Anne olmak fedakarlık gerektirir hatta bazen hiç olmayı da gerektirir.

Peki içimi kemiren "sen bu kadar onursuz ve gurursuz bir kadın misin?" sorusu ne olacak. Nasıl başa çıkacağım ben bununla hiç bilmiyorum.

benim diyecek bir şey bulamadığım şeyleri yaşamak zorunda kaldığın için çok üzgünüm.

belki sonra uzun uzun da yazarım.
onursuz ve gurursuz bir kadın değilsin.
hiç değilsin.
 
O kadar üzüldüm ki gerçekten yanınızda olup size sarılmak isterdim . Rabbim size güç kuvvet , oğlunuza da şifa versin inşallah Sizin için bol bol dua dua edeceğim.Rabbim kalbinizde ne dua varsa kabul etsin inşallah.Hakkinizda en hayırlısı neyse onu versin.Dualarimda olacaksınız
 
Bu kavga… tamam… kötü…
Kendinize yakıştıramadınız.
Hani karakola gidip darp raporu alınması gereken bir şiddet durumu da yok ortada.
Belki de bu duruma nasıl geldiğinizi sorgulamanız için de bir fırsat. Gözünüzde çok büyütmeyin bu olayı. Evet yaşandı, yaşanmasaydı iyiydi. Bazen sarsılmak için gereklidir.

Siz, pek çok yönden kendinizi yetersiz hissediyorsunuz.
Zeki ve eğitimlisiniz ancak çalışıp para kazanmıyorsunuz ve bu yüzden kendinizi sürekli “fedakarlık yapmak zorundayım, çocuğumun bana ihtiyacı var bu yüzden çalışmayı erteledim” diye ikna çabası içindesiniz. Bundan kesinlikle mutlu değilsiniz. Yani eşinizle iyi anlaştığınızı düşündüğünüz bir zamanda da, ona muhtaç olma fikrinden ayrı olarak bu durumdan mutlu değilsiniz zaten.

Ailenizdeki sorunları çözemiyorsunuz. Çünkü insanları değiştiremezsiniz öyle kolay kolay. Çocukluktan gelen travmaları da bir türlü atamıyorsunuz. Ailenizin eşinize ve oğlunuza bakışından rahatsız oluyorsunuz. Ama siz bakış açınızı değiştirebilirsiniz.

Eş olarak bencilim diyorsunuz. Oğlunuzla iletişiminizin iyi olduğunu söylüyorsunuz ama bana kalırsa öyle olabilmek için çok çok büyük, yoğun çaba harcıyorsunuz. Şefkatli anne olmalıyım diyorsunuz sürekli, annenizi hatırlayarak. Bu o kadar hayatınızı kaplıyor ki, başka kimseye karşı ne sabrınız ne de anlayışınız kalıyor. Eşinizin her davranışı size göre ofsayt. Bu durumda cinsellik düşünecek haliniz kalmıyor. Oysa böyle bir kavgadan sonra pekala çok ateşli bir sevişme de gelebilirdi… Çünkü o kötü enerji açığa çıkmıştı.

Ben her şeyden daha önemli olanın sizin ruh sağlığınız olduğunu düşünüyorum. Evdeki iletişimsizlik, gerginlik bütün bunlar çocukların adeta emdiği şeyler. Bana kalırsa bu da çocuğa karşı psikolojik şiddet. Eşinizi bir salın artık. Kötü bir adam değil o. Ha, diyorsunuz ki; çirkefleşti, onu da tahmin ettim az çok, canı acırken sizi acıtmak için söylemiştir diye düşünüyorum. Evet, muhtemel bir ayrılıkta çirkin şeyler yaşanabilir, ama biliyor musunuz bu konuda ben size de çok güvenemiyorum. Çünkü insanın damarına damarına basan bir tarzınız var. Zor ve memnuniyetsizsiniz. Kışkırtıcısınız. Bunlar tespit, suçlama değil. İşte bu yüzden sizin terapiye, belki başlangıçta ilaca ihtiyacınız var. Adamla uğraşmayı bırakın. Eşinizin evliliğiniz ve oğlunuzla ilgili yapmadıklarına odaklanmayı bırakın. Kendinizi nasıl sağaltacaksınız ona bakın. Oğlunuzun durumu elbette en önemli konulardan biri. Önceliği kendinize vermelisiniz diye düşünüyorum. Çalışamam fikrini atın kafanızdan. çalışacaksınız. Gerekirse yarım gün çalışacağınız bir iş bulacaksınız. Mesai kavramı olmayan bir iş düşüneceksiniz belki. Mesleğinizi yapmak zorunda değilsiniz, alternatifleri düşünmelisiniz. Gocunmadan, dik durarak… buna bir süreç olarak bakacaksınız.

