Canımı yakan psikolog ve psikiyatrlar !!! Lütfen bana iyi birini önerin :(((

Sözlenmiş, zamanla anlaşamayıp sözünü atmış olabilirsin. Bu herkesin başına gelebilir, bunun için canını sıkmana hiç gerek yok. Ve, yaşında da hiç öyle evlenemeyeceğin kadar büyük değil. Eskidendi o erkenden evlenmeler, artık kadınlar da erkekler de evlilik için olgun yaşları bekliyorlar. Hem evlilik işinin kısmet işi olduğuna inanıyorum. Kısmetinde olan, alnında yazan kimse eninde sonunda bir vesileyle onu bulursun. İnançlı bir insan olarak evlilik, eş konusunda böyle düşünüyorum. Bu yüzden sen hiç bozma moralini. Sözünü attıktan sonra daha acın tazeyken biriyle tanışmışsın, o da olmamış. Böyle durumlarda teselliyi başkasından aradığın zaman mevcut yaran iyileşmez, daha çok kanar. O yüzden önce kırılan kalbinin onarılmasını, kendine gelmesini, dinlenmesini beklemeli daha sonra yeni bir ilişki düşünmelisin.

Psikiyatrlar ve psikologlardan dert yanmışsın bir de.
Evet, psikiyatrlar konusunda hem fikiriz. Psikiyatrlar öncelikle dinlemeyi ve danışanlarıyla nasıl ilgilenmeleri gerektiğini öğrenmedikleri sürece asla iyi birer yardımcı olamayacaklar. Yıllarca TIP okuyup, TUSla uğraşmaktan kısacası derskolik olmaktan insanlarla nasıl iletişim kurulması gerektiğini unutuyorlar sanırım. Tek yoğunlaştıkları şey ilaç yazmak. İş ruh sağlığında bitiyor, kişinin zihninde bitiyor. Psikolojinizle ilgilenmeyip, önce ordaki hasarlara konuşarak müdahale etmedikten sonra ilaçlar hiçbir fayda göstermez bence.

Psikologlara gelecek olursak şayet,
Sanırım bilindik birine giderek yapmışsın en büyük hatayı. Herkesin gördüğü yerde, reklamını yapabilmek adına tabii ki güzel ve ilgili cevaplar yazacak. Bu şekilde ilgi, müşteri topluyor olmalı. Özel yerinde de ilgisiz, ve kaba davranıyor. Bir psikoloji bölümü öğrencisi olarak en son bahsettiğin profesörün yaptığı bana hiç mantıklı gelmedi.

Ben ağlarken gelip sarılmalıydı falan demişsin ya hani. O konuda seninle aynı fikirde değilim. Yani şöyle ki, bazen çok normal gibi görünen vak'aların altından çok tehlikeli şeyler çıkabiliyor ve bu durum ilk seansta değil de birkaç seans sonrasında gösteriyor kendisini. Bu yüzden, danışanlarla fiziksel temas kurmamak hem danışan hem de danışılan açısından daha faydalı. Bir psikolog önce tüm dikkatini karşısındaki insana yönelterek dinlemeli; herşeyden önce dinlemeyi bilmeli. Daha sonra da duruma göre, yıkıcı değil de yapıcı tepkiler vermeli. Psikolojik durumlarda teşhis koymak çok kolay olmuyor her zaman. Uzun bir süreye yaymak gerekiyor terapiyi.

Herkes uzman yardımı almaya yanaşmaz, ama sen iyi bir uzman arıyorsun. Belli ki düzelmeye meyillisin. Yani çabaların var. Bu iyi bir şey, çünkü sorunun farkında olmak ve yardım almayı isteyip bu konuda azimli olmak psikologların işini kolaylaştırır, tabi danışanların da. işte bu yüzden umarım en kısa zamanda iyi bir psikolog bulabilirsin.

Bir site biliyorum, şehrini ve hangi meslek grubundan birilerine ihtiyacın varsa o meslek grubunu seçiyorsun; sana o şehirdeki bahsettiğim siteye kayıtlı kişilerin isimlerini gösteriyor. Bunun yanında o kişilerden destek almış kişilerin yorumları, bazen o kişileri eğiten hocalarının görüşleri falan da oluyor. Açık adres, mail adresi, sitenin msj kısmı var. Yanına gitmeden önce arayıp daha önce psikologlar tarafından hoş karşılanmadığını bu yüzden ön yargı oluştuğunu, aradığın kişiden beklediklerini söyle; maille de olur. ona göre git. -Ben üniversite hazırlık döneminde bu şekilde birkaç psikoloğa mail atmıştım, hangilerine attığımı hatırlamıyorum ama; geri dönüş yapmışlardı sağolsunlar.
 
