- 30 Kasım 2010
- 1.100
- 1.390
Merhabalar yine ben ve yine buraya çaresizliğimi dökmeye geldim.
Bir önceki konumu yukarıya alıntıladım. Nitekim haftasonu alamadı babası oğlumu, istemedim, izin vermedim.
Ama ne yaptı? İnat, intikam duygusu, öfke, canımı yakma arzusu bu...
Pazartesi okuldan aldı çocuğu, tamam dedim, bu gece kalacak mı sende, kalacak dedi, yarın getiririm dedi, tamam dedim.
Salı akşamı bekledim, getirmedi. Bir gece daha kalacak bende diye aradı. Sinirlendim ama sustum çünkü hala mahkemeden geçici velayet çıkmadı. Çarşamba akşamı bekledim, getireceğim dedi, sonra aradı, arkadaşlara geldik, onların çocuğuyla oynuyor oğlum, gelmek istemiyor, bu gece de kalacağız burda dedi. (Arkadaşlarını karı-koca tanıyorum, evliyken çok sık görüşür, kalırdık birbirimizde, burda bir sorun yok) Tabi ben delirdim bu sefer. Bir gece için konuşmuştuk, bana oğlumu getir dedim. Getirmiyorum, ben de babasıyım, benim de hakkım onu görmek vs dedi. Dedim ki ben bugüne kadar asla senin görmeni engellemedim, istediğin zaman gördün, aldın. Ama 1 gece dedin, 3 gece kalacak, bunu inat diye yapıyorsun getir dedim. Çok sinirlendim, kontrolümü kaybettim, polisi arar, çocuğumu aldırırım dedim. Ara dedi kapattı telefonu.
Sonra avukatı aradı, o da üstüme geldi. Ortada henüz velayet yok, istediği zaman alır, bırakır, babası onun, vs. Uzaklaştırma kararım var dedim. Onun süresi bitti dedi avukatı. Takip ediyorlarmış demek ki, tesadüf değil bu zamanlama. Baya bi atıştık avukatıyla, hadi çağır bakalım polisi, ne yapacaklar merak ediyorum, dedi. Tabi hiçbirşey yapamazdım, çünkü tedbir kararımın süresi bitmişti, uzatılması için başvurduk ama karar çıkmadı henüz.
Avukatı üstü kapalı tehdit etti, gerekirse bu konuda dava açarız dedi (velayet davasını kastediyor). Ben de delirdim tabi, açın dedim, hadi alabiliyorsanız açın dedim.
İlk kez kontrolümü kaybettim, ilk kez fevri davrandım ama çocuğumu çok merak ediyordum, çok özlemiştim, ilk kez 3 gece ayrı kaldım oğlumdan, bütün gece ağladım.
Evet, alışmam lazım belki bu ayrılıklara. Ama yapamıyorum, beni bu süreçte ayakta tutan oğlumun varlığıymış, o yanımda değilken çok çaresizim, çok zayıfım. Bir anda yıkıldım, resmen yıkıldım.
Perşembe sabahı konuştum oğlumla, bana anne ben seni özlemedim, oyun oynuyorum arkadaşımla dedi, işyerinde hıçkıra hıçkıra ağladım.
Akşama doğru mesaj attım, oğlumu lütfen getir dedim, getiricem yazdı, akşam 8.30 da getirdi.
O saate kadar kalbim patlayacak gibi acıyordu, oğluma sarılınca hayata döndüm.
Ancak... Oğlum bana karşı çok soğuk. Çok durgun ve mutsuz. Dün akşam üzgünüm diyip durdu. Neden dedim, babam da bizim evimize gelsin, o da bizimle yaşasın dedi. Oyun oynamak istedim, istemiyorum dedi, benim uykum var dedi, erkenden gidip uyudu. Sabah uyandığında hala çok üzgünüm anne, ben artık hep üzgün olacağım dedi. Hiç gülmicem dedi. Sabah okula gitmek istemedi, zor ikna ettim.
