Merhaba hepinize. 19 yaşındayım ve inanın ne yapacağımı bilmiyorum. Sorun annem. Kendisi sinir hastası ve şimdi psikiyatriste gitse neler neler daha çıkar ama o gitmek yerine bizi delirtmeyi seçiyor. Üniversite sınavına hazırlanıyorum, mezunum. Hiçbir zaman başarısız bir öğrenci olmadım ama annem beni küçüklüğümden beri dövüyor. Nasıl anlatacağımı bilmiyorum çünkü sinirlerim çok yıprandı ve son çare olarak anonim bir şekilde sizin görüşlerinizi almak istedim.
Daha birinci sınıftan matematik sorusunu anlayamadım diye oyuncak bebeğimi bana fırlattı ve gözüme bir şey olabilirdi. O ise ben korkudan ağlayınca istifini bozmadı. Yine ilkokulda dördüncü sınıf olmam gerekiyor belki de beştir matematik sınavında yetmiş beş almıştım ve yirmi beş anlamıştım notumu söyleyince beni arkadaşlarımın ailesinin yanında bir şey olmaz deyip hepsi gittikten sonra sokağın ortasında kaldırıma fırlatmıştı. Suratım betona çarpmasın diye ellerimi siper etmek zorunda kaldım. Asla başkalarının yanında gerçek yüzünü belli etmiyor. Onu arkadaşı olarak bilen insanlar var ama o içten içe onları sevmiyor bile fakat kendini çok iyi gizliyor. Bursluluk sınavına hazırlanırken yemek yiyordum biraz da uyuşuk yerim o da yemeği yavaş yiyen dersi de böyle çalışır deyip yumruk atmıştı koluma iki hafta geçmedi. On iki yaşındaydım o zaman.
İngilizce dersinden sürpriz quiz olmuştuk ama karneye geçmeyecekti düşük aldığımı öğrenince beni otobüsün önüne atıp geri çekti. Bir daha alırsan böyle olur diye. Bana demir kepçeyle vurdu diğer dayaklarını saymıyorum çünkü gerçekten çok dayak yedim. Babam öldü lise sınavına hazırlanırken o günden sonra daha beter oldu. Oysa babam tam tersi melek gibi bir adamdır bir kez olsun üzmedi beni. Hep sevgiyle yaklaştı. Ablam var bir tane kızın hayatının içinden geçmiş şimdi asosyal pısırık ve pasif agresif aynı annem gibi içten pazarlıklı birine dönüştü. Sorun şu ki bu evde kaldıkça ben de içime kapanmaya başlıyorum. Konuşamıyorum insanlarla. Özgüvenim yerle bir. Bir de böyle yaparak çocuklarını kendine bağımlı hale getirmeye çalışıyor. Ablamın annemi zerre kadar sevmediğini biliyorum ama bir şekilde ona itaat ediyor. Hiçbir şeye karşı koyamıyor. Evde bir kuklaya bakıyor gibi hissediyorum kendimi. Muhakeme yeteneği asla yok. Uyuşmuş gibi. Bense çok mutsuzum. Eskiden çok gülen insanları güldürmeyi seven biriydim son iki üç yıldır kendimi tanıyamıyorum.
Neyse her şey ben on birdeyken başladı. Derslerim gerçekten çok iyiydi ve böyle gidersem gerçekten hiç de fena olmayan bir üniversiteye gidebilirdim. Hayallerim vardı ve öğretmenlerim benden çok umutluydu. Bunu bir sınav olarak görmüyordum çünkü bir şeyler öğrenmek beni mutlu ediyordu. Fakat onuncu sınıfın son tatilinde annemle ciddi kavga ettik. Ders çalıştığım halde saçma sapan şeyler söyledi ve bana sürekli o*****u diyor ama sürekli. Dayanamadım ve ilk sinir krizimi o zaman geçirdim. On birde sürekli üstüme geliyordu ve krizlerin arttı. Git dedikçe daha da üsteliyor ve krizlerim kendime zarar vermeye kadar geldi ama kimse umursamadı sonra bana kaygı bozukluğu teşhisi falan kondu ama ondan sonra asla ders çalışamadım. Şiddetli depresyonla mücadele ediyorum hâlâ aynı. Yani daha neler neler ama anlatırken bile yoruldum. Şimdi her şeyi unuttum çünkü bir önceki yıl tamamiyle bıraktım ders çalışmayı. Dershaneye başladım. Lütfen yardım edin. Ben de ablam gibi olmaktan çok korkuyorum hayallerim ve umutlarım var. Bir akıl verin. Maalesef sınava kadar aynı evde yaşamak zorundayım.
