Annemle çok uzağım

dreamperl

Yeni Üye
Kayıtlı Üye
19 Haziran 2024
55
13
23
Öncelikle artık içimdeki çocukluğumdan beri birikmiş şeyleri maalesef terapiye verecek param olmadığı için sırf birilerine anlatmış olmak adına bu hesabı açtığımı belirtmek istiyorum. Önden belirtiyorum uzun olabilir, isteyenler okusun o yüzden. Ben 23 yaşındayım ve üniversite son sınıf öğrencisiyim. Annemle birlikte yaşıyoruz ve 11 yaşındayken babamı kaybettim. Büründüğüm psikolojiyi anlamanız için ailemle ilgili biraz bilgi vermeye devam edeceğim bu kısımda. Ölünün arkasından konuşmak olmaz ama benim hatırladığım ve annemin anlattığı şeylerle babam iğrenç biriymiş. Babam annemden 21 yaş büyük (kendi isteğiyle kaçarak evlenmiş), annemi sürekli döven, aldatan, sosyal ve iş hayatında da oldukça kurnaz kişilikli, sağı solu belli olmayan biriymiş. Miş ekini kullanıyorum çünkü dediğim gibi babam vefat ettiğinde yaşım küçük olduğu için anneme yaşattığı bu şeylere tam anlamıyla şahit olamadım. Ama babam yaşarken bizim evin atmosferini hatırladığım kadarıyla babam çoğunlukla bizden kopuk ve ilgisiz, annem de hayatını ev işlerine ve bana adamış üzgün bir kadındı. Babam öldükten sonra babamın eski eşinden olan çocukları miras peşine düştüler ve yıllarca süren mahkemeler devam etti. Çeşitli tehditler ve evimize baskın yapmaları da cabasıydı. O zamanlar ben iyice içime kapandım, annem süreçten dolayı epey yıprandığı için bambaşka bir insana dönüştü. Babamın ölümüyle ilgili benimle hiçbir zaman konuşmadı. Gel zaman git zaman annemin kişiliği sanırım yaşadığı olaylardan ötürü epey bir değişti ve yontuldu. Bu yüzden bunları düşündükçe aslında ona kızamıyorum. Ben liseye geçtiğimde beni robotmuşum gibi kontrol eden, okuldan eve 5 dakika geç geldiğimde etmediği hakareti bırakmayan, özel ders aldırdığı dersin sınavından 100 yerine 90 aldığım için beni döven, bir sosyal hayatım olmasına izin vermeyen baskıcı ve otoriter birine dönüşmüştü. Şuan hemşirelik okuyor olsam da ilk üniversiteyi kazandığımda Hacettepe Sosyoloji bölümüne girmiştim. O kadar mükemmelliyetçi birine dönüşmüştü ki okuduğum bölümden memnun olmayıp çevremizdeki insanlara kızım Hacettepe Psikoloji kazandı Psikolog olacak diyip yalan söylüyordu. E tabi yaşadığımız şeylerden benim kişiliğim de nasibini almıştı çünkü git gide içime kapanmıştım. 14-20 yaşlarımın arası psikiyatristlerde geçti depresyondan çıkamadığım için. Bu süreçlerde annemle olan iletişimim de iyi değildi. 2 kelime etsek 3. ye geçerken mutlaka kavga ediyorduk. Derken durum bu zamanlara kadar geldi. Sanırım şuan annemle olan durumumuz ve iletişimimiz kronikleşmiş durumda. Şehir dışında okuyorum ve 3 aylığına yaz tatili için geldim. Böyle hissetmekten ne kadar üzülsem de annemle artık konuşasım gelmiyor çünkü biliyorum ki mutlaka kavga edeceğiz. Aranızdan bu düşündüklerini annenle paylaş diyeniniz mutlaka olacaktır ama inanın kaç kere konuştuk hatırlamıyorum. O anlık düzelir gibi olsak da tekrar eski halimize dönüyoruz. Az önce her zaman ki saçma tartışmalarımızdan biri yaşandı ortada hiçbir sebep yokken ve alakasız bir konudan. Bana "karakterin aynı babana benziyor" cümlesini kullandı. Babam vefat edeli 12 yıl olmasına rağmen kendisi hep lanet ederek bahseder ondan ve bu cümleyi kullanması o kadar ağırıma gitti ki. Aranızdan annen yaşadıkları yüzünden bu halde diyenler olacak evet haklısınız bunun ben de farkındayım. Bana çocukluğumdan beri annemin her davranışı için "annen çok zor şeyler yaşadı, anneni alttan al, onu anla" denildi zaten. Ben bu cümlelerle büyüdüm. Ama sorarım size peki ben ve benim gibi yanlış evliliklerin kurbanı olan binlerce çocuk ne olacak? Trajedi dolu aile hikayelerinin asıl kurbanlarının o ailenin çocukları olduğunu neden kimse anlatmıyor? Annemi içten içe canımdan çok seviyorum ama artık kendimi ondan çok uzak hissediyorum. İstesek de konuşamıyor, bir arada olsak bile mutlu olamıyoruz. Aynı evin içinde 2 düşman gibiyiz. Böyle olmak çok zoruma gidiyor ve düzelir mi bilemiyorum.
 
