İyi olmana sevindim.Toplu iğne başı kadar iki minik hap verdi yüzlerce sorudan sonra. Ne işe yaradı ben de merak ediyorum açıkçası
Tamamen bullshit dedigin seyle insanlar yillar boyu tedavi etmisler edilmisler. Modern tip caresiz kaldiginda homeopati illa bir sebebi vardir diyor. Mesela ekzema ya da gul hastaligi bunlarin modern tipta kesin cozumu yok ve sebepsiz cikiyormus.. bir homeopata sorsan ama kucukken aldigi antibiyotigin yedigi asilarin bile etkisi olabilirmis bu hastaliklara sahip olanlarin. Bu is cok ilginc hakket sadece bitki ot cop olayida degil her zaman..dogru kisiyi bulmakta onemliİyi olmana sevindim.
Homeopati tamamen bullshit. Hiç bir şekilde güvenmiyorum. Hasta olunca günde 2, 3 bardak bitki çayı içip iyileşmeyen insanlarız sonuçta. Bilmemne bitkisinin ekstratının 10milyonda 1 seyreltilmiş halini ağzıma atınca iyileşme ihtimalim nedir ki? Placebo efekt..
Sen bir de anneciiğiiiim dediği zamanları gör :) içinde ılık ılık bir şeyler oluyor.Bu arada hislerim şu şekilde; bebeğini alacağız ve eskiye döneceksin deseler ne cevap vereceğime emin değilim ama muhtemelen hayır derim.
Bir kaç hafta önce hiç düşünmeden dönerim diyordum.
Şimdi bana gülüyor, hep gülüyor çok neşeli, gözümün içine bakıyor iki çift laf edeyim diye :) şımarık hareketler, yapabildiği kadar bıdırdanma şeklinde iletişim kuruyoruz. Bütün gün dışarıda durduğumuz da oldu, pek sorun çıkarmadı. Hava güzelse geziniyoruz, değilse evde saçma sapan oyunlar oynuyoruz:)
Ne istediğini de anlıyorum artık sesinden ve hareketlerinden. Kimsenin onu bu şekilde anlayamayacak olması da garip bir duygu.
Kızım bir buçuk aylık filandı sanırım annemlerden yeni gelmiştim kendi evime. Bir akşam evden beş dk uzaklıkta deniz kenarına gittik altını değiştirdim, emzirdim rahatım güya hadi bir dondurma yiyelim dedim eşim dondurmaları aldı geldi. Bir çığlık başladı bizim kızda emzirmek pışpışlamak sallamak ne çare hiç susmuyor, etrafın acıyan bakışları da cabası. Dondurmaları çöpe attık ve eve döndük. Niye bilmem o yiyemediğim dondurma içime dert oldu, hayatımın arkasından el sallamışım artık hiçbir zaman özgür olamayacakmışım gibi geldi. Anne olmayı anladığım gündü galiba o gün. Üç sene geçti o dondurma hala içimde yaradırMerak edenler için ilk mesajımı da güncelledim;
Psikolog ve psikiyatri ile beraber devam ediyorum. Depresyonun yanında anksiyete de olduğu söylendi. Kullandığım
hafif bir ilaç vardı, değişmedi. Psikolog bir anne sorunu da tespit etti, şaşırmadım
Eşimin ısrarıyla homeopati diye bir yöntem de denedim. Ne kadar güvenilir hiç bir bilgim yok, araştırmamıştım bile.
Ney ne kadar işe yaradı bilemiyorum ama her şey biraz daha iyi. Zaman geçtikçe sevgim de artıyor yapabildiklerim de...
Tabi hala o sıkışmışlık hissi yakamı bırakmıyor. Yalnız kalmayı çok severdim ama nadiren mümkün ki yalnızken bile zihnim dolu. Evet gün içinde vakit geçirirken eğleniyorum ama özel zamanlara da ihtiyaç duyuyor, eski boş vakitlerimi- sorumsuz yaşamımı arıyorum. İstediğim zaman uyuyabilmek, çantamı alıp çıkmak ve keyfimce gezmek, sabahlamak gibi şeyler lüks. Bu konuda yalnız olduğumu zannetmiyorum, bir çok anne arıyordur bu durumu.
