- 30 Kasım 2010
- 9.575
- 19.204
-
- Konu Sahibi Uzakbirtepe
- #41
Teşekkür ederim. Anladiginiz icin. Genelde ilk yorum yüzünden anlasmazlik yasandi bu konudaBen de yorumlarınızı severim ama ilk yorum olmamış pek.
Genelde “Senin bir sıkıntın yok, ne şikayet ediyorsun bizler neler çektik nelerrrr” diye susturur gençleri. Konu sahiplerinin çektiğini önemsiz görme gibi bir anlam çıkmış, bunu kastetmediğinizi sonraki mesajlardan anladım.
Konu sahibi sıkıntı yaşadım hadi ben çocuğuma eziyet edeyim dese onaylayacak mıyız? Tabi ki hayır. Bu şiddet döngüsünden kurtulmak kolay mı peki?
Zor, çok zor.Çocuklar için değer ama.
Sonraki yorumlarınıza baktım, toparlamaya çalişmissiniz ama konu sahibinin annesini aklayan atasozlu mesaj orda durduğu için herkes takılmış haklı olarak, beni umursamayin elbette ama bu konudan muzdarip olup konu açmış genç bir kız ve burayı okuyan benzer durumda diğer üyelerin gördüğü eziyeti meşrulastirip kalan hayatlarını da mahvedebilecek tavsiyeler vermeyelim bence. Toplum saçma sapan "annelik" tabusu üzerinden yeterince baskı yapıyor zaten bu tür insanlara, her doğuran kutsaldır dayatması yüzünden iyilesmeleri, döngüyü kırmaları için fırsat vermiyor , bı de burda karıştırmayalım kafalarınıPeki efendim. Şu anlama geliyor, beni umursamadığınızin yarısı kadar sizi umursamıyor olmam sizi, sizin beni umursadığınızın iki katı kadar umursadığım anlamına gelmez. Iyi günler.
Beni anlatmışsınMerhaba,
Bu satırları artık çaresizce ağlarken bir apartman girişinde yazdım.
Nereden başlayıp nasıl anlatacağımı bilmiyorum. Öncelikle lise sona kadar annemle çok fazla muhatap değildim, o zamanlar güzeldi. Annemin beni bir gün sarılarak karşıladığını hatırlamıyorum ya da öptüğünü, tebrik ettiğini.
İlk tepkisi ortaokulda zayıf gelen bir dersimden sonra oldu; okumakta gözün yoksa bırak o okulu. Bu arada çocukken babamdan değil ama annemden şiddet de gördüm, soba maşasıyla döverdi.
Bir keresinde 23 Nisan töreninden döndüğümüzde( ablam ve ben) evdeki parayı alıp almadığımızı sordu ve bizi çocuk bayramında dövdü. (Hiç kimsenin bir kuruşuna dokunacak tipler değiliz.)
Daha fazla dövmesin diye örtünün altına girip uyuyormuş gibi yaptık. O para da dolabın üzerinde çıktı, kendi kaldırıp unutmuş. Özür dilemedi, yediğimiz dayakla kaldık. Her 23 Nisan'da aklıma gelir.
Bu arada yalnız beni değil ablamı da kucakladığı görmedim, ağzından bizi öven bir cümle çıkmadı.
Yalnız bize karşı özellikle temizlik konusunda çok hassastı, okula bir gün kirli gitmedik, saçlarımız derli toplu, elbiselerimiz ütülüydü, her sabah kahvaltı yaptırırdı. Sorumluluk tarafı güçlüydü, kimsenin lafının ona gelmesini istemezdi. Ama dediğim gibi bizi sevdiğini hiç hissedemedik.
Bir gün anneme öğretmenler ablam için üvey mi diye bile sormuşlar, dersane hocamız da bize siz öz kardeş misiniz demişti.
Zaman böyle geçti, babam çok yoğun çalışırdı, bir gün bize el kaldırdığını görmedim bazen çok çok ufak sözlü hareketleri olurdu, onlarda da mutlaka annemin etkisi olurdu.
7. sınıftan sonra büyüdüğüm için sokağa çıkmam yasaklandı, artık sıfır kollu da giymek yasaktı. (annem tarafından)
Lisede okul arkadaşlarımla eve geliyorum diye o erkek senle yürüyemez dedi, utana sıkıla benimle gelmemesini söyledim arkadaşıma. (Muhafazakar bir aile değiliz, iki tarafım da seküler. )
Üniversite zamanı istediğim puanı alamadım, hocam annemi çağırdı ve benim 1 sene geç gitmemi istediğini söyledi. Annem hocamın yanına da tercihlerime de gelmedi, kim kaç puan aldıysa başının çaresine baksın dedi. Okuduğum bölümü istemeyerek yazdım ve 2 senem depresyonda geçti, bir gün neyin var demedi.
