Öncelikle artık içimdeki çocukluğumdan beri birikmiş şeyleri maalesef terapiye verecek param olmadığı için sırf birilerine anlatmış olmak adına bu hesabı açtığımı belirtmek istiyorum. Önden belirtiyorum uzun olabilir, isteyenler okusun o yüzden. Ben 23 yaşındayım ve üniversite son sınıf öğrencisiyim. Annemle birlikte yaşıyoruz ve 11 yaşındayken babamı kaybettim. Büründüğüm psikolojiyi anlamanız için ailemle ilgili biraz bilgi vermeye devam edeceğim bu kısımda. Ölünün arkasından konuşmak olmaz ama benim hatırladığım ve annemin anlattığı şeylerle babam iğrenç biriymiş. Babam annemden 21 yaş büyük (kendi isteğiyle kaçarak evlenmiş), annemi sürekli döven, aldatan, sosyal ve iş hayatında da oldukça kurnaz kişilikli, sağı solu belli olmayan biriymiş. Miş ekini kullanıyorum çünkü dediğim gibi babam vefat ettiğinde yaşım küçük olduğu için anneme yaşattığı bu şeylere tam anlamıyla şahit olamadım. Ama babam yaşarken bizim evin atmosferini hatırladığım kadarıyla babam çoğunlukla bizden kopuk ve ilgisiz, annem de hayatını ev işlerine ve bana adamış üzgün bir kadındı. Babam öldükten sonra babamın eski eşinden olan çocukları miras peşine düştüler ve yıllarca süren mahkemeler devam etti. Çeşitli tehditler ve evimize baskın yapmaları da cabasıydı. O zamanlar ben iyice içime kapandım, annem süreçten dolayı epey yıprandığı için bambaşka bir insana dönüştü. Babamın ölümüyle ilgili benimle hiçbir zaman konuşmadı. Gel zaman git zaman annemin kişiliği sanırım yaşadığı olaylardan ötürü epey bir değişti ve yontuldu. Bu yüzden bunları düşündükçe aslında ona kızamıyorum. Ben liseye geçtiğimde beni robotmuşum gibi kontrol eden, okuldan eve 5 dakika geç geldiğimde etmediği hakareti bırakmayan, özel ders aldırdığı dersin sınavından 100 yerine 90 aldığım için beni döven, bir sosyal hayatım olmasına izin vermeyen baskıcı ve otoriter birine dönüşmüştü. Şuan hemşirelik okuyor olsam da ilk üniversiteyi kazandığımda Hacettepe Sosyoloji bölümüne girmiştim. O kadar mükemmelliyetçi birine dönüşmüştü ki okuduğum bölümden memnun olmayıp çevremizdeki insanlara kızım Hacettepe Psikoloji kazandı Psikolog olacak diyip yalan söylüyordu. E tabi yaşadığımız şeylerden benim kişiliğim de nasibini almıştı çünkü git gide içime kapanmıştım. 14-20 yaşlarımın arası psikiyatristlerde geçti depresyondan çıkamadığım için. Bu süreçlerde annemle olan iletişimim de iyi değildi. 2 kelime etsek 3. ye geçerken mutlaka kavga ediyorduk. Derken durum bu zamanlara kadar geldi. Sanırım şuan annemle olan durumumuz ve iletişimimiz kronikleşmiş durumda. Şehir dışında okuyorum ve 3 aylığına yaz tatili için geldim. Böyle hissetmekten ne kadar üzülsem de annemle artık konuşasım gelmiyor çünkü biliyorum ki mutlaka kavga edeceğiz. Aranızdan bu düşündüklerini annenle paylaş diyeniniz mutlaka olacaktır ama inanın kaç kere konuştuk hatırlamıyorum. O anlık düzelir gibi olsak da tekrar eski halimize dönüyoruz. Az önce her zaman ki saçma tartışmalarımızdan biri yaşandı ortada hiçbir sebep yokken ve alakasız bir konudan. Bana "karakterin aynı babana benziyor" cümlesini kullandı. Babam vefat edeli 12 yıl olmasına rağmen kendisi hep lanet ederek bahseder ondan ve bu cümleyi kullanması o kadar ağırıma gitti ki. Aranızdan annen yaşadıkları yüzünden bu halde diyenler olacak evet haklısınız bunun ben de farkındayım. Bana çocukluğumdan beri annemin her davranışı için "annen çok zor şeyler yaşadı, anneni alttan al, onu anla" denildi zaten. Ben bu cümlelerle büyüdüm. Ama sorarım size peki ben ve benim gibi yanlış evliliklerin kurbanı olan binlerce çocuk ne olacak? Trajedi dolu aile hikayelerinin asıl kurbanlarının o ailenin çocukları olduğunu neden kimse anlatmıyor? Annemi içten içe canımdan çok seviyorum ama artık kendimi ondan çok uzak hissediyorum. İstesek de konuşamıyor, bir arada olsak bile mutlu olamıyoruz. Aynı evin içinde 2 düşman gibiyiz. Böyle olmak çok zoruma gidiyor ve düzelir mi bilemiyorum.