Kısacası buz gibi suya girmiş gibiyim. Başta ciddi bir şok yaşadım ama suyun içinde kaldıkça alışıyorum. Tabii kimseye de "su çok güzel sen de gelsene" diyemem, demem :)
Yardımcı olanlara teşekkürler
O hissettikleriniz anneligin dogasinda var. Endise boyutu tehlikeli. Yasaminizi zorlastirir. Her anne cocuktan onceki halini ozler,ama soylemezler. Tibbi destek de aliyormussunuz,yavas yavas duzeniniz oturur. Onerim daha sakin, daha yasadiginiz anda kalarak gununuzu gecirmeniz. Kisaca vurdumduymaz olun biraz. Once saglik gerisi teferruat.Selam herkese. Doğum yapalı 2 hafta oldu. İlk bir kaç gün ne olduğunu anlamadık geçti gitti ama günler geçtikçe anne olmak ve bebek bakımı bana ağır gelmeye bşladı. Kayınvalidem ve annem dönüşümlü kalıyorlar, ev işlerinde yardımcılar sağolsunlar. Bebeğim de çok sevmli, büyük bir aşk olmadı henüz ama seviyorum tabii ki, minik elleri, muhtaç hali içimi acıtıyor. Ama ben eski hayatımı çok özlüyorum, eşimi özlüyorum, deliksiz uyumayı özlüyorum, eşimle dizi izlerken uyuyakalmayı özlüyorum. Herkes geçecek diyor ama çok ruhum daralıyor, sanki büyük br hata yapmışım ve dönüşü yokmuş gibi geliyor. Bebeği bırakıp bir kaç kere dışrı çıktık, o uyuyunca ben de uyuyorum, rahatlatacak her şeyi yapıyorum ama eski düzenimi düzenimi çok özlüyorum.
Evde sürekli meme açık gezmek, pijama veya eşofmanla dolaşmak, uzun bir banyo sefası için vakit bulamamak çok sıkıcı. Bir yandan da sadece bana muhtaç bebeğime karşı vicdan azabı içinde kalmak çok can yakıcı. Her gün ağlamaktan sinirim bozuldu.
Eşim de hiç bir şey hissetmiyor bebeğe karşı, bana da manevi destek olamıyor. Acaba hiç mi bir şey hissetmeyecek hep böyle mi olacak, hayatım düzene girecek mi, 2 ay sonra işe başlayınca tempoyu kaldırabilecek miyim...
69. Günden Güncelleme: Düşüncelerim ve hislerim ilk günkü kadar kötü değil o kriz durumları yok ama ağlamalar devam ediyor. Gittiğim doktor şimdiye kadar ciddi bir değişim olmalıydı diyerek ilaçları iki katına çıkardı.
Bir şeyler rayına oturuyor, artık daha iyi bakıyorum ve hatta en iyi ben bakıyorum hissi var. Eşim alınca bile sırtını ört, öyle tutma, sarsma gibi direktiflerim mevcut. Zor bir bebek mi sanırım hayır. Her bebek gibi ağlıyor, uzun uykuları yok, kolik değil...ama sorumsuz hayatımı bırakıp diken üstünde yaşamak hala zor benim için.
Eşim yardımcı mı hem evet hem hayır, bazı günler hiç bir şey yapmıyor, bazı günler fazla şey yapıyor. 7/24 bebek bakmadığı için zannederim, çok daha sabırlı ve sevecen. Zaten hep pozitif ve dobra o. Normalde ailenin güçlüsü benimdir ama bu sefer ciddi anlamda eşimle ayakta duruyorum. Bir filmin ortasında oğlumuz ağlayınca ben de başlıyorum ağlamaya izleyemiyoruz diye. Eşimse çok mu önemli film, izlenirz hep beraber izleyip daha çok eğleneceğimiz günler gelecek, bu bir süreç sabret diyip duruyorr. Bense hep bir telaş halindeyim. Her gün yüzüstü koymalıyım ki boyun kasları gelişsin, trlevizyona bakmasın ki otizmle uğraşmayalım, kendi haline bırakmayıp sürekli konuşayım ki çabuk konuşsun, yok zeka kartları yok kitap okumalar. Çocuk daha 3 aylık bile değil. Geriliyor ve yoruluyorum. Günlük bir yorgunluk değil bu zihnim yorgun, bütün anneler böyle mi? Bunun yanında da bir o kadar rahatım, kayınvalideme bırakıp eşimle sinemaya ve yemeğe gittiğimiz oldu ama yetmedi. İstersem 1 aylık bir tatile çıkayım anladım ki sorun günlük dinlenmelerde değil sorumluluk hissinde. Yapamayacaklarımda aklım hala ve nasıl yetiştiririm endişeleri... Ben ki yıllardır kuşlarımın sebebiyle tatile çıkamadım, her gittiğimiz yerde bir gece konaklamalı kaldık, dönüşümlü gittik ki bakan yok diye. Şimdi düşünüyorum onlar bile batmadı, lafını etmedim şimdi çocuk sebebiyle yapamayacaklarım neden bana fazla geliyor?
