Aklım allak-bullak yardım edin lütfen...

maddi anlamda çocuklarına yetebilirsin ama bu devirde 2 erkek çocuğa manevi olarak yetmek zor, ilgili bir baba dedin, olmasa aman dersin varlığı yokluğu bir nasıl olsa...
 
Kvmın iki oğlu var diğer oğluyla evin içinde çıplak ayaklarını birleştirip oturduğunu ben lohusayken odadan çıktığımda eşimle elele tutuşup tv izlediğine şahit olmuş biriyim. Balayına gittiğimizde günde 2 normal zamanda günde 3 telefon konuşlarına, ümredeyken sabah 5 de gece 1 de annecim gün içinde bunu bunu yaptık diye eşime sesli mesaj atan bir kvdem var. Eş ile kv ilişkisi birebir aynı olan biri olarak yazıyorum.
Boşanman için sebep yok yani sadece sorun kv ise bak sözüme geldiniz diye egosunun ruhunu okşamasına bile izin verıceksın.
 
çook eski konularınıza kadar okudum , hemen herkesin dediği gibi baştan kötü gitmiş çoğu şey ama siz hep bir umutla beklemişsiniz,çabalamışsınız.
Ama şu anda ne o umut kalmış ne de çabalama isteği. Boşanmak için illaki aldatma,fiziksel şiddet vs olması gerekmez. Karşılıklı beyan verebilirseniz artık anlaşamadığınıza, tekrar birleşme imkanınız olmadığına vs hakim boşar. Ama eşinizin boşanma isteği yoksa çekişmeli de olsa hakim önce bir süre verebilir sonra o sürede talebiniz devam ederse boşar. (Tabi avukat arkadaşlar daha iyi bilir bu sadece benim gördüğüm)
İlk etapta evleri ayırmakta fayda gördüm ben , çünkü hep boşanıcam diyip bi şey yapmamışsınız adam da umursamıyor haliyle. O yüzden ciddiyetinizi belirten bir adım atarsanız önünüz daha da netleşir böylece eşinizin tepkisi ne onu da görürsünüz. Bu mutsuzluk içinde boğulmak zorunda değilsiniz.
Sevgisiz ilgisiz mutsuz bir anne baba yerine bence sevgi dolu ve mutlu bir anne çocuklar için daha iyi olacaktır diye düşünüyorum
 
Şu anki problemleri ben nasıl dile getirsem onu bir bulabilirsem hepsini anlatacağım zaten.
Çocukları ile ilgili ve alakalı bir adam ancak sadece cinsellik konularında benimle alakadar.
Geri kalan konularda o kadar alakalı değil.
Ben zamanla içime kapandım, iyice kendimi soyutlamaya başladım.
Beni sevindiren üzen veya rahatsız eden şeyleri onunla paylaşamıyorum artık.

Aynı yatakta yatmaktan hoşnut değilim mesela, beni rahatsız ediyor yanımda yatıyor olması.
Bir sefer evden kovdum, bumerang misali, dışarı gitti geri geldi.
Tesadüfende o gün (haftasonuydu) bir tanıdığım geldi, kol kırılır yen içinde kalır hesabı, belli etmemek için birşey demedim eşime, başkası şahit olmasın sorunlarımıza diye, konu ortada öylece kaldı.
O gün bugündür sürümcemede herşey.

Mutsuzum, çünkü eşim hiç bir zaman bana ailesi konusunda bir koruma sağlamadı.
Ortada bana karşı yöneltilen bir şiddet yok, ancak ailesi her daim her konuda haklı ve haklı davranışları gösteriyorlar.
Eşime sorsan "annesine de eşine de saygı gösteriyor"muş. Bana en son dediği bu.
Tamam saygı gösterme diyen yok, ancak her iki tarafta aynı anda haklı olamaz değil mi?

yani 5 sene evlilik + nişanlılık... e bu adam ailesi konusunda böyle. dğeiştirememişsiniz. değiştiremezsiniz de. belki de kendinizi aileden soyutlayıp adamı o şekilde kabullenmeliydiniz. ya da kendinizi adamdan soyutlamak yerine karşınıza alıp konuşmalıydınız. siz doğru adımları attığınızdan emin misiniz? mesela gel bi terapiste gidelim dediniz mi? evden kovmak çözüm değil. evden kovuyosanız zaten boşanın. kovduğunuz adamı geri döndüğünde kabul edecekseniz kovmayın.
 
