Anne olmak fedakarlık gerektirir hatta bazen hiç olmayı da gerektirir.

Hiçbir şey anlamadım. Kayınvaalideniz Allah aşkına kal hatrımız yok mu dediğinde niye rezillik oluyor?
Benim annem üvey gibi, ben çok sorunlar yaşadım saçlarım genç yaşımda beyazladı onun yüzünden, belki gitmem lazım terapiye ama bişey değişmeyecek her şeyi baştan anlatmaya halim de yok. Çocuğun ne yaşamış olabilir ki bu kadar?
 
:)) boşanacaksan boşan imkan yoksa sus otur yerinde diyorsun ki çok haklısın bence de. Tam bir sığır olduğum için arafta kalmaya bayılıyorum. Hayır yani durum belliyse ne boşanma lafını aç ne rezil ol değil mi. Yok illa kaşıycam kanayan yerleri ki irin aksın iyice.

Evet eşim birçok kadının rahatlıkla idare edebileceği ve hatta sevebileceği biri. Bazılarının da asla kabul etmeyip anında boşayacağı bir model. O bazıları azınlık ama varlar.

Ben ise maalesef zor insanım kabul ediyorum. Epey zor bir insanım. En azından ikili ilişkilerde. Anne olarak ne kadar verici isem eş olarak o kadar bencilim.

:) Ben seni kendime benzetiyorum. Eşime boşanma konusu açınca iyi tamam ama boşanınca da mutlu olamazsın sen deneyelim gör diyor. Haklı ne diyebilirim ki. Sen de benim gibisin bence.
Bu seferki kavga kötü sonuçlanmış. Ama tek sorumlu eşin değil. İletişim kurmayı mı bilmiyoruz acaba. Mesala rica etseydin, ihtiyacın olduğunu samimi bi şekilde görseydi o tepkiyi vermezdi. Adamları bu hale biz getirdik biraz da. Sus otur demiyorum da gittikçe sarpa sarıyor farkındaysan. Hiç konduramayacağın şeyler başlamış. Eşin masum günahsız değil savunduğum anlamı çıkmasın buradan. Ama idare edilebilir biriyse ve sen de maddi manevi şimdilik idare etmeye mecbursan kendine eziyet etmeyi bırak. Biraz düzeltme yoluna bak. Olmazsa ilerde boşanma fikri cepte zaten.
Bi süre hep boşanma fikri kafamı kurcalıyordu. Bildiğin boşanmanın hayalini kuruyordum. Gittikçe adamı düşman gibi görmeye başladım. Her yaptığı batma, sürekli bi inat didişme hali. O mecburiyet iyice aksi yapıyır insanı sanki. O fikri bi süre kaldır rafa. Senin mutsuzluğunun tek sebebi eşin değil ayrılsan da sorunların devam edecek, kaçış boşanman değil. O zaman bir de tek kişi mücadele edeceksin. Böyle iyi kötü bi desteğin var yanında.
 
Çok teşekkür ederim. Elimden geldiğince olayı dramatize etmemeye gayret ediyorum. Evet biliyorum dünyanın sonu değil oğlum çok şükür sağlıklı görünüyor eli ayağı tutuyor. Durumu tüm ayrıntıları ile yazdım ki sorunun sadece oğlum olmadığı anlaşılsın.
Bu arada benim de 5 yaşında bir oğlum var. Kaba motor becerileri cok geriydi. 2 yasini bitirmişti yürüdüğünde. 22 aylikken gittigimiz doktorlar bizi reamen bir turnikeye sokma cabasi içindeydiler. Yürümez dedilercp dediler ve baska sendromlardan bahsettiler hemen bir özel rehabilitasyon merkezi önerdiler. Hepsinin birbirinden çıkarı vardı sanki. Inanilmaz günlerdi. Cok bunalmıştım simdi o doktorlara oglumu götürüp gosteresim var. Cok şükür hepsi geride kaldı. Sizinki de halledilemez bir durum değil. Eli ayağı tutuyor maşallah. Bizimkine her goren hiperaktif derdi cunku hic oturmazdı 3 yaşlarında yemek dışında. Hic yorulmaz enerjisi bitmez. Ben öğretmenim etkinlikler yapmaya çalışırdık odaklamazdı kalkıp giderdi vs. Ama baska bir tip fakultesinde doktora goturduk çocuk polk. bastan aşağı her seye baktılar. O sonuçlar gelmeden yürüdü bizim yaramaz. Diyecegim o ki cok tanınmış doktorlardan da ne yazik ki bu isi para icin yapanlar var, bazi konularda ikna edip ısrarcı olabiliyorlar.
 
