Anne Olduğuma Çok Pişmanım

Musibet kelimesini de imtihan olarak kullanmak istedim. Bebeğine zarar vermiş veya 53 gündür bir kere bağırmış değilim. Sürekli ondan özür diliyorum mesela. Eğer çok olumsuz düşüncelerim varsa anneannesine veriyorum ki kötü duygularımdan çok etkilenmesin diye. Ama insanlar çok yargılayıcı maalesef. Teşekkür ediyor destekleriniz için 🥺🥺
Dusunun ki sicacik hic bir uyaranin olmadigi yercekiminden muaf bir ortamdan aniden travmatik bir sekilde cikariliyorsunuz. Dogumun her turlusu bebek.icin travma. Cigerleri yaniyor, nefes alamiyor, gordugu duydugu her sey yeni ve dehset verici. Surekli gaz sancisi gibi fiziksel zorluklar yasiyor... ve guvenebilecegi, tanidik gelen tek kisi sizsiniz. Bebekler derdini anlatir derler ama uzmanlara gore aglamalarinin en buyuk sebebi bize cevredeki cogu etken normal gelsede onlar icin dehset verici sekilde korkunc olmasi... bende 2 ay annemleydim. Annem gittiginde (bebegine alis dedi gitti) esim asiri yogun calisiyordu. Bebegim 1 dk oturtmazdi, surekli ayaktaydim. Bir kere hasta oldu nefesi tikaniyordu surekli. 48 saatten fazla sure 1 saat dahi uyumadan gecirmistim evde yalnizdik 2 gun boyunca. Cevrede 1 tane tanidik yok, guvenip arayacak kimse yoktu. Bende cok agir bir depresyon icerisindeydim. Sizi bursdski cogu kisi anliyor. Sadece soylenenleri sizde anlsmaya calisin, kulak verin. Yalniz degilsiniz. Ve sureciniz tamamen dogal. Sadece biraz sakinlesmeye, zihninizi bosaltmaya ve belkide yeniden sifir zihinle baslamaya ihtiyaciniz vardir. Onceki yorumumda da belirttim yine diyorum. Kendiniz ve hayatinizin kalaniyla ilgili dusunceleriniz sizi bu donemde zorlar, ama bu surec tamamen gecici. Bu sureci atlatin, dusunmeyi birakin gercekten iyi olacak her sey.
 
Beni yargılayacaklarınız olacak ama belki bir insan bile beni aydınlatsa kârdır diyerek bu yazıyı yazıyorum.

Anne olmamın üzerinden neredeyse 2 ay geçti. Ben halâ anneliği sevemedim. Çocuğumdan nefret etmiyorum ama çocuğumsuz daha mutluyum. (Anneme bebeği verip tek başıma vakit geçirdiğim o nadir zamanlardan bahsediyorum)

Bebeğim kolik bir bebek ve kolik bebeği olanlar anlar saatler gün gibi günler yıl gibi geçer...

Eski hayatımı halâ özlüyorum. Bebeğim hiç durmadığı için 2 aydır annemgildeyiz. Şimdi gelecek "kendi evine çık böyle alışamazsın" diyenler. Neden annem gibi bir imkanım varken kendimi zorla KİMSESİZ gibi atayım evime? Niye imkanlarım yok gibi davranayım? Bu da bana kötü hissettiriyor. Tamam en güçlü kadın sizsiniz! En anne de sizsiniz! En en en sizsiniz..!

Eşim gerçekten yardımcı olmaya çalışsa da evde durduğu zaman çok kısıtlı. Eskiden birlikte zaman geçirir kafa dinlerdik. Ben eski hayatımda eşimle çok mutluydum.

İnançlı bir kimseyim normalde. Ama bu süreç beni öyle yıprattı ki çok isyan ettim. Hayatım tamamen değişti, tuvalete gitmek lüks haline geldi. Benim için sıradan olan her şey imkansız oldu. Kısacası rahat hayatımın yasını tutuyorum.

Sormak istediğim bazı şeyler var:

*Ben çocuğumu bana gönderilen bir musibet gibi hissediyorum. İnsanlar evlatlarını nasıl seviyor da "nimet" gibi davranıyorlar anlayamıyorum. Her zaman endişe edeceğin, sürekli diken üstünde olacağın bir varlık var ömrünün sonuna kadar. Nasıl bir nimet gibi düşünebiliyorlar? Ben evlat sahibi olmanın mantığını anlayamadım. Ben eşim için istemiştim. Ve tabii gerçekten bu kadar zor olduğunu sanmıyordum. Annemde 10 gün kalır evime geçerim hallederim sanıyordum. Ne kadar aptalmışım. Şimdi diyeceksiniz çocuğu olmayanlar var utan utan! Çocuğu senelerce olmayıp sonra olup pişman olanlar da var. Bana yazıp konuşan çok kadın var. Senelerce çocuğu olmamış ama olunca da pişman olmuş... O yüzden bana bunlarla gelmeyin.

Senden anne olmaz, sen insan bile değilsin! Bu cümleleri diyecekseniz çoktan kendime diyorum bunları da. Ben de böyle hissetmek istemiyorum. Ben de anne olmaktan zevk almak istiyorum. Ama o kadar dayanıksız ve rahatına düşkün birisiymişim ki çocuğumu bir musibetten fazlası olarak göremiyorum...