Evet daha bi alıştım, sevmeye başladım ama o büyük aşk yok. Anladım ki sevgi dedikleri şey de emekten kaynaklı. Şimdi ilk günleri düşğnüyorum, müthiş göğüs yaralarıyla uğraşmıştım, çok ağlamış ve acı çekmiştim. Şimdi onlar geçti daha 1 ay olmasına rağmen unuttum bile... Bugünler de böyle geçecek mi gerçekten? Geri dönüp baktığımda vay be ne günler atlatmışım der miyim?
107. Gün: Merak edenler için psikolog ve psikiyatri ile beraber devam ediyorum. Depresyonun yanında anksiyete de olduğu söylendi. Kullandığım
hafif bir ilaç vardı, değişmedi. Psikolog bir anne sorunu da tespit etti, şaşırmadım
Eşimin ısrarıyla homeopati diye bir yöntem de denedim. Ne kadar güvenilir hiç bir bilgim yok, araştırmamıştım bile.
Ney ne kadar işe yaradı bilemiyorum ama her şey biraz daha iyi. Zaman geçtikçe sevgim de artıyor yapabildiklerim de...
Tabi hala o sıkışmışlık hissi yakamı bırakmıyor. Yalnız kalmayı çok severdim ama nadiren mümkün ki yalnızken bile zihnim dolu. Evet gün içinde vakit geçirirken eğleniyorum ama özel zamanlara da ihtiyaç duyuyor, eski boş vakitlerimi- sorumsuz yaşamımı arıyorum. İstediğim zaman uyuyabilmek, çantamı alıp çıkmak ve keyfimce gezmek, sabahlamak gibi şeyler lüks. Bu konuda yalnız olduğumu zannetmiyorum, bir çok anne arıyordur bu durumu.
Kısacası buz gibi suya girmiş gibiyim. Başta ciddi bir şok yaşadım ama suyun içinde kaldıkça alışıyorum. Tabii kimseye de "su çok güzel sen de gelsene" diyemem, demem :)
Yardımcı olanlara teşekkürler.
Ben hiç duymamıştım bu yöntemi ama bir çok kişi biliyormuş. Eşimin diğer arkadaşlarıyla da konuştum çok memnun kalmışlar. Hani ruhen belki placebo etkili olabilir ama fizyolojik sorunlar için bu kadar kısa sürede etkili olacağını zannetmiyorum. Bende de oldukça işe yaradı, dün oğlumla 20 km yürüdüm, eve dönüp 3 çeşit yemek yaptım ve gece geç yattım. Hala yaşıyorumAllah Allah..placebo ise homeopatlar boyle birseyi verir mi acaba? Onlar dogal ve bitkisel sekilde tedavi ediyorlar ya.. bu dedigin kandirmak gibi :) hani psikiyatrist yapsa daha anlasilir gelir bana.. sana iyi gelmesi onemli olan..
Bilemiyorum Türk platformlarda da bu şekilde yazıyor.İyi olmana sevindim.
Homeopati tamamen bullshit. Hiç bir şekilde güvenmiyorum. Hasta olunca günde 2, 3 bardak bitki çayı içip iyileşmeyen insanlarız sonuçta. Bilmemne bitkisinin ekstratının 10milyonda 1 seyreltilmiş halini ağzıma atınca iyileşme ihtimalim nedir ki? Placebo efekt..
Merakla bekliyorum:)Sen bir de anneciiğiiiim dediği zamanları gör :) içinde ılık ılık bir şeyler oluyor.
