• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Diyanet İşleri Başkanlığı: Sebepsiz boşanan kadına cennet haram

Onemli olan konunun ne oldugu degil. Onemli olan nereye konuldugu... Cennet, cehennem, bunlar dini konular.. Eskiden kimse diyanetin ne dedigi ile bu kadar ilgili degildi, onemli olan bu. Onemli olan bugun, diyanetin her dediginin fetva yerine gecip kanun hukmu verilmiscesine hayata gecirilmeye kalkisilmasi.. Onemli olan bugun bu uygulama dine uygun, su uygulama dine aykiri diyerek insanlarin hayatlarina yekten mudahale edilmesi.. Onemli olan liyakatin verdigi rahatsizlik.. Bugun bunun yuksek sesle dillendirilmesi.. Onemli olan butun bunlarin bizi nereye dogru goturmek istedigini iyi anlamak... Uykudan uyanip gozleri acmak... Persembenin gelisi Carsambadan bellidir atasozunu hatirlamak.. Gerisi teferruat..

Bazilarinizin sordugu sorularin cevabi Kuran'i Kerim'de bir cok sure ve ayette bolca var. Diyanetin veya baska hocalarin kaynagi ya Kuran'dir, ya da Hz. Muhammed'in hayati ve uygulamalaridir. Unutmayin ki Kuran evrenseldir. Yani Islamda "Islamiyetin ilk yili, son yili" diye birsey yoktur. O gune uyan, bu gune de uygundur. Islamiyet sorgu kaldirmaz, sorgulayanin da dinden cikacagina inanilir. Musluman kisi sorgusuz sualsiz inanandir. Istediginiz hocaya sorabilirsiniz. O yuzden en guzeli Kuranin Arapca okunmasi ve ilahi seklinde dinlenmesidir. Bunda ruha huzur veren birsey vardir. Turkce tercumesini veya yorumlarini okumak kafalarda soru isaretleri uyandiracagindan pek tavsiye edilmez, hatta yadirganir bile.. En iyisi fazla kurcalamamak yani...
 
bir de konuyu, dallandırıp budaklandırıp, özünden uzaklaştırıp dağıtmak istemiyorum o yüzden beni yanıtlayan olursa cevap vermeyi düşünmüyorum teşekkür ederim şimdiden....

ve cidden yalnızca öğrenmek istediğim için soruyorum İslamiyetteki çok eşlilik mevzu bahis olduğunda hep "adaleti sağlayabileceğine inanıyorsa" deniyor nedir bu adaletin genişletilmiş hali?? bir erkek, maddi açıdan, cinsel açıdan, duygusal ruhsal açıdan eşit davranabileceğine inanıyorsa çok kadınla evlenebilir ?? bu mudur dahası var mıdır?? bu eşit davranmak kime neye göre şekillenmektedir???duygusal açıdan adaletli olmak nasıl mümkünüdr?? bir insan aynı anda birden fazla kişiyi sevebilir mi???altını çizerek belirtiyorum "günümüzde kadınlar kendi hayatlarını pekala da tek başlarına sürdürebilirken, İslamiyetin ortaya çıktığı yıllardaki gibi erkeğe muhtaç değilken, bunu kabul eden bir kadın nasıl bir ruh halindedir?? aklıma, ahlak anlayışıma aldıramıyorum bu konuyu...ve sorgulanmadan herkesin aklında "adil davranacağına inanıyorsa" cümlesiyle sınırlanıp kabul görmüş bir konu olduğunu düşünüyorum... çok eşlilik makul gösterilmeye çalışılırken bana hep muhtaç olanı himayesine alma gibi bir düşünce ile olduğu söylendi ama ahlak anlayışım muhtaç bir insanı himayesine alıp onunla birlikte olmayı hazmedemedi..(ne Arap toplumlarında ne de Türk topluluklarında nikahına alıp da askerlik arkadaşı gibi yaşayacak bir erkek olduğunu hiç zannetmiyorum)

yine söylüyorum birileri bu cümleden ötesi ile aydınlatırsa çok mutlu olacağım...