Açıkçası ben boşanacak somut bişey göremedim, bence seninki orta yaş bunalımı
yoksa siz öyle böyle bugünlere gelmişsiniz bundan sonrası cidden zor olur özellikle o 2 erkek evlat için
ne diyeceksin onlara, babanız ta balayında böyle böyle yaptı nişanlıyken böyle dedi annesi böyle mi
beni korumuyordu demekte yeterli bahane değil çünkü gayet kendini koruyabilen birisin gibi geldi bana, hani sen ezik olsan eşin de korumasa neyse ama eşin ta baştan neyse hala o

İşte sorun da bu değil mi?
Eşim ta baştan neyse bu, bir gram ilerleme yok.
Ben eşim ile bunları binlerce kez konuştum, neden böyle diye.
Ama ne anlıyor ne tepkiyor.
Bu kadar tepkisiz bir insan çocuklarına nasıl bir sağlam baba karakteri oluşturacak?
Bunu da binkere anlattım kendisine.

Anne babasının etkisinde herkes kalır.
Kadınlar da etkilenir her şekilde.
Birşey danışılır, fikir alınır, büyüktür diye sayılır.
Amenna, ancak kapını kapattığında o dört duvar senin hanendir artık.
Annen ve baban o kapı ardında kalır, senin fikirlerine ve düşüncelerine artık müdahale edilemezdir.
Gel gelelim eşim bunu anlamıyor işte.
Her alanda onların söylem ve güdümleri ile yaşayacak neredeyse.

Misal, arabamızı aldık ben o zamanki zamanda tazminatımı almıştım.
Abisine de araba alındı zamanında diye, anneleri tutturdu biz de para ekleyeceğiz daha iyisini alın.
Ben başıma geleceği tahmin ettiğim için istemedim ancak eşim olsun onlar heves etmiş dedi tamam dedim bende.
Arabanın sadece 6-7 bin gibi bir miktarını onlar verdiler.
Büyük oğlumuza araba aldık, küçük oğlumuza alamadık ama destek çıkalım en azından dediler.
iyi güzel.
üzerinden zaman geçti herkese anlatılan "oğlumuzun arabasını biz aldık!" oldu.
Aldığımız araba ile bir gezemedik! oldu konu...

Normal olarak eşimin burada "anne-baba siz ne diyorsunuz, biz arabamızı iyi kötü kendi imkanlarımızla aldık siz de destek çıktınız sağolun, bu nasıl söz" demedi....

Eşimin iş yerinde bir değişiklik oldu, firma ünvan değiştirdi.
Çıkışları yapıldı ve tekrardan girişleri yapıldı yeni firmaya.
Bundan dolayı bir tazminat hakkı doğdu, 27 bin TL.

O para noldu?
Sordum geçenlerde de aklıma geldi "eee, taşındık ya ona gitti bütün masraflar"
sanırım istanbulda 27 bin tl ye taşınılıyormuş... Vay be...

Ben de irdelemedim gerisini, niye canımı sıkayım?

Bunun gibi bi ton şey...
Hangi birini sayayım da dökeyim diyorum ya... Ben de aklıma geldikçe yazıyorum işte.
 
Boşanmaya karar verdim ama emin adım atamıyorum.
Bir avukat arkadaşım var, ancak bu arkadaşım eşimin de arkadaşı olduğu için onunla ilerlemem mümkün değildi, en azından ben öyle bir kanıya vardım.

Eşim ile çeşitli sorunlar yaşıyoruz, genelde hep pozitif yönünden bakmaya çalışıyorum. Kendimi hastalıklı ve mantıklı düşünemeyen bir insan olarak görmeye başladım son zamanlarda ve hakikaten kendimden şüphe ediyorum.

