- 10 Ekim 2014
- 31.919
- 142.986
- 798
- Konu Sahibi En buyuk kk
-
- #61
Daha düşük sosyoekonomik gruba mensup olanlar gibi "ulan bir ev alayim yarin kapiya konarim - acikta kalirim" penceresi degil. çünkü bu senin, ailenin ya da sosyal cevrenin gündemi degil çünkü zaten iyi egitimli - iyi kazanacak gruptasiniz.
hayir tabii ki herkese genellemedim. sadece cevresindeki herkesin kariyeri on numarayken kimsenin evi yoksa demek ki odak noktalari ev degildir, demek istedim.40 yasina kadar ev almamis Istanbul un pahali semtlerinde kirada oturan kariyerli insanlar da gidişata bakip o son trende ev aldilar cunku ev alamsa da parasi vardisadece iyi kazaniyor olmak Turkiyede günü birlik yaşamayi hic bir zaman kaldirmiyordu bence arkada aile destegi yoksa.
Dusuk gelirli insanlar daha fazla cabaliyor, hayatlarinin merkezi o evi ödemek oluyor ama hayatinda para ev gundemi hic olmamis ekonomik olarak cok yukarda olan ailelerde sonradan ev alamadik kirada kaldik sorunu olmuyor zaten isteyince aliyorlar. Ha gunu birlik yasayip her seyi gezmeyle tuketmekte bir tercih ama ekonomik gucu yuksek egitimli herkes boyle yapar sonra da evsiz kalir demek buyu k genelleme
hayir tabii ki herkese genellemedim. sadece cevresindeki herkesin kariyeri on numarayken kimsenin evi yoksa demek ki odak noktalari ev degildir, demek istedim.
belki de krize hazirliksiz yakalandilar. bir söz vardi eskiden "param olduktan sonra her ev benim" derlerdi kiracilar, ev almak yerine.
iste simdi o duzen değişti paran oldugu halde kiraci olmak bile zorlasti.
ama zaten durumu alt orta olan insan hep krizdedir, haliyle daha hazirdir :)
maslow'un ihtiyaclar hiyerarşisi gibi, en önce barinma ihtiyacini karsilar.
ankara depremden sonra 800 bin kişi filan göç aldıBabadan kalan evim olduğu için Allaha şükrediyorum. Geçende emlak sitesini yanlışlıkla açtım kaçtımmmm7 milyon, 8 milyon bile yoktu yeni binalarda , anasının imanındaki Bağlıcadaki 2+1eve 15milyon yazmışlar Ankarada kime satılıyor 15milyonluk ev çok merak ediyorum, satabiliyorlar mı gerçekten.
bambaşka bir bölümü benzer şekilde okuyup bitirdimHukuk fakültesini nefret ederek bitirdim tek sevdiğim ders insan haklarıydi bu yüzden strazburgda insan hakları masteri yaptım sonra da birleşmiş milletlere girdim. İşimi çok seviyordum ama Afrikada 3 sene calistiktan sonra tecavüze uğrayan çocuk görmekten kafayı kırıp turkiyeye dönmek istedim antepte is buldum biraz kafayı topladım depremden sonra yine benzer bir calisma temposunda kafayı kırdım istanbulda başka bir kurumda is buldum ama is güvencem yok yine de. Aihs ve uluslararası insan haklari hukuku, uluslararasi koruma, ab hukuku, proje yönetimi, politika geliştirme, izleme ve denetleme gibi alanlarda deneyimim var. Tihek vb bir sürü devlet kurumunda uzman olarak da çalışabilirim normalde ama benim profilimde birini almazlar. Ben Hukuk fakültesine turkiye 47.si olarak girdim ve her yoneticim bana performance exceeded gibi degerlendirmeler verdi. Ama ulkemizde yabanci kuruluslar haric is bulmama engel olan bir bakis var. Beni degil baskasini alırlar. Ve bu kadar çalışıp akademik ve profesyonel anlamda bir seyler yapip kendi ulkemde normal bir ise girip normal bir hayat surememek ama baska insanlarin bunu yapabilmesi beni artik sinir ediyor. Bilmiyorum yeterince açık oldu mu.
