Ayrılık fikri

Bir de doktorları taşlıyorlardı 😂
Hukukçular da az değilmiş 😂
Öyle valla bizim avukatlarda da var. Ünideki ezik hallerini bildiğim erkek sınıf arkadaşlarım, şimdi 10 yıldan fazladır avukatlık yapıyorlar, çoğunun maddi durumu iyi yanlarında bebek gibi kızlar, burun kıvırıyorlar. Ye kürküm ye hesabı.😊😊😊
 
Öyle valla bizim avukatlarda da var. Ünideki ezik hallerini bildiğim erkek sınıf arkadaşlarım, şimdi 10 yıldan fazladır avukatlık yapıyorlar, çoğunun maddi durumu iyi yanlarında bebek gibi kızlar, burun kıvırıyorlar. Ye kürküm ye hesabı.😊😊😊
Bunu bir öğretmenler yapamıyor herhalde benim arkadaşlarım hala iyi ev babası olma yolunda 😂😂
 
Bunu bir öğretmenler yapamıyor herhalde benim arkadaşlarım hala iyi ev babası olma yolunda 😂😂
Ya bu birazda güçle alakalı, avukatlar parayı bulunca, erkek hakim savcılarda da makam koltuğuna oturunca bir ego geliyor ki görmeniz lazım. Hayır çoğuda arkadaş birşeyde diyemiyorsun. Bazen takılıyorum ben senin evvelini biliyorum havan kime diye😊☺☺ Tabi içinde sağlam duran , çok iyi aile babası olanlarda var ama bazısı da böyle işte.
 
2 seneye yakın bir ilişkim var. Meslektaşız, iyi mesleklerimiz, iyi sayılabilecek gelirlerimiz var. Yakın memleketlerdeniz. Aile ve kültür yapılarımız arasında bir farklılık yok.
Farklı ve çok uzak şehirlerde görev yapıyoruz. İlişkimizin ilk 6 ayı aynı şehirdeydik, her gün görüşmeli, çiçekli böcekli, bol komplimanlı bi ilişkiydi. Derken onun tayini çıktı.
covid dönemine kadar iki haftada bir haftasonları bir araya geliyorduk. Ancak marttan-haziran sonuna kadar haliyle görüşemedik. en son haziran sonunda bir haftasonu görüştük.
Bu arada görüşemediğimiz dönemde ben çok sıkıntılı bir süreç atlattım. başımdan çok talihsiz bir hadise geçti. Bu konumuzla alakalı değil ama mayıs ayında yaşadığım bu durumu hala atlatabilmiş de değilim. Hala her gün bi posta bu konu nedeniyle gözyaşı dökerim.
bu anlattığım hadise nedeniyle görev yerimde kalmak istemiyordum ancak tayinim mümkün de değildi. Psikolojim ciddi anlamda etkilendi, işe gitmek istemez oldum. O sırada o da bana elden geldiğince destek olmaya çalıştı. Sonrasında “takma”, “boşver”, “üzme kendini” demekle yetindi...
Sonra aklıma düştü, biz evlensek ben burdan kurtulurum. İlişkimizde hiçbir problem yok, seviyor ve seviliyorum, maddiyat, sosyo-kültürel elverişlilik, hiçbir engel yok. Tartışma bile olmamış aramızda. Hem yol da artık gözümde büyümeye başladı. evlilik ikimiz için de iyi olabilirdi.
ben bunları düşünürken bir gerçekle yüzleştim. Benim 2 senelik ilişkimde böyle bir mevzunun lafı bile geçmemişti. Geleceğe yönelik hiçbir plan yapmamıştık. Öyle yaşıyorduk. Ben evliliğe dair isteğimi usulunce ve göze sokmadan çıtlattım. Oralı olmadı.Daha net olup açık açık sorduğumda da yuvarlak cevaplar verdi.
Benim görev yerimde can güvenliğime dair kaygılarım vardı ve erkek arkadaşım beni burdan çekip alma ihtimali olmasına rağmen, huzursuz olduğumu, her gün ağladığımı bilmesine rağmen bu duruma göz yumdu. Ağladığımda bana kızıp artık kendini üzme dedi.
İlk kırgınlığımı burdan aldım. Sırf bu sebeple insan evlenmez, belki vakti vardır henüz dedim. Bekledim. Unuttum. Konusunu dahi açmadım.
Derken izin aldı, memleketine gitti. 2 hafta daha memleketinde. Ben de haftaya izne çıkacağım. Ancak iznimizi dahi birlikte planlayamadık.
Haftaya doğum günüm, ben onun doğum günü için bir sene önceden iznime kadar planlarken, o izinde olmasına rağmen en azından 2-3 gününü bana ayırmayı tercih etmedi.
3 hafta izne çıktı ve benimle ilgili hiçbir plan yapmadı. Muhtemelen görüşemeyeceğiz. Ben olsam sevgilimi görme umuduyla bir girişimde bulunurdum muhakkak. Yerinde olsam sevgilimle de bi planım olurdu. 3 haftanın 2 haftasını memlekette geçirsem bir haftasında yanına giderdim. Bunu hazmedemiyorum.
bu ilişkide kendimi yalnız bırakılmış hissediyorum . Bir erkek 2 aydır görmediği ve ilerde de maksimum 2 gün görebileceği sevgilisini görmek için neden çaba sarfetmez? Eylül sonrasında korona sebebiyle belki hiç görüşemeyeceğiz de üstelik.
benim aklıma sevgisizlik geliyor bir tek. Sevmiyorsa çaba da sarfetmez dolayısıyla. Öncelik de vermez.
Bugün ciddi ciddi ayrılığı düşündüm. Sizce bu ayrılık için neden midir? 2 senede geleceğe ve evliliğe yönelik bir konuşma gerçekleşmeyen bir ilişki zaten bitmeye mahkum mudur?
2 yıllık ilişkide bazı şeyler konuşulmalı bence. Siz evliliği belirttiğiniz halde sevgiliniz halen bir şey demiyorsa büyük ihtimalle evlilik düşünmüyor. Sizi umursamamaya başlamış farkında mısınız? İşiniz gücünüz var yaşınız da gelmiş sanırım evlilik düşünmeniz çok normal. Bence açık açık konuşun artık. Ciddi bir şeyler düşündüğünüzü söyleyin böyle bir amacı yoksa devam edip etmemek size kalmış.
 
