-
- Konu Sahibi angelangle
- #101
Hızlı ve daha genç zamanlarımdı Ceycey'im. Şimdi bir tarafımın üstüne oturdum, bekliyorum aha beeeyle.hayata bakk çok aksiyonlu hocammm.
o zamanlar erkekleri iyi niyetli romantikkk sanıyorduk.şarkılar dinleyip hayallere dalıyorduk ki meğersem çoğu şeytanmışş çoğu çakalmış anlayıverdikHızlı ve daha genç zamanlarımdı Ceycey'im. Şimdi bir tarafımın üstüne oturdum, bekliyorum aha beeeyle.
Az salak değildim hani. O zaman daha erkeklere olan inancımı kaybetmemiştim.
Şeytan görse diş çöküp tövbe ister bunlardan be.o zamanlar erkekleri iyi niyetli romantikkk sanıyorduk.şarkılar dinleyip hayallere dalıyorduk ki meğersem çoğu şeytanmışş çoğu çakalmış anlayıverdik
Şeytan görse diş çöküp tövbe ister bunlardan be.
Benle flört ederken muhtemelen benden daha güzelini buldu. Ona kaydı. Beni de açık açık reddetmek zor geldi, o sebepten kaçmak kolay geldi herife. Sonra da o kızla olmayınca evdeki bulgura geri dönmek istedi. Ama yemezler!Akıllanmıştım artık o raddede.
Sizinki daha acılıymış. :)Ahh daha yeni liseli olmuşum. Bir erkekle oyle tatli flortlesiyoruz ki ben zaten utangaç bir seydim o an, gozlerine bakamiyorum, konusurken kasiliyorum.Neyse bir gun onlar okul bahcesinde top oynuyorlardi ben de sevdigim beyi gorecegim diye arkadasimla oradan geçmek istedim illa. Neyse süzüle süzüle gecerken benim suratimin ortasina top yapişmasin mi? Topu suratima yapistiran da flortum. Canimin acisiyla ne utangaclik kaldi ne bir şey bir kufurler salladim ben cocuga...
İşte boyle bir ilişkinin sonuna gelmiştik
Bence bu konudan daha rezildi.
Zaten okumayacaktım başlıktan anladım gereksiz bir konu olduğunu ha kısa oldaydı okurdum ama yaşliyim ya zamanim kiymetli ergen konularını es geciyorum artikRezaleti merak edip sonuna kadar okudum; amme hizmetidir:
Rezalet mezalet yok arkadaşlar öyle kaosa skandala geldiyseniz üzgünüm; hoşlaştığı kişi ile aynı ortamda bulunmuşlar, hanım kızımız heyecan yapmış, öyle takılmış muhabbet etmiş yanındakilerle. Bu.
yani boyle yirt dislarinda guzel islerde calisan bir hanim icin bence cok utangacsiniz .belliki iyi bir isiniz ve kariyeriniz var bunlar size ozguven vermeli .rezil oldugunuz hic bir sey yok .paul o aksam size selam verdi mi ?
benim anladigim kadariyla okuz selam bile vermemis .size yazarsa bana selam bile vermedin bende konusmak istemedigini dusundum masada baskalarila sohbet ettim diyin gecin .tabii bunu butun aksam benle konusmadin falan derse diyin .