Mezun olduğum yıl kursa gidip sınavlara hazırlanmak istediğimi söyledim, yine annem devreye girdi ve para vermediler. Mezuniyetten bir hafta sonra çalışmaya başladım ve kursa da kendi biriktirdiğim paramla gittim, bu yüzden yarım dönemi kaçırdım, sınav kötü geçti. Sonuçlar açıklanınca hakaret etti, elimden zaten ne bok geliyormuş ki. Bu arada bu parayı biriktirmek için girdiğim işte aldığım parayla da dalga geçti, millete asgari ücrete kölelik yapıyor dedi. Ne özgüven bıraktı ne umut.
(Bu parayı vermeyecek kadar darda değildi, ekonomik durumumuz iyi.) Okuduğum dönemde eğitim mastafim bir yol parasıydı.
Sınavın başarısız geçmesi ile babamın yanında çalışmaya başladım, burada 2 kişilik iş yapıyordum. Yorgunluktan gecem gündüzüm yoktu. Yine hakaret ettiler. (Kredi borçları böyle kapandı, çalıştığım zaman boyunca ne maaş aldım ne de sigorta istedim.) Sonuç bize yapıştın yakamızı bırak oldu.
Annem sürekli erkekler hakkında katı davranırdı, kimse omzuna dokunamaz, delikanlı ol, öyle böyle derken bir sevgilim bile olmadı. Herkesle arama duvar ördüm, uzak durmalarını istedim. Şimdi de yakama yapışmış vaziyette evlen diye ama bende özgüven bırakmadılar, o kadar mutlu insandım gözümün ışığı söndü üstelik bunları yapan annem.
Daha önce onunla dişçiye gittik, implant yapılması gereken yerde 6 tane disim kesildi, 3 dişim çekildi ve köprü yapıldı. ( yaşım 18'di, çok cahildim, annem diyerek güvendim.) Bununla ilgili cok uzun dönem sıkıntı çektim en sonunda kendim bir yerle anlaşıp ciddi bir tedavi ücreti ödedim. Bana burada da memnun olamazsın, sende karakter yok dedi. Şimdi oraya tedaviye gittiklerinde herkes bana selam söylüyor, seni seviyorlar diyor.
Oysa hayatım boyunca bütün suçu hep bende buldu, bir gün ya kızım sen de haklısın demek mi insan Allah rızası için demedi.
Yakın zamanda zorla gittiği lazer merkezine yazdırmak istedi beni, araştırmak istiyorum dedim o gece uyurken gelip hakaret edip yüzüme tükürdü kabul etmediğim için, sabah benimle tartışmasın diye gidip yazıldım araştırınca ipl (sonradan kılların çıktığı uygulama) uyguladıklarını öğrendim ve sözleşmemi iptal ettirdim.
Yine suçlu ben oldum, uğursuzum, işlerim rast gitmiyor. Ettiği küfürleri yazsam bir annenin kızına söyleyebileceği şeyler değil. (Derse giderken git kendimi ne yaptır gel diyen birisi.)
Şimdi de yanlarında çalıştığım için geçen zaman sebebiyle iş bulmakta zorlanıyorum ve her gün hakaret işitiyorum. Ne bekarlığım, ne çocuksuzluğum, ne işsizliğim bitiyor. Sadece kesme şekeri işaretli yerden açtığım için bile benle kavga ediyor, kitap okuduğum için bile hakaret işitiyorum.
Ne yapacağım gerçekten bilmiyorum.
Buraya kadar okuyan varsa teşekkür ederim.
Bu arada annem baba tarafımdan nefret ediyor, onlarla yaşadığı dönem(4 sene) çok zulüm etmişler, bize de kaç kere onlarla konuşursanız hakkımı helal etmem dedi. Biz o zaman doğmuşuz, bize bakınca onları hatırlıyor olabilir mi? Diğer kardeşime farklı davranıyor, onlar farklı yerde doğmuşlar.
Annen ağır bir konversif. Tedavi olması lazım.keske annen kısır olup co uk doğurma yeteneği olmasaydı. Yeni bahane baban tarafı sevmiyorum nefret ediyorum çocuklara eziyet. Ona zorla adamın koynuna gir ekmeğini ye çocuk doğur diyen oldu mu ?Merhaba,
Bu satırları artık çaresizce ağlarken bir apartman girişinde yazdım.