çok eşlilik sınırları vardir , kafasına Her esen Ben adil olabileceğime inanıyorum Dur Ben evlencem diyemez . Bu durumda haşa Allah'u teala erkeği kayiriyormuş , Kadının duygusu da hiç önemsiz gibi olur . Insanlara bir hüküm verilir bak şarti bu bu denilir Adam onun aleyhine olan şarti atar diğerlerini olduğu gibi aktarır . Adil olmakta o şartlardan biri Ama sadece adil olmak ile bu iş bitmiyor . Hz ali 'de Hz fatima ile evliyken ikinci eş Almak istemişti de onu peygamber Efendimiz durdurmuş ve durduğu Söz de şöyledir "fatima Benim bir parçamdir onu üzen beni üzer " . Burda Hz ali'nin sebepsiz yere evlenmek istediği Efendimizde sebepsiz yere olamayacağını Zira Kadının incinecegini belirtmiştir . Şimdiki insanlar yedirip içirmekle adalet sağlanır sanıyorlar . Kadının bu duruma katlanamaYacağini en Iyi bilen Rabbim Kadına Kabul etmeme yetkisi Yada talak alma yetkisi vermiştir . Malesef çoğu kadın bunu bilmez . Adam onu ikna etmeden evlenemez , Yada 2. Hanım alma yetkisini nikah esnasında elinden alma hakkı verilmiştir Kadına . Ama çoğu kadın yalnızca çok Es Almak serbest diye biliyor bu serbestligin yanında Rabbimin ona verdiği haktan bi haber . Ayette 4 hanım serbest bırakılmış Ama devamında rabbiniz size bir tane almayı tavsiye etmiştir buyuruyor . Benim Asıl Merak ettiğim 2. Es olmayı bir kadın Nasıl hazmedebiliyor ?
 
çok eşlilik sınırları vardir , kafasına Her esen Ben adil olabileceğime inanıyorum Dur Ben evlencem diyemez . Bu durumda haşa Allah'u teala erkeği kayiriyormuş , Kadının duygusu da hiç önemsiz gibi olur . Insanlara bir hüküm verilir bak şarti bu bu denilir Adam onun aleyhine olan şarti atar diğerlerini olduğu gibi aktarır . Adil olmakta o şartlardan biri Ama sadece adil olmak ile bu iş bitmiyor . Hz ali 'de Hz fatima ile evliyken ikinci eş Almak istemişti de onu peygamber Efendimiz durdurmuş ve durduğu Söz de şöyledir "fatima Benim bir parçamdir onu üzen beni üzer " . Burda Hz ali'nin sebepsiz yere evlenmek istediği Efendimizde sebepsiz yere olamayacağını Zira Kadının incinecegini belirtmiştir . Şimdiki insanlar yedirip içirmekle adalet sağlanır sanıyorlar . Kadının bu duruma katlanamaYacağini en Iyi bilen Rabbim Kadına Kabul etmeme yetkisi Yada talak alma yetkisi vermiştir . Malesef çoğu kadın bunu bilmez . Adam onu ikna etmeden evlenemez , Yada 2. Hanım alma yetkisini nikah esnasında elinden alma hakkı verilmiştir Kadına . Ama çoğu kadın yalnızca çok Es Almak serbest diye biliyor bu serbestligin yanında Rabbimin ona verdiği haktan bi haber . Ayette 4 hanım serbest bırakılmış Ama devamında rabbiniz size bir tane almayı tavsiye etmiştir buyuruyor . Benim Asıl Merak ettiğim 2. Es olmayı bir kadın Nasıl hazmedebiliyor ?

Bu bahsettikleriniz uygulamada işliyor mu? Erkek işine geldiğini alıyor, dini istediği gibi kullanıyor. Bu verdiğiniz bilgilere herhangi bir kitabı açıp ulaşabiliriz. Ancak diğer tarafta hayatın gerçekleri var. Kimse dini eleştirmiyor zaten..
 
