- 23 Ağustos 2012
- 49.462
- 229.134
heeepsi bi yana
eşiniz çok çok ayıp etmiş..
Pardon mavi gözlü sarışın çocuklar kreşe verilmiyor mu??
Pardon mavi gözlü sarışın çocuklar kreşe verilmiyor mu??
Bu ne demek anlamadım cidden :)
Valla canım bu modeller böyle.ama ben eşinizi de çok hatalı buldum.neyse annenizi uzaklaştırmışsınız iyi olmuş...Nihayet beni anlayan... Teşekkür ederim...
Kafam o kadar bulanık ki anlatamam...
Evet dediğin gibi, oğlum artık rahat bir döneme girdi. Acıktığını söylüyor, tuvalet için daha erken onu söyleyemiyor henüz, ama susadığını söyler, uykusu gelince gider koltuğa minderini alır kafasını koyar uyur kalır. Sallama derdi yok, huysuz bir çocukta değil (maşallah) uysal bir yapısı var. Artık kucak derdi de yok, kaldır indir sorunu da yaşamıyorlar... Ben anlamıyorum neyi dert ediyorlar...
Çocuğun dış görünüşünden ziyade yaşı problem olabilir dediğiniz gibi bu konudaki düşüncenizi anlıyorumYa sizin anladığınız gibi demek istemedim, gerçekten!
Yani ben daha çocuğuma kıyamıyorum, herkese evladı başka güzel...
Haberlerde neler duyuyor neler okuyoruz, hele bi de albenili bir çocuk olunca insan daha bir korkuyor. Onu demek istedim...
Yanlış anlamayın lütfen...
Gerçekten kafam allak bullak duygularım karışık...
Yapmıyor malesef. Ya yapmasın zaten kimse kimseye saygısızlık, ben bunu hiç bir zaman savunmuyorum.Suna bak ya. Dertsiz tasasiz kadini kacirtip oflaya puflaya cocuk bakiyorlar resmen. Boylelerine dengesiz denir. Esiniz de cok buyuk ayip etmis cidden annenize. Acaba o atarlari kendi anasina babasina da yapabiliyor mudur...
Ya sizin anladığınız gibi demek istemedim, gerçekten!
Yani ben daha çocuğuma kıyamıyorum, herkese evladı başka güzel...
Haberlerde neler duyuyor neler okuyoruz, hele bi de albenili bir çocuk olunca insan daha bir korkuyor. Onu demek istedim...
Yanlış anlamayın lütfen...
Gerçekten kafam allak bullak duygularım karışık...
Ahlaksız görgüsüz ve yobazlar benceNerden başlasam nasıl anlatsam bilmiyorum. Bir oğlum var 2 yaşında ve sorunlu bir hamilelik geçirdim. Bu dönemde annem bende kalmak zorunda kaldı. Doğum yaptıktan sonra 40 gün bilfiil bende kaldı sonra birkaç günlüğününe evine gitmişti. Bu arada babam yurtdışında olduğu için bende kalması çok problem yaratmıyordu. Ama annem bir gün bile oflanıp puflanmadı bu durumdan. Anne sonuçta, başında olanlar bilir, fedakarlıkta sınır tanımıyorlar... Sonra doğum mevlüdü vs. derken tekrar yanımda kalmaya başladı. Bir süre evine döndü arada bana geldi kaldı böyle teker yuvar hallediyorduk. İhtiyaç duydukça anneme başvuruyorduk kısaca.
Sonrasında annem niye işe girmiyorsun ben hazır çocuğa bakıyorum dedi. Ben de zaten normalde çalışan biri olduğum için mantıklı geldi, eşimle de değerlendirdik maddi anlamda bizi rahatlatacağı için bu yönde olumlu karar aldık. Oğlum 6 aylıkken iş başvurularında bulunmaya başladım. Tabii iş görüşmelerine gittiğim süreç boyunca annem gel-git yapmamak için (farklı semtte oturuyor) bende kalıyordu. Ve oğlum 1 yaşına girdiğinde ben işe başlamıştım. Artık annem full-time bende kalmak durumunda kaldı ve sadece Cumartesi-Pazar evine gidebilir hale geldi. Bazı durumlarda evine bile gidemiyordu.
