Maddi-maneviydi. Ben nişanlıyken düğünüme 4 ay kala, müstakbel kayınpederimi arayıp "baba dul olmak çok zormuş, çocuk da çok üzgün, pişmanım o kadın olmasa biz yeniden aile olur, tekrar evleniriz" diye ağlayan bir insan kendisi. Aile ilişkilerine verdiği zararlar saymakla bitmez, biz de insanları elemiş olduk bu süreçte güzel de oldu bir açıdan. Bizde de devam eden davalar var, nişan günümüzde ve nikah günümüzde icra talebi gönderiyor mesela. Tatile gideceğimizi öğrenirse (çocuktan) sinir krizi geçiriyor, tatil hassas noktası. Biz sevgiliyken sürekli bizi araştırıp, "sen sevgilinle pirzola yiyorsun ben simit kemiriyorum" "sen o kadınla yiyeceksin paraları, benim evliyken sadece sigara masrafım vardı" "sevgilinle gezeceğine babalık yap" "miras malını bize tamamen ver yoksa o kadınla evlenemezsin" ve şu an daha yazamayacağım üsluplarla taciz mesajları vardı, eşim çocukla iletişim kesilmesin diye engellemek istemediği için sürekli uyarıyordu düzgün konuş diye. En son karşı taraf istediği tepkileri alamayınca ağır hakaretler etti hem bana hem eşime çocuğun önünde, eşim de gereken cevabı ve tepkiyi koydu.
Eski eş de eşim hayatımda ciddi bir var, tanıştıracağım çocuğumla der demez, çocuğu görüş günleri dışında alırsa "çocuk kaçırmayla" polise şikayet edeceğini söyleyerek çocuğu göstermeyi kesti, eşim etütte görmek istediğinde çocuğu oradan kaçırdı. Sorsan herkese ağlar, "babası çocuğu görmüyor" diye. Mahkeme/ pedagog raporu bile kendisini uyararak baba-çocuk ilişkisini yıpratmamasını söylediği halde çıkarttığı olaylar yüzünden babanın görüş günleri yüzde 50 azaltıldı.
Ben asla nefes alıp dinleneceğini düşünmüyorum, ama eşim de ben de akıllandık sayesinde. Kendi kendine delirip duruyor işte, çocuğa oluyor maalesef.. Arada çocuk varken uzak tutmaya çalışmak çok ciddi sınırlar gerektiriyor. Biz de yaşayarak öğrendik.