sizin kahve teklifinzi geri cevirmis bir adama olması gerektigi gibi mesafeli yaklasmissiniz hic bir sıkıntı yok
amma anlam yüklemişsiniz hayatınızda hiç yeri olmayan adama.adamla flört etmemişsiniz altı üstü kahveye davet etmişsiniz o da kabul etmemiş.belki sevgilisi vardı belki sizden hoşlanmadı gerek görmedi kahveye .normal bir arkadaşa da yazılır geçen gece konuşamadık diye.buna da fazlasıyla anlam yüklemişsiniz.siz kafanızda yaşıyorsunuz herşeyi.ortada dert edinilecek bir ilişki başlangıcı bile yokEvet, yıllarca çalıştım didindim güzel bir kariyer yaptım ama maalesef özgüven eksikliği var
Hayır Paul asla bana selam vermedi yeltenmedi ama o salona girdiğim ilk andan itibaren farketti beni. Yemekten önce kokteyl vardı ayaktaydık konuşmaları dinliyorduk Paul yan tarafımdaydı beni farkettiğini hissettim. Sonradan bu etkinliğin fotolarını sosyal medyaya atmışlar, fotolara baktım kokteyl sırasında Paul benim olduğum tarafa bakmış hep, fotolarda daha bariz belli oluyor. Üstelik Paul bu etkinliğin organizasyonuna yardım etmiş onu da etkinliğin fotolarından anladım yani bir nevi ev sahibi, gelip selam verebilirdi hoşgeldin diyebilirdi. Bir de yalnız gelmiştim ben oraya herkes birbirini tanıyor gibi bir haldeydi. Belki de Ekim ayında kahve teklifimi reddettiği aklına geldi ve rahatsız olduğu için selam vermedi. O kahve teklifimi reddederken de nasıldı biliyor musunuz "ay seni tekrar bu şehirde görmek hoş olacak" yazdı bunun üzerine ben davet edince kibarca geri çevirdi dengesiz aptal. Çok üzülmüştüm ben o zaman ya, unutmak için işe vurdum kendimi ki başarılı da olmuştum bu konuda.
Neyse ki o akşam yemekte benim gibi yalnız gelen İsveçli hanım vardı, resmen sığındım o hanıma, o olmasa masada sessiz sessiz dursam tam rezillik olacaktı. Paul'ün yanında sohbet ettiği birileri vardı tanıdığı. Paul'ün "ne yazık ki konuşmadık geçen" mesajı halen yanıtlanmamış şekilde duruyor ve sizin önerdiğiniz şekilde cevaplamayı düşünüyorum "sen bana selam vermeyince konuşmak istemediğini düşündüm." yazmayı düşünüyorum hani kibarlığı kimseye bırakmıyor ya dengesiz!
İyi de siz bu adamın her atağını, hafta sonu kaçamak tekliflerini, yemek yeme tekliflerini reddetmediniz mi? Reddettikten sonra kahve içmeye davet etmediniz mi? Adam reddedince niye dengesiz oluyor? Üstelik kibarca reddetmiş, sizinkiler kibar da değildi.Evet, yıllarca çalıştım didindim güzel bir kariyer yaptım ama maalesef özgüven eksikliği var
Hayır Paul asla bana selam vermedi yeltenmedi ama o salona girdiğim ilk andan itibaren farketti beni. Yemekten önce kokteyl vardı ayaktaydık konuşmaları dinliyorduk Paul yan tarafımdaydı beni farkettiğini hissettim. Sonradan bu etkinliğin fotolarını sosyal medyaya atmışlar, fotolara baktım kokteyl sırasında Paul benim olduğum tarafa bakmış hep, fotolarda daha bariz belli oluyor. Üstelik Paul bu etkinliğin organizasyonuna yardım etmiş onu da etkinliğin fotolarından anladım yani bir nevi ev sahibi, gelip selam verebilirdi hoşgeldin diyebilirdi. Bir de yalnız gelmiştim ben oraya herkes birbirini tanıyor gibi bir haldeydi. Belki de Ekim ayında kahve teklifimi reddettiği aklına geldi ve rahatsız olduğu için selam vermedi. O kahve teklifimi reddederken de nasıldı biliyor musunuz "ay seni tekrar bu şehirde görmek hoş olacak" yazdı bunun üzerine ben davet edince kibarca geri çevirdi dengesiz. Çok üzülmüştüm ben o zaman ya, unutmak için işe vurdum kendimi ki başarılı da olmuştum bu konuda.
