- 27 Mart 2017
- 16.158
- 65.364
- 598
- Konu Sahibi Idrakyollariiltihabi
-
- #101
Siyril sekerim siyril , ben 41 yasina 2 ay kala daha bugun ne kesfettim biliyor musun? Hergun kafayi yukari kaldirip , ben ne yaptim da bana bu cocugu verdin sorusunu yoneltip hic cevap alamiyorken bugun cevabi kesfettimBunu duymaya ve buna inanmaya çok ihtiyacım vardı. Çok sağol Milana. Şu egodan sıyrılmam gerek. Belki de anneliğimi en çok yaralayan şey bu. Daha sağlıklı olabilmem için gurur ve egodan bir miktar sıyrılmam gerek.
Peki içimi kemiren "sen bu kadar onursuz ve gurursuz bir kadın misin?" sorusu ne olacak. Nasıl başa çıkacağım ben bununla hiç bilmiyorum.
İdrak, anladığım kadarıyla sigortalı değilsin. Galiba çalışmadığın için sigortan da yok. Pek, ciddi bir hastalık olursa (Allah korusun) masrafların altından nasıl kalkabilirsin? Ayrıca çalışmak gerekliliğini uzun vadede de bir düşünsen? Özellikle kadınların kendi kazandıkları, az veya çok, bir gelirlerinin olması gerek. Hayat boyu eşinin eline bakmak istemezsin değil mi?
Oğlumun yanıda yüksek ses, kavga vs'e izin vermeyiz, diyorsun. Tamam, bu güzel bir davranış. Ama emin ol, oğlun aranızdaki gerginliği, sevgisizliği hissediyordur.
Artık gerçek manada anneyim diyorsun ya...fedakarlıklarımı daha da arttırmam gerek diyorsun. Muhtemelen oğlun, senin fedakarlıklarını derinden hissedecek veya görecek. Ancak bu noktada kritik bir durum ortaya çıkabilir; oğlun için aşırı, yani kendini yok sayarcasına yapacağın fedakarlıklarınla, oğlunun üzerinde çok büyük bir yük oluşturabilirsin. Bunun karşılığında oğlun, zaman içersinde sağlıksız bir şekilde kendisini sana adayabilir. Çünkü bilecek ki, kendisi için annesi tamamen kendisinden vazgeçmişti ve bir çocuk-genç bu ağır sorumluluğun altından kolay kalkamaz.
Psikoloğun yanındayken, oğlunun kahkahalar atması bana ilginç geldi. Sanki oğlunun sorunu ailesi ile ilgili olabilirmiş gibi. Psikolog, bu ihtimali de değerlendiriyordur umarım.
kırgın ve yorgunsunuz ama yavrunuz için sabretmelisiniz. Malesef anne olmak bazen insanı gurursuz yapabiliyorDediğiniz gibi geri çekilmeyi susmayı başaramadım. Belki başarsaydım farklı olabilirdi. Ancak "neden susan ve alttan alan ben olayım. Yeterince zorluk çekmiyor muyum zaten" düşüncesi ya da egosu engel oldu bunu yapmama. Hatasız olduğumu asla söylemiyorum ama dün yaşananlarda üslubumu saymazsak hatalı değildim. He eşim birikmiş be patlamış mıdır belki. Ancak asla affedilebilir şeyler değil söylediği ve yaptıkları.
Valla ben ayni sehirde olsam atlar giderdim sabah kahvesine , hep oyle bir hayale daliyorum idrak'in konularini okurken , milayla idrak'in oglan evin altini ustune getirirken biz oturmusuz mutfakta kahve icip sohbet ediyoruzNe diyeceğimi bilemedim. Yazdım. Sonra olmadı sildim. Karar veremedim.
Çok üzüldüm. Bir çözüm olsaydı arkadaşlar zaten tavsiye ederdi. Gerçekten çaresizliğini burdan hissettim..
Eşinizle kötü gittiğini biliyordum ama düzeleceginden o kadar emindim ki. Açıkçası üzerinde durmaya lüzum görmedim. Ama komşuların daha şahit olması ümidimi yok etti.
Evlat hatrına insan neye katlanmaz neye tahammül edemez ki.. hiçbir şeye. Anne değilim ama bir annenin evladıyım. Gözüm görüyor. Anlayabiliyorum ne kadar kıymetli olduğumu.
Allah yardımcınız olsun. Hangi şehirde olduğunuzu bilseydik burdan size iyidostlar çıkardı.
En azından manevi bir destek olurdu. Size bizim yerimize kocaman sarılırdı..
