- 2 Kasım 2013
- 7.797
- 37.031
-
- Konu Sahibi Idrakyollariiltihabi
- #141
Ne diyeceğimi bilemedim. Yazdım. Sonra olmadı sildim. Karar veremedim.
Çok üzüldüm. Bir çözüm olsaydı arkadaşlar zaten tavsiye ederdi. Gerçekten çaresizliğini burdan hissettim..
Eşinizle kötü gittiğini biliyordum ama düzeleceginden o kadar emindim ki. Açıkçası üzerinde durmaya lüzum görmedim. Ama komşuların daha şahit olması ümidimi yok etti.
Evlat hatrına insan neye katlanmaz neye tahammül edemez ki.. hiçbir şeye. Anne değilim ama bir annenin evladıyım. Gözüm görüyor. Anlayabiliyorum ne kadar kıymetli olduğumu.
Allah yardımcınız olsun. Hangi şehirde olduğunuzu bilseydik burdan size iyidostlar çıkardı.
En azından manevi bir destek olurdu. Size bizim yerimize kocaman sarılırdı..
İdrakcim hemen hemen her konunu okudum .Çok mantıklı çok akıllı bir insansın.
Tek kusurun tabiri caizse kusur kelimesini kullanıyorum ,geçmişi yaşadıklarını bir çuvala koymuş sürekli sırtında taşıyorsun.
Yapma arkadaşım !
32 yaşında ne anası ne babasi ne akrabası olan bir insanım .
Sadece eşim ve çocuklarım var.Bu yaşa kadar yaşadıklarımı yazsam yeminle kaç cilt roman çıkar..
At o cuvali sirtindan arkadaşım seni cokeltikce cokeltiyor ..
Senin kendini tedavi etmen gerekiyor önce ..
Yoksa yeni karşılaştığın zorluklar eklenince iyice cokuyorsun..
Şimdiye ana odaklan ..
Çocuğunun öyle çok büyük bir derdi yok hamd olsun.
Çaresi var çok şükür ..
Sen kendinide evladını da iyilestirebilecek guctesin buna ben inanıyorum..
Eşin ile kaldigin içinde hiç öyle kendini gurursuz gorme ..
Tedaviye odaklan biraz akışına bırak hayatını..
Allah yar ve yardımcın olsun hayatının geri kalani yaşadıklarından kat be kat güzel olsun inşallah arkadaşım dualarimdasin.
Valla ben ayni sehirde olsam atlar giderdim sabah kahvesine , hep oyle bir hayale daliyorum idrak'in konularini okurken , milayla idrak'in oglan evin altini ustune getirirken biz oturmusuz mutfakta kahve icip sohbet ediyoruz
Burda millete çocuk için evlilik mi sürdürülür. Boşanamıyorsan bahane üretme.. Demeye benzemiyormuş dimi.. Eğer yaşadığınız şey şiddetse...duruşunuz itibariyle evi terk etmeniz lazımdı... Sizin gibi kendini iyi ifade edemeyen aynı şeyi yaşayanlar çocuk bahane sen kocanı bırakamıyorsun söylemlerine maruz kalıyor, hatta belki bunu söyleyenlerden biri belki de sizdiniz...Dedipğm gibi yaşadığınız şey şiddetse gitmek gerekirdi.. Değilse diğer sebepler hallolur.
Siz bir tartışmaya evden gidecek biri değilsiniz. Aklıma kötü şeyler geliyor, ama sormak istemiyorum. Daha fazla üzülmeyin.
Şuan uyumam lazım ama sizi düşünmekten uyuyamıyorum. Çok dokundu bana.
Sizin için dua ediyorum. İnşAllah çocuğunuz iyileşir ve hayatınızda herşey yolunda gider.
Çocukluk hayalim psikolog olmaktı. Gülmeyin ama keşke olsaydım. Her türlü yanınızda olurdum o zaman.
Ben bu günleri de atlatacağınıza inanıyorum. Allah yardımcınız olsun.
Böyle bir patlamayı bekliyordum,
çok şaşırmadım.
Yaşananlar üzücü olmakla birlikte,eşinle aranızdaki gerilimi boşaltmış oldunuz.
Bundan sonra ya düzelirsiniz,ya hepten kopar bu evlilik,bunu da zaman gösterecek.
Ben eğer sen psikolojik destek alıp kendini toparlayabilirsen,evliliğinin de zaman içinde düzelebileceğini düşünüyorum.
Bunu belirleyecek olan sensin.
Eşinle aynı evde kalmaya devam etmeyi,
ben şu aşamada gurursuzluk olarak görmüyorum.
