• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Almanya'ya yerleşebilmek?

Allah gönlünüze göre versin arkadaşım.
Ben büyük ülke seçmeyeceğim,kalabalık istedem Türkiyede var zaten. Az nüfuslu, mümkün olduğu kadar kırsal bölgeli,Türklerin de çok olduğu bir yer. Benzer şekilde Bosna Hersek,Arnavutluk,Makedonya,Sırbistan ve Karadağ da değerlendirilebilir. İş kurup veya ev alıp uzun süreli oturum almak mümkün.
Karadağ'a bayıldım ama biz gidemiyoruz maalesef :)
 
Bizim de uymuyor meslek olarak ikimiz de mühendisiz. Bize anca tarım hayvancılık olur 😂
Bak onu yaparım ama bedensel olarak aşırı agrıları olan biri olarak yine eksik kalırım.
Eşimin de çok istedigi bir şeydi hayvancılık ama yaşım olmuş 40 eşimin 48 bilmiyorum dark
 
Merhabalar hanımlar...

Şu saatte artık bunalmış halde kiralık ev ilânlarına bakarken, eşimin sürekli söylediği "Almanya' ya bir yerleşebilsek" sözü geldi aklıma.

Eşim öğretmen, ben sağlıkçıyım. %300 zam talep eden ev sahibi tarafından şu an evden çıkarılıyoruz. Lütfen şimdi "emsal ne kadar, siz ne kadar veriyorsunuz" soruları gelmesin. Çünkü konum o değil.

Eşimin maaşının yarısından çok daha fazlasını gözden çıkardığımız halde düzgün bir ev yok... Kızım 1.5 yaşında, "çıkarayım bi bahçede hava aldırayım, oynatayım" denilecek bi bahçe, bir toprak parçası ne şu an oturduğumuz evde ne de tutabileceğimiz evlerde yok... Direkt sokağa, araba yoluna iniyoruz.

Karı koca 6 sene dişimizi tırnağımıza taktık, çalıştık. Kendimizi toparlamadan bebek yapmayalım dedik. E baktık yaş geçiyor, az buçuk da topladık derken bebeğimiz oldu. Bi maddi darbe de ordan yedik yine dibe vurduk...

Her neyse biraz içimi dökesim varmış, yazmadan edemedim hanımlar.. Gerçekten bunaldim

Gelgelelim asıl konuya. Eşimin Almanya'ya yerleşme hayali var ama ben zaten gidemeyiz, almazlar diye çok kulak asmadım bugüne kadar. Kpss çalışıyorum hatta. Dil de yok bizde. Nedir ne değildir hanımlar bilen varsa aydınlatabilir mı biraz beni? Yani ihtimal var mı? Yerleşebilir miyiz? 2024 mart ayı gibi işçi alımı olacakmış. Dil şartı yok diyor...

Şimdiden teşekkür ederim
 
Bak onu yaparım ama bedensel olarak aşırı agrıları olan biri olarak yine eksik kalırım.
Eşimin de çok istedigi bir şeydi hayvancılık ama yaşım olmuş 40 eşimin 48 bilmiyorum dark
Yani bahçeli bir ev düşün,valla ömrü uzar insanın. Medeniyet bence tam olarak o kırsal hayat. Yaşında ne var canım,gayet normal. Zaten insanın bu yaşta bir değişime ihtiyacı var bana kalırsa.
 