Son düzenleme:
ben arkadasın olmaması ile ilgili bi şeyler yazmak istiyorum.canım insanlar kendilerini iyi hissettiren insanlar ile arkadaş olmak isterler.anladığım kadarı ile sen sürekli melankolik bir ruh hali içindesin.ama bence biraz daha güleryüzlü , rahat olmayı denesen işyerinde ve özel hayatında daha rahat edersin diye düşünüorum.
bi mesleğin var erkek arkadaşların da olmuş demek ki hoş da bi kızsın.senin gibi olmak isteyen milyonlarca insan war.umarım bunların farkındasındır.
doktor sorununa gelince o insanlara ne ağır travmatik hastalar geliyor.senin durumun bu yüzden çok ilgilenmemiş gibi bir izlenim edinmiş olablirsin.
umarım sahip olduklarının farkına varırsın ve bundan sonraki yaşantın da daha güler yüzlü olursun
 
Sözlenmiş, zamanla anlaşamayıp sözünü atmış olabilirsin. Bu herkesin başına gelebilir, bunun için canını sıkmana hiç gerek yok. Ve, yaşında da hiç öyle evlenemeyeceğin kadar büyük değil. Eskidendi o erkenden evlenmeler, artık kadınlar da erkekler de evlilik için olgun yaşları bekliyorlar. Hem evlilik işinin kısmet işi olduğuna inanıyorum. Kısmetinde olan, alnında yazan kimse eninde sonunda bir vesileyle onu bulursun. İnançlı bir insan olarak evlilik, eş konusunda böyle düşünüyorum. Bu yüzden sen hiç bozma moralini. Sözünü attıktan sonra daha acın tazeyken biriyle tanışmışsın, o da olmamış. Böyle durumlarda teselliyi başkasından aradığın zaman mevcut yaran iyileşmez, daha çok kanar. O yüzden önce kırılan kalbinin onarılmasını, kendine gelmesini, dinlenmesini beklemeli daha sonra yeni bir ilişki düşünmelisin.

Psikiyatrlar ve psikologlardan dert yanmışsın bir de.
Evet, psikiyatrlar konusunda hem fikiriz. Psikiyatrlar öncelikle dinlemeyi ve danışanlarıyla nasıl ilgilenmeleri gerektiğini öğrenmedikleri sürece asla iyi birer yardımcı olamayacaklar. Yıllarca TIP okuyup, TUSla uğraşmaktan kısacası derskolik olmaktan insanlarla nasıl iletişim kurulması gerektiğini unutuyorlar sanırım. Tek yoğunlaştıkları şey ilaç yazmak. İş ruh sağlığında bitiyor, kişinin zihninde bitiyor. Psikolojinizle ilgilenmeyip, önce ordaki hasarlara konuşarak müdahale etmedikten sonra ilaçlar hiçbir fayda göstermez bence.

Psikologlara gelecek olursak şayet,
Sanırım bilindik birine giderek yapmışsın en büyük hatayı. Herkesin gördüğü yerde, reklamını yapabilmek adına tabii ki güzel ve ilgili cevaplar yazacak. Bu şekilde ilgi, müşteri topluyor olmalı. Özel yerinde de ilgisiz, ve kaba davranıyor. Bir psikoloji bölümü öğrencisi olarak en son bahsettiğin profesörün yaptığı bana hiç mantıklı gelmedi.

Ben ağlarken gelip sarılmalıydı falan demişsin ya hani. O konuda seninle aynı fikirde değilim. Yani şöyle ki, bazen çok normal gibi görünen vak'aların altından çok tehlikeli şeyler çıkabiliyor ve bu durum ilk seansta değil de birkaç seans sonrasında gösteriyor kendisini. Bu yüzden, danışanlarla fiziksel temas kurmamak hem danışan hem de danışılan açısından daha faydalı. Bir psikolog önce tüm dikkatini karşısındaki insana yönelterek dinlemeli; herşeyden önce dinlemeyi bilmeli. Daha sonra da duruma göre, yıkıcı değil de yapıcı tepkiler vermeli. Psikolojik durumlarda teşhis koymak çok kolay olmuyor her zaman. Uzun bir süreye yaymak gerekiyor terapiyi.

Herkes uzman yardımı almaya yanaşmaz, ama sen iyi bir uzman arıyorsun. Belli ki düzelmeye meyillisin. Yani çabaların var. Bu iyi bir şey, çünkü sorunun farkında olmak ve yardım almayı isteyip bu konuda azimli olmak psikologların işini kolaylaştırır, tabi danışanların da. işte bu yüzden umarım en kısa zamanda iyi bir psikolog bulabilirsin.

Bir site biliyorum, şehrini ve hangi meslek grubundan birilerine ihtiyacın varsa o meslek grubunu seçiyorsun; sana o şehirdeki bahsettiğim siteye kayıtlı kişilerin isimlerini gösteriyor. Bunun yanında o kişilerden destek almış kişilerin yorumları, bazen o kişileri eğiten hocalarının görüşleri falan da oluyor. Açık adres, mail adresi, sitenin msj kısmı var. Yanına gitmeden önce arayıp daha önce psikologlar tarafından hoş karşılanmadığını bu yüzden ön yargı oluştuğunu, aradığın kişiden beklediklerini söyle; maille de olur. ona göre git. -Ben üniversite hazırlık döneminde bu şekilde birkaç psikoloğa mail atmıştım, hangilerine attığımı hatırlamıyorum ama; geri dönüş yapmışlardı sağolsunlar.

canım yazdıkların için çok teşekkür ederim, çok faydalı oldu. evet düzelmeyi, ruh sağlığımın iyileşmesini, bu melankolik ve karamsar havadan kurtulup neşeli bir havaya bürünmeyi o kadar çok istiyorum ki anlatamam...

rica etsem o bahsettiğin sitenin adını yazabilir misin ?
 
