- 11 Ağustos 2018
- 1.251
- 2.539
- 40
-
- Konu Sahibi Idrakyollariiltihabi
- #61
Sağlık bakanlığını ara nerede olduğunu söylüyor sana , ben istanbul geneline baktirmistim , sancaktepe de bulduk , bir arkadaşım şile de buldu gitti aldi , evet çok pahalı ilaç gercektenGittim kliniğe. İlaç da yazdı doktor. Ancak nasıl bir cenabetlikse bendeki, ilaç gelmiyor toplum sağlığı merkezine. Gelemedi bir türlü. Ucuz da bir şey değil ki eczaneden alayım. 400 TL bir kutusu. Hala bekliyorum ilacın gelmesini.
Sen değilsin ki konu
Sadece sen olsan zaten ihtiyacın yok ona
Bakarsın başının çaresine
Onun için kendini sorgulama
Şuanki şartlar bu ve sen yapman gerekeni yapıyorsun bitti
Bilmem :) ben Rabbime sarıldım. Duayı eksik etmedim dilimden. Kişisel olarakta çabaladım tabiki. Gönlünüzü ferah tutun. Karamsarlığa kapılmamaya çalışın.Çok sevindim sizin adınıza. Bazı kadınlar mutlu olsun en azından:) inşallah bana da doğar o ışık. Piyango mu oynasam bilmiyorum ki.
Keske en azindan senin yarin kadar sabirli, dirayetli olabilseydim cocuklarima.
Annelik kendinden surekli vererek buyuyen bir sey degil İdrak.
Surekli bir meliyim malıyım kipiyle gezme.
Vakti gelince her sey akip yolunu bulur.
Sen ogluna en iyi anne olabilecek bir kadinmissin ki yuzbinlerce bebek arasindan oglun sana evlat olmus.
Hem hic kimse mukemmel anne degil, oyle bir dunya yok.
Bazen öyle bir cildiriyorum ki beni gorsen kendine hatim indirirdin.
Ayrica o gun oyle bir sey yasamana ragmen oglunu tedaviye goturmen +100
Gercek cok takdir edilesi.
Birilerinden bir sey beklemekten nefret eden biri olsan da dunya kadar umudu barindiyorsun icinde, biliyorum.
İnsaallah umutlarin gercege donsun.
Hayal kirikliklarin uzak olsun.
Anladim , tabi boyle soyleyince mantikli geliyor kulaga
Peki esin tedavileri karsilayabilecek mi? Yetecek mi?
Ne alaka yahu , sen evladini seven , bilincli bir annesin , niye onursuz gurursuz olacakmissin , ne yasadigini bilemiyorum sadece tahmin edebiliyorum ama evladini bahane eden bir oadin diilsin sen
Burada konu acip da cocugum icin bosanmiyorum diyen kadinlar gibi de degilsin , bu dusunceleri sil at kafandan
Merhaba hanımlar
Konu gerçekten çok ama çok uzun olacak. Uzundu okumadım, destan yazsaydın, okumadım ki gibi akla ziyan yorumlarla kendinizi yormayın. Okumayın. Çünkü uzun.
Okuyabilecek kudrete ve isteğe sahip olanlar için de, gerçekten hiç olmadığım kadar kötüyüm. Bitik vaziyetteyim. Çok kısa zaman önce konu açtım onun da farkındayım. Ancak gerçek manada yalnızım. Konuşabileceğim daha doğrusu yaşadıklarımı anlatabileceğim kimse yok. İki ayrı mevzu var anlatmak istediğim. Esasında yardım ya da öneri de değil beklediğim. Yazmak istiyorum sadece. Hani ağlayarak geçer sandım ama geçmedi. İçim dışıma çıkana kadar ağladım ama geçmiyor. Yazarsam belki hafiflerim.
