Ben bu konuya yorumumu yapıp çıkmıştım ya , yine mi etiketlendim?
yasemun6 arkadaş mesajında belirtmiş, zaten olması gereken "
sizin hesabın fazla olduğunu görünce paylaşmayı teklif etmeniz" diye. Ama siz israrla diyorsunuz ki ; "
hesabı her zaman erkek ödemeli,bu onun gücündendir, 9 bin lira para alıyor, hem ucyuz lira ne ki ?" (Bu arada otel dahil son yurtdışı tatilimde bir günde 300 lira harcamisim ki kur farkı olan bir yerdi. Siz ne ki demişsiniz ama) Bence gayet yüksek bir rakam. Onca yıldır dışarıda yiyorum, hiç 300 lira hesap ödemedim. Bodrum'da bile en civcivli yerde değil,dolaşarak bir tık daha ekonomik her bulurduk levrek 60,rakı duble 40, ortaya iki de meze alip 2 kişi yine 300den çok daha az para öderdik erkek arkadaşımla. Ne '
ay ben kadinim, ödemem' diye düşünürdüm, ne '
niye sahildeki lambalı yere gitmedik, Allah'ın ucuzcusu burayı buldu' diye uzulurdum, ne "
sevgilimin para birimi benimkinden daha kıymetli üstelik mesleği güzel" diye ondan beklerdim, ne '
alkollu mekan,yakışık almaz' diye dururdum. Hesap gelince bir öncekini o odediyse, ikincisini ben öderdim. Ayni şekilde denemesini istedigim tatlı,içecek vs varsa onlarda da ben götürdüğüm için ben öderdim, kalacak yerlerin bir kismini ben öderdim, onun cebinde fazla TL olmadığı için otobüs parası, manavdan pazardan yemek istediği şeyler,kartla odenmeyecek çay ,çekirdek , dondurma falan, hep benim cebimden cikardi. Hatta bu arkadaş benim şehrime yaşamaya geldiğinde karti bazen anlaşmalı olmayan yerlerde sorun cikartirdi, akşam bulustugumuzda beni oraya götürürdü ben öderdim adamın gündüz yediği yemeği
hiç de lafı olmazdı. Çünkü benim nazarımda olması gereken 'o erkek, benden güçlü olmak zorunda , o ödemek zorunda' gibi bir şey asla olamaz. Ben kendime yakistiramam.
Errkek olduğu için devamlı hesap ödemek isteyip bana odetmeyen adam da benim nazarımda toplumsal cinsiyet normlarına sıkı sıkıya bağlıdır. Ve böyle bir erkekle ben yapamam, çünkü dünyada gerçek anlamda en tahammül edemediğim şey kadınım diye beni erkekten farklı gören bir zihniyettir. buna pozitif ayrimcilik da dahil:)
Mesela aile bulusmasinda herkes otururken erkek kuzen elinde kumanda kanal degistirirken sofrayı kizlarin toplanmasının beklenmesi, erkek gönlünce tek başına tatile çıkarken kıza 'kiz başına yakisikalmaz' denilmesi, erkeğin kamp yapmasi güzel karşılanırken duyanin kadına engel olmaya çalışması, erkek haber vermeden geç saatte aile eve gelince sorun cikmiyorken kız cocugun saat 10da aranmaya başlaması, annenin bu ev niye dağınık diye kız çocuğuna kızmasi, yemek yapmayı bilmeyen erkeklere gülünürken kızların hoş karşılanmamasi, ömründe çamaşır makinası nasıl açılır bir kere bile denenmemiş erkeklerin olması, çocuk bakımın annenin işi zannedilmesi, çocuğa yardım etmek için baba dururken anne ve kayınvalidelerin eve dolusmasi, babaların çocuk gece çok uyanıyor diye salonda yattigi düzen, günde düz hesap 10-ayda 300 kere bezi değişen çocuğun bezini ayda üç kere değiştirdi diye,haftada bir yemekleri hazırladı diye babanın övülmesi, aynı şeyi her Allah'ın günü yapan kadının emeginin görülmemesi, cam silen erkek olmamasi, 'ben erkeğim yapamam,istersen temizlikçi kadın tut' zihniyeti, tüm ev eşyaları reklamında kadınların olması.... Bütün bunlar beni sinir eden şeyler.