Rabbim sana güç kuvvet, oğluna şifa, yuvana huzur, kalbine ferahlık versin inşallah. Elimden sadece derdini paylaşıp dua etmek gelir. Keşke fazlası gelse. Çaresizlik nedir iyi bilirim idrak. Aslında zor olan güçsüz olmak ya da düşkün olmak değil, çaresizliktir.
 
Ben de çok üzüldüm. Geçmiş olsun. Siiz de çok yıpranmışsınız. Umarım çektiğiniz cefaların katı kadar mutlu olursunuz... Size hep dua edeceğim... başka uzmanları da bi araştırın. Herkes farklı birşey söyler bunlar da kafa karıştırıcı.
 
@Pnomatik biraz ağır olmamış mı eleştiri ? Bu arkadaş belki demedi bile bu lafları ...zaten yaşadığı durumun üzüntüsü , çocuğuyla ilgili endişesi varken uzmeyelim boş yere ...
Sana hak veriyorum elbet birisi dert yandığı zaman ayy benim kocişim hiç öyle yapmaz ayaklarıni yıkar,ağzımın içine bakar ,hemen bosan diye s.dik yaristiran tipleri bende sevmiyorum uyuz da oluyorum ama sanki bu üye o "Cicişler" den değil :)
Kesinlikle üzmek için yazmadım.. Ben de şiddetten dolayı boşanma aşamasında olan bir kadınım, ama eminim ki barıştım desem topa tutulurum, oğlum için desem, babasına çok düşkün her babadan ayrılışı travmatik bir sahne desem topa tutulurum.. Çünkü hanımefendi kendini çok iyi ifade edebiliyor ben düz anlatıyorum.. Ben bu konuyu açsam.. Şiddet gördüm, çocuğumla ilgili bitakkım sıkıntılarım var katlanmak zorundayım diye yazacaktım ve topa tutulacaktım..ayrıca bu üyenin daha önceki bir konusunda keşke şiddet veya aldatma olsada elimde bariz bir sebep olsa ayrılmak için dediğini hatırlıyorum.. Anlatmak istediğim öyle kolay olmuyor bu işler..
 
Çok önyargılı bir mesaj olmuş :) ben burada kimseye boşan demedim. "maddi gücüm var ailem destek oluyor on kere aldatıldım ama kocamı çok seviyorum" diyenler hariç. Onlara dedim. Hatta kendinize az biraz saygınız olsun da dedim. Sebep çaresizlik ve mecburiyet ise kimseye boşan çekme demem çünkü hayat o kadar da toz pembe değil. Sebep her türlü pisliği yapan kocaya, imkanlara rağmen sevdiği için katlanmak ise derim. Gurursuz da derim, boşan da derim. Zira sevgi biter iyileşirsin ancak kendine olan saygın bitince iyileşemiyorsun.

Yazmak istemedim utandım evet şiddet var. El kaldırıp vurmak şeklinde değil. İtme, sıkma, çok komik ama mesela saç çekme. Evet evet saç çekme. Elim armut toplamadığı için bilmukabele karşılık verdim ben de. Hatta ben vurdum da. Yüzüne vurmadım ama. Artık neresi denk gelirse. Şiddet var görüldüğü üzere.
Burda genelde çocuğum var katlanmam gerekiyor diye konular açılıyor ona ithafen dedim.. Sizi üzmek veya yargılamak için demedim.. Benim o tarz diyenlere bile saygım var belki seviyor onun gibi sevmediğimiz için bilemiyoruz diyorum.. Dediğim gibi kimseyi yargılamak değil amacım sizin nazarınızda bu işlerin bu kadar kolay olmadığını hele çocuk varken anlatabilmek.. Yoksa ben de boşanma aşamasında bir kadınım yaşadıklarınızı tahmin edebiliyorum..
 
