Gençsin ve bu öfke seni kemiriyor. Bütün kaynaklarını buna yöneltip seni daha harika bir insan olmaktan alıkoyuyor. Bende senin yaşadığını yaşadım 19 yaşındaydım onunla tanıştığımda harika iki sene geçirdik. Ailemle tanıştı ve bir gün bilgisayarını karıştırırken fark ettim başka birisi olduğunu.
Çıktım gittim evden ve bitirdim. Umrumda da olmadı ne yaptığı. Yıkılmadım mı yıkıldım ama ona asla belli etmedim. Gizliden arama- mesaj atma msnini yeni nicklerle ekleme vs. olaylara bulaşmadım. Sonra ilahi adalet geldi buldu onu.
Ben yeni limanlara yelken açtım ve eşimi buldum. Onu tanıdıkça ve sevdikçe ne büyük hata olduğunu anlıyorum peşinden aylarca üzülmenin. Ve ben önüme baktığımda istediğim yola gitti herşey.
Sana tavsiyem bir daha bu tarz hareketleri tekrar etme, yanındaki kadına kendini mutlu hissettirme. Eski olduğu halde bu kadar vazgeçilmez olan bir sevgiliye sahip olma hazzını yaşatma.
Önüne bak daha kocaman bir hayat var. Yolun başında ayağına takılan taş için heder etme kendini.
Bu şiir de sana gelsin:
Dostum; güneşe bak, toprağa bak, suya bak, buluta bak; fakat, arkana bakma....
Kimin geldiği önemli değil, kimin gelmediği de...
Unutma, yolcu değişir, yol değişir, ama menzil değişmez.
Yolcuya bakıp, yolunu tanıma.
Yola bak, yolcuyu tanı, yolcu hakkındaki kıymet hükmünü ona göre ver. Vahim olan, yolun yolcusuz olması değil;
Asıl vahim olan yolcunun yolsuz olmasıdır;
Yolsuz, hedefsiz, amaçsız, şaşkın, hercai ve seyyal.....
"En doğru yol: en dikensiz yoldur" diyenler seni aldatıyorlar.
Onlar, karanlık evlerinde kaybettiklerini sokak lambasının altında arayan şaşkınlardır.
Aldırma.... Ayağına batan dikenler, aradığın gülün habercisidir.
Dikenine katlanmaktan söz edenler, aşıkmış gibi davrananlardır.
Gerçek aşık olanlarsa, dikenini de sever.
Dostum, yollar yürümek içindir.
Fakat, şu gerçeği de hiç unutma:
Yürümekle varılmaz, lakin varanlar yürüyenlerdir.
Yol boyunca; yola çıkıp da yürümeyenleri,
Yola oturup, gelen-geçenin ayağına çelme takanları,
Yoldan metafizik uyuşturucularla keyif çatanları,
Tel örgülerle çevirdiği yolu kendisine zindan edip volta atanları,
Maratona 100 metre koşucusu gibi hızlı gidip, 50. metrede yola yatanları,
Yürüyüşün uzun ve yolun zahmetli olduğunu görünce, yolculuk üzerine zor atanları,
Yürümeyi bırakıp, yol-yolcu ve menzil üzerine kalem oynatanları,
Ayağına batan tek bir dikenin faturasını çıkarıp, ömür boyu tafra satanları,
Beyaz atlı kurtarıcıyı gözlemek için ufka bakıp bakıp dağıtanları,
Yanlış kılavuzlara kızıp yolu satanları göreceksin.
Aldırma, yürü. Halil CİBRAN