Benim gibi hissedip bu süreci atlatabilen sağlıklı düşünebilen var mı? Psikolojik tedavi de aldım ama sadece intihar düşüncelerim geçti. Yaşamak bile istemiyordum. En azından yaşama tutunmaya çalışıyorum şu an. Ama içimden söküp atamıyorum çocuksuz olmayı özlemeyi... Hayatımdan zerre zevk alamıyorum. Her gece kuş gibi kalbim. Uyanacak da uyumayacak diye. Çocuğu anneme vermek için her şeyi yapıyorum. "Anne ben temizlik yapayım sen çocuğa bak, ben yemek yaparım sen bebeği sustur"
Ben de "bütün gece uyumadım ama yavrum gülünce tüm yorgunluğum geçti. Onun için değer" diyen bir anne olmak istiyorum. Eğer hastaysam iyileşmek, kötü bir insansam iyi bir insan olmak istiyorum.

Herkes geçecek diyor. Herkes benim daha kötüydü haline şükret diyor. Ben acı yarıştırmıyorum ki! Ya da geçtiği kadar NASIL GEÇTİĞİ de önemli değil mi? Değip de geçebilir, DELİP de geçebilir...

Bana faydası olabilecek her öneriye açığım. Artık kolik bebeğime rağmen hayatıma dönmek istiyorum. Ama sanırım bana bağımlı olan bu minik insan büyüyene kadar benim için her şey çok zor olacak... Ve yine herkes "büyüyünce geçecek" diyecek.

Bu yazım inşallah doğru insanların önüne çıkar. Niyet ediyorum ki bu yazım beni artık bu çukurdan çıkmama vesile olacak kişinin karşına çıkmasına...
Bazı kelimeleriniz ne yaşarsanız yaşayın bir annenin evladı için düşüneceği şeyler değil. Ya da ne yazdığınızin farkında değilsiniz.
Robot değiliz neticede insanız. Yorulmamiz, güçsüz hissetmemiz, yalnız hissetmemiz vb.cok normal.
Kendimden örnek verecek olursam hem çalışıyorum, hem evdeyim hem de anneyim. Plan yapmadığım, düşünmediğim bir an bile yok. Ama şunu biliyorum ki benim gibi olan bir sürü anne var. Sizin gibi olan da bir sürü anne var. Hepimiz aynı yollardan geciyoruz. Beni şaşırttıniz.
 
Şimdi size tamamen yaşanmış doğum yapmış annelerin söylediği bazı şikayetleri yazıcam.
-senelerce tedavi gördüm mucize bebek dedim ama sesine bile tahammül edemiyorum
-ağladığında kendimi camdan atmak istiyorum bileklerimi kesmek istiyorum
-bi gün dayanamayıp ona zarar vermekten korkuyorum
-anne olmamalıydım sevgi bile hissedemiyorum
Bu ve benzerleri hatta daha korkunçları dinledim. Yaşanılan süreç tamamen sendrom kaynaklı ve “geçici”. Annelik içgüdüsel derler ama değildir, sizde kötü bi insan anne olduğunuz için bunları hissetmiyosunuz ikisi çok farklı şeyler. Lohusalıkta beyin kimyası değişiyor yahu kolay mı, herkes aynı şekilde karşılayamaz.
Şimdi diyeceksiniz yeni nesilde mi var sadece eskiden bilmezdik, eskiler sendrom demezmişte 40gün tek bırakılmaz,mezarı açık kalır, lohusa kadını kollayın dermiş. Eskiden yaşananları böyle yorumlamışlar ve güzel önlemlerde almışlar. “Tek bırakmayın” demişler.
Sizde yardım almaktan asla çekinmeyin, hissettiğiniz duyguları açık ve net ifade edin böyle hissettiğiniz için utanmayın. Yazın kağıda ağlayın hislerini dökün, uzman yardımı alın. Zaten belli seviyede ilaç desteğide gerekir, verirseler kullanın hiç acabalara düşmeyin.
Sadece şunu demek istiyorum bebekle tek kalmayın, kendinizi sevmeye zorlamayın bu böyle çözülecek bir şey değil. Bu şuan intihar düşüncesiyle gelir kendine yada bebeğe zarar vermeye evrilebilir. Bi anlıktır (bebeğini camdan atan ihbar veren anneler biliyorum)
Siz zaten kendinizi biliyosunuz, kendinize bol telkin verin kulaklık takın dizi film müzik neyse zihni rahatlatan onu dinleyin. Çok iyi gelecek.
Psilolojik danışman değil annesiniz şuanda sadece anne. Bu yüzden kendinizi hırpalamayın.
Ben danışmanlık verdiğim halde lohusayken tam bir salağa döndüm 😄 aman kırk tane doğurttum kaç tane yenidoğan baktım zaten paramediğim vırt zırt yenidoğan sarılığında iki gözü iki çeşme bi anne 😄
İç güdülerim ve mesleğim beni ağlak salak bi şey yaptı asdfkab
Her lohusa bi miktar delidir, azı çoğu tedavi edilir. Canınızı sıkmayın :)
 
Bazı yorumlar çok sert, postpartum depresyon fazlasıyla ciddiye alınması gereken bir sağlık sorunudur arkadaşlar. Siz yaşamadınız diye başkasının yaşadığı bu tarifi zor dalgalı duyguları küçümseyerek, azarlarcasına yorum yapamazsınız. Kalp ameliyatı olmuş birine kalk 20 km koş ne diye ameliyat oldun o zaman olmasaydın demekle aynı şey. Kadın zaten kendi içinde çözemiyor, yaşadığı bu duygulardan son derece rahatsız ve kurtulmak istiyor, kurtulamadıkça daha da dibe batmış hissediyor, hayatının elinden kayıp gittiğini düşünüyor daha çok pişman oluyor, pişman oldukça başa dönüyor…
Konu sahibi bu konuda ne ilk ne son kadınsınız, bunu yaşayan binlerce kadın var ve birçoğu yargılanma korkusu yüzünden en yakınlarıyla bile paylaşamıyor. Size tek tavsiyem özellikle postpartum depresyonda uzmanlaşmış bir psikiyatrist bulmanız, ilaç kullanmanız da gerekebilir çünkü.
 