Ben de bir gün çok fena ateşlendim, hiç halim yok. Uyumak istiyorum ama mümkün değil, en çok o zaman üzülmüş ve anlamıştım. Sen diye bir şey yok artıkKızım bir buçuk aylık filandı sanırım annemlerden yeni gelmiştim kendi evime. Bir akşam evden beş dk uzaklıkta deniz kenarına gittik altını değiştirdim, emzirdim rahatım güya hadi bir dondurma yiyelim dedim eşim dondurmaları aldı geldi. Bir çığlık başladı bizim kızda emzirmek pışpışlamak sallamak ne çare hiç susmuyor, etrafın acıyan bakışları da cabası. Dondurmaları çöpe attık ve eve döndük. Niye bilmem o yiyemediğim dondurma içime dert oldu, hayatımın arkasından el sallamışım artık hiçbir zaman özgür olamayacakmışım gibi geldi. Anne olmayı anladığım gündü galiba o gün. Üç sene geçti o dondurma hala içimde yaradır
Benim aklım evde olmuyor hiç, bırakıp gidiyorum sağa sola ama son zamanlarda genelde bebekle gittim hep. Oluyormuş bu şekilde de.Ben de yeni anneyim. 2 aylık bebişim. Bazen ben de çocuğa bakarken sanki bir görevmiş zamanı gelince bitecekmiş o yüzden bu görevi yapıyormuşum gibi geliyor. Doymadı mı hasta mı uyumuyor gaz oldu vs vs . Benim eşim sizinki gibi anlayışlı da değil. Ben bi şeye gerildim mi o benden beter geriliyor bi de o üstüme geliyor. Bazen hayalim çocuğumla kocasız bi hayat oluyor. Aileme tavırları sinirimi geriyor . Her konuşmasında hesaplı kitaplı oluşu beni deli ediyor. Bebiş biraz büyüsün konuşmaya yürümeye başlasın pıtır pıtır koşup size sarılsın zaten içiniz akacak bence. Şu zamanlar en zor zamanları hele ki ilk çocuksa. Ben aylardır evdeyim 1 saat dışarı çıktığımda aklım evde. Evin içinde dahi sürekli bi şeyler yapmak zorunda hissetmek sürekli diken üstünde olmak çok çok zor ama Allah bizi evlatlarımızdan ayırmasın. Minik masum melekler onlar.
Ben gebeliğe 3 ay sonra alıştım. Doğumdan sonra da 3 aydan sonra nispeten daha iyiyim. Ben bile alışmaya başladıysam siz de alışırsınız.Ben de sorumsuzluğumun sonucunda hamile kaldım ve seni o kadar iyi anlıyorum ki nasıl bu duygularla baş edilir bilmiyorum. Eşim de aynı durumda. Alışmak adına gebelik topiklerinde dolaşıyorum hamilelik takvimi bile yükledim ama yok içimde anneliğe dair hiç bir hiç yok umarım doğumdan sonra düzelirim.
Yani bebek kendini anlatamadığı için daha zor ama yerinden kıpırdamadığı ve konuşmadığı için de dha kolay. Anlaşabildikçe bağımız kuvvetlenecek umuyorumO hissettikleriniz anneligin dogasinda var. Endise boyutu tehlikeli. Yasaminizi zorlastirir. Her anne cocuktan onceki halini ozler,ama soylemezler. Tibbi destek de aliyormussunuz,yavas yavas duzeniniz oturur. Onerim daha sakin, daha yasadiginiz anda kalarak gununuzu gecirmeniz. Kisaca vurdumduymaz olun biraz. Once saglik gerisi teferruat.
Bak canim bu benim ikinci hamileligim 2.5 aylik ben de bile yogun duygular yok daha ama gecende ultrasonda kalp atisini gosterdi doktor bir heyecanlandim zamanla annelik duygularimiz artacaktir niye yok vs dusunme ben cocuk bakmanin zorlugunu bildigimden biraz dalginim endiseli sag salim kucagimiza aliriz insallah.Bu arada hamilelik 9 aylik biz de alisiyoruz zamanla ay ay olur gider hersey insallah.Ben de sorumsuzluğumun sonucunda hamile kaldım ve seni o kadar iyi anlıyorum ki nasıl bu duygularla baş edilir bilmiyorum. Eşim de aynı durumda. Alışmak adına gebelik topiklerinde dolaşıyorum hamilelik takvimi bile yükledim ama yok içimde anneliğe dair hiç bir hiç yok umarım doğumdan sonra düzelirim.