Konularınızı takip ediyorum ve dik duruşunuza,azminize hayranim💖Aile apartmanında olduğunuzu söylemiştiniz.Kayinvalidenizde benim hicmi hatrim yok diyorsa eğer, alsın oğlunu kendi evine yine sizin evin ihtiyaçlarını gidermeye devam etsin.Sonucta bu evliliğe artık Her iki tarafta çocuk için devam ediyor sanıyorum.

Yani demem o ki şuan bulunduğunuz evden eşiniz gitsin(aile apartmani olması bişey değiştirmememli şu durumda) Birbirinizle çocukla ilgi bir durum varsa muhattap olarak daha az yıpranırsınız diye düşünmekteyim.Enazindan oğlunuzun tedavi ve terapi süreci iyiye gidene kadar.
1 yıl,2yıl,3yıl yani siz ve oğlunuz nezaman hazır duruma gelirse ozaman ayrılırsınız.
Ya bilmiyorum belki tuaf bir fikir ama aklıma diğerlerini eleyince bu geldi.
Inşallah tez vakitte feraha çıkarsınız 🙏
 
Çocuk için evlilik devam ettirilir mi sözüne "Evet" diye cevap verenlerdenim.

Evladımız her şeyimiz, canımız kanımızdan bir parça. Zaten hayattaki çoğu çabamız onlar iyi olsun diye değil mi biraz da ?...

Adınıza çok üzüldüm sevgili idrak.
Belli ki zor süreçlerden geçmiş ve hala geçiyorsunuz.
Insallah evladinizla sağlık dolu bir yaşama sahip olursunuz.

Evliliginiz ve aileniz icinse size sanırlar diliyorum.
Her şeyin çok iyi olacağı günler yaşayın insallah
 
Yalnız atladığınız bir nokta var. Bu olaylar yaşanırken oğlum evde değildi. Hani hiçbir kavgaya ve rezilliğe şahit olmadı. O eve geldiğinde normal hale dönmüştü herkes. Eşimden şu an nefret ediyor olsam da asla oğlunun yanında sesini yükseltmez. Bırakın kavga etmeyi sesler de yükselmez. Oğlumun maruz kaldığı tek şey ki asla küçümsemiyorum bunu, hissedebileceği gerginlik. Huzursuzluk. Kavga gürültü rezillik görmedi asla. Hani kendimi camdan atarım yine de ona yaşatmam böyle bir ortamı.
Sevgisiz ve belki tahammülsüz ve dahi mutsuz ebeveynler (ya da bir veli). Ben sadece okuduklarımdan yorum yapabilirim. Resmin tamamını siz daha iyi bilirsiniz. O yüzden olumlu ya da olumsuz şöyle yap diyecek bir durumumuz olamaz. Sadece çocuk için boşanmayıp fedakarlık yaptığını düşünen delusional ebeveynlerden bahsettim arkadaşa cevap verirken.
 
Merhaba hanımlar
Konu gerçekten çok ama çok uzun olacak. Uzundu okumadım, destan yazsaydın, okumadım ki gibi akla ziyan yorumlarla kendinizi yormayın. Okumayın. Çünkü uzun.

Okuyabilecek kudrete ve isteğe sahip olanlar için de, gerçekten hiç olmadığım kadar kötüyüm. Bitik vaziyetteyim. Çok kısa zaman önce konu açtım onun da farkındayım. Ancak gerçek manada yalnızım. Konuşabileceğim daha doğrusu yaşadıklarımı anlatabileceğim kimse yok. İki ayrı mevzu var anlatmak istediğim. Esasında yardım ya da öneri de değil beklediğim. Yazmak istiyorum sadece. Hani ağlayarak geçer sandım ama geçmedi. İçim dışıma çıkana kadar ağladım ama geçmiyor. Yazarsam belki hafiflerim.