Sebepsiz yere, dur bi dakika ben canım sıkıldı boşanayım diyen kadın yoktur ama canı sıkıldıkça ilginç açıklamalar yapan Diyanet İşleri Başkanlığı vardır.
 
Cuma hutbesinde okunan boşanmanın toplumu derinden tehdit eden ve nice felaketlere sebep olan çok önemli bir sosyal sorun olduğu, büyük umutla kurulan, güzel duygularla beslenen, vaatlerle oluşturulan kutsal birlikteliği sudan veya büyütülen değersiz nedenlerle yok edildiği ifade edildi. Boşanmanın, sonuçları çok acı ve çoğunlukla dönüşü olmayan bir iş olduğu, boşanmanın aynı çatı altında evliliğin devamının mümkün olmadığı durumda bir çıkış yolu olduğu ifade edildi. Hayati bir zaruret olmaması halinde boşanmanın tarafları, çocukları, ilgili aileleri ve hem de bütün toplumu rahatsız eden, onarılması güç tahribatlara sebep olduğu ifade edilen hutbede “Bundan dolayıdır ki Peygamber efendimiz: ‘Yüce Allah'ın en sevmediği helal boşanmadır’ ifadesiyle dinimizin boşanmaya karşı tavrını beyan etmişlerdir” denildi.

Günümüzde boşanmaların ekonomik sorunlar, şiddetli geçimsizlik, eşlerin birbirini ihmal etmesi, aşırı yaş farkı, aldatmalar, ihanetler, inanç ve ideoloji farklılıkları, ailelerin evli çiftlere gereksiz müdahalesi, küçük yaşta yaptırılan zoraki evlilikler, psikolojik sorunlar, uyuşturucu, alkol ve kumar bağımlılığından kaynaklandığı vurgulanan hutbede şöyle denildi:

“BARDAĞIN DOLU TARAFI GÖRÜLMEYE ÇALIŞILMALI”
“Toplumumuzda sıkça görülen boşanma sebeplerinden birisi de evliliğe dışarıdan müdahale eden bazı kimselerin kadını kocasına karşı kışkırtmalarıdır. Peygamber ‘Kadını kocasına karşı kışkırtan bizden değildir’ buyurarak, karı kocanın arasını bozmanın, onların huzurunu kaçıracak söz ve eylemlerde bulunmanın, Müslüman'a yakışmayacağını belirtmişlerdir. Bu kışkırtmaların bir sonucu olarak kadının meşru bir sebep yokken kocasından boşanmaya kalkışması dinimizde asla tasvip görmez. Nitekim Hz. Peygamber ‘Herhangi bir kadın, geçerli bir sebebi olmaksızın kocasından boşanma talep ederse, cennetin kokusu ona haram olur’ diye buyurmuştur. Bütün bunların tersi de mümkündür. Erkek de karısına karşı kışkırtılabilir. Herhangi meşru bir sebep yok iken karısını boşamaya kalkabilir. O takdirde aynı vebali o erkek de yüklenmiş olur. Boşanma, sonuçları itibariyle çok ciddi bir iş olduğu için, bu kararın aceleye getirilmemesi gerekir. Karı-koca birbirlerinde mütemadiyen eksiklik arayarak değil, bardağın dolu tarafını görmek gibi, iyi ve hoş yönlerini görerek mutluluğu burada aramaya çalışmalıdırlar. Allah (c.c) ayet-i celilesinde bu hususu şöyle belirtmektedir: "Eşlerinizle iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmadıysanız, olabilir ki, sizin hoşlanmazsınız da Allah onda pek çok hayır yaratmış olur. Peygamber efendimiz de ‘Mümin, mümin hanımına karşı kötü duygular beslemesin; çünkü onun bazı huylarından hoşlanmasa da diğer huylarından hoşlanabilir’ buyurarak eşlerin mümkün mertebe geçinmelerini, birbirlerinin iyi yönlerini görmeye gayret göstermelerini tavsiye etmiştir."