Dün öğlen vakti eşim demek istemediğim lakin hala eşim olan kişi eve erken geldi. Neyse ki oğlum okuldaydı... Saçma sapan bir sebep yüzünden beş yıllık evliliğimde hiç olmayan şeyler yaşandı. Yaşarken utandım, hatırladıkça utanıyorum, anlatmaya mecalim yok. Lütfen detay sormayın. Asla affedemeyeceğim sözler ve eylemlere maruz kalıp, asla affedilmeyecek karşılıklar verdim. Rezillik, saygısızlık... Ne söyleyeyim ki daha. Aile apartmanındayım ve herkes evime geldi. İlk Kez kendimi bu kadar aşağılanmış, çaresiz ve gurursuz hissettim. Anlatamıyorum bile... Evet biliyorum bu saatten sonra bu evlilikten bir cacık olmaz. Biliyorum saygı bitince hiçbir şey düzelmez. Hepsini biliyorum. En son kayınvalidem elimdeki valizi alıp "bizim hiç mi Hatırımız yok, bizim için kal Allah aşkına" diyordu bembeyaz suratı ile. Hani öyle bir rezillik. Neyse bu konuyu burada kesip neden bu hale gelmiş rezil bir evlilikten, onursuz bir tavır sergileyip gidemediğimi anlatayım.
Ben böyle bir günün ardından hemen ayağa kalkmalıydım çünkü aylardır randevu almak için kovaladığım, neredeyse her gün aradığım, oldukça iyi miktar ödemem gereken psikoloğa nihayet oğlumu götürecektim. Anneyken, kadın olmak unutulur mu? Unutulması gerekiyor işte bazen. İptal edemezdim... Bu lanet evden çekip gidemezdim de.
Oğlumu götürdüm. Uzun süren birebir seansın akabinde benimle görüşme süreci başladı. Aslında kendimi birçok şeye hazırlamıştım ama yine de kalbim kulaklarımda atıyordu dinlerken. Bilinen tanı şüphelerini saydı ve daha önce söylenmemiş bir teşhis daha ekledi listeye. Eksik kalmasındı çünkü. Karşı gelme bozukluğu. Nispeten daha tehlikeli bir durum diğerlerine kıyasla. Hiperaktivite, dürtü kontrol bozukluğu, dşkkat dağınıklığı vs. Kesin mi teşhis tabi ki değil. Bu muhtemel teşhislerin yelpazesinde salınıyormuş oğlum. Her ne olursa olsun benim oğlum o, mühim değil zaten teşhisin adı. Ancak mühim olan şu ki, aralıkları sıklaşacak bireysel terapilerin zorunlu olduğu bir sürece girmemiz gerektiğini söyledi. Bu terapiler için ciddi ödemeler gerekiyor ve ben bunları sakince dinlerken "şu durumda uzun mesaili çalışma hayatına dönmeniz de neredeyse imkansız. Yoğun İlgi ve zaman gerekiyor" cümlesini de duyuyorum. Tamam oldu o zaman. Peki.
Oğluma ara veriyorum ve kendime dönüyorum. Bari burada kendime döneyim. Geçirdiğim zorlu süreçte sakinleşmemi sağlayan ya da benim sığındığım tek şey sigaraydı. Bunu bırakmam gerek. Oğlum için bu zorunlu bir durum. Başka türlü masrafları karşılamamız imkansız. Çalışamam çünkü oğlumun önünde belirsiz bir süreç var. Terapi sıklığı bile belli değil henüz. Kaldı ki anlatmam imkansız yaşanması gerekir, oğlumla düzenli bir şekilde mesaiye gidip gelmem imkansız. İdrak sıkıştı dostlar, tam manasıyla sıkıştı. Ama sigarayı bırakmam lazım ben anneyim. Her durumda her şartta fedakarlık etmeliyim.
Hala bu evde ve bu evlilikte olduğum için kendimden nefret ediyorum. Ne gurursuzum ne de karaktersiz. Oğlum babasız kalmasın, aman oğlum için sürüyor bu evlilik demiyorum. Mecburum. Tam anlamıyla mecburum. Tedavi süreci masraflı, ailem ne beni anlayacak ne de destek olacak anlayışa sahip değil. Hadi öyleler diyelim, oğluma nasıl davranacaklarını kestirmek hiç zor değil. Oğlumun durumunu anlatmıyorum bile onlara. Sorunlu muamelesi yapmasınlar diye. Hoş zaten evlerinde kalacak yer bile yok. E hadi her şeyi göze aldım ayrı eve çıktım diyelim. Aldığım maaşla hem tedavi, hem ev geçimi, hem manevi sorumluluğu almak imkansız. Aa bak hatırladım şimdi oğlumla çalışmak da mümkün değildi. Hayal dünyasından uyan idrak. O kadar kolay değil...
