Evet ben geldim nihayet.
Yaklaşık 3-4 saattir konuşuyoruz. Eve geldiğinde yine suratsızdı ben de direkt müsait olduğunda konuşalım dedim. Nasıl olacak bu düğün diye bi yokladım. Herşey normalmiş gibi yapacağız insanlar o kadar hazırlandı çabaladı dedi. Ben de eğer düğünden sonra boşanmayı kafaya koyduysan ben düğün falan yapıp ailemi daha da üzmek istemiyorum dedim. Ben senden hiç bişey saklamadım, senden önce bir ilişkim vardı dediğimde oturup tavla oynadığımızı düşünmedin heralde ama tek talihsizlik buna şahit olman oldu dedim. Düğünden sonra hayatı bana bu yüzden dar edeceksen ikimiz için de zor olacak ama böyle de yaşanmaz ayrılmamız en doğrusu olur dedim.
Sanırım bunları duymayı hiç beklemiyordu. Geçen iki gün gibi özür dilememi, affet beni dememi bekliyordu. O yüzden şaşırdı. Ben böyle net konuşunca Şu an bilmiyorum zaten Senle ilk mesajlaşmamızla sonra seni ilk gördüğümdeki duygularım arasında bile fark var,keşke sabah erkenden çıkıp gitseydim görmeseydim seni dedi. Evet yaşadığın şeyleri tahmin ediyordum ama bunu görünce kalbime de aklıma da hakim olamadım söz geçiremedim bunların geçmişe ait olduğunu anlatamadım bi türlü sanki beni şimdi aldatmışsın gibi hissettim görünce dedi. Baya içini döktü. Bana ilk kez bir anısını anlattı ki sanırım bu da aslında gösterdiği tepkinin asıl travması. 10-11 yaşlarındayken babasının annesini aldattığını görmüş. Tam olarak ne gördüğünü söylemedi ama tahminimce öpüşüyorlarmış. Babası kendini görünce dil döküp yalvarmış annesine söylememesi için. O yaşlarında bunu annesinden saklamak zorunda kalmış uzun bir süre de saklamış, babasını affedememiş bi türlü. ama annesi sonra bir şekilde öğrenmiş. O fotoları görünce tekrar o ana gittim çok çaresiz hissettim dedi.
O böyle anlatınca onu da daha iyi anladım ama bir yandan kendimi de ifade etmem onu bu travmadan çıkarmam gerekiyordu. O yüzden tekrar tekrar bunun geçmişte kaldığını,onu tüm kalbimle sevdiğimi,güvende olduğumuzu söyledim. O aldatma sahnesi zihninde öyle bir yer etmiş ki. Görsel olarak zamanın önemi kalmamış. Beyni idrak edemiyor o görüntünün eskide kaldığını.
normalde o işten gelir gelmez uzuun uzun sohbet ederdik. İki gündür bunu yapamamak onu da sarsmış. Tabi normalde konuşurken bebeğim der bu sefer ismimle hitap ediyor.
uzun uzun konuştuk. Bana bir yanlışın olmadı, bunu inkar edemem ama mantığımı kullanamıyorum yoksa ben de farkındayım ama hislerime engel olamıyorum dedi. Bunun nasıl bi his olduğunu bilmeni asla istemem dedi, ikimizin de gözler dolu dolu.
olay bir anda düğündü boşanmaydı derken ikimizin de tam bir duygu boşalması yaşamasına döndü. O anlattı ben izah ettim. İzah ettim derken hesap vermek gibi değil de duygularının aslında mantıkla da desteklenmesi gerektiğini, yoksa çok zarar göreceğimizi, onu çok sevdiğimi, bu duygularla onu başbaşa bırakmak istemediğimi, her zaman olduğu gibi şimdi de birlikte mücadele edeceğimizi... küçük bir çocuk gibi dinledi beni. O bir koltukta oturuyordu ben diğer uçtaki koltukta. Sarılabilir miyiz dedim olur dedi, sarıldık ve film koptu. Çocuk gibi ağladık ikimiz de. Dayanamıyorum sana dedi. Hani uzun süre birini görmezsin de şöyle hasretle bi sarılırsın ya öyleydi.
Kızlar işte böyle. Biraz sakinleşip durulunca hiç konuşmadan çaylarımızı içtik. Bi ara kalktı bilgisayarını getirdi gözümün önünde yedekleri de sildi.
Cidden sancılı bir süreçti. Onu anlamak,kendimi anlatmak, destek olmak. Durup durup birbirimize kaçamak bakışlar atıp çocuk gibi gülüyoruz. Ağlamaktan bi hal oldum. Üzüntüden değil, ikimiz için de çok yoğun duyguların yaşandığı bi konuşmaydı. Onun hissettiklerini ben de hissettim. Korkularını,güvensizliğini...
İşte böyle kızlar
Sizlere ne kadar teşekkür etsem az çoğu zaman aman bee bu kk de direkt sil at boşa kafasında bi yer diyordum ama yorumlarınız Sayesinde dik durdum, suçlu psikolojisnden çıktım. Eğer ben de ilk iki gün gibi aşırı duygusal bi ruh haliyle karşısına çıksaydım bu aşamada olmazdık.
İyi ki varsınız güzel insanlar çok teşekkür ederim