Daha birinci sınıftan matematik sorusunu anlayamadım diye oyuncak bebeğimi bana fırlattı ve gözüme bir şey olabilirdi. O ise ben korkudan ağlayınca istifini bozmadı. Yine ilkokulda dördüncü sınıf olmam gerekiyor belki de beştir matematik sınavında yetmiş beş almıştım ve yirmi beş anlamıştım notumu söyleyince beni arkadaşlarımın ailesinin yanında bir şey olmaz deyip hepsi gittikten sonra sokağın ortasında kaldırıma fırlatmıştı. Suratım betona çarpmasın diye ellerimi siper etmek zorunda kaldım. Asla başkalarının yanında gerçek yüzünü belli etmiyor. Onu arkadaşı olarak bilen insanlar var ama o içten içe onları sevmiyor bile fakat kendini çok iyi gizliyor. Bursluluk sınavına hazırlanırken yemek yiyordum biraz da uyuşuk yerim o da yemeği yavaş yiyen dersi de böyle çalışır deyip yumruk atmıştı koluma iki hafta geçmedi. On iki yaşındaydım o zaman.
İngilizce dersinden sürpriz quiz olmuştuk ama karneye geçmeyecekti düşük aldığımı öğrenince beni otobüsün önüne atıp geri çekti. Bir daha alırsan böyle olur diye. Bana demir kepçeyle vurdu diğer dayaklarını saymıyorum çünkü gerçekten çok dayak yedim. Babam öldü lise sınavına hazırlanırken o günden sonra daha beter oldu. Oysa babam tam tersi melek gibi bir adamdır bir kez olsun üzmedi beni. Hep sevgiyle yaklaştı. Ablam var bir tane kızın hayatının içinden geçmiş şimdi asosyal pısırık ve pasif agresif aynı annem gibi içten pazarlıklı birine dönüştü. Sorun şu ki bu evde kaldıkça ben de içime kapanmaya başlıyorum. Konuşamıyorum insanlarla. Özgüvenim yerle bir. Bir de böyle yaparak çocuklarını kendine bağımlı hale getirmeye çalışıyor. Ablamın annemi zerre kadar sevmediğini biliyorum ama bir şekilde ona itaat ediyor. Hiçbir şeye karşı koyamıyor. Evde bir kuklaya bakıyor gibi hissediyorum kendimi. Muhakeme yeteneği asla yok. Uyuşmuş gibi. Bense çok mutsuzum. Eskiden çok gülen insanları güldürmeyi seven biriydim son iki üç yıldır kendimi tanıyamıyorum.
Neyse her şey ben on birdeyken başladı. Derslerim gerçekten çok iyiydi ve böyle gidersem gerçekten hiç de fena olmayan bir üniversiteye gidebilirdim. Hayallerim vardı ve öğretmenlerim benden çok umutluydu. Bunu bir sınav olarak görmüyordum çünkü bir şeyler öğrenmek beni mutlu ediyordu. Fakat onuncu sınıfın son tatilinde annemle ciddi kavga ettik. Ders çalıştığım halde saçma sapan şeyler söyledi ve bana sürekli o*****u diyor ama sürekli. Dayanamadım ve ilk sinir krizimi o zaman geçirdim. On birde sürekli üstüme geliyordu ve krizlerin arttı. Git dedikçe daha da üsteliyor ve krizlerim kendime zarar vermeye kadar geldi ama kimse umursamadı sonra bana kaygı bozukluğu teşhisi falan kondu ama ondan sonra asla ders çalışamadım. Şiddetli depresyonla mücadele ediyorum hâlâ aynı. Yani daha neler neler ama anlatırken bile yoruldum. Şimdi her şeyi unuttum çünkü bir önceki yıl tamamiyle bıraktım ders çalışmayı. Dershaneye başladım. Lütfen yardım edin. Ben de ablam gibi olmaktan çok korkuyorum hayallerim ve umutlarım var. Bir akıl verin. Maalesef sınava kadar aynı evde yaşamak zorundayım.