Son düzenleme:
Taahhütlü iade yapamayacağınız, sahiplendikten sonra sokağa atamayacağınız, sorumluluğunu başkasına yükleyemeyeceğiniz, dünyaya bile isteye getirdiğiniz bir canlı olduğunu farketmeniz lazım.
Başbaşa kalıp sorumluluğunu yüklenmeden kabullenemezsin. “Evet bu benim, bundan önceki hayatıma dönmem imkansız, bazı zorlukları var geçince yeni değişik zorluklar ortaya çıkacak, hayatımın önceliği artık ona ait” bunu kabullenmek lazım.
Bebek doğunca anne olarak doğdun eski sen artık yok. Yeni hayata adapte olmak zaman alacak.
Ben kimsenin kucağına aldığı an kabullendiğini düşünmüyorum, lohusa hormonları korkunç zor, zamanla annelik yükleniyor. Bebek sana annesi olmayı öğretecek. Ananeneden devralıp çıplak teninde uyut, uykusuz da kal, kendine de ona da bak. “Kolaylığım varken neden kullanmayayım” doğru bir mantık değil. Alışamazsın. Araba kullanmak isteyip şöför var neden öğreneyim demek gibi düşün. Başbaşa kalmadan o psikoloji atlatılamaz. Kendi evinde, üç kişilik düzene geçmek zorundasın. Su soğuk içine atlayıp alışman lazım (denize girme metaforu)
Psikoloğunun “bana ait değilmiş bu hisler” dediği şey üst neslinden aktarılmış olan bağlanma probleminiz. Gayet de sana ait bu hisler. O bebek de sana ait. Bağlanma problemini psikolojik danışman olarak nasıl çözeceğin konusunu az çok bilirsin.
 
İlk çocuğumu dogurdugumda ben de hemen benimseyemedim,eski hayatımı çok özledim.Baskalarinin 'ilk kucağıma aldigimda annelik hissi geldi,ağladım 'lafi için bende neden hemen olmadı dedim.Ben de çok ağladım ama uykusuzluktan,'ne zaman rahat edeceğiz 'diye düşünmekten.Tabi o dönemde bile gece uyurken çok kez bakardım kontrol ederdim,tırnağına zarar gelsin asla istemedim.Hatta günlük tutuyordum.3-4 ay sonra alışmaya basladigimi yazmıştım.Günden güne daha da bağlandım.Simdi diyorum ki annelik o kadar güzel ve kutsal bir şey ki tarifinin tam olarak yapılması imkansız bana göre.Siz de lohusalık depresyonu yaşıyorsunuz ama emin olun gerçekten geçecek ve evladiniza duyduğunuz sevgi herkesten önde olacak.Şuan en zor zamanlari yaşıyorsunuz.Büyüdükce herşey daha güzel olacak,kendinize de zaman ayiracaksiniz.🌸
 
Merhaba. Öncelikle kötü yorumlara aldırmayın. Böyle düşünen çok anne var. Bizzat şahit oldum. Üyeliğimi sizin konunuzu görünce açtım. Benim şuan 4 yaşında bi oğlum var. Süt alerjisi vardı ve ciddi yaşıyorduk bu durumu. Annem 20 gün kaldı. Eşim çalışıyordu. Yanımda olacak kimse yoktu veee berbat haldeydim. Öleyim diye yalvarıyordum. Düşüncelerini çok iyi anlıyorum. İlk yapmanız gereken bırakın herkes size destek olsun. Aileniz çocuğunuzla ilgilensin. Vay efendim yoruldular gece uyumadıları geçelim. Tek yorulan siz olmayın. Bi süre onlarda idare eder. Hiiiiç Bi sorun olmaz. İkinci olarak düzenli Bi psikolojik destek alın. Profesyonel olması dışında ulaşabileceğiniz ve dayanamıyorum dediğinizde konuşabileceğiniz biri olsun mutlaka. Benim sorunlarım aşırı takıntılı ve yalnız oluşum sebebiyle uzadı. Hemşire olmama rağmen. Destek al ve klişe gelecek ama geçiyor.
 
Beni yargılayacaklarınız olacak ama belki bir insan bile beni aydınlatsa kârdır diyerek bu yazıyı yazıyorum.

Anne olmamın üzerinden neredeyse 2 ay geçti. Ben halâ anneliği sevemedim. Çocuğumdan nefret etmiyorum ama çocuğumsuz daha mutluyum. (Anneme bebeği verip tek başıma vakit geçirdiğim o nadir zamanlardan bahsediyorum)

Bebeğim kolik bir bebek ve kolik bebeği olanlar anlar saatler gün gibi günler yıl gibi geçer...

Eski hayatımı halâ özlüyorum. Bebeğim hiç durmadığı için 2 aydır annemgildeyiz. Şimdi gelecek "kendi evine çık böyle alışamazsın" diyenler. Neden annem gibi bir imkanım varken kendimi zorla KİMSESİZ gibi atayım evime? Niye imkanlarım yok gibi davranayım? Bu da bana kötü hissettiriyor. Tamam en güçlü kadın sizsiniz! En anne de sizsiniz! En en en sizsiniz..!

Eşim gerçekten yardımcı olmaya çalışsa da evde durduğu zaman çok kısıtlı. Eskiden birlikte zaman geçirir kafa dinlerdik. Ben eski hayatımda eşimle çok mutluydum.

İnançlı bir kimseyim normalde. Ama bu süreç beni öyle yıprattı ki çok isyan ettim. Hayatım tamamen değişti, tuvalete gitmek lüks haline geldi. Benim için sıradan olan her şey imkansız oldu. Kısacası rahat hayatımın yasını tutuyorum.