Beni de alın yanınızaValla ben ayni sehirde olsam atlar giderdim sabah kahvesine , hep oyle bir hayale daliyorum idrak'in konularini okurken , milayla idrak'in oglan evin altini ustune getirirken biz oturmusuz mutfakta kahve icip sohbet ediyoruz
Ayy inanmıyorum aynı şeyi hissettim biliyor musunuz. Garip bir biçimde bu geçti içimdenAh be idrak ah be kuzum gozlerim doldu
Bak seni hic gormedim ama ben seni seviyorum be kuzu , sen bencil degilsin , sen sahane bir annesin
Bir de nacizane tavsiye , nedense okurken icimden gecti ki boyle gelen hislerim hep gercek olur , o tedaviye baslamadan once baska uzmana git , nedense para icin onermisler gibi geldi , hatta nedense pedagogu da taniyornusum hissine kapildim , tovbe est , ozelden bi ismini yaziversene bana
Burda millete çocuk için evlilik mi sürdürülür. Boşanamıyorsan bahane üretme.. Demeye benzemiyormuş dimi.. Eğer yaşadığınız şey şiddetse...duruşunuz itibariyle evi terk etmeniz lazımdı... Sizin gibi kendini iyi ifade edemeyen aynı şeyi yaşayanlar çocuk bahane sen kocanı bırakamıyorsun söylemlerine maruz kalıyor, hatta belki bunu söyleyenlerden biri belki de sizdiniz...Dedipğm gibi yaşadığınız şey şiddetse gitmek gerekirdi.. Değilse diğer sebepler hallolur.Merhaba hanımlar
Konu gerçekten çok ama çok uzun olacak. Uzundu okumadım, destan yazsaydın, okumadım ki gibi akla ziyan yorumlarla kendinizi yormayın. Okumayın. Çünkü uzun.
Okuyabilecek kudrete ve isteğe sahip olanlar için de, gerçekten hiç olmadığım kadar kötüyüm. Bitik vaziyetteyim. Çok kısa zaman önce konu açtım onun da farkındayım. Ancak gerçek manada yalnızım. Konuşabileceğim daha doğrusu yaşadıklarımı anlatabileceğim kimse yok. İki ayrı mevzu var anlatmak istediğim. Esasında yardım ya da öneri de değil beklediğim. Yazmak istiyorum sadece. Hani ağlayarak geçer sandım ama geçmedi. İçim dışıma çıkana kadar ağladım ama geçmiyor. Yazarsam belki hafiflerim.
Dün öğlen vakti eşim demek istemediğim lakin hala eşim olan kişi eve erken geldi. Neyse ki oğlum okuldaydı... Saçma sapan bir sebep yüzünden beş yıllık evliliğimde hiç olmayan şeyler yaşandı. Yaşarken utandım, hatırladıkça utanıyorum, anlatmaya mecalim yok. Lütfen detay sormayın. Asla affedemeyeceğim sözler ve eylemlere maruz kalıp, asla affedilmeyecek karşılıklar verdim. Rezillik, saygısızlık... Ne söyleyeyim ki daha. Aile apartmanındayım ve herkes evime geldi. İlk Kez kendimi bu kadar aşağılanmış, çaresiz ve gurursuz hissettim. Anlatamıyorum bile... Evet biliyorum bu saatten sonra bu evlilikten bir cacık olmaz. Biliyorum saygı bitince hiçbir şey düzelmez. Hepsini biliyorum. En son kayınvalidem elimdeki valizi alıp "bizim hiç mi Hatırımız yok, bizim için kal Allah aşkına" diyordu bembeyaz suratı ile. Hani öyle bir rezillik. Neyse bu konuyu burada kesip neden bu hale gelmiş rezil bir evlilikten, onursuz bir tavır sergileyip gidemediğimi anlatayım.
Ben böyle bir günün ardından hemen ayağa kalkmalıydım çünkü aylardır randevu almak için kovaladığım, neredeyse her gün aradığım, oldukça iyi miktar ödemem gereken psikoloğa nihayet oğlumu götürecektim. Anneyken, kadın olmak unutulur mu? Unutulması gerekiyor işte bazen. İptal edemezdim... Bu lanet evden çekip gidemezdim de.
Oğlumu götürdüm. Uzun süren birebir seansın akabinde benimle görüşme süreci başladı. Aslında kendimi birçok şeye hazırlamıştım ama yine de kalbim kulaklarımda atıyordu dinlerken. Bilinen tanı şüphelerini saydı ve daha önce söylenmemiş bir teşhis daha ekledi listeye. Eksik kalmasındı çünkü. Karşı gelme bozukluğu. Nispeten daha tehlikeli bir durum diğerlerine kıyasla. Hiperaktivite, dürtü kontrol bozukluğu, dşkkat dağınıklığı vs. Kesin mi teşhis tabi ki değil. Bu muhtemel teşhislerin yelpazesinde salınıyormuş oğlum. Her ne olursa olsun benim oğlum o, mühim değil zaten teşhisin adı. Ancak mühim olan şu ki, aralıkları sıklaşacak bireysel terapilerin zorunlu olduğu bir sürece girmemiz gerektiğini söyledi. Bu terapiler için ciddi ödemeler gerekiyor ve ben bunları sakince dinlerken "şu durumda uzun mesaili çalışma hayatına dönmeniz de neredeyse imkansız. Yoğun İlgi ve zaman gerekiyor" cümlesini de duyuyorum. Tamam oldu o zaman. Peki.