canım yazdıkların için çok teşekkür ederim, çok faydalı oldu. evet düzelmeyi, ruh sağlığımın iyileşmesini, bu melankolik ve karamsar havadan kurtulup neşeli bir havaya bürünmeyi o kadar çok istiyorum ki anlatamam...

rica etsem o bahsettiğin sitenin adını yazabilir misin ?
Rica ederim. :)
Mesaj sayım 100 olmadığı için özel mesaj atamıyorum. Google'a tavsiyeediyorum yazıp ilk çıkan linke tıklarsan bahsettiğim siteye ulaşabilirsin.
 
ben yemekhayene inemiyorum çünkü beni çağırmıyorlar. insanlar ezik ve pasif biriyle arkadaş olmak istemiyor :KK43:(( evet acı ama gerçek dışlanıyorum. yemekhaneye yalnız gidince sanki herkes bana bakıyor, benle dalga geçiyor, "aaa şuna bak yemekhaneye gelmişşş yalnız gelmişş" diycek gibi düşünüyorum bu yüzden çok korkuyorum gidemiyorum yemek yemeye :KK43:(((

tatil olayı tamam iyi ama tatil bittikten sonra yine sorunlaırmın içinde boğulmayacak mıyım ? benim kişiliğim sorunlu tatil kişiliğimi düzeltmez ki, kalıcı bir çözüm istediğim için psikolog ve psikiyatr yollarını denedim ama her defasında duvara tosladım :KK43:(


Bir de şöyle düşünelim : Birlikte yemeğe inen herkes birbirini çok mu seviyor ? Birbirleri olmadan adım atamıyorlar mı ?
Yooo...Hasbelkader biraraya geliyorlar veya ben de geleyim deniyor,beni de bekleyin,giderken bana haber verin vs...
Demek istediğim,özel davet bekleme,ben de geleyim demen yeterli.
Tabii bunun için en azından bir merhabalığın olması gerek :)
Biraz güleryüzlü,günaydın-iyi akşamlar diyen birisi olursan,neden seni de almasınlar ki ?

Diyelim almadılar,dünyanın sonu değil.Gider kendin oturursun,masana oturan biri elbet çıkar.

Sanıyorum,hiç kendi kendine birşey yapmamış birisin.
Bunu kırmak için,iş dışında kendi başına oturup çay,kahve içmeyi deneyebilirsin.
Farklı kurslara katılmak,spor yapmak gibi aktiviteler de hem sosyalleşmeni sağlar,hem kendine güven getirir.
Bu açıdan,seyahat önerisi de işe yarayabilirdi.Hem deşarj olur,hem gittiğin yeri fethetmiş gibi bir özgüvenle dönerdin.

Ben bu tarz sorunların arkadaş ortamından önce,ailede başladığına inanıyorum.
Ezilen,horlanan,bastırılıp sindirilen çocuklar,büyüdükleri zaman,çevreye uyum sağlamakta zorluk çekiyorlar.

İllaki psikolog veya psikiyatriste gidersem düzelirim diye düşünme bence.Kendin de çaba göster.
Onların da elinde sihirli değnek yok sonuçta.
 
psikologlar sana tavsiyede bulunamaz ki tavsiyede bulunması meslek etiğine sığmaz. seninle empati kurar ama sempati kurup her şey geçecek üzülme demez çünkü her şeyin geçip geçemeyeceğini nerden bilecek seni boşu boşuna umutlandırımaz. psikologlar seni dinler ve sen kendin doğru yolu bulman adına yardımcı olmaya çalışır. sana deseki yeni bir çocukla tanıştın şöyle yap böyle davran ikinci buluşmada ne yapacaksın yine ona mı soracaksın. işin özü balık vermezler balık tutmana yardım ederler. ben olsam üniversite hocaların özelyerine giderdim. ankarada çok kaliteli kişiler vardır. birde sen birine gidince tüm sorunlarını çözmeyi beklemeyeceksin. böyle bir şey olsaydı hepimz verirdik paraları ve sorunumuz kalmazdı. sen değişmeyi istemelesin. diyelim ki iş yerinde yalnızsın kimse seni yemeğe davet etmiyor ne yapman gerekir? ya da ben sana bu sorunum olduğunu söylesem bana ne öneririsin
 
9 seneye yakındır psikiyatrist desteği alıyorum. psikiyatristimin 45 dakika terapi süresi vardır. konuşur ilgilenir zaman ayırır. yanında çok ağlamışımdır hele bu aralar her terapide bi ağlıyorum illa, çünkü ordan başka yerde ağlayamıyorum ama 9 senelik hastası olmama rağmen sarılıp herşey geçecek gibi bir yaklaşımı asla olmamıştır. bir de psikiyatristler sana duymak istediğini söylemezler, sana gerçek neyse onu söylerler. psikiyatristin görevi hasta pışpışlamak değildir yani. bazen benimki de çok sert konuşur ben üzülünce de sana duymak istediklerini söyleyecek değilim,hatalısın sen de biliyorsun der. durum neyi gerektiriyorsa nasıl davranman gerekiyorsa, ya da ne hata yaptınsa onu söylerler yani. ama ilerlemene katkısı olması bakımından. bu arada ünlü proflar hep bahsettiğin gibi oluyolar. ben de ünlü bi profa gitmiştim ankarada. terapi diye 10 dk oturuyorduk karşılıklı yemin ederim sadece 10 dk. nasılsın iyimisin ilacın dozunu şöle yap ya da aynı kalsın 3 ay sonra gel bu kadar. ve bu 10 dakikada da dünya kadar tel. bağlarlardı.sonra bu psikiyatristime gitmeye başladım. terapi süresince arayanlar ölüyorum dese bağlatmaz asla.terapi ilaç ve kendinin desteği ile yenersin inşallah güzelim
 