2 seneye yakın bir ilişkim var. Meslektaşız, iyi mesleklerimiz, iyi sayılabilecek gelirlerimiz var. Yakın memleketlerdeniz. Aile ve kültür yapılarımız arasında bir farklılık yok.
Farklı ve çok uzak şehirlerde görev yapıyoruz. İlişkimizin ilk 6 ayı aynı şehirdeydik, her gün görüşmeli, çiçekli böcekli, bol komplimanlı bi ilişkiydi. Derken onun tayini çıktı.
covid dönemine kadar iki haftada bir haftasonları bir araya geliyorduk. Ancak marttan-haziran sonuna kadar haliyle görüşemedik. en son haziran sonunda bir haftasonu görüştük.
Bu arada görüşemediğimiz dönemde ben çok sıkıntılı bir süreç atlattım. başımdan çok talihsiz bir hadise geçti. Bu konumuzla alakalı değil ama mayıs ayında yaşadığım bu durumu hala atlatabilmiş de değilim. Hala her gün bi posta bu konu nedeniyle gözyaşı dökerim.
bu anlattığım hadise nedeniyle görev yerimde kalmak istemiyordum ancak tayinim mümkün de değildi. Psikolojim ciddi anlamda etkilendi, işe gitmek istemez oldum. O sırada o da bana elden geldiğince destek olmaya çalıştı. Sonrasında “takma”, “boşver”, “üzme kendini” demekle yetindi...
Sonra aklıma düştü, biz evlensek ben burdan kurtulurum. İlişkimizde hiçbir problem yok, seviyor ve seviliyorum, maddiyat, sosyo-kültürel elverişlilik, hiçbir engel yok. Tartışma bile olmamış aramızda. Hem yol da artık gözümde büyümeye başladı. evlilik ikimiz için de iyi olabilirdi.
ben bunları düşünürken bir gerçekle yüzleştim. Benim 2 senelik ilişkimde böyle bir mevzunun lafı bile geçmemişti. Geleceğe yönelik hiçbir plan yapmamıştık. Öyle yaşıyorduk. Ben evliliğe dair isteğimi usulunce ve göze sokmadan çıtlattım. Oralı olmadı.Daha net olup açık açık sorduğumda da yuvarlak cevaplar verdi.
Benim görev yerimde can güvenliğime dair kaygılarım vardı ve erkek arkadaşım beni burdan çekip alma ihtimali olmasına rağmen, huzursuz olduğumu, her gün ağladığımı bilmesine rağmen bu duruma göz yumdu. Ağladığımda bana kızıp artık kendini üzme dedi.
İlk kırgınlığımı burdan aldım. Sırf bu sebeple insan evlenmez, belki vakti vardır henüz dedim. Bekledim. Unuttum. Konusunu dahi açmadım.
Derken izin aldı, memleketine gitti. 2 hafta daha memleketinde. Ben de haftaya izne çıkacağım. Ancak iznimizi dahi birlikte planlayamadık.
Haftaya doğum günüm, ben onun doğum günü için bir sene önceden iznime kadar planlarken, o izinde olmasına rağmen en azından 2-3 gününü bana ayırmayı tercih etmedi.
3 hafta izne çıktı ve benimle ilgili hiçbir plan yapmadı. Muhtemelen görüşemeyeceğiz. Ben olsam sevgilimi görme umuduyla bir girişimde bulunurdum muhakkak. Yerinde olsam sevgilimle de bi planım olurdu. 3 haftanın 2 haftasını memlekette geçirsem bir haftasında yanına giderdim. Bunu hazmedemiyorum.
bu ilişkide kendimi yalnız bırakılmış hissediyorum . Bir erkek 2 aydır görmediği ve ilerde de maksimum 2 gün görebileceği sevgilisini görmek için neden çaba sarfetmez? Eylül sonrasında korona sebebiyle belki hiç görüşemeyeceğiz de üstelik.
benim aklıma sevgisizlik geliyor bir tek. Sevmiyorsa çaba da sarfetmez dolayısıyla. Öncelik de vermez.
Bugün ciddi ciddi ayrılığı düşündüm. Sizce bu ayrılık için neden midir? 2 senede geleceğe ve evliliğe yönelik bir konuşma gerçekleşmeyen bir ilişki zaten bitmeye mahkum mudur?
Vallaha harika açıklamışsınız.Seven insan ilk başta koşa koşa gelir.Bence ayrılmak için bir çok sebe iniz var .Ama ayrılma işini şimdi deil izni bittikten sonra yapın.Neden biliyormusunuz?Bu sefer dicekki sana sürpriz yapacaktım fakat sen bozdun.Sizi suclayacak.Siz bekleyın biraz.
 