Eşimin bu konudaki düşüncesini merak ederseniz eğer, ben hep dedim ona bak böyle olmaz annem için de senin içinde zor taşınalım anneme yakın bir yere, bizde rahat edelim annem de rahat etsin... Eşimin tepkisi "ne gerek var, ben seviyorum anneni, sorun değil kadın da yalnız zaten biz ona nefes oluyoruz o bize destek oluyor" dedi hep. Ben "taşınalım" dedikçe "hayır ne gerek var" dedi.
Ben annemden herhangi bir iş, yemek vs. talep etmediğim halde anne yüreği herhalde, hem çalışıyorum hem eve koşturuyorum diye elinden geleni ardına koymuyor bana çok destek oluyordu.
Fakat bu süreç içerisinde kayınvalidemler ellerini kollarını sallaya sallaya torun sevmeye gelip, akşam yemeklerine kalmalar, yemeler içmeler misafirler derken günler geçti tabii ki annem bu süreç içerisinde yıprandı. Oğlum yemek yemediği zamanlar “niye yemiyor ki acaba?”lar. Hastalandığında “üşüttü mü”’ler, annem yemek yapar “onun tuzunu o kadar koyma, yağını şu kadar”lar, ben elimden geldiğince “yapmayın etmeyin karışmayın gelmeyin” desemde hiç umursamadılar ne eşim ne de anne-babası. Onlara göre hayat güllük gülistanlık, ama gelin bana sorun..
Kayınvalidem torun sevmeye gelirken (gündüz saatlerinde) kayınpederim ile beraber gelip seviyordu “ne hikmetse”! annem sonuçta tek bir kadın ve o kadarda yaşlı bir kadın değil bu durumlardan rahatsız oluyordu. Sebebi ise kayınpederim biraz destursuzdur, kötü niyetli değildir ona şüphem yok, ama annemi umursamadan bacaklarını uzatır, utanmadan annemden kahve ister (kendi karısından niye istemez anlamadım), dan-dun konuşur. Halbuki sen torunu sevmeye biz gelince gel veya bizim geleceğimiz saate yakın bir zamanda gel, bırak eşini git. annemle kayınvalidem beraber otursunlar işte, sen niye onların arasında bütün gün oturuyorsun. Böyle tuhaf durumlara ve anlatamadığım bir çok şeylere sebep oldular.
Annemin bende kalış süreci boyunca ne annem ne de eşim rahat edebildi. En son yaşadığımız olaylardan bir tanesi misafirliğe gittiğimizde eşimin annemi azarlaması oldu ve çok ciddi bir kavga ettik eşimle. Anneme aynen şöyle demiş “ben sana demedim mi bu çocuğu çok uyutmayacaksın diye, sonra geceleri biz zorlanıyoruz bütün gece uyumuyor ve gece uykusunda uyanıyor, sabah 6 da kalkıyoruz biz, kaç kere söyledik sana…”
Ben bunu duyduğumda beynimden kaynar sular döküldü zaten… Sen nasıl böyle davranırsın benim anneme, ben senin ailene daha “sensin” demiş insan değilim, nasıl bu şekilde ve insan içinde davranırsın diye kıyametleri koparttım. Bu arada konuyu annem bana anlatmadı, o odada bulunan birinden duydum ben o sıra odada değildim. Anneme sorduğumda da "birşey yok kızım, bana birşey demedi, kötü niyetle dememiştir sen yanlış anlamışsındır." oldu.
Nitekim özür diledi annemden, gönlünü almaya çalıştı vs. Fakat anne kız arasında olan o samimi durumlarda annem bana söyledi ki “hakkımı helal etmeyeceğim çok kırıldım”… dedi sonunda. Çünkü eşime ben böyle hiddetlenince ilk yaptığı şey "sağol anne hemen gidip yetiştirmişsin kızına, sağol yani" demişti. Haklı kadın, sesini çıkartmadan hiçbir işimize karışmadan onca zamandır idare etti bizi. Eşimin annemi el üstünde tutacağı yerde, kalkıp böyle davranması hiç doğru değildi. Bu bir seferlik olan bir mevzu değil, insan içinde ilk oldu ama evde bazen bu tarz söylemleri olduğunda ben kızıyordum eşime “anneme bu şekilde davranmanı onaylamıyorum” diye.