Bu güne kadar bir eşin maddi manevi nasıl destek olması gerekiyorsa o şekilde davrandığımı düşünüyorum. 5 senelik evliliğimde, iyi kötü elimden geleni yaptım ve 2 çocuk verdim ben bu adama, fakat gelgelelim evlendiğimiz ilk günden beri eşim ailesine olan düşkünlüğünden vazgeçmedi. Aklıma kazınan sahnelerden bir kaçtanesi (inanın unutmak istiyorum sarmak istemiyorum geçmişe, ancak durup durup aklıma aynı görseller geliyor, canlanıyor kafamda)

- Evlendiğimiz gecenin ilk sabahında balkonda oturuyoruz eşim ile sigara içiyoruz eşim ağlamaya başladı, sordum ne oluyor diye "annem gerçekten hasta benim, ben de evlendim şimdi ne olacak" gibilerinden saçma sapan birşeyler zırvalamıştı. Annesi o kadar duygu sömürüsü yapan bir kadın ki anlatamam, sonuç, 5 senedir maşallah hiç birşey olmadı.. Olmasın da zaten, ancak eşimi varın siz düşünün...
- Balayına gittiğimizde her Allah'ın günü annesi ile 3 sefer konuştu telefonda. Sabah & Akşam annesi aradı, öğle saatlerinde de eşim annesini arardı. Sanırsın kendisi kız tarafı, ben anlayamadım. Çok bozuluyordum duruma, beni bu kadar annem aramadı garip geliyordu bana. Hiç böyle olabileceğini tahmin dahi etmemiştim açıkçası.
- Balayından döndükten sonra, ilk pazar günü kayınvalidem elinde bir tencere çorba ile kayınpederle birlikte çıkageldiler... Merak ettik sizi diye...
- Evlendikten 1 - 2 hafta sonra, balayından dönünce, eşimin halalarına gitmiştik, abisi vs. de vardı (abisi de o zamanlar 6 senelik evliydi 1 oğlu var) konuşma esnasında "nasıl Souvvenir alıştınız mı" diye bir soru yöneltti, ben de alıştım tabii ki derken eşim tam tersi birşey söyledi abisi bile şok oldu. Nasıl yani diye sordu haliyle, çok saçma sapan birşey gevelemişti yine, evliliğe ve yeni eve alışmanın zor olduğunu ve eski evini özlediğini falan zırvalamıştı, gözleri dolmuştu resmen....

Yani balık baştan kokmuştu aslında da ben anlamamıştım.
Evliliğimizin ilk senesinde boşanmak istedim, dayanamadım bu kadar "ana kuzusu" durumlarına.
Çünkü ben tek çocuk olmama rağmen hep ayakları üzerinde durabilen bağımsız bir insan olarak yetiştirildim, bana ters geldi bu durumlar. Nasıl olduysa kandırdı beni, belki de durumun getirdikleri beni geri adım atmaya sevk etti... İnsan ne kadar inkar etse de yapılan masrafları, ailesinin yaşayabileceğini yıpranışları, üzüntüleri düşünüyor... Sanırım bu geri adım atmamda en büyük etken oldu beni için.. Daha dur Souvvenir, bismillah yeni evlendin, düzelir, rayına girer diye düşündüm hep...

Evlenmeden önce de çok sorunlar yaşadık, isteme zamanı resmen zorla istediler diyebilirim, bin kere eşime söyledim böyle olmaz, gel dönelim biz bu yoldan, ailen istemiyor belli ki diye, ancak o diretti evleneceğim ben seninle seni çok seviyorum, söz herşey çok güzel olacak evlendikten sonra diye...

Nişanlılık evresi zaten tam bir kaos, tutulupta anlatılacak hiç bir yanı yok. Aslında tam o zaman ayrılmalıydım ki bir ayrılıkta geçirdik bu evrede... Kayınvalide kişisi de o zaman belli etti kendini, düğün tarihi alamıyorduk ve babam yurtdışında olduğu için tarihi bir an önce alalım ki uygun bir bilet ile uçuşunu gerçekleştirsin diye... Boru değil, 1000 USD bir bilet (tek yön) (2012 senesinden bahsediyorum bu arada) verene kadar bana daha iyi bir hediye yapar demiştim, anlatamadım tabii ki halden anlamayanlara....
Vel hasıl babam uygun bilet alamamıştı son dakikaya kaldığı için durumlar.

Ben nişanda ayrılmaya kalktım dedim ya, sözüm ona durum düzeltmek için kayınvalide kişisi geldiler eve ve bana dediği "sen kararını vermişsin zaten" oldu... ve ekledi "Biz yine de bir bakalım diye geldik, X (eşim) çok diretti gelmemiz için".... Ben de kendisine söyledim ne gerek vardı boşuna zahmet ettiniz... Gergin bir ortamda nahoş bana ve aileme hiç yakışmayan konuşmalar döndü malesef...
Dedim "ben tek kızım ve başımda babam yok uzakta, sizin hiç aklınıza gelmiyor değil mi bu kızı oyalamayalım da bir an önce evlensin, annesi babası zor durumda kalmasın, oğlum ile gezip tozuyorlar laf olmasın" diye... bana dönüp gayet rahat "gezmeseydin o zaman" dedi....
Böyle bir insan kişisinden bahsediyoruz... Ben o zaman kızıp kendisine "evet hata bende haklısınız, gezmemeliydim, şimdi lütfen çıkın gidin evimizden, ayağınıza sağlık ama sizinle birşey konuşulmaz, annemi de böyle üzmeye hakkınız yok" diyerek defetmiştim evden...