Belki okuyanlara çok saçma gelecek ama ben oğlumu kaybedecek gibi hissediyorum. Ödüm kopuyor. Ölecek gibi oluyorum bu düşünce gelince. Benden onu alacaklar gibi geliyor, beynim uyuşyor. Bi de o böyle benden uzaklaşınca...
Ne yapacağım, nasıl aşacağım bu korkuyu, o daha minicik bir çocuk, yaptıklarına söylediklerine çok mu anlam yüklüyorum?
Yine değerli fikirlerinize ihtiyacım var.
Çok teşekkür ederim. Adliye psikoloğu üçümüzle de ayrı ayrı görüşmüştü zaten. Uzman görüş raporunu da mahkemeye sunmuş. Çocuğun velayetinin bende kalması ve babasının (eğer uyuşturucu konusundaki gözlem şartlarını yerine getirirse) haftada bir gün yatılı kalması uygundur demiş. Bu benim içimi çok rahatlattı.Lütfen üzülme ve korkma,6 yaş altı çocuk her halükarda annede kalıyor.Ucunuzle ayrı ayrı görüşme yapacaktir sosyal hizmet uzmanı.Cocukla anne ilişkisine de ayrıca dikkat ediyor ama çocuk bu 3 gün eğlendi diye hemen etkisinde kalsa da bolca vakit geçirirseniz birlikte yine 360 derece dönecektir çocuk bu.Sosyal hizmet uzmanınin nelere dikkat ettiğini istersen yazarım ayrıntılı.Biz o basamağı geçtik çok şükür ama dediğim gibi 6 yaş altı çocuk sende kalır.Babayla şahsi ilişki düzeni kararı gelince o surelerin dışına çıkmazsin çocuğun da kafası karışmaz.6 yaşından sonra da düzenini bozmak istemez artık hiç korkma
Avukatı en yakın arkadaşı. Eşimle flört zamanlarımızdan beri tanıdığım, evlendikten sonra evime giren-çıkan, kalan adam. Ama kesinlikle hatalı davrandım. İlk kez kontrolümü kaybettim. O artık bundan sonra sadece o adamın avukatı benim için. Açmamalıydım telefonunu, çok haklısınız.Yahu anlamadığım avukatı kim oluyor da seni arayip tehdit edebiliyor. Sizin avukatiniz yok mu? Siz avukatıyla muhattap olmak zorunda değilsiniz. Avukatinizla iletişim kursunlar. Size göz dağı vermişler ve başarıya ulaşmışlar. Avukatiniza danışın ama sonuçta onların yaptığı da psikolojik şiddet şuan.
Avukatı erkek. Ama eşimin en yakın arkadaşı. Bizim flört dönemimizden beri tanıdığım, evliyken evime gelip giden, kalan, oğlumu amcasıyım diye seven adam. Ama üslup olarak böyle bi tip. Hiç profesyonel değil, dan dun konuşuyor bana karşı. Genel olarak da öyle.Büyük ihtimalle de karşı avukat bayandır. Bende benzer seyleri yaşadım. Açmadım aradı sürekli, meşgule attım mesaj atmaya başladı. En son bir kez daha ararsan seni baroya şikayet edeceğim mesajlarıni kanıt gösterip dedim kesti aramayı. Yahu avukat bu yaa diyorlar ya avukat önemli. Bence değil kendi işini kendin takip edeceksin onların sadece hukuki bilgisinden yararlanacaksin. . Çünkü meslek gereği yalana, hileye her türlü pisliğe aliskinlar... Senin avukatın 3 kuruşa seni bile satabilir diye düşünüyorum
Ya hepimiz hatalar yapıyoruz bir anlık ofke ile yapmaya da devam edeceğiz bu sorun değil ama o avukatın sizde tehditkari mesajji vs varsa kullanın. Sonuçta sizle asla böyle konuşamaz. Bende ilk başta bocaladim her tlf açtım sonra dedim ne oluyoruz kendine gel. Sonra ben tehdit ettim bir kez daha arar rahstsiz ederseniz baroya beni taciz ediyor diye şikayet edevegim mesajlarınıza arama kayitlarinizla dedim daha aramadı. Yani hata da bizim için önemli olan ders alıp ilerlemekAvukatı en yakın arkadaşı. Eşimle flört zamanlarımızdan beri tanıdığım, evlendikten sonra evime giren-çıkan, kalan adam. Ama kesinlikle hatalı davrandım. İlk kez kontrolümü kaybettim. O artık bundan sonra sadece o adamın avukatı benim için. Açmamalıydım telefonunu, çok haklısınız.
