- 11 Mayıs 2017
- 3.451
- 1.922
-
- Konu Sahibi garipbirhayat
- #1
Kaçıncı konu açışım, ve acaba kaç konu daha açacağım eşim olacak insan ile ilgili..
Dertleşeceğim, daha doğrusu dertleşecek kadar samimi bulduğum pek bir arkadaşım yok..
Onun İçin ilk fırsatta buraya koşup sizlerin yorumuna ihtiyaç duyuyorum..
Şimdiden hakkınızı helal edin.
Eşimin geçen haftadan bana bir sinema sözü vardı, ve bugün iş yoğunluğundan saat 3 e kadar çalıştı, daha sonra ise sinemaya gitmek istediğimi söyledim, anlaştık..
Gelmeden yarım saat önce bana ; geliyorum diye mesaj attı, hazırlanmaya başladım ben.. 20 dk kadar sonrası aradı ve arabanın bozulduğunu babasıyla birlikte tamire götürdüğünü,yarın çıkacağını söyledi..
Tamam dedim kapattık,bi 15 dk sonra ben tekrar aradım ve, hava çok güzel birlikte dışarı çıkalım, araba olması şart değil dedim.. ve tamam dedi 1 saat kadar sonra geldi..
Bir sözümle içinde birliktirdiği o kadar çok şeyi kustu ki; ne eş olamayışım kaldı (gezmek istemem zor gününde yanında olmamammış) ne anlayışsızlığım kaldı, ne gezme merakım, ne para harcama isteğim...
O bunları söylerken yapıma o kadar ters olmasına rağmen konu değişsin diye esprili, şakaya vurur cinsten konuştum.. ama hala devam..
Ve yine hata üstüne hata ekleyerek gitmiyorum demedim, ve evden çıktık..
Tabi bu arada kıyafetime laf etmeyi ihmal etmedi.. ( her zamanki gibi)
Yola çıktık, koluma gir dedi, ben kola girmeyi değil el ele tutuşması seviyorum dedim. Çocuk gibi ben 25-26 yaşında adamım el ele mi tutuşulur diye azarlar gibi konuştu..(oysa ben eşimle 70 yaşında da el ele tutuşmak isterim, bu hakkım değil mi )
Yolda giderken konu bu defa araba mevzusundan
çıkıp, benim kıyafetime ve daha sonra 2 senelik evliliğe rağmen çocuğumuz olmayışına geldi..
(Her şeyi ayrıntılı yazayım ona göre yorum yapın kızlar.. bu adamla ben 6 yıldır tanışıyorum, 1.5 seneyi aşkındır evlilik ,öncesi sevgililik dönemi..
Ve bana o sevgililik döneminde 1defa neden bunu giydin diyemeyen biri.. çünkü biliyor ki şu evleneli yaptığımız kıyafet kavgasının sadece 1 ini başlatsa biz bugün bu durumda olmayacaktık,onun yanında olmayacağımı çok iyi biliyordu.. )
Şimdi ne giydiğinin bilgisini vereyim; altıma likralı pantolon tarzı füme rengi bir tayt, üzerine krem beyaz arası şifon bir bluz, ve üstüne de mevsimlik diz kapaklarıma kadar trençkot..
Ne olur söyleyin, absürt olan ne var, ben aklımı oynatacağım artık..
Şu bacaklarını kapat, önünü bağla, şu giydiğine bak , tüm vücut hatların ortada..
Arkam tamamen kapalı, önümse hava sıcak olmasına rağmen onu giydim ve sadece ipi bağlı değil..
Avm yi de yediğim yemeği de kuzenimin düğünü için alacağım bir gömleği de burnumdan getirdi..
Ne o benim elimi tuttu, ne ben onun..
En sonunda artık dayanamayıp, normal ses tonuyla seninle arkadaş gibi gezmek istemiyorum dedim.. elimi sertçe tutup ben mi tutacam, ben mi senin peşinden koşacam,lan bunları kadınlar yapıyor diye avm de yüksek ses tonuyla konuşmaya başladı..