Offf anlatamıyorum sanırım illa tane tane açıklayacağız her yorumu şurda.gurbetçilerin toplum üzerinde yarattığı genel algı belli o yüzden ne niyetle söylerlerse söylesin insanlarda tepkili oluyor haliyle ekonomik ve siyasi sorunlarla boğuşmaktan bıkmış olan türk halkına hiçbirşey söylemeseler daha iyi şu durumda diyorum.sen bir yeri kötüleyip kötüleyip orada durmaya devam edersen zaten canı burnunda olan daha kötü durumda biride tepki gösterir bundada bir çelişki yok işte.
Gurbetçilerle arada evrenlerimizin farklı olmasıyla ilgili bir sorun var maalesef. Şimdi onlar kendi standartlarında oradaki zorluklardan bahsediyorlar, oysa bizim evren daha bir başka. Burada insanlar artık açlıkla boğuşma noktasına gelmiş, onlar sanırım bu durumu kavramıyorlar ve "ancak kirayı ödersin, mutfağı karşılarsın" cümleleri kuruyorlar, evden atılmakla burun buruna, evine ayda bir et almaktan korkan insan da sinirlenmeye başlıyor haliyle.Dertlerimiz de evrenlerimiz de aynı değil maalesef. Aylık yüzbin kazanan insanın da dertleri vardır, asgari ücret kazanan insanın da ama birbirinden çok ayrı ve karşılaştırması imkansız eşitlikte sorunlardır bunlar. Onlar yüzbin kazanan insanın sorunları gibi sorunlardan bahsedince aylık 12 binle yaşamaya çalışan insan profilindeki kişiler de haliyle isyan bayrağı çekiyor.
 
Bulgaristan’ı düşünebilirsiniz. Eşimin arkadaşı 6 yıl önce plovdiv’e taşınmış. Türklerle çalışıyor hâlâ dili öğrenememiş ama sorun yok diyor. Eşi burada öğretmenmiş. Oraya gidince biraz dil kurslarından eğitim alarak öğrenmiş, çalışıyormuş. Türkiye’ye göre maaşlarda iyi zaten ayda 1 hafta sonu çoğu şeyi almak için Edirne’ye geliyorlarmış. Daha ucuz olduğu için. Ülke değiştirmek kolay bişey değil çekincelerinizin olması gayet normal. Ben Bulgaristan vatandaşı olduğum halde benim bile geri dönmekle ilgili çekincelerim var. Ama düşününce çocuğum için en iyisi olacağını biliyorum. Bu arada dil bilmiyorum.(Bulgarca dilini) anlıyorum konuşamıyorum. 😂
 
Gurbetçilerle arada evrenlerimizin farklı olmasıyla ilgili bir sorun var maalesef. Şimdi onlar kendi standartlarında oradaki zorluklardan bahsediyorlar, oysa bizim evren daha bir başka. Burada insanlar artık açlıkla boğuşma noktasına gelmiş, onlar sanırım bu durumu kavramıyorlar ve "ancak kirayı ödersin, mutfağı karşılarsın" cümleleri kuruyorlar, evden atılmakla burun buruna, evine ayda bir et almaktan korkan insan da sinirlenmeye başlıyor haliyle.Dertlerimiz de evrenlerimiz de aynı değil maalesef. Aylık yüzbin kazanan insanın da dertleri vardır, asgari ücret kazanan insanın da ama birbirinden çok ayrı ve karşılaştırması imkansız eşitlikte sorunlardır bunlar. Onlar yüzbin kazanan insanın sorunları gibi sorunlardan bahsedince aylık 12 binle yaşamaya çalışan insan profilindeki kişiler de haliyle isyan bayrağı çekiyor.
Yurtdışı sandıklarından çıkan oylara kurulanlar da var mesela ben 😂 ekonomi ortada, euro çıktıkça çıkıyor, buraya tatile gelenler beş yıldızlı otelden aşağısında kalmıyor… konuşmaya gelince “o kadar da değel”… tamam canım oldu
 
