- 18 Mayıs 2008
- 6.865
- 8.398
- Konu Sahibi Idrakyollariiltihabi
- #121
Bu arada İstanbul Anadolu yakasında iseniz, çocuğun tedavisi için başka birini önerip biraz indirim yaptırabilirim.
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
Kuzuuuuİdrakcim hemen hemen her konunu okudum .Çok mantıklı çok akıllı bir insansın.
Tek kusurun tabiri caizse kusur kelimesini kullanıyorum ,geçmişi yaşadıklarını bir çuvala koymuş sürekli sırtında taşıyorsun.
Yapma arkadaşım !
32 yaşında ne anası ne babasi ne akrabası olan bir insanım .
Sadece eşim ve çocuklarım var.Bu yaşa kadar yaşadıklarımı yazsam yeminle kaç cilt roman çıkar..
At o cuvali sirtindan arkadaşım seni cokeltikce cokeltiyor ..
Senin kendini tedavi etmen gerekiyor önce ..
Yoksa yeni karşılaştığın zorluklar eklenince iyice cokuyorsun..
Şimdiye ana odaklan ..
Çocuğunun öyle çok büyük bir derdi yok hamd olsun.
Çaresi var çok şükür ..
Sen kendinide evladını da iyilestirebilecek guctesin buna ben inanıyorum..
Eşin ile kaldigin içinde hiç öyle kendini gurursuz gorme ..
Tedaviye odaklan biraz akışına bırak hayatını..
Allah yar ve yardımcın olsun hayatının geri kalani yaşadıklarından kat be kat güzel olsun inşallah arkadaşım dualarimdasin.
Tahmin ediyorun yasanan itis kakisi. Karsilikli oldugu icin bence esitsiniz:) keske olmasaydi evet ama ara sira oyle ofke nobetlerinde “karsilikli” itis kakis bir iletisim sekli olabilir. Cok ta sey edip takilma oraya kendini dibe cekmekten baska bir ise yaramaz.Devlet psikologları çok kötü yav. Denedim, sıfır ilgi. Randevu almak için de kırk takla atmak gerekiyor zaten. İstanbul'dayım ama inan vahim durumda çoğu hastane.
Aldatma yok. Şiddet bu kez oldu karşılıklı. Vurmadı ama itiş kakış sıkma çekme vs saçma salak hareketler. Yazınca bile utanıyorum. Ben de yaptım tabi. Sadece o değil. Rezillik....
Pisikolojik şiddeti soruyorsan alası var. O da karşılıklı. Aldatma yok ama. Ne ondan ne benden. Cinsiyetsiz uzaylılar olduk zaten neyle aldatacağız. O kadar karaktersiz olmadık çok şükür ki. Bir o kaldı zaten.
CanımKuzuuuu
Seni burda gormek ne hos
Sigortam var eşimin üzerinden. Hastanelere gidebiliyorum :) o kadar va
Ohh rahatladım gerçekten.Sigortam var eşimin üzerinden. Hastanelere gidebiliyorum :) o kadar vahim değil durum yahu :)
Çalışmayı sonsuza kadar ertelemedim tabi ki. İlk fırsatta döneceğim işe. Sadece bu hemen olsun istiyordum ancak görünen o ki az daha ertelenecek.
Oğlum bana bağımlı olsun asla istemem. Hatta bu konuda anneme o kadar kızgınım ki, sizin için katlandım lafını o kadar çok duydum ki asla yapmam bunu oğluma. O benden bağımsız, sağlıklı bir birey olsun diye tüm çabam.
Oğlum benimleyken de çok kahkaha atar. Eğleniriz. Genel olarak mutlu bir çocuk. Hatta öğretmeni evde ne yapıyorsunuz da eve gitmeye bu kadar hevesli bu çocuk diye soruyor. Hep güler, mutludur. Psikologda mutluydu diye belirtmemin sebebi, önceki Psikolog tecrübelerinde çok mutsuz ve hırçın olmasıydı. Bu kez öyle olmadı dedim sadece.