9 seneye yakındır psikiyatrist desteği alıyorum. psikiyatristimin 45 dakika terapi süresi vardır. konuşur ilgilenir zaman ayırır. yanında çok ağlamışımdır hele bu aralar her terapide bi ağlıyorum illa, çünkü ordan başka yerde ağlayamıyorum ama 9 senelik hastası olmama rağmen sarılıp herşey geçecek gibi bir yaklaşımı asla olmamıştır. bir de psikiyatristler sana duymak istediğini söylemezler, sana gerçek neyse onu söylerler. psikiyatristin görevi hasta pışpışlamak değildir yani. bazen benimki de çok sert konuşur ben üzülünce de sana duymak istediklerini söyleyecek değilim,hatalısın sen de biliyorsun der. durum neyi gerektiriyorsa nasıl davranman gerekiyorsa, ya da ne hata yaptınsa onu söylerler yani. ama ilerlemene katkısı olması bakımından. bu arada ünlü proflar hep bahsettiğin gibi oluyolar. ben de ünlü bi profa gitmiştim ankarada. terapi diye 10 dk oturuyorduk karşılıklı yemin ederim sadece 10 dk. nasılsın iyimisin ilacın dozunu şöle yap ya da aynı kalsın 3 ay sonra gel bu kadar. ve bu 10 dakikada da dünya kadar tel. bağlarlardı.sonra bu psikiyatristime gitmeye başladım. terapi süresince arayanlar ölüyorum dese bağlatmaz asla.terapi ilaç ve kendinin desteği ile yenersin inşallah güzelim

kendi deneyimlerini benimle paylaştığın için teşekkür ederim prenses006.

bu arada 100 mesaj yazmadığım için özel mesaj hakkım yok, bu yüzden mesajına cevap veremedim :KK43: bana psikiyatrının ismini yazabilirsen çook sevinirim.
 
3. en son gittiğim (kırmızı renkte işaretlediğim) psikologtu, üstelik prof.tu kendisi. gazetede o belirttiğim köşe yazarı okur mektupları yayınlıyordu ve bu prof.u çok övüyorlardı ve ben de maddi imkanlarımı zorlayarak gittim, borçlanarak gittim sırf derdime deva olsun diye.

ben ağlarken duygusuz gözlerle bakması beni çok itti. ben psikolog olsam karşımda biri ağlasa kayıtsız kalamazdım, en azından insanlık bunu gerektirmez mi? hadi onu geç, bir tavsiye bile vermiyordu yahu !!! sadece dinliyordu sadece... hayatımın en büyük hayalkırıklıkarından biri oldu bu psikolog. belki de benim ezik olduğumu anlayıp benle çok ilginlenmek istememiştir. bu arada ben de istanbul'da değil anakarada yaşıyorum.

bu arada evlenmekten de geçtim ben böle ezik biri oldukça mutlu olamam zaten evlensem de.. önce kendimi düzelytmenin derdindeyim.

Bak yaşadıkların senin hayatının merkezi, sen yakından baktığın için de sorunların çok büyük.
İstiyorsun ki karşındaki de dertlerinin büyüklüğünde saygıyla eğilsin,seni teselli etsin.
Hekimler bunu yapmazlar,olabildiğinde normalize ederler durumu,çünkü herkes her şeyi yaşayabilir garipseyen ya da karşısındakini pışpışlayan psikiyatrist olmaz. Benim yanımda da zaman zaman ağlayanlar olur işim gereği elim değmemiştir asla, çünkü hayatta mutluluklar olduğu kadar mutsuzluklar da var, danışan kişi de bu duyguların pek çok kişi tarafından yaşandığını ve atlatılabilir olduğunu bilmeli.
Sen bunu düzeltmek istediğin kararını vererek çok büyük bir adım attın ve bunu düzeltebilirsin, kendine uygun bir uzmanla birlikte. Senin aile yaşamını da bilmiyoruz biz burdan herhangi bir yorum yapamayız. Ama içini açabileceğin bir uzman, seni daha iyi değerlendirecektir. Yardımcı olacaktır.

Ayrıca kendine bakışında çarpık düşünceler var, bu çarpışık ve yanlış düşünceler sadece senin algın,çevrenin algısı yerine bu düşünceleri koyuyorsun. Yani şöyle ki'Ben çok eziğim,herkes beni öyle görüyor' diyorsun ancak iş yerinden kimse böyle bir ifadede bulunmadı, belki de onlar sadece 'Herhalde topluluk içinde olmaktan,konuşmaktan hoşlanmıyor' diye düşünüyorlardır. Bu kendi kafanda kurduğun düşünceleri genele yaymak sana zarar verir.

Konuşarak anlaşmaktan utanıyorsan sonradan görüştüğün kiişi ile mesajlaşabilirsin, daha önce bir ilişki yürütmüş bir insansın, zamanla ilk utangaçlıkların azaldığını bilirsin,yeter ki o direnci kır.