Dün öğlen vakti eşim demek istemediğim lakin hala eşim olan kişi eve erken geldi. Neyse ki oğlum okuldaydı... Saçma sapan bir sebep yüzünden beş yıllık evliliğimde hiç olmayan şeyler yaşandı. Yaşarken utandım, hatırladıkça utanıyorum, anlatmaya mecalim yok. Lütfen detay sormayın. Asla affedemeyeceğim sözler ve eylemlere maruz kalıp, asla affedilmeyecek karşılıklar verdim. Rezillik, saygısızlık... Ne söyleyeyim ki daha. Aile apartmanındayım ve herkes evime geldi. İlk Kez kendimi bu kadar aşağılanmış, çaresiz ve gurursuz hissettim. Anlatamıyorum bile... Evet biliyorum bu saatten sonra bu evlilikten bir cacık olmaz. Biliyorum saygı bitince hiçbir şey düzelmez. Hepsini biliyorum. En son kayınvalidem elimdeki valizi alıp "bizim hiç mi Hatırımız yok, bizim için kal Allah aşkına" diyordu bembeyaz suratı ile. Hani öyle bir rezillik. Neyse bu konuyu burada kesip neden bu hale gelmiş rezil bir evlilikten, onursuz bir tavır sergileyip gidemediğimi anlatayım.

Ben böyle bir günün ardından hemen ayağa kalkmalıydım çünkü aylardır randevu almak için kovaladığım, neredeyse her gün aradığım, oldukça iyi miktar ödemem gereken psikoloğa nihayet oğlumu götürecektim. Anneyken, kadın olmak unutulur mu? Unutulması gerekiyor işte bazen. İptal edemezdim... Bu lanet evden çekip gidemezdim de.

Oğlumu götürdüm. Uzun süren birebir seansın akabinde benimle görüşme süreci başladı. Aslında kendimi birçok şeye hazırlamıştım ama yine de kalbim kulaklarımda atıyordu dinlerken. Bilinen tanı şüphelerini saydı ve daha önce söylenmemiş bir teşhis daha ekledi listeye. Eksik kalmasındı çünkü. Karşı gelme bozukluğu. Nispeten daha tehlikeli bir durum diğerlerine kıyasla. Hiperaktivite, dürtü kontrol bozukluğu, dşkkat dağınıklığı vs. Kesin mi teşhis tabi ki değil. Bu muhtemel teşhislerin yelpazesinde salınıyormuş oğlum. Her ne olursa olsun benim oğlum o, mühim değil zaten teşhisin adı. Ancak mühim olan şu ki, aralıkları sıklaşacak bireysel terapilerin zorunlu olduğu bir sürece girmemiz gerektiğini söyledi. Bu terapiler için ciddi ödemeler gerekiyor ve ben bunları sakince dinlerken "şu durumda uzun mesaili çalışma hayatına dönmeniz de neredeyse imkansız. Yoğun İlgi ve zaman gerekiyor" cümlesini de duyuyorum. Tamam oldu o zaman. Peki.

Oğluma ara veriyorum ve kendime dönüyorum. Bari burada kendime döneyim. Geçirdiğim zorlu süreçte sakinleşmemi sağlayan ya da benim sığındığım tek şey sigaraydı. Bunu bırakmam gerek. Oğlum için bu zorunlu bir durum. Başka türlü masrafları karşılamamız imkansız. Çalışamam çünkü oğlumun önünde belirsiz bir süreç var. Terapi sıklığı bile belli değil henüz. Kaldı ki anlatmam imkansız yaşanması gerekir, oğlumla düzenli bir şekilde mesaiye gidip gelmem imkansız. İdrak sıkıştı dostlar, tam manasıyla sıkıştı. Ama sigarayı bırakmam lazım ben anneyim. Her durumda her şartta fedakarlık etmeliyim.

Hala bu evde ve bu evlilikte olduğum için kendimden nefret ediyorum. Ne gurursuzum ne de karaktersiz. Oğlum babasız kalmasın, aman oğlum için sürüyor bu evlilik demiyorum. Mecburum. Tam anlamıyla mecburum. Tedavi süreci masraflı, ailem ne beni anlayacak ne de destek olacak anlayışa sahip değil. Hadi öyleler diyelim, oğluma nasıl davranacaklarını kestirmek hiç zor değil. Oğlumun durumunu anlatmıyorum bile onlara. Sorunlu muamelesi yapmasınlar diye. Hoş zaten evlerinde kalacak yer bile yok. E hadi her şeyi göze aldım ayrı eve çıktım diyelim. Aldığım maaşla hem tedavi, hem ev geçimi, hem manevi sorumluluğu almak imkansız. Aa bak hatırladım şimdi oğlumla çalışmak da mümkün değildi. Hayal dünyasından uyan idrak. O kadar kolay değil...