Nereden başlayıp nasıl anlatacağımı bilmiyorum. Öncelikle lise sona kadar annemle çok fazla muhatap değildim, o zamanlar güzeldi. Annemin beni bir gün sarılarak karşıladığını hatırlamıyorum ya da öptüğünü, tebrik ettiğini.
İlk tepkisi ortaokulda zayıf gelen bir dersimden sonra oldu; okumakta gözün yoksa bırak o okulu. Bu arada çocukken babamdan değil ama annemden şiddet de gördüm, soba maşasıyla döverdi.
Bir keresinde 23 Nisan töreninden döndüğümüzde( ablam ve ben) evdeki parayı alıp almadığımızı sordu ve bizi çocuk bayramında dövdü. (Hiç kimsenin bir kuruşuna dokunacak tipler değiliz.)
Daha fazla dövmesin diye örtünün altına girip uyuyormuş gibi yaptık. O para da dolabın üzerinde çıktı, kendi kaldırıp unutmuş. Özür dilemedi, yediğimiz dayakla kaldık. Her 23 Nisan'da aklıma gelir.
Bu arada yalnız beni değil ablamı da kucakladığı görmedim, ağzından bizi öven bir cümle çıkmadı.
Yalnız bize karşı özellikle temizlik konusunda çok hassastı, okula bir gün kirli gitmedik, saçlarımız derli toplu, elbiselerimiz ütülüydü, her sabah kahvaltı yaptırırdı. Sorumluluk tarafı güçlüydü, kimsenin lafının ona gelmesini istemezdi. Ama dediğim gibi bizi sevdiğini hiç hissedemedik.
Bir gün anneme öğretmenler ablam için üvey mi diye bile sormuşlar, dersane hocamız da bize siz öz kardeş misiniz demişti.
Zaman böyle geçti, babam çok yoğun çalışırdı, bir gün bize el kaldırdığını görmedim bazen çok çok ufak sözlü hareketleri olurdu, onlarda da mutlaka annemin etkisi olurdu.
7. sınıftan sonra büyüdüğüm için sokağa çıkmam yasaklandı, artık sıfır kollu da giymek yasaktı. (annem tarafından)
Lisede okul arkadaşlarımla eve geliyorum diye o erkek senle yürüyemez dedi, utana sıkıla benimle gelmemesini söyledim arkadaşıma. (Muhafazakar bir aile değiliz, iki tarafım da seküler. )
Üniversite zamanı istediğim puanı alamadım, hocam annemi çağırdı ve benim 1 sene geç gitmemi istediğini söyledi. Annem hocamın yanına da tercihlerime de gelmedi, kim kaç puan aldıysa başının çaresine baksın dedi. Okuduğum bölümü istemeyerek yazdım ve 2 senem depresyonda geçti, bir gün neyin var demedi.
Mezun olduğum yıl kursa gidip sınavlara hazırlanmak istediğimi söyledim, yine annem devreye girdi ve para vermediler. Mezuniyetten bir hafta sonra çalışmaya başladım ve kursa da kendi biriktirdiğim paramla gittim, bu yüzden yarım dönemi kaçırdım, sınav kötü geçti. Sonuçlar açıklanınca hakaret etti, elimden zaten ne bok geliyormuş ki. Bu arada bu parayı biriktirmek için girdiğim işte aldığım parayla da dalga geçti, millete asgari ücrete kölelik yapıyor dedi. Ne özgüven bıraktı ne umut.
(Bu parayı vermeyecek kadar darda değildi, ekonomik durumumuz iyi.) Okuduğum dönemde eğitim mastafim bir yol parasıydı.
Sınavın başarısız geçmesi ile babamın yanında çalışmaya başladım, burada 2 kişilik iş yapıyordum. Yorgunluktan gecem gündüzüm yoktu. Yine hakaret ettiler. (Kredi borçları böyle kapandı, çalıştığım zaman boyunca ne maaş aldım ne de sigorta istedim.) Sonuç bize yapıştın yakamızı bırak oldu.
Annem sürekli erkekler hakkında katı davranırdı, kimse omzuna dokunamaz, delikanlı ol, öyle böyle derken bir sevgilim bile olmadı. Herkesle arama duvar ördüm, uzak durmalarını istedim. Şimdi de yakama yapışmış vaziyette evlen diye ama bende özgüven bırakmadılar, o kadar mutlu insandım gözümün ışığı söndü üstelik bunları yapan annem.
