- 1 Kasım 2023
- 699
- 1.403
- 31
-
- Konu Sahibi letthelightin
- #1
Çok haklısınız. Zaman zaman kendimi sabote etme tuzağına düşüyorum. O tuzağa düşünce elimden geleni de, yapabileceğimi de yapmıyorum. Pozitif olan durumları sürekli hatırlamak gerekiyor dediğiniz gibi.Yani hic bir zaman hayatimiz 4 4luk olmayacak. Bir sey muhakkak oluyor. Sorun olmasa bile bilmiyorum herhangi bir şey. O yuzden mukkemmeli yakalamak imkansiz. Siz elinizden geleni yaparsiniz. Gelistirebildiginiz kadar da caba verirsiniz. Dediginiz seyleri cogu kisi arada yasiyordur eminim. Ama onemli olan her seyin tamamen harika olmadigini kabul edip elinizden geldigince kendinizi gelistirmeye bakicaksiniz ( bu iş olabilir, iliski hayatiniz olabilir). Kotu hissettiginizde ise hayatinizdaki pozitif olan durumlara da bi bakis atin derim.
Sanki o lisenin popüler çocuğu, ben arka sırada sürekli kitap okuyan silik kız çocuğu. Hiç flörtöz biri olmamasına, şüpheye düşürmemesine rağmen böyle hissediyorum.Eşinizin dikkat çekmesi ne açıdan rahatsız ediyor sizi?
O hiçbir şeyden memnun olmayan ebeveyn yapıyor bunu işte. Önce sebebi bilmek işe yarar. Sonra bu değersizlik duygusuyla ne yaptığınız önemli. Mükemmelliyetçilik oluşturmuşsunuz galiba bunun sonucunda. Mükemmel diye biri, bir şey yok. Bunu bilmeniz lazım. Eminim başkalarının kusurları, hatalarında anlayışlı birisiniz, kendinize acımasızsınızdır. Ailenizin yaptığını kendinizde devam ettiriyorsunuz. Yavaş yavaş küçük adımlarla kendinizi rahatlatabilirsiniz. Kafanızda olan o mükemmel kişi olmadan, 'siz' olarak da sevilmeye layıksınız. Etrafınız kusurlu insan dolu. Doğamız bu.
Kendinizi olduğunuz gibi kabul edip şefkat gösterin. Dediğiniz gibi artık aileniz yok, siz varsınız. Onlardan, sizi eleştirecek tiplerden uzak olmak da o yönünüzü törpülemenize yardımcı olur.
Kıskanıyorsunuz o zaman. Bir yakınım da öyle der. Küçükken karşılaştırıldığımızda da başkalarına karşı öyle hissedebiliyoruz. O popüler çocuk sizinle birlikte. UnutmayınSanki o lisenin popüler çocuğu, ben arka sırada sürekli kitap okuyan silik kız çocuğu. Hiç flörtöz biri olmamasına, şüpheye düşürmemesine rağmen böyle hissediyorum.
Doğru söylediniz, kendime karşı acımasızım. Söylediğiniz şeyleri her gün kendime telkin etme ihtiyacı hissediyorum. "Sen iyisin, hoşsun, şuanki hâlin de yeterli." şeklinde. Fakat dediğim gibi inişli çıkışlı. Bir türlü tam çıkamıyorum o kuyudan. Teşekkür ederim mesajınız için.
Küçükken olan olumlu olumsuz her şeyin tüm hayata yayılması ne tuhaf bir şey ya. Sağolun desteğiniz içinKıskanıyorsunuz o zaman. Bir yakınım da öyle der. Küçükken karşılaştırıldığımızda da başkalarına karşı öyle hissedebiliyoruz. O popüler çocuk sizinle birlikte. Unutmayın
Peki bu sosyal hayatınızı etkilemiyor mu artık? Mesela yeni arkadaş çevresinde eskiden gergin olurdunuz artık gergin değilsiniz şeklinde?Bende 30 yasina kadar ayni sizin gibiydim ama sonrasinda sanirim, yas daha ilerledikce kendimi kabul etmeye basladim ben buyum isteyen begenir istemeyen begenmez elimden gelen bu kadar.kimseye kendimi begendirmek yada sevdirmek gibi bir derdim yok herkesin bir derdi var artik elimde olanlara sukretmeyi olmayanlara bosvermeyi ogrendim cok sukur
Ben de terapi alıyorum; travmatik belli anılar yerine değer görmediğin bir ortama uzunca süre buna maruz kaldıysan daha zor kurtulması anladığım kadarı ile. Yol katettim ama çabuk tetikleniyorum hala belli ortamlarda ben de. Açıkçası iyi niyetli ancak yüzeyde kalan (bu sorunu cidden yaşamayanlardan) önerileri de çok verimli bulmuyorum; zira böyle yetişmiş diğer insanlar birden böyle olmamışlar bir gün uyanıp. Belki terapi ekolü değişebilir gibi geliyoe bazen benim aklıma.Selam sevgili kadınlar,
Bu benim terapide sık sık konuştuğum bir konu ama süreç yavaş gidiyor. O yüzden sizlerle dertleşip gerçek örnekler duymaya ihtiyacım var.