O kadar üzüldüm ki okurken kendim yaşıyor gibi hissettim bi annenin evladıyla sınanması ne zor bi durum. Bi insanin tek başına binlerce sorunla uğrasıp en çok destege ihtiyacı olduğundaa Yapayalnız bırakılması çok acı. Hadı kendi halıne bıraksalarda olur illa desteğe gerek yok ama onu da yapmıyorlar ki. Tüm hayatınızı gençliginizi geçmişinizi we en zoruda geleceginizi adadığınız eş kişisinin tüm hayatınızı altüst etmesi çok üzücü. Sizi çok çok iyi anlıyorum tanışmamış olsak bile ben sizi taniyorum takip ediyorum konularınızı dualarım sizinle Allah yar ve yardımcınız olsunMerhaba hanımlar
Konu gerçekten çok ama çok uzun olacak. Uzundu okumadım, destan yazsaydın, okumadım ki gibi akla ziyan yorumlarla kendinizi yormayın. Okumayın. Çünkü uzun.
Okuyabilecek kudrete ve isteğe sahip olanlar için de, gerçekten hiç olmadığım kadar kötüyüm. Bitik vaziyetteyim. Çok kısa zaman önce konu açtım onun da farkındayım. Ancak gerçek manada yalnızım. Konuşabileceğim daha doğrusu yaşadıklarımı anlatabileceğim kimse yok. İki ayrı mevzu var anlatmak istediğim. Esasında yardım ya da öneri de değil beklediğim. Yazmak istiyorum sadece. Hani ağlayarak geçer sandım ama geçmedi. İçim dışıma çıkana kadar ağladım ama geçmiyor. Yazarsam belki hafiflerim.
Dün öğlen vakti eşim demek istemediğim lakin hala eşim olan kişi eve erken geldi. Neyse ki oğlum okuldaydı... Saçma sapan bir sebep yüzünden beş yıllık evliliğimde hiç olmayan şeyler yaşandı. Yaşarken utandım, hatırladıkça utanıyorum, anlatmaya mecalim yok. Lütfen detay sormayın. Asla affedemeyeceğim sözler ve eylemlere maruz kalıp, asla affedilmeyecek karşılıklar verdim. Rezillik, saygısızlık... Ne söyleyeyim ki daha. Aile apartmanındayım ve herkes evime geldi. İlk Kez kendimi bu kadar aşağılanmış, çaresiz ve gurursuz hissettim. Anlatamıyorum bile... Evet biliyorum bu saatten sonra bu evlilikten bir cacık olmaz. Biliyorum saygı bitince hiçbir şey düzelmez. Hepsini biliyorum. En son kayınvalidem elimdeki valizi alıp "bizim hiç mi Hatırımız yok, bizim için kal Allah aşkına" diyordu bembeyaz suratı ile. Hani öyle bir rezillik. Neyse bu konuyu burada kesip neden bu hale gelmiş rezil bir evlilikten, onursuz bir tavır sergileyip gidemediğimi anlatayım.
Ben böyle bir günün ardından hemen ayağa kalkmalıydım çünkü aylardır randevu almak için kovaladığım, neredeyse her gün aradığım, oldukça iyi miktar ödemem gereken psikoloğa nihayet oğlumu götürecektim. Anneyken, kadın olmak unutulur mu? Unutulması gerekiyor işte bazen. İptal edemezdim... Bu lanet evden çekip gidemezdim de.
Oğlumu götürdüm. Uzun süren birebir seansın akabinde benimle görüşme süreci başladı. Aslında kendimi birçok şeye hazırlamıştım ama yine de kalbim kulaklarımda atıyordu dinlerken. Bilinen tanı şüphelerini saydı ve daha önce söylenmemiş bir teşhis daha ekledi listeye. Eksik kalmasındı çünkü. Karşı gelme bozukluğu. Nispeten daha tehlikeli bir durum diğerlerine kıyasla. Hiperaktivite, dürtü kontrol bozukluğu, dşkkat dağınıklığı vs. Kesin mi teşhis tabi ki değil. Bu muhtemel teşhislerin yelpazesinde salınıyormuş oğlum. Her ne olursa olsun benim oğlum o, mühim değil zaten teşhisin adı. Ancak mühim olan şu ki, aralıkları sıklaşacak bireysel terapilerin zorunlu olduğu bir sürece girmemiz gerektiğini söyledi. Bu terapiler için ciddi ödemeler gerekiyor ve ben bunları sakince dinlerken "şu durumda uzun mesaili çalışma hayatına dönmeniz de neredeyse imkansız. Yoğun İlgi ve zaman gerekiyor" cümlesini de duyuyorum. Tamam oldu o zaman. Peki.