Daha önce onunla dişçiye gittik, implant yapılması gereken yerde 6 tane disim kesildi, 3 dişim çekildi ve köprü yapıldı. ( yaşım 18'di, çok cahildim, annem diyerek güvendim.) Bununla ilgili cok uzun dönem sıkıntı çektim en sonunda kendim bir yerle anlaşıp ciddi bir tedavi ücreti ödedim. Bana burada da memnun olamazsın, sende karakter yok dedi. Şimdi oraya tedaviye gittiklerinde herkes bana selam söylüyor, seni seviyorlar diyor.
Oysa hayatım boyunca bütün suçu hep bende buldu, bir gün ya kızım sen de haklısın demek mi insan Allah rızası için demedi.
Yakın zamanda zorla gittiği lazer merkezine yazdırmak istedi beni, araştırmak istiyorum dedim o gece uyurken gelip hakaret edip yüzüme tükürdü kabul etmediğim için, sabah benimle tartışmasın diye gidip yazıldım araştırınca ipl (sonradan kılların çıktığı uygulama) uyguladıklarını öğrendim ve sözleşmemi iptal ettirdim.
Yine suçlu ben oldum, uğursuzum, işlerim rast gitmiyor. Ettiği küfürleri yazsam bir annenin kızına söyleyebileceği şeyler değil. (Derse giderken git kendimi ne yaptır gel diyen birisi.)
Şimdi de yanlarında çalıştığım için geçen zaman sebebiyle iş bulmakta zorlanıyorum ve her gün hakaret işitiyorum. Ne bekarlığım, ne çocuksuzluğum, ne işsizliğim bitiyor. Sadece kesme şekeri işaretli yerden açtığım için bile benle kavga ediyor, kitap okuduğum için bile hakaret işitiyorum.
Ne yapacağım gerçekten bilmiyorum.
Buraya kadar okuyan varsa teşekkür ederim.
Bu arada annem baba tarafımdan nefret ediyor, onlarla yaşadığı dönem(4 sene) çok zulüm etmişler, bize de kaç kere onlarla konuşursanız hakkımı helal etmem dedi. Biz o zaman doğmuşuz, bize bakınca onları hatırlıyor olabilir mi? Diğer kardeşime farklı davranıyor, onlar farklı yerde doğmuşlar.
..altı su alan botlarla beni 2 yıl okula gönderdi.
Harçlık almazdım
Babama da para vermiyordu .. Babam da işte onun çantasından alıyordu , etrafa borç yapıyordu falanBabaniz nasildi? Babalar da sorumlu ihtiyaclarinizi giderme konusunda.
Merhaba,
Bu satırları artık çaresizce ağlarken bir apartman girişinde yazdım.
Nereden başlayıp nasıl anlatacağımı bilmiyorum. Öncelikle lise sona kadar annemle çok fazla muhatap değildim, o zamanlar güzeldi. Annemin beni bir gün sarılarak karşıladığını hatırlamıyorum ya da öptüğünü, tebrik ettiğini.
İlk tepkisi ortaokulda zayıf gelen bir dersimden sonra oldu; okumakta gözün yoksa bırak o okulu. Bu arada çocukken babamdan değil ama annemden şiddet de gördüm, soba maşasıyla döverdi.
Bir keresinde 23 Nisan töreninden döndüğümüzde( ablam ve ben) evdeki parayı alıp almadığımızı sordu ve bizi çocuk bayramında dövdü. (Hiç kimsenin bir kuruşuna dokunacak tipler değiliz.)
Daha fazla dövmesin diye örtünün altına girip uyuyormuş gibi yaptık. O para da dolabın üzerinde çıktı, kendi kaldırıp unutmuş. Özür dilemedi, yediğimiz dayakla kaldık. Her 23 Nisan'da aklıma gelir.
Bu arada yalnız beni değil ablamı da kucakladığı görmedim, ağzından bizi öven bir cümle çıkmadı.
Yalnız bize karşı özellikle temizlik konusunda çok hassastı, okula bir gün kirli gitmedik, saçlarımız derli toplu, elbiselerimiz ütülüydü, her sabah kahvaltı yaptırırdı. Sorumluluk tarafı güçlüydü, kimsenin lafının ona gelmesini istemezdi. Ama dediğim gibi bizi sevdiğini hiç hissedemedik.
Bir gün anneme öğretmenler ablam için üvey mi diye bile sormuşlar, dersane hocamız da bize siz öz kardeş misiniz demişti.
Zaman böyle geçti, babam çok yoğun çalışırdı, bir gün bize el kaldırdığını görmedim bazen çok çok ufak sözlü hareketleri olurdu, onlarda da mutlaka annemin etkisi olurdu.
