Canım ben eskiden öyle hazırlardım yemeği. Gelir gelmez elini yıkar sofraya otururdu ama şimdi onu bekliyorum ki mutfağın dağınıklığını toplayayım bir salata yapayım makine yerleştireyim diye.
Hiç dile getirmemişti ama içine atmış dün onu da söyledi. Bir şey diyor muyum diye. Sanki demeye hakkı varmış gibi.
Çok ta asker gibi değildi benim eşim biliyorsun şurda 3 aydır tam anlamıyla asker oldu. Belki dediğin gibi yapmaya çalışıyor o yüzden çıkıyor bu çatışma aramızda ama çoğu zaman iyiyiz yine benim sayemden
Allah korusun ya zaten değişmezsem sonumuz kesinlikle dediğin gibi. Katlanamam ki ben.
katlanma zaten.
sakın alttan alayım, susayım deme. sen ne kadar ödün verirsen o kadar evliliğin için kötü olur.
zaten evlilik dediğimiz şey de iki farklı insanın ortak bir dünya kurmaya çalışması değil mi?
hep sen taviz verirsen, hep eşin üste çıkmaya çalışırsa, bu evlilik değil köle-sahip durumuna döner, saçma bir hal alır.
ne sen, ne kızın, ne eşin mutlu olmazsınız.
daha tek çocukta böylesiniz, 2-3 olduğunda ne olacak?
eve geldiğinde ev dağınık, sen dağınık, yemek yok, o zaman ne yapacak?
o yüzden o çalışıyor diye onu yüksüz bırakma. o dışarda, sen evde çalışıyorsunuz.
ikinizde dışarda çalışırsanız, evi bebeği kim çekip çevirecek?
eşine akşam işten geldiğinde evle, bebekle ilgili sorumluluklar ver.
yemeği sen mi yaptın, bırak o salatayı yapsın.
salatayı sen yapıyorsan o da kızını oyalasın, uyutsun, yedirsin.
çamaşırları makineye sen mi attın, o assın, sen topla gibi gibi.
eğer rahata alışırsa maalesef ki karısını, ezik görüyor erkek kafası.
inan ben de başta eşime karşı aynıydım. emret kocacım, olur kocacım, seni mi kırıcam kocacım derken bir baktım, adam bana her şeyin hesabını sorar oldu. eh yeter be dedim, fabrika ayarlarıma döndüm. sağ selamet yuvarlanıp gidiyoruz.