Teşekkür ediyorum :)Koalina hoşgeldin :)
Çok merak ediyordum seni
Çok sevindim dönmene
Sarılıyorum :)
Bu arada yeni yorum yapan arkadaşlar Allah aşkına 135 sayfalık konuya gelip ilk mesaja göre yorum yazmayın
Uzun okumak zorunda değilsiniz elbet ama hiç yazmasanızda olur yani
Daha iyi olur
Anneliğin paha biçilemezliği konusuna katılmadığım gibi hiç bir zaman da katılacağımı zannetmiyorum:)bence fazla abartıyorsunuz
anne olmak paha biçilmez bir duygu
ayrıca bu sendromları herkes yaşadı yalnız değilsin
ama seninki psikolojik boyutta ve düzelmesi zaman alıcak gibi
dua etmeyi denemelisin
duanın çözemeyeceği hiç bir psikolojik sorun yok
Umarım kalp atışlarını duyduğumda duygularım değişir.. cevabın için teşekkür ederimBak canim bu benim ikinci hamileligim 2.5 aylik ben de bile yogun duygular yok daha ama gecende ultrasonda kalp atisini gosterdi doktor bir heyecanlandim zamanla annelik duygularimiz artacaktir niye yok vs dusunme ben cocuk bakmanin zorlugunu bildigimden biraz dalginim endiseli sag salim kucagimiza aliriz insallah.Bu arada hamilelik 9 aylik biz de alisiyoruz zamanla ay ay olur gider hersey insallah.
Evet aynen evriliyosunTeşekkür ediyorum :)
Her şey daha iyi.
Sanırım evriliyorum
Gün gectıkce daha dahada ıyı olacaksınız benım bebegım de 7 aylık oldu gercı ben hep ısteıdm ama sevgılerı apayrı az daha buyusün, gülücükler atsında bak nasıl yuzun gülecek onunla...Selam herkese. Doğum yapalı 2 hafta oldu. İlk bir kaç gün ne olduğunu anlamadık geçti gitti ama günler geçtikçe anne olmak ve bebek bakımı bana ağır gelmeye bşladı. Kayınvalidem ve annem dönüşümlü kalıyorlar, ev işlerinde yardımcılar sağolsunlar. Bebeğim de çok sevmli, büyük bir aşk olmadı henüz ama seviyorum tabii ki, minik elleri, muhtaç hali içimi acıtıyor. Ama ben eski hayatımı çok özlüyorum, eşimi özlüyorum, deliksiz uyumayı özlüyorum, eşimle dizi izlerken uyuyakalmayı özlüyorum. Herkes geçecek diyor ama çok ruhum daralıyor, sanki büyük br hata yapmışım ve dönüşü yokmuş gibi geliyor. Bebeği bırakıp bir kaç kere dışrı çıktık, o uyuyunca ben de uyuyorum, rahatlatacak her şeyi yapıyorum ama eski düzenimi düzenimi çok özlüyorum.
Evde sürekli meme açık gezmek, pijama veya eşofmanla dolaşmak, uzun bir banyo sefası için vakit bulamamak çok sıkıcı. Bir yandan da sadece bana muhtaç bebeğime karşı vicdan azabı içinde kalmak çok can yakıcı. Her gün ağlamaktan sinirim bozuldu.
Eşim de hiç bir şey hissetmiyor bebeğe karşı, bana da manevi destek olamıyor. Acaba hiç mi bir şey hissetmeyecek hep böyle mi olacak, hayatım düzene girecek mi, 2 ay sonra işe başlayınca tempoyu kaldırabilecek miyim...
69. Günden Güncelleme: Düşüncelerim ve hislerim ilk günkü kadar kötü değil o kriz durumları yok ama ağlamalar devam ediyor. Gittiğim doktor şimdiye kadar ciddi bir değişim olmalıydı diyerek ilaçları iki katına çıkardı.