Nihayetinde geldiğimiz son nokta: annem artık oğluma bakmıyor, ben hala çalışmaktayım ve kayınvalidemler bakıyor artık oğluma. Bu dedim süreç ise 2 haftalık yeni olan bir şey. Annem biraz sağlıksal anlamda rahatsızlandı, beli ağrıyor ve yorgun hissediyor kendisini ve artık kayınvalidem-kayınpederimden bunalmış vaziyette. Ben anneme hiç bir şey demedim çünkü yaşadıklarını biliyorum “yerden göğe” kadar haklı. Bakmasın zaten, dinlensin artık.
Kayınvalidemler ile aynı muhitte oturuyoruz bana yürüme mesafesinde oturuyorlar, hadi bunu geçtim sabah gelip akşam gidebilme gibi bir rahatlıkları var. Bu da eşim ile bana ailece kaliteli vakit geçirme imkanı sunuyor. Amma velakin kayınvalidem o kadar mutsuz ve isteksiz ki anlatamam. Her akşam eve gittiğimde oflanıp puflanmalar, eşine “hadi eve gitmemiz lazım daha yemek yapacağım çok yorgunum zaten, belim ağrıyor, kolum ağrıyor” diye sızlanmalar.
Ama beni deli eden son nokta bugün yaşadıklarım. Eşim beni aradı ve annesinin bizim eve yıkamak için kendi çamaşırlarını getirdiğini ve deterjanın nerede olduğunu bulamadığını (deterjan kutum boşalmıştı doldurma fırsatım olmadı) evden de deterjan getirmeyi unuttuğunu söylemiş. Eşimde bir güzel deterjan yeri tarif etmiş.
Benim sinirlendiğim nokta bunu ilk kez yapmıyor. Benim makinada iç çamaşırlarım vardı, bana ait olan çamaşırlarım. Bu güne kadar beni bir kere arayıp “kızım bu çocuğun çorbası kalmamış filanca vereyim… veya şunu versem mi? Dışarı çıkarta bilir miyiz? Veya makinanda çamaşır yıkayacağım müsait mi? Gibi sormadı hep eşimi arar eşime sorar. Bende hiddetlenip eşime dedim “sor bakalım annene o evin kadını sen miymişsin? Gözlerimden alev çıkıyordu resmen telefonda konuştuğumuzda.
Evimin düzenini altüst etmeye bayılır, tencerelerimi düzenler (kendine göre) benim eşyalarımı kendi kafasına göre dizer, vitrinimi kendi kafasına göre düzenler, benim yaptığımı beğenmez kendi istediği gibi düzenlemeye çalışır evi. Benim yatak odamda cirit atmaya bayılır, en son gardrobumu kırmıştı. Ne yaparken kırdıysa artık (raylı dolabın kapağı yerinden çıkmıştı). Yatağımdaki baş yastıklarımızı alıp havalandırır mesela…
Ya daha ne anlatayım bunaldım resmen. Anlatmak istedim, içimden atmak istedim. daha çok şey var, niye çocuğun ayak tırnaklarını kesmediğimden tutunda, niye bu çocuğa bu ayakkabıları giydiriyorsun gürültü yapıyorlar... ay yeter noktasına geldim artık... Çıldıracak gibiyim…
Ya sizin anladığınız gibi demek istemedim, gerçekten!
Yani ben daha çocuğuma kıyamıyorum, herkese evladı başka güzel...
Haberlerde neler duyuyor neler okuyoruz, hele bi de albenili bir çocuk olunca insan daha bir korkuyor. Onu demek istedim...
Yanlış anlamayın lütfen...
Gerçekten kafam allak bullak duygularım karışık...