Ya mutlaka aynı değil ama yinede dikkat etmek lazım diye düşünüyorum. Sonuçta o adamın birsuru dosyası var ama bizim tekAvukatı erkek. Ama eşimin en yakın arkadaşı. Bizim flört dönemimizden beri tanıdığım, evliyken evime gelip giden, kalan, oğlumu amcasıyım diye seven adam. Ama üslup olarak böyle bi tip. Hiç profesyonel değil, dan dun konuşuyor bana karşı. Genel olarak da öyle.
Benim avukatımın bunlardan sonradan haberi oldu, dediğim gibi, fevri davrandım ve avukatım da olanları anlatınca çok üzüldü. Güveniyorum avukatıma. Her insan aynı değil, her avukat da aynı değil.
Tam olarak yaşadıklarımı ve hissettiklerimi özetlemişsiniz. Gerçekten. "Fantazi babalık" lafı cuk oturmuş bu duruma.Çok üzüldüm okurken. Oğlunuzu kaybetme korkunuzu içimde hissettim.
Şimdi işi gücü de yokmuş, sürekli bakımvereni de değil, fantazi babalık yapıyor. bol bol oynama duyusala bağlama vb. Muhtemelen "annen yüzünden görüşemiyoruz, yok annen kabul etse hep bir arada oluruz" falan diye fitliyor çocuğu. Daha minicik kuzu, ne size kızabilir ne babasından vazgeçebilir. size şiddet uyguladığı yetmemiş, çocuğun psikolojisini bozmaya devam ediyor.
Siz yoğun çalışmak durumundasınız ve yardım alamıyorum diyorsunuz. haliyle siz şimdi yaşam mücadelesindesiniz ve çocuğunuzun düzenli bir yaşamı olmasına yoğunlaşmışsınızdır. dolayısıyla kurallar vb sizden gelir. Adam çocuğua bakmıyor ki seip geri getiriyor. o şimdi eğlenceli baba tabi. süreç için çocuğunuza ve size yardım edecek bir uzmanla görüşün lütfen. RAM'lardan ücretsiz destek alabilirsiniz
Çok teşekkür ederim, bu maddeleri çıkarıp masama yapıştırasım geldi. Çok sağolun.Net çocuğu doldurmuş.
Boşanmak istemiyor değil mi?
Aman annene soğuk davran aman annene beni istediğini söyle bak eve gelirim o zaman şöyle de böyle de diye fittiklemiş.
Böyle tipler boşanma olana kadar çocuğun çevresinde dört döner, boşanma olunca da ilgisi düşer. Artık çocuk kullanışlı araç olmaktan çıkıyor çünkü.
O noktada çocuklar çok güzel notunu verir merak etmeyin. Sonuçta vaktinin çoğunu sizle geçiriyor, emek vereni görüyor. Yaş büyüdükçe bu telkinlerin de etkisi azalıyor, hep minik kalmayacak sonuçta.
1) Sakinleşin, derin bir nefesÇocuğum gidiyor diye korkmayın, bunların hepsi geçici, yok öyle birşey.