Öncelikle artık içimdeki çocukluğumdan beri birikmiş şeyleri maalesef terapiye verecek param olmadığı için sırf birilerine anlatmış olmak adına bu hesabı açtığımı belirtmek istiyorum. Önden belirtiyorum uzun olabilir, isteyenler okusun o yüzden. Ben 23 yaşındayım ve üniversite son sınıf öğrencisiyim. Annemle birlikte yaşıyoruz ve 11 yaşındayken babamı kaybettim. Büründüğüm psikolojiyi anlamanız için ailemle ilgili biraz bilgi vermeye devam edeceğim bu kısımda. Ölünün arkasından konuşmak olmaz ama benim hatırladığım ve annemin anlattığı şeylerle babam iğrenç biriymiş. Babam annemden 21 yaş büyük (kendi isteğiyle kaçarak evlenmiş), annemi sürekli döven, aldatan, sosyal ve iş hayatında da oldukça kurnaz kişilikli, sağı solu belli olmayan biriymiş. Miş ekini kullanıyorum çünkü dediğim gibi babam vefat ettiğinde yaşım küçük olduğu için anneme yaşattığı bu şeylere tam anlamıyla şahit olamadım. Ama babam yaşarken bizim evin atmosferini hatırladığım kadarıyla babam çoğunlukla bizden kopuk ve ilgisiz, annem de hayatını ev işlerine ve bana adamış üzgün bir kadındı. Babam öldükten sonra babamın eski eşinden olan çocukları miras peşine düştüler ve yıllarca süren mahkemeler devam etti. Çeşitli tehditler ve evimize baskın yapmaları da cabasıydı. O zamanlar ben iyice içime kapandım, annem süreçten dolayı epey yıprandığı için bambaşka bir insana dönüştü. Babamın ölümüyle ilgili benimle hiçbir zaman konuşmadı. Gel zaman git zaman annemin kişiliği sanırım yaşadığı olaylardan ötürü epey bir değişti ve yontuldu. Bu yüzden bunları düşündükçe aslında ona kızamıyorum. Ben liseye geçtiğimde beni robotmuşum gibi kontrol eden, okuldan eve 5 dakika geç geldiğimde etmediği hakareti bırakmayan, özel ders aldırdığı dersin sınavından 100 yerine 90 aldığım için beni döven, bir sosyal hayatım olmasına izin vermeyen baskıcı ve otoriter birine dönüşmüştü. Şuan hemşirelik okuyor olsam da ilk üniversiteyi kazandığımda Hacettepe Sosyoloji bölümüne girmiştim. O kadar mükemmelliyetçi birine dönüşmüştü ki okuduğum bölümden memnun olmayıp çevremizdeki insanlara kızım Hacettepe Psikoloji kazandı Psikolog olacak diyip yalan söylüyordu. E tabi yaşadığımız şeylerden benim kişiliğim de nasibini almıştı çünkü git gide içime kapanmıştım. 14-20 yaşlarımın arası psikiyatristlerde geçti depresyondan çıkamadığım için. Bu süreçlerde annemle olan iletişimim de iyi değildi. 2 kelime etsek 3. ye geçerken mutlaka kavga ediyorduk. Derken durum bu zamanlara kadar geldi. Sanırım şuan annemle olan durumumuz ve iletişimimiz kronikleşmiş durumda. Şehir dışında okuyorum ve 3 aylığına yaz tatili için geldim. Böyle hissetmekten ne kadar üzülsem de annemle artık konuşasım gelmiyor çünkü biliyorum ki mutlaka kavga edeceğiz. Aranızdan bu düşündüklerini annenle paylaş diyeniniz mutlaka olacaktır ama inanın kaç kere konuştuk hatırlamıyorum. O anlık düzelir gibi olsak da tekrar eski halimize dönüyoruz. Az önce her zaman ki saçma tartışmalarımızdan biri yaşandı ortada hiçbir sebep yokken ve alakasız bir konudan. Bana "karakterin aynı babana benziyor" cümlesini kullandı. Babam vefat edeli 12 yıl olmasına rağmen kendisi hep lanet ederek bahseder ondan ve bu cümleyi kullanması o kadar ağırıma gitti ki. Aranızdan annen yaşadıkları yüzünden bu halde diyenler olacak evet haklısınız bunun ben de farkındayım. Bana çocukluğumdan beri annemin her davranışı için "annen çok zor şeyler yaşadı, anneni alttan al, onu anla" denildi zaten. Ben bu cümlelerle büyüdüm. Ama sorarım size peki ben ve benim gibi yanlış evliliklerin kurbanı olan binlerce çocuk ne olacak? Trajedi dolu aile hikayelerinin asıl kurbanlarının o ailenin çocukları olduğunu neden kimse anlatmıyor? Annemi içten içe canımdan çok seviyorum ama artık kendimi ondan çok uzak hissediyorum. İstesek de konuşamıyor, bir arada olsak bile mutlu olamıyoruz. Aynı evin içinde 2 düşman gibiyiz. Böyle olmak çok zoruma gidiyor ve düzelir mi bilemiyorum.
Düzeleceğini zannetmiyorum, okulunuz bitince , çalışmaya başlayın ve evinizi ayırın.
 