Burdan söyleyebileceklerim bunlarla sınırlı, ama ala düzeltilmeyecek bir şey yok,bunu aklından çıkarma.
 
İlk olarak hiçbir psikolog ilaç yazamaz, ikincisi psikologlar sarılmak gibi yakın temaslarda bulunmazlar bulunmaları da hoş olmaz, üçüncüsü psikolojik testlerin hiçbiri 2000 tl değerinde değildir ki senin patolojik bir durumun da yok sana olsa olsa Beck Depresyon Ölçeği uygularlar ki oda genelde görüşme ücretinin içinde olur çünkü psikolojik testler genellikle kağıt üzerindedir yorumlaması kolaydır. Yani Hipnoz uyguladılarda bu kadar para aldılar desen haklı olabilirsin derdim ama bence ya sen kandırıldın yada bir yanlışın var ( kesinlikle yalan söylüyorsun demiyorum) Bu arada bende bir Psikolog olduğum için bu yorumu yazmak istedim çünkü psikologlar can yakmaz, yargılamaz, söyle yapıcaksın diye emir vermez. Yapamayız yani böyle bir şeyi mümkün değil hele ki gittiğin doktorlar eğitimli ve alanlarında başarılı insanlar.. Eğer psikolog desteğine ihtiyacın varsa illa alanında uzman birine gitmene gerek yok uygun fiyatlı bir çok dal merkezi var ve gerçekten çok başarılı psikologlar var seni dinlerler ve derdini çözmeye çalışırlar seninde çabanla.
 
Öncelikle gerçekten uzuldum durumuna. Yorumları okumadım ama bazı yanılgılarını gördüm. Bazı şeyleri yanlış kişilerden beklemişsin. Psikolog ya da psikiyatrist hastasına sarılamaz, teselli veremez, "herşey geçecek, üzülme" gibi gerçek dışı teselliler veremez. Bütün bunlar o kişinin soğuk biri olmasından değil, meslek etiği gereğidir. Sanırım sen arkadasın olmadıgı için kendine parasıyla da olsa arkadaşlık yapacak insanlar aramışsın, ama doktorlar bunu yapamaz. Senin arkadaşa ihtiyacın var gibi geliyor bana. Sana sarılsın, teselli etsin, derdini paylaşsın. Bu arkadaşların, yakınların payına düşüyor, gittiğin doktorlardaen bunu bekleme.

Arkadas sorununa gelince. Ben de sende özgüven sorunu sezdim. Etrafına insan çekmek istiyorsan ilk önce kendine saygın olmalı. Sen tek kalcam diye kendi kendini aç bile bırakabiliyor, insan içine cıkamıyorsan kimseye de cazip görünmezsin arkadaş olarak. Evet, eziklik bu ve kimse ezik birinden arkadaşlık namına birşey beklemez, istemez.
Öncelikle kendini sev, saygı duy ve kendine yet. Tek başınaysan tek başınasındır ne olmuş ki? Tek başına yemek yemek eziklik değildir, pekala yersin. kendine güven, dışardaki milyonlarca insan senden daha üstün değil. Senin de bir ağırlığın var toplumda, ağırlığını bil, kendine saygı duy.

İkinci olarak, güleryüzlü ol. Kendinle ve diğerleriyle barışık ol, etrafına gülümsemenle ışık saç. Bir köşeye sinme. Güleryüzlü bir insan çok güzel izlenim bırakır etrafında. Neyse, daha yolu var bunun ama benim için arkadas edınmek ıcın en önemli şeyler özgüven sahibi ve güleryüzlü olmaktır.
 
kendini ve sorununu bilen ve güzelce anlatabilen birisi için psikoloğa yada psikiyatriste ihtiyaç yok bence.sadece kendine güvenmen lazım.
yemekhaneye inmen için illa bi arkadaşa gerek yok ki.ayrıca sana kimse bakmaz herkes aç karnını doyurmakla uğraşır.git güzelcene ye yemeğini sonra çık bence.sen kimseye bakmazsan sana baktıklarını görmezsen.
önce kendine bi hobi bul.mesela ben nakıla uğraşıyorum bi hobi odam olmasını çok isterim şu an ne mekan ne şartlar uygun değil lakin şimdilik rengarenk kurdelelere bakmak bile beni mıylu ediyor.
senrada kendini mutlu eden şeylere öncelik tanı.ikbal gürpınarın küçük mutluluklar şiirini dinlemenide tavsiye ederim.
sonrada sıkça şükrettiklerini hatırla ve şükrünü bollaştır.annemizin sağlıklı ve hayatta olması gibi.bu bile benim yüzümü gülümsetiyor.
birde arkadaş arıyorsan onların sana gelmesini bekleme sen onların arasına gir.bir gün giderken bi tepsi kek yap ve çayın yanında yiyin.şartlar müsaitse.
umarım hayırlı arkadaşlı mutlu günlere çabucak erersin:)
 
sen izin vermezsen seni kimse azarlayamaz bu bir
ikincisi daha 28 yaşındasın bu ne panik
ben 31 yaşındayım ve bekarım ne yapalım kader böyleymiş
ayrıca evlenme meselelerini takmadan önce kişisel gelişim yönünden kafana takman gereken meseleler var
parasını verip gittiğin psikiatrist bile seni azarlayabiliyorsa orda bir soru işareti var demektir
evlendiğinde uğraşman gereken bir kaynana bir kaç görümce ve kaynın olacak acaba hazır mısın??
 