2) Zaten yaşı küçük, karşı taraf ağır kusurlu, velayet sizde kalacak. Duygusal serzenişlerle kendinizi sağa sola savurmayın.
3) Karşı tarafın avukatı ile muhatap olmayın ne gereği var? Sizin avukatınız bu anlar için var, direkt telefonu kapatın o görüşsün.
4) Bütün iletişiminiz yazılı olsun. Telefon mu açtınız, bir de mesaj karşılığı olsun. Telefon konuşmaları çok zor çıkartılır, mesajlar ise açık delildir. Zaten karşı avukatın bu kadar nobran davranabilmesinin sebebi bu, o dediklerini bana bir mesaj at bakayım deseniz köşe bucak kaçar. Direkt baroya şikayet ederim diyip kovalayın.
5) 4ün tekrarı olacak, yazılı olsun herşey. Mesela bu olaylar tehditler sms üzerinden dönse davada sağlam delil olurdu. Yasal süreleri iyi takip edin.
Aslında yanlış anlaşılma var sanırım, çünkü ben hiç çocuğumun yanında şimdiye kadar ağlamadım. 3 aydır bu sürecin içindeyim asla oğluma sinirli yaklaşmadım. Evliliğimin son 1 yılında evde çok huzursuz ve mutsuzdum, bazen çocuğuma bile sinirli ve tahammülsüz davranıyordum. Ama eşim evden gittikten sonra düzeldim. Hiç çocuğun yanında babasıyla tartışmadım, asla böyle birşey olmadı. Benim durumum oğlum benden ayrı kalmaya başladıktan sonra kötüleşti, o zaman da evde oturup tek başıma ağladım hep. Bir kez de işyerindeÇok yanlış yapiyorsunuz çok...
Çocuk sizin üzgün ve sinirli tavrınizi anlamıyor görmüyor mu sanıyorsunuz...tabiki nerede daha çok egleniyorsa guleryuz goruyorsa o tarafı özlüyor. Çocuk bu adı üstünde. Asla ve asla sizi üzgün ve sinirli görmemeli...
Baba Onu alınca hep eglendiriyor gülüyor oynuyor tabiki çocuk da bundan hoşlanıyor.
Oysa annesi hep üzgün ve sinirli ve babasına bağırıyor.
Çocuk tamamen bu görüntünün içinde su an.
Siz olsanız kimi özlersiniz soruyorum.
Ya ben çok üzüldüm şuanMerhabalar yine ben ve yine buraya çaresizliğimi dökmeye geldim.
Bir önceki konumu yukarıya alıntıladım. Nitekim haftasonu alamadı babası oğlumu, istemedim, izin vermedim.
Ama ne yaptı? İnat, intikam duygusu, öfke, canımı yakma arzusu bu...
Pazartesi okuldan aldı çocuğu, tamam dedim, bu gece kalacak mı sende, kalacak dedi, yarın getiririm dedi, tamam dedim.
Salı akşamı bekledim, getirmedi. Bir gece daha kalacak bende diye aradı. Sinirlendim ama sustum çünkü hala mahkemeden geçici velayet çıkmadı. Çarşamba akşamı bekledim, getireceğim dedi, sonra aradı, arkadaşlara geldik, onların çocuğuyla oynuyor oğlum, gelmek istemiyor, bu gece de kalacağız burda dedi. (Arkadaşlarını karı-koca tanıyorum, evliyken çok sık görüşür, kalırdık birbirimizde, burda bir sorun yok) Tabi ben delirdim bu sefer. Bir gece için konuşmuştuk, bana oğlumu getir dedim. Getirmiyorum, ben de babasıyım, benim de hakkım onu görmek vs dedi. Dedim ki ben bugüne kadar asla senin görmeni engellemedim, istediğin zaman gördün, aldın. Ama 1 gece dedin, 3 gece kalacak, bunu inat diye yapıyorsun getir dedim. Çok sinirlendim, kontrolümü kaybettim, polisi arar, çocuğumu aldırırım dedim. Ara dedi kapattı telefonu.