Kendi adıma konuşacak olursam bu his bir gelip bir gidiyor. Birden gelince toparlamak aylarımı alıyor. En temele gidersek hiçbir şeyden memnun olmayan ebeveynlerle başladı diyebilirim. Ama artık bir yetişkinim. Suçu kimseye atamam. Çözme sorumluluğu tamamen bende.
Herhangi bir sebebe tutunup hemen kendimi düşürüyorum. Aynaya bakıp bir kusur bulmak gibi basit şeyler de var işin içinde. Eşimin sosyal ortamlarda hemen dikkat çeken bir aurası olmasını kaldıramamak gibi sorunlu yaklaşımlarım da var. O ay gelirim biraz düşükse de hemen değersizim modu yükleniyor, ev biraz dağınık ve kirliyse de. Biliyorum mükemmel olmak zorunda değiliz ama özellikle yaşı benden büyük kadınların gerçek örneklerini duymak çok iyi gelirdi. Kendinizi değerli, beğenilen, güçlü bir kadın olarak görmeniz nasıl gerçekleşti?
o popüler cocuk , sızı sectı. bır ınsan, bır ınsana anlam ve deger yukleyemez elbette ama demek ıstedıgım şu :Sanki o lisenin popüler çocuğu, ben arka sırada sürekli kitap okuyan silik kız çocuğu. Hiç flörtöz biri olmamasına, şüpheye düşürmemesine rağmen böyle hissediyorum.
Doğru söylediniz, kendime karşı acımasızım. Söylediğiniz şeyleri her gün kendime telkin etme ihtiyacı hissediyorum. "Sen iyisin, hoşsun, şuanki hâlin de yeterli." şeklinde. Fakat dediğim gibi inişli çıkışlı. Bir türlü tam çıkamıyorum o kuyudan. Teşekkür ederim mesajınız için.
ayrıca bunu esınıze hıssettırmeyın. zaten sımarmaya alıstırılmıs bır cinsiyet. ve belkı farkında olmadıgı seylerı farkettıreceksınız adama, sız. elıne koz vermeyın yani ...o popüler cocuk , sızı sectı. bır ınsan, bır ınsana anlam ve deger yukleyemez elbette ama demek ıstedıgım şu :
sız herhangı bır eksıklık ıle vıcdanen secılmıs bır kadın degılsınız. bır mecburıyet yok . madem o okulun en populer cocugu. vay be benı sectı ıste desenıze :)
ebeveynler
gecmıs ılıskılerımız
bunlar bazen o kadar degersız hıssedıyor ki, belkı yıllarca uzerımızden atamıyoruz degersızlık hıssını. kendımızı ne bır guzel olaya, ne bır ınsana, ne bır duruma layık goremıyoruz sanki. sızın de yasadıgınız bu bence.
kendınızın artılarını cıkarın, o zaman goreceksınız kı esınız zaten bunlar ıcın sızı sevıyor ... goreceksınız kı o sızden artı degıl... o zaman okulun populer cocugu sız de ezık kızı olmayacaksınız. durum esıtlenecek belkı sız hatta uste cıkacaksınız. bunu deneyın derım.
Viiiii kız sen benim eve gelsen ne diyeceksin kim bilir.Selam sevgili kadınlar,
Bu benim terapide sık sık konuştuğum bir konu ama süreç yavaş gidiyor. O yüzden sizlerle dertleşip gerçek örnekler duymaya ihtiyacım var.
Kendi adıma konuşacak olursam bu his bir gelip bir gidiyor. Birden gelince toparlamak aylarımı alıyor. En temele gidersek hiçbir şeyden memnun olmayan ebeveynlerle başladı diyebilirim. Ama artık bir yetişkinim. Suçu kimseye atamam. Çözme sorumluluğu tamamen bende.
Herhangi bir sebebe tutunup hemen kendimi düşürüyorum. Aynaya bakıp bir kusur bulmak gibi basit şeyler de var işin içinde. Eşimin sosyal ortamlarda hemen dikkat çeken bir aurası olmasını kaldıramamak gibi sorunlu yaklaşımlarım da var. O ay gelirim biraz düşükse de hemen değersizim modu yükleniyor, ev biraz dağınık ve kirliyse de. Biliyorum mükemmel olmak zorunda değiliz ama özellikle yaşı benden büyük kadınların gerçek örneklerini duymak çok iyi gelirdi. Kendinizi değerli, beğenilen, güçlü bir kadın olarak görmeniz nasıl gerçekleşti?