Hutbenin sonunda boşanmaların, ayrılan ortaya çıkardığı sorunlar hatırlatılırken, parçalanmış ailelerin çocuklarında genellikle uyum ve davranış bozuklukları görüldüğü, bazen eğitimlerinin yarım kaldığı, sokak ve suç ortamına itildiği vurgulandı. Hutbede, “Boşanma kararı sadece eşleri birbirinden ayırmaz; geride topluma sorun üreten bireyler bırakır. Eşler ayrılmadan evvel bir kez daha düşünmeli, çözüm olarak gördükleri yol felaket olmamalıdır. Sorun üretip uğraşmak yerine problemin ortaya çıkmasını engellemek daha akılcı ve daha iyi yoldur” denildi. (DHA)

Kaynak : Diyanet İşleri Başkanlığı: Sebepsiz boşanan kadına cennet haram - Türkiye Haberleri - Radikal


Oldu diyanetcim, tam oldu.
Evlenmedim ama 3 yıllık bir ilişkimi bitirdim. Bu metne göre sebepsiz ayrılığım.
Dövmedi, aldatmadı, kumarı yoktu vs. vs.
Ama gözümün yaşı hiç dinmedi, sürekli vıd vıd vıd aptal saptal kıskançlıklar.
Mübarek ramazan günü iftar etmeden, sahur etmeden yerlerde sürünerek ağladım 6 gün boyunca sadece su ile oruç tuttum.
Psikopat kapıma dayandı, iş yerime geldi ortada bişi yokken, karşı masamdakinden kapıdaki güvenliğe kadar erkeklerden kıskandığı için. Ve güvenini sarsacak hiçbirşey yapmadığım halde.

Evime giremediğim için cami bahçesinde sahur vaktine kadar oturup, sabah işe gittiğim günler oldu.

Sana göre sebepsiz bir boşanma olabilir bu!
Peki benim vebalimi kim verecek sorarım sana ey Diyanet !!!
 
manşet nelere kadir, basının gücü:27:

O keramet mansette degil:)))))
Resullullah in bir hadisinden bahsedilmis.
Isteyen inanir isteyen inanmaz.
Inanmayan zaten cennete cehennemede inanmiyordur, eee neden karsi cikar anlamis degilim.:)
Hadise inaniyorum ama diyanet acayip canimi sIkIyor son 10 yildir diyorsaniz o konuda yapacak birsey yok:)))
 
üstelik etrafımda o sebepsiz yere boşanan insanları o kadar çok görmeye başladım ki . Büyük bir Aşk heves ile evleniyorlar aradan bi kaç Ay geçiyor heyecanımiz Bitti, flört ettiğimiz gibi değil , sorumluluk alamayacağım , Biz sevgiliyken daha iyiyiz , Her Sey çok Güzel Ama Ben böyle hayal etmedim Deyipte soluğu mahkemede alan çok çift Var . Bunlar sizce geçerli sebep mi , Çocuk oyuncağı mi bu sıkıldığında atcan ? Bunların da gündeme gelme zamanı gelmişti . . Toplum dengesizlesmeye başladı . Sesini yükseltebilen keyfine göre yükseltiyor , yükseltemeyen eziliyor . . Rabbim ıslah etsin

Bu toplum mühendisliği de çok oluyor ama. İnsanların değer yargılarını din oluşturmaz. Etik, ahlak, doğru davranış kavramları dinin tekelinde değildir. Evet kim nasıl isterse öyle davranır, kimseyi mağdur etmediği sürece. İki insan birbirinden artık hoşlanmamaya başladıysa boşanabilir de. Evlilik kadar boşanma da saygı duyulması gereken bir kurumdur. Toplum yanlış yerlere gidiyor safsatalarını da bırakın. Bu ülke hiçbir zaman değer yargılarını bir kenara bırakmadı, bırakmaz. Keşke her şey daha şeffaf daha özgürce yaşansa da tabular olmasa, boşanan kadına kötü gözle bakılmasa. Keşke bunlar üzerinden vaazlar verilse değil mi? Doğruyu göstermek eğitim ve bilinçlendirme ile mümkündür din ile değil.
 