Neden dersen, adam seni dövüp,
ezmemiş ki, karşılıklı aşmışsınız sınırları.
Ayrıca çocuğumun sürdürmek zorunda olduğum bir tedavisi olsaydı,ben de gurur yapmaz tersine pragmatik davranırdım.
Maddi çıkarlarımı gözetirdim.
Bu ne ayıp,ne yanlış.
Bırak artık güçlü ve gururlu kadın takıntısını.
Psikolog ve teşhisle ilgili eleştiri veya kaygılara gelince,hiçbirine katılmıyorum.
Karşı gelme bozukluğu sıklıkla DEHB'e eşlik eden bir durumdur.
Kesin teşhis için 7 yaş civarı beklenir.
Bununla birlikte uzmanın bundan şüphelenmesi ve emin olana kadar bir kaç görüşme daha yapmak istemesi gayet normal.
İlk görüşmede kesin teşhis konulamaması da normal.
Ülkemizde çok bilinen ve tedavisinde fazla tecrübeli olunan bir sorun da değil.
Bu uzman bu konuda tecrübeliyse bunu değerlendirmek lazım.
Ayrıca karşı gelme bozukluğu ciddi bir durum, DEHB yanında hafif kalır,uzmanın;
'şu aşamada tam zamanlı bir iş düşünmeyin' önerisi de muhtemelen bu tedavide size çok iş düşeceğini öngörmesinden kaynaklı.
Ben önümüzdeki yıl,yarım gün ücretli öğretmenliğe başvurmanı tavsiye ederim.
Hem ders saat ücreti arttı,hem yarım gün olması büyük avantaj.
İlçe milli eğitime bizzat başvurup durumunu ve içinde bulunduğun sıkıntıyı anlatırsan,
yardımcı olacaklarını düşünüyorum.
Sigaraya gelince şu anda öncelikli mevzun
bu olmamalı.
Üzerinde yeterince yük var bir de onu bırakma stresini yüklenme.
Bırakacaksan sağlığın için bırak,parası için değil.
Kayışdağı Darülaceze İBB'ye bağlı bir sağlık kurumu.
Ordan çok cüzi bir katılım payıyla psikolojik danışmanlık hizmeti alabilirsin.
Telefonla arayıp randevu almayı bir dene.
Son olarak gün doğmadan neler doğar,
her gecenin sabahı olduğu gibi
her zorluğun ardından da bir kolaylık vardır.
Duanın gücüne sığın.
Rabbim kalbine ferahlık,eşine merhamet,
evine huzur versin.
Ben de dua edeceğim.
Ohh rahatladım gerçekten.
Anlattıklarını okuduğumda, zihnimde herşeyin korkunç olduğu bir resim oluşmuştu. Ama son yazdığına baktığımda, çok şükür, aslında biraz rahat olmak için yeterli sebebinin var olduğunu fark ettim. Galiba, seni en çok eşinle ilgili yaşadıkların umutsuzluğa sürüklüyor.
Ama ne olursa olsun, mümkünse uzun yaşamak istemiyorum, dememelisin, böyle düşünmemelisin. Çok iddialı bir cümle bu. Hani derler ya; Allah'ın gücüne gider...diye. Aynen öyle. Hayatına belaları, felaketleri davet etme.
Bir de, , biraz hayata bakışını mı sorgulasan acaba..., belki seni daha iyi hissettirecek bir başka pencere keşfedebilirsin.
Karşılıklı yasamissiniz ne yasamissaniz , karşılıklı yıkıp dökmüşsunuz , dolayısıyla bu durumu gurursuzluk olarak görmeyin.
Patlama durumu yaşanmış, tüm yazdıklarınızı degerlendirdigimizde bu kaçınılmaz bir durumdu zaten.
Eşiniz bir hafta evden gidebilseydi ailesine çok iyi olurdu, madem gidemiyor ofkenizi bir tarafa bırakın ve olabildiğince sessiz ve kırgın görünün.
Bu yaşadığınız olay evliliği bitirmek için önemli bir neden ancak koptuğu yerden yeniden yapistirabilir bir durum ayrıca. Şuan ki durumunuza göre bekleyip göreceksiniz. Zaman..
Tedaviye başlayın. Bu sürede de maddi kaynak sağlayacak bir şeyler düşünün .
Sigara konusunu söyle halledebilirsiniz. 3 saatte bir bir sigara için mesela. Önce iki yapın, sonra üç saatte bir böyle bir düzen kurun.