E evet, bu bile fazla. Sani 1-2 ay öncesi izin alamazmisin? Bunu 1 yil öncesi düsünmen saçma. Hatta izin alman bile gerekmez ki. Isten sonra gayet beraber kutlayabilirsiniz. Yada bir cumartesi günü istedigin sekilde kutlama yapabilirsin.

Demem o ki, herseyin en ince detayina kadar düsünme. Bu hem seni, hem iliskiyi bogar. Ha bagimsiz olarak bu adamin yaptigi öküzlük. Insan sevdigi birinin yanina hep gitmek ister zaten, yasgünü olsun olmasin önemli degil. Ancak senin davranislarinda pek saglikli degil.

Hatta bu kadar çok degersizlige karsi, halen adam ile beraber olman, daha yeni yeni acabalarin olmasi bile davranisin sagliksiz oldugunu gösteriyor.
Ben istediğim zaman izin alabilirim, izin talebim bildirim niteliğindedir. Ancak benim izin alacağım o tarihe iş bırakmam hem başka bir meslektaşıma külfet, hem de o güne bıraktığım ve başka meslektaşımın benim yerime zorunlu olarak baktığı işlerin en az 6 ay ötelenmesi demektir. Zira yetkili değildir erteleme ve ivedi işler haricinde işlem yapma yetkisi yoktur. İzin tarihlerimi öngörebilirim ve o haftalara iş bırakmam.
işten sonra da birlikte kutlayamayız aramızda 15 saat var
 
Vallaha harika açıklamışsınız.Seven insan ilk başta koşa koşa gelir.Bence ayrılmak için bir çok sebe iniz var .Ama ayrılma işini şimdi deil izni bittikten sonra yapın.Neden biliyormusunuz?Bu sefer dicekki sana sürpriz yapacaktım fakat sen bozdun.Sizi suclayacak.Siz bekleyın biraz.
Aynen öyle ben de izin bitişini bekliyorum
 
Bak bende hukukçuyum eşimin çok samimi müzmin bekar hakim savcı arkadaşları var. Yaşımız 35-36 düşün, bu adamlar 10 yılı geçkin meslekteler, en az 4 -5 tane görev yeri değiştirmişler. Her gittikleri yerde oradaki bekar bir meslektaş ya da adliyede çalışan güzel bayan personelle güya ciddi ilişki yaşıyorlar, görev süresi bitiyor, yeni bir yere gidiyorlar, orada birini bulana kadar ilişki devam ediyor, sonra oradan birini buluyorlar, öbürüne tekme, hepsinde de aynı laf bu sefer ciddi, bu meslek grubunda çok ciddi olarak bekar meslektaşlara potansiyel eş olarak bakma durumu var, daha akademiden gazlamaya başlıyorlar, adliye ortamında da çöpçatma çok oluyormuş, meslekten olunca orada başsavcı ve komisyon başkanıda ciddi olduğunu düşündüğü için laf edemiyormuş, sonuçta karşısındaki heri iki insanda meslekten, adamlar böyle böyle gittiği her yerde bir sevgili bıraktılar resmen. Bakın bu meslek grubunda bir erkek size 6 ay içinde ciddi bir adım atmazsa sizle ciddi düşünmüyordur emin olun, onun gittiği yerde ya bulunduğu adliyede ya da çevre adliyelerde potansiyel bir adayı vardır. Bence biran evvel önünüze bakın. Hatta eşimin samimi bir arkadaşına kızmıştım şaka ile karışık, neden kızları böyle yarı yolda bırakıyorsun diye, oda bunu birçok meslektaşın yaptığını, sadece seçenekleri değerlendirdiğini söylüyordu, ama kıza davranışları görsen mecnun zannedersin. Genelde de ilk görev yeri olan gözü açılmamış bayan hakim savcıları seçiyorlar. Bizim meslek grubu en rahat yalan söyleyen gruptur, dikkatli olun.
Profili ben de biliyorum ama bu öyle değil, ilişkiye başlamadan önce de tanışıklığımız ve ortak bir çevremiz vardı.Tespitlerinizin geneli de doğru ama bu kişinin durumu çok farklı
 