Boşanmak her türlü yıkıcıdır. Kadın için de erkek için de. Olan düzenini bozmak için herkesin sebebi vardır. Ben sıkıldım deyip boşanmaz kimse. :51:
Gene bir diyanet işleri 'boş' açıklaması daha... :24: Sayın seyirciler... :31:
 
Kadın bu dünyada cehennemi yaşarken aynı hassasiyeti gösterseler ya bir de. Bu dünyayı yaşanır kılın herkes ahiretini kendi düşünür.
 
Bu toplum mühendisliği de çok oluyor ama. İnsanların değer yargılarını din oluşturmaz. Etik, ahlak, doğru davranış kavramları dinin tekelinde değildir. Evet kim nasıl isterse öyle davranır, kimseyi mağdur etmediği sürece. İki insan birbirinden artık hoşlanmamaya başladıysa boşanabilir de. Evlilik kadar boşanma da saygı duyulması gereken bir kurumdur. Toplum yanlış yerlere gidiyor safsatalarını da bırakın. Bu ülke hiçbir zaman değer yargılarını bir kenara bırakmadı, bırakmaz. Keşke her şey daha şeffaf daha özgürce yaşansa da tabular olmasa, boşanan kadına kötü gözle bakılmasa. Keşke bunlar üzerinden vaazlar verilse değil mi? Doğruyu göstermek eğitim ve bilinçlendirme ile mümkündür din ile değil.

daha önce söylediğim gibi "cennet-cehennem" umursansaydı bu kadar inanan (!) varken dünya bu halde olmazdı...

Japonlar ahlak değerleri en yüksek, suç oranı en düşük toplumlardan bir tanesidir ve kutsal kitapları, onları düzene sokacak belirli bir dinleri yoktur...

"şöyle şöyle davranmazsanız cennete gidemezsiniz" demek karşısındakinin düşünce düzeyini ilkokul düzeyinde algılamak, ahlak gelişimini de düşük seviyede görmektir...
 
Tabi canım :27:
Vahiy geldi diyanete ordan biliyorlar:27:
Buda eski tarihte,endüljans a(cennetten toprak satın alma) benzemiş.:27:
Koca naparsa yapsın sen otur yerine yoksa cennet haram:41:
Zaten tüm evlilikler 4*4lük kadınların canı sıkılıyor ekşın arıyorlar da ayrılıyorlar:19::20:
 
Kur an tarım toplumuna geldi.......o toplum da kutsal kitabı işine geldiği gibi yorumladı........günümüz erkekleri ise tarım tolumlarında görülen ayrıcalıklarını kaybetmek istemiyorlar..........Fransada eşini aldatman bir suçken muhafazakar Türkiyemizde dokuması gevşek bir aile yapımız var................hadi erkekler yediği kaba helal gelsin istemiyor da size ne oluyor hanımlar
 
Oldu diyanetcim, tam oldu.
Evlenmedim ama 3 yıllık bir ilişkimi bitirdim. Bu metne göre sebepsiz ayrılığım.
Dövmedi, aldatmadı, kumarı yoktu vs. vs.
Ama gözümün yaşı hiç dinmedi, sürekli vıd vıd vıd aptal saptal kıskançlıklar.
Mübarek ramazan günü iftar etmeden, sahur etmeden yerlerde sürünerek ağladım 6 gün boyunca sadece su ile oruç tuttum.
Psikopat kapıma dayandı, iş yerime geldi ortada bişi yokken, karşı masamdakinden kapıdaki güvenliğe kadar erkeklerden kıskandığı için. Ve güvenini sarsacak hiçbirşey yapmadığım halde.

Evime giremediğim için cami bahçesinde sahur vaktine kadar oturup, sabah işe gittiğim günler oldu.

Sana göre sebepsiz bir boşanma olabilir bu!
Peki benim vebalimi kim verecek sorarım sana ey Diyanet !!!

hakkınız ayrılmak ki yukarıda saydıklarınız da berberliği yürütmemek için bir sürü sebep içeriyor.
yani siz boş yere ayrılmamışsınız.
diyanetin dedikleri de bunlar gibi düşünüyorum.
sadece siz de evlilik değil bir beraberlik varmış.
 