Oğluma ara veriyorum ve kendime dönüyorum. Bari burada kendime döneyim. Geçirdiğim zorlu süreçte sakinleşmemi sağlayan ya da benim sığındığım tek şey sigaraydı. Bunu bırakmam gerek. Oğlum için bu zorunlu bir durum. Başka türlü masrafları karşılamamız imkansız. Çalışamam çünkü oğlumun önünde belirsiz bir süreç var. Terapi sıklığı bile belli değil henüz. Kaldı ki anlatmam imkansız yaşanması gerekir, oğlumla düzenli bir şekilde mesaiye gidip gelmem imkansız. İdrak sıkıştı dostlar, tam manasıyla sıkıştı. Ama sigarayı bırakmam lazım ben anneyim. Her durumda her şartta fedakarlık etmeliyim.
Hala bu evde ve bu evlilikte olduğum için kendimden nefret ediyorum. Ne gurursuzum ne de karaktersiz. Oğlum babasız kalmasın, aman oğlum için sürüyor bu evlilik demiyorum. Mecburum. Tam anlamıyla mecburum. Tedavi süreci masraflı, ailem ne beni anlayacak ne de destek olacak anlayışa sahip değil. Hadi öyleler diyelim, oğluma nasıl davranacaklarını kestirmek hiç zor değil. Oğlumun durumunu anlatmıyorum bile onlara. Sorunlu muamelesi yapmasınlar diye. Hoş zaten evlerinde kalacak yer bile yok. E hadi her şeyi göze aldım ayrı eve çıktım diyelim. Aldığım maaşla hem tedavi, hem ev geçimi, hem manevi sorumluluğu almak imkansız. Aa bak hatırladım şimdi oğlumla çalışmak da mümkün değildi. Hayal dünyasından uyan idrak. O kadar kolay değil...
Ne diyorduk annelik fedakarlık gerektirir. Yahu ben oğlumu yeterince seviyorum, ilgileniyorum, her hücremle kendimi ona adadım. Siz beni sevin ya. Bana şefkat gösterin, benimle ilgilenin, nasılsın deyin. Hala ölmedin değil mi deyin. Dur bir nefes al deyin ne bileyim en olmadı saçımı falan okşayın çok mu zor. Oğlumun seveni var ilgilenen bir annesi var. Onu değil siz beni düşünün. Diyebildim mi? Hayır. Demem mi gerekir ki acaba. İnsan olan, az biraz vicdanı olan düşünemez mi bunu? Bu kadın çaktırmadan ölüyor, öyle çaktırmıyor ki hala ayakta diye düşünmez mi insan?
İdrak bak sigarayı bırak. Kusura bakma ama annesin fedakarlık yapman lazım.
İdrak kusura bakma ama sizin yüzünüzden bu çocuk böyle oldu. Birbirinize İlginiz muhabbetiniz yok. Hem kadın evliliği ayakta tutar.
İdrak anne dediğin kendini yok sayar. Kusura bakma ama bu böyle.
Abartma idrak herkes zorluk çekiyor ne var.
İdrak oğlun nasıl? Bak oğlana iyi bak. İlgilen. İyi bak oğlana mutlaka. Bak tamam mı.
Bakıyorum yahu. Bakıyorum ben oğluma çok iyi bakıyorum. Bana niye kimse bakmıyor? Gıkımı çıkarmıyorum yıllardır şimdi çıkarsam "bencil" olur muyum mesela. Olurum bence. Oğlu bu durumdayken hala kendini düşünüyor derler biliyorum ben. Yuttuğum, anlatamadığım, yok saydığım onca acıya ve kırgınlığa rağmen ben oğluma iyi bakıyorum.
Bir ergenlik hezeyanı daha ekleyip susayım madem. Mümkünse çok yaşamak istemiyorum ama ölmeden önce "hayatımı mahveden aileme, eşime hatta herkese hakkımı helal etmiyorum" deme şansım olsun istiyorum. Hiç olmazsa az biraz vicdan azabı çeksinler istiyorum. Tam da bu yüzden mümkünse aniden ölmeyeyim. Durup konuşmaya vaktim olsun mesela. Uzatmalara kalayım ne bileyim son dakika golünü atıp öyle gideyim istiyorum.