Vücut otomatik olarak bu saattelere alışıyor. Sonra 4 5 saate çıkarırsınız ve zamanla hayatınızdan çıkar gider.
Eminim ki dün gibi değilsiniz, şuan üzüntüden kolumuz kalkmiyordur sadece. Yarın daha iyi , sonraki gün daha iyi olacaksınız.
Aklıma nafaka ve çocuk masraflarını karşılamak üzere bir anlaşma geldi ki eminim ki sizde dusunmussunuzdur. Belki mümkün olmuyordur.
Mesleginize aykırı olabilir ama seneye yardımcı anne olabilirsiniz oğlunuzun gideceği okula , oğlunuza dayanak olur .
Kendinize yükleniyorsunuz ama bence gayet çocuğunun, eşinin ve kendi hayatıyla ilgili her şeyi artısıyla eksisiyle düşünen bir anne ve eş gibi duruyorsunuz burdan. Kendinizi böylesine yıpratmayın. Allah yardımcınız olsun her şeyden önce.. Sigarayı da çocuğunuz için değil kendi sağlığınız için bırakın lütfen. Yalnız şuna dikkat ettim, önceki konularınızı bilmem eğer burda konuşulduysa ama, eşinizle böylesine ettiğiniz bir kavgada kayınvalideniz sizi durdurmak için öyle bir harekete giriyorsa eşiniz yönünden olmasa da ailesi yönünden bir şansınız var, bu kadar olumsuzluğun içinde bu iyi bir şey bence. Konuyu ayrıntısıyla bilsem daha da objektif yorum yaparım, aslında bazı konularınıza denk geldim ama parça parça var bir şeyler aklımda. Eşinizle durum bu kadar çıkmaza girdiyse artık oğlunuz ve kendinizi baz alın hayatınızı düzene sokmak için. Tekrar dediğim gibi Allah yardımcınız olsun, Hakkınızda hayırlısı neyse o çıksın karşınıza.
Sigara için zyban ilacını kullanabilirsin
Ayrılman mantıklı değil ailenle daha çok bunalırsın
Eşinle bir süre sadece ebeveynlik ve ev arkadaşlığı yapın olmaz mı?
Buna bir süreç olarak bakmayı dene, her zaman aynı şiddette acılı olmayacak giderek iyileşeceksiniz oğlun da sen de.
İşin çok çok zor ama sen iyi olmazsan oğlun da olmaz. Madem aile apartmanındasın avantaja çevir oğlun dışındaki tüm konularda destek al, enerjini ev vs işler yemesin. hatta eşin gidip annesinde yatsın kalksın yani üstündeki sorumluluğu azalt.
Allah yardımcınız olsun. Çocuk zaten kendi başına zor bir vaka iken eşiniz bu duruma tüy dikmiş resmen. İki çocukla baş ediyorsunuz. İnsanlık kadına çok yükleniyor. Evi için, çocuğu için hep cabalamasi, fedakarlık göstermesi gereken kadın. Eril kişi kavgasını etsin, elaleme rezil rüsva etsin sonra
g.tünü dönüp yatsın. Tasası kadına düşsün. Aman sen annesin alttan al. Çocuğunu düşün. Erkektir anlamaz. İşlerine geldiği zaman çakal çakal gezmesini bilirler de yuvayı koruyamazlar. Doğada bile öyle ya. Dişi boş yere çiftlesip erkeğe tepigi basmıyor. Hele dişi peygamber devesine hastayım direkt kelleyi koparıp atıyor temiz iş.
Yani size ne tavsiye verebiliriz bilmiyorum. Dolmuş tasmissiniz. Zor süreçlerden geçiyorsunuz ve bunu tam olarak anlayabilmemiz imkansız. Esiniz yokmuş gibi davranın bırakın kendi hiçliğinde yuvarlansin desem ki ben çırpınırken karşımda biri gamsız gamsız otursa ümüğünü sıkasım gelir. Ama çok seçeneğiniz yok gibi.
Boşanmak istiyorum ama bu evliliğe mecburum temalı kaçıncı konun. Eleştirmek için söylemiyorum istersen bin kere daha aç banane tabi. Acaba bu konuyu bi süre aklından çıkarsan mı artık? Madem boşanman mümkün değil sürekli bunun kararsızlığının ağırlığında yaşamasan mı?
Öncelikle şunu söyleyeyim seninle çok benzer şeyler yaşıyoruz. Bazen konularını okurken ben açsam bu kadar olur diyorum. :) o yüzden konularını sonuna kadar okurum hep. Okurken de hep aynı şeyleri hissediyorum seninle. çocuk durumları eşle ilişki olsun çok benzer hikayelerimiz seni çok iyi anlıyorum. Seni en çok oğlunla yaşadığın sorunların yıprattığını düşünüyorum. Evliliğinin b.ka batmasının en önemli sebebi de bu.