çok eşlilik sınırları vardir , kafasına Her esen Ben adil olabileceğime inanıyorum Dur Ben evlencem diyemez . Bu durumda haşa Allah'u teala erkeği kayiriyormuş , Kadının duygusu da hiç önemsiz gibi olur . Insanlara bir hüküm verilir bak şarti bu bu denilir Adam onun aleyhine olan şarti atar diğerlerini olduğu gibi aktarır . Adil olmakta o şartlardan biri Ama sadece adil olmak ile bu iş bitmiyor . Hz ali 'de Hz fatima ile evliyken ikinci eş Almak istemişti de onu peygamber Efendimiz durdurmuş ve durduğu Söz de şöyledir "fatima Benim bir parçamdir onu üzen beni üzer " . Burda Hz ali'nin sebepsiz yere evlenmek istediği Efendimizde sebepsiz yere olamayacağını Zira Kadının incinecegini belirtmiştir . Şimdiki insanlar yedirip içirmekle adalet sağlanır sanıyorlar . Kadının bu duruma katlanamaYacağini en Iyi bilen Rabbim Kadına Kabul etmeme yetkisi Yada talak alma yetkisi vermiştir . Malesef çoğu kadın bunu bilmez . Adam onu ikna etmeden evlenemez , Yada 2. Hanım alma yetkisini nikah esnasında elinden alma hakkı verilmiştir Kadına . Ama çoğu kadın yalnızca çok Es Almak serbest diye biliyor bu serbestligin yanında Rabbimin ona verdiği haktan bi haber . Ayette 4 hanım serbest bırakılmış Ama devamında rabbiniz size bir tane almayı tavsiye etmiştir buyuruyor . Benim Asıl Merak ettiğim 2. Es olmayı bir kadın Nasıl hazmedebiliyor ?

teşekkür ederim...

benim üzerinde durduğum ve anlayamadığım şey de esas olarak bu ve neden kadınların hazmedemeyeceği bişey "hak" olarak verilmiş (erkeklere) hala aklıma yatmış değil, yoksa saraylım'ın bahsettiğingibi sorgulamamalı mı ki bu benim fıtratıma hiiç uymaz...

bir konuda daha fikrinizi öğrenmek istiyorum...Neden Kur'an-ı Kerim daha çok erkeğe hitap eder ??? yosa Pepe'nin bahsettiği ve benim de düşündüğüm gibi erkek egemen toplumların, (özellikle o dönem Arap toplumları) kadını yok sayma algısı yüzünden mi?? Misal Diyanet işleri boşanma olayını açıklarken neden "kadınlar" şeklinde başlayıp daha sonra çok da dikkat çekmeyecek biçimde "tabiki erkeklerde" diye devam etmiş...Neden "ey insanlar" "ey insanoğlu" ya da "evlilier" ve benzeri genel hitaplar kullanılmamış...boşanmalarda kadını sorumlu gördüğü ya da evliliğin devamını kadının sağlayabileceğini düşündüğü için mi????
 