İki patolojik vakanın birleşmesinden bir hayır gelmeyeceği belliymiş zaten. Bu evliliğin bir gün bu hale geleceği belliydi. Çok bile dayandı aslında. Kafam öyle karışık ki, konuya nereden girdim nereden çıktım bilmiyorum. Dua edin bana. En çok buna ihtiyacım var sanırım. Ayakta kalabilmem için dua edin. Vasat anneliğimi iyileştirmem için, sabredebilmem için dua edin. Lütfen.
Ah be idrak ah be kuzum gozlerim doldu
Bak seni hic gormedim ama ben seni seviyorum be kuzu , sen bencil degilsin , sen sahane bir annesin
Bir de nacizane tavsiye , nedense okurken icimden gecti ki boyle gelen hislerim hep gercek olur , o tedaviye baslamadan once baska uzmana git , nedense para icin onermisler gibi geldi , hatta nedense pedagogu da taniyornusum hissine kapildim , tovbe est , ozelden bi ismini yaziversene bana
Merhaba hanımlar
Konu gerçekten çok ama çok uzun olacak. Uzundu okumadım, destan yazsaydın, okumadım ki gibi akla ziyan yorumlarla kendinizi yormayın. Okumayın. Çünkü uzun.
Okuyabilecek kudrete ve isteğe sahip olanlar için de, gerçekten hiç olmadığım kadar kötüyüm. Bitik vaziyetteyim. Çok kısa zaman önce konu açtım onun da farkındayım. Ancak gerçek manada yalnızım. Konuşabileceğim daha doğrusu yaşadıklarımı anlatabileceğim kimse yok. İki ayrı mevzu var anlatmak istediğim. Esasında yardım ya da öneri de değil beklediğim. Yazmak istiyorum sadece. Hani ağlayarak geçer sandım ama geçmedi. İçim dışıma çıkana kadar ağladım ama geçmiyor. Yazarsam belki hafiflerim.
Dün öğlen vakti eşim demek istemediğim lakin hala eşim olan kişi eve erken geldi. Neyse ki oğlum okuldaydı... Saçma sapan bir sebep yüzünden beş yıllık evliliğimde hiç olmayan şeyler yaşandı. Yaşarken utandım, hatırladıkça utanıyorum, anlatmaya mecalim yok. Lütfen detay sormayın. Asla affedemeyeceğim sözler ve eylemlere maruz kalıp, asla affedilmeyecek karşılıklar verdim. Rezillik, saygısızlık... Ne söyleyeyim ki daha. Aile apartmanındayım ve herkes evime geldi. İlk Kez kendimi bu kadar aşağılanmış, çaresiz ve gurursuz hissettim. Anlatamıyorum bile... Evet biliyorum bu saatten sonra bu evlilikten bir cacık olmaz. Biliyorum saygı bitince hiçbir şey düzelmez. Hepsini biliyorum. En son kayınvalidem elimdeki valizi alıp "bizim hiç mi Hatırımız yok, bizim için kal Allah aşkına" diyordu bembeyaz suratı ile. Hani öyle bir rezillik. Neyse bu konuyu burada kesip neden bu hale gelmiş rezil bir evlilikten, onursuz bir tavır sergileyip gidemediğimi anlatayım.
Ben böyle bir günün ardından hemen ayağa kalkmalıydım çünkü aylardır randevu almak için kovaladığım, neredeyse her gün aradığım, oldukça iyi miktar ödemem gereken psikoloğa nihayet oğlumu götürecektim. Anneyken, kadın olmak unutulur mu? Unutulması gerekiyor işte bazen. İptal edemezdim... Bu lanet evden çekip gidemezdim de.