O an göz yaşlarımın içime aktığını öyle bir hissettim ki, bir zamanlar gözümün içine bakan beni kırmaktan korkan insanın bu denli değiştiğini görmek öyle bir koydu ki kalbime..
Tamam dedim eve gidelim, derdin ne senin dedim, derdin ne , neyin hıncını benden çıkarıyorsun..
Başladı yine kıyafetimden, arabası bozulmuş anlayışsızlığımdan...
Şu evlilik öncesi dedim bir kere etseydin ya şu kıyafet kavgasını benimle , napardın dedi ayrılır mıydın dedi.
Üstünde montu vardı, elini tutup sarılıp öptüğün birinden ayrılıp başkasına gitmek ( o sırada montunu çıkarıp yere attı ) kıyafet değiştirmek mi dedi, ben en çok senin peşinden bu yüzden koştum dedi..
Güya kendinin çok namuslu olduğundan bahsediyor..
Ben Amerika’da ,İngiltere’de vs yaşamıyorum , ben müslümanım dedi, elhamdulillah ben de müslümanım sen benim dinimi sorgulayamazsın dedim..
Senin dinin böyle giymeyi emretmiyor dedi..Sokak ortasında oluyor bu tartışmalar, daha sonra toplu taşımaya binip eve geldik, o salonda ben yatak odasındayım..
Kendisine dedim, her yeni gün beni öyle hayal kırıklıklarına uğratıyorsun ki , artık uğratacağın bir hayal kırıklığı kalmadı dedim, seninle olan evliliğin ne düzeleceğine , ne de iyi bir şeyler olacağına , hiçbir şeye inancım kalmadı dedim.
Şu evden mutlu çıkarıp ta mutlu döndürdüğün günler şu 1.5 yılda bir elin parmağını geçmez, söylesene hepsinde mi ben hatalıydım dedim tek kelime daha etmedim..
Ne olur bana deyin, en ince ayrıntısına varana kadar her şeyi anlattım .. ben ne yapayım??
Dertleşeceğim, daha doğrusu dertleşecek kadar samimi bulduğum pek bir arkadaşım yok..
Onun İçin ilk fırsatta buraya koşup sizlerin yorumuna ihtiyaç duyuyorum..
Şimdiden hakkınızı helal edin.
Eşimin geçen haftadan bana bir sinema sözü vardı, ve bugün iş yoğunluğundan saat 3 e kadar çalıştı, daha sonra ise sinemaya gitmek istediğimi söyledim, anlaştık..
Gelmeden yarım saat önce bana ; geliyorum diye mesaj attı, hazırlanmaya başladım ben.. 20 dk kadar sonrası aradı ve arabanın bozulduğunu babasıyla birlikte tamire götürdüğünü,yarın çıkacağını söyledi..
Tamam dedim kapattık,bi 15 dk sonra ben tekrar aradım ve, hava çok güzel birlikte dışarı çıkalım, araba olması şart değil dedim.. ve tamam dedi 1 saat kadar sonra geldi..
Bir sözümle içinde birliktirdiği o kadar çok şeyi kustu ki; ne eş olamayışım kaldı (gezmek istemem zor gününde yanında olmamammış) ne anlayışsızlığım kaldı, ne gezme merakım, ne para harcama isteğim...
O bunları söylerken yapıma o kadar ters olmasına rağmen konu değişsin diye esprili, şakaya vurur cinsten konuştum.. ama hala devam..
Ve yine hata üstüne hata ekleyerek gitmiyorum demedim, ve evden çıktık..
Tabi bu arada kıyafetime laf etmeyi ihmal etmedi.. ( her zamanki gibi)
Yola çıktık, koluma gir dedi, ben kola girmeyi değil el ele tutuşması seviyorum dedim. Çocuk gibi ben 25-26 yaşında adamım el ele mi tutuşulur diye azarlar gibi konuştu..(oysa ben eşimle 70 yaşında da el ele tutuşmak isterim, bu hakkım değil mi
Yolda giderken konu bu defa araba mevzusundan
çıkıp, benim kıyafetime ve daha sonra 2 senelik evliliğe rağmen çocuğumuz olmayışına geldi..
