ayet-i celilesinde bu hususu şöyle belirtmektedir: "Eşlerinizle iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmadıysanız, olabilir ki, sizin hoşlanmazsınız da Allah onda pek çok hayır yaratmış olur. Peygamber efendimiz de ‘Mümin, mümin hanımına karşı kötü duygular beslemesin; çünkü onun bazı huylarından hoşlanmasa da diğer huylarından hoşlanabilir’ buyurarak eşlerin mümkün mertebe geçinmelerini, birbirlerinin iyi yönlerini görmeye gayret göstermelerini tavsiye etmiştir."

Hutbenin sonunda boşanmaların, ayrılan ortaya çıkardığı sorunlar hatırlatılırken, parçalanmış ailelerin çocuklarında genellikle uyum ve davranış bozuklukları görüldüğü, bazen eğitimlerinin yarım kaldığı, sokak ve suç ortamına itildiği vurgulandı. Hutbede, “Boşanma kararı sadece eşleri birbirinden ayırmaz; geride topluma sorun üreten bireyler bırakır. Eşler ayrılmadan evvel bir kez daha düşünmeli, çözüm olarak gördükleri yol felaket olmamalıdır. Sorun üretip uğraşmak yerine problemin ortaya çıkmasını engellemek daha akılcı ve daha iyi yoldur” denildi. (DHA)

Kaynak : Diyanet İşleri Başkanlığı: Sebepsiz boşanan kadına cennet haram - Türkiye Haberleri - Radikal
 
Sebepli ya da sebepsiz yere kadını döven, aşağılayan, hayatını zindan eden, 4 kadınla evlenen erkeklere cennet helal mi? Geçerli sebep kime göre neye göredir? Sevgili diyanet işleri, kurana göre çok eşlilik serbest olduğuna göre, kocalarımız başka kadınla imam nikahı kıyıp birlikte yaşamaya başlarsa boşanmam için haklı sebep oluşturmuyor bu anladığım kadarıyla.. Özel yaşantımıza din adamları aracılığıyla müdahale edilmesinden çok sıkıldık artık!!

Artık eşimi sevmiyor olmam haksız bir sebep anladığım kadarıyla. Ama buna rağmen türkiyede insanların hangi gerekçelerle boşandığını ve hatta boşanamadığını ben bu sitede çok güzel görüyorum. Bu ülkede çok az kişi artık birbrimizi sevmiyoruz diye boşanıyor zaten.. Şu muhafazakar aile odaklı diyanet işlerine inat eşimle sebepsiz boşanmak üzere mahkemeye gidebiliriz. Sonra yanı evde yaşamaya devam edince evimiz basılmazsa inşallah..
 
Son düzenleme:
kur'an'da 4 eşlilik serbest ama şartları var. üstelik ayetin devamında bir kadınla evlenmek tavsiye edilmiş,kadına da erkeğin o şartlar yerine gelmeden evlenme isteğine karşın kadına 2. evliliği kabul etmeme hakkı da verilmiştir. ayrıca kadın evlendiğinde 2. evlilik hakkını erkekten nikah esnasında alabilir hatta dilerse bir talak hakkını bile alabilir. ALLAH'u teala 4 eş almayı helal kılmıştır ve kadına da kolaylıklar sağlanmıştır. öyle ki çok hanımı olupta adaleti sağlayamayan burnundan çengellere asılıp hesap verecektir . yani bu iş çok ciddi . canım istedi kalkıp alayım yookk , olmaz bazı cahiller gibi . cahillerin yaptığını kuran ve islama mal etmeyin.kulaktan dolma bilgilerle kur'an'da yazanı kadının aleyhine çevirmeyelim. ve.. boşanma konusu da tam da diyanetin söylediği gibidir . boşanmak öyle bir mesele ki ; biri boşandığı vakit melekler yeryüzünden çekilir , tabiri caizse yer ve gök birleşirmiş . kadın kocasından sorumludur . yuvayı dişi kuş yapar. kadın ayakta tutar yuvayı. daha çok yazmak isterdim ama çok uzun olacak . velhasıl kadında erkekte islamın gösterdiği gibi yürümeli . çünkü ALLAH EN ADALETLİDİR..
 

Neden din savunmasına geçtiniz ki. Kimse islam dini tu kaka demedi. Toplumun çürümüş yapısından bahsediyoruz sadece. Kadına biçilen rollerden bahsediyoruz. Erkekler islam dinini kullanmıyor mu? Eşi 2. kadınla evlendiğinde kadın sesini yükseltip istemiyorum diyemiyor kendini kapının önünde buluyor. dinde 2. evliliği kabul etmeme hakkı vardır zaten kimsenin din kurallarını eleştirme yetkisi yok burda.

Şöyle bir bakın hangi kadının böyle bir hakkı var acaba? Benim var diye cevap vermeyin sakın bana. Çünkü senden benden konuşmuyoruz zaten burda. Sesini duymadığımız görmediğimiz bilmediğimiz milyonlarca dilsiz kadından bahsediyoruz. Eşinden boşanma cesareti olmayan kadınlardan bahsediyoruz. Demek istediğim bu ülkede kadının durduk yerde boşanması zaten imkansız. Çoook büyük sebepleri varken bile imkansız. Tekrar ediyorum boşanma istatistiklerine yansıyan meslek sahibi kadınlardan bahsetmiyorum hala. Bu sitede bir sürü kadın anlatmıyor mu eşim bunu yaptı şunu yaptı ama boşanmam çok zor ne yapıcam eşim değişir mi diye sormuyolar mı? Bunlar da internete girebilen azınlık sadece..

Böyle bir ülkede böyle bir fetva verilmesi ne kadar da anlamsız değil mi? Din adamlarının verdiği fetvalarla kadının toplumdaki yeri günden güne daha kalın çizgilerle çiziliyor. Kadın aile kurumunun bir parçası olmaktan öteye gidemez. bu yüzden tek hedefi yaşı gelince evlenip, geçerli bir sebebi olmadıkça boşanmamaktır.
 
Son düzenleme:
Burada dine değilde, içeriğe konu olmuş Diyanet İşleri Başkanlığı'nın açıklamasına yorum yapılmalı.
Açıklama üzerine yoğunlaşılmalı, Diyanet İşleri Başkanlığı "Sebepsiz yere boşanan kadına cennet haram" demiş, bu açıklama hangi gerekçeyle yapılmış, dayanağı üzerine yorum yapılmalıdır.
 

Bu kurum bildiğim kadarıyla açıklamalarını dine dayanarak yaptığına göre, gerekçesi ve dayanağı da belli.

Bu hutbede aslında güzel bir konuya parmak basmak istemişler; ama yine konuyu tatlı dille anlatmak yerine "bunu böyle yapmazsanız cennet size hayal" mantığıyla "zorlama olmayan" dindeki tek kırbaç olan "cennet-cehennem" ile korkutma yoluna gitmişler.
 
Son düzenleme:
gürdüğüm kadarı ile her iki cins üzerinden haram kılınan bir mevzu var. neden üzerinize alındınız ki?
 
Dini bi hal ile vaaz edilmiş bir konuya elbette ki din ile Cevap vermeliydim . Ayrıca zaten vaaz da SEBEPSIZ yere diyor . Kadının kocasını sevmemesi , cinsel istekte kocasından Soğumasi , şiddet vs Bunlar hepsi zaten birer sebep . Diyanet bunları din babinda ele almış siz ise diyaneti ülkedeki Kendini bilmez cahillere sözcüluk yapmıs gibi görüyorsunuz . O Cahil insanlar bile demeye dilim vermiyor , hayvanlardan daha Aşağı konumda olan o cahiller zaten içimizde kanayan bir yara . Ama Diyanet Burda sadece Dini bir konuyu vaaz etmiştir . Ve bu konuda kadın Olsun erkek Olsun din de böyle . . Diyanetin Kalkipta tıp dile ile ilgili vaaz etmesini beklemekte Abes olurdu zaten . Hem zaten o kadınlar sebepleri oldukları halde bazı insanların hayvanligindan o sebepleri bile gündeme getiremiyorlar . Sizce Diyanet onlara mi hitap etmiş ? Bence o durumda olmayıpta Sırf evlilikten soğuduğu için sebep yokken evlilik ona göre değilmiş olmasından dolayı boşananlar Var . Evlilik Çocuk oyuncağı değil oraya parmak basılmış hepsi bu
 
üstelik etrafımda o sebepsiz yere boşanan insanları o kadar çok görmeye başladım ki . Büyük bir Aşk heves ile evleniyorlar aradan bi kaç Ay geçiyor heyecanımiz Bitti, flört ettiğimiz gibi değil , sorumluluk alamayacağım , Biz sevgiliyken daha iyiyiz , Her Sey çok Güzel Ama Ben böyle hayal etmedim Deyipte soluğu mahkemede alan çok çift Var . Bunlar sizce geçerli sebep mi , Çocuk oyuncağı mi bu sıkıldığında atcan ? Bunların da gündeme gelme zamanı gelmişti . . Toplum dengesizlesmeye başladı . Sesini yükseltebilen keyfine göre yükseltiyor , yükseltemeyen eziliyor . . Rabbim ıslah etsin
 

Geçerli sebebin sınırlarını kim belirleyecek. Yarın öbür gün ya diyanet derse eşiniz arada el kaldırmış olabilir. Bu geçerli sebep değildir oturun oturduğunuz yerde diye. Tekrar söylüyorum islam dini böyle bir din demiyorum. Diyanet işleri kurumuna güvenim yok. Cumhuriyetin her döneminde hükümetin oyuncağı olmuş bu kurum. Sadece birilerinin toplumu şekillendirme çabasından rahatsızım. Bunu sadece bu hükümet için değil gelmiş geçmiş tüm hükümetler için geçerli.

Bence evliliğin sorumluluklarını kaldıramamak geçerli bir sebeptir. Hayatını bu vaazlara göre şekillendiren bir topluluk var. Çok eşliliği normal karşılayan bir zihniyet de var karşımızda. İslamın çok eşlilik hakkındaki görüşlerinden bahsetme bence burda. çünkü beni ilgilendiren kısmı diyanetin bunu nasıl yorumlayacağı.. Ben bundan sonra gelecek vaazlardan şüpheliyim açıkçası. Toplumda bu kadar çok şiddet olayı varken heyecanı bitmiş çiftlerle uğraşmak yersiz değil mi? Kime ne? Bu kadınları aile kurumunun içine sıkıştırmaktan başka bir şey değil malesef.

Keşke kız çocuklarının okutulması için de böyle vaazlar duysak din adamlarımızdan.
 
Diyanetin aciklamasinda acikca " sebepsiz bosanan kadin ve erkege, cennetin kokusu haram" diye aciklama yapmis.
Benim anlamadigim konuyu acarken neden sadece " kadinlara" hitabedilmis gibi yaziliyor.
Neden " erkek ve kadin icin ayni vebal vardir" dendigi halde, sanki diyanet, islam, müslümanlik kadini ezmek istiyormus gibi yansitilmaya calisiliyor.
Enteresaaan:))
 
niyetim diyaneti savunmak değil ve lakin yiğidi öldür hakkını yeme demişler . ben de yeri geldiğinde eleştiriyorum diyaneti ama burda söylediği şeyler yanlış değil . efendimiz s.a.v ve ALLAH u tealanın buyurduğu hale göre belirleniyor bu çizgiler kadın içinde erkek için de. şiddete bağlamanıza şaşıyorum . çünkü hayatını bu vaazlara göre idame eden kesim var diyorsunuz ya o kesime vaaz kürsülerinde bunun yanlış olduğunu defalarca söylendi .insanlar almak istediklerini alıp gerisini atıyorlar bunu diyanete yükleyemezsiniz . okuma konusuna gelince benim hafızlık yaptığım kursta hiç okul okumamış kızlar vardı . bir tek ben üniv mezunuydum . il müftüleri kurs kurs dolaşıp onları tespit etti ilkokul-lise-üniversite mezunu olmaları için ikna ve çalışmalar yaptılar. şu an çoğu lise mezunu ve üniv okuyan bile var . üstelik bi tek ilahiyata yönlendirmediler makine mühendisi matamatik mühendisi ve doktor öğrencisi olan arkadaşlarım var . ben bile ikinci üniversite okuyorum . oku .. diye baya seminerler düzenlendi neden okumak gerektiği anlatıldı . bunu da söylemek isterim
 