Diyorum ya, ister kader deyin ister kısmet.
Günler yıllar geçti, 2 çocuğum ile ite kaka birşeyleri ilerletmeye çalışıyorum.

Geleyim konunun en başına, avukat arkadaşımdan başka bir avukat önerisi aldım ve dün avukat ile konuştum. Cesaretsizce... Kendisi ile haftabaşına randevulaştık. Eşime akşam durumu söyledim bana tek dediği "aferin onlara, Allah razı olsun" oldu.

Nedir, nedendir, niyedir... Onun için önemli değil.
Ben ona "boşanmak istiyorum, avukatla konuştum" diyorum, o bana hiç birşey sormayarak sessizce kalabiliyor, akşam olduğunda da bir konuşma bir çabalama yok... Birşey sorsam "ben boşanmak istemiyorum zaten sen biliyorsun bunu" demekle yetinir... Kısaca sanırım davranmaya çalıştığı "sıkıyorsa boşa bakalım... " bunu mu çıkartmalıyım ben de bilmiyorum....

Eşim için şu anda önemli olan "bak x arkadaşım benim eşim gidip ayrılacağım dediğinde dur demek yerine hemen bir avukat önermiş, ne kadar çiğ insanlar" düşüncesi...
Her konuya bu açıdan baktığı için, sanırım haklıyım.
Hiç bir zaman aynı açıdan bakamadık ki hayata....

Diğer yandan akşam bir odaya kapandı cep telefonu elinde.
Gidip yanına "çözümün bu mu?" diye sorduğumda, "yardım edeyim dedim kabul etmedin" dedi...

Doğru mu yapıyorum acaba?
2 çocukla nasıl baş ederim yalnız?
İyi kötü diyerek idare mi etmeliyim?
Yoksa, bu hayat böyle çekilmiyor zaten diyerek aldığım kararda ilerlemeli miyim?

Hiç sağlıklı düşünemiyorum şu an, haftaya avukat ile görüşeceğim ama nasıl görüşeceğim onu da bilmiyorum. Şu anda içimde "elalem ne diyecek, insanlar nasıl bakacak, nasıl yadırgayacaklar, eşimin ailesi nasıl bana yüklenecek" bu sorular deli dönüyor...
Şu noktada annesinin ve babasının bakışlarında gördüğüm tek şey bana karşı "oğlumun başını yaktı" oluyor sanırım... Tabii biz bir anne-babanın evladı değiliz zaten, onların evladının başı yanıyor sadece... Haklılar....

Bütün bu bencillikler arkada kalır mı?

Çok uzun oldu farkındayım ancak nolur desteğinize ihtiyacım var...
Merhaba oncelikle belirteyim avukatim.
Simdi tecrubelerimden yola cikarak durumunu özetleyeyim. Senin eşin duzelmez cunku anlattigin kadariyla caba yok. Ayrica bosanmak istemeyen ve esini seven bir adam avukat bosanma lafi duyunca deliye donup yapma etme askim canim bu kadar kolay mi biz asariz cozeriz zaman tani falan der. Bosanma lafina telefonu alip koseye cekilip ben bosanmak istemiyorum diyorsa onun bosanmak istememe sebebi gonulden degildir. Tek cabasi sizi kurban etmektir. Niye? Cunku o sizin dert ettiginiz elaleme ben karimi seviyordum bosanmak istemedim elimden gelen herseyi de yaptim ama kadin kafaya takmis deyip kendini aklayacak aklinca.
Bu gemi yurur mu demissiniz ya yurumez. Boyle devam ederseniz evet bosanmamis elalemin lafini cekmemis olursunuz ama icten ice hergun cokup curursunuz ve yillar sonra yine kendinizi bir avukatta bulursunuz. Bu sefer yillarca cektiginize pisman olursunuz.
Cocuklarla ilgisini alakasini ve sizin maddi durumunuzu bilmiyorum ama bence ailenizin tek cocugu olarak onlar sizin sacinizin teline kiyamazken birey olmayi basaramamis bi ana kuzusunun sizin hayatinizi mahfetmesine asla izin vermeyin.
 