Oğluma ara veriyorum ve kendime dönüyorum. Bari burada kendime döneyim. Geçirdiğim zorlu süreçte sakinleşmemi sağlayan ya da benim sığındığım tek şey sigaraydı. Bunu bırakmam gerek. Oğlum için bu zorunlu bir durum. Başka türlü masrafları karşılamamız imkansız. Çalışamam çünkü oğlumun önünde belirsiz bir süreç var. Terapi sıklığı bile belli değil henüz. Kaldı ki anlatmam imkansız yaşanması gerekir, oğlumla düzenli bir şekilde mesaiye gidip gelmem imkansız. İdrak sıkıştı dostlar, tam manasıyla sıkıştı. Ama sigarayı bırakmam lazım ben anneyim. Her durumda her şartta fedakarlık etmeliyim.
Hala bu evde ve bu evlilikte olduğum için kendimden nefret ediyorum. Ne gurursuzum ne de karaktersiz. Oğlum babasız kalmasın, aman oğlum için sürüyor bu evlilik demiyorum. Mecburum. Tam anlamıyla mecburum. Tedavi süreci masraflı, ailem ne beni anlayacak ne de destek olacak anlayışa sahip değil. Hadi öyleler diyelim, oğluma nasıl davranacaklarını kestirmek hiç zor değil. Oğlumun durumunu anlatmıyorum bile onlara. Sorunlu muamelesi yapmasınlar diye. Hoş zaten evlerinde kalacak yer bile yok. E hadi her şeyi göze aldım ayrı eve çıktım diyelim. Aldığım maaşla hem tedavi, hem ev geçimi, hem manevi sorumluluğu almak imkansız. Aa bak hatırladım şimdi oğlumla çalışmak da mümkün değildi. Hayal dünyasından uyan idrak. O kadar kolay değil...
Ne diyorduk annelik fedakarlık gerektirir. Yahu ben oğlumu yeterince seviyorum, ilgileniyorum, her hücremle kendimi ona adadım. Siz beni sevin ya. Bana şefkat gösterin, benimle ilgilenin, nasılsın deyin. Hala ölmedin değil mi deyin. Dur bir nefes al deyin ne bileyim en olmadı saçımı falan okşayın çok mu zor. Oğlumun seveni var ilgilenen bir annesi var. Onu değil siz beni düşünün. Diyebildim mi? Hayır. Demem mi gerekir ki acaba. İnsan olan, az biraz vicdanı olan düşünemez mi bunu? Bu kadın çaktırmadan ölüyor, öyle çaktırmıyor ki hala ayakta diye düşünmez mi insan?
İdrak bak sigarayı bırak. Kusura bakma ama annesin fedakarlık yapman lazım.
İdrak kusura bakma ama sizin yüzünüzden bu çocuk böyle oldu. Birbirinize İlginiz muhabbetiniz yok. Hem kadın evliliği ayakta tutar.
İdrak anne dediğin kendini yok sayar. Kusura bakma ama bu böyle.
Abartma idrak herkes zorluk çekiyor ne var.
İdrak oğlun nasıl? Bak oğlana iyi bak. İlgilen. İyi bak oğlana mutlaka. Bak tamam mı.
Bakıyorum yahu. Bakıyorum ben oğluma çok iyi bakıyorum. Bana niye kimse bakmıyor? Gıkımı çıkarmıyorum yıllardır şimdi çıkarsam "bencil" olur muyum mesela. Olurum bence. Oğlu bu durumdayken hala kendini düşünüyor derler biliyorum ben. Yuttuğum, anlatamadığım, yok saydığım onca acıya ve kırgınlığa rağmen ben oğluma iyi bakıyorum.
Bir ergenlik hezeyanı daha ekleyip susayım madem. Mümkünse çok yaşamak istemiyorum ama ölmeden önce "hayatımı mahveden aileme, eşime hatta herkese hakkımı helal etmiyorum" deme şansım olsun istiyorum. Hiç olmazsa az biraz vicdan azabı çeksinler istiyorum. Tam da bu yüzden mümkünse aniden ölmeyeyim. Durup konuşmaya vaktim olsun mesela. Uzatmalara kalayım ne bileyim son dakika golünü atıp öyle gideyim istiyorum.
İki patolojik vakanın birleşmesinden bir hayır gelmeyeceği belliymiş zaten. Bu evliliğin bir gün bu hale geleceği belliydi. Çok bile dayandı aslında. Kafam öyle karışık ki, konuya nereden girdim nereden çıktım bilmiyorum. Dua edin bana. En çok buna ihtiyacım var sanırım. Ayakta kalabilmem için dua edin. Vasat anneliğimi iyileştirmem için, sabredebilmem için dua edin. Lütfen.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?