Sormak istediğim bazı şeyler var:

*Ben çocuğumu bana gönderilen bir musibet gibi hissediyorum. İnsanlar evlatlarını nasıl seviyor da "nimet" gibi davranıyorlar anlayamıyorum. Her zaman endişe edeceğin, sürekli diken üstünde olacağın bir varlık var ömrünün sonuna kadar. Nasıl bir nimet gibi düşünebiliyorlar? Ben evlat sahibi olmanın mantığını anlayamadım. Ben eşim için istemiştim. Ve tabii gerçekten bu kadar zor olduğunu sanmıyordum. Annemde 10 gün kalır evime geçerim hallederim sanıyordum. Ne kadar aptalmışım. Şimdi diyeceksiniz çocuğu olmayanlar var utan utan! Çocuğu senelerce olmayıp sonra olup pişman olanlar da var. Bana yazıp konuşan çok kadın var. Senelerce çocuğu olmamış ama olunca da pişman olmuş... O yüzden bana bunlarla gelmeyin.

Senden anne olmaz, sen insan bile değilsin! Bu cümleleri diyecekseniz çoktan kendime diyorum bunları da. Ben de böyle hissetmek istemiyorum. Ben de anne olmaktan zevk almak istiyorum. Ama o kadar dayanıksız ve rahatına düşkün birisiymişim ki çocuğumu bir musibetten fazlası olarak göremiyorum...

Benim gibi hissedip bu süreci atlatabilen sağlıklı düşünebilen var mı? Psikolojik tedavi de aldım ama sadece intihar düşüncelerim geçti. Yaşamak bile istemiyordum. En azından yaşama tutunmaya çalışıyorum şu an. Ama içimden söküp atamıyorum çocuksuz olmayı özlemeyi... Hayatımdan zerre zevk alamıyorum. Her gece kuş gibi kalbim. Uyanacak da uyumayacak diye. Çocuğu anneme vermek için her şeyi yapıyorum. "Anne ben temizlik yapayım sen çocuğa bak, ben yemek yaparım sen bebeği sustur"
Ben de "bütün gece uyumadım ama yavrum gülünce tüm yorgunluğum geçti. Onun için değer" diyen bir anne olmak istiyorum. Eğer hastaysam iyileşmek, kötü bir insansam iyi bir insan olmak istiyorum.

Herkes geçecek diyor. Herkes benim daha kötüydü haline şükret diyor. Ben acı yarıştırmıyorum ki! Ya da geçtiği kadar NASIL GEÇTİĞİ de önemli değil mi? Değip de geçebilir, DELİP de geçebilir...

Bana faydası olabilecek her öneriye açığım. Artık kolik bebeğime rağmen hayatıma dönmek istiyorum. Ama sanırım bana bağımlı olan bu minik insan büyüyene kadar benim için her şey çok zor olacak... Ve yine herkes "büyüyünce geçecek" diyecek.

Bu yazım inşallah doğru insanların önüne çıkar. Niyet ediyorum ki bu yazım beni artık bu çukurdan çıkmama vesile olacak kişinin karşına çıkmasına...
Kendim isteyerek hamile kaldım, mükemmel bi hamilelik, şahane bi doğum süreci yaşadım.. Bebeğim doğup eve geldikten sonra "bu artık hep benimle mi olacak" dedim, çok zorlandım, ağladım, bebekten önceki zamanlarımı özledim.. Hem kendim için, hem bebeğim için ağladım.. Keşke onu seven, onu hakeden bi annesi olsaydı ama o bana düştü diye düşünüp ağladım.. Doğar doğmaz herkes gibi "en çok anne olmayı sevdim" diyeceğim sanıyordum halbuki ama ben kendimi anne gibi hissetmiyordum.. 3 aydan sonra ağlamaları azaldı, ben yavaş yavaş alışmaya başladım.. 6 aydan sonra keyifli olmaya başladı.. Şimdi 10 aylık ve kızımı o kadar çok seviyorum ki, iyi ki var ve iyi ki benim kızım ♥️ Hâla eski zamanlarımı özlediğim oluyor ama anne olduğum içinde pişman değilim. Kendinize zaman verin, kendinizi suçlamayın.
 
Şuan size bebekle tek kal alışamazsın diye verilen akılları dinlemeyin kesinlikle. Arkadaşlar çok yanlış yönlendirmeler yapıyosınuz, burada mesele “bebeğe alışmak” değil. Mesele annelik bilinci istenen, istenmeyen gebelik değil. Konuyu anlamıyosunuz ve saçma bi yargı içindesiniz.
Bu sendromu yaşayan annelere asla ama asla bebeğe tek bak alışman gerek denmez.
İnsanlar senelerce tüp bebek ile bebek sahibi olmak istiyor ve olduğunda bu sendroma yakanabiliyor. Bebeği için bedenine yüzlerce iğne yemiş anneler biliyorum, bu kadınlara kaşını kaldırıp bak bebek zordur yapmasaydın,bilmiyo muydun artık eski sen yoksun duyarı mı kasıcaz? Sizce senelerce gözyaşı döken kadınlar bu bilinçte değil miydiler de lohusa sendromuna yakalandılar.
Annelik yorgunluğu bunalmışlığı ile sendromu karıştırmayın, intihar düşüncesine kadar gelen bi güdü bangır bangır sendromdur. Bunu yaşayan kadınlara bu duyarları kasmanız acımasızlıktan başka bir şey değil.
 
Beni yargılayacaklarınız olacak ama belki bir insan bile beni aydınlatsa kârdır diyerek bu yazıyı yazıyorum.