Ne diyorduk annelik fedakarlık gerektirir. Yahu ben oğlumu yeterince seviyorum, ilgileniyorum, her hücremle kendimi ona adadım. Siz beni sevin ya. Bana şefkat gösterin, benimle ilgilenin, nasılsın deyin. Hala ölmedin değil mi deyin. Dur bir nefes al deyin ne bileyim en olmadı saçımı falan okşayın çok mu zor. Oğlumun seveni var ilgilenen bir annesi var. Onu değil siz beni düşünün. Diyebildim mi? Hayır. Demem mi gerekir ki acaba. İnsan olan, az biraz vicdanı olan düşünemez mi bunu? Bu kadın çaktırmadan ölüyor, öyle çaktırmıyor ki hala ayakta diye düşünmez mi insan?
İdrak bak sigarayı bırak. Kusura bakma ama annesin fedakarlık yapman lazım.
İdrak kusura bakma ama sizin yüzünüzden bu çocuk böyle oldu. Birbirinize İlginiz muhabbetiniz yok. Hem kadın evliliği ayakta tutar.
İdrak anne dediğin kendini yok sayar. Kusura bakma ama bu böyle.
Abartma idrak herkes zorluk çekiyor ne var.
İdrak oğlun nasıl? Bak oğlana iyi bak. İlgilen. İyi bak oğlana mutlaka. Bak tamam mı.
Bakıyorum yahu. Bakıyorum ben oğluma çok iyi bakıyorum. Bana niye kimse bakmıyor? Gıkımı çıkarmıyorum yıllardır şimdi çıkarsam "bencil" olur muyum mesela. Olurum bence. Oğlu bu durumdayken hala kendini düşünüyor derler biliyorum ben. Yuttuğum, anlatamadığım, yok saydığım onca acıya ve kırgınlığa rağmen ben oğluma iyi bakıyorum.
Bir ergenlik hezeyanı daha ekleyip susayım madem. Mümkünse çok yaşamak istemiyorum ama ölmeden önce "hayatımı mahveden aileme, eşime hatta herkese hakkımı helal etmiyorum" deme şansım olsun istiyorum. Hiç olmazsa az biraz vicdan azabı çeksinler istiyorum. Tam da bu yüzden mümkünse aniden ölmeyeyim. Durup konuşmaya vaktim olsun mesela. Uzatmalara kalayım ne bileyim son dakika golünü atıp öyle gideyim istiyorum.
İki patolojik vakanın birleşmesinden bir hayır gelmeyeceği belliymiş zaten. Bu evliliğin bir gün bu hale geleceği belliydi. Çok bile dayandı aslında. Kafam öyle karışık ki, konuya nereden girdim nereden çıktım bilmiyorum. Dua edin bana. En çok buna ihtiyacım var sanırım. Ayakta kalabilmem için dua edin. Vasat anneliğimi iyileştirmem için, sabredebilmem için dua edin. Lütfen.
Sağlık bakanlığını ara nerede olduğunu söylüyor sana , ben istanbul geneline baktirmistim , sancaktepe de bulduk , bir arkadaşım şile de buldu gitti aldi , evet çok pahalı ilaç gercekten
Yazdiklarini okurken boğazıma bir şey takılmış gibi oldum yutkunamadım o kadar üzüldüm ki size yapabileceğim tek şey dua etmek ve rabbim senin yardımcın oslun alalhim ogluna saglik sana peygamber efendimizin gucunden versin ne olursun isyan edme ne yasarsan yasa sabrin sonu selemetdir râbbim seni duyar görür elbet vardır bi bildiği su mübarek günde her şey gönlünce olsunMerhaba hanımlar
Konu gerçekten çok ama çok uzun olacak. Uzundu okumadım, destan yazsaydın, okumadım ki gibi akla ziyan yorumlarla kendinizi yormayın. Okumayın. Çünkü uzun.
Okuyabilecek kudrete ve isteğe sahip olanlar için de, gerçekten hiç olmadığım kadar kötüyüm. Bitik vaziyetteyim. Çok kısa zaman önce konu açtım onun da farkındayım. Ancak gerçek manada yalnızım. Konuşabileceğim daha doğrusu yaşadıklarımı anlatabileceğim kimse yok. İki ayrı mevzu var anlatmak istediğim. Esasında yardım ya da öneri de değil beklediğim. Yazmak istiyorum sadece. Hani ağlayarak geçer sandım ama geçmedi. İçim dışıma çıkana kadar ağladım ama geçmiyor. Yazarsam belki hafiflerim.