Ayrıca konularınızı takip eden herkes; evliliğini, ailesini ve çocuğuyla iletişimini bir sorguluyordur eminim. O yüzden her seferinde açıklama yapma ihtiyacı hissetmeyin. Okumadım diye yazan olursa da yoksayın.
 
Konuyu okuyunca çok üzüldüm, dua ettim, yine de ederim.
Ama sizinle ilgili hep şunu düşündüm, zor bir insansını ve eşiniz aslında çok aşırı çekilemeyecek biri değil. Önceden de böyle düşünüyordum.
Konuyu okuyunca aslında siz de hatalisiniz. Dost acı söyler demişler, sizi anlayıp sevsem de söylemeden duramıyorum. Hastasıniz, illa kalk yemek ısıt dememiş. Demeye hakkı yok, o ayrı. Ama o gidince kışkırtır gibi kalkıp balkon yıkıyorsunuz. Evet, yemeği hazırlayıp sizi kaldırması gerekirdi. Ama yapmıyor, düşünmüyor, hatalı vs her ne ise. Siz de durumun üstüne giderek, aslında kötülüğü kendinize yapıyorsunuz. Sonunda olay çıktı, ağlayan, kendini perişan eden o mu oldu, siz mi? Kendi mutluluğunuz için adamı olduğu gibi kabullenin derim. Ayrılmak ayrı, onu yaparsanız bilmem. Bir çocuk var ortada, çocuğunu düşünen bir annesiniz, kendinizi siz kendiniz mutsuz ediyorsunuz. Kendini düşünmeyeni kimse düşünmüyor arkadaşım. Evet yemek hazırlamadi, ama bunu büyütmeye gerek yok kafanızda. Genel olarak ağır konuşuyorsunuz, ben öyle algıladım eski konularınızdan. İçinde bulunduğunuz durum, bence sorunlu geçmişinizle,annenizle alakalı. Şu anki dur, anlattığıniz kadar ölmelik değil aslında sanki. Geçmişten dolayı böyle. Dini yorum yasak evet. A muslumansiniz biliyorum, namaz kılın, dua edin, inanın biz bunlardan vakit eksikliği nedenini bahane bulup uzak kaldıkça dünya meşgalesi pesimizi bırakmıyor, kendimize bile vaktimiz kalmıyor. Dünya ile boğuşup duruyoruz. Umarım, herşey yoluna girer, hep diyorum cogu şey çocuklukla ilgili.. çocuğunuzun üstüne düşün, kendinize de önem verin, eşinize de olduğu gibi ve iyi yönlerini görerek bakın, herşey duzelecek belki.
 
19 sayfa geçmiş şimdi gördüm

ama buna böyle klavye başından bir şeyler yazamam

ben ailecek bu süreci baştan almanız gerektiğini düşünüyorum

zira oğlun eşin ve sen hepinizin de farklı yahut aynı ya da benzer sıkıntıları var

bir de evet seanslar pahalı vs de bu aşamada sigara vs bırakılmaz

(hiç sigara içmedim, bana göre bir anlamı yok ama şu an senin için onu bırakma anı değil )

zira sana ait olduğunu düşündüğün tek şey ve bu nedenle o seninle kalmalı
 

İşe gidebilmek gayet mümkün. Ben gidebiliyorum. Çünkü kızımı anlattınız bana. Şu an 9 yaşında aynı anlattığınız gibi bir kızım var. İnatlaşma, bağırma, el yıkatabilmem mümkün değil. Yağlı elleriyle dokunur heryere. Yıka derim kaçar inadına dokunur etrafa. Üstünü giydirmek hala çok zor. Küçükken 2 saat peşinde koştururdum dışarı çıkmaktan vazgeçerdik. Banyo yaptıramıyorum hadi banyoya dememle banyoya girme arası 2 saat. Sinirli, hırçın. Arkadaş edinemez arkadaşlarıyla kavga eder hemen. Asla beraber oyun oynayamayız kazanamazsa çirkeflik yapar oyunu dağıtır. Vs. Vs. Ben ilk defa geçen hafta psikiyatri ye götürdüm. İlaç verdi kullanıp kullanmama konusunda kararsızım hala. Kolay değil çok zor ama yapılabilir. 2 yaşından beri çalışıyorum. Babanın hiç bir yardımı yok bu arada onu da ekleyeyim.
 