Oğlumu götürdüm. Uzun süren birebir seansın akabinde benimle görüşme süreci başladı. Aslında kendimi birçok şeye hazırlamıştım ama yine de kalbim kulaklarımda atıyordu dinlerken. Bilinen tanı şüphelerini saydı ve daha önce söylenmemiş bir teşhis daha ekledi listeye. Eksik kalmasındı çünkü. Karşı gelme bozukluğu. Nispeten daha tehlikeli bir durum diğerlerine kıyasla. Hiperaktivite, dürtü kontrol bozukluğu, dşkkat dağınıklığı vs. Kesin mi teşhis tabi ki değil. Bu muhtemel teşhislerin yelpazesinde salınıyormuş oğlum. Her ne olursa olsun benim oğlum o, mühim değil zaten teşhisin adı. Ancak mühim olan şu ki, aralıkları sıklaşacak bireysel terapilerin zorunlu olduğu bir sürece girmemiz gerektiğini söyledi. Bu terapiler için ciddi ödemeler gerekiyor ve ben bunları sakince dinlerken "şu durumda uzun mesaili çalışma hayatına dönmeniz de neredeyse imkansız. Yoğun İlgi ve zaman gerekiyor" cümlesini de duyuyorum. Tamam oldu o zaman. Peki.
Oğluma ara veriyorum ve kendime dönüyorum. Bari burada kendime döneyim. Geçirdiğim zorlu süreçte sakinleşmemi sağlayan ya da benim sığındığım tek şey sigaraydı. Bunu bırakmam gerek. Oğlum için bu zorunlu bir durum. Başka türlü masrafları karşılamamız imkansız. Çalışamam çünkü oğlumun önünde belirsiz bir süreç var. Terapi sıklığı bile belli değil henüz. Kaldı ki anlatmam imkansız yaşanması gerekir, oğlumla düzenli bir şekilde mesaiye gidip gelmem imkansız. İdrak sıkıştı dostlar, tam manasıyla sıkıştı. Ama sigarayı bırakmam lazım ben anneyim. Her durumda her şartta fedakarlık etmeliyim.
Hala bu evde ve bu evlilikte olduğum için kendimden nefret ediyorum. Ne gurursuzum ne de karaktersiz. Oğlum babasız kalmasın, aman oğlum için sürüyor bu evlilik demiyorum. Mecburum. Tam anlamıyla mecburum. Tedavi süreci masraflı, ailem ne beni anlayacak ne de destek olacak anlayışa sahip değil. Hadi öyleler diyelim, oğluma nasıl davranacaklarını kestirmek hiç zor değil. Oğlumun durumunu anlatmıyorum bile onlara. Sorunlu muamelesi yapmasınlar diye. Hoş zaten evlerinde kalacak yer bile yok. E hadi her şeyi göze aldım ayrı eve çıktım diyelim. Aldığım maaşla hem tedavi, hem ev geçimi, hem manevi sorumluluğu almak imkansız. Aa bak hatırladım şimdi oğlumla çalışmak da mümkün değildi. Hayal dünyasından uyan idrak. O kadar kolay değil...
Ne diyorduk annelik fedakarlık gerektirir. Yahu ben oğlumu yeterince seviyorum, ilgileniyorum, her hücremle kendimi ona adadım. Siz beni sevin ya. Bana şefkat gösterin, benimle ilgilenin, nasılsın deyin. Hala ölmedin değil mi deyin. Dur bir nefes al deyin ne bileyim en olmadı saçımı falan okşayın çok mu zor. Oğlumun seveni var ilgilenen bir annesi var. Onu değil siz beni düşünün. Diyebildim mi? Hayır. Demem mi gerekir ki acaba. İnsan olan, az biraz vicdanı olan düşünemez mi bunu? Bu kadın çaktırmadan ölüyor, öyle çaktırmıyor ki hala ayakta diye düşünmez mi insan?
İdrak bak sigarayı bırak. Kusura bakma ama annesin fedakarlık yapman lazım.
İdrak kusura bakma ama sizin yüzünüzden bu çocuk böyle oldu. Birbirinize İlginiz muhabbetiniz yok. Hem kadın evliliği ayakta tutar.
İdrak anne dediğin kendini yok sayar. Kusura bakma ama bu böyle.
Abartma idrak herkes zorluk çekiyor ne var.
İdrak oğlun nasıl? Bak oğlana iyi bak. İlgilen. İyi bak oğlana mutlaka. Bak tamam mı.
Bakıyorum yahu. Bakıyorum ben oğluma çok iyi bakıyorum. Bana niye kimse bakmıyor? Gıkımı çıkarmıyorum yıllardır şimdi çıkarsam "bencil" olur muyum mesela. Olurum bence. Oğlu bu durumdayken hala kendini düşünüyor derler biliyorum ben. Yuttuğum, anlatamadığım, yok saydığım onca acıya ve kırgınlığa rağmen ben oğluma iyi bakıyorum.