çok eşlilik sınırları vardir , kafasına Her esen Ben adil olabileceğime inanıyorum Dur Ben evlencem diyemez . Bu durumda haşa Allah'u teala erkeği kayiriyormuş , Kadının duygusu da hiç önemsiz gibi olur . Insanlara bir hüküm verilir bak şarti bu bu denilir Adam onun aleyhine olan şarti atar diğerlerini olduğu gibi aktarır . Adil olmakta o şartlardan biri Ama sadece adil olmak ile bu iş bitmiyor . Hz ali 'de Hz fatima ile evliyken ikinci eş Almak istemişti de onu peygamber Efendimiz durdurmuş ve durduğu Söz de şöyledir "fatima Benim bir parçamdir onu üzen beni üzer " . Burda Hz ali'nin sebepsiz yere evlenmek istediği Efendimizde sebepsiz yere olamayacağını Zira Kadının incinecegini belirtmiştir . Şimdiki insanlar yedirip içirmekle adalet sağlanır sanıyorlar . Kadının bu duruma katlanamaYacağini en Iyi bilen Rabbim Kadına Kabul etmeme yetkisi Yada talak alma yetkisi vermiştir . Malesef çoğu kadın bunu bilmez . Adam onu ikna etmeden evlenemez , Yada 2. Hanım alma yetkisini nikah esnasında elinden alma hakkı verilmiştir Kadına . Ama çoğu kadın yalnızca çok Es Almak serbest diye biliyor bu serbestligin yanında Rabbimin ona verdiği haktan bi haber . Ayette 4 hanım serbest bırakılmış Ama devamında rabbiniz size bir tane almayı tavsiye etmiştir buyuruyor . Benim Asıl Merak ettiğim 2. Es olmayı bir kadın Nasıl hazmedebiliyor ?

teşekkür ederim...

benim üzerinde durduğum ve anlayamadığım şey de esas olarak bu ve neden kadınların hazmedemeyeceği bişey "hak" olarak verilmiş (erkeklere) hala aklıma yatmış değil, yoksa saraylım'ın bahsettiğingibi sorgulamamalı mı ki bu benim fıtratıma hiiç uymaz...

bir konuda daha fikrinizi öğrenmek istiyorum...Neden Kur'an-ı Kerim daha çok erkeğe hitap eder ??? yosa Pepe'nin bahsettiği ve benim de düşündüğüm gibi erkek egemen toplumların, (özellikle o dönem Arap toplumları) kadını yok sayma algısı yüzünden mi?? Misal Diyanet işleri boşanma olayını açıklarken neden "kadınlar" şeklinde başlayıp daha sonra çok da dikkat çekmeyecek biçimde "tabiki erkeklerde" diye devam etmiş...Neden "ey insanlar" "ey insanoğlu" ya da "evlilier" ve benzeri genel hitaplar kullanılmamış...boşanmalarda kadını sorumlu gördüğü ya da evliliğin devamını kadının sağlayabileceğini düşündüğü için mi????
 
Yapılan her eylemin bir sebebi bir nedeni varken, bu cümleyi kuran için gerçekten şaşırdım.
Sebepsiz ne var ki bu hayatta, ayrılık olsun ? Laf olsun torba dolsun diye söylenilen hiçbir şeyi sevmiyorum ! :ssz:
 
Neden din savunmasına geçtiniz ki. Kimse islam dini tu kaka demedi. Toplumun çürümüş yapısından bahsediyoruz sadece. Kadına biçilen rollerden bahsediyoruz. Erkekler islam dinini kullanmıyor mu? Eşi 2. kadınla evlendiğinde kadın sesini yükseltip istemiyorum diyemiyor kendini kapının önünde buluyor. dinde 2. evliliği kabul etmeme hakkı vardır zaten kimsenin din kurallarını eleştirme yetkisi yok burda.

Şöyle bir bakın hangi kadının böyle bir hakkı var acaba? Benim var diye cevap vermeyin sakın bana. Çünkü senden benden konuşmuyoruz zaten burda. Sesini duymadığımız görmediğimiz bilmediğimiz milyonlarca dilsiz kadından bahsediyoruz. Eşinden boşanma cesareti olmayan kadınlardan bahsediyoruz. Demek istediğim bu ülkede kadının durduk yerde boşanması zaten imkansız. Çoook büyük sebepleri varken bile imkansız. Tekrar ediyorum boşanma istatistiklerine yansıyan meslek sahibi kadınlardan bahsetmiyorum hala. Bu sitede bir sürü kadın anlatmıyor mu eşim bunu yaptı şunu yaptı ama boşanmam çok zor ne yapıcam eşim değişir mi diye sormuyolar mı? Bunlar da internete girebilen azınlık sadece..