psikiyatri.psikolog konusunda şansızlık yaşamışsın ama hepsi öyle değil..bence biraz araştırdıktan sonra devlet hastanelerinde iyi bir psikolog bulabilirsin.. birde hiç bir psikolog hastasıyla dertleşmez ağlamaz sarılmaz bu kesinlikle çok yanlıştır... sen bunu isteyebilirsin ama başkası ona acıdığını düşünebilir. o yüzden sakince dinleyip yardımcı olması daha etik olur mesleki açıdan..
birde dikkat ettim her iki cümlende bir eziğim çekingenim vss diyorsun. sen kendine değer vermiyosun ki ilk önce.. en başta bu bakış açını değiştir.. asla eziğim gibi olumsuz şeyler söyleme.. bi insan neye inanırsa o olur.. çekingen olduğuna inanırsan çekingen olursun.. önce düşüncelerini değiştir..

yaşında bişey yok bunu dert etme.. karşına mutlaka iyi biri çıkacaktır...
 
Bak yaşadıkların senin hayatının merkezi, sen yakından baktığın için de sorunların çok büyük.
İstiyorsun ki karşındaki de dertlerinin büyüklüğünde saygıyla eğilsin,seni teselli etsin.
Hekimler bunu yapmazlar,olabildiğinde normalize ederler durumu,çünkü herkes her şeyi yaşayabilir garipseyen ya da karşısındakini pışpışlayan psikiyatrist olmaz. Benim yanımda da zaman zaman ağlayanlar olur işim gereği elim değmemiştir asla, çünkü hayatta mutluluklar olduğu kadar mutsuzluklar da var, danışan kişi de bu duyguların pek çok kişi tarafından yaşandığını ve atlatılabilir olduğunu bilmeli.
Sen bunu düzeltmek istediğin kararını vererek çok büyük bir adım attın ve bunu düzeltebilirsin, kendine uygun bir uzmanla birlikte. Senin aile yaşamını da bilmiyoruz biz burdan herhangi bir yorum yapamayız. Ama içini açabileceğin bir uzman, seni daha iyi değerlendirecektir. Yardımcı olacaktır.

Ayrıca kendine bakışında çarpık düşünceler var, bu çarpışık ve yanlış düşünceler sadece senin algın,çevrenin algısı yerine bu düşünceleri koyuyorsun. Yani şöyle ki'Ben çok eziğim,herkes beni öyle görüyor' diyorsun ancak iş yerinden kimse böyle bir ifadede bulunmadı, belki de onlar sadece 'Herhalde topluluk içinde olmaktan,konuşmaktan hoşlanmıyor' diye düşünüyorlardır. Bu kendi kafanda kurduğun düşünceleri genele yaymak sana zarar verir.

Konuşarak anlaşmaktan utanıyorsan sonradan görüştüğün kiişi ile mesajlaşabilirsin, daha önce bir ilişki yürütmüş bir insansın, zamanla ilk utangaçlıkların azaldığını bilirsin,yeter ki o direnci kır.

Burdan söyleyebileceklerim bunlarla sınırlı, ama ala düzeltilmeyecek bir şey yok,bunu aklından çıkarma.

LaViNNia, evet dediğin aynen doğru, bu dertler benim hayatımın merkezinde. hayatımı etkiliyor, beni mutsuz ediyor. devamlı karamsarım. hayatı ıskalıyorum, yaşamım parmaklarımın arasından kayıp gidiyor sanki... istiyorum ki karşımdaki psikolog yada psikiyatr benimle iyice empati yapsın, kendi derdi gibi sahiplensin, çözmek için canla başla uğraşsın.. benim hayatı ıskalamam onları da rahatsız etsin, kendi kızları gibi görüp masaya yumruklarını vursunlar ve "bu sorununu hemen düzelteceğiz" desinler, bana tepeden bakmasınlar aşağılamasınlar istiyorum.. hadi şu devlettekiler neyse ama en son gittiğim prof. beni büyük hayalkırıklığına uğrattı :KK43:( tavrından, genel tutumundan canla başla beni dinlemediği belliydi.

yeri gelmişken ailem konusunda da bişiler yazayım. bugünkü ezik kişiliğimde onlar da pay sahibi. evet beni okuttular ve doyurdular ama özellikle küçükken babam bazen beni başkalarının yanında aşağılar ve döverdi. lisede bana lakap taktılar, babam geldi bu lakabı sırıtarak bana defalarca söyledi. o yüzden bilinçaltımda aileme kızgınlığım var. çok muhafazakarlar, gezip tozmama kızıyorlar 28 yaşına geldim hayatımı yaşatmıyorlar.

yukarda bazı arkadaşlar tatile çık yazmışlardı, işte tatile çıkmamamın bir sebebi de maalesef ki ailem çünkü biliyorum bana zehir ederler, ki çıksam nolcak arkadaşım yok ki :KK43:(
 
empati kurmak senin dediğin anlama gelmiyor ki kimse masaya yumruğunuda vurmaz özel olunca adam senin derdini niye sahiplensin ki bir de kendini onların yerine koy her gelen olayda senin kadar üzülseler onlar ruh sağlığından olurlar . öncelikle psikologtan neler beklemen gerektiğini düşün, senin istediğin tarzda bir terapi yok, bir kuram yok. duygularını sana yansıtamaz
 
sen izin vermezsen seni kimse azarlayamaz bu bir
ikincisi daha 28 yaşındasın bu ne panik
ben 31 yaşındayım ve bekarım ne yapalım kader böyleymiş
ayrıca evlenme meselelerini takmadan önce kişisel gelişim yönünden kafana takman gereken meseleler var
parasını verip gittiğin psikiatrist bile seni azarlayabiliyorsa orda bir soru işareti var demektir
evlendiğinde uğraşman gereken bir kaynana bir kaç görümce ve kaynın olacak acaba hazır mısın??