Ne diyorduk annelik fedakarlık gerektirir. Yahu ben oğlumu yeterince seviyorum, ilgileniyorum, her hücremle kendimi ona adadım. Siz beni sevin ya. Bana şefkat gösterin, benimle ilgilenin, nasılsın deyin. Hala ölmedin değil mi deyin. Dur bir nefes al deyin ne bileyim en olmadı saçımı falan okşayın çok mu zor. Oğlumun seveni var ilgilenen bir annesi var. Onu değil siz beni düşünün. Diyebildim mi? Hayır. Demem mi gerekir ki acaba. İnsan olan, az biraz vicdanı olan düşünemez mi bunu? Bu kadın çaktırmadan ölüyor, öyle çaktırmıyor ki hala ayakta diye düşünmez mi insan?

İdrak bak sigarayı bırak. Kusura bakma ama annesin fedakarlık yapman lazım.
İdrak kusura bakma ama sizin yüzünüzden bu çocuk böyle oldu. Birbirinize İlginiz muhabbetiniz yok. Hem kadın evliliği ayakta tutar.
İdrak anne dediğin kendini yok sayar. Kusura bakma ama bu böyle.
Abartma idrak herkes zorluk çekiyor ne var.
İdrak oğlun nasıl? Bak oğlana iyi bak. İlgilen. İyi bak oğlana mutlaka. Bak tamam mı.

Bakıyorum yahu. Bakıyorum ben oğluma çok iyi bakıyorum. Bana niye kimse bakmıyor? Gıkımı çıkarmıyorum yıllardır şimdi çıkarsam "bencil" olur muyum mesela. Olurum bence. Oğlu bu durumdayken hala kendini düşünüyor derler biliyorum ben. Yuttuğum, anlatamadığım, yok saydığım onca acıya ve kırgınlığa rağmen ben oğluma iyi bakıyorum.

Bir ergenlik hezeyanı daha ekleyip susayım madem. Mümkünse çok yaşamak istemiyorum ama ölmeden önce "hayatımı mahveden aileme, eşime hatta herkese hakkımı helal etmiyorum" deme şansım olsun istiyorum. Hiç olmazsa az biraz vicdan azabı çeksinler istiyorum. Tam da bu yüzden mümkünse aniden ölmeyeyim. Durup konuşmaya vaktim olsun mesela. Uzatmalara kalayım ne bileyim son dakika golünü atıp öyle gideyim istiyorum.

İki patolojik vakanın birleşmesinden bir hayır gelmeyeceği belliymiş zaten. Bu evliliğin bir gün bu hale geleceği belliydi. Çok bile dayandı aslında. Kafam öyle karışık ki, konuya nereden girdim nereden çıktım bilmiyorum. Dua edin bana. En çok buna ihtiyacım var sanırım. Ayakta kalabilmem için dua edin. Vasat anneliğimi iyileştirmem için, sabredebilmem için dua edin. Lütfen.
Allah yardımcınız olsun bütün kalbimle dilerim ki, yaşadıklarınız belli ki çok çok ağır, ne diyeceğimi bilemiyorum ama siz çok çok iyi bir annesiniz bence, belki hiçbirimizin olamayacağı kadar.
 
Mecburiyet zor durum siğarayı kendiniz için bırakmalısınız ve sanıyorum çevrede size Bırak baskısı yapıyordur keşke bende yapabilsem çaresiz hissetmeniz sizi daha zor bir duruma sokabilir aile başlı başına bir sorun ailesinden destek alamayan tüm kadınların ortak sancıları bunlar akıl vermek haddime tabiki değil ama nedense oğlunuzun çok ciddi bir problemi olmadığını düşünüyorum öğretmen arkadaşlarımdan çok duyduğum şeyler bunlar ve zamanla düzeldiğini söylerler hiperaktivite ve dikkat bozukluğu bendede vardı halada kısmen var fazla hareket getiriyor hayatıma siz önce sakinleşin ve önce siz oğlunuzdan bu tanıları alın lütfen hiperaktivite değil hareketli dikkat dağınıklığı değil biraz çabuk öğrenip sıkılabiliyor gibi lütfen gerçekten bir çok engeli olan çocuklar var hepsine allah yardım etsin şükür sizin problemleriniz geçiçek İnanın siz oğlunuza İnanın ki çevreniz çocuğun ve sizin psikolojinizi bozamasınlar lütfen ve ömür boyu böyle mecbur kalamazsınız çözümü ancak siz bulursunuz siz ve oğlunuz için bunu yapabilirsiniz inşallah kolayca kurtulursunuz bu süreçten Sevgilerimle dualarım sizinle
 
O kadar hastayken neden balkon yikadiniz ?