Ben aldım yaşım 38, tam da o dönem. Ancak sorsan doğu afrika ya gidebildiğim, daha doyum aldığım bir işim olsun isterdim belki de.. hepsini yapabilen vardır ne mutlu onlara ama bizim neslin çocukluk travmalarını atlatamayan grubundayım ben de.Ben pandemi zamanında dogu afrikadaydim ve çok para kazanmiyordum malesef. Benim yaşımda çevremde ev almış hiçbir arkadaşım yok ev alabilen kimseyi tanımıyorum geniş bir çevrem var.
Bazı şeyler tamamen sizin tercihiniz oluyor bence . Mesela 2015 de üniversite de okurken çalışmaya da başlamıştım araba borcuna girdim araba aldım 2017 temmuza kadar borcu bitirdim . 2016 da okuldan mezun olup tam zamana geçince daha iyi oldu tabi daha kolay bitti . 2016 aralıkta eşimle nişanlandık o 1 sene yurtdışında görev yapmıştı geri dönüşte biraz biriktirmişti üzerine kredi çektik ve 2020 ocağa kadar ciddi borç ödedik evi almış olduk . O ara 2017 Temmuz -2023 aralığa kadar 6 araba değiştirdik ve o arada tek maaşıydıık . Ben alışmayı bıraktım . Sizde avukatmışsınız mesela doğu Afrika da değil Türkiye de olsaydınız daha iyi kazanıp alacaktınız evi vs . Bundan sonraki nesil alamayacak mesela kardeşim alamıyor . Bu arada 33 yaşındayım ben eşim 34 .Ben pandemi zamanında dogu afrikadaydim ve çok para kazanmiyordum malesef. Benim yaşımda çevremde ev almış hiçbir arkadaşım yok ev alabilen kimseyi tanımıyorum geniş bir çevrem var.
Siz uzun süre para kazanma amaçlı değil, eğitim amaçlı çalışmışsınız. Evet doğru şu an uzmanlaşmış olduğunuz konuda iş bulmanız oldukça zor. İş imkanı kısıtlı. Ama bu şeçimleri siz yapmışsınız, yani açıkça para kazanma odaklı avukatlık yapmamayı siz seçmişsiniz. Yurt dışında çalışmayı deneyebilirsiniz.Hukuk fakültesini nefret ederek bitirdim tek sevdiğim ders insan haklarıydi bu yüzden strazburgda insan hakları masteri yaptım sonra da birleşmiş milletlere girdim. İşimi çok seviyordum ama Afrikada 3 sene calistiktan sonra tecavüze uğrayan çocuk görmekten kafayı kırıp turkiyeye dönmek istedim antepte is buldum biraz kafayı topladım depremden sonra yine benzer bir calisma temposunda kafayı kırdım istanbulda başka bir kurumda is buldum ama is güvencem yok yine de. Aihs ve uluslararası insan haklari hukuku, uluslararasi koruma, ab hukuku, proje yönetimi, politika geliştirme, izleme ve denetleme gibi alanlarda deneyimim var. Tihek vb bir sürü devlet kurumunda uzman olarak da çalışabilirim normalde ama benim profilimde birini almazlar. Ben Hukuk fakültesine turkiye 47.si olarak girdim ve her yoneticim bana performance exceeded gibi degerlendirmeler verdi. Ama ulkemizde yabanci kuruluslar haric is bulmama engel olan bir bakis var. Beni degil baskasini alırlar. Ve bu kadar çalışıp akademik ve profesyonel anlamda bir seyler yapip kendi ulkemde normal bir ise girip normal bir hayat surememek ama baska insanlarin bunu yapabilmesi beni artik sinir ediyor. Bilmiyorum yeterince açık oldu mu.
bambaşka bir bölümü benzer şekilde okuyup bitirdim
avrupada akademik çalışırken döndüm niye çünkü bir türlü teşhis alamadığım ataklarda giden (hoş o zaman atak olduğunu da anlamıyordum da) bir hastalığım vardı....