bu yazıyı yazan nerden bılıyomuş ya otekı tarafa gıdıp gerımı gelmış peh peh peh
 
başkalarının özel hayatına müdehaleyi ne kadar seviyorlar ya, aşık olmuşlar evlenmişler 20 li yaşlarda diyelim, ki herkes 30 dan sonra bir değişim içine giriyor gözlemim, ve karı koca farklı yönlere doğru gelişmiş değişmiş, kafa yapıları artık tutmuyor ve boşanıyorlar,
şimdi bu çoğu insana göre sebebsiz boşanma değil mi
hayır efendim gayette sebebi ağır bi boşanma, illa ki boşanmak için dayak şiddet aldatma olması gerekmez
en uzak mesafe, iki düşünce/fikir arasında ki mesafedir

hadi bu da değildi, sıkıldı bıktı taraflar birbirinden 20 yaşında evlendiler diye ölene dek neden bir birlerine "katlansınlar" Bu da olara göre geçersiz sebep

nedense toplumumuzda "katlanmak" bi erdemmiş gibi gösteriliyor bence tam tersi
 
Son düzenleme:
"eskiden kırılan eşyalar tamir edilip, kullanılırdı oysa şimdi çöpe atılıp yenisi alınıyor" demişti birisi bir yerlerde bir zamanlar..hangi zamandı hatırlamıyorum...

yalnız diyanetin bunu hala "cennete gidemezsiniz" gibi bi mantıkla anlatmaya çalışması hitab ettiği kitlenin çok da fazla yol katetmediğini gösterdi...cennet cehennemi çok umursayan olsaydı dünya bu halde olmazdı...

ve evet her iki cins konu edilmiş olsa da, bu durum yaşadığımız toplulukta sadece kadın tarafından algılanıyor, erkeklerin büyük çoğunluğu nedense pek üzerlerine alınmıyorlar...
 
bir de konuyu, dallandırıp budaklandırıp, özünden uzaklaştırıp dağıtmak istemiyorum o yüzden beni yanıtlayan olursa cevap vermeyi düşünmüyorum teşekkür ederim şimdiden....

ve cidden yalnızca öğrenmek istediğim için soruyorum İslamiyetteki çok eşlilik mevzu bahis olduğunda hep "adaleti sağlayabileceğine inanıyorsa" deniyor nedir bu adaletin genişletilmiş hali?? bir erkek, maddi açıdan, cinsel açıdan, duygusal ruhsal açıdan eşit davranabileceğine inanıyorsa çok kadınla evlenebilir ?? bu mudur dahası var mıdır?? bu eşit davranmak kime neye göre şekillenmektedir???duygusal açıdan adaletli olmak nasıl mümkünüdr?? bir insan aynı anda birden fazla kişiyi sevebilir mi???altını çizerek belirtiyorum "günümüzde kadınlar kendi hayatlarını pekala da tek başlarına sürdürebilirken, İslamiyetin ortaya çıktığı yıllardaki gibi erkeğe muhtaç değilken, bunu kabul eden bir kadın nasıl bir ruh halindedir?? aklıma, ahlak anlayışıma aldıramıyorum bu konuyu...ve sorgulanmadan herkesin aklında "adil davranacağına inanıyorsa" cümlesiyle sınırlanıp kabul görmüş bir konu olduğunu düşünüyorum... çok eşlilik makul gösterilmeye çalışılırken bana hep muhtaç olanı himayesine alma gibi bir düşünce ile olduğu söylendi ama ahlak anlayışım muhtaç bir insanı himayesine alıp onunla birlikte olmayı hazmedemedi..(ne Arap toplumlarında ne de Türk topluluklarında nikahına alıp da askerlik arkadaşı gibi yaşayacak bir erkek olduğunu hiç zannetmiyorum)

yine söylüyorum birileri bu cümleden ötesi ile aydınlatırsa çok mutlu olacağım...
 
Son düzenleme:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…