Balkon yikiyorsaniz demek ki gerçekten hasta değilsiniz.

Balkon yerine mutfağa gidebilirdiniz.

inadından..
adam içinden geçeni bilememiş ona bilenmiş.
beklemiş ki yemekleri adam ısıtsın.
hayatım hastayım yemekleri sen ısıtıp hazırlar mısın bende açım demek yerine adam çıkıp gidince alttan alta adama sana yemek ısıtmadım ama balkon yıkadım demek için..
gıcıklık olsun diye yani..

idrak eski konularından birinde de yazmıştım. neden bu kadar öfkelisin eşine?
 
Öncelikle şunu söylemek istiyorum. O evde kaldığınız için gurursuz falan değilsiniz. Sadece çaresizsiniz. Bazı durumlarda gururu,kalbi,duyguları bir kenara bırakmak gerekir. Ben olsam bende gururunu yemişim der o evde kalırdım. Ne yazık ki annelik bize çok başka anlatıldı biz başka yönleriyle yüzleştik. Her şey tozpembe olacaktı,mutlu mesut yaşayıp,mükemmel çocuklar yetiştrecektik. Ama kimse ne evliliğinden,ne eşinden ne de çocuğundan memnun değil bana inanın. Benim kızımda dikkat eksikliği tedavisi görüyor. Çok şükür her şey artık yolunda. Korkacak,kendinizi çaresiz hissedecek kadar kötü bir durum değil. Kaldı ki otizmle mücadele edip harika sonuçlar alan anneler var bildiğim. O yüzden moralinizi bozup kendinizi daha da yıpratmayın. Eşlerden,insanlardan beklentiyi düşürüp biraz bencil olursanız kendinizi daha da iyi hissedersiniz. Herkes yeri geliyor neden evlendim,neden çocuk yaptım diye sorguluyor. Size tavsiyem babaya da çocuğun bazı sorumluluklarını yükleyin. Her şeyi tek başınıza omuzlamak zorunda değilsiniz. Sizin sesiniz çıkmıyor diye size yüklemişler tüm sorumluluğu. O yüzden sesinizi çıkartın. Siz iyi olursanız çocuğunuza faydanız olur unutmayın. Lütfen kendinize iyi bakın ve şu kısacık hayatta mutlu olmaya çalışın. Sıkı sıkı sarılıyorum size..
 
Merhaba hanımlar
Konu gerçekten çok ama çok uzun olacak. Uzundu okumadım, destan yazsaydın, okumadım ki gibi akla ziyan yorumlarla kendinizi yormayın. Okumayın. Çünkü uzun.

Okuyabilecek kudrete ve isteğe sahip olanlar için de, gerçekten hiç olmadığım kadar kötüyüm. Bitik vaziyetteyim. Çok kısa zaman önce konu açtım onun da farkındayım. Ancak gerçek manada yalnızım. Konuşabileceğim daha doğrusu yaşadıklarımı anlatabileceğim kimse yok. İki ayrı mevzu var anlatmak istediğim. Esasında yardım ya da öneri de değil beklediğim. Yazmak istiyorum sadece. Hani ağlayarak geçer sandım ama geçmedi. İçim dışıma çıkana kadar ağladım ama geçmiyor. Yazarsam belki hafiflerim.

Dün öğlen vakti eşim demek istemediğim lakin hala eşim olan kişi eve erken geldi. Neyse ki oğlum okuldaydı... Saçma sapan bir sebep yüzünden beş yıllık evliliğimde hiç olmayan şeyler yaşandı. Yaşarken utandım, hatırladıkça utanıyorum, anlatmaya mecalim yok. Lütfen detay sormayın. Asla affedemeyeceğim sözler ve eylemlere maruz kalıp, asla affedilmeyecek karşılıklar verdim. Rezillik, saygısızlık... Ne söyleyeyim ki daha. Aile apartmanındayım ve herkes evime geldi. İlk Kez kendimi bu kadar aşağılanmış, çaresiz ve gurursuz hissettim. Anlatamıyorum bile... Evet biliyorum bu saatten sonra bu evlilikten bir cacık olmaz. Biliyorum saygı bitince hiçbir şey düzelmez. Hepsini biliyorum. En son kayınvalidem elimdeki valizi alıp "bizim hiç mi Hatırımız yok, bizim için kal Allah aşkına" diyordu bembeyaz suratı ile. Hani öyle bir rezillik. Neyse bu konuyu burada kesip neden bu hale gelmiş rezil bir evlilikten, onursuz bir tavır sergileyip gidemediğimi anlatayım.