Sonra avukatı aradı, o da üstüme geldi. Ortada henüz velayet yok, istediği zaman alır, bırakır, babası onun, vs. Uzaklaştırma kararım var dedim. Onun süresi bitti dedi avukatı. Takip ediyorlarmış demek ki, tesadüf değil bu zamanlama. Baya bi atıştık avukatıyla, hadi çağır bakalım polisi, ne yapacaklar merak ediyorum, dedi. Tabi hiçbirşey yapamazdım, çünkü tedbir kararımın süresi bitmişti, uzatılması için başvurduk ama karar çıkmadı henüz.
Avukatı üstü kapalı tehdit etti, gerekirse bu konuda dava açarız dedi (velayet davasını kastediyor). Ben de delirdim tabi, açın dedim, hadi alabiliyorsanız açın dedim.
İlk kez kontrolümü kaybettim, ilk kez fevri davrandım ama çocuğumu çok merak ediyordum, çok özlemiştim, ilk kez 3 gece ayrı kaldım oğlumdan, bütün gece ağladım.
Evet, alışmam lazım belki bu ayrılıklara. Ama yapamıyorum, beni bu süreçte ayakta tutan oğlumun varlığıymış, o yanımda değilken çok çaresizim, çok zayıfım. Bir anda yıkıldım, resmen yıkıldım.
Perşembe sabahı konuştum oğlumla, bana anne ben seni özlemedim, oyun oynuyorum arkadaşımla dedi, işyerinde hıçkıra hıçkıra ağladım.
Akşama doğru mesaj attım, oğlumu lütfen getir dedim, getiricem yazdı, akşam 8.30 da getirdi.
O saate kadar kalbim patlayacak gibi acıyordu, oğluma sarılınca hayata döndüm.
Ancak... Oğlum bana karşı çok soğuk. Çok durgun ve mutsuz. Dün akşam üzgünüm diyip durdu. Neden dedim, babam da bizim evimize gelsin, o da bizimle yaşasın dedi. Oyun oynamak istedim, istemiyorum dedi, benim uykum var dedi, erkenden gidip uyudu. Sabah uyandığında hala çok üzgünüm anne, ben artık hep üzgün olacağım dedi. Hiç gülmicem dedi. Sabah okula gitmek istemedi, zor ikna ettim.
Belki okuyanlara çok saçma gelecek ama ben oğlumu kaybedecek gibi hissediyorum. Ödüm kopuyor. Ölecek gibi oluyorum bu düşünce gelince. Benden onu alacaklar gibi geliyor, beynim uyuşyor. Bi de o böyle benden uzaklaşınca...
Ne yapacağım, nasıl aşacağım bu korkuyu, o daha minicik bir çocuk, yaptıklarına söylediklerine çok mu anlam yüklüyorum?
Yine değerli fikirlerinize ihtiyacım var.
Hayır yok. Neden sordunuz?Birde başka bir şehre taşınmak gibi bir düşünceniz olabilir mi?
Çok teşekkür ederim yorumunuz için. Ben de kocaman sarılıyorum, korkmayın. Korkmayalım artık istiyorum. Herşey güzel olacak inanalım buna.Ya ben çok üzüldüm şuankendi geleceğimi görerek okudum resmen...bu süreçleri yaşayacağım sanırım, eşim de bana inat olsun diye herşeyi yapar çünkü şimdiden velayeti alacağım asla o konuda pazarlık etme benle diyor neye güvenerek söylüyorsa ?
Bence oğlunuz bir zaman böyle davranır ama geçer diye düşünüyorum sonuçta çocuk o etkilemisler onu o bikac gun içinde...beraber eğlenceli şeyler yapar vakit geçirdiğimiz eskiye döner diye düşünüyorum benkocaman sarıldım size...