Anne olmamın üzerinden neredeyse 2 ay geçti. Ben halâ anneliği sevemedim. Çocuğumdan nefret etmiyorum ama çocuğumsuz daha mutluyum. (Anneme bebeği verip tek başıma vakit geçirdiğim o nadir zamanlardan bahsediyorum)

Bebeğim kolik bir bebek ve kolik bebeği olanlar anlar saatler gün gibi günler yıl gibi geçer...

Eski hayatımı halâ özlüyorum. Bebeğim hiç durmadığı için 2 aydır annemgildeyiz. Şimdi gelecek "kendi evine çık böyle alışamazsın" diyenler. Neden annem gibi bir imkanım varken kendimi zorla KİMSESİZ gibi atayım evime? Niye imkanlarım yok gibi davranayım? Bu da bana kötü hissettiriyor. Tamam en güçlü kadın sizsiniz! En anne de sizsiniz! En en en sizsiniz..!

Eşim gerçekten yardımcı olmaya çalışsa da evde durduğu zaman çok kısıtlı. Eskiden birlikte zaman geçirir kafa dinlerdik. Ben eski hayatımda eşimle çok mutluydum.

İnançlı bir kimseyim normalde. Ama bu süreç beni öyle yıprattı ki çok isyan ettim. Hayatım tamamen değişti, tuvalete gitmek lüks haline geldi. Benim için sıradan olan her şey imkansız oldu. Kısacası rahat hayatımın yasını tutuyorum.

Sormak istediğim bazı şeyler var:

*Ben çocuğumu bana gönderilen bir musibet gibi hissediyorum. İnsanlar evlatlarını nasıl seviyor da "nimet" gibi davranıyorlar anlayamıyorum. Her zaman endişe edeceğin, sürekli diken üstünde olacağın bir varlık var ömrünün sonuna kadar. Nasıl bir nimet gibi düşünebiliyorlar? Ben evlat sahibi olmanın mantığını anlayamadım. Ben eşim için istemiştim. Ve tabii gerçekten bu kadar zor olduğunu sanmıyordum. Annemde 10 gün kalır evime geçerim hallederim sanıyordum. Ne kadar aptalmışım. Şimdi diyeceksiniz çocuğu olmayanlar var utan utan! Çocuğu senelerce olmayıp sonra olup pişman olanlar da var. Bana yazıp konuşan çok kadın var. Senelerce çocuğu olmamış ama olunca da pişman olmuş... O yüzden bana bunlarla gelmeyin.

Senden anne olmaz, sen insan bile değilsin! Bu cümleleri diyecekseniz çoktan kendime diyorum bunları da. Ben de böyle hissetmek istemiyorum. Ben de anne olmaktan zevk almak istiyorum. Ama o kadar dayanıksız ve rahatına düşkün birisiymişim ki çocuğumu bir musibetten fazlası olarak göremiyorum...

Benim gibi hissedip bu süreci atlatabilen sağlıklı düşünebilen var mı? Psikolojik tedavi de aldım ama sadece intihar düşüncelerim geçti. Yaşamak bile istemiyordum. En azından yaşama tutunmaya çalışıyorum şu an. Ama içimden söküp atamıyorum çocuksuz olmayı özlemeyi... Hayatımdan zerre zevk alamıyorum. Her gece kuş gibi kalbim. Uyanacak da uyumayacak diye. Çocuğu anneme vermek için her şeyi yapıyorum. "Anne ben temizlik yapayım sen çocuğa bak, ben yemek yaparım sen bebeği sustur"
Ben de "bütün gece uyumadım ama yavrum gülünce tüm yorgunluğum geçti. Onun için değer" diyen bir anne olmak istiyorum. Eğer hastaysam iyileşmek, kötü bir insansam iyi bir insan olmak istiyorum.

Herkes geçecek diyor. Herkes benim daha kötüydü haline şükret diyor. Ben acı yarıştırmıyorum ki! Ya da geçtiği kadar NASIL GEÇTİĞİ de önemli değil mi? Değip de geçebilir, DELİP de geçebilir...

Bana faydası olabilecek her öneriye açığım. Artık kolik bebeğime rağmen hayatıma dönmek istiyorum. Ama sanırım bana bağımlı olan bu minik insan büyüyene kadar benim için her şey çok zor olacak... Ve yine herkes "büyüyünce geçecek" diyecek.

Bu yazım inşallah doğru insanların önüne çıkar. Niyet ediyorum ki bu yazım beni artık bu çukurdan çıkmama vesile olacak kişinin karşına çıkmasına...

Annelik duygusu çoğunlukla Bebek doğduğunda yoğun olmuyor. Bebek ufakken hep kaygı, uykusuzluk, yetersizlik hissi dolu oluyor anne. Bazısı daha melankolik olur bazısı daha depresif, bazısı aşırı korumacı. Dolayısıyla başkasına benzemez sizin hissetikleriniz. Bu sizi kötü bir anne de yapmaz henüz çok yeni bir olay. Zamanla sorunlar düzene girdikçe anneliğin keyfi gelmeye başlıyor. Ama bu pat diye gelen bir şey değil, bugün geldi mi diye beklenecek bir şey de değil.
Kendinizi kötü anne olarak yaftaladığınıza göre bilinçli olmak isteyen, neyin iyi olduğunu bilen ama yetersiz hisseden bir annesiniz. Yetersiz hissetmeyen yok emin olun.
Herkesin geçecek demesi, çoğunlukla bu kaygılı dönemin zamanla daha kolay bir düzene geçen çocuğa bağlı olarak annenin duygularının da düzene girmesinden. Yardım alın. Bebeğine zarar vermeyi düşünen anneler bile zamanla çocuklarıyla normal bağlar kuruyor, kendinizi notlandirmayi bırakın, destek alın.
 