Ben istediğim zaman izin alabilirim, izin talebim bildirim niteliğindedir. Ancak benim izin alacağım o tarihe iş bırakmam hem başka bir meslektaşıma külfet, hem de o güne bıraktığım ve başka meslektaşımın benim yerime zorunlu olarak baktığı işlerin en az 6 ay ötelenmesi demektir. Zira yetkili değildir erteleme ve ivedi işler haricinde işlem yapma yetkisi yoktur. İzin tarihlerimi öngörebilirim ve o haftalara iş bırakmam.
işten sonra da birlikte kutlayamayız aramızda 15 saat var

Ooo bide uzak mesafe. Bir izin günü, niye meslektasina 6 ay külfet olsun? O sekilde o zaman hiç izin alma.

Ki halen benim dediklerimi anlamiyorsun. Teknik açilardan bakmaya çalisiyorsun. Bak meslektasini bu kadar düsünmende saglikli degil. Sen kendini herkes için sifirlamaya alismissin. Kendini degersizlestiriyorsun. Ana tema budur. Ve bu herhangi bir iliskide ortaya çikacaktir ve yine mutsuz olacaksin.

Yerinde olsam bir psikologada görünürdüm. Bu degersizligin altinda birseyler olmali.
 
Ooo bide uzak mesafe. Bir izin günü, niye meslektasina 6 ay külfet olsun? O sekilde o zaman hiç izin alma.

Ki halen benim dediklerimi anlamiyorsun. Teknik açilardan bakmaya çalisiyorsun. Bak meslektasini bu kadar düsünmende saglikli degil. Sen kendini herkes için sifirlamaya alismissin. Kendini degersizlestiriyorsun. Ana tema budur. Ve bu herhangi bir iliskide ortaya çikacaktir ve yine mutsuz olacaksin.

Yerinde olsam bir psikologada görünürdüm. Bu degersizligin altinda birseyler olmali.
Arkadaş yazmamış ama hakim sanırım, orada duruşma gününü ayarlamadan izne çıkarsan, başka bir hakim çıkmak zorunda, o yüzden izinlere duruşma gününü ayarlamadan çıkamazsın. Zira hakim izne çıksa bile başka bir mahkeme hakimi o mahkemeyede bakar.
Bu durum işlerim aksamaması için meslektaşlar arasında etik kuralıdır.
 
Ooo bide uzak mesafe. Bir izin günü, niye meslektasina 6 ay külfet olsun? O sekilde o zaman hiç izin alma.

Ki halen benim dediklerimi anlamiyorsun. Teknik açilardan bakmaya çalisiyorsun. Bak meslektasini bu kadar düsünmende saglikli degil. Sen kendini herkes için sifirlamaya alismissin. Kendini degersizlestiriyorsun. Ana tema budur. Ve bu herhangi bir iliskide ortaya çikacaktir ve yine mutsuz olacaksin.

Yerinde olsam bir psikologada görünürdüm. Bu degersizligin altinda birseyler olmali.

Hanımefendi konu benim kişilik analizim değil, duruma odaklanın rica ediyorum.
Size açıkça ifade edemiyorum ama en az 6 ay önceden belli günlü işler vardır, diyelim 7 martta Ahmet beyin bir işlemi var bende. Ahmet beyin işlemini halletmem için bir evrak, belge vs gerekiyordur. Ben izinliysem yerime bakan meslektaşım bu belgeyi temin etme yetkisine sahip değil. ahmet beyin meramını dinler ve o işlemi yine benim yapmam için bu işlemi erteler. Benim görev yerimde erteleyeceği en yakın tarih minimum 6 ay sonrayadır.
Bir günde ahmet beyin işlemi gibi en az 50 işlem, her işlemin de genelde en az 2 tarafı var ise minimum 100 kişinin işi minimum 6 ay gecikir. Bu hak kaybıdır. Meslektaşıma değil vatandaşın işi gecikir. Meslektaşıma da külfettir, bütün günü işlem yapamayacağı dosyalarla geçer gider.
ben işimi layıkıyla yapmaya çalışıyorum. bu değersizlikten değil bulunduğum makamın değerinden.
 
Ben sevdiğini düşünüyorum. Zaten mükemmele yakın bir ilişki anlatmışsınız. Saatlerce yol tepmiş aylarca. Bir iki düşüncesizliği ile de hemen ayrılmak istemek ne bilim. Şu doğum günü sevgililer günü ne önemli kutlamazsa ayrılırım.. ayrılında adamcagız değerini bilen birini bulur belki.
 