Neyse ki o akşam yemekte benim gibi yalnız gelen İsveçli hanım vardı, resmen sığındım o hanıma, o olmasa masada sessiz sessiz dursam tam rezillik olacaktı. Paul'ün yanında sohbet ettiği birileri vardı tanıdığı. Paul'ün "ne yazık ki konuşmadık geçen" mesajı halen yanıtlanmamış şekilde duruyor ve sizin önerdiğiniz şekilde cevaplamayı düşünüyorum "sen bana selam vermeyince konuşmak istemediğini düşündüm." yazmayı düşünüyorum hani kibarlığı kimseye bırakmıyor ya dengesiz adam!
8 yasindayken,asik oldugum komsu ablanin yegenini hatirladim bu heyecanli konuylaMerhaba hanımlar. Belki hatırlayan olur, ben birkaç ay önce bir konu açmıştım. Kadın-erkek ilişkileri konusunda deneyimli hanımların tavsiyelerni bekliyorum çünkü habire madara olmaktan bıktım elin adamı karşısında. Kısaca hatırlatayım: ben bir proje için geçici olarak başka bir ülkedeyim. Geçen senenin sonunda bu ülkede benim gibi yabancı olan bir Fransız erkekle tanışmış ve ondan hoşlanmıştım, ismi Paul'dü. Paul de benden hoşlandığı izlenimini vermişti ve ilgiliydi bana, ama ben ondan çok hoşlandığım için kasılmıştım ve şehir dışında minik kasabaya gitme davetine sıcak bakmamıştım, sonra Paul'ün ilgisi azalmıştı ve ara ara mesajla yoklasa da girişimde bulunmamıştı. Son olarak ben bu Ekim ayı başında tüm cesaretimi tolayıp kahve içmeye gidelim teklifi yapmıştım ama Paul kibar bir şekilde "ay yoğunum bu aralar, yakında görüşürüz inşallah" tarzı bir cevap vermişti ve ben çok üzülmüştüm hatırlarsanız. O üzüntüyle buraya konu açmıştım siz de Paul'ü boşver önüne bak demiştiniz.O günden sonra öyle yaptım ben işime gücüme baktım ve Paul kafamdan tamamen çıktı. İlk anda onu sosyal medyamdan silmeyi düşünmüştüm o öfkeyle onu bile yapmadım yani o derece unuttum onu.
Yaşadığım bu şehirde orta yaşlı Fransız bir hanım var, bazı konularda bana yardımcı olmuştu. Bir gün beni arayıp şirketinin yemek organizasyonuna davet etti, gelirim dedim. Çünkü çok bunalmıştım ve sosyalliğe ihtiyacım vardı. Yemek günü ben saç makyaj vs. yaptırdım şık giyindim. Akşama hazırlanırken aklıma Paul geldi, o da Fransız ya, "ya Paul de ordaysa" diye aklımdan geçti. Bir de çok önceden bu hanımla Paul'ün fotosunu görmüştüm sosyal medyada birbirlerini tanıyorlar. Sonra kendi kendime "yok ya ne işi var, o gecelere akar partiler, şirket yemeğine gelmez, hem belki memleketine gitmiştir zaten noel için" diye düşünüp bu düşünceyi sildim aklımdan.