7. sınıftan sonra büyüdüğüm için sokağa çıkmam yasaklandı, artık sıfır kollu da giymek yasaktı. (annem tarafından)
Lisede okul arkadaşlarımla eve geliyorum diye o erkek senle yürüyemez dedi, utana sıkıla benimle gelmemesini söyledim arkadaşıma. (Muhafazakar bir aile değiliz, iki tarafım da seküler. )
Üniversite zamanı istediğim puanı alamadım, hocam annemi çağırdı ve benim 1 sene geç gitmemi istediğini söyledi. Annem hocamın yanına da tercihlerime de gelmedi, kim kaç puan aldıysa başının çaresine baksın dedi. Okuduğum bölümü istemeyerek yazdım ve 2 senem depresyonda geçti, bir gün neyin var demedi.
Mezun olduğum yıl kursa gidip sınavlara hazırlanmak istediğimi söyledim, yine annem devreye girdi ve para vermediler. Mezuniyetten bir hafta sonra çalışmaya başladım ve kursa da kendi biriktirdiğim paramla gittim, bu yüzden yarım dönemi kaçırdım, sınav kötü geçti. Sonuçlar açıklanınca hakaret etti, elimden zaten ne bok geliyormuş ki. Bu arada bu parayı biriktirmek için girdiğim işte aldığım parayla da dalga geçti, millete asgari ücrete kölelik yapıyor dedi. Ne özgüven bıraktı ne umut.
(Bu parayı vermeyecek kadar darda değildi, ekonomik durumumuz iyi.) Okuduğum dönemde eğitim mastafim bir yol parasıydı.
Sınavın başarısız geçmesi ile babamın yanında çalışmaya başladım, burada 2 kişilik iş yapıyordum. Yorgunluktan gecem gündüzüm yoktu. Yine hakaret ettiler. (Kredi borçları böyle kapandı, çalıştığım zaman boyunca ne maaş aldım ne de sigorta istedim.) Sonuç bize yapıştın yakamızı bırak oldu.
Annem sürekli erkekler hakkında katı davranırdı, kimse omzuna dokunamaz, delikanlı ol, öyle böyle derken bir sevgilim bile olmadı. Herkesle arama duvar ördüm, uzak durmalarını istedim. Şimdi de yakama yapışmış vaziyette evlen diye ama bende özgüven bırakmadılar, o kadar mutlu insandım gözümün ışığı söndü üstelik bunları yapan annem.
Daha önce onunla dişçiye gittik, implant yapılması gereken yerde 6 tane disim kesildi, 3 dişim çekildi ve köprü yapıldı. ( yaşım 18'di, çok cahildim, annem diyerek güvendim.) Bununla ilgili cok uzun dönem sıkıntı çektim en sonunda kendim bir yerle anlaşıp ciddi bir tedavi ücreti ödedim. Bana burada da memnun olamazsın, sende karakter yok dedi. Şimdi oraya tedaviye gittiklerinde herkes bana selam söylüyor, seni seviyorlar diyor.
Oysa hayatım boyunca bütün suçu hep bende buldu, bir gün ya kızım sen de haklısın demek mi insan Allah rızası için demedi.
Yakın zamanda zorla gittiği lazer merkezine yazdırmak istedi beni, araştırmak istiyorum dedim o gece uyurken gelip hakaret edip yüzüme tükürdü kabul etmediğim için, sabah benimle tartışmasın diye gidip yazıldım araştırınca ipl (sonradan kılların çıktığı uygulama) uyguladıklarını öğrendim ve sözleşmemi iptal ettirdim.
Yine suçlu ben oldum, uğursuzum, işlerim rast gitmiyor. Ettiği küfürleri yazsam bir annenin kızına söyleyebileceği şeyler değil. (Derse giderken git kendimi ne yaptır gel diyen birisi.)
Şimdi de yanlarında çalıştığım için geçen zaman sebebiyle iş bulmakta zorlanıyorum ve her gün hakaret işitiyorum. Ne bekarlığım, ne çocuksuzluğum, ne işsizliğim bitiyor. Sadece kesme şekeri işaretli yerden açtığım için bile benle kavga ediyor, kitap okuduğum için bile hakaret işitiyorum.
Ne yapacağım gerçekten bilmiyorum.
Buraya kadar okuyan varsa teşekkür ederim.
Bu arada annem baba tarafımdan nefret ediyor, onlarla yaşadığı dönem(4 sene) çok zulüm etmişler, bize de kaç kere onlarla konuşursanız hakkımı helal etmem dedi. Biz o zaman doğmuşuz, bize bakınca onları hatırlıyor olabilir mi? Diğer kardeşime farklı davranıyor, onlar farklı yerde doğmuşlar.