yurtdışını yekpare bir ülke gibi değerlendirmekten tam olarak ne zaman vazgeçersiniz acaba? sanki Türkiye'nin dışında kalan her yer aynı imiş gibi konuşuyorsunuz sürekli olarak.
1. Avrupa'daki her kent farklı olduğu için takdir edersiniz ki sizin yaşadıınız şehirde hayat 20.00 itibariyle bitiyor ya da hafta sonu hayat tamamen ölü iken bir başka şehirde değil. Avrupa'yı değerlendirme kriteri bu olmamalıydı.
2. Avrupa'da insan gücü ve emeği Türkiye'ye nazaran çok daha pahalı olduğu için hizmet sektörüne dahil olabilecek her bir işletme çok daha fahiş fiyatlarla hizmet verir. Yine de Türkiye'de insanların büyük kısmının yoksulluk seviyesinin altında yaşadığı için bu kesimin örneği verilen dışarıda yemek aktivitesinde hiç bulunamadığını biliyoruz. Neresinden baksanız elde kalan bir örnek olmuş.
3. Çin tuzu olarak bilinen Monosodyum glutamat, uzak doğu mutfağında yaygın olarak kullanılır. (uzak doğu ülkelerinin bir çoğu tuz rezervlerinden mahrum olması ya da ikinci dünya savaşarında az sayıdaki tuz rezervinin de kimyasal bombardımanında kirlenmesi sebebiyle sofra tuzu kullanamazlar) Henüz zararını ortaya net şekilde koymuş bilimsel bir açıklama maalesef yok. Bi ara himalaya tuzuna kafayı takan beslenme uzmanları, bilimsel bir dayanak olmadan bu aralar çin tuzuna kafayı taktığı böyle bir bilgi var elimizde.
4. "Avrupa acı vatan" tribine girmeye hiç gerek yok. Özellikle Ukrayna savaşı sonrası alım gücünde ciddi bir düşüş var fakat ülkenin ortalama maaşını (asgari değil; ortalama) kazanan bir aile de haftanın birkaç günü sofraya et yemeği koyabilecek durumda.
günaydıns.
 
Yurtdışı sandıklarından çıkan oylara kurulanlar da var mesela ben 😂 ekonomi ortada, euro çıktıkça çıkıyor, buraya tatile gelenler beş yıldızlı otelden aşağısında kalmıyor… konuşmaya gelince “o kadar da değel”… tamam canım oldu
Çok haklısınız. Bir de bizim insanımız birbirine düşman gibi sanki. Ben sosyal medya platformlarında da çok görüyorum, bir ermeni, bir bulgar kendi insanını götürmek, yardım etmek için destek veriyor, ama bizim insanımız bu konuda çok katı ve ters tepkiler içinde. Yaşadığı yere bir tane daha Türk gelirse tüm hayatı alt üst olacak gibi bir tavır takınıyor. Tamam yardım etmeyebilir ama caydırmak için de çok yanıltıcı konuşmanın manası yok. En son birisi almanyanın artık bittiğini, bir dilim ekmekle sabahı etmek zorunda olduğunu yazıyordu gelmek isteyen kişiye. Ben sinirimi bozmamak için görmemeye çalışıyorum artık bu tarz yorumları.
 
Çok haklısınız. Bir de bizim insanımız birbirine düşman gibi sanki. Ben sosyal medya platformlarında da çok görüyorum, bir ermeni, bir bulgar kendi insanını götürmek, yardım etmek için destek veriyor, ama bizim insanımız bu konuda çok katı ve ters tepkiler içinde. Yaşadığı yere bir tane daha Türk gelirse tüm hayatı alt üst olacak gibi bir tavır takınıyor. Tamam yardım etmeyebilir ama caydırmak için de çok yanıltıcı konuşmanın manası yok. En son birisi almanyanın artık bittiğini, bir dilim ekmekle sabahı etmek zorunda olduğunu yazıyordu gelmek isteyen kişiye. Ben sinirimi bozmamak için görmemeye çalışıyorum artık bu tarz yorumları.
Ee herkes gelirse yükselen Euro’ları nasıl ezecekler Türkiye’de.. burda insanlar tatile gidemiyor yılda bir defa tatile gidebiliyoruz diye de dert yakınıyorlar o da ayrı bir konu 😀
Corona ilk çıktığında pozitif olup metroda tutamaçları yalayan insanların psikolojisi ile aynı geliyor bana
 
Bulgaristan benim favorim şimdilik 😊
İmkan yaratmaya çalışıyorum,iş kurmak ve yerleşmek için.
Benim onyargim vardı nedense, senin yorumların kıymetli . O bölgelere de bakacağım . Zor gelmiyor mu peki ülkeden gitme düşüncesi. Bizim gitmemiz için benim istifa etmem gerekiyor bu da korkutuyo
 
Hiç dil bilmeden nasıl olur bilmem. En azından ingilizceniz olmalı diye düşünüyorum. Bu yıl ingilizceyi ilerletip seneye hemşirelik ile gitmeniz işçi statüsünde gitmekten hem ekonomik olarak hem de psikolojik olarak sizin için daha iyi olur diye düşünüyorum. Sonuçta bir anda nerede olursanız olun işçi statüsüne inmek kolay olmaz.
 