Ama hanımlar aklıma gelen başıma geldi! Yemeğin olduğu salona gittim, yemek öncesi kokteyl vardı ve birileri konuşma yapıyordu ve yan tarafta Paul'ün olduğunu farkettim! Eyvah eyvah dedim, sakin olmaya çalıştım kokteylin olduğu salonun en ucuna geçip dikkatimi konuşmalara verdim. Beni davet eden Fransız hanım dışında kimseyi tanımıyordum o ortamda, o hanım da meşguldü konuklarla ilgileniyordu. Neyse kokteyl faslını atlattık bir şekilde. Ama esas rezillik silsilesi yeni başlıyordu neden mi? Yemeğin olacağı salona ilerledim bir panoda hangi masada kimin oturduğu yazıyordu. Yaklaşık 15 masa vardı ve bilin bakalım ne gördüm, benim masamda Paul'ün de ismi vardı!! O an başımdan aşağı kaynar sular döküldü ve topuklamaya karar verdim arkama bir döndüm, baktım beni davet eden Fransız hanım "angleangle, hoşgeldin seni gördüğüme çok sevindim" diye bana doğru geliyor! Topuklayamadım, "ben gidiyorum" diyemedim ve çaresizce yemek salonuna doğru ilerledim ama inanılmaz panik haldeydim ve gerilmiştim. Masada onunla yanyana gelmekten korkuyordum ve neyse ki onunla yanyana oturmamayı başardım ama öyle bir şekilde oturduk ki o benim karşımdaydı, masa yuvarlaktı ve yanlamasına doğru karşımdaydı yani (garip bir tarif oldu idare edin). Hatta telefonumu masanın o tarafına koymuşum unutmuşum, bir baktım Paul elinde benim telefonum "b u kimin?" diye soruyor rezalet kere rezalet! "Aaa benim o" deyip aldım telefonu. Ben berbat bir haldeydim vücudumdam ter boşalıyor kalbim çarpıyordu ve Paul'le göz göze gelmemek için azami gayret sarfettim. Neyse ki yanımda İsveçli bir hanım oturuyordu o hanıma minnettarım kendisi farkında değildir tabi:) Çünkü yemek boyunca ona dönüp onunla sohbet ettim. Ben normalde konuşkan sosyal kelebek tarzı biri değilim ama öyle gergindim ki dilime vurdu, beynimdeki "kahve içme teklifini redddeden adam karşında rezil oldun" diyen sesi duymamak için kendimi sohbete vurdum. Sağ tarafımda da Hollandalı fırlama bir abi vardı, ilerleyen dakikalarda o da sohbete katıldı. Ben gerildikçe kendimi sohbete vurdum şarapları içtim ve içimden adeta dişi Cem Yılmaz çıktı şakalar komiklikler espriler kahkahalar o biçim bende. Bu arada Paul'ün bana şaşkınlık ve hayranlık karışımı şekilde baktığını farkettim (hayranlık kısmı benim yorumum oalbilir tabi) ama ben ona bakmamak için çok kastım eminim farketti. Bir ara lavaboya gittim elimi yıkarken başka biri grip kapıyı aralık bıraktı, bir baktım aralık kapıdan ve koridordaki Paul ile gözgöze geldik ve kalp krizi geçireceğim sandım lavabodan çıkışta o Ekim ayındaki rezillikten bahsedecek sandım neyse ki benle konuşmaya kalkmadı. Yemeğin olduğu kapalı alanın yan tarafında bir bahçe var, bir süre sonra insanların çoğu o bahçeye hava almaya sigara içmeye vs. çıkmıştı Paul de o taraftaydı. Ben "bana ayrılan sürenin sonuna geldik" diye düşündüm, zaten konuştuğum İsveçli hanım çoktan gitmişti ve Hollandalı fırlama abi de içkiyi fazla kaçırmıştı ve bana yürüme girişimlerinde bulunmaya başlamıştı. Taksi çağırdım ve taksiye gitmem için o küçük bahçeden geçmem gerekiyordu, Paul bahçede biriyle konuşuyordu camdan görüyordum. Çaresiz geçmek zorundaydım ve ben naptım dersiniz hanımlar? Filmlerde Şener Şen'in topuklarını vura vura koştuğu gibi koştum bahçeden doğru, sanki çok acelem varmış imajı vermeye çalıştım ama Paul farketti eminim ve napıyo bu salak demiştir. Gerizekalılık bende ahh keşke telefonla konuşuyor gibi yaparak koşsaydım daha iyi olacaktı aklıma gelmedi o an. Kısaca hanımlar, benim açımdan rezil bir geceydi ama "tamam rezillik oldu ama en azından şıktım güzeldim Paul beni bu şekilde gördü ve neşeliyken, sohbet ederken gördü. komedi eşittir trajedi artı zaman, şimdi utanıyorum ama ilerde güleceğim" diye düşünüp kendimi teselli etmeye çalıştım.