Ben sevdiğini düşünüyorum. Zaten mükemmele yakın bir ilişki anlatmışsınız. Saatlerce yol tepmiş aylarca. Bir iki düşüncesizliği ile de hemen ayrılmak istemek ne bilim. Şu doğum günü sevgililer günü ne önemli kutlamazsa ayrılırım.. ayrılında adamcagız değerini bilen birini bulur belki.
Kutlama beklemiyorum ki. Hediye vs istediğim yok. Yanımda olmasını istiyorum. Hadi doğum günü olmadı, izninin 1-2 gününde yanıma gelsin
 
2 seneye yakın bir ilişkim var. Meslektaşız, iyi mesleklerimiz, iyi sayılabilecek gelirlerimiz var. Yakın memleketlerdeniz. Aile ve kültür yapılarımız arasında bir farklılık yok.
Farklı ve çok uzak şehirlerde görev yapıyoruz. İlişkimizin ilk 6 ayı aynı şehirdeydik, her gün görüşmeli, çiçekli böcekli, bol komplimanlı bi ilişkiydi. Derken onun tayini çıktı.
covid dönemine kadar iki haftada bir haftasonları bir araya geliyorduk. Ancak marttan-haziran sonuna kadar haliyle görüşemedik. en son haziran sonunda bir haftasonu görüştük.
Bu arada görüşemediğimiz dönemde ben çok sıkıntılı bir süreç atlattım. başımdan çok talihsiz bir hadise geçti. Bu konumuzla alakalı değil ama mayıs ayında yaşadığım bu durumu hala atlatabilmiş de değilim. Hala her gün bi posta bu konu nedeniyle gözyaşı dökerim.
bu anlattığım hadise nedeniyle görev yerimde kalmak istemiyordum ancak tayinim mümkün de değildi. Psikolojim ciddi anlamda etkilendi, işe gitmek istemez oldum. O sırada o da bana elden geldiğince destek olmaya çalıştı. Sonrasında “takma”, “boşver”, “üzme kendini” demekle yetindi...
Sonra aklıma düştü, biz evlensek ben burdan kurtulurum. İlişkimizde hiçbir problem yok, seviyor ve seviliyorum, maddiyat, sosyo-kültürel elverişlilik, hiçbir engel yok. Tartışma bile olmamış aramızda. Hem yol da artık gözümde büyümeye başladı. evlilik ikimiz için de iyi olabilirdi.
ben bunları düşünürken bir gerçekle yüzleştim. Benim 2 senelik ilişkimde böyle bir mevzunun lafı bile geçmemişti. Geleceğe yönelik hiçbir plan yapmamıştık. Öyle yaşıyorduk. Ben evliliğe dair isteğimi usulunce ve göze sokmadan çıtlattım. Oralı olmadı.Daha net olup açık açık sorduğumda da yuvarlak cevaplar verdi.
Benim görev yerimde can güvenliğime dair kaygılarım vardı ve erkek arkadaşım beni burdan çekip alma ihtimali olmasına rağmen, huzursuz olduğumu, her gün ağladığımı bilmesine rağmen bu duruma göz yumdu. Ağladığımda bana kızıp artık kendini üzme dedi.
İlk kırgınlığımı burdan aldım. Sırf bu sebeple insan evlenmez, belki vakti vardır henüz dedim. Bekledim. Unuttum. Konusunu dahi açmadım.
Derken izin aldı, memleketine gitti. 2 hafta daha memleketinde. Ben de haftaya izne çıkacağım. Ancak iznimizi dahi birlikte planlayamadık.
Haftaya doğum günüm, ben onun doğum günü için bir sene önceden iznime kadar planlarken, o izinde olmasına rağmen en azından 2-3 gününü bana ayırmayı tercih etmedi.
3 hafta izne çıktı ve benimle ilgili hiçbir plan yapmadı. Muhtemelen görüşemeyeceğiz. Ben olsam sevgilimi görme umuduyla bir girişimde bulunurdum muhakkak. Yerinde olsam sevgilimle de bi planım olurdu. 3 haftanın 2 haftasını memlekette geçirsem bir haftasında yanına giderdim. Bunu hazmedemiyorum.
bu ilişkide kendimi yalnız bırakılmış hissediyorum . Bir erkek 2 aydır görmediği ve ilerde de maksimum 2 gün görebileceği sevgilisini görmek için neden çaba sarfetmez? Eylül sonrasında korona sebebiyle belki hiç görüşemeyeceğiz de üstelik.
benim aklıma sevgisizlik geliyor bir tek. Sevmiyorsa çaba da sarfetmez dolayısıyla. Öncelik de vermez.
Bugün ciddi ciddi ayrılığı düşündüm. Sizce bu ayrılık için neden midir? 2 senede geleceğe ve evliliğe yönelik bir konuşma gerçekleşmeyen bir ilişki zaten bitmeye mahkum mudur?
2 seneye yakın bir ilişkim var. Meslektaşız, iyi mesleklerimiz, iyi sayılabilecek gelirlerimiz var. Yakın memleketlerdeniz. Aile ve kültür yapılarımız arasında bir farklılık yok.
Farklı ve çok uzak şehirlerde görev yapıyoruz. İlişkimizin ilk 6 ayı aynı şehirdeydik, her gün görüşmeli, çiçekli böcekli, bol komplimanlı bi ilişkiydi. Derken onun tayini çıktı.
covid dönemine kadar iki haftada bir haftasonları bir araya geliyorduk. Ancak marttan-haziran sonuna kadar haliyle görüşemedik. en son haziran sonunda bir haftasonu görüştük.
Bu arada görüşemediğimiz dönemde ben çok sıkıntılı bir süreç atlattım. başımdan çok talihsiz bir hadise geçti. Bu konumuzla alakalı değil ama mayıs ayında yaşadığım bu durumu hala atlatabilmiş de değilim. Hala her gün bi posta bu konu nedeniyle gözyaşı dökerim.
bu anlattığım hadise nedeniyle görev yerimde kalmak istemiyordum ancak tayinim mümkün de değildi. Psikolojim ciddi anlamda etkilendi, işe gitmek istemez oldum. O sırada o da bana elden geldiğince destek olmaya çalıştı. Sonrasında “takma”, “boşver”, “üzme kendini” demekle yetindi...
Sonra aklıma düştü, biz evlensek ben burdan kurtulurum. İlişkimizde hiçbir problem yok, seviyor ve seviliyorum, maddiyat, sosyo-kültürel elverişlilik, hiçbir engel yok. Tartışma bile olmamış aramızda. Hem yol da artık gözümde büyümeye başladı. evlilik ikimiz için de iyi olabilirdi.
ben bunları düşünürken bir gerçekle yüzleştim. Benim 2 senelik ilişkimde böyle bir mevzunun lafı bile geçmemişti. Geleceğe yönelik hiçbir plan yapmamıştık. Öyle yaşıyorduk. Ben evliliğe dair isteğimi usulunce ve göze sokmadan çıtlattım. Oralı olmadı.Daha net olup açık açık sorduğumda da yuvarlak cevaplar verdi.
Benim görev yerimde can güvenliğime dair kaygılarım vardı ve erkek arkadaşım beni burdan çekip alma ihtimali olmasına rağmen, huzursuz olduğumu, her gün ağladığımı bilmesine rağmen bu duruma göz yumdu. Ağladığımda bana kızıp artık kendini üzme dedi.
İlk kırgınlığımı burdan aldım. Sırf bu sebeple insan evlenmez, belki vakti vardır henüz dedim. Bekledim. Unuttum. Konusunu dahi açmadım.
Derken izin aldı, memleketine gitti. 2 hafta daha memleketinde. Ben de haftaya izne çıkacağım. Ancak iznimizi dahi birlikte planlayamadık.
Haftaya doğum günüm, ben onun doğum günü için bir sene önceden iznime kadar planlarken, o izinde olmasına rağmen en azından 2-3 gününü bana ayırmayı tercih etmedi.
3 hafta izne çıktı ve benimle ilgili hiçbir plan yapmadı. Muhtemelen görüşemeyeceğiz. Ben olsam sevgilimi görme umuduyla bir girişimde bulunurdum muhakkak. Yerinde olsam sevgilimle de bi planım olurdu. 3 haftanın 2 haftasını memlekette geçirsem bir haftasında yanına giderdim. Bunu hazmedemiyorum.
bu ilişkide kendimi yalnız bırakılmış hissediyorum . Bir erkek 2 aydır görmediği ve ilerde de maksimum 2 gün görebileceği sevgilisini görmek için neden çaba sarfetmez? Eylül sonrasında korona sebebiyle belki hiç görüşemeyeceğiz de üstelik.
benim aklıma sevgisizlik geliyor bir tek. Sevmiyorsa çaba da sarfetmez dolayısıyla. Öncelik de vermez.
Bugün ciddi ciddi ayrılığı düşündüm. Sizce bu ayrılık için neden midir? 2 senede geleceğe ve evliliğe yönelik bir konuşma gerçekleşmeyen bir ilişki zaten bitmeye mahkum mudur?
Koy g..ne gitsin valla.kadinlar hep detaycı, beklentili ,hisliyken erkekler tam davar .o kadar düz yaşıyorlar ki o bahsettigin plansizliklar falan hep bundan.o salak kafasından ben de istiyorum.onlar akışına göre yaşıyorlar.ayrica senin korktuğun ağladığın meselede de seni mızmız ve çekilmez gördüğüne eminim.guclu kadınlardan hem korkar hem de bayılırlar.guclu ol ve dediğim gibi goyng..ne gitsin.
 