bence sen çok güçlü bir genç kızsın. Tek suçun da anne ve babanı seçememek ki hiçbirimiz seçemiyoruz. Yaşadıklarına rağmen hala anneni anlamaya çalışman çok olgunca. Umarım kendi aileni kurduğunda çok mutlu olursun
 
bence sen çok güçlü bir genç kızsın. Tek suçun da anne ve babanı seçememek ki hiçbirimiz seçemiyoruz. Yaşadıklarına rağmen hala anneni anlamaya çalışman çok olgunca. Umarım kendi aileni kurduğunda çok mutlu olursun
çok teşekkür ederim umarım
 
Anneniz de olsa,sizin üzerinizde emeği çok da olsa kendi mutsuzluklarının acısını sizden çıkarmaya hakkı yok.Annenizi olduğu gibi kabul edin,saygıda kusur etmeyin ama kendi önünüze bakın
Zaten öyle. Şu yaşıma kadar benim için çalışıp durdu yıllarca maddi hiçbir isteğimi göz ardı etmedi her şeyin en iyisini yapmaya çalıştı. Ama artık öyle bi psikolojiye girdim ki annemin benim için yıllardır bir işte çalışıp yoruluyor olmasından bile kendimi suçluyorum. Çünkü yaklaşık 8 yıldır çalışıyor sanırım 8 inde de istemeye istemeye ve zorlanarak çalıştığı için artık vefa borcum var gibi hissediyorum. Ama tabi bunları yaparken de otoriter ve mükemmelliyetçi birine dönüştü. Artık böyle kabul ediyorum elimden bir şey gelmiyor
 