(Her şeyi ayrıntılı yazayım ona göre yorum yapın kızlar.. bu adamla ben 6 yıldır tanışıyorum, 1.5 seneyi aşkındır evlilik ,öncesi sevgililik dönemi..
Ve bana o sevgililik döneminde 1defa neden bunu giydin diyemeyen biri.. çünkü biliyor ki şu evleneli yaptığımız kıyafet kavgasının sadece 1 ini başlatsa biz bugün bu durumda olmayacaktık,onun yanında olmayacağımı çok iyi biliyordu.. )
Şimdi ne giydiğinin bilgisini vereyim; altıma likralı pantolon tarzı füme rengi bir tayt, üzerine krem beyaz arası şifon bir bluz, ve üstüne de mevsimlik diz kapaklarıma kadar trençkot..
Ne olur söyleyin, absürt olan ne var, ben aklımı oynatacağım artık..
Şu bacaklarını kapat, önünü bağla, şu giydiğine bak , tüm vücut hatların ortada..
Arkam tamamen kapalı, önümse hava sıcak olmasına rağmen onu giydim ve sadece ipi bağlı değil..
Avm yi de yediğim yemeği de kuzenimin düğünü için alacağım bir gömleği de burnumdan getirdi..
Ne o benim elimi tuttu, ne ben onun..
En sonunda artık dayanamayıp, normal ses tonuyla seninle arkadaş gibi gezmek istemiyorum dedim.. elimi sertçe tutup ben mi tutacam, ben mi senin peşinden koşacam,lan bunları kadınlar yapıyor diye avm de yüksek ses tonuyla konuşmaya başladı..
O an göz yaşlarımın içime aktığını öyle bir hissettim ki, bir zamanlar gözümün içine bakan beni kırmaktan korkan insanın bu denli değiştiğini görmek öyle bir koydu ki kalbime..
Tamam dedim eve gidelim, derdin ne senin dedim, derdin ne , neyin hıncını benden çıkarıyorsun..
Başladı yine kıyafetimden, arabası bozulmuş anlayışsızlığımdan...
Şu evlilik öncesi dedim bir kere etseydin ya şu kıyafet kavgasını benimle , napardın dedi ayrılır mıydın dedi.
Üstünde montu vardı, elini tutup sarılıp öptüğün birinden ayrılıp başkasına gitmek ( o sırada montunu çıkarıp yere attı ) kıyafet değiştirmek mi dedi, ben en çok senin peşinden bu yüzden koştum dedi..
Güya kendinin çok namuslu olduğundan bahsediyor..
Ben Amerika’da ,İngiltere’de vs yaşamıyorum , ben müslümanım dedi, elhamdulillah ben de müslümanım sen benim dinimi sorgulayamazsın dedim..
Senin dinin böyle giymeyi emretmiyor dedi..Sokak ortasında oluyor bu tartışmalar, daha sonra toplu taşımaya binip eve geldik, o salonda ben yatak odasındayım..
Kendisine dedim, her yeni gün beni öyle hayal kırıklıklarına uğratıyorsun ki , artık uğratacağın bir hayal kırıklığı kalmadı dedim, seninle olan evliliğin ne düzeleceğine , ne de iyi bir şeyler olacağına , hiçbir şeye inancım kalmadı dedim.
Şu evden mutlu çıkarıp ta mutlu döndürdüğün günler şu 1.5 yılda bir elin parmağını geçmez, söylesene hepsinde mi ben hatalıydım dedim tek kelime daha etmedim..
Ne olur bana deyin, en ince ayrıntısına varana kadar her şeyi anlattım .. ben ne yapayım??
Son düzenleyen: Moderatör: