Annemin bana yaptığı haksızlık mı değil mi?

Hiç sanmıyorum doğum gününde aldığı hediye için bile kardeşine alamadım borcum vardı diyen annenin bunları zorda kalınca söyleyeceğini ilgilenmediği için vicdan azabını böyle bastırdığını düşünüyorum
Bir tanıdığım var çok yakınım, aile bile denilebilir derecede yakın. Gelirleri çok iyi. 2 oğlu var. Büyük oğlan 2 yıllık okuldan mezun olmadan evlendi. Hemen arkadan çocuk yaptı. Karısı çalışmıyor kendisi asgari ücretli. Düğünü yapıldı eşyası alındı. Yetmedi bedelli askerlik parası ödendi, arabası alındı. Bebeğin bezinden mamasına hatta ek gıdasına haftalık yiyeceği balığa kadar her hafta alındı. Sonra bu çocuk bir gün aman sanki ne harcandınız ki bize kardeşim hala okuyor yok yüksek lisans yok doktora falan dedi. Babası da o sinirle sadece ama sadece bebeğe yaptığı masrafın listesini kalem kalem yazıp gönderdi oğlana. Ve o günden beri konuşmuyorlar, görüşmüyorlar yardım falan yok. Oğlan en son bizden borç istiyordu.
 
Eminim ki negatif etkileri vardır ama konunun başından sona okuduğum yorumlarda ve çevremde gördüğüm kadarıyla duygu durum bozukluğu yaşayan insanların bir şekilde hayata adapte olabildiklerini görüyorum kardeşinin bunu seçmemesi niye büşra ya vicdanen yük olmalı bunu anlayamıyorum ortada zihinsel engelli ya da hayatsal fonksiyonlarını idare edemeyen bir çocuk yok . Şimdiden iki ev bir ev olaylarına girmnin ne manası var?

Kardeşi 22 yaşlarında değil mi?
Bu yaşlar hastalığın en alevli yaşandığı yaşlardır ortak olarak. Ani ataklarla sınanabilir insan ve bunun tekrar gelişinden korkar.
Siz çevrenizde gözlemlemişsiniz iki kişide dışarıdan, ben bizzat tip 1 hızlı döngülü bipolar hastasıyım ve %40 engelim var. Buradaki yorumlarıma bakınız, dengesiz, mantıksız, akıldan uzak bir tanesini bulup çıkarabilirseniz üyelik iptali yaparım. Ancak 21 yaşındayken bunu iddia edemezdim. İlk ataklarımı yaşamıştım ve korkuyordum tekrar aynı hale düşeceğim, rezil olacağım diye ve bu korku beni sosyal olarak pasifize ediyordu, kabuğuma çekiliyordum.

Büşra anlatmış ki:
Kardeşimi dil kursuna yazdırdılar, ilk gününden ağlayarak bıraktı.
Annem diyor ki kardeşin yalnız, hiç arkadaşı yok, senin arkadaş çevrene girsin.

Bakın bunlar ipucu. Bu kız sosyal olarak kendini geri çektiği "Ya yine atak yaşarsam herkesi kendime baktırırsam" diye korktuğu bir süreçte ki bipoların tedavi sürecinde -kendinizi zorlayarak sosyalleşin, yalnızlaştırmayın- diye üstüne basıla basıla söylenir. Çünkü hastalar böyle bir süreçten illaki geçerler, bir süre kendilerini ürkek bir ceylan gibi yuvalarına kapatma eğilimindedirler, kendilerinden korkarlar, hayatı algılama biçimleri atak sonrası değişmiştir, bir sorgulama süreci yaşarlar.

Ben zannetmiyorum ki Büşra oturdu, kardeşi ile abla-kardeş neler hissettiklerine dair samimi sohbetler gerçekleştirebildiler. Çünkü Büşra'nın her lafının altı, kız kardeşinin hastalığının ardına sığındığı, onunla kendini acındırdığı ve aslında öyle olmadığı o kadar kötü bir durum yaşamadığı yönünde. Bunun sohbetinin gerçekleştiğini zannetmiyorum, Büşra kardeşini damgalayıp geçmeyi tercih etmiş gibi görünüyor bana.

"Kursa yazdırdılar ama o ağladı, sıkıya geldi kaçtı ama evlenmeyi biliyor"

Belki de artık kardeşi, evliliği, "Normal hayata" tutunabileceği ve denenmemiş diğer yol olarak görüyor. Belki de "Yapayalnız mı kalacağım, yine atak geçirirsem yanımda kimler olacak?" diye korkuyor ve kendisini her şartta kabul edebilecek bir hayat arkadaşı istiyor?

Ha bana sorarsanız, 22 yaşında bipolar hastası biri, evlilikte acele etmemeli, kendine biraz daha zaman tanımalı. Ama ben bu konuların "Aile" olup abla, kardeş, anne heps beraber konuşulduğu, sarıp sarmalandığı bir ortam olduğunu düşünmüyorum Büşra'ların evinde nitekim burada Büşra'ya bakıyorum, kardeşinin ailesi değil sanki ezeli düşmanı gibi yazıyor.
 
Kardeşi 22 yaşlarında değil mi?
Bu yaşlar hastalığın en alevli yaşandığı yaşlardır ortak olarak. Ani ataklarla sınanabilir insan ve bunun tekrar gelişinden korkar.
Siz çevrenizde gözlemlemişsiniz iki kişide dışarıdan, ben bizzat tip 1 hızlı döngülü bipolar hastasıyım ve %40 engelim var. Buradaki yorumlarıma bakınız, dengesiz, mantıksız, akıldan uzak bir tanesini bulup çıkarabilirseniz üyelik iptali yaparım. Ancak 21 yaşındayken bunu iddia edemezdim. İlk ataklarımı yaşamıştım ve korkuyordum tekrar aynı hale düşeceğim, rezil olacağım diye ve bu korku beni sosyal olarak pasifize ediyordu, kabuğuma çekiliyordum.

Büşra anlatmış ki:
Kardeşimi dil kursuna yazdırdılar, ilk gününden ağlayarak bıraktı.
Annem diyor ki kardeşin yalnız, hiç arkadaşı yok, senin arkadaş çevrene girsin.

Bakın bunlar ipucu. Bu kız sosyal olarak kendini geri çektiği "Ya yine atak yaşarsam herkesi kendime baktırırsam" diye korktuğu bir süreçte ki bipoların tedavi sürecinde -kendinizi zorlayarak sosyalleşin, yalnızlaştırmayın- diye üstüne basıla basıla söylenir. Çünkü hastalar böyle bir süreçten illaki geçerler, bir süre kendilerini ürkek bir ceylan gibi yuvalarına kapatma eğilimindedirler, kendilerinden korkarlar, hayatı algılama biçimleri atak sonrası değişmiştir, bir sorgulama süreci yaşarlar.

Ben zannetmiyorum ki Büşra oturdu, kardeşi ile abla-kardeş neler hissettiklerine dair samimi sohbetler gerçekleştirebildiler. Çünkü Büşra'nın her lafının altı, kız kardeşinin hastalığının ardına sığındığı, onunla kendini acındırdığı ve aslında öyle olmadığı o kadar kötü bir durum yaşamadığı yönünde. Bunun sohbetinin gerçekleştiğini zannetmiyorum, Büşra kardeşini damgalayıp geçmeyi tercih etmiş gibi görünüyor bana.

"Kursa yazdırdılar ama o ağladı, sıkıya geldi kaçtı ama evlenmeyi biliyor"

Belki de artık kardeşi, evliliği, "Normal hayata" tutunabileceği ve denenmemiş diğer yol olarak görüyor. Belki de "Yapayalnız mı kalacağım, yine atak geçirirsem yanımda kimler olacak?" diye korkuyor ve kendisini her şartta kabul edebilecek bir hayat arkadaşı istiyor?

Ha bana sorarsanız, 22 yaşında bipolar hastası biri, evlilikte acele etmemeli, kendine biraz daha zaman tanımalı. Ama ben bu konuların "Aile" olup abla, kardeş, anne heps beraber konuşulduğu, sarıp sarmalandığı bir ortam olduğunu düşünmüyorum Büşra'ların evinde nitekim burada Büşra'ya bakıyorum, kardeşinin ailesi değil sanki ezeli düşmanı gibi yazıyor.
yorumunuza diyeceh hiçbir şey bulamııyorum haklısınız ama Büşra da kardeşine niye bu kadar duyarsızlaşmış bence bunun sebebi de aile diyorsunuz ya senin arkadaşların var onların da yanına götür demiş ailesi yani seni okuttuk bak o yapamadı ama sen yptın değişik bir şekilde hırs almış annesi kızından resmen diğer kızının yapamadıkları için sorunu olmayan çocuğu bastırmak nedir?

Ben kardeşi bahanelere sığınıyor birşey yapmıyor demedim aslında çevremde de çok yakınlarımdan iki kişide gördüğüm bir hastalık bu ama Büşra nın kardeşine destek olması için bence ailesinin aynı şekilde ona da yaklaşması gerekiyordu.
 
Bir tanıdığım var çok yakınım, aile bile denilebilir derecede yakın. Gelirleri çok iyi. 2 oğlu var. Büyük oğlan 2 yıllık okuldan mezun olmadan evlendi. Hemen arkadan çocuk yaptı. Karısı çalışmıyor kendisi asgari ücretli. Düğünü yapıldı eşyası alındı. Yetmedi bedelli askerlik parası ödendi, arabası alındı. Bebeğin bezinden mamasına hatta ek gıdasına haftalık yiyeceği balığa kadar her hafta alındı. Sonra bu çocuk bir gün aman sanki ne harcandınız ki bize kardeşim hala okuyor yok yüksek lisans yok doktora falan dedi. Babası da o sinirle sadece ama sadece bebeğe yaptığı masrafın listesini kalem kalem yazıp gönderdi oğlana. Ve o günden beri konuşmuyorlar, görüşmüyorlar yardım falan yok. Oğlan en son bizden borç istiyordu.
İyi de bu anlattığınız zaten anne babayı kullanan onun üzerinden geçinen çocuğun hikayesi bu anne baba bu çocuğa vermeye devam edecek ama diğer çocuklar umursanmayacak mesele bu işte. Aileler bir çocuklarına sonsuz verici olurken bazen diğer çocuklarının temel ihtiyaçlarına bile laf edebiliyorlar .

Ben hiç unutmam bir ara babamın tüm işleri bitti çok zor durumdaydı ve sınav senem olduğu için benim de dershaneye gitmem gerekiyordu babamın cidden diğer ayda ekmek alacak parası yok ve mecbur gitmem lazım yoksa kazanamayacağım hayatımda ilk defa 19 yaşımda birinden bişey istedim bakın ilk ve sondur 26 yaşındayım nefret ederim talep etmekten büyükanneme gittim bana ayda 200 lira verebilir misin dedim bana ne anlattı biliyor musunuz iki maaşını da teyzem zor durumda olduğu için ona harcıyormuş aylık beş yüz tl de torunlarına harçlık veriyormuş bana veremezmiş. Zorunda mıydı vermek değildi istese verebilir miydi çok rahat verebilirdi bakın çok rahat vermemesinin tek sebebi neydi biliyor musunuz para akıttığı çocuğunun kızı değildim. Zerrece kızmadım çocuk sayılırım o zamanlar ama bir dha asla eskisi gibi bir sevgi hissetmedim onna karşı sizce burda mesele bana vermediği 200 tl olabilir mi? Bunu bir düşünmenizi istiyorum
 
Bir tanıdığım var çok yakınım, aile bile denilebilir derecede yakın. Gelirleri çok iyi. 2 oğlu var. Büyük oğlan 2 yıllık okuldan mezun olmadan evlendi. Hemen arkadan çocuk yaptı. Karısı çalışmıyor kendisi asgari ücretli. Düğünü yapıldı eşyası alındı. Yetmedi bedelli askerlik parası ödendi, arabası alındı. Bebeğin bezinden mamasına hatta ek gıdasına haftalık yiyeceği balığa kadar her hafta alındı. Sonra bu çocuk bir gün aman sanki ne harcandınız ki bize kardeşim hala okuyor yok yüksek lisans yok doktora falan dedi. Babası da o sinirle sadece ama sadece bebeğe yaptığı masrafın listesini kalem kalem yazıp gönderdi oğlana. Ve o günden beri konuşmuyorlar, görüşmüyorlar yardım falan yok. Oğlan en son bizden borç istiyordu.
Oh olmuş. Musluğu kesince anlaşılır kıymeti işte böyle.
 
yorumunuza diyeceh hiçbir şey bulamııyorum haklısınız ama Büşra da kardeşine niye bu kadar duyarsızlaşmış bence bunun sebebi de aile diyorsunuz ya senin arkadaşların var onların da yanına götür demiş ailesi yani seni okuttuk bak o yapamadı ama sen yptın değişik bir şekilde hırs almış annesi kızından resmen diğer kızının yapamadıkları için sorunu olmayan çocuğu bastırmak nedir?

Ben kardeşi bahanelere sığınıyor birşey yapmıyor demedim aslında çevremde de çok yakınlarımdan iki kişide gördüğüm bir hastalık bu ama Büşra nın kardeşine destek olması için bence ailesinin aynı şekilde ona da yaklaşması gerekiyordu.

Ben ailenin davranışlarının Büşra'ya göre şekillendiğini ve tepkiselleştiğini düşünüyorum.
Yani anne baba Büşra'ya öyle davrandı da Büşra şimdi böyle bu kadar duyarsızlaştı değil, kardeşinin hastalık sürecinde, ilk teşhis döneminde mecburen anne babanın büyük ilgisi kardeşe kaydığı için Büşra'nın taleplerinin eskisi gibi karşılanamaz olması sonucunda böyle düşman kesildiğini düşünüyorum. Büşra, payına düşen ilgiyi, hastalığı bahane(!) ederek kardeşinin çaldığını düşünüyor, Büşra kardeşinin hastalığının öneminden bihaber ve umurunda değil (Buradaki yazılarında hep bu hava var). Ailenin dikkati kardeşine kaydığı için öfkeli. "Ben o kadar okudum, çalıştım emeklerini boşa çıkarmadım ama şuna bakın, o sadece hastalığıyla bütün ilgiyi topluyor!" diye tepkili ve bu davranışın sonucunda da anne artık böyle oldu diye düşünüyorum.

Anne'nin hatası olarak sayabileceğim tek şey, kızındaki bu kıskançlığı açıkça oturup, onunla konuşmaması ve "Sana şunu yaptık bunu yaptık daha ne istiyorsun!" diyerek tepki göstermesi. Ama canına tak etmiştir evladının hastalığı ile uğraşırken annenin de artık laf anlatacak hali yoktur hangi biriyle uğraşsın kadın, onu da anlarım. Büşra da ufacık kız değil neticede.
 
Bir tanıdığım var çok yakınım, aile bile denilebilir derecede yakın. Gelirleri çok iyi. 2 oğlu var. Büyük oğlan 2 yıllık okuldan mezun olmadan evlendi. Hemen arkadan çocuk yaptı. Karısı çalışmıyor kendisi asgari ücretli. Düğünü yapıldı eşyası alındı. Yetmedi bedelli askerlik parası ödendi, arabası alındı. Bebeğin bezinden mamasına hatta ek gıdasına haftalık yiyeceği balığa kadar her hafta alındı. Sonra bu çocuk bir gün aman sanki ne harcandınız ki bize kardeşim hala okuyor yok yüksek lisans yok doktora falan dedi. Babası da o sinirle sadece ama sadece bebeğe yaptığı masrafın listesini kalem kalem yazıp gönderdi oğlana. Ve o günden beri konuşmuyorlar, görüşmüyorlar yardım falan yok. Oğlan en son bizden borç istiyordu.
Iste böyle delirtiyorlar ana babayi
 
Ben ailenin davranışlarının Büşra'ya göre şekillendiğini ve tepkiselleştiğini düşünüyorum.
Yani anne baba Büşra'ya öyle davrandı da Büşra şimdi böyle bu kadar duyarsızlaştı değil, kardeşinin hastalık sürecinde, ilk teşhis döneminde mecburen anne babanın büyük ilgisi kardeşe kaydığı için Büşra'nın taleplerinin eskisi gibi karşılanamaz olması sonucunda böyle düşman kesildiğini düşünüyorum. Büşra, payına düşen ilgiyi, hastalığı bahane(!) ederek kardeşinin çaldığını düşünüyor, Büşra kardeşinin hastalığının öneminden bihaber ve umurunda değil (Buradaki yazılarında hep bu hava var). Ailenin dikkati kardeşine kaydığı için öfkeli. "Ben o kadar okudum, çalıştım emeklerini boşa çıkarmadım ama şuna bakın, o sadece hastalığıyla bütün ilgiyi topluyor!" diye tepkili ve bu davranışın sonucunda da anne artık böyle oldu diye düşünüyorum.

Anne'nin hatası olarak sayabileceğim tek şey, kızındaki bu kıskançlığı açıkça oturup, onunla konuşmaması ve "Sana şunu yaptık bunu yaptık daha ne istiyorsun!" diyerek tepki göstermesi. Ama canına tak etmiştir evladının hastalığı ile uğraşırken annenin de artık laf anlatacak hali yoktur hangi biriyle uğraşsın kadın, onu da anlarım. Büşra da ufacık kız değil neticede.
Belki de sizin bu varsayımınız doğrudur bende bu anlattıklarınızın tam tersi şeklinde yaşandığını düşündüm açıkcası normal hayatımda tanımadığım için hangisi Büşra bilemiyorum
 
İyi de bu anlattığınız zaten anne babayı kullanan onun üzerinden geçinen çocuğun hikayesi bu anne baba bu çocuğa vermeye devam edecek ama diğer çocuklar umursanmayacak mesele bu işte. Aileler bir çocuklarına sonsuz verici olurken bazen diğer çocuklarının temel ihtiyaçlarına bile laf edebiliyorlar .

Ben hiç unutmam bir ara babamın tüm işleri bitti çok zor durumdaydı ve sınav senem olduğu için benim de dershaneye gitmem gerekiyordu babamın cidden diğer ayda ekmek alacak parası yok ve mecbur gitmem lazım yoksa kazanamayacağım hayatımda ilk defa 19 yaşımda birinden bişey istedim bakın ilk ve sondur 26 yaşındayım nefret ederim talep etmekten büyükanneme gittim bana ayda 200 lira verebilir misin dedim bana ne anlattı biliyor musunuz iki maaşını da teyzem zor durumda olduğu için ona harcıyormuş aylık beş yüz tl de torunlarına harçlık veriyormuş bana veremezmiş. Zorunda mıydı vermek değildi istese verebilir miydi çok rahat verebilirdi bakın çok rahat vermemesinin tek sebebi neydi biliyor musunuz para akıttığı çocuğunun kızı değildim. Zerrece kızmadım çocuk sayılırım o zamanlar ama bir dha asla eskisi gibi bir sevgi hissetmedim onna karşı sizce burda mesele bana vermediği 200 tl olabilir mi? Bunu bir düşünmenizi istiyorum
Ama sizin durumunuz ile arkadasin anlattığının ilgisi yokki ,Arkadasin anlattigi olay konu sahibininkine benziyor ,adam delirmiş en son kalem kalem her şeyin lafını etmiş
 
İyi de bu anlattığınız zaten anne babayı kullanan onun üzerinden geçinen çocuğun hikayesi bu anne baba bu çocuğa vermeye devam edecek ama diğer çocuklar umursanmayacak mesele bu işte. Aileler bir çocuklarına sonsuz verici olurken bazen diğer çocuklarının temel ihtiyaçlarına bile laf edebiliyorlar .

Ben hiç unutmam bir ara babamın tüm işleri bitti çok zor durumdaydı ve sınav senem olduğu için benim de dershaneye gitmem gerekiyordu babamın cidden diğer ayda ekmek alacak parası yok ve mecbur gitmem lazım yoksa kazanamayacağım hayatımda ilk defa 19 yaşımda birinden bişey istedim bakın ilk ve sondur 26 yaşındayım nefret ederim talep etmekten büyükanneme gittim bana ayda 200 lira verebilir misin dedim bana ne anlattı biliyor musunuz iki maaşını da teyzem zor durumda olduğu için ona harcıyormuş aylık beş yüz tl de torunlarına harçlık veriyormuş bana veremezmiş. Zorunda mıydı vermek değildi istese verebilir miydi çok rahat verebilirdi bakın çok rahat vermemesinin tek sebebi neydi biliyor musunuz para akıttığı çocuğunun kızı değildim. Zerrece kızmadım çocuk sayılırım o zamanlar ama bir dha asla eskisi gibi bir sevgi hissetmedim onna karşı sizce burda mesele bana vermediği 200 tl olabilir mi? Bunu bir düşünmenizi istiyorum
Hah işte bu hikayedeki oğlan = büşra.
 
Ama sizin durumunuz ile arkadasin anlattığının ilgisi yokki ,Arkadasin anlattigi olay konu sahibininkine benziyor ,adam delirmiş en son kalem kalem her şeyin lafını etmiş
İşte diyorum ki bu aileler tüm herşeyi birine akıtıyor diğeri birşey isteyince yapmayabiliyor bu oluyor yani burda akıtılan çocuğun diğer kardeşlerine bakmak lazım eminim aile onlardan da alıp bu çocuğa veriyorlardır. Bazen anne ve babanın yaptığı hatalar kardeşler arasındaki ilişkiyi bile etkileyebiliyor ben taa ananemle yaşadığımı anlattım siz düşünün. Bana vermek zorunda mıydı hayır değildi. O yüzden bir konu üzerinde aile yardım etmek zorunda değil toruna şunu yapmak zorunda değil kavramını anlayamıyorum yardım etmiyorsa maddi olarak cidden orda sevgide eksiklik vardır bence kendinden vermekten bahsetmiyorum yanlış anlaşılmasın ama cidden dardaysa insan kardeşine annesine evladına destek atmalı atmıyorsa da bi yerde çıkıp ama biz akrabayız dememeli
 
Amin abla. Önceki konumda da yazdım kardeşimin kendi hayatını idame ettirdiğini görmeden allah canımı almasın inşallah. Evlat olur da allah hayırlı evlat nasip etsin.
Amin Allah gönlünüze göre versin ablacım, ben ağzımızdan çıkana dikkat etmemiz gerektiğini düşünenlerdenim, hani bazen evlat olsun diye içimiz çok yanar, olsun da taştan topraktan olsun deriz, evlat olacaksa vicdanlı olsun, merhametli olsun, anne babasına dünyada cehennemi yaşatacaksa olmasın daha iyi bence.
T

Benim abim de babama bunu yaptı Mune, işleri yürüteyim inşaatla alakalı yürütmeyle alâkalı işler var diyerek, hastaneden götürüp vekaletnamesini aldı :KK43: Meğer tüm malların satış yetkisini almış, ben tekrar babamla gidip bozdurmuştum.
Abiniz gibi evlatlar da çok maalesef, bende nice hikayeler var böyle, o yüzden evladında hayırlısı.
benim Mune Mune tek çocuk candır :KK70:

bir de @Neyapsamkisimdi dediğine de katılmakla beraber ben daha şimdiden oğlum çocuk sahibi olurken ona ne şekilde yardım edebilirim o zaman ne kadar emekli maaşı alırız, şu evin kirasını onlara bağlarız vs diye bir tek ben mi düşünüyorum bilmiyorum. Çocuk gözüyle bakınca çok çıkarcı, çocuğum benden direkt isterse garip olabilir ama bir anne torununa da yardım etmeli diye düşünüyorum yaa. Bana babannem, allah rahmet eylesin, çok yardım etti, belki de öyle gördük onu yaşatmaya çalışıyoruz bilemiyorum ama bir anne baba rahat içinde yaşıyorken çocuklarına yardım etmemesi çok garip geliyor aslında.

Siz öyle görmüşsünüz o yüzden olayın kötü yanlarını görmüyorsunuz, şimdi bu lafı dedim diye yadırganabilir ama oğlunuz henüz küçüktür, büyüsün ailenize el kızı girsin fikirleriniz değişebilir, el oğlu da girince değişebilir.

Bir kızım var, biz gözümüzü yumunca hayatını idame ettirip kimseye muhtaç olmayacağı kadar yatırım yaptık ama diyorum ya Allah insana hayırlı vicdanlı evlat, hayırlı vicdanlı gelin ve damat nasip etsin, anne babasının elinden binbir entrikayla malını mülkünü alan evlatlar da var, karısını/kocasını kandırıp zerre emeği olmayan mülklerin üzerine konanlar da var.
Ölürüz, mirasımızı yer orası onu ilgilendirir ama herkes çalışsın, terini döksün mal mülk edinmenin ne kadar zor olduğunu görsün ki malının kıymetini bilsin isterim, bu sebeple de kızıma sağlığımızda mal mülk vermiyoruz, vermeyi de düşünmüyoruz çalışarak başarsın, yetemediği yerde el uzatmamız gerekirse uzatırız.

Torunlara gelince, bir akrabam var o da 3 çocuklu, maddi imkanları gayet yerinde, bugün ölse kalacak miras torunlarına, torunların çocuklarına dahi yeter ama ben evlada da torunlara da emeksiz yemek verme taraftarı değilim, ki bu akrabam tüm çocuklarına oturmaları için ev verdi, hala sağ Allah ömür versin ama özellikle erkek evlatları babaları verdikçe daha fazlasını istedi, ev verdi yetmedi araba istediler, yetmedi bir tanesi kendisine dükkan açtırtmış, yetmedi erkek evlatlardan birinin erkek çocukları var, dede değil misin senin soyadını taşıyorlar, oğullarım üzerine de mal vereceksin dedi, dedeleri oğlanların sünnetine kadar yaptırdı, eğer görmek nasip olursa evlenirken düğünlerini de dedeye yaptırırlar.

Bu arada bu evlatlar 25'lik değil, hepsi 40-50 yaş grubu insanlar, hayatları boyunca doğru dürüst çalışmamış, mal mülk nasıl edinilir bilmeyen, kendi başlarına bir ağaç dikememiş insanlar.

Sözlerim yanlış anlaşılmasın, ne ailede ne evlatta imkan olmaz hiçbir şey yapamazsınız amenna, ama anne baba imkan tanırken, ev verip faturalarına kadar öderken de kazancını tutup bir dikili ağaç sahibi olmayan, her dikili ağacı bana ailem sağlasın diyenler benim gibiler tarafından eleştirilir, ki iyi imkanlara sahip bir ailenin torunuyum, ne evlenirken ne evlendikten sonra asla maddi destek istemedim, kıskançlıkları ve hırsı olan biri de değilimdir, o yüzden evladın mal mülk hesabı yapması bana tuhaf geliyor, kardeşler birbirini ya da anne babalarını öldürüyor tehdit ediyor, ne kadar çirkin şeyler, hani önemli olan kan bağıydı sevmekti🙄
 
Belki de sizin bu varsayımınız doğrudur bende bu anlattıklarınızın tam tersi şeklinde yaşandığını düşündüm açıkcası normal hayatımda tanımadığım için hangisi Büşra bilemiyorum

Şöyle söyleyeyim, alışkanlıklara bakmak lazım.
Büşra'ya bir şeyler yapılıyor, yapılmış ki Büşra bunları bir hediye değil, bir görev olarak görüyor.

Burada ev işi yapma konularında da yazarız ya hani:
Bütün işi sürekli siz yapıyorsunuz, kocanıza hiçbir şey bırakmıyorsunuz, alıştırmışsınız bu kadar alıştırmayın hepsi sizin göreviniz olur üzerinize yapışır, bir kere yapmazsanız göze batar.
diye, böyle tavsiyeler oluyor ya hah Büşra'nın da yaşadığı kuvvetle muhtemel bu.

Aile Büşra'ya her şeyi yapmış etmiş mi? Yapmış.
Dil kursuysa dil kursu, burun ameliyatıysa ameliyat vs vs...

Büşra, ailesinin bu vericiliğini onların yegane görevi bellemiş, onların evlatlarına hediyesi, güzelliği olarak görmüyor ki ısrarla evleri üzerine "Benim payım, bana da kirayı versinler" diye hak talep edebiliyor henüz onlar hayattayken. Bu algı için, ailenin Büşra'ya zaten bebek gibi davranmış olması gerek, onu şımartmış olması gerek yoksa Büşra bunu talep edeceği alışkanlıkta olmazdı.

Kardeşin hastalığına dahi doğru düzgün inandığını zannetmiyorum, abartıyor, kullanıyor filan diyor. Çünkü kardeşinin hastalığı, Büşra'nın alıştığı maddi hayatına bir tehdit, aniden çöken bir karabasan ve kardeşine, ailesine tepkili.

Sorun şu ki kardeşi bunu tercih etmedi, ama Büşra sanki kardeşi bunu tercih etmiş ve rol yapıyormuş da ailesinin maddi manevi tüm imkanlarını kendisinden çalıyormuş gibi anlatmış.

Buradaki bencilliği gerçekten göremiyor musunuz?
 
Şöyle söyleyeyim, alışkanlıklara bakmak lazım.
Büşra'ya bir şeyler yapılıyor, yapılmış ki Büşra bunları bir hediye değil, bir görev olarak görüyor.

Burada ev işi yapma konularında da yazarız ya hani:
Bütün işi sürekli siz yapıyorsunuz, kocanıza hiçbir şey bırakmıyorsunuz, alıştırmışsınız bu kadar alıştırmayın hepsi sizin göreviniz olur üzerinize yapışır, bir kere yapmazsanız göze batar.
diye, böyle tavsiyeler oluyor ya hah Büşra'nın da yaşadığı kuvvetle muhtemel bu.

Aile Büşra'ya her şeyi yapmış etmiş mi? Yapmış.
Dil kursuysa dil kursu, burun ameliyatıysa ameliyat vs vs...

Büşra, ailesinin bu vericiliğini onların yegane görevi bellemiş, onların evlatlarına hediyesi, güzelliği olarak görmüyor ki ısrarla evleri üzerine "Benim payım, bana da kirayı versinler" diye hak talep edebiliyor henüz onlar hayattayken. Bu algı için, ailenin Büşra'ya zaten bebek gibi davranmış olması gerek, onu şımartmış olması gerek yoksa Büşra bunu talep edeceği alışkanlıkta olmazdı.

Kardeşin hastalığına dahi doğru düzgün inandığını zannetmiyorum, abartıyor, kullanıyor filan diyor. Çünkü kardeşinin hastalığı, Büşra'nın alıştığı maddi hayatına bir tehdit, aniden çöken bir karabasan ve kardeşine, ailesine tepkili.

Sorun şu ki kardeşi bunu tercih etmedi, ama Büşra sanki kardeşi bunu tercih etmiş ve rol yapıyormuş da ailesinin maddi manevi tüm imkanlarını kendisinden çalıyormuş gibi anlatmış.

Buradaki bencilliği gerçekten göremiyor musunuz?
Göremiyor. Annenin söylediklerine takılmış ama söyleyene değil söyletene bakmalı. Bunun için çevremden örnek de verdim ama olmadı.
 
Şöyle söyleyeyim, alışkanlıklara bakmak lazım.
Büşra'ya bir şeyler yapılıyor, yapılmış ki Büşra bunları bir hediye değil, bir görev olarak görüyor.

Burada ev işi yapma konularında da yazarız ya hani:
Bütün işi sürekli siz yapıyorsunuz, kocanıza hiçbir şey bırakmıyorsunuz, alıştırmışsınız bu kadar alıştırmayın hepsi sizin göreviniz olur üzerinize yapışır, bir kere yapmazsanız göze batar.
diye, böyle tavsiyeler oluyor ya hah Büşra'nın da yaşadığı kuvvetle muhtemel bu.

Aile Büşra'ya her şeyi yapmış etmiş mi? Yapmış.
Dil kursuysa dil kursu, burun ameliyatıysa ameliyat vs vs...

Büşra, ailesinin bu vericiliğini onların yegane görevi bellemiş, onların evlatlarına hediyesi, güzelliği olarak görmüyor ki ısrarla evleri üzerine "Benim payım, bana da kirayı versinler" diye hak talep edebiliyor henüz onlar hayattayken. Bu algı için, ailenin Büşra'ya zaten bebek gibi davranmış olması gerek, onu şımartmış olması gerek yoksa Büşra bunu talep edeceği alışkanlıkta olmazdı.

Kardeşin hastalığına dahi doğru düzgün inandığını zannetmiyorum, abartıyor, kullanıyor filan diyor. Çünkü kardeşinin hastalığı, Büşra'nın alıştığı maddi hayatına bir tehdit, aniden çöken bir karabasan ve kardeşine, ailesine tepkili.

Sorun şu ki kardeşi bunu tercih etmedi, ama Büşra sanki kardeşi bunu tercih etmiş ve rol yapıyormuş da ailesinin maddi manevi tüm imkanlarını kendisinden çalıyormuş gibi anlatmış.

Buradaki bencilliği gerçekten göremiyor musunuz?
Evet böyle yazdiginizda zaten çok haklısınız ben Büşra nin ve eşinin talep ettiği hakkın haksız olduğunu ilk mesajlarımda yazmıştım . Aile bir kuruş vermek zorunda değil kimse kimseye yapmak zorunda değil zaten .

Benim değindiğim nokta Büşra hamile evde işsiz bı şekilde oturuyor ve kendi kendine ben evde oturmadim diye şu an bana destek olmadılar şu an çalışamıyorum o parayı bana verseler en azından şunu şunu yapardım diye düşünüyor ve zaten önceden altyapı var annesi açık bı sekilde bence diğer kızının zor donemlerinde Büşra dan çıkartmış bazılarını ve o da bunları atlatamamis bu durumda Büşra haklısın iki evi işte ailenden kirayı al diyemeyiz haklı değil zaten ama anne baba büyük olarak evlatlarını kıyaslamamalı onları bu seviyeye getirmemeli ya bı anne niye kızlarıyla aynı apartmanda oturmak ister ben bunu anlayamam mesela ne işi var senin dibinde niye başka yerde oturduğu için ne yaparsanız yapın dersin ki. Peki kızım deyip evini kiraya verseydi annesinin keskin çıkışları bilmiyorum beni rahatsız etti
 
Göremiyor. Annenin söylediklerine takılmış ama söyleyene değil söyletene bakmalı. Bunun için çevremden örnek de verdim ama olmadı.
Görüyorum diyorum bende size kendi hayatımdan örnek verdim . Sizin verdifiniz örnekte gene suçlu anne baba gördüm mesela ben tüm herseylerini tek bir çocuğa verirsen doğanın kanunu bu sırtını döner ortasını yapsa mesela bu ebevynler eşit olsalar zorda olduklarında destek olsalar zorla apartman burda oturursan otur sana hüküm eder başına kakariz demeseler mesela hayat Bayram olsa 😂
 
Sorun şu ki kardeşi bunu tercih etmedi, ama Büşra sanki kardeşi bunu tercih etmiş ve rol yapıyormuş da ailesinin maddi manevi tüm imkanlarını kendisinden çalıyormuş gibi anlatmış.
Sülalemde şeker hastası var kalp hastası var gut hastalığı olan da var. Sanki ben hastaymışım gibi bilirim. Ailemde bipolar kişilik bozukluğu olan biri olsa kesinlikle bu kadar üstten konuşmaya korkarım, genlerimde sinsi sinsi beni beklemediğini nerden bileceğim? Ben Büşra'nın yerine korktum valla burda.
 
X