Bebeğinizi musibet gibi görmeniz içimi acıttı. Bebek yapmaya karar verirken bütün olasılıkları (kolik, hastalık, uyumayan bebek, emmeyen bebek vs) göz önünde bulundurmanız gerekirdi. Eşim için yaptım demeniz çok şuursuzca geldi kusura bakmayın. Üzgünüm ama triplere girmek gibi lüksünüz yok. Madem doğurdunuz bu bebeği istesenizde istemesenizde benimseyeceksiniz. Sevginizi ve şefkatinizi eksik etmeyeceksiniz. Buna mecbursunuz. Kabullenseniz iyi olur.
 
Umarım sizi anlamak için hiçbir zaman sebebim olmaz. Lohusa depresyonu ile ilgili daha önce bir kaç düzine annenin itiraflarını okumuştum. Normal atlatan için bile ağır bir süreç. Ki zaten normali kim belirliyor? Lohusalıkta ağır depresyon da olağan olduğu için gayet normal.
Buradan bir psikyatrdan, psikologdan muhtaç olduğunuza yakın bir yardımı alabileceğinizi sanmıyorum.
Çok güzel yazan hanımlar olmuş, ama haketmediğiniz kadar ağır ithamlara da maruz kalmışsınız. Bilmiyorum bu size iyi hissettirmiyordur. Konunuzun açmak için cesaret gerektirdiğini düşünüyorum, sizi tebrik ederim.
Her insanın hiç olmadığı kadar güçsüz ve zayıf hissettiği dönemler vardır. Annelik alt metinde feda olmanın beklendiği bir atıf olduğundan herkesi tam techizat buna hazır vaziyette zannediyoruz.
Durumdan ve hislerinden memnun olmayan bir anne görüyorum ben. Yani farkındasınız, bağ kurmakta ve duygularınızı yönetmekte zorlanıyorsunuz. Buna dair farkındalığınız var. Umarım en kısa zamanda atlatırsınız.
 
Ah keşke gelecekteki sen sana bir mesaj verebilseydi :)
Konularınızı biliyorum bebeğiniz zor bir bebek biraz beklentileriniz de yüksekti. Size o konularda hep yazdık beklentinizi düşürün bebek öyle bir şey değil diye. Hazır değilmişsiniz bu yüzden de bu depresyonu daha ağır geçiriyorsunuz.
Bebeğine kötü davranmadığına inanarak yazmak istiyorum.
Bebeğim erken doğdu 3 ay yoğun bakım kapısında onu alıp gideceğim günü hayal ettim yaşama şansı çok düşüktü bitmiş bir haldeydim. Mucize gerçekleşti kızım iyi oldu ve onu aldım geldim. Bir anda ne kadar zormuş demeye başladım. Hep böyle uykusuz mu olacağım ? Ee hep evdeyim… bir yere gitme hazırlığı bile aşırı yorucu… Bak şunun konseri varmış bebek olmasa giderdik bak ne güzel yürüme havası ama bebeğin uyku saati… Bunları yaşamayan yoktur ya gerçekten bu çok ağır bir sorumluluk. Hele bizim manevi değerlerimize göre annelik o kadar ağır bir şey ki herşey anneye soruluyor herkes anneliğe puan veriyor. Bebeğin seninle iletişim kurdukça bu durum yük olmaktan kalkıyor. Sevgisini göstermeye başladığı zaman ben yorgunluğumu unutmaya başladım. Daha iyiyim yani.
Böyle hissettiğin için de çok ağır yorumlar yapılmış bunlara çok kulak asma :)
 
CANIM benim sakin ol yalnız değilsin hayatta her zaman rahat olamayızkş bebeginiz olmasa baska derdiniz olucktı nefes terapisi öneririm annelik zor oldugu için kutsal bazen kkndini bok gibi hissedersin cocugun la gülüp eglenirsin
 
Size ne siz misiniz annesi ? Belki annesi istiyor kızının yanında kalmasını.
Asıl size ne avukatı mısınız? Konu sahibi sormuş pek tabi yorum yapabilirim. İsteyebilir evet annelik söylediğiniz üzere 65 yaşına gelse de bitmiyor. Çoğu kadın kendini çocuklarına adıyor, adamak istemese de toplumda dayatılıyor. Hele ki yaşlı birine tam dinlenecegi rahat edeceği vakit al ben işe gidicem bu çocuğa da sen bak falan yapılıyor. Onun da hayatı tek ve biricik. Orası burası ağarırken çocuk bakmak zorunda olan milyon tane anneanne var. Annesini İMKAN olarak görmüş bilmem farkında mısınız ama. Kimsesiz falan görüyor annesiz çocuk bakmayı. İki kişinin müşterek çocuğu ya hani. Anneanne sadece anneannedir.
2 ay biz süre olabilir pek ala ona da okeyim ama bu düşünce yapısı 22 ay geçse de sıkıntılı. Kimse kolay kendi baksın destek almasın demedi.
 
Bende ikiz annesi ve tekrar hamile olan bir anne olarak size yazıyorum ikizlerim erken prematüre Bebek olarak doğdular eşim gece çalışan mecburiyetten gündüzleri uyuyan biriydi her iki bebekte ağır kolik uyku bilmeyen sürekli aglayan bebeklerdi çok yoruldum çok bunaldım ama birkez bile onlara musibet gözüyle bakmadım tek başıma büyüttüm uykusuz kaldım 65 kg dan 45 kg düştüm 10 günde bir banyo yaptım saçlarımı tarayamadim ama bak şimdi büyüdüler 7 yasindalar onlar bana bakiyolar su isterim su getiriler yemek masasini hazirlarlar elhamdülillah göz açıp kapayana kadar geçti herşey inacli biri olduğu yazmışsın bol bol dua et bebeğinin çok ağlama sebebi sen bile olabilirsin okadar kötü negatif enerjin var ki sütünden bile ona geçip huzursuz olmasını sagliyorsun ve bu psikolojiye agladiginda eğer ona zarar verirsen gerçekten sonuçları geri dönülmez olur sarsılmış bebek sendromu bebek agladiginda ebeveyn tarafından sarsilirsa ağır beyin travması bile geçirir. Lütfen anne olduğunuzu benimseyin ve o yavrucaga çok ama çok iyi bakin
 
Beni yargılayacaklarınız olacak ama belki bir insan bile beni aydınlatsa kârdır diyerek bu yazıyı yazıyorum.