canım aslında önce kişiliğimi bi düzeltebilsem diğer meseleler de hallolur diyorum ama önce kendimi düzeltmem lazım :KK43:((

psikiyatrdan azar yemek benim de hoşuma gitmiyor, ama genel olarak insanların eğilimi bana saygı duymamak yönünde :KK43: demek ki parasını verdiğim psikiyatr bile tipimden suratımdan ezik olduğumu anlıyor ve bu şekilde davranıyor, ben de paramla resil olduğumla kalıyorum.
 
Son düzenleme:
LaViNNia, evet dediğin aynen doğru, bu dertler benim hayatımın merkezinde. hayatımı etkiliyor, beni mutsuz ediyor. devamlı karamsarım. hayatı ıskalıyorum, yaşamım parmaklarımın arasından kayıp gidiyor sanki... istiyorum ki karşımdaki psikolog yada psikiyatr benimle iyice empati yapsın, kendi derdi gibi sahiplensin, çözmek için canla başla uğraşsın.. benim hayatı ıskalamam onları da rahatsız etsin, kendi kızları gibi görüp masaya yumruklarını vursunlar ve "bu sorununu hemen düzelteceğiz" desinler, bana tepeden bakmasınlar aşağılamasınlar istiyorum.. hadi şu devlettekiler neyse ama en son gittiğim prof. beni büyük hayalkırıklığına uğrattı :KK43:( tavrından, genel tutumundan canla başla beni dinlemediği belliydi.

yeri gelmişken ailem konusunda da bişiler yazayım. bugünkü ezik kişiliğimde onlar da pay sahibi. evet beni okuttular ve doyurdular ama özellikle küçükken babam bazen beni başkalarının yanında aşağılar ve döverdi. lisede bana lakap taktılar, babam geldi bu lakabı sırıtarak bana defalarca söyledi. o yüzden bilinçaltımda aileme kızgınlığım var. çok muhafazakarlar, gezip tozmama kızıyorlar 28 yaşına geldim hayatımı yaşatmıyorlar.

yukarda bazı arkadaşlar tatile çık yazmışlardı, işte tatile çıkmamamın bir sebebi de maalesef ki ailem çünkü biliyorum bana zehir ederler, ki çıksam nolcak arkadaşım yok ki :KK43:(

Sen senin her şeyin olabilecek birini arıyorsun,psikiyatrist/psikolog/Psikoterapist değil. Çünkü hayatında arkadaş/sevgili ve aile gibi temel sosyal çevre taşları eksik. Ancak psikolog/Psikoterapist yöntem ve çözüm konusunu danışana bırakır, aksi halde özgür iradeye aykırıdır. Ben bile okulda çocuklara en küçük öneride bulunurken kırk kere düşünüyorsam onlar bir yetişkine müdahale etmekte elbette tereddüt ederler.
En son gittiğin psikiyatr hakkında; benim arkadaşımın da 20 yaşındayken bir evlenme saplantısı oluşmuştu, kitaplar yazan çoook ünlü bir psikiyatra gitti ve bir çok gereksiz test sonucu dikkat dağınıklığı var diye ilaç yazmışlardı. Maalesef bazı özel yerler yok mr, yok eeg gibi her hasta için gerekli olmayan testlere sokup para kazanabiliyorlar.

Kişilik yapında da aile tutumlarının ne kadar etkisi olduğunu gördüm, belki de evlilik fikri o yüzden hayatında önemli bir yer almış olabilir, bilemetyiz ancak biraz ruhsal durumunu güçlendirirsen ailenle ilgili bu durumu da aşabilecek gücü bulabilirsin.

Elbette ki psikolojik sağlık için gereklidir sosyal çevre ama iyi olmak için kimseyi bekleme,kendine hedefler koy 'bu haftadan itibaren yemeğimi yemekhanede yiyeceğim tek olsam bile' de. eline de al bir kitap bi taraftan yemeğini ye bi taraftan kitabını oku insanlardan rahatsız olmaktan korkuyorsan. İş yerindeki arkadaşlarına bir küçük iltifat et(saçın ne güzel olmuş,çok yakışmış,nasıl yapıyorsun ben de denemek isterim gibi), karşındakini mutlu edince sen de bak nasıl mutlu olursun. Senin sıkıntın daha çok konuşma başlatamamaktan geçiyor, çünkü hep karşı taraftan bekliyorsun ama hayat böyle değil. Bazen sen,,bazen de karşındaki ikonuşmayı başlatır. Yap bi hamurişi çayın yanında dağıt iş arkadaşlarına,artık ilk adımı atmayı öğrenme vaktin gelmiş de geçiyor bile.