Ama hanımlar rezillik silsilesi burda bitmemişti bitmiyordu. Paul bana sosyal medyadan mesaj attı şu şekilde "angleangle selam nasılsın? geçen gece birlikte konuşmadık yazık oldu." aynen böyle yazdı ben şok oldum çünkü beklemiyordum böyle bir mesaj. ne yazacağımı bilemedim görmezden gelsen bir dert cevap yazsan bir dert. Görmezden gelsen cevap vermesen "bu kız bana nasıl kapılmış" diye düşünecek, ki yemekte ona bakmamaya çalıştığımı söylemiştim ve bir söz vardır bilirsiniz: "bir yere bakıyorsan orda ilgilendiğin birşey vardır. biryere hiç bakmıyorsan orda kesinlikle ilgilendiğin birşey vardır." :) anladınız sanırım beni. zaten o gece yeterince rezil oldum cool olmak cool görünmek istiyorum artık ama ne yazsam bilemedim.
"aaa lenslerimi takmamıştım o sen miydin tanımayadım?" (yer mi bilemedim)
"ya ben aslında sana merhaba dedim sen duymadın" (36 yaşında uyanık biri bunu da yemez ve gülünç duruma düşmek istemiyorum)
"Üzgünüm erken ayrılmak zorundaydım" (bu bir nebze daha cool göründü bana)
Hiç cevap vermemek ya da
Gülümsene emojisi koymak
Tavsiyelerinizi bekliyorum hanımlar artık daha fazla rezil olmak gülünç duruma düşmek istemiyorum
Zaten okumayacaktım başlıktan anladım gereksiz bir konu olduğunu ha kısa oldaydı okurdum ama yaşliyim ya zamanim kiymetli ergen konularını es geciyorum artik
zaten bir derdin yokmuş eş kaynana görümce.oku gitsin boşverrrHayatımdan 2 dkyı çaldılar artık yapçek bişi yok.
Çok uzunduOfff gören de bir şey var sanacak.
Konu özeti ex flörtle kalabalıkta karşılaşmak.
"ya evet denk gelemedik, olur öyle. Naber" de geç.
Yazdığı mesaj da ayrı ilginç. Gelip merhaba deyip kendi sohbet edebilirdiMerhaba hanımlar. Belki hatırlayan olur, ben birkaç ay önce bir konu açmıştım. Kadın-erkek ilişkileri konusunda deneyimli hanımların tavsiyelerni bekliyorum çünkü habire madara olmaktan bıktım elin adamı karşısında. Kısaca hatırlatayım: ben bir proje için geçici olarak başka bir ülkedeyim. Geçen senenin sonunda bu ülkede benim gibi yabancı olan bir Fransız erkekle tanışmış ve ondan hoşlanmıştım, ismi Paul'dü. Paul de benden hoşlandığı izlenimini vermişti ve ilgiliydi bana, ama ben ondan çok hoşlandığım için kasılmıştım ve şehir dışında minik kasabaya gitme davetine sıcak bakmamıştım, sonra Paul'ün ilgisi azalmıştı ve ara ara mesajla yoklasa da girişimde bulunmamıştı. Son olarak ben bu Ekim ayı başında tüm cesaretimi tolayıp kahve içmeye gidelim teklifi yapmıştım ama Paul kibar bir şekilde "ay yoğunum bu aralar, yakında görüşürüz inşallah" tarzı bir cevap vermişti ve ben çok üzülmüştüm hatırlarsanız. O üzüntüyle buraya konu açmıştım siz de Paul'ü boşver önüne bak demiştiniz.O günden sonra öyle yaptım ben işime gücüme baktım ve Paul kafamdan tamamen çıktı. İlk anda onu sosyal medyamdan silmeyi düşünmüştüm o öfkeyle onu bile yapmadım yani o derece unuttum onu.