Bir şeyler rayına oturuyor, artık daha iyi bakıyorum ve hatta en iyi ben bakıyorum hissi var. Eşim alınca bile sırtını ört, öyle tutma, sarsma gibi direktiflerim mevcut. Zor bir bebek mi sanırım hayır. Her bebek gibi ağlıyor, uzun uykuları yok, kolik değil...ama sorumsuz hayatımı bırakıp diken üstünde yaşamak hala zor benim için.
Eşim yardımcı mı hem evet hem hayır, bazı günler hiç bir şey yapmıyor, bazı günler fazla şey yapıyor. 7/24 bebek bakmadığı için zannederim, çok daha sabırlı ve sevecen. Zaten hep pozitif ve dobra o. Normalde ailenin güçlüsü benimdir ama bu sefer ciddi anlamda eşimle ayakta duruyorum. Bir filmin ortasında oğlumuz ağlayınca ben de başlıyorum ağlamaya izleyemiyoruz diye. Eşimse çok mu önemli film, izlenirz hep beraber izleyip daha çok eğleneceğimiz günler gelecek, bu bir süreç sabret diyip duruyorr. Bense hep bir telaş halindeyim. Her gün yüzüstü koymalıyım ki boyun kasları gelişsin, trlevizyona bakmasın ki otizmle uğraşmayalım, kendi haline bırakmayıp sürekli konuşayım ki çabuk konuşsun, yok zeka kartları yok kitap okumalar. Çocuk daha 3 aylık bile değil. Geriliyor ve yoruluyorum. Günlük bir yorgunluk değil bu zihnim yorgun, bütün anneler böyle mi? Bunun yanında da bir o kadar rahatım, kayınvalideme bırakıp eşimle sinemaya ve yemeğe gittiğimiz oldu ama yetmedi. İstersem 1 aylık bir tatile çıkayım anladım ki sorun günlük dinlenmelerde değil sorumluluk hissinde. Yapamayacaklarımda aklım hala ve nasıl yetiştiririm endişeleri... Ben ki yıllardır kuşlarımın sebebiyle tatile çıkamadım, her gittiğimiz yerde bir gece konaklamalı kaldık, dönüşümlü gittik ki bakan yok diye. Şimdi düşünüyorum onlar bile batmadı, lafını etmedim şimdi çocuk sebebiyle yapamayacaklarım neden bana fazla geliyor?
Evet daha bi alıştım, sevmeye başladım ama o büyük aşk yok. Anladım ki sevgi dedikleri şey de emekten kaynaklı. Şimdi ilk günleri düşğnüyorum, müthiş göğüs yaralarıyla uğraşmıştım, çok ağlamış ve acı çekmiştim. Şimdi onlar geçti daha 1 ay olmasına rağmen unuttum bile... Bugünler de böyle geçecek mi gerçekten? Geri dönüp baktığımda vay be ne günler atlatmışım der miyim?
107. Gün: Merak edenler için psikolog ve psikiyatri ile beraber devam ediyorum. Depresyonun yanında anksiyete de olduğu söylendi. Kullandığım
hafif bir ilaç vardı, değişmedi. Psikolog bir anne sorunu da tespit etti, şaşırmadım
Eşimin ısrarıyla homeopati diye bir yöntem de denedim. Ne kadar güvenilir hiç bir bilgim yok, araştırmamıştım bile.
Ney ne kadar işe yaradı bilemiyorum ama her şey biraz daha iyi. Zaman geçtikçe sevgim de artıyor yapabildiklerim de...
Tabi hala o sıkışmışlık hissi yakamı bırakmıyor. Yalnız kalmayı çok severdim ama nadiren mümkün ki yalnızken bile zihnim dolu. Evet gün içinde vakit geçirirken eğleniyorum ama özel zamanlara da ihtiyaç duyuyor, eski boş vakitlerimi- sorumsuz yaşamımı arıyorum. İstediğim zaman uyuyabilmek, çantamı alıp çıkmak ve keyfimce gezmek, sabahlamak gibi şeyler lüks. Bu konuda yalnız olduğumu zannetmiyorum, bir çok anne arıyordur bu durumu.
Kısacası buz gibi suya girmiş gibiyim. Başta ciddi bir şok yaşadım ama suyun içinde kaldıkça alışıyorum. Tabii kimseye de "su çok güzel sen de gelsene" diyemem, demem :)
Yardımcı olanlara teşekkürler.