Dün öğlen vakti eşim demek istemediğim lakin hala eşim olan kişi eve erken geldi. Neyse ki oğlum okuldaydı... Saçma sapan bir sebep yüzünden beş yıllık evliliğimde hiç olmayan şeyler yaşandı. Yaşarken utandım, hatırladıkça utanıyorum, anlatmaya mecalim yok. Lütfen detay sormayın. Asla affedemeyeceğim sözler ve eylemlere maruz kalıp, asla affedilmeyecek karşılıklar verdim. Rezillik, saygısızlık... Ne söyleyeyim ki daha. Aile apartmanındayım ve herkes evime geldi. İlk Kez kendimi bu kadar aşağılanmış, çaresiz ve gurursuz hissettim. Anlatamıyorum bile... Evet biliyorum bu saatten sonra bu evlilikten bir cacık olmaz. Biliyorum saygı bitince hiçbir şey düzelmez. Hepsini biliyorum. En son kayınvalidem elimdeki valizi alıp "bizim hiç mi Hatırımız yok, bizim için kal Allah aşkına" diyordu bembeyaz suratı ile. Hani öyle bir rezillik. Neyse bu konuyu burada kesip neden bu hale gelmiş rezil bir evlilikten, onursuz bir tavır sergileyip gidemediğimi anlatayım.
Ben böyle bir günün ardından hemen ayağa kalkmalıydım çünkü aylardır randevu almak için kovaladığım, neredeyse her gün aradığım, oldukça iyi miktar ödemem gereken psikoloğa nihayet oğlumu götürecektim. Anneyken, kadın olmak unutulur mu? Unutulması gerekiyor işte bazen. İptal edemezdim... Bu lanet evden çekip gidemezdim de.
Oğlumu götürdüm. Uzun süren birebir seansın akabinde benimle görüşme süreci başladı. Aslında kendimi birçok şeye hazırlamıştım ama yine de kalbim kulaklarımda atıyordu dinlerken. Bilinen tanı şüphelerini saydı ve daha önce söylenmemiş bir teşhis daha ekledi listeye. Eksik kalmasındı çünkü. Karşı gelme bozukluğu. Nispeten daha tehlikeli bir durum diğerlerine kıyasla. Hiperaktivite, dürtü kontrol bozukluğu, dşkkat dağınıklığı vs. Kesin mi teşhis tabi ki değil. Bu muhtemel teşhislerin yelpazesinde salınıyormuş oğlum. Her ne olursa olsun benim oğlum o, mühim değil zaten teşhisin adı. Ancak mühim olan şu ki, aralıkları sıklaşacak bireysel terapilerin zorunlu olduğu bir sürece girmemiz gerektiğini söyledi. Bu terapiler için ciddi ödemeler gerekiyor ve ben bunları sakince dinlerken "şu durumda uzun mesaili çalışma hayatına dönmeniz de neredeyse imkansız. Yoğun İlgi ve zaman gerekiyor" cümlesini de duyuyorum. Tamam oldu o zaman. Peki.
Oğluma ara veriyorum ve kendime dönüyorum. Bari burada kendime döneyim. Geçirdiğim zorlu süreçte sakinleşmemi sağlayan ya da benim sığındığım tek şey sigaraydı. Bunu bırakmam gerek. Oğlum için bu zorunlu bir durum. Başka türlü masrafları karşılamamız imkansız. Çalışamam çünkü oğlumun önünde belirsiz bir süreç var. Terapi sıklığı bile belli değil henüz. Kaldı ki anlatmam imkansız yaşanması gerekir, oğlumla düzenli bir şekilde mesaiye gidip gelmem imkansız. İdrak sıkıştı dostlar, tam manasıyla sıkıştı. Ama sigarayı bırakmam lazım ben anneyim. Her durumda her şartta fedakarlık etmeliyim.