Ben senin eşinin anlattığın kadarıyla çok tahammül edilemeyecek biri olduğunu düşünmüyorum. Çoğu kadının idare edebileceği. Sen de benim gibi zor birisin bence. Zor mutlu olan, tahammülü az. Yanılıyor muyum? Çocuğunun durumu, yetersizlik hisleri, mutsuzluk... acaba faturayı hep eşine mi çıkarıyorsun sen de? Yanılıyor da olabilirim tabi açtığın konulardan böyle çıkarım yaptım.
Yani bence de seviyesiz ve çirkin olmuş. Ama sizin dediginiz kadar da değil bence. Sanki düzelir gibi. Çünkü aslında öfke kontrolü sorunu gördüm ben.Nerede kaldınız gözüm sizi aradı ve bunu söyleyeceğinizi biliyordum. Derin sularda yazarsa "bu patlamayı bekliyordum" der diye düşündüm, öyle de oldu. Kalp gözüm mü açıldı acaba.
Hiç yazmak istemiyorum ama kısmen yazayım durumu. Ben dün epey hastaydım. Eşim eve erken geldi ve açım dedi. Kıpırdamadım yattım Allah var o da bir şey istemedi ya da beklemedi. Sonra aradan üç saat geçince eşim dışarı çıkmıştı o arada. Geldi ve ben gidip balkonu falan yıkadım. Niye bilmiyorum şart da değildi yıkanması. Sonra onun gözünün içine baka baka yatağa uzandım. O noktada çıldırdı. Buzdolabının kapağını çarpmalar, tencereyi fırlatmalar. Şaka gibi ama mevzu yemek. Yanına gidip ne yapıyorsun sen derdin ne dedim. Çok mutfaktan idrak diye bağırdı. "hastayım yemeği ısıtıp yersen ölmezsin benim mi yapmam gerek illa" dedim. "balkon yıkayacak kadar hasta değilsin ama yemek ısıtmıyorsun" diye bağırdı. Daha doğrusu anırdı.
Bir Parantez açayım. Evet ağır saçmalık bu konu. Ben de hala inanamıyorum bu sebepten büyümesine.
Bir Parantez daha açayım. Benim hatam her zamanki gibi hisleri ifade eden iletişimi denememiş olmam. Hasta olduğum için yemekleri onun ısıtmasını bekledim. Bunu ona ifade etmedim. Her durumda ayakta duran ve bir şey beklemeyen idrake alışkın olduğu için beklenti içindeydi paşa hazretleri. Olmayınca delirdi.
Devam edeyim. Hasta olduğum halde beklenti içinde olup üstüne bir de anırdığı için "umarım hastalanıp yatağa düşersin bak bakalım sana tek kaşık yemek veriyor muyum" dedim. "köpeğin duası kabul olsa" ile başlayan özlü sözü söyleyince ben zıvanadan çıkıp sensin köpek diye bağırdım. Tam bu noktada ipler koptu. Kolumdan çekip beni itti. Bana hakaret etme diyerek ki o başlattı. Ben onu ittim. O saçımı çekti (evet saç çekti ilkokul öğrencisi çünkü geri zekalı) ben ona vurdum. Böyle on dakika falan bol bağrışmalı itiş kakış sürdü.
Annesi geldi ben çantamı hazırladım engel oldu vs. Nasıl epey rezil değil mi ortam? İçler acısı. Annesi oğluna bağırıp sne hatalısın defol git gibi ağır sözler söyleyip, hakaret edip iyice kışkırtınca eşimi asıl affedemediğim cümle çıktı ağzından. Detay vermeyeyim. Benim ona güvenip anlattığım bir mevzuyu ima ederek (söylemedi ima etti kimse anlamadı ama merak etmişlerdir illa ki) "bırakın gidiyorsa gitsin yalvaracak değilim. Evlendiğimizden beri her bokta ayrılmakla tehdit etti. Gitsin ben de her şeyi herkese anlatıp onu rezil edeceğim" dedi. Ben de bu noktada anladım ki olası bir ayrılıkta dünyanın en çirkef insanına dönüşüp türlü tehdit ve imalarla beni rezil edecek kapasiteye sahip bir adammış. Buz gibi soğudum o an ve hala aynıyım.
Yazdım sonunda olduğu gibi. Evet bence de bunca rezillikten sonra Düzelmez bu evlilik.