Kiyamam :) mavi gozlu sarisin cocugunuzu yerim ben nasilda seviyor :) ben annenize cok uzuldumAllah teala ondan razi olsun cok zarifmis kendi anneme benzettim tavirlarini zaten kiz anneleri aman cocugum uzulmesin aman rahat etsin huzuru kacmasin diye hep alttan alir soylenmez nasilda icine atmis ama sizin hataniz kavinvalidenizden ayni tavirlari beklemek insanlar farkli farklidir bunu kabullenin o oyle biri herkes cok zarif olamiyor camasir yikamasina duzen degistirmesine takilmayin bende istenezdim ama sorun yapilacak sey degil gelsin yikasin onemli degil bunu hayatiniza mudahale olarak kabul etmeyin ke dince duzenini yapiyordur aradan cikarmak adina iyi kotu esinizin annesi sonucta ama sakin bir kavga cikarmayin bu sizin esinizle aranizi bozar haksiz duruma dusersiniz hakliyken ama icinizde tutmayin mesela çocuğunuza tavirlarini duzeltsin soyleyin defalarca uyarin ev esyalari konusundada kendi duzenini yapiyor surekli o evde oldugu icin rahat kullanacagi sekilde yapiyordur ama cok rahatsizsaniz yine uyarin fakat guzellikle soyleyinDaha 2 yaşında mavi gözlü sarışın, ben nasıl vereyim bu evladı kreşe?
Zaten babaannesi yeri geldimi çekiştiriyor çocuğu, ben dokunmaya kıyamıyorum evladıma...
Annem baktığı dönemlerde hem yemeklerini titizlikle verirdi hem de gül gibi bakıyordu evladıma.
Ona rağmen yaranamadı kadın ya... Anneme yapılanlara mı üzüleyim, bana yapılan saygısızlıklara mı...
Hakikaten çok bunaldım...
SouvveniR seni tanıyorum fakat geniş düşünmen lazımdı
Öz annen de olsa yatılı olunca sıkıntı çıkar, annene sen bırakıp alsaydın keşke evladını
Orası annenin evi olunca han gibi herkes girip çıkamazdı
En çok eşine kızdım, çocuk mu azarlıyo çok biliyosa alsın çocuğuna kendi baksın. Bi uyku için senin annene dediğine bak
Kayınvalide sadece sevmeye bayılanlardan demek
Torun sevme ayağına annenin hizmetinden faydalanmakmış amaç
İsteyerek bakmıyorsa hiç bakmasın, bakmak zorunda da değil kayınvalide ama net olsun
Bakıcı tut
Zorluyor dersen otur kendin bak
Çok bilen eşin evi geçindirme telaşına girsin
Çok kızdım annenin onca emeğinin hiçe sayılmasına
Ya birazcık kendini anlatabilse, belki içim rahat edecek...Çocuğun dış görünüşünden ziyade yaşı problem olabilir dediğiniz gibi bu konudaki düşüncenizi anlıyorum
Nerden başlasam nasıl anlatsam bilmiyorum. Bir oğlum var 2 yaşında ve sorunlu bir hamilelik geçirdim. Bu dönemde annem bende kalmak zorunda kaldı. Doğum yaptıktan sonra 40 gün bilfiil bende kaldı sonra birkaç günlüğününe evine gitmişti. Bu arada babam yurtdışında olduğu için bende kalması çok problem yaratmıyordu. Ama annem bir gün bile oflanıp puflanmadı bu durumdan. Anne sonuçta, başında olanlar bilir, fedakarlıkta sınır tanımıyorlar... Sonra doğum mevlüdü vs. derken tekrar yanımda kalmaya başladı. Bir süre evine döndü arada bana geldi kaldı böyle teker yuvar hallediyorduk. İhtiyaç duydukça anneme başvuruyorduk kısaca.
Sonrasında annem niye işe girmiyorsun ben hazır çocuğa bakıyorum dedi. Ben de zaten normalde çalışan biri olduğum için mantıklı geldi, eşimle de değerlendirdik maddi anlamda bizi rahatlatacağı için bu yönde olumlu karar aldık. Oğlum 6 aylıkken iş başvurularında bulunmaya başladım. Tabii iş görüşmelerine gittiğim süreç boyunca annem gel-git yapmamak için (farklı semtte oturuyor) bende kalıyordu. Ve oğlum 1 yaşına girdiğinde ben işe başlamıştım. Artık annem full-time bende kalmak durumunda kaldı ve sadece Cumartesi-Pazar evine gidebilir hale geldi. Bazı durumlarda evine bile gidemiyordu.