Hala bu evde ve bu evlilikte olduğum için kendimden nefret ediyorum. Ne gurursuzum ne de karaktersiz. Oğlum babasız kalmasın, aman oğlum için sürüyor bu evlilik demiyorum. Mecburum. Tam anlamıyla mecburum. Tedavi süreci masraflı, ailem ne beni anlayacak ne de destek olacak anlayışa sahip değil. Hadi öyleler diyelim, oğluma nasıl davranacaklarını kestirmek hiç zor değil. Oğlumun durumunu anlatmıyorum bile onlara. Sorunlu muamelesi yapmasınlar diye. Hoş zaten evlerinde kalacak yer bile yok. E hadi her şeyi göze aldım ayrı eve çıktım diyelim. Aldığım maaşla hem tedavi, hem ev geçimi, hem manevi sorumluluğu almak imkansız. Aa bak hatırladım şimdi oğlumla çalışmak da mümkün değildi. Hayal dünyasından uyan idrak. O kadar kolay değil...
Ne diyorduk annelik fedakarlık gerektirir. Yahu ben oğlumu yeterince seviyorum, ilgileniyorum, her hücremle kendimi ona adadım. Siz beni sevin ya. Bana şefkat gösterin, benimle ilgilenin, nasılsın deyin. Hala ölmedin değil mi deyin. Dur bir nefes al deyin ne bileyim en olmadı saçımı falan okşayın çok mu zor. Oğlumun seveni var ilgilenen bir annesi var. Onu değil siz beni düşünün. Diyebildim mi? Hayır. Demem mi gerekir ki acaba. İnsan olan, az biraz vicdanı olan düşünemez mi bunu? Bu kadın çaktırmadan ölüyor, öyle çaktırmıyor ki hala ayakta diye düşünmez mi insan?
İdrak bak sigarayı bırak. Kusura bakma ama annesin fedakarlık yapman lazım.
İdrak kusura bakma ama sizin yüzünüzden bu çocuk böyle oldu. Birbirinize İlginiz muhabbetiniz yok. Hem kadın evliliği ayakta tutar.
İdrak anne dediğin kendini yok sayar. Kusura bakma ama bu böyle.
Abartma idrak herkes zorluk çekiyor ne var.
İdrak oğlun nasıl? Bak oğlana iyi bak. İlgilen. İyi bak oğlana mutlaka. Bak tamam mı.
Bakıyorum yahu. Bakıyorum ben oğluma çok iyi bakıyorum. Bana niye kimse bakmıyor? Gıkımı çıkarmıyorum yıllardır şimdi çıkarsam "bencil" olur muyum mesela. Olurum bence. Oğlu bu durumdayken hala kendini düşünüyor derler biliyorum ben. Yuttuğum, anlatamadığım, yok saydığım onca acıya ve kırgınlığa rağmen ben oğluma iyi bakıyorum.
Bir ergenlik hezeyanı daha ekleyip susayım madem. Mümkünse çok yaşamak istemiyorum ama ölmeden önce "hayatımı mahveden aileme, eşime hatta herkese hakkımı helal etmiyorum" deme şansım olsun istiyorum. Hiç olmazsa az biraz vicdan azabı çeksinler istiyorum. Tam da bu yüzden mümkünse aniden ölmeyeyim. Durup konuşmaya vaktim olsun mesela. Uzatmalara kalayım ne bileyim son dakika golünü atıp öyle gideyim istiyorum.
İki patolojik vakanın birleşmesinden bir hayır gelmeyeceği belliymiş zaten. Bu evliliğin bir gün bu hale geleceği belliydi. Çok bile dayandı aslında. Kafam öyle karışık ki, konuya nereden girdim nereden çıktım bilmiyorum. Dua edin bana. En çok buna ihtiyacım var sanırım. Ayakta kalabilmem için dua edin. Vasat anneliğimi iyileştirmem için, sabredebilmem için dua edin. Lütfen.
rica ederim , aşağıda paylaştığım numaralar istanbul ilçe sağlık müdürlüğüne ait , oradan hangi ilçede ilacin bulundugunu sorgulayabilirsiniz , bir ilcede var ise o ilçe toplum sağlık merkezini arayaram aynı gün gitme sansiniz var ise ilacı size ayirmalarini rica edebilirsiniz ki tahminim ayiracaklari yönündeBak bunu bilmiyordum sağolun. Peki şurada ilaç var dediklerinde ben gidene kadar bitme ihtimali var mı? Tam olarak nereyi arayayım. İki numara aradım bilmiyoruz biz dediler.