Çok tercih etmesem de hazır tavsiyeler vermeyi, internet üzerinden ancak bu kadar faydamın dokunacağını düşünerek birkaç öneri sundum. Ancak bu uzman desteğine ihtiyacın olduğu gerçeğini değiştirmez.

Bu arada dış görünüş ile ilgili ufak olumlu değişiklikler de bunlara eşlik etse daha da güzel olur.

 
Merhaba, ben de çoğu arkadaşın dediğine katılıyorum. Bir psikologtan ya da psikiyatristten beklentilerinizle alan çalışanlarının yaklaşımları çok örtüşmüyor. Özellikle fiziksel temas çoğu psikoloğun tercih etmeyeceği bir şeydir. Çok farklı kültürel yapılar, çok farklı yaşanmışlıklar var sonuçta. Kimin neyi nasıl karşılayacağı, nasıl anlamlandıracağını öngörmek çok mümkün değil. Yaşadığınız deneyimler sizin de belirttiğiniz gibi hiç hoş değil. Kimsenin size kızmak, sizi azarlamak gibi bir hakkı yok. Bunun savunulacak hiçbir tarafı yok. Fakat bir psikoloğun görevi kesinlikle size tavsiyede bulunmak değildir. Psikolog sizin sürecinizde yanınızda bulunmak, sağlıklı değerlendirme yapabilmenizi sağlamakl ve sorunlarla başa çıkma yetileri geliştirmenize yardımcı olmakla görevlidir. Beklentileriniz biraz dostça bir yaklaşım istediğinizi hissettirdi bana. Fakat danışan - terapist ilişkisinin sınırları net bir şekilde çerçevelenmiştir. Dolayısıyla beklentiniz bu yönde olduğu sürece hiçbir psikologtan memnun kalamazsınız. O yüzden önce bir bu konudaki fikirlerinizi netleştirmenizi tavsiye ederim size. Öte yandan ortada birtakım sorunların olduğunu kabul etmeniz ve yardım arayışı içerisinde olmanız çok güzel bir şey. Bu sizin tünelin sonuna yakın olduğunuzu gösteriyor. Terapistinizle işbirliği yapmaya hazır olduğunuz anlamını taşıyor. Güvenebileceğiniz, kendinizi rahat hissedeceğiniz bir uzmanla birlikte sorunlarınızı aşmanız çok da zor olmayacaktır.
 
Şekerim bunlar şaka mı ? Bu insanların gerçekten diploması var mıymış ?!! Bu ne biçim psikolojik danışmanlık , azarlama ne demek ? Zaten insanlar destek almaya gidiyorlar, şu davranışlara bak !!Gerçekten şimdi çok sinirlendim. Annesi ölen bir arkadaşım da gitmişti, onu da bir psikayatr azarlamıştı. Ben de dayanamayıp kadına telefon edip kendisi hakkındaki düşüncelerimi söylemiştim.

Genel tavsiye olarak insanları gözünde çok büyütme derim , kendini ezik hissetmenin temeli genelde diğer insanların kendinden çok farklı ve üstün olduğunu sanmaktır. İşyerindekiler seni niye ezik görsün ki, benzer eğitimdensiniz ki aynı yerde çalışıyorsunuz. Öte yandan bana sorarsan insanların hepsi aşağı yukarı aynı b.k derim , hepimiz aynıyız, kimse kimseden dağ kadar farklı değil .

Ben de üniversite 3. sınıftayken yalnızlıktan resmen bunalmıştım ve kendimi değiştirmeye karar verdim , önce bir spora başladım. Oraya gittiğimde insanlarla sil baştan başlayacağım dedim , herkese çok sıcakkanlı davrandım . İnsanlarla diyalog kurmak , köşede oturmamak için resmen kendimi zorladım. Sen insanlara yaklaşırsan , onlar da sana geliyorlar merak etme. Orda arkadaş edinince bayağı açıldım.

Açılmak için işyerindeki kadınlarla konuşmayı denesen , eline çayını alıp biriyle konuşmaya gidip 2 hoşbeş etsen mesela ? Yoga, pilates gibi bir spor da hem sosyalleşmene yardımcı olur, hem de fiziksel aktivite ruh sağlığına da iyi gelir.

Aile işi önemli tabi ki de, sana çocukken kötü davranan babanın affına sığınarak cahil ve çocuk yetiştirmekten anlamayan bir insan olduğunu düşünüyorum . (benim babam seninkinden beterdir ama şimdi burda oaraya girmeyelim :) ) Peki baban böyle diye sen hayatını istemediğin biri olarak mı geçireceksin ? Bazı özelliklerimizi değiştiremeyiz, duygusal olmak, daha rasyonel olmak vs. ama sosyal olma kapasiteni değiştirebilirsin kuzum, ben yaptım. 28 yaşındaymışsın , dışarı çıkarken ailenden izin almana gerek yok, ne yapmak istersen kimseden izin almana gerek yok. Bunalırsan en kötü gider yalnız yaşarsın.

Evlenememe diye derdin olmasın, en azından bugüne kadar taliplerin olmuş demek ki hoş birisin, 5 senedir bir tek talibi olmayan ben ne yapayım :)))) 25 yaşındayım ama kısmetsizlik topiklerini görünce hemen atlar ve yorum yaparım fena dertliyim :)

Hayatı çok da ciddiye almamak gerek , çevrendeki insanlarla arkadaş olursan ne ala, olamazsan da s..tir et gitsin :)
 
X