Eşimin bu konudaki düşüncesini merak ederseniz eğer, ben hep dedim ona bak böyle olmaz annem için de senin içinde zor taşınalım anneme yakın bir yere, bizde rahat edelim annem de rahat etsin... Eşimin tepkisi "ne gerek var, ben seviyorum anneni, sorun değil kadın da yalnız zaten biz ona nefes oluyoruz o bize destek oluyor" dedi hep. Ben "taşınalım" dedikçe "hayır ne gerek var" dedi.
Ben annemden herhangi bir iş, yemek vs. talep etmediğim halde anne yüreği herhalde, hem çalışıyorum hem eve koşturuyorum diye elinden geleni ardına koymuyor bana çok destek oluyordu.
Fakat bu süreç içerisinde kayınvalidemler ellerini kollarını sallaya sallaya torun sevmeye gelip, akşam yemeklerine kalmalar, yemeler içmeler misafirler derken günler geçti tabii ki annem bu süreç içerisinde yıprandı. Oğlum yemek yemediği zamanlar “niye yemiyor ki acaba?”lar. Hastalandığında “üşüttü mü”’ler, annem yemek yapar “onun tuzunu o kadar koyma, yağını şu kadar”lar, ben elimden geldiğince “yapmayın etmeyin karışmayın gelmeyin” desemde hiç umursamadılar ne eşim ne de anne-babası. Onlara göre hayat güllük gülistanlık, ama gelin bana sorun..
Kayınvalidem torun sevmeye gelirken (gündüz saatlerinde) kayınpederim ile beraber gelip seviyordu “ne hikmetse”! annem sonuçta tek bir kadın ve o kadarda yaşlı bir kadın değil bu durumlardan rahatsız oluyordu. Sebebi ise kayınpederim biraz destursuzdur, kötü niyetli değildir ona şüphem yok, ama annemi umursamadan bacaklarını uzatır, utanmadan annemden kahve ister (kendi karısından niye istemez anlamadım), dan-dun konuşur. Halbuki sen torunu sevmeye biz gelince gel veya bizim geleceğimiz saate yakın bir zamanda gel, bırak eşini git. annemle kayınvalidem beraber otursunlar işte, sen niye onların arasında bütün gün oturuyorsun. Böyle tuhaf durumlara ve anlatamadığım bir çok şeylere sebep oldular.
Annemin bende kalış süreci boyunca ne annem ne de eşim rahat edebildi. En son yaşadığımız olaylardan bir tanesi misafirliğe gittiğimizde eşimin annemi azarlaması oldu ve çok ciddi bir kavga ettik eşimle. Anneme aynen şöyle demiş “ben sana demedim mi bu çocuğu çok uyutmayacaksın diye, sonra geceleri biz zorlanıyoruz bütün gece uyumuyor ve gece uykusunda uyanıyor, sabah 6 da kalkıyoruz biz, kaç kere söyledik sana…”
Ben bunu duyduğumda beynimden kaynar sular döküldü zaten… Sen nasıl böyle davranırsın benim anneme, ben senin ailene daha “sensin” demiş insan değilim, nasıl bu şekilde ve insan içinde davranırsın diye kıyametleri koparttım. Bu arada konuyu annem bana anlatmadı, o odada bulunan birinden duydum ben o sıra odada değildim. Anneme sorduğumda da "birşey yok kızım, bana birşey demedi, kötü niyetle dememiştir sen yanlış anlamışsındır." oldu.
Nitekim özür diledi annemden, gönlünü almaya çalıştı vs. Fakat anne kız arasında olan o samimi durumlarda annem bana söyledi ki “hakkımı helal etmeyeceğim çok kırıldım”… dedi sonunda. Çünkü eşime ben böyle hiddetlenince ilk yaptığı şey "sağol anne hemen gidip yetiştirmişsin kızına, sağol yani" demişti. Haklı kadın, sesini çıkartmadan hiçbir işimize karışmadan onca zamandır idare etti bizi. Eşimin annemi el üstünde tutacağı yerde, kalkıp böyle davranması hiç doğru değildi. Bu bir seferlik olan bir mevzu değil, insan içinde ilk oldu ama evde bazen bu tarz söylemleri olduğunda ben kızıyordum eşime “anneme bu şekilde davranmanı onaylamıyorum” diye.