Anne, baba, çevre, öğretmenler, ilk ilişkilerimizde yaşadıklarımız derken o his içimize işliyor. Çok zor atmak. Ben de tetiklendiğimde eskiden verdiğim, o kötü tepkileri veriyorum. Nasıl başedeceğini öğrenmek, her seferinde ona uygun, düşünerek tepki vermek zor. Ama yapılabiliyor deniyor. Deniyorum.Ben de terapi alıyorum; travmatik belli anılar yerine değer görmediğin bir ortama uzunca süre buna maruz kaldıysan daha zor kurtulması anladığım kadarı ile. Yol katettim ama çabuk tetikleniyorum hala belli ortamlarda ben de. Açıkçası iyi niyetli ancak yüzeyde kalan (bu sorunu cidden yaşamayanlardan) önerileri de çok verimli bulmuyorum; zira böyle yetişmiş diğer insanlar birden böyle olmamışlar bir gün uyanıp. Belki terapi ekolü değişebilir gibi geliyoe bazen benim aklıma.
Yaa gelen çok yönlü cevaplara bayıldım, ne güzel insanlarsınız hepiniz. Para harcamayı ben de denedim ve sonra önünü alamadığım dürtüsellikten dolayı kocaman bir ekstreye dönüştüBen
Kendime harcama yapmaya başladım. Terapiyi hiç bırakmadım zaten ama farkındalığım artınca kendimi düzeltmeye başladım. Kendimi elestirdigimde durmaya ve duzeltmeye basladim.
Masaja gittim ki hic sevmem normalde babam falan omzumu tutunca ağrır hemen ama "Ben bunu hakediyorum" diye gittim ve kendim için harcama yapmak ve bununla gurur duymak bana çok iyi geldi. Tatil planladım, kendimi gercekten somarttim surekli tasarruf kafasindaydim baskalarina alirken comert kendime ise cok pintiydim bu gecti once ve bana iyi geldi
Yol kat etmiş olmanızla gurur duydum.Ben de terapi alıyorum; travmatik belli anılar yerine değer görmediğin bir ortama uzunca süre buna maruz kaldıysan daha zor kurtulması anladığım kadarı ile. Yol katettim ama çabuk tetikleniyorum hala belli ortamlarda ben de. Açıkçası iyi niyetli ancak yüzeyde kalan (bu sorunu cidden yaşamayanlardan) önerileri de çok verimli bulmuyorum; zira böyle yetişmiş diğer insanlar birden böyle olmamışlar bir gün uyanıp. Belki terapi ekolü değişebilir gibi geliyoe bazen benim aklıma.
En kötü tepki donup kalmak. Resetlenene kadar bitkisel hayat yaşamak. Böyle böyle aylarım yıllarım gitti. Öyle üzücü ki. Bunu ancak o his içine işleyenler anlar dediğiniz gibi.Anne, baba, çevre, öğretmenler, ilk ilişkilerimizde yaşadıklarımız derken o his içimize işliyor. Çok zor atmak. Ben de tetiklendiğimde eskiden verdiğim, o kötü tepkileri veriyorum. Nasıl başedeceğini öğrenmek, her seferinde ona uygun, düşünerek tepki vermek zor. Ama yapılabiliyor deniyor. Deniyorum.
Pratik lazım. Sık sık yaptıkça, doğru tepkileri verdikçe yenisi geliyor. Benim derdim hep kendim oldum. Bakmam başkalarına hiç. O biraz daha kolaylaştırıyor işimi. Ama çok kırıcıyım kendime. Bunu çözmek lazım. Mutlu olun inşallahYaa gelen çok yönlü cevaplara bayıldım, ne güzel insanlarsınız hepiniz. Para harcamayı ben de denedim ve sonra önünü alamadığım dürtüsellikten dolayı kocaman bir ekstreye dönüştüEn başta işe yaradı, sonradan aldığım şeylerin paketini 2-3 gün sonra açmaya başladım O yüzden daha derine inmem gerek yeniden.
Yol kat etmiş olmanızla gurur duydum.Çok çabuk tetiklenirim ben de. Hele ki değer görerek büyüyen kişilerin hayatta benim ulaşmak istediğim yere ulaştıklarını görünce hepten yerin dibine girerim. Kıskançlık da değil, Allah herkese daha çok versin. Biz neden 5-0 geriden başladık şeklinde bir tetiklenme. Terapi ekolü ile ilgili araştırma yapayım sağolun.
En kötü tepki donup kalmak. Resetlenene kadar bitkisel hayat yaşamak. Böyle böyle aylarım yıllarım gitti. Öyle üzücü ki. Bunu ancak o his içine işleyenler anlar dediğiniz gibi.
Evet karşılaştırma yapmayı tamamen devreden çıkarmak lazım. Siz de her gün daha iyi olunPratik lazım. Sık sık yaptıkça, doğru tepkileri verdikçe yenisi geliyor. Benim derdim hep kendim oldum. Bakmam başkalarına hiç. O biraz daha kolaylaştırıyor işimi. Ama çok kırıcıyım kendime. Bunu çözmek lazım. Mutlu olun inşallah