office yukarıdaki yorumunuzda hem soruyu sormuşsunuz, hem de cevabı kendiniz vermişsiniz.
Bu arada insanda "içgüdü" yoktur, yalnız hayvanlarda vardır.. Bizde güdülenme vardır, dürtü vardır falan ama içgüdü yoktur..
sevgili burcu01,TDK içgüdüyü "Bir canlı türünün bütün bireylerinde akıl ve düşünceden bağımsız olarak doğuştan gelen bilinçsiz her türlü hareket ve davranış, insiyak, sevkitabii" diye tanımlıyor. Ve örneği de insan davranışı üzerinden veriyor:
"Bir çeşit içgüdüyle fincanı alıyor tepsiden ve hemen dudaklarına götürüyor."- E. Bener.
insan da bir canlı türüdür ve içgüdüleri vardır... güdüler değişebilir ancak içgüdüler değişmez. ben o yüzden sormuştum "annelik bir içgüdü değil mi acaba?" diye.
çocuğu olmayan arkadaşlar ınşallah bu dileklerine bir an önce kavuşurlar. bu ayrı konu. çocuğu olmayanları düşünelim ve böyle bir konu tartışmayalım demek, domatesi çok seven biriyle ona alerjisi olan birini kıyaslamak gibi olur.
çocuk istememek patolojik bir durum gibi algılanmamalı. sayı duyarım diyen arkadaşların bir kısmı hâlâ annelik duygularının ne kadar güzel olduğunu anlatıyorlar. tabi ki güzeldir ancak, istemeyişimizin sebepleri ve toplumun buna bakış açısı üzerinde konuşmaya çalışıyoruz...
ben bu aralar kpss çalışıyorum o yüzden iyi biliyorum o konuyu. insanda kesinlikle içgüdü yok. zaten bir canlı türünün bütün bireylerinde olan diyor. mesela arının bal yapması gibi. bal yapmayan arı yoktur. bal yapmaması gibi bi durum yoktur. ama çocuk yapmayan bir sürü insan var. zaten içgüdü konusunu anlatırken hocamız özellikle söyledi insanda içgüdü olmadığını. tdk romandan örnek verdiği için öyle bir örnek olmuş. yanlış anlamda kullanıyoruz içgüdüyü. içgüdü olmazsa olmaz bir şey yoksa.
freud var diyor, hocanı bilemem.:))))
freud var diyor, hocanı bilemem.:))))
kuzenimin eşi var. geçen onunla konuşurken söz açıldı. bu konudaki fikrimi söyledim. inanamadı 1000 kere sordu. "benim hayattaki en büyük başarım çocuğum, nasıl böyle bir şey isteyemezsin?" diyor. ne diyeyim, kaldım öyle. ne desem aynı şeyi söyleyip duruyordu.
toplumun bakış açısı deyince aklıma bu olay geldi. doğursam, işim düşse, 2 saat bak desem bakmaz. öyle de bi kadın.
onun hayattaki en büyük başarısı çocuğuysa senin de hayattaki en büyük başarın çocuk yapmak olmalı tabi ki. sempatiksalakcinni tek yönlü bir bakış açısının toplum geneline yayılmış olmasından kaynaklanıyor sorunlarımız.
sen gerçekten istemiyorsun ama mesela insanlar sağlık sorunu mu var diye bile düşünebiliyor. bu noktada nasıl düşünüp davranılmalı? bir arkadaşın konuya yazdığı gibi başkalarının fikirlerini umursamadan mı yaşamalı topluma göre "radikal" kararlar almış insanlar?
benim aynı bizim gibi düşünen akrabalarım var. 60 yaşında bir çift. düşün yani bunlar yıllar önce bunu göze almışlar. adamı herkes kısır diye biliyordu. adam öyle demiş milleti susturmak için. ben "size ne?" demeyi düşünüyorum.
Peki icgüdü degilde ne bu?
Bence hocan yanlis söylemis icgüdü insanlardada var. Bazi kadinlarda öyle bir dogurganlik icgüdüsü varki 40`ina gelmis hala 3. veya 4. dogruayimda sevelim diyebiliyor.
Bizim gibi istemeyenlerinde icgüdüsünden kaynaklaniyor istememek.
Yani istem disi bir olay bu. Ben isterdim istemeyi ama olusmadi bir türlü. Yapamadim.
bende siddet uygulayan anne baba elinde büyüdüm.cok önemsiz seyler yüzünden dayak yedimdefalarca....biraz olsun sevgi göremedim..atesten mal kacirir gibi 17 yasinda ailem tarafindan evlendirildim...vs..vs..hayatta cok acilar cektim..su an ne annemle kontagim var nede babamla..ikisinide sevmiyorum...ben onlarin yaptigi cirkinlikleri asla cocuklarima yapmayacagim...burda anlatmak istedigim ne ekerse insan onu bicer...dayak hic birseyin cözümü deyil..sadece kaybettirir...ama herseyinde bir siniri vardir..cocuklara siniri gösterebilmeli..bir alman bile benim yetistirdigim cocuklara imreniyorsa orda düsünmek lazim..baklava, ülkemizde sabah akşam dayak yiyen ve bunu artık normal kabul etmiş binlerce çocuk var. onlara da keşke aynı imkan verilebilse. babanın veya annenin kendini dövme gibi bir hakkının olmadığının farkında olabilseler...
bir de şunu belirtmeden geçemeyeceğim, sevgilisi olmayan liseli pek kalmadı bizde de. bu acaba kültürün arttığının işareti midir? yozlaşmadan mı ileri geliyor? ölçütlere dikkat etmeliyiz.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?