Benim onyargim vardı nedense, senin yorumların kıymetli . O bölgelere de bakacağım . Zor gelmiyor mu peki ülkeden gitme düşüncesi. Bizim gitmemiz için benim istifa etmem gerekiyor bu da korkutuyo
Bana zor gelmiyor canım aslında. Ülkeye de bağlıyım bu arada,sadece rahat yaşamak istiyorum ve benim de rahatlık anlayışım tenha ortam.
Ben özelde çalışıyorum ,şu anda aldığım maaşı dünyanın başka hiçbir yerinde de alamam. Buna rağmen gitmek istiyorum. Her şey para değil diyerekten. Dürüst olmam gerekirse aslında memur olsaydım bir gün dahi düşünmeden istifa ederdim. Çünkü memur maaşları ortada. Dünyanın neresine gitsen o maaşları alabilirsin diye düşünüyorum.
 
İstanbul'da Avrupa yakasindayim. Anadolu yakası cok daha iyi. İşim orta noktada kalıyor. Çekmeköy falan de güzel sehirlesti fiyat olarak da iyi. Ama yine de cocukluktan alışmışım yaka bile değiştiremiyorum. Kurulu düzeni herkes bozamaz. O açıdan anlıyorum.
Bu arada benim kardeşim de mezun olduğundan beri yurtdışında çalıştı. Zengin Arap ülkesinden avrupanin en iyi şehrine gittiler. Attan inip eşeğe bindik gibi olduk dediler. Aşırı muhaliftiler falan ama bakış açıları değişti. Mesela biz onlardan oranın şampuanıni falan istiyorduk daha temiz içerik diye. Ürünlerde daha temiz içerik vardır. Ama dışarda yemek konusunda çok kötü diyorlardi. Çim tuzu vs kullanimi çok yayginmis. Düşündüğümüz kadar sağlıklı değil diyorlardı. Geçim olarak buraya göre evet iyi geçiniyorlar. Ama ama döke saça da değil. Hizmet sektörü ,sağlık sektörü pahalı. Dolayısı ile evlerini tadilat yapacaklar kaç zamandır bekliyorlar. Kendileri en son yapmaya başladılar. Buna para ayiramadilar. Benim emekli annem babam komple evi tadilat ettirdi. Yada sağlık konusunu hep Türkiye'de hallediyorlar. Ama daha rahat ev aldılar araba aldılar. Bazı konularda Türkiye rahat, burokrasi olsun, sağlık olsun, hizmet sektörü olsun. Bazı konularda da orası rahat. Doğası, kurallı oluşu, ev araba alma konuları vs vs.
Yani özetle tamamen mükemmel bir hayat da yok. Tamamen berbat bir hayat da. Dolayısı ile gurbetçilerin madalyonun öbür yanını göstermeleri de doğal.

Gecen mesela İstanbul mu Antalya mi konusu vardı. Ben bir ton sebeple Antalya'yi önerdim İstanbul'u kotuledim. Ama kendim İstanbul'da yaşamaya devam ediyorum. Bunda bir çelişki yok bence.
Kastedilen gurbetçiler madalyonun öbür yüzünü göstermiyorkar. Olayı çarpıtıp ülkemizi cennet, dışarıyı cehennem gösterip ağlıyorlar. Gel diyorsun yine ağlıyor, e o zaman oy kullanma, senede bir ay kaldığın yer için bana ahkam kesme diyorsun hain diyorlar. Yoksa kimse izin almıyor onlardan gitmek için. Gitmek istiyorum diye sohbet içinde belirtseniz başlıyorlar orayı kötüleyip size nankör demeye. Değişik bir psikoloji. Ve giden bilir ki asla bir Türkün yanında çalışmamalısn. Yani buranın iş ahlakını oraya da götürmeyi başarmışlar,sol iktidarların eşitlikçi sosyal politikalarından sonuna kadar faydalanırken burda en ufak bir hak talebini bile terörize etmekle meşguller. Dediğiniz gibi madalyonun öbür yüzünü göstermek gibi bir masum gayeleri yok yani. Böyle olmayanları zaten tenzih ederim.
Şu an giden insanlar her bakımdan onlardan daha kalifiye. Kimse göçmen olduğu ülkede baş üstünde taşınmayı beklemiyor. Ama ülkede artık barınma bile sorunken çıkıp havasından suyundan bahsetmesinler. Ve lütfen gidenler de bu insanları örnek almasınlar. Sadece ekonomik refahından değil biraz demokrasisinden, hak hukuk ve adalet meselelerinden ders alsınlar
 
