Çocuğunuzdan bir yetişkin gibi bahsediyorsunuz, öyle davranmasını bekliyorsunuz. Tam olarak bu anlattıklarını yaşayacağı yaşta. Üşengeçlik, isteksizlik, kararsızlık, dağınıklık, derslerde düşüş, dalgınlık hepsi bu yaşa özgü. Bütün çocuklar bunu yaşamazlar evet ama yaşayanlarda da anormallik yoktur çoğu zaman. Büyüyor, sorumlulukları artıyor, fikir dünyası değişiyor, ne istediğini, nelerden zevk aldığını, nelerden hoşlanmadığını anlamaya, kısacası kendini tanımaya çalışıyor. Bu çok zorlayıcı bir şey, çok yorucu. Büyük gibi görünse de o daha küçük bir çocuk. Ergenliğin başları bunlar. Bir de anladığım kadarıyla kız kardeşin araya girmesi ile sizin ile olan bağı biraz değişmiş. Doğal olarak daha az ilgilenebilmişsinizdir.
Siz sakin olun. Pozitif olmayı deneyin. Kendinizi toparlamaya çalışın. Önce kendinizi toparlayın ki çocuğunuza yardım edebilesiiniz. Çok bunalmışsınız, çocuğunuzun bu durumu artık ne yaparsa gözünüze batıyor hale gelmiş.
Derslerini maalesef siz takip etmek zorundasınız. Dediğim gibi bu yaşlardaki çoğu erkek çocuk derslerini bırakıyor, bi rehaveti içine düşüyorlar. Sabırlı olun, kaç kere hatırlatmak gerekiyorsa hatırlatın, hatta hatırlatmak yerine beraber derslerini yapmaya çalışın ama sinir harbi ile değil, güle oynaya yapmayı deneyin. Mesela ödev aralarına oyunlar koyun, o ne isterse onunla oynayın. Zorlandığı konuları oyunlaştırarak anlatmayı deneyin. Bunun için gerekli kaynakları internetten bulabilirsiniz kolaylıkla. Sevginizi gösterin, ona güvendiğinizi, yanında olduğunuzu hissettirin. Hem sizin hem oğlunuzun ruh haline çok iyi gelecek bu emin olun. Biliyorum bunlar çok mesai gerektiren şeyler ama bunu yapmak zorundasınız. Ne olursa olsun onun daha küçük olduğunu unutmayın. Sizin şefkatinize ihtiyacı var ve tekrar söylüyorum ki tembellik, derslere karşı ilgisizlik, ödev saklama, bi hobi edinememe vb. bu yaştaki erkek çocuklarının sık yaşadığı bir şey. Bütün bunları anlatıyorum çünkü benzer sorunlar yaşayan çocuklarla evlerinde birebir çalışan bir öğretmenim (şimdi doğum yaptığım için bıraktım ama işim bu idi). ne oyunlar oynardım onlarla karnım burnumda iken bile, sırf canlansınlar, gülsünler, dersleri işkence olarak görmekten vazgeçsinler diye. Tablet bağımlılığı var ise derdim ki "bana en sevdiğin videolardan birini seç yarın geldiğimde izleyelim bakalım" ben ilk geldiğim zamwn tableti bırakıp benimle çalışmamak için ağlayan çocuk, bana bir video gösterip kendi isteği ile tableti annesine verir benimle çalışmaya dönerdi. Derslerine faydalı olabildiğim de oldu, olamadığım da ama en önemlisi her zaman beraber gülebildik günün sonunda. Benim için bunu yapması daha kolaydı çünkü çocuklar her zaman dışarıdan gelen kişiye daha kolay bir mizaç gösterirler, anne babalarına daha çok nazları geçer çünkü. Çok uzattım farkındayım ama şöyle bir öneri ile bitireyim; eğer maddi olarak zorlanmazsanız bir oyun/ders abisi veya ablası ile anlaşabilirsiniz benim yaptığım gibi. Bunu çok güzel yapan üniversite öğrencileri var veya benim gibi 9-5 çalışmayı bırakıp bu işe yönelmiş öğretmenler var. Bunu bi düşünün. Ve sakin olun, çocuklarınıza sarılın.