varan 1 sağlığın yerindeyse şanslısın kanka, Allah başka dert vermesin, hayattaki en büyük nimet sağlık. ruh sağlığını korumak için istifayı basıp işten çıkabılmen bile büyük şey mesela büyük içgörü --ben asla ölüm eşiğine gelene kadar yapamadım. sonra kalbim "siterim böyle işi" dedi bir noktada! -aslında birkaç kere dedi bunu. meeh. mecbur kaldım. kalpsiz yaşanmıyor çünkü biliyon mu.
ha sonra dediğin başka bir konuda da haklısın. ben hiçbir yere başvurmuyorum mesela çünkü biliyorum muhalifim almazlarmümkün değil. bu CV meselesi değil çünkü ülke oraları geçeli çok oldu... kendimi niye o çileye sokayım. ben de kendi işimi kurdum başka ülkelere çalışıyorum. tatlı tatlı takılıyorum. ha başka şeyler yapma hedeflerim de yok mu. var ama olmazsa kendimi parçalamam. zaten sağlığım çok da müsaade etmiyor.
e sen avukatsın cicim zaten ufak ufak serbest çalışabilirsin. 2.si avrupada tekrar akademi düşünebilirsin. ben düşünüyorum mesela. ara ara gidiyorum. proje filan yazıyorum, kendimi zorla aldırıyorumgidip bakıyorum. bir yere gittim beğenmedim. şimdi başka bir yeri deniyorum cvp gelir bugün yarın. deneye deneye beğendiğim bir yer olursa gider çalışırım. neden olmasın? ben senden de büyüğüm. ya da gider 3 sene doktora yaparsın burada çalıştığın kadar çalıştıktan sonra yapılır gider. (evlenip eşini götüremeyeceksen o dertler varsa bilmiyorum yoksa yapılabilir) benim alanım tamamen farklı olduğu için sizde nasıl olur bilmiyorum ama illa böyle kısa süreli denenebilecek birşeyler de vardır diye düşünüyorum.
heh
gel gelelim ben evi 32 yaşındayken almıştım.
çünkü benim anam babam doktor değil
bu noktada burada yengenç'in de Mirta'nın da belirttiği şeylere geliyorum -zaten onları yazmak için girmiştim aslında--onlara katılıyorum bu açıdan. daha düşük sosyoekonomik sınıftan arkadaşlarım hep ev aldı benim de daha yüksek olanlar kendi almadı ama ailesi verdiyse başka. sülalem zaten fakir olduğu için herkes aldı bir şekilde o evi, çünkü almak zorundaydı...
hep dediğim gibi ben toprak damlı, suyu kanalizasyonu vs. olmayan, kerpiç, kümesten hallice bir evde doğdum. kalabalık ailede ilk çocuğum okumasam kaderim bambaşka olurdu.
bizim motivasyonlarımız başka oluyor. ki ben o "geleneksel" denilen hayatla alakası olmayan binlerce tercihi de çatır çatır yapmış bir kişiyim. yaparım. bedelini de öderim. memnunum da tercihlerimden.
fakat nasıl "soğuğa yiğitlik olmaz" derler ya. hava -20 ise donarsın cicim. istediğin kadar kahraman ol.
o hesap, aileden yok, düzenli geliri olacak iş dünyası insanı değilsin, evlenmemişsin, vs...eeee? ne yapacaksın migrencim üstelik hastasın belki 40 yaş ya da 50 yaştan sonra çalışamayacaksın? dedim. yiğitlikse o evi almak ödemek de bir tür yiğitlik. bence öyle. her ne kadar anti kapitalist bazı fikirlerim olsa da sonuna kadar gerçekçi de bir insanım. sokakta Das Kapital okuyamam ya.