Zaten öyle. Şu yaşıma kadar benim için çalışıp durdu yıllarca maddi hiçbir isteğimi göz ardı etmedi her şeyin en iyisini yapmaya çalıştı. Ama artık öyle bi psikolojiye girdim ki annemin benim için yıllardır bir işte çalışıp yoruluyor olmasından bile kendimi suçluyorum. Çünkü yaklaşık 8 yıldır çalışıyor sanırım 8 inde de istemeye istemeye ve zorlanarak çalıştığı için artık vefa borcum var gibi hissediyorum. Ama tabi bunları yaparken de otoriter ve mükemmelliyetçi birine dönüştü. Artık böyle kabul ediyorum elimden bir şey gelmiyor
Senin için çalışıp sana bakmak annenin zaten görevi. Seni dünyaya getirmeyi göze aldıysa bu saydıklarını yapmak zorunda. Annenin senin için çalışıp para kazanıp seni okutması ve ihtiyaçlarını, isteklerini karşılaması onun sorumluluğu. Nasıl bir psikolojiyle büyüdüğünü az çok anlayabiliyorum ama bunun için kendini suçlama
 
Yani annen zorluk çekti ise sen de çektin, sen de babasiz büyüdün. Senin ona empati yapmani beklerler ama annenin sana empati yapmasini kimse beklemez nedense. Calismaya baslayinca ayri eve cikarsan psikolojin üzerinde cok iyi bir etkisi olur. Ben oyle yapmistim.
 