Sevgili İdrak, seni anladığımı sanıyorum. Çocukken ve gençliğimde, seninkine çok benzer bir süreci yaşamıştım. Ama bir farkla; ben çocuk olandım, annem de senin gibi anne olandı. Annem de boşanamıyordu, maddi imkanlar yeterli değildi. Bizim de gideceğimiz hiç bir yer yoktu. Annem de her türlü şiddete benim için katlandı yıllarca. Devlet memurluğu yanında tek gözüyle terzilik yapıp kazandığı parayla beni okuttu. Yaşadığı üzüntülere dayanmak için alkole sığındı. Psikiyatri kliniğine yattı, alkol tedavisi gördü. Ne zaman bitti işkence? Ben okulu bitirip bir işe girince, hemen babadan ayrı bir ev tuttum ve bu sayede kurtulduk. Ancak ondan sonra ana-kız iyileşmeye başladık.
İzninle sana birşeyler önerebilir miyim? İstersen devamını okumayabilirsin.
Herşeyden önce, lütfen kendini toparlamaya çalışmak zorundasın anne olduğun için. Senin çökmüş halinden en fazla etkilenecek kişi, oğlun. Aksi takdirde oğlunun geleceği, (iş hayatı, özel hayatı, vs) kolay kolay onarılamayacak şekilde altüst olabilir. (kendimden biliyorum)
İyi bir psikiyatriste git ve mutlaka seni biraz rahatlatacak ilaçlar al.
Sigarayı bırakmanı pek tavsiye etmem. Anladığım kadarıyla tiryakisin. Böyle zamanlardayken sigarayı bırakma stresi hiç kaldıramayıp daha beter olabilirsin. Sigara maliyetini azaltmak için tütün sarmayı düşünebilirsin. Ben 2 yıldır tütün sarıyorum ve gayet memnunum.
Oğlunun tedavisi, pek anlayamadım, kusura bakma, elzem mi? Hayati mi sorunları? Ertelenemeyecek türde mi? Okul hayatını aksatacak rahatsızları mı var? Şunun için soruyorum; sen çalışma hayatına dönsen, sanki çok iyi olacak gibi. Hem senin için, hem de özellikle oğlunun anlattığın kötü ortamdan uzaklaşması için, çalışman bana şart gibi görünüyor. Ayrıca böylesine kötü bir ortamda yaşamaya devam ederken, tedaviye devam etse bile, bırak iyileşmesini, mevcut rahatsızlıklarına ilaveten yepyeni ilave rahatsızlıklarla karşılaşacaktır.
Psikologların çok pahalı olduğunu biliyorum. Bu psikoloğa tamamiyle güveniyor musun? Para için tedaviyi uzattıkça uzatan psikologlar epey fazlaca. Daha geçen gün burada bir konu sahibi vardı; alerji problemi vardı. Kendisi de travmatik bir geçmiş hayatı olmadığını belirtmesine rağmen gittiği psikolog uzun süreli bir EMDR terapisine girişmiş. Oysa EMDR terapisi öyle çok uzun süreli bir tedavi olmamalı, dahası amacı da travmaların giderilmesidir. Anladın değil mi? Daha uygun ve güvenilir bir psikolog araştırabilirsin belki. Eğitim araştırma hastanelerindeki psikologları bir araştırsan?
İstediğin zaman bana özelden de ulaşabilirsin.
O evden, o adamdan uzaklaşmalısın, oğlunla birlikte. Kendine aşırı yükleniyorsun. Böyle devam edersen, oğluna büyük ve kalıcı zararlar verebilirsin, hiç istemesen de. O çocuğun önce huzurlu bir ortama ihtiyacı var. Bundan çok eminim. Ben çocukken, Allahım ne olur, boşansınlar, diye gizli gizli dua ederdim. Nerdeyse, babayı öldürmeyi plandığım zamanları bilirim.
Lütfen, yıkılma, Biraz daha sabır. İlla ki hepsi bitecek. Sadece biraz zaman ve mücadeleyi, dimdik ayakta sürdürmeye devam et. Çooook çok sevgiler tatlı kadın..
Hayir sonuc bu degil , senin gidememe sebebin bambaska , ben anneligi kutsallastiran bir kadin degilim ama dogurduysan da sahip cikacak en iyi sekilde bakacaksin arkadas , eger baska alternatifin yoksa da kalacaksin bu gurursuzluk degilDüşüncem böyle olmayabilir ama sonuç bu değil mi Milana? O ya da bu sebepten gidemiyorum işte.