Evet bunlar ayrılık sebebidir. Benim hiçbir zaman evlenmek gibi bir derdim olmadı. Hiçbir ilişkimde ben "evlenelim" demedim. Ama, sevdiğim adamla birlikte yaşamak, ortak bir yaşam kurmak, hayatı paylaşmak istedim.. Ben de çok sevdiğim, bakarken içimin titrediği adamı sizinkine benzer nedenlerle terk ettim. Mükemmel bir uyum vardı aramızda. Hiç kavga etmezdik. Bana bir kez bile sesini yükseltmedi. Ama yanımda yoktu.. Her tatilde memleketinde soluğu alıyordu. Ben işsiz kaldığımda, hasta olduğumda, evimi taşıdığımda hiç yoktu yanımda. Hep tek başıma mücadele ediyordum. Yanımda olsaydı çok daha kolay aşabileceğim sorunlar dev gibi oluyordu.. Velhasıl, tak dedi bir gün, bitirdim, ağlaya ağlaya da olsa.. Kesip attım. Sonra hayatıma bir adam girdi, 5 sene oldu.. Evlendik..Tırnağıma taş değse yanımda.. Her şeyi birlikte aşıyoruz. Birbirimizin ailesi olduk. Yani, evet seviyordur sizi.. Benim eski sevgilim de seviyordu.. Ama herkesin ilişkiden beklentisi bir değil. Siz ne istiyorsunuz, nasıl bir ilişki istiyorsunuz, önemli olan bu. Başkasını sevemem falan diye düşünmeyin. Öyle olsa ben sevemezdim..
 