Yaşadığım bu şehirde orta yaşlı Fransız bir hanım var, bazı konularda bana yardımcı olmuştu. Bir gün beni arayıp şirketinin yemek organizasyonuna davet etti, gelirim dedim. Çünkü çok bunalmıştım ve sosyalliğe ihtiyacım vardı. Yemek günü ben saç makyaj vs. yaptırdım şık giyindim. Akşama hazırlanırken aklıma Paul geldi, o da Fransız ya, "ya Paul de ordaysa" diye aklımdan geçti. Bir de çok önceden bu hanımla Paul'ün fotosunu görmüştüm sosyal medyada birbirlerini tanıyorlar. Sonra kendi kendime "yok ya ne işi var, o gecelere akar partiler, şirket yemeğine gelmez, hem belki memleketine gitmiştir zaten noel için" diye düşünüp bu düşünceyi sildim aklımdan.
Ama hanımlar aklıma gelen başıma geldi! Yemeğin olduğu salona gittim, yemek öncesi kokteyl vardı ve birileri konuşma yapıyordu ve yan tarafta Paul'ün olduğunu farkettim! Eyvah eyvah dedim, sakin olmaya çalıştım kokteylin olduğu salonun en ucuna geçip dikkatimi konuşmalara verdim. Beni davet eden Fransız hanım dışında kimseyi tanımıyordum o ortamda, o hanım da meşguldü konuklarla ilgileniyordu. Neyse kokteyl faslını atlattık bir şekilde. Ama esas rezillik silsilesi yeni başlıyordu neden mi? Yemeğin olacağı salona ilerledim bir panoda hangi masada kimin oturduğu yazıyordu. Yaklaşık 15 masa vardı ve bilin bakalım ne gördüm, benim masamda Paul'ün de ismi vardı!! O an başımdan aşağı kaynar sular döküldü ve topuklamaya karar verdim arkama bir döndüm, baktım beni davet eden Fransız hanım "angleangle, hoşgeldin seni gördüğüme çok sevindim" diye bana doğru geliyor! Topuklayamadım, "ben gidiyorum" diyemedim ve çaresizce yemek salonuna doğru ilerledim ama inanılmaz panik haldeydim ve gerilmiştim. Masada onunla yanyana gelmekten korkuyordum ve neyse ki onunla yanyana oturmamayı başardım ama öyle bir şekilde oturduk ki o benim karşımdaydı, masa yuvarlaktı ve yanlamasına doğru karşımdaydı yani (garip bir tarif oldu idare edin). Hatta telefonumu masanın o tarafına koymuşum unutmuşum, bir baktım Paul elinde benim telefonum "b u kimin?" diye soruyor rezalet kere rezalet! "Aaa benim o" deyip aldım telefonu. Ben berbat bir haldeydim vücudumdam ter boşalıyor kalbim çarpıyordu ve Paul'le göz göze gelmemek için azami gayret sarfettim. Neyse ki yanımda İsveçli bir hanım oturuyordu o hanıma minnettarım kendisi farkında değildir tabi:) Çünkü yemek boyunca ona dönüp onunla sohbet ettim. Ben normalde konuşkan sosyal kelebek tarzı biri değilim ama öyle gergindim ki dilime vurdu, beynimdeki "kahve içme teklifini redddeden adam karşında rezil oldun" diyen sesi duymamak için kendimi sohbete vurdum. Sağ tarafımda da Hollandalı fırlama bir abi vardı, ilerleyen dakikalarda o da sohbete katıldı. Ben gerildikçe kendimi sohbete vurdum şarapları içtim ve içimden adeta dişi Cem Yılmaz çıktı şakalar komiklikler espriler kahkahalar o biçim bende. Bu arada Paul'ün bana şaşkınlık ve hayranlık karışımı şekilde baktığını farkettim (hayranlık kısmı benim yorumum oalbilir tabi) ama ben ona bakmamak için çok kastım eminim farketti. Bir ara lavaboya gittim elimi