Anne olmamın üzerinden neredeyse 2 ay geçti. Ben halâ anneliği sevemedim. Çocuğumdan nefret etmiyorum ama çocuğumsuz daha mutluyum. (Anneme bebeği verip tek başıma vakit geçirdiğim o nadir zamanlardan bahsediyorum)

Bebeğim kolik bir bebek ve kolik bebeği olanlar anlar saatler gün gibi günler yıl gibi geçer...

Eski hayatımı halâ özlüyorum. Bebeğim hiç durmadığı için 2 aydır annemgildeyiz. Şimdi gelecek "kendi evine çık böyle alışamazsın" diyenler. Neden annem gibi bir imkanım varken kendimi zorla KİMSESİZ gibi atayım evime? Niye imkanlarım yok gibi davranayım? Bu da bana kötü hissettiriyor. Tamam en güçlü kadın sizsiniz! En anne de sizsiniz! En en en sizsiniz..!

Eşim gerçekten yardımcı olmaya çalışsa da evde durduğu zaman çok kısıtlı. Eskiden birlikte zaman geçirir kafa dinlerdik. Ben eski hayatımda eşimle çok mutluydum.

İnançlı bir kimseyim normalde. Ama bu süreç beni öyle yıprattı ki çok isyan ettim. Hayatım tamamen değişti, tuvalete gitmek lüks haline geldi. Benim için sıradan olan her şey imkansız oldu. Kısacası rahat hayatımın yasını tutuyorum.

Sormak istediğim bazı şeyler var:

*Ben çocuğumu bana gönderilen bir musibet gibi hissediyorum. İnsanlar evlatlarını nasıl seviyor da "nimet" gibi davranıyorlar anlayamıyorum. Her zaman endişe edeceğin, sürekli diken üstünde olacağın bir varlık var ömrünün sonuna kadar. Nasıl bir nimet gibi düşünebiliyorlar? Ben evlat sahibi olmanın mantığını anlayamadım. Ben eşim için istemiştim. Ve tabii gerçekten bu kadar zor olduğunu sanmıyordum. Annemde 10 gün kalır evime geçerim hallederim sanıyordum. Ne kadar aptalmışım. Şimdi diyeceksiniz çocuğu olmayanlar var utan utan! Çocuğu senelerce olmayıp sonra olup pişman olanlar da var. Bana yazıp konuşan çok kadın var. Senelerce çocuğu olmamış ama olunca da pişman olmuş... O yüzden bana bunlarla gelmeyin.

Senden anne olmaz, sen insan bile değilsin! Bu cümleleri diyecekseniz çoktan kendime diyorum bunları da. Ben de böyle hissetmek istemiyorum. Ben de anne olmaktan zevk almak istiyorum. Ama o kadar dayanıksız ve rahatına düşkün birisiymişim ki çocuğumu bir musibetten fazlası olarak göremiyorum...

Benim gibi hissedip bu süreci atlatabilen sağlıklı düşünebilen var mı? Psikolojik tedavi de aldım ama sadece intihar düşüncelerim geçti. Yaşamak bile istemiyordum. En azından yaşama tutunmaya çalışıyorum şu an. Ama içimden söküp atamıyorum çocuksuz olmayı özlemeyi... Hayatımdan zerre zevk alamıyorum. Her gece kuş gibi kalbim. Uyanacak da uyumayacak diye. Çocuğu anneme vermek için her şeyi yapıyorum. "Anne ben temizlik yapayım sen çocuğa bak, ben yemek yaparım sen bebeği sustur"
Ben de "bütün gece uyumadım ama yavrum gülünce tüm yorgunluğum geçti. Onun için değer" diyen bir anne olmak istiyorum. Eğer hastaysam iyileşmek, kötü bir insansam iyi bir insan olmak istiyorum.

Herkes geçecek diyor. Herkes benim daha kötüydü haline şükret diyor. Ben acı yarıştırmıyorum ki! Ya da geçtiği kadar NASIL GEÇTİĞİ de önemli değil mi? Değip de geçebilir, DELİP de geçebilir...

Bana faydası olabilecek her öneriye açığım. Artık kolik bebeğime rağmen hayatıma dönmek istiyorum. Ama sanırım bana bağımlı olan bu minik insan büyüyene kadar benim için her şey çok zor olacak... Ve yine herkes "büyüyünce geçecek" diyecek.