Hanımefendi konu benim kişilik analizim değil, duruma odaklanın rica ediyorum.
Size açıkça ifade edemiyorum ama en az 6 ay önceden belli günlü işler vardır, diyelim 7 martta Ahmet beyin bir işlemi var bende. Ahmet beyin işlemini halletmem için bir evrak, belge vs gerekiyordur. Ben izinliysem yerime bakan meslektaşım bu belgeyi temin etme yetkisine sahip değil. ahmet beyin meramını dinler ve o işlemi yine benim yapmam için bu işlemi erteler. Benim görev yerimde erteleyeceği en yakın tarih minimum 6 ay sonrayadır.
Bir günde ahmet beyin işlemi gibi en az 50 işlem, her işlemin de genelde en az 2 tarafı var ise minimum 100 kişinin işi minimum 6 ay gecikir. Bu hak kaybıdır. Meslektaşıma değil vatandaşın işi gecikir. Meslektaşıma da külfettir, bütün günü işlem yapamayacağı dosyalarla geçer gider.
ben işimi layıkıyla yapmaya çalışıyorum. bu değersizlikten değil bulunduğum makamın değerinden.
Sizi ve duruşunuzu cok takdir ettim.keske sizin gibi bir arkadasim olsaydi.zeki,akilli,empatik,uslubu düzgün ve ince düşünceli.siz kendi degerinizi biliyorsunuz.konu bu degil.sizde bir gariplik yok.gariplik erkek arkadasinizda.size hak ettiginiz degeri vermeyen o.benim de buna benzer bir iliskim vardi bir takim sartlar acisindan.ama evlenecek kadar sevmiyordu.gerci biz anlasamiyorduk da bir cok konuda.ama sizin hiçbir sebep yokken,bütün sartlar tutuyormus gibi görünürken bu durumlari yaşamanız gercekten ayrilma nedeni olacak kadar büyük bir sorun.birbirini gercekten seviyorsa iki insan 2 yıl gelecek plani yapabilmek icin yeterli bir iliski gecmisi.ve zor aninizda kendinizi yalniz hissettirmesi diger önemli sorun.ben ilgi ve sevgi eksikligini sahsen ayrilik sebebi olarak gören biriyim.tatmin olamadigim ve yalniz hissettigim bir iliskide yapamıyorum.bundan sonrasinda biraz bekleyis ve sonra açıkca konusup bir yol cizmek en mantiklisi..
 