şimdi ben evi kendim aldım ödedim, arabayı kendim aldım ödedim, belli fikirleri idealleri görüşleri olan bir insanım zaten
her iş her ortam bana göre değil ve ülkeden çok bunalıp sıkılırsam da gidip avrupada çalışıyorum ediyorum birkaç ay kafam dağılıyor filan da
e ben de kafama göre manita yapamıyorum mesela bu da varan 2. şanslısın ki bu ilişkin için çok mutlu olduğunu söylemiştin, hatırlıyorum başka bir konuda. daha önemlisi hala çocuk için vaktin var, düşünüp taşınıp yapabilirsin istiyorsan. bu da varan 3. mesela benim yok gibi birşey. daha gençsin, iyi bir ilişkin var, işin de var, bir şeylere motive olmak için daha ne ister insan?
demem o ki biri olsa birinde doğru tercihlerin olsa diğerinde olmayabiliyor, tercihin olsa şansın olmayabiliyor. ne yapalım? (10 sene önceki kredi oranlarının olmaması da şu anda 25 yaşında olanların kötü şansı mesela) ha benim istediğim kıstaslarda manita yapamamamla ülke koşullarının ne alakası var diyeceksiniz de e ülkede kalmış arkadaşım yok anacım. ilaç için 1 kişi kalmadı herkes gitti (şaka yok abartmıyorum), benim de öyle bir derdim var meselayeni kişi tanımak çok zor bulunduğum çevre için maalesef.
en çok da şey dediğini anlıyorum. bize çalış, oku, başarılı ol mutlu olacaksın dediler. en iyi yerleri okuduk. geldiğimiz yer bu mu olacaktı, böyle mi olmalıydı hissiyatını...
4 4lük olduramasam da elimden gelenle bu kadar oluyor diyip oyna devam migren diyorum ben artık...inan o kadar çok "ama hayır böyle olmayacaktı bu hikaye böyle değildi bana böyle dememişlerdi" dedim, o kadar kendimi yedim, hırpaladım ki. artık ikrah geldi. "tamam anladık, önümüze bakalım mı artık migren" dedim, der oldum çok şükür... biraz rahatladım o merhaleye gelince...
ben muğlada yaşıyorum, burada küçük güzel bir çevrem var, kafama göre denize giriyorum yazın. atıyorum amerikaya avrupaya gitsem (ki uğraşmam gerekir çünkü temelli gitmek apayrı bir olay ve benim CVm kurumsal değil) kaç şehirde buradaki hayatımı yaşarım emin değilim. kendi işim, kafama göre takılıyorum büyük oranda, saat maat derdim çok çok az zaman oluyor (kronik hastalıkta böyle şeyler önemli ve ben kurumsal hayat insanı değilim, o kesin). böyle tartıyorum yani. ölçüyorum biçiyorum seviyorum hayatımı diyorum nihayetinde.
bilmiyorum sana ilham olur mu?
neyse sadede geliyorum
belli ki "diğergam" bir insansın
eskiler öyle derdi. o nedenle şurada sen dilinde yazmaya cüret edebildiğim nadir kişilerden birisin pek bir hukukumuz da olmamasına rağmen, mazur görmeni dilerim. ben de eski toprak olmaya yakın bir bünye olarak yaşadığın kandırılmışlık hissini gerçekten anlarım ama buna rağmen iç huzuru bulabilmek de mümkün, ölç tart biç derim ben.
hayir tabii ki herkese genellemedim. sadece cevresindeki herkesin kariyeri on numarayken kimsenin evi yoksa demek ki odak noktalari ev degildir, demek istedim.
belki de krize hazirliksiz yakalandilar. bir söz vardi eskiden "param olduktan sonra her ev benim" derlerdi kiracilar, ev almak yerine.
iste simdi o duzen değişti paran oldugu halde kiraci olmak bile zorlasti.
ama zaten durumu alt orta olan insan hep krizdedir, haliyle daha hazirdir :)
maslow'un ihtiyaclar hiyerarşisi gibi, en önce barinma ihtiyacini karsilar.