Nihayetinde geldiğimiz son nokta: annem artık oğluma bakmıyor, ben hala çalışmaktayım ve kayınvalidemler bakıyor artık oğluma. Bu dedim süreç ise 2 haftalık yeni olan bir şey. Annem biraz sağlıksal anlamda rahatsızlandı, beli ağrıyor ve yorgun hissediyor kendisini ve artık kayınvalidem-kayınpederimden bunalmış vaziyette. Ben anneme hiç bir şey demedim çünkü yaşadıklarını biliyorum “yerden göğe” kadar haklı. Bakmasın zaten, dinlensin artık.
Kayınvalidemler ile aynı muhitte oturuyoruz bana yürüme mesafesinde oturuyorlar, hadi bunu geçtim sabah gelip akşam gidebilme gibi bir rahatlıkları var. Bu da eşim ile bana ailece kaliteli vakit geçirme imkanı sunuyor. Amma velakin kayınvalidem o kadar mutsuz ve isteksiz ki anlatamam. Her akşam eve gittiğimde oflanıp puflanmalar, eşine “hadi eve gitmemiz lazım daha yemek yapacağım çok yorgunum zaten, belim ağrıyor, kolum ağrıyor” diye sızlanmalar.
Ama beni deli eden son nokta bugün yaşadıklarım. Eşim beni aradı ve annesinin bizim eve yıkamak için kendi çamaşırlarını getirdiğini ve deterjanın nerede olduğunu bulamadığını (deterjan kutum boşalmıştı doldurma fırsatım olmadı) evden de deterjan getirmeyi unuttuğunu söylemiş. Eşimde bir güzel deterjan yeri tarif etmiş.
Benim sinirlendiğim nokta bunu ilk kez yapmıyor. Benim makinada iç çamaşırlarım vardı, bana ait olan çamaşırlarım. Bu güne kadar beni bir kere arayıp “kızım bu çocuğun çorbası kalmamış filanca vereyim… veya şunu versem mi? Dışarı çıkarta bilir miyiz? Veya makinanda çamaşır yıkayacağım müsait mi? Gibi sormadı hep eşimi arar eşime sorar. Bende hiddetlenip eşime dedim “sor bakalım annene o evin kadını sen miymişsin? Gözlerimden alev çıkıyordu resmen telefonda konuştuğumuzda.
Evimin düzenini altüst etmeye bayılır, tencerelerimi düzenler (kendine göre) benim eşyalarımı kendi kafasına göre dizer, vitrinimi kendi kafasına göre düzenler, benim yaptığımı beğenmez kendi istediği gibi düzenlemeye çalışır evi. Benim yatak odamda cirit atmaya bayılır, en son gardrobumu kırmıştı. Ne yaparken kırdıysa artık (raylı dolabın kapağı yerinden çıkmıştı). Yatağımdaki baş yastıklarımızı alıp havalandırır mesela…
Ya daha ne anlatayım bunaldım resmen. Anlatmak istedim, içimden atmak istedim. daha çok şey var, niye çocuğun ayak tırnaklarını kesmediğimden tutunda, niye bu çocuğa bu ayakkabıları giydiriyorsun gürültü yapıyorlar... ay yeter noktasına geldim artık... Çıldıracak gibiyim…
Nerden başlasam nasıl anlatsam bilmiyorum. Bir oğlum var 2 yaşında ve sorunlu bir hamilelik geçirdim. Bu dönemde annem bende kalmak zorunda kaldı. Doğum yaptıktan sonra 40 gün bilfiil bende kaldı sonra birkaç günlüğününe evine gitmişti. Bu arada babam yurtdışında olduğu için bende kalması çok problem yaratmıyordu. Ama annem bir gün bile oflanıp puflanmadı bu durumdan. Anne sonuçta, başında olanlar bilir, fedakarlıkta sınır tanımıyorlar... Sonra doğum mevlüdü vs. derken tekrar yanımda kalmaya başladı. Bir süre evine döndü arada bana geldi kaldı böyle teker yuvar hallediyorduk. İhtiyaç duydukça anneme başvuruyorduk kısaca.