İyi bir anne değilim. Sigarayı bırakmam lazım ama zorlanıyorum. Çok zorlanıyorum. Kestirip atmam gerekir aslında ama yapamıyorum.
B
Arkadasin cocugu rahatsiz ve bu sartlarda maddi manevi cocuguna bakacak gucu yok en azindan bu donemleri atlatip biraz olsun duze cikana kadar sabretmesi lazim ben tabiki siddet gorsun oldurulene kadar bosanmasin demiyorum ama detaylar var konuda
 

Vasat anne falan değilsin, kendine bu kadar yüklenme lütfen
Çocuk senin kadar babasınında çocuğu ve en az senin kadar onu düşünmekte görevi
Anne olmak için kendinden vazgeçmen gerekmemeli bence
Sen çok güçlü bir kadınsın ve çok güzel bir annesin, konularını daha önce de okudum , biliyorum
Oğlunda sende düzeleceksiniz bu bir süreç ve geçecek
Kendine biraz alan yaratmaya çalış sadece, bir iki saat bile olsa, belki bir yürüyüş, belki bir iki komşunla lak lak etmek, belki part time bir iş ama lüften beyninin ara vermesine izin ver. Ölme fikrini de at kafandan, güzel günler göreceksin daha, gün doğmadan neler doğar. Bize hep yaz, dertleşelim, dualarım seninle
 
Oğlunuz için fedakarlık yapıcam diye parça parça olmuşsunuz, sizin de desteğe hatta ilaç kullanmaya ihtiyacınız var. Bir psikoloğa veya psikiyatriye görünün bu dönemde ilaç desteği sizi biraz daha sakinleştirebilir zira en çok zararı siz ve oğlunuz görüyor anlaşılan.
Rezil olma kısmına gelince kol kırılır yen içinde kalır sözü hep bu durumlardan çıkma
 
Anne olmak değil, evlat sahibi olmak fedakarlık gerektirir esasen.Bizim toplumumuzda daha baskın bişekilde aenneye yüklenmiş dünyanın en en en ağır manevi yükü bu bence..Evet anneysen insani tüm hassasiyetlerini yutmaya mecbur olabileceğin durumlarla karşılaşmaya herkesten bir adım daha yakınsındır...Anneysen gerekiyorsa biyolojin durma noktasına gelebilecek, açlık susuzluk duymayacaksın,cinsellik isteğin yeri gelir ayıplanacak bile, Anneysen gurursuzluk atfedilecek herşeyi özütebileecek kıvamda olmaya mecbursundur.... En eğitimli gördüğün insanlar bile sana ''sonuna kadar haklısın ama çocuğun var''diyiyp ''Allah kolaylık versin tatlım hep yanındayız bunu bil tamammı diyiyp eşiyle kol kola güle oynaya avm ye girdiğini göreceksindir''hatta .Tabi tüm bunlar yaşanmayadabilir ha yaşadıklarını yutamıyorsan da milyon tane maddi manevi zorluklara göğüs gerek yaşamaaya mecbur oluşunu peşinen kabul etmişsindir anneysen, ve o saatten sonra en yakınına bile doldum taşıyorum diyemezsin. .Böyle olmasını sen istedin bititrmeyebilirdin derler..Kaçmaya çalışsnda hayatın yükü yani top hep sende olucak yani....Amma öyle amma böyle. İlk suçun kadın olarak dünyaya gelmek içinci suçunsa anne olmak çünkü...senin benim pek çoğumuzun işte !

Sizin evde o gün işler çığrından çıktı ve eşinden şiddet gördün diye tahmin ediyorum...ve ölsende unutamayacağın kötü şeyler yaşamışsın gibi...Burda çoğumuzun yeri gelip aldığı nefeslerimizi kesen acıları ,dönülmez onulmaz yaraları var...Herkes çektiğini biliyor ve herkes en kötüsü benimkisi diyor biliyormusun...sana en güzel dularımı gönderdim hiiç tanımadığım halde...Üzülmek çare değil, durup düşünmeye mecalin zamanın varsa kendini dinle...Bırak herşey onların döküp saçtığı gibi kalsın bizden herşeyi topralamamızı bekleyenlere inat bırak ortalık dağınık kalsın...Herkes yaptığından utansın kendiyle başbaşa bırak eşini de. Annen ,kayınvaliden, psikoloğun, eşin hatta oğlun gibi düşünmeyi onların değer yargılarıyla yaşadıklarını tekrar tekrar süzgeçlemeyi bırak....Herkes olmaya çalışma kısaca ...Seni üzen her birkişiyle tüm görünmez bağlarının ve muhtaçlıklarının görünmez ipini kesmeye çalış...Ruhun başka türlü bu kıskaçtan kurtulmaz ve özgürleşmez...Evet o evden tüm konularına rağmen(çoğunu okumuşumdur) gidemedin ama ''SEN'' hala varsın..Zaten önemli olan da ''SEN'' değilmisin en öncelikle..Biraz kendine dön derim ben nacizane ve zamana bırak kendini ve herkesi..