Bir ergenlik hezeyanı daha ekleyip susayım madem. Mümkünse çok yaşamak istemiyorum ama ölmeden önce "hayatımı mahveden aileme, eşime hatta herkese hakkımı helal etmiyorum" deme şansım olsun istiyorum. Hiç olmazsa az biraz vicdan azabı çeksinler istiyorum. Tam da bu yüzden mümkünse aniden ölmeyeyim. Durup konuşmaya vaktim olsun mesela. Uzatmalara kalayım ne bileyim son dakika golünü atıp öyle gideyim istiyorum.
İki patolojik vakanın birleşmesinden bir hayır gelmeyeceği belliymiş zaten. Bu evliliğin bir gün bu hale geleceği belliydi. Çok bile dayandı aslında. Kafam öyle karışık ki, konuya nereden girdim nereden çıktım bilmiyorum. Dua edin bana. En çok buna ihtiyacım var sanırım. Ayakta kalabilmem için dua edin. Vasat anneliğimi iyileştirmem için, sabredebilmem için dua edin. Lütfen.
Yönlendirmelerini çok beğeniyorumBöyle bir patlamayı bekliyordum,
çok şaşırmadım.
Yaşananlar üzücü olmakla birlikte,eşinle aranızdaki gerilimi boşaltmış oldunuz.
Bundan sonra ya düzelirsiniz,ya hepten kopar bu evlilik,bunu da zaman gösterecek.
Ben eğer sen psikolojik destek alıp kendini toparlayabilirsen,evliliğinin de zaman içinde düzelebileceğini düşünüyorum.
Bunu belirleyecek olan sensin.
Eşinle aynı evde kalmaya devam etmeyi,
ben şu aşamada gurursuzluk olarak görmüyorum.
Neden dersen, adam seni dövüp,
ezmemiş ki, karşılıklı aşmışsınız sınırları.
Ayrıca çocuğumun sürdürmek zorunda olduğum bir tedavisi olsaydı,ben de gurur yapmaz tersine pragmatik davranırdım.
Maddi çıkarlarımı gözetirdim.
Bu ne ayıp,ne yanlış.
Bırak artık güçlü ve gururlu kadın takıntısını.
Psikolog ve teşhisle ilgili eleştiri veya kaygılara gelince,hiçbirine katılmıyorum.
Karşı gelme bozukluğu sıklıkla DEHB'e eşlik eden bir durumdur.
Kesin teşhis için 7 yaş civarı beklenir.
Bununla birlikte uzmanın bundan şüphelenmesi ve emin olana kadar bir kaç görüşme daha yapmak istemesi gayet normal.
İlk görüşmede kesin teşhis konulamaması da normal.
Ülkemizde çok bilinen ve tedavisinde fazla tecrübeli olunan bir sorun da değil.
Bu uzman bu konuda tecrübeliyse bunu değerlendirmek lazım.
Ayrıca karşı gelme bozukluğu ciddi bir durum, DEHB yanında hafif kalır,uzmanın;
'şu aşamada tam zamanlı bir iş düşünmeyin' önerisi de muhtemelen bu tedavide size çok iş düşeceğini öngörmesinden kaynaklı.
Ben önümüzdeki yıl,yarım gün ücretli öğretmenliğe başvurmanı tavsiye ederim.
Hem ders saat ücreti arttı,hem yarım gün olması büyük avantaj.
İlçe milli eğitime bizzat başvurup durumunu ve içinde bulunduğun sıkıntıyı anlatırsan,
yardımcı olacaklarını düşünüyorum.
Sigaraya gelince şu anda öncelikli mevzun
bu olmamalı.
Üzerinde yeterince yük var bir de onu bırakma stresini yüklenme.
Bırakacaksan sağlığın için bırak,parası için değil.
Kayışdağı Darülaceze İBB'ye bağlı bir sağlık kurumu.
Ordan çok cüzi bir katılım payıyla psikolojik danışmanlık hizmeti alabilirsin.
Telefonla arayıp randevu almayı bir dene.
Son olarak gün doğmadan neler doğar,
her gecenin sabahı olduğu gibi
her zorluğun ardından da bir kolaylık vardır.