Öncelikle artık içimdeki çocukluğumdan beri birikmiş şeyleri maalesef terapiye verecek param olmadığı için sırf birilerine anlatmış olmak adına bu hesabı açtığımı belirtmek istiyorum. Önden belirtiyorum uzun olabilir, isteyenler okusun o yüzden. Ben 23 yaşındayım ve üniversite son sınıf öğrencisiyim. Annemle birlikte yaşıyoruz ve 11 yaşındayken babamı kaybettim. Büründüğüm psikolojiyi anlamanız için ailemle ilgili biraz bilgi vermeye devam edeceğim bu kısımda. Ölünün arkasından konuşmak olmaz ama benim hatırladığım ve annemin anlattığı şeylerle babam iğrenç biriymiş. Babam annemden 21 yaş büyük (kendi isteğiyle kaçarak evlenmiş), annemi sürekli döven, aldatan, sosyal ve iş hayatında da oldukça kurnaz kişilikli, sağı solu belli olmayan biriymiş. Miş ekini kullanıyorum çünkü dediğim gibi babam vefat ettiğinde yaşım küçük olduğu için anneme yaşattığı bu şeylere tam anlamıyla şahit olamadım. Ama babam yaşarken bizim evin atmosferini hatırladığım kadarıyla babam çoğunlukla bizden kopuk ve ilgisiz, annem de hayatını ev işlerine ve bana adamış üzgün bir kadındı. Babam öldükten sonra babamın eski eşinden olan çocukları miras peşine düştüler ve yıllarca süren mahkemeler devam etti. Çeşitli tehditler ve evimize baskın yapmaları da cabasıydı. O zamanlar ben iyice içime kapandım, annem süreçten dolayı epey yıprandığı için bambaşka bir insana dönüştü. Babamın ölümüyle ilgili benimle hiçbir zaman konuşmadı. Gel zaman git zaman annemin kişiliği sanırım yaşadığı olaylardan ötürü epey bir değişti ve yontuldu. Bu yüzden bunları düşündükçe aslında ona kızamıyorum. Ben liseye geçtiğimde beni robotmuşum gibi kontrol eden, okuldan eve 5 dakika geç geldiğimde etmediği hakareti bırakmayan, özel ders aldırdığı dersin sınavından 100 yerine 90 aldığım için beni döven, bir sosyal hayatım olmasına izin vermeyen baskıcı ve otoriter birine dönüşmüştü. Şuan hemşirelik okuyor olsam da ilk üniversiteyi kazandığımda Hacettepe Sosyoloji bölümüne girmiştim. O kadar mükemmelliyetçi birine dönüşmüştü ki okuduğum bölümden memnun olmayıp çevremizdeki insanlara kızım Hacettepe Psikoloji kazandı Psikolog olacak diyip yalan söylüyordu. E tabi yaşadığımız şeylerden benim kişiliğim de nasibini almıştı çünkü git gide içime kapanmıştım. 14-20 yaşlarımın arası psikiyatristlerde geçti depresyondan çıkamadığım için. Bu süreçlerde annemle olan iletişimim de iyi değildi. 2 kelime etsek 3. ye geçerken mutlaka kavga ediyorduk. Derken durum bu zamanlara kadar geldi. Sanırım şuan annemle olan durumumuz ve iletişimimiz kronikleşmiş durumda. Şehir dışında okuyorum ve 3 aylığına yaz tatili için geldim. Böyle hissetmekten ne kadar üzülsem de annemle artık konuşasım gelmiyor çünkü biliyorum ki mutlaka kavga edeceğiz. Aranızdan bu düşündüklerini annenle paylaş diyeniniz mutlaka olacaktır ama inanın kaç kere konuştuk hatırlamıyorum. O anlık düzelir gibi olsak da tekrar eski halimize dönüyoruz. Az önce her zaman ki saçma tartışmalarımızdan biri yaşandı ortada hiçbir sebep yokken ve alakasız bir konudan. Bana "karakterin aynı babana benziyor" cümlesini kullandı. Babam vefat edeli 12 yıl olmasına rağmen kendisi hep lanet ederek bahseder ondan ve bu cümleyi kullanması o kadar ağırıma gitti ki. Aranızdan annen yaşadıkları yüzünden bu halde diyenler olacak evet haklısınız bunun ben de farkındayım. Bana çocukluğumdan beri annemin her davranışı için "annen çok zor şeyler yaşadı, anneni alttan al, onu anla" denildi zaten. Ben bu cümlelerle büyüdüm. Ama sorarım size peki ben ve benim gibi yanlış evliliklerin kurbanı olan binlerce çocuk ne olacak? Trajedi dolu aile hikayelerinin asıl kurbanlarının o ailenin çocukları olduğunu neden kimse anlatmıyor? Annemi içten içe canımdan çok seviyorum ama artık kendimi ondan çok uzak hissediyorum. İstesek de konuşamıyor, bir arada olsak bile mutlu olamıyoruz. Aynı evin içinde 2 düşman gibiyiz. Böyle olmak çok zoruma gidiyor ve düzelir mi bilemiyorum.
Anneni alttan almak zorunda değilsin. Zorla evlendirilmemis, kendi isteğiyle kaçmış ve seni yapmış. Şuan baban şöyle sen de böylesin deme hakkı yok. O yüzden vicdan azabı çekme . mesleğini eline al, ayrı eve çık ,hayatını yaşa. Gençliğinin en güzel zamanları kendi hatalarinin bedelini ödeyen annenle kavga ederek geçmesin. Belki sert oldu özür dilerim.
 
Zaten öyle. Şu yaşıma kadar benim için çalışıp durdu yıllarca maddi hiçbir isteğimi göz ardı etmedi her şeyin en iyisini yapmaya çalıştı. Ama artık öyle bi psikolojiye girdim ki annemin benim için yıllardır bir işte çalışıp yoruluyor olmasından bile kendimi suçluyorum. Çünkü yaklaşık 8 yıldır çalışıyor sanırım 8 inde de istemeye istemeye ve zorlanarak çalıştığı için artık vefa borcum var gibi hissediyorum. Ama tabi bunları yaparken de otoriter ve mükemmelliyetçi birine dönüştü. Artık böyle kabul ediyorum elimden bir şey gelmiyor
Otoriterligi belki de kendi yaptığı hatayı sizde yapmayın diyedir kızımın hayatıda benim. gibi maf olmasın diye sizi korumak için yapıyordur.
 
Çalış ve o evden ayrıl benimde ailevi yüzlerce problemim vardı hala daha devam etmekte yazmaya kalksam neler neler yazarım ama hatırlayıp kendimi üzmek bile istemiyorum o yüzden aynı evde kalma onunla
 
X