Sonrasında annem niye işe girmiyorsun ben hazır çocuğa bakıyorum dedi. Ben de zaten normalde çalışan biri olduğum için mantıklı geldi, eşimle de değerlendirdik maddi anlamda bizi rahatlatacağı için bu yönde olumlu karar aldık. Oğlum 6 aylıkken iş başvurularında bulunmaya başladım. Tabii iş görüşmelerine gittiğim süreç boyunca annem gel-git yapmamak için (farklı semtte oturuyor) bende kalıyordu. Ve oğlum 1 yaşına girdiğinde ben işe başlamıştım. Artık annem full-time bende kalmak durumunda kaldı ve sadece Cumartesi-Pazar evine gidebilir hale geldi. Bazı durumlarda evine bile gidemiyordu.
Eşimin bu konudaki düşüncesini merak ederseniz eğer, ben hep dedim ona bak böyle olmaz annem için de senin içinde zor taşınalım anneme yakın bir yere, bizde rahat edelim annem de rahat etsin... Eşimin tepkisi "ne gerek var, ben seviyorum anneni, sorun değil kadın da yalnız zaten biz ona nefes oluyoruz o bize destek oluyor" dedi hep. Ben "taşınalım" dedikçe "hayır ne gerek var" dedi.
Ben annemden herhangi bir iş, yemek vs. talep etmediğim halde anne yüreği herhalde, hem çalışıyorum hem eve koşturuyorum diye elinden geleni ardına koymuyor bana çok destek oluyordu.
Fakat bu süreç içerisinde kayınvalidemler ellerini kollarını sallaya sallaya torun sevmeye gelip, akşam yemeklerine kalmalar, yemeler içmeler misafirler derken günler geçti tabii ki annem bu süreç içerisinde yıprandı. Oğlum yemek yemediği zamanlar “niye yemiyor ki acaba?”lar. Hastalandığında “üşüttü mü”’ler, annem yemek yapar “onun tuzunu o kadar koyma, yağını şu kadar”lar, ben elimden geldiğince “yapmayın etmeyin karışmayın gelmeyin” desemde hiç umursamadılar ne eşim ne de anne-babası. Onlara göre hayat güllük gülistanlık, ama gelin bana sorun..
Kayınvalidem torun sevmeye gelirken (gündüz saatlerinde) kayınpederim ile beraber gelip seviyordu “ne hikmetse”! annem sonuçta tek bir kadın ve o kadarda yaşlı bir kadın değil bu durumlardan rahatsız oluyordu. Sebebi ise kayınpederim biraz destursuzdur, kötü niyetli değildir ona şüphem yok, ama annemi umursamadan bacaklarını uzatır, utanmadan annemden kahve ister (kendi karısından niye istemez anlamadım), dan-dun konuşur. Halbuki sen torunu sevmeye biz gelince gel veya bizim geleceğimiz saate yakın bir zamanda gel, bırak eşini git. annemle kayınvalidem beraber otursunlar işte, sen niye onların arasında bütün gün oturuyorsun. Böyle tuhaf durumlara ve anlatamadığım bir çok şeylere sebep oldular.
Annemin bende kalış süreci boyunca ne annem ne de eşim rahat edebildi. En son yaşadığımız olaylardan bir tanesi misafirliğe gittiğimizde eşimin annemi azarlaması oldu ve çok ciddi bir kavga ettik eşimle. Anneme aynen şöyle demiş “ben sana demedim mi bu çocuğu çok uyutmayacaksın diye, sonra geceleri biz zorlanıyoruz bütün gece uyumuyor ve gece uykusunda uyanıyor, sabah 6 da kalkıyoruz biz, kaç kere söyledik sana…”
Ben bunu duyduğumda beynimden kaynar sular döküldü zaten… Sen nasıl böyle davranırsın benim anneme, ben senin ailene daha “sensin” demiş insan değilim, nasıl bu şekilde ve insan içinde davranırsın diye kıyametleri koparttım. Bu arada konuyu annem bana anlatmadı, o odada bulunan birinden duydum ben o sıra odada değildim. Anneme sorduğumda da "birşey yok kızım, bana birşey demedi, kötü niyetle dememiştir sen yanlış anlamışsındır." oldu.