Hatta bugün gördüğüm bir resim ve yazı paylasacagim,beni kalben anlattığına inanıyorum
Bu düşüncemden ötürü ben ilişkimi yaşarken, toplumsal cinsiyet normlarına sıkı sıkıya bağlı, asla hesap odetmeyen, beni insan /çift /partner olarak değil de boylu boyunca kadın gibi gören erkeklerden kaçıyorum. Bu sebeple tam esitlik içinde, kavgadan sonra özrü karşı taraftan beklemedigim, hesapları ortak ödediğimiz, sırf kadın olduğum için eve bırakılmadigim,hatta bazen benim onu vardiyali işine kadar bırakıp geri döndüğüm, hobi olarak erkek turistleri gezdirmeme laf etmeyen, arkadaşlarımla gec saatlere kadar cikmamdan rahatsız olmayan, aynı evin icindeysek yemek-ev işleri konusunda bana
yardım etmek yerine dolu dolu
işbirliği yapan erkekler ilgimi çekiyor. Bunlar da 'sen sevgilimsin , hesabı ödeyemezsin' diyen tayfadan çıkmıyor.
Ama geçen mesajda da yazdım, anladığım kadarıyla sen zaten böyle bir isnan değilsin. Toplumsal cinsiyet normlarıni çok seviyorsun, sıkı sıkı sarilmissin. 'pozitif ayrımcılık'tan mutlusun. Kendin gibi bir ton erkek var Türkiye sınırları içinde. Elbette onlardan birini bulabilirsin . Bakış açımiz farklı olduğu için bulduğumuz adamlar ve yaşadığımız ilişkiler de farkli tabii ki. O yüzden kendini benimle bir tutma, senin görüşünü uygun görmem zaten imkansız , 27 yaşında babanın parasını yerken cömert olman bile benim için mumkunati olmayan bir şey. Ben üniversitede öğrenciyken bile bütçemin altında,çok ucuz bir ev bulmuştum KYK kredimle odeyeyim diye, ailem izin vermemesine rağmen yüz boyama palyacoluğu yapardım para kazanmak için, o paralarimla gezerdim. Babam 'kizim paran var mı?' dediğinde yok bile olsa 'evet evet var babacim' derdim, ki babam ailesi için yaşayan,çalışan bir erkek. Asla paranın lafini etmez. Ama 18 yaşımda da başkasının parasını har vurup harman savurmak, ne bileyim, babamın bana gönderdiği harclikla seyehat etmek benim yapamayacağım bir şeydi,bırak 27 yaşında başkasının parasıyla cömert olmayı.
Yani iki farklı insanız. Sizin görüşünüz böyle, bundan rahatsızlık duymuyorsunuz bu da sizin hayatınızir.
Keşke ben de rahatsızlık duymasaydim
eminim hayat benim icin daha kolay olurdu.
Yasemun , konunun sizinle hiç alakası yok ama konu sahibi alıntı yaptığı için sormak istedim,umarım rahatsız olmazsın .
Benim görüşüme göre, hesabi kadınlara odetmeyen,toplsumsal cinsiyet normlarına bağlı erkekler evlenince her iki kişi de çalışsa yine topumdal cinsiyet normlarına bağlı kalıp elini çok işe sokmuyor.
O yüzden, ortalama olarak söyleyebilir misin, bir ayda otuz günde
Eşin ortalama kaç gün anayemegi yapıyor?
Temizlikte genelde yaptığı şeyler ne?
Sofrayı toplayıp bulaşık açmak genelde kimden bekleniyor?
Renkli Kirli ayırıp makinayı açıp, bittiğinde asıp kuruyunca toplayıp utuluyor mu, yoksa bunların bir asamasini yapıp takdir mi bekliyor?
U
Şu oranın korkunclugunu biraz da ben erkeğim/sen kadınsın hallerine bağlıyorum çünkü ben.