Dur bakalım ,gün doğmadan neler doğar derler...Birde bence o psikoloğa göre tüm hayatını kıskaca alma .Mutlaka bir iki uzman daha danış.....Para sözkonusu ise herkes her türlü oyunu çevirebilir biliyorsun !
 
Evlilikleri yıpratan en büyük şey çocuk. Bence sizin evliliğinizin birbirinize olan tahammül sınırınızıda çocuk dibe çekmiş. Zor bir oğlun var sen destek bekledikçe eşin kaçtıkça öfke bağlamışsın ona karşı..
Tüm konularında farkettiğim şey eşine karşı çok büyük bir öfken var hep canını yakmak istiyorsun. Zamanında göremediğin desteklerin acısını çıkarıyorsun sanki. Ama biliyormusun idrak erkekler birşeyi talep etmeden yapmıyor. Güçlü her işini kendi görebilen kadınlar onlar için biçilmiş kaftan. Nasılsa bana ihtiyacı olmadan tüm yükü sırtlanabiliyor diye düşünüyorlar.. Ve bu seçimler onların işine geliyor.
Kavga anında hepimiz can yakmak için neler neler söylemiyoruz ki. Karşımızdakini hep en zayıf yerlerinden vurmaya çalışıyoruz.. Çünkü öfkeliyim. Kendimden biliyorum eşime karşı öyle öfkeliyimki her yaptığı gözüme batıyor. Sürekli canını yakmak istiyorum. Çünkü zamanında çok yalnız bıraktı beni özellikle çocuk konusunda.. Ve kin bağladım ona karşı bir kaşık suda boğasım var.. Dün okudum konunu ve bizde saçma birşeyden girdik birbirimize. Cevap yazıcak gücü bulamadım kendimde.
Sen iyi bir annesin oğlun için katlandıkların seni gurursuz değil rasyonel bir birey yapıyor bence.Sakın suçlama kendini. Ama biraz tamir et hayatını. Bişileri düzeltmeye çalışsan madem gidemiyorsun. Biraz tahammül sınırını yükseltmeye çalışsan eşine karşı. Çünkü diğer türlüsü en çok sana zarar kendimden biliyorum..
 
Ahh idrak ahh.
Kendine bu denli yüklenmesen.
Olup bitenin sorumlusu sen değilsin.
Biliyorum şu an kendini sıkışmış hissediyorsun,nefes alamıyorsun,bunaldın,bir de üstüne eşinle yaşadıkların tüy dikmiş ama lütfen tek başına altından kalkmaya çalışma. Babanın evinden getirmedin oğlunu,eşinde elini taşın altına soksun bir zahmet. Evet anne olmak fedakarlık gerektirir haklısın ama baba olmakta öyle.
Allah yardımcın olsun,inşallah herşey güzel olur senin ve oğlun için.
 
sadece konunuzu okuyabildim, Allah kolaylıklar versin, yardımcınız olsun zira işiniz zor bu de demek oluyor ki siz çok güçlü birisiniz, atasözüdür Allah dağına göre kar verir derler
yazınız, kendinizi ifade biçiminiz çok güzel
acaba diyorum yazarak para kazanabilir misiniz,
sosyal medyada mı olur, internet gazetelerinde, bloglarda mı olur bilmiyorum
ama bu konuyu bir araştırın, düşünün derim,
illa edebi yazılar filan da değil, yaşadığınız olayları da yazabilirsiniz
belki ilerde kitap bile çıkarırsınız neden olmasın
 
Ailenizle olan ilişkiniz, eşinizle olan yıpratıcı evliliğiniz ve son olarakta iyileştirmeye çalışıp, çabaladığınız çocuğunuz arasında sıkışıp kalmışsınız.