Hiç dil bilmeden nasıl olur bilmem. En azından ingilizceniz olmalı diye düşünüyorum. Bu yıl ingilizceyi ilerletip seneye hemşirelik ile gitmeniz işçi statüsünde gitmekten hem ekonomik olarak hem de psikolojik olarak sizin için daha iyi olur diye düşünüyorum. Sonuçta bir anda nerede olursanız olun işçi statüsüne inmek kolay olmaz.
işçi statüsünde zaten nasıl gidecek? öyle bir gidiş şekli yok ki

işçi olarak gitmesi için orada halihazırda bulunan bir eşi filan olması lazım
eş durumuyla gider orada işini yapmaz da x herhangi bir iş yapar

buradaki çiftin dili yok, master vs yapmak için paraları ve kabulleri yok (1 senelik vize için 25bin euro şu anda hazır, nakit hesapta paraları olması lazım ve o paranın da orada hep durması lazım, o da masterdan şu an kabul almış olsalar), üstüne çocukları var vs vs. (mastera gitmiş olsalar işçi gibi çalışabilirler)

yani kısaca, mesleklerini yapmak durumundalar ya da aranan bir mesleğin bonservisini/belgesini almış olup başvurmak durumundalar başka şekilde vize alabilecekleri bir gidiş şekli alternatifleri yok.
 
@Firdevs Yoreoglu instagramda aysettopcu diye bir hemşirenin hesabı var, tecrübelerini paylaşiyor sanıyorum danışmanlık hizmeti vermeye de başlamış. Genel anlamda nasıl ilerleyeceğiniz konusunda fikriniz olur diye tahmin ediyorum.
Ben özelden yazdım Firdevs hanıma buradanda genele yönelik yazayım.nitelikli iş gücü zaten direk gidiyor ama bazı gidenler var insan hayret ediyor. Bu konu sektör olmuş mahallesinden çıkmamış tanıdığın oğlu bastı gitti.gitmek isteyene göze aldığı şartlara göre yöntem çok ama bence iyi düşünmek lazım neden gidiyorlar değecekmi
 
Kastedilen gurbetçiler madalyonun öbür yüzünü göstermiyorkar. Olayı çarpıtıp ülkemizi cennet, dışarıyı cehennem gösterip ağlıyorlar. Gel diyorsun yine ağlıyor, e o zaman oy kullanma, senede bir ay kaldığın yer için bana ahkam kesme diyorsun hain diyorlar. Yoksa kimse izin almıyor onlardan gitmek için. Gitmek istiyorum diye sohbet içinde belirtseniz başlıyorlar orayı kötüleyip size nankör demeye. Değişik bir psikoloji. Ve giden bilir ki asla bir Türkün yanında çalışmamalısn. Yani buranın iş ahlakını oraya da götürmeyi başarmışlar,sol iktidarların eşitlikçi sosyal politikalarından sonuna kadar faydalanırken burda en ufak bir hak talebini bile terörize etmekle meşguller. Dediğiniz gibi madalyonun öbür yüzünü göstermek gibi bir masum gayeleri yok yani. Böyle olmayanları zaten tenzih ederim.
Şu an giden insanlar her bakımdan onlardan daha kalifiye. Kimse göçmen olduğu ülkede baş üstünde taşınmayı beklemiyor. Ama ülkede artık barınma bile sorunken çıkıp havasından suyundan bahsetmesinler. Ve lütfen gidenler de bu insanları örnek almasınlar. Sadece ekonomik refahından değil biraz demokrasisinden, hak hukuk ve adalet meselelerinden ders alsınlar
Canım İngiltere Kanada Almanyada tanıdıklarım var. Gelecek kaygısı olmayan insan huzurludur net
 
Back