Çok teşekkür ederim yorumunuz için. Ben de kocaman sarılıyorum, korkmayın. Korkmayalım artık istiyorum. Herşey güzel olacak inanalım buna.
Ben yemwgi 2 gunluk hazirlayin banyo da hergun yapmaya gerek yok.. o yemege harcayacagin vakitte ogluna ayir mesela boyama oyun beraber filan..Çok teşekkür ederim tavsiyeleriniz için. İnanın onunla daha çok ilgileneyim, istediği gibi gezdireyim, tatile götüreyim çok isterdim. Ama sabah 7 buçukta onu okula bırakıp işe geliyorum. Akşam 6'da işten çıkıyorum 6 buçukta okuldan alıp eve geliyoruz. Evde koştur koştur yemek hazırla, sofrayı topla, bulaşıklar, çamaşırlar, çocuğun banyosu, okul çantası, vs vs derken bakıyorum uyku vakti gelmiş. Haftasonları evde temizlikle uğraşıyorum. Ayrıca 1 kuruş maddi destek görmüyorum kimseden, nafaka bağlanmadı henüz, dünya kadar borç, kredi, fatura, ev kirası... Ama çocuğumun bakımıyla ilgili her sorumluluk benim üzerimde. Doktoru, ilacı, psikoloğu... Asla aksatmıyorum psikolog randevumuzu. Ne olursa olsun onun için para ayırıyorum kenara her ay. Ama işte tüm hayatın yükü üzerimdeyken o sorumsuz baba müsvettesi gibi boş boş gezdirip eğlendiremiyorum çocuğumu. Sonra da o cici baba oluyor, ben sıkıcı-kuralcı anne.
Sanırım yanlış anladım.Aslında yanlış anlaşılma var sanırım, çünkü ben hiç çocuğumun yanında şimdiye kadar ağlamadım. 3 aydır bu sürecin içindeyim asla oğluma sinirli yaklaşmadım. Evliliğimin son 1 yılında evde çok huzursuz ve mutsuzdum, bazen çocuğuma bile sinirli ve tahammülsüz davranıyordum. Ama eşim evden gittikten sonra düzeldim. Hiç çocuğun yanında babasıyla tartışmadım, asla böyle birşey olmadı. Benim durumum oğlum benden ayrı kalmaya başladıktan sonra kötüleşti, o zaman da evde oturup tek başıma ağladım hep. Bir kez de işyerindeAma çocuğum eve geldiğinde yine beni gözlerim parlarken gördü, o benim mutluluğum.
Belki uzak bir yerde yaşarsanız kafanız daha rahat eder diye düşünmüştüm.Hayır yok. Neden sordunuz?
Benim anlamadığım su eski esiniz madde içiyor siz bunu normal karşılıyorsunuz böyleMerhabalar yine ben ve yine buraya çaresizliğimi dökmeye geldim.
Bir önceki konumu yukarıya alıntıladım. Nitekim haftasonu alamadı babası oğlumu, istemedim, izin vermedim.
Ama ne yaptı? İnat, intikam duygusu, öfke, canımı yakma arzusu bu...
Pazartesi okuldan aldı çocuğu, tamam dedim, bu gece kalacak mı sende, kalacak dedi, yarın getiririm dedi, tamam dedim.
Salı akşamı bekledim, getirmedi. Bir gece daha kalacak bende diye aradı. Sinirlendim ama sustum çünkü hala mahkemeden geçici velayet çıkmadı. Çarşamba akşamı bekledim, getireceğim dedi, sonra aradı, arkadaşlara geldik, onların çocuğuyla oynuyor oğlum, gelmek istemiyor, bu gece de kalacağız burda dedi. (Arkadaşlarını karı-koca tanıyorum, evliyken çok sık görüşür, kalırdık birbirimizde, burda bir sorun yok) Tabi ben delirdim bu sefer. Bir gece için konuşmuştuk, bana oğlumu getir dedim. Getirmiyorum, ben de babasıyım, benim de hakkım onu görmek vs dedi. Dedim ki ben bugüne kadar asla senin görmeni engellemedim, istediğin zaman gördün, aldın. Ama 1 gece dedin, 3 gece kalacak, bunu inat diye yapıyorsun getir dedim. Çok sinirlendim, kontrolümü kaybettim, polisi arar, çocuğumu aldırırım dedim. Ara dedi kapattı telefonu.