Bu yazım inşallah doğru insanların önüne çıkar. Niyet ediyorum ki bu yazım beni artık bu çukurdan çıkmama vesile olacak kişinin karşına çıkmasına...
Benim bebeğim 10 gün yoğun bakımda kaldı daha 10 günlük sezeryanla doğum yapmama rağmen yeni doğan yoğun bakım bölümü olduğu için ya tek kalacaktım yada eve dönecektim akşamları 20 dk girecektim..
Kaldım her saat emzirmek için özel kıyafet giyip çıkarıp odamdan bebeğimin yanına gidip geldim.
Taburcu olurken Dr. Bir süre kalabalık ortam yasak dedi genelde tek oldum odada annem sağolsun yemeğim temizliğim. Bunlar sadece yazabildiklerim..
Dahası var ama uzatmak istemiyorum..
Şimdi 2 yaşında duş alsam kapıda bekliyor öyle bir anneci.
Ama öyle bir seviyorum ki ya kokusu gülüşü mimikleri her zerresini ayrı ayrı seviyorum ekşimiş kokusunu dahi oyyşşş iki kızım var çok şükür onlari verene 🤲 Her zorluğun alasını yaşadım ama evlat sevgisini tek geçerim.
Yok musibet Yok eşim istedi diye oldu bunları okuyunca bebeğe üzüldüm.. siz stes oldukça oda mutlu değil 🥺
' özgür, rahat olan çocuk yapmasın '
Anne kelimesini duyunca ondan hepsi geçecek ama buna eminim.
 
Beni yargılayacaklarınız olacak ama belki bir insan bile beni aydınlatsa kârdır diyerek bu yazıyı yazıyorum.

Anne olmamın üzerinden neredeyse 2 ay geçti. Ben halâ anneliği sevemedim. Çocuğumdan nefret etmiyorum ama çocuğumsuz daha mutluyum. (Anneme bebeği verip tek başıma vakit geçirdiğim o nadir zamanlardan bahsediyorum)

Bebeğim kolik bir bebek ve kolik bebeği olanlar anlar saatler gün gibi günler yıl gibi geçer...

Eski hayatımı halâ özlüyorum. Bebeğim hiç durmadığı için 2 aydır annemgildeyiz. Şimdi gelecek "kendi evine çık böyle alışamazsın" diyenler. Neden annem gibi bir imkanım varken kendimi zorla KİMSESİZ gibi atayım evime? Niye imkanlarım yok gibi davranayım? Bu da bana kötü hissettiriyor. Tamam en güçlü kadın sizsiniz! En anne de sizsiniz! En en en sizsiniz..!

Eşim gerçekten yardımcı olmaya çalışsa da evde durduğu zaman çok kısıtlı. Eskiden birlikte zaman geçirir kafa dinlerdik. Ben eski hayatımda eşimle çok mutluydum.

İnançlı bir kimseyim normalde. Ama bu süreç beni öyle yıprattı ki çok isyan ettim. Hayatım tamamen değişti, tuvalete gitmek lüks haline geldi. Benim için sıradan olan her şey imkansız oldu. Kısacası rahat hayatımın yasını tutuyorum.

Sormak istediğim bazı şeyler var:

*Ben çocuğumu bana gönderilen bir musibet gibi hissediyorum. İnsanlar evlatlarını nasıl seviyor da "nimet" gibi davranıyorlar anlayamıyorum. Her zaman endişe edeceğin, sürekli diken üstünde olacağın bir varlık var ömrünün sonuna kadar. Nasıl bir nimet gibi düşünebiliyorlar? Ben evlat sahibi olmanın mantığını anlayamadım. Ben eşim için istemiştim. Ve tabii gerçekten bu kadar zor olduğunu sanmıyordum. Annemde 10 gün kalır evime geçerim hallederim sanıyordum. Ne kadar aptalmışım. Şimdi diyeceksiniz çocuğu olmayanlar var utan utan! Çocuğu senelerce olmayıp sonra olup pişman olanlar da var. Bana yazıp konuşan çok kadın var. Senelerce çocuğu olmamış ama olunca da pişman olmuş... O yüzden bana bunlarla gelmeyin.

Senden anne olmaz, sen insan bile değilsin! Bu cümleleri diyecekseniz çoktan kendime diyorum bunları da. Ben de böyle hissetmek istemiyorum. Ben de anne olmaktan zevk almak istiyorum. Ama o kadar dayanıksız ve rahatına düşkün birisiymişim ki çocuğumu bir musibetten fazlası olarak göremiyorum...

Benim gibi hissedip bu süreci atlatabilen sağlıklı düşünebilen var mı? Psikolojik tedavi de aldım ama sadece intihar düşüncelerim geçti. Yaşamak bile istemiyordum. En azından yaşama tutunmaya çalışıyorum şu an. Ama içimden söküp atamıyorum çocuksuz olmayı özlemeyi... Hayatımdan zerre zevk alamıyorum. Her gece kuş gibi kalbim. Uyanacak da uyumayacak diye. Çocuğu anneme vermek için her şeyi yapıyorum. "Anne ben temizlik yapayım sen çocuğa bak, ben yemek yaparım sen bebeği sustur"
Ben de "bütün gece uyumadım ama yavrum gülünce tüm yorgunluğum geçti. Onun için değer" diyen bir anne olmak istiyorum. Eğer hastaysam iyileşmek, kötü bir insansam iyi bir insan olmak istiyorum.

Herkes geçecek diyor. Herkes benim daha kötüydü haline şükret diyor. Ben acı yarıştırmıyorum ki! Ya da geçtiği kadar NASIL GEÇTİĞİ de önemli değil mi? Değip de geçebilir, DELİP de geçebilir...

Bana faydası olabilecek her öneriye açığım. Artık kolik bebeğime rağmen hayatıma dönmek istiyorum. Ama sanırım bana bağımlı olan bu minik insan büyüyene kadar benim için her şey çok zor olacak... Ve yine herkes "büyüyünce geçecek" diyecek.

Bu yazım inşallah doğru insanların önüne çıkar. Niyet ediyorum ki bu yazım beni artık bu çukurdan çıkmama vesile olacak kişinin karşına çıkmasına...
Şuan yasadiklariniz da düşündükleriniz de lohusa sendromu lütfen profesyonel destek alın. Bu süreçleri sancılı geçiren çoğu anne sizin gibi düşünmüş ya da içinden geçirmiştir.
 
Back