Ben böyle bir günün ardından hemen ayağa kalkmalıydım çünkü aylardır randevu almak için kovaladığım, neredeyse her gün aradığım, oldukça iyi miktar ödemem gereken psikoloğa nihayet oğlumu götürecektim. Anneyken, kadın olmak unutulur mu? Unutulması gerekiyor işte bazen. İptal edemezdim... Bu lanet evden çekip gidemezdim de.

Oğlumu götürdüm. Uzun süren birebir seansın akabinde benimle görüşme süreci başladı. Aslında kendimi birçok şeye hazırlamıştım ama yine de kalbim kulaklarımda atıyordu dinlerken. Bilinen tanı şüphelerini saydı ve daha önce söylenmemiş bir teşhis daha ekledi listeye. Eksik kalmasındı çünkü. Karşı gelme bozukluğu. Nispeten daha tehlikeli bir durum diğerlerine kıyasla. Hiperaktivite, dürtü kontrol bozukluğu, dşkkat dağınıklığı vs. Kesin mi teşhis tabi ki değil. Bu muhtemel teşhislerin yelpazesinde salınıyormuş oğlum. Her ne olursa olsun benim oğlum o, mühim değil zaten teşhisin adı. Ancak mühim olan şu ki, aralıkları sıklaşacak bireysel terapilerin zorunlu olduğu bir sürece girmemiz gerektiğini söyledi. Bu terapiler için ciddi ödemeler gerekiyor ve ben bunları sakince dinlerken "şu durumda uzun mesaili çalışma hayatına dönmeniz de neredeyse imkansız. Yoğun İlgi ve zaman gerekiyor" cümlesini de duyuyorum. Tamam oldu o zaman. Peki.

Oğluma ara veriyorum ve kendime dönüyorum. Bari burada kendime döneyim. Geçirdiğim zorlu süreçte sakinleşmemi sağlayan ya da benim sığındığım tek şey sigaraydı. Bunu bırakmam gerek. Oğlum için bu zorunlu bir durum. Başka türlü masrafları karşılamamız imkansız. Çalışamam çünkü oğlumun önünde belirsiz bir süreç var. Terapi sıklığı bile belli değil henüz. Kaldı ki anlatmam imkansız yaşanması gerekir, oğlumla düzenli bir şekilde mesaiye gidip gelmem imkansız. İdrak sıkıştı dostlar, tam manasıyla sıkıştı. Ama sigarayı bırakmam lazım ben anneyim. Her durumda her şartta fedakarlık etmeliyim.

Hala bu evde ve bu evlilikte olduğum için kendimden nefret ediyorum. Ne gurursuzum ne de karaktersiz. Oğlum babasız kalmasın, aman oğlum için sürüyor bu evlilik demiyorum. Mecburum. Tam anlamıyla mecburum. Tedavi süreci masraflı, ailem ne beni anlayacak ne de destek olacak anlayışa sahip değil. Hadi öyleler diyelim, oğluma nasıl davranacaklarını kestirmek hiç zor değil. Oğlumun durumunu anlatmıyorum bile onlara. Sorunlu muamelesi yapmasınlar diye. Hoş zaten evlerinde kalacak yer bile yok. E hadi her şeyi göze aldım ayrı eve çıktım diyelim. Aldığım maaşla hem tedavi, hem ev geçimi, hem manevi sorumluluğu almak imkansız. Aa bak hatırladım şimdi oğlumla çalışmak da mümkün değildi. Hayal dünyasından uyan idrak. O kadar kolay değil...