Neden bu kendinizi yanlızlaştırma?
Eşinizle ya da ailenizle yükünüzü paylaşmaya çalıştınızmı? Biraz onlara sorumluluk pay etmeyi denediniz mi? Mesela eşiniz sürekli evden bir sebeple çıkan biri, hadi elinden tut oğlumuza hava aldır dediniz mi? Ya da annenize yarım saat 1 saat sen de dursun demeyi denediniz mi? Hiç biri sizin gibi oğlunuzla ilgilenmez belki ama o minicik ara, nefes alma ilaç gibi gelir. Güçlü olacağım diye Allahuekber dağlarına çıkıp sonra tükenip ordan aşağıya atlamaya benziyor her defasında yaşadıklarınız.
Biraz kendinizi telkin edin, mola verin, kafanızda koşturan atları dizginleyin
Bi saçınızı tarayın, kahve için tek başınıza, ödüllendirin kendinizi. Bir kaç dkka telaş olmadan anı yaşayın. Önce kendini iyileştirmeli insan.
Çocuğunuza en büyük faydanız bu olacaktır. Allah yardımcınız olsun.
 
Ay İdrakcim,sen rezillik görmemişsin.
Evet yaşananlar çirkin,keşke olmasaydı
ama 'rezillik,facia' deyip de
kendini daha fazla doldurma gözünü seveyim.
Fazla şişen balon patladı,olan bu.
Beklenen bir durum.
Aranızda kaliteli bir iletişim ve cinsellik olmadığı için zaten ikiniz de pimi çekilmiş el bombası kıvamındaydınız.
Sen pimi çektin eşin de patladı.
Ardından seni patlattı.
Yapın çok kontrolcü olduğu için,
yaşananlara aile üyelerinin de şahit olması,
seni bu şekilde düşünmeye sevkediyor.

Bu kavgayı,bilinçaltında biriktirip, kodladıklarınla farkında olmadan ama
alttan alta,bile,isteye başlatmışsın,
hiç kusura bakma.
Hastaysan balkon yıkanmaz.
Hadi esti yıkadın.
Yıkadıktan sonra adamın gözünün içine baka baka 'hastayım' diye yatılmaz.
Yattın diyelim,mutfakta takırdayan adama ne diye hesap sorarsın?
Sordun diyelim,adam 'çık mutfaktan' deyince, niye kavgaya devam edersin?
Kocana kızıp,söylenelim,gönlün olsun
tamam da ben de soruyorum;
Hırsızın hiç mi suçu yok?

Yeni evliyken eşimle çözemediğimiz bir sorun yüzünden ona içten içe kızgın hatta hırslıydım.
Sorunu bırak çözmeyi,
konuşmaya bile cesaretim yoktu ne yazık ki.
Yanlış olduğunu bile bile eşimin damarına basacak şeyler yapıp veya konuşup,
kavga çıkarırdım.
Sonra da oturup ağlar ve onun benimle ilgilenmesini beklerdim.
İlgilenmeyince bir kavga da ordan çıkardı.

Eşim almayı-yapmayı istediğim bir şeyi teklif ederdi,içim gitmesine rağmen 'hayır,istemiyorum' derdim.
Ona kızgınım ya,hırslıyım,öfkeliyim.
Ama duygularımı ifade etmiyorum, edemiyorum.
Sonra da 'istediğim olmadı, alamadım, yapamadım' diye üzülür bir de
buna sorun çıkarırdım.
Hey gidi günler.
O zaman iletişim becerilerim ve sorun çözme yeteneğim bu kadar gelişmiş değildi.
Ne zamanki kendimi daha iyi anlamaya,
iç sesimi dinlemeye,altta yatan sebepleri anlamaya başladım işler düzeldi.
Bu yaşananlar iktidar mücadelesiydi.
Bunu çok sonra anladım.

Evlilik üç ayaklı bir sehpaya benzer.
Ayakları;
duygu ayağı
İletişim ayağı
İktidar ayağı
Birini çeker veya ölçüsünü bozarsan,
sehpa devrilir.

Çoğu evlilik iktidar ayağını paylaşamamaktan dolayı sallanıp,sarsılır.
Duygu ve iletişim ayağı sağlam olan evlilikler,
iktidar sarsıntısını daha kolay atlatır.
Sizin evliliğinizde hepsi sıkıntılı,sallanıyor.
Birinden başlayıp tamir etmezseniz,
tünelin ucunda ışık yok,üzgünüm.
Karar ve tercih siz ikinizin.
Ben biraz net ve açık konuşmayı tercih eden biriyim,lafı dolandırmayı sevmiyorum.
Bana kırılmayacağını bildiğim için de bu kadar açık yazdım.
Şimdi söyle bana,ne yapalım?
Daha doğrusu sen ne yapmak istiyorsun?
 
Son düzenleme:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…