Nitekim özür diledi annemden, gönlünü almaya çalıştı vs. Fakat anne kız arasında olan o samimi durumlarda annem bana söyledi ki “hakkımı helal etmeyeceğim çok kırıldım”… dedi sonunda. Çünkü eşime ben böyle hiddetlenince ilk yaptığı şey "sağol anne hemen gidip yetiştirmişsin kızına, sağol yani" demişti. Haklı kadın, sesini çıkartmadan hiçbir işimize karışmadan onca zamandır idare etti bizi. Eşimin annemi el üstünde tutacağı yerde, kalkıp böyle davranması hiç doğru değildi. Bu bir seferlik olan bir mevzu değil, insan içinde ilk oldu ama evde bazen bu tarz söylemleri olduğunda ben kızıyordum eşime “anneme bu şekilde davranmanı onaylamıyorum” diye.
Nihayetinde geldiğimiz son nokta: annem artık oğluma bakmıyor, ben hala çalışmaktayım ve kayınvalidemler bakıyor artık oğluma. Bu dedim süreç ise 2 haftalık yeni olan bir şey. Annem biraz sağlıksal anlamda rahatsızlandı, beli ağrıyor ve yorgun hissediyor kendisini ve artık kayınvalidem-kayınpederimden bunalmış vaziyette. Ben anneme hiç bir şey demedim çünkü yaşadıklarını biliyorum “yerden göğe” kadar haklı. Bakmasın zaten, dinlensin artık.
Kayınvalidemler ile aynı muhitte oturuyoruz bana yürüme mesafesinde oturuyorlar, hadi bunu geçtim sabah gelip akşam gidebilme gibi bir rahatlıkları var. Bu da eşim ile bana ailece kaliteli vakit geçirme imkanı sunuyor. Amma velakin kayınvalidem o kadar mutsuz ve isteksiz ki anlatamam. Her akşam eve gittiğimde oflanıp puflanmalar, eşine “hadi eve gitmemiz lazım daha yemek yapacağım çok yorgunum zaten, belim ağrıyor, kolum ağrıyor” diye sızlanmalar.
Ama beni deli eden son nokta bugün yaşadıklarım. Eşim beni aradı ve annesinin bizim eve yıkamak için kendi çamaşırlarını getirdiğini ve deterjanın nerede olduğunu bulamadığını (deterjan kutum boşalmıştı doldurma fırsatım olmadı) evden de deterjan getirmeyi unuttuğunu söylemiş. Eşimde bir güzel deterjan yeri tarif etmiş.
Benim sinirlendiğim nokta bunu ilk kez yapmıyor. Benim makinada iç çamaşırlarım vardı, bana ait olan çamaşırlarım. Bu güne kadar beni bir kere arayıp “kızım bu çocuğun çorbası kalmamış filanca vereyim… veya şunu versem mi? Dışarı çıkarta bilir miyiz? Veya makinanda çamaşır yıkayacağım müsait mi? Gibi sormadı hep eşimi arar eşime sorar. Bende hiddetlenip eşime dedim “sor bakalım annene o evin kadını sen miymişsin? Gözlerimden alev çıkıyordu resmen telefonda konuştuğumuzda.
Evimin düzenini altüst etmeye bayılır, tencerelerimi düzenler (kendine göre) benim eşyalarımı kendi kafasına göre dizer, vitrinimi kendi kafasına göre düzenler, benim yaptığımı beğenmez kendi istediği gibi düzenlemeye çalışır evi. Benim yatak odamda cirit atmaya bayılır, en son gardrobumu kırmıştı. Ne yaparken kırdıysa artık (raylı dolabın kapağı yerinden çıkmıştı). Yatağımdaki baş yastıklarımızı alıp havalandırır mesela…
Ya daha ne anlatayım bunaldım resmen. Anlatmak istedim, içimden atmak istedim. daha çok şey var, niye çocuğun ayak tırnaklarını kesmediğimden tutunda, niye bu çocuğa bu ayakkabıları giydiriyorsun gürültü yapıyorlar... ay yeter noktasına geldim artık... Çıldıracak gibiyim…