alt gelir grubundakiler avucundaki üç kuruşa eşten dosttan borç alıp, kredi çekip ekleyerek mal mülk sahibi olurken beyaz yaka hala emlak balonunun patlamasını bekliyor.valla benim cevremde evli herkes öyle ya da böyle ev aldi. hiçbirinin de yuksek maaslari - harika bir kariyeri yoktu. cok ilginç ama biraz da düşük sosyoekonomik gruptan olmakla alakasi var. annem memur demissin ama annen iyi bir doktor:) baban da annene denk. yani egitimli ve varlikli bir ailede doğmuşsun. gayet güzel okullarda okumussun, yurtdışında yuksek lisans yapmışsın... hayata baktigin pencere "kendimi nasil gelistirebilirim / yuksek lisans nerede yapsam" penceresi. Daha düşük sosyoekonomik gruba mensup olanlar gibi "ulan bir ev alayim yarin kapiya konarim - acikta kalirim" penceresi degil. çünkü bu senin, ailenin ya da sosyal cevrenin gündemi degil çünkü zaten iyi egitimli - iyi kazanacak gruptasiniz.
Ama daha düşük sosyoekonomik gruplarda insanlar ortada kalmak nedir, yokluk nedir bildikleri için varını yoğunu mal mulk edinmeye harcar. evlenir mesela tum altinlarini bozdurup pesinat yapip araba alir. sonra birikim yapar arabasini da satar pesinatiyla kucuk ev alir, sonra borcu biter onu pesinat yapar, esten dosttan dolarla borc alir daha guzel ev alir... Bu arada da içlerinden cogu da rahatca yasamazlar. tatil yüzü görmeden, avm disinda guzel bir restorana gitmeden, kit kanaat yasarlar. Ama o malı da alirlar :)
benim yasitim arkadasimin 2 evi var mesela ikisi de istanbulda. ama sor yasadigi hayat nasil diye, maasin kadar kredi odemekten stres icinde gecen bir hayat.
cevremdeki genclerin evine giren para senin cevrendeki genclerin evine giren paranin yarisi kadarken benim cevremdeki cogu gencin evinin olup senin cevrendeki cogu gencin olmamasinin asil sebebi bu bence :))
isyan konusuna gelince tabii ki. hangimiz isyan etmiyoruz ki su ulkede bize reva gorulenlere?
ev konusunda da önümüz düğun zaten:) tüm eşi dostu sen davet et, annenler akrabalarina elden davetiye versinler :))
düğün takilariniza birikmisinizi ekleyip oturmayacaginiz bir ev alabilirsiniz. istanbuldan olmaz baska yerden olur. Tekirdag toki evleri ucuzdu mesela. icine de kiraci girer taksitlerin birazini o öder, birazini esin ve sen odersin. zaten zamanla enflasyona yenilir aylik ücretler seni yormamaya baslar. daha ileri tarihlerde de o evi satar pesinat yapar daha cici bir ev alirsiniz:)
falan filan. ev alamayacak bir geliriniz yok. ha tabii ki "neden bu kadar ugrasiyoruz en basit seyler icin bile" diyorsun
o konuda hepimiz katılıyoruz zaten
Ayni yaslardayiz, cok kotumser olmak istemiyorum ama ben emekli olabilecegimizi dusunmuyorum, o zamana kadar emekliligi kaldirirlar gibime geliyor. Acayip yasli nufus artiyor, genc nufus gelmiyor.
Japonyada emeklilik yasi simdiden 70in uzerine cikmis, 30 sene sonra ne olur bilemem. Yavastan para biriktirmek lazim.Almanyadayim. Burda bile emeklilige güvenmeyin. Kendiniz önlem alin diyorlarsahsen bende simdi emeklilik sisteminden birsey görecegime inanmiyorum.
Siz uzun süre para kazanma amaçlı değil, eğitim amaçlı çalışmışsınız. Evet doğru şu an uzmanlaşmış olduğunuz konuda iş bulmanız oldukça zor. İş imkanı kısıtlı. Ama bu şeçimleri siz yapmışsınız, yani açıkça para kazanma odaklı avukatlık yapmamayı siz seçmişsiniz. Yurt dışında çalışmayı deneyebilirsiniz.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?