Duanın gücüne sığın.
Rabbim kalbine ferahlık,eşine merhamet,
evine huzur versin.
Ben de dua edeceğim.
Şu kadınlara yüklenen koca bakıcılığınrolü o kadar ağır ki evladına bile gerekli ilgiyi gösteremiyorsun
Kocandır alttan al
Kadınsın sus
Kocaya hesap sorulmaz
Kadınsın evi temizle
Kocaya iş yaptırılma
Kadınsın çocuk tek senin sorumluluğun
Koca kucağına çocuk alınca ayy bak babası oğlum büyümüş baba olmuş da çocuk seviyor ayy ayy
Ne deyim bilmiyorum ki..
Allah kolaylık versin
Bence çocuğunuzun düzelmeyecek bi rahatsızlığı yok gibi görünüyo
Bu süreçte sizin de desteğinizle altından kalkarsınız bunun
Ancak kendiniz için de birşeyler yapın zira o yavrunun her şeyden önce her durumda dim dik duran bi anneye daha çok ihtiyacı olacak
Allah kolaylıklar versin
İtiş kakış karşılıklı olunca insan kim suçlu kim haklı ayırt edemiyor değil mi
Şuan sadece senle hiç konuşmadan sana sarılıp aglamak geldi icimden bu kadar yuklenme kendine.Ne çekiyosun be sen güclü kadın ne yipratmissin kendini sen mukemmel bir annesin ne diycek bi söz geliyo dilime ne başka bir sey sadece su derdinin icinde bir destegim olabilsin isterdim Büyüklerimiz bu gunler icin var ama yok oluyolar bir anda iste Rabbim sana peygamber sabri versin.Güc kuvvet versin inşallah
Sartlarıniz uygun olsa en eyvallahi olmayan kadınlardan olurdunuz eminim. Sadece kendinizi düsünmeniz gerekse ne maddiyat, ne sevgi tutmazdi sizi. O yüzden şu gurursuzluk, onursuzluk kelimelerini kendine yaklaştırma bile.
Senin forumlarını her okuduğumda yaşamına karanlık bir perdenin ardından baktığını, tüm bakış açını kapattığını inatla onu açmadığını düsünüyorum. Herseye simsiyah bir gözlüğün ardından bakıyorsun sanki, renkleri görmüyorsun. Sen çocugun icin kendi hayatını diyet yaparken nasıl kötü bir anne olabilirsin. Kötü olsaydın herseyi ardında bırakır kacardın ki bunu yapanlar var.
Yasamayan bilemez gercekten bir insani tüm rolleriyle zorlayacak şeyler yaşıyorsun. Ama mutlaka siyah yada beyaz degil, bir orta yolu vardır.
Bir cevabında aile apartmanında oturdugunu, görümcenin oğlunla ilgilendigini yazmışsın. Tüm gün olmasada, kendi mesleğinde olmasa bile part time bir iş yapabilirsin. Hem sana iyi gelir, hem bir miktar kazancın olur.
Eşinle ayrılik kararından eminsen, aynı evi paylaşmak zorunda değilsin artık. Oğlunuzla ilgili zorunluluklardan dolayı olması gereken gibi bir bosanma olamayacağını ikinizde farkındasınız. Sen evini sartlarını değistirmeden, oğlunla aynı şartlarda yaşamaya devam edip eşin ailesi ile yaşamaya başlayabilir. Hem ayrıliği denemis olursunuz. Kendinize kalıp sakin kafaya geleceğinizi düşünebilirsiniz. Aynı evde yaşayarak, birbirinize psikolojik baskı yapar gibi inatla olayların üzerine giderek çözemiyorsunuz. Durup düsünme izni vermiyorsunuz, sürekli kışkırtıyorsunuz. Nacizane önerim.
Son olarak ben çok zor dönemler yaşadıgın ama artık astıgın icin şükrettigin bir hayatın olacağina inanıyorum. İcime dogan bu güzel enerjiyi, dualarımla birlikte gönderiyorum sana.
anneligin vasat falan degil. mukemmel bir annesin... gunluk 10 lira ile (bir paket ictigini varsayiyorum) aile butcesi kurtulacaksa adam ek is buluversin bi zahmet ya da o bembeyaz suratibile hatir soran babane elini cebine ativersin.