Sonra avukatı aradı, o da üstüme geldi. Ortada henüz velayet yok, istediği zaman alır, bırakır, babası onun, vs. Uzaklaştırma kararım var dedim. Onun süresi bitti dedi avukatı. Takip ediyorlarmış demek ki, tesadüf değil bu zamanlama. Baya bi atıştık avukatıyla, hadi çağır bakalım polisi, ne yapacaklar merak ediyorum, dedi. Tabi hiçbirşey yapamazdım, çünkü tedbir kararımın süresi bitmişti, uzatılması için başvurduk ama karar çıkmadı henüz.
Avukatı üstü kapalı tehdit etti, gerekirse bu konuda dava açarız dedi (velayet davasını kastediyor). Ben de delirdim tabi, açın dedim, hadi alabiliyorsanız açın dedim.
İlk kez kontrolümü kaybettim, ilk kez fevri davrandım ama çocuğumu çok merak ediyordum, çok özlemiştim, ilk kez 3 gece ayrı kaldım oğlumdan, bütün gece ağladım.
Evet, alışmam lazım belki bu ayrılıklara. Ama yapamıyorum, beni bu süreçte ayakta tutan oğlumun varlığıymış, o yanımda değilken çok çaresizim, çok zayıfım. Bir anda yıkıldım, resmen yıkıldım.
Perşembe sabahı konuştum oğlumla, bana anne ben seni özlemedim, oyun oynuyorum arkadaşımla dedi, işyerinde hıçkıra hıçkıra ağladım.
Akşama doğru mesaj attım, oğlumu lütfen getir dedim, getiricem yazdı, akşam 8.30 da getirdi.
O saate kadar kalbim patlayacak gibi acıyordu, oğluma sarılınca hayata döndüm.
Ancak... Oğlum bana karşı çok soğuk. Çok durgun ve mutsuz. Dün akşam üzgünüm diyip durdu. Neden dedim, babam da bizim evimize gelsin, o da bizimle yaşasın dedi. Oyun oynamak istedim, istemiyorum dedi, benim uykum var dedi, erkenden gidip uyudu. Sabah uyandığında hala çok üzgünüm anne, ben artık hep üzgün olacağım dedi. Hiç gülmicem dedi. Sabah okula gitmek istemedi, zor ikna ettim.
Belki okuyanlara çok saçma gelecek ama ben oğlumu kaybedecek gibi hissediyorum. Ödüm kopuyor. Ölecek gibi oluyorum bu düşünce gelince. Benden onu alacaklar gibi geliyor, beynim uyuşyor. Bi de o böyle benden uzaklaşınca...
Ne yapacağım, nasıl aşacağım bu korkuyu, o daha minicik bir çocuk, yaptıklarına söylediklerine çok mu anlam yüklüyorum?
Yine değerli fikirlerinize ihtiyacım var.
Lütfen benimle daha fazla muhatap olmayın ve benim konularıma da yazmayın. Yazdığınız yorumu da silin lütfen.Benim anlamadığım su eski esiniz madde içiyor siz bunu normal karşılıyorsunuz böyle
Bir sürü arkadasım var diyorsunuz simdi sikayet konusu açıyorsunuz hergün ben sizinde normal olduğunuzu düşünmüyorum devletin bence müdahale alanı olmalı bu uyusurucu icen ve doğal karsılayan ebeveynleri.. saka gibisiniz ben bilmiyorumdum anlamadım ictiğini gibi acıklamalar da cocuk ninnisi tadında