yıkarken başka biri grip kapıyı aralık bıraktı, bir baktım aralık kapıdan ve koridordaki Paul ile gözgöze geldik ve kalp krizi geçireceğim sandım lavabodan çıkışta o Ekim ayındaki rezillikten bahsedecek sandım neyse ki benle konuşmaya kalkmadı. Yemeğin olduğu kapalı alanın yan tarafında bir bahçe var, bir süre sonra insanların çoğu o bahçeye hava almaya sigara içmeye vs. çıkmıştı Paul de o taraftaydı. Ben "bana ayrılan sürenin sonuna geldik" diye düşündüm, zaten konuştuğum İsveçli hanım çoktan gitmişti ve Hollandalı fırlama abi de içkiyi fazla kaçırmıştı ve bana yürüme girişimlerinde bulunmaya başlamıştı. Taksi çağırdım ve taksiye gitmem için o küçük bahçeden geçmem gerekiyordu, Paul bahçede biriyle konuşuyordu camdan görüyordum. Çaresiz geçmek zorundaydım ve ben naptım dersiniz hanımlar? Filmlerde Şener Şen'in topuklarını vura vura koştuğu gibi koştum bahçeden doğru, sanki çok acelem varmış imajı vermeye çalıştım ama Paul farketti eminim ve napıyo bu salak demiştir. Gerizekalılık bende ahh keşke telefonla konuşuyor gibi yaparak koşsaydım daha iyi olacaktı aklıma gelmedi o an. Kısaca hanımlar, benim açımdan rezil bir geceydi ama "tamam rezillik oldu ama en azından şıktım güzeldim Paul beni bu şekilde gördü ve neşeliyken, sohbet ederken gördü. komedi eşittir trajedi artı zaman, şimdi utanıyorum ama ilerde güleceğim" diye düşünüp kendimi teselli etmeye çalıştım.
Ama hanımlar rezillik silsilesi burda bitmemişti bitmiyordu. Paul bana sosyal medyadan mesaj attı şu şekilde "angleangle selam nasılsın? geçen gece birlikte konuşmadık yazık oldu." aynen böyle yazdı ben şok oldum çünkü beklemiyordum böyle bir mesaj. ne yazacağımı bilemedim görmezden gelsen bir dert cevap yazsan bir dert. Görmezden gelsen cevap vermesen "bu kız bana nasıl kapılmış" diye düşünecek, ki yemekte ona bakmamaya çalıştığımı söylemiştim ve bir söz vardır bilirsiniz: "bir yere bakıyorsan orda ilgilendiğin birşey vardır. biryere hiç bakmıyorsan orda kesinlikle ilgilendiğin birşey vardır." :) anladınız sanırım beni. zaten o gece yeterince rezil oldum cool olmak cool görünmek istiyorum artık ama ne yazsam bilemedim.
"aaa lenslerimi takmamıştım o sen miydin tanımayadım?" (yer mi bilemedim)
"ya ben aslında sana merhaba dedim sen duymadın" (36 yaşında uyanık biri bunu da yemez ve gülünç duruma düşmek istemiyorum)
"Üzgünüm erken ayrılmak zorundaydım" (bu bir nebze daha cool göründü bana)
Hiç cevap vermemek ya da
Gülümsene emojisi koymak
Tavsiyelerinizi bekliyorum hanımlar artık daha fazla rezil olmak gülünç duruma düşmek istemiyorum
Kaçak güreşiyor işte dengesiz kibarcık.Yazdığı mesaj da ayrı ilginç. Gelip merhaba deyip kendi sohbet edebilirdi
Siz de dengeli sayılmazsınız. Aslinda anlasirdiniz benziyorsunuz birbirinize.Kaçak güreşiyor işte dengesiz kibarcık.
Adamın dengesiz bir yanı yok yahu. Konu sahibi kendi içini rahatlatmak için adamı kötülüyor sadece kendi kendine. Anlaşabilmelerinin mümkün olduğunu sanmıyorumSiz de dengeli sayılmazsınız. Aslinda anlasirdiniz benziyorsunuz birbirinize.
Yazin gitsin