Hep duyuyorum duygu durum bozukluğu diyorlar ama tam olarak nasıl bir rahatsızlık? Yani bipolar birinin hayatı nasıl oluyor, kişi bipolar olduğunu nasıl fark ediyor, nasıl anlaşılıyor birinin bipolar olduğu? Okumasına, çalışmasına nasıl bir engel oluyor mesela merak ediyorum.
Anlatayım size.
Bipolar duygu-durum bozuklukları skalasında, ölümcül neticeleri olabilecek bir hastalıktır. (%60 intihar oranı veriliyor)
Kendi içinde türlere ve tanımlara ayrılır.
Klasik bipolar tanımı vardır mesela, genetik geçişi daha temizdir (Çocukta, nesilde görülme oranı düşüktür), başka mental rahatsızlıklar eşlik etmez, tedaviye daha kolay cevap verir, atipik bipolar tanımı vardır, seyri içinde okb gibi rahatsızlıklarla birlikte ortaya çıkabilir, tedaviye daha dirençlidir.
Tip1 bipolar vardır, majör depresyon (-10) ile mani atağını yaşar (+10), mani atağının da şiddeti kişiye göre değişir ancak ortak özellikleri vardır hepsinin, teşhiste kullanılır. Tip 2 bipolar vardır, daha çok depresyon ağırlıklı seyreder, mani atağı yaşanmaz sadece hipomaniye kadar bir taşkınlık durumu görülür.
Kişinin bipolar olduğunun teşhisi, genellikle manik dönemde gerçekleştiriliyor. Eğer bu teşhis bir depresyon ile geliyorsa genellikle hastalar bir süre takibe alınıyor ki mani bulgusu gösterecek mi; ayrıca görülme sıklığı olarak belli yaş aralıkları var. (Klasik bipolarda) 19-23 yaş, (Atipik bipolarda) 14-17 yaş gibi. Daha ergenlik döneminde ortaya çıkabiliyor.
Belirtileri:
Öfke patlamaları, öfkede artış.
Sonu düşünülmeden hareket etme, risk alma, ani-dürtüsel karar verme vb.
İştah değişimleri (En çok rastlanan iştahın kapanması)
Uyuyamama, insomnia hali.
Enerjide artış, sürekli hareketlilik hali, duramama.
Cinsel faaliyetlerde artış, riskli cinsel ilişkilerde bulunma
Artan konuşkanlık, çok konuşma, hızlı konuşma, şiirsel konuşma/kafiyeli konuşma.
Düşünce sıçramaları, konuları hızlı geçme, alakasız konuları birbirine bağlama.
Aşırı harcamalar, sürekli alış-veriş para harcama, bağışlama vb. (Maddi hesap yapamama, yine sonucunu düşünmeden hareket etme hali, ortak olarak bu vardır çoğu bipolarda)
Sürekli fikirlerle dolu zihin, sanatsal vb. üretkenlik
Depresyon dönemi belirtileri de depresif dönem bipolar teşhisinde yer alabilir.
Şöyle söyleyeyim nasıl engel olabiliyor; çünkü konu içinde çok bilmiş bir yorum gördüm "Evlenmeyi bilmiş de okumayı mı bilememiş" gibi. Tabii insan şahit olmayınca, yaşamayınca sallaması kolay oluyor böyle, size cevap verirken o kişinin bu iddiasını da çürüteyim:
Hastalık her zaman aynı seyrinde giden bir hastalık değil ve dediğim gibi, tür tür.
Bazen alevli zamanları olur, bazen hastalık uykuya geçer, bazen düzenli tedavi anca yanıt verir ve iyileşme görülmeye başlar. Şöyle söyleyeyim, bu hastalık asla geçmiyor, bir bomba gibi düşünün siz ilaçlarınızı düzenli kullandığınız müddetçe o bombanın ateşi daha kontrol altında ilerliyor ancak tedavi istenilen şekilde gitmiyorsa, çevresel bir faktör etkilediyse tedavi sırasında (Üzücü bir olay mesela), ilaca rağmen doz arttırmak gerekebiliyor ve bombanın fitili ne kadar uzundur, patlar mı patlamaz mı bilemiyorsunuz. Patladığında zaten atak geliyor.
Misal, ben bu hastalığın belirtilerini üni. son sınıfta ağır yaşamaya başladım. Lisede de belirti gösteriyordu ancak idare edebiliyordum, okulumdan geri koyabilecek ağırlıkta bir depresyon-mani yaşamadım, yer yer zorlasa da okulumu rahat bir şekilde tamamladım. Ancak üni. sonda ağır bir mani atağı geçirdim ve devamında majör depresyona girdim. Bu süreçte çok ağır ilaçlar kullandım ve bu ilaçların yan etkileri, tedavi süreci hepsi dahil benim için daha büyük bir zorluk haline geldi. Kullandığım ilaçlar yüzünden uykudan kafamı kaldıramazdım. Ne zaman okula gidecektim?
Bir sene aktif tedavi sırasında üni. son sınıfta okulumu dondurdum. Sonraki dönem ise tedavimden olumlu yanıt aldıkça kalan senemi yavaş yavaş tamamladım. Bu tedavi süreci daha zorlu olsaydı, belki de tamamlayamazdım.
27 yaşında, tedavimin 6. senesinde evlendim ve o süreçte çok ilerleme kaydetmiştik. 6 sene boyunca çeşitli ilaçlara alıştım, düzenimi kurdum, ailem de destekçiydi. Aklım da gayet yerinde olduğu için evlendim.
Evliliğimin ilk senesi ufak bir atak geçirdim, düğün töreni-yeni ev hazırlığı-yeni yaşam düzeni gibi stresli ve aynı zamanda heyecanlı bu süreçte tetiklendim. İlaçlarımın dozu arttırıldı, hastalık tekrar dindi, üç sene kadar atak gelmedi, doktor gözetiminde çocuk yapmaya karar verdim. Doğumu gerçekleştirdim, lohusa dönemi hastalığım minik bir depresyon gelecek şekilde tetiklendi ki oğlumu 8 aylık sütten kesip ilaçlarıma tekrar başladım. Şimdi oğlum 5 yaşında, evliliğim 8. senesini bitirecek, kendi işimi kurdum mutluyum huzurluyum, hastalığım tekrar kontrol altında ve düzende.
Ama ilk teşhis dönemleri yaklaşık 6 senelik bir süreç, tedavi ve alışma konusunda oldukça zorlayıcıydı. Okulumu belki tamamlayamayabilirdim, hastalığımın en alevli, en yorucu, ilaçların en berbat hissettirdiği dönemlerdi, öyle ki 21 yaşında tecrübe ettiğim depresif dönemde hastalığım ve kullandığım ağır ilaçlar sebebi ile hafızam konuşmayı unutacak kadar geriledi, sanki anadilimi 2 ayda sıfırdan, yeniden öğrendiğim bir dönem yaşadım.
Yani zor. Yani neyin nereden geleceği belli değil. Zamanla içgörü geliştiriyor, tecrübe kazanıyor ve biraz da parlak bir zekanız varsa artık hastalığın kendinizdeki seyrini çözüyor, ona göre adımlar atmaya başlıyorsunuz.
Yani okul, evlilik, iş hayatı, pek çok şeyde zorlayıcı ve evet engel olabilen bir hastalık, aynı zamanda bunları yine de gerçekleştirebileceğiniz bir hastalık. Tedavi sürecinize, çevresel faktörlere, yaşınıza, teşhis zamanınıza her şeye göre fark eder.