Böyle bir ülkede böyle bir fetva verilmesi ne kadar da anlamsız değil mi? Din adamlarının verdiği fetvalarla kadının toplumdaki yeri günden güne daha kalın çizgilerle çiziliyor. Kadın aile kurumunun bir parçası olmaktan öteye gidemez. bu yüzden tek hedefi yaşı gelince evlenip, geçerli bir sebebi olmadıkça boşanmamaktır.



Mâl-ettiğiniz bu olay onu şahsi istekleri adına kullanan erkeğin sorunu.
Arkadaş din savunmasına geçebilir, hakkıdır zira sizlerde daha kuranda tanınmış olan bir hükmün sebeplerini ve gerekliklerini bilmeden bireyler üzerinden dine ve hükümlerine saldırıyorsunuz.
Kuranda dört kadınla evlenebilme hükmü savaş sırasında eşi ölmüş ve eşlerinden başka hiç kimsesi, dolayısıyla o zamanda yaşama, barınma ve korunma şansı olmayan kadınların ortalıkta kalmaması için çoğu erkeğin bir evde haramdan sakınmak üzere nikahına aldığı kadınlar içindir.
Ağır şartları vardır ve bu şartlardan en önemlisi ve birincisi erkeğin eşinin buna gönülden rıza vermesidir.
Erkeğin eşinin içinde en ufak bir üzüntü duyması ve rıza göstermemesi dini surette erkek kat'iyen o eşi alamaz.
Ama cehaletini dine yoğurup yaptıklarına kılıf arayanların kullandığı bu iş aynı cehaletle bilmeyenlerin dine saldırmasına sebebiyet veriyor.
Bir şeyi eleştirmeden onun ne olduğunu öğrenmeniz daha akılcı olur.
Günümüzde ikinci eşe gönüllü bir bayan bulabilir misiniz?
Cevap genel için mağlum -HAYIR tabi ki..-
Dolayısı ile günümüzde bunu yapan erkek varsa o kişiliksizliğindendir, müslüman olduğundan değil.

Fetvadan bu kadar anlamış olmanız sizin bakış açınızın darlığı..
Yukarıda yazılanlarda kimse kadını sadece evlenilecek bir birey olarak görmüyor ve göstermiyor.
Ama sizler sadece bakıp görmek istediğiniz kadarını algılayabiliyorsunuz.
Zira önünüzde cenneti kadının ayakları altına sermiş bir din var ama sizler ısrarla bunu görmüyorsunuz.
Kaldı ki fetvada geçerli sebebi olan boşanmalardan değil keyfi sebeple boşanmalardan KADIN ve ERKEK için iki taraflı bahsediyor.
Yani aynı ağır hükümler bizzat erkek içinde geçerlidir deniliyor.
Ama daha başlığınız bile bu fetvanın sadece kadına yönelik kısmını kırparak alınmış.
Buda kimin neye saldırmak gibi bir amacı olduğunu alenen ortaya seriyor.
 
gözyasi;
Bazi seyleri söylemekten insan usaniyor, saolasin sen ince ince yazmissin.
Bazen insanin ne takati, ne zamani ne de sevki kaliyor birseyleri anlatmaya.
Cünkü anlat anlat birdaha bastan, anlat anlat birdaha bastan oluyor.
Almanya da 2. dünya savasi sonrasi hükümet tarafindan, 2. bir kadinla evlenen erkeklere para yardimi yapildi.
Devlet 2. evlilige tesvik etti.
Cünkü ülkede erkek sayisi cok cok az, ortada kalan, muhtac, korunmasiz kadin sayisi cok fazlaydi.
Demek ki gerekli oluyormus, demek ki bazen bu tür seylere mecbur kalinabiliyormus.

Yine Islam nin güzelligi budur.
Insanlarin mecbur kalabilecekleri seyleri önceden haber verip sinirlari belirtmesidir.
Bu hükümler gerekli sartlarin olusmasi sonrasinda gerceklestirilebilir.
Islami kaynagindan ögrenmek gerekir.
3-5 kendini bilmez, kendine yontan adamin sözü, davranisi islam icin belirleyici degildir.
 
Back