Ne diyorduk annelik fedakarlık gerektirir. Yahu ben oğlumu yeterince seviyorum, ilgileniyorum, her hücremle kendimi ona adadım. Siz beni sevin ya. Bana şefkat gösterin, benimle ilgilenin, nasılsın deyin. Hala ölmedin değil mi deyin. Dur bir nefes al deyin ne bileyim en olmadı saçımı falan okşayın çok mu zor. Oğlumun seveni var ilgilenen bir annesi var. Onu değil siz beni düşünün. Diyebildim mi? Hayır. Demem mi gerekir ki acaba. İnsan olan, az biraz vicdanı olan düşünemez mi bunu? Bu kadın çaktırmadan ölüyor, öyle çaktırmıyor ki hala ayakta diye düşünmez mi insan?

İdrak bak sigarayı bırak. Kusura bakma ama annesin fedakarlık yapman lazım.
İdrak kusura bakma ama sizin yüzünüzden bu çocuk böyle oldu. Birbirinize İlginiz muhabbetiniz yok. Hem kadın evliliği ayakta tutar.
İdrak anne dediğin kendini yok sayar. Kusura bakma ama bu böyle.
Abartma idrak herkes zorluk çekiyor ne var.
İdrak oğlun nasıl? Bak oğlana iyi bak. İlgilen. İyi bak oğlana mutlaka. Bak tamam mı.

Bakıyorum yahu. Bakıyorum ben oğluma çok iyi bakıyorum. Bana niye kimse bakmıyor? Gıkımı çıkarmıyorum yıllardır şimdi çıkarsam "bencil" olur muyum mesela. Olurum bence. Oğlu bu durumdayken hala kendini düşünüyor derler biliyorum ben. Yuttuğum, anlatamadığım, yok saydığım onca acıya ve kırgınlığa rağmen ben oğluma iyi bakıyorum.

Bir ergenlik hezeyanı daha ekleyip susayım madem. Mümkünse çok yaşamak istemiyorum ama ölmeden önce "hayatımı mahveden aileme, eşime hatta herkese hakkımı helal etmiyorum" deme şansım olsun istiyorum. Hiç olmazsa az biraz vicdan azabı çeksinler istiyorum. Tam da bu yüzden mümkünse aniden ölmeyeyim. Durup konuşmaya vaktim olsun mesela. Uzatmalara kalayım ne bileyim son dakika golünü atıp öyle gideyim istiyorum.

İki patolojik vakanın birleşmesinden bir hayır gelmeyeceği belliymiş zaten. Bu evliliğin bir gün bu hale geleceği belliydi. Çok bile dayandı aslında. Kafam öyle karışık ki, konuya nereden girdim nereden çıktım bilmiyorum. Dua edin bana. En çok buna ihtiyacım var sanırım. Ayakta kalabilmem için dua edin. Vasat anneliğimi iyileştirmem için, sabredebilmem için dua edin. Lütfen.
sonuna kadar okudum henüz netleşmesede konulması muhtemel tanıların hepsinin ialçlı yada psikolojik terapi ile çözümü var ve çocuğunuz çok ufak değilse bu çalışmanıza engel değil o engelli bir birey değil sadece diğerlerinden farklı bir çocuk sigaraya gelince kendiniz için bırakın derim...
birde anne olmanız demek tüm sorumluluğu üstünüze almanız demek değil, eşinizinde elini taşın altona koyması gerek, sadece maddiyatı karşılamakla olmaz o iş..
ben olsam önce kendimi düzeltmek için birşeyler yapardım, ilk iş evliliğimi sonlandırırdım, çocuk için nafakamı alırdım ek olarak sağlık ve eğitim giderlerini eşime bırakırdım... sonra bir işe girerdim ve çocuğumla kendime yeni bir düzen kurardım...
 
İdrak ODD tanısı görünce aklıma geldi. Geçenlerde benzer bir vaka okudum. Çocuğun sıkıntısı trioid fonksiyonlarının aşırı çalışmasıymış meğer. Trioid hormonları düzene sokulunca 180 derece dönüş olmuş mizacında. Hipertrioidin yetişkinlerde de aşırı sinir, hareketlilik vs. yaptığını düşününce mantıklı geldi. Eğer daha önce gitmediyse çocuk endokronoloğundan da randevu alsana oğlun için. Üniversite hastanelerinin çoğunda var. Bir ihtimal çok daha masrafsız ve kolay bir şekilde çözülür sıkıntınız eğer sizde de bu tarz bir durum varsa.
 
X