2 seneye yakın bir ilişkim var. Meslektaşız, iyi mesleklerimiz, iyi sayılabilecek gelirlerimiz var. Yakın memleketlerdeniz. Aile ve kültür yapılarımız arasında bir farklılık yok.
Farklı ve çok uzak şehirlerde görev yapıyoruz. İlişkimizin ilk 6 ayı aynı şehirdeydik, her gün görüşmeli, çiçekli böcekli, bol komplimanlı bi ilişkiydi. Derken onun tayini çıktı.
covid dönemine kadar iki haftada bir haftasonları bir araya geliyorduk. Ancak marttan-haziran sonuna kadar haliyle görüşemedik. en son haziran sonunda bir haftasonu görüştük.
Bu arada görüşemediğimiz dönemde ben çok sıkıntılı bir süreç atlattım. başımdan çok talihsiz bir hadise geçti. Bu konumuzla alakalı değil ama mayıs ayında yaşadığım bu durumu hala atlatabilmiş de değilim. Hala her gün bi posta bu konu nedeniyle gözyaşı dökerim.
bu anlattığım hadise nedeniyle görev yerimde kalmak istemiyordum ancak tayinim mümkün de değildi. Psikolojim ciddi anlamda etkilendi, işe gitmek istemez oldum. O sırada o da bana elden geldiğince destek olmaya çalıştı. Sonrasında “takma”, “boşver”, “üzme kendini” demekle yetindi...
Sonra aklıma düştü, biz evlensek ben burdan kurtulurum. İlişkimizde hiçbir problem yok, seviyor ve seviliyorum, maddiyat, sosyo-kültürel elverişlilik, hiçbir engel yok. Tartışma bile olmamış aramızda. Hem yol da artık gözümde büyümeye başladı. evlilik ikimiz için de iyi olabilirdi.
ben bunları düşünürken bir gerçekle yüzleştim. Benim 2 senelik ilişkimde böyle bir mevzunun lafı bile geçmemişti. Geleceğe yönelik hiçbir plan yapmamıştık. Öyle yaşıyorduk. Ben evliliğe dair isteğimi usulunce ve göze sokmadan çıtlattım. Oralı olmadı.Daha net olup açık açık sorduğumda da yuvarlak cevaplar verdi.
Benim görev yerimde can güvenliğime dair kaygılarım vardı ve erkek arkadaşım beni burdan çekip alma ihtimali olmasına rağmen, huzursuz olduğumu, her gün ağladığımı bilmesine rağmen bu duruma göz yumdu. Ağladığımda bana kızıp artık kendini üzme dedi.
İlk kırgınlığımı burdan aldım. Sırf bu sebeple insan evlenmez, belki vakti vardır henüz dedim. Bekledim. Unuttum. Konusunu dahi açmadım.
Derken izin aldı, memleketine gitti. 2 hafta daha memleketinde. Ben de haftaya izne çıkacağım. Ancak iznimizi dahi birlikte planlayamadık.
Haftaya doğum günüm, ben onun doğum günü için bir sene önceden iznime kadar planlarken, o izinde olmasına rağmen en azından 2-3 gününü bana ayırmayı tercih etmedi.
3 hafta izne çıktı ve benimle ilgili hiçbir plan yapmadı. Muhtemelen görüşemeyeceğiz. Ben olsam sevgilimi görme umuduyla bir girişimde bulunurdum muhakkak. Yerinde olsam sevgilimle de bi planım olurdu. 3 haftanın 2 haftasını memlekette geçirsem bir haftasında yanına giderdim. Bunu hazmedemiyorum.
bu ilişkide kendimi yalnız bırakılmış hissediyorum . Bir erkek 2 aydır görmediği ve ilerde de maksimum 2 gün görebileceği sevgilisini görmek için neden çaba sarfetmez? Eylül sonrasında korona sebebiyle belki hiç görüşemeyeceğiz de üstelik.
benim aklıma sevgisizlik geliyor bir tek. Sevmiyorsa çaba da sarfetmez dolayısıyla. Öncelik de vermez.
Bugün ciddi ciddi ayrılığı düşündüm. Sizce bu ayrılık için neden midir? 2 senede geleceğe ve evliliğe yönelik bir konuşma gerçekleşmeyen bir ilişki zaten bitmeye mahkum mudur?
Böyle adamlar sizi beş sene de oyalar sonra 2 ay tanıdığı kadınla evlenir. Çevremde böyle sıkıntı yaşayan 2-3 arkadaşım oldu. Yerinizde olsam ayrılırdım.sevmiyor çünkü. Ayrıca ciddi manada fikirsiz. İnce düşünce yok.
 
Evet bunlar ayrılık sebebidir. Benim hiçbir zaman evlenmek gibi bir derdim olmadı. Hiçbir ilişkimde ben "evlenelim" demedim. Ama, sevdiğim adamla birlikte yaşamak, ortak bir yaşam kurmak, hayatı paylaşmak istedim.. Ben de çok sevdiğim, bakarken içimin titrediği adamı sizinkine benzer nedenlerle terk ettim. Mükemmel bir uyum vardı aramızda. Hiç kavga etmezdik. Bana bir kez bile sesini yükseltmedi. Ama yanımda yoktu.. Her tatilde memleketinde soluğu alıyordu. Ben işsiz kaldığımda, hasta olduğumda, evimi taşıdığımda hiç yoktu yanımda. Hep tek başıma mücadele ediyordum. Yanımda olsaydı çok daha kolay aşabileceğim sorunlar dev gibi oluyordu.. Velhasıl, tak dedi bir gün, bitirdim, ağlaya ağlaya da olsa.. Kesip attım. Sonra hayatıma bir adam girdi, 5 sene oldu.. Evlendik..Tırnağıma taş değse yanımda.. Her şeyi birlikte aşıyoruz. Birbirimizin ailesi olduk. Yani, evet seviyordur sizi.. Benim eski sevgilim de seviyordu.. Ama herkesin ilişkiden beklentisi bir değil. Siz ne istiyorsunuz, nasıl bir ilişki istiyorsunuz, önemli olan bu. Başkasını sevemem falan diye düşünmeyin. Öyle olsa ben sevemezdim..
Ne güzel anlatmışsınız.
 
Çok mu safım bilmiyorum ama size teklif hazırlığında olabilir mi ? Belki doğum gününüzde sürpriz yapıp teklif etmeyi planlıyordur. Ve hayır adım polyanna değil:)
 
X