Aslında bazı şeyler her insanın yaşayabileceği duygular üzülmesi ağlaması evliliğe alışamaması sonuçta her insanın psikolojisi aynı değil. Benim eşimde annesine çok düşkündür. Eşim 5 kardeş ortanca cocukları ve kayınvalidem resmen hepsinden daha fazla düşkün daha çok sever oğlunu evlenmemize ilk başlarda falan alışamadı ve kabullenemedi. Ama benim eşim aradaki dengeyi sağlıyo şimdilik. Sizinki biraz aile olduğunu kabullenememiş sanırım.

Hah işte demek istediğim de sanırım tam bu...
Benim eşim kendisinin bir aile sahibi olduğunu kabullenemedi malesef.
En büyük sorun ve temel problem bu...

Bunu kabullenseydi ben yine belki mücadelemi sağlardım.
Kendimce birşeyleri toparlıyorum, tam iyiyiz artık böyle güzel gidiyor diyorum.
Çünkü gerçekten normalde çok pozitif bir insaım, iyi olsun isterim herşey.
Tam yoluna koyduk derken pat birşey çıkıyor ve bir bakıyorum ki herşey başa dönmüş.
Bu sefer umutsuzluğun dibini vuruyorum.
Bu şekilde oluşan durumların her tekrarında daha da dibi görüyorum sanki.
Daha fazla kahroluyorum daha fazla kendime yükleniyorum.

Ben neşeli sevecen ve sosyal bir insan iken.
Şimdi evden dışarı çıkmak istemeyen, sürekli sinirli ve tahammülsüz bir insan haline geldim.
Karşıma kendi kendimi aldığımda, kendimden memnuniyetsizim!
Ne hale geldin sen diyorum kendime, ne hale getirildin!
Çocuklarıma nasıl bir anne oluyorum diye sorgulamaya başlıyorum kendimi.
Memnuniyetsiz, sinirli, agresif, mutsuz, gülmeyen, kendine dikkat etmeyen bir anne....
Ben olsam böyle bir anne istemezdim!
 
Burada çok konu okuyoruz,yorumlar doğrultusunda da bazı konular da, konu sahibinin asıl istediği ve karar verdiği yani aslında çözümü bildiği yardıma ihtiyacı olmadığı hissi yaşatır.Tıpkı şu an olduğu gibi umarım kararınız siz ve evlatlarınıza mutluluk getirir.
 
Mutsuzsunuz zaten her mesajınızdan belli bir kadın ancak sabrının sonuna geldiği yerde yanındaki erkeğin kokusundan bile tiksinir haklisiniz diyecek bir kelime yok
 
Tıpkı kv mi anlatmışsınız., hastalık hastası ve erkek evlatlarını kendisine bağlamayı çok iyi becermiş bir Anne...
Eşim annesine o derece düşkündü ki tıpkı eşiniz gibi gözyaşları dökerdi,çocuk gibi!anlam veremez kendi evlatlığımı sorgulardım.Sonra her şerde bir hayır var derler ya atakları başladı,psikologun yolunu tuttu olmadı psikiyatriye gitti Okb tanısı kondu meğer davranışlarının altında yatan sebep hastalıkmış(evham, endişe gibi hislerin fazla olması)...
Şimdi ilaç kullanıyor ve oldukça iyi, o annesine bir şey olacağı endişesi ve aile düşkünlüğü bir nebze azaldı....Daha mantıklı yaklaşımlar sergiliyor...Ben onun baştan beri hasta olduğunu düşünüyordum ve öyle de çıktı...Artıları çok tabi ki....Ama yaşadığınız hislerin çok da yabancısı değilim ben onu öyle kabul ettim....Siz 5. yıl evresinde fazlasıyla yorulmuşsunuz hak da veriyorum fakat eşinizi bir uzmana başvurması konusunda ikna edin ya da çift terapisine gidin derim.....En son çare belkide geç kalınmış bilemem ama sizin destek almanız evlatlarınız için son bir adım atmanızı öneririm...Maalesef ki erkekler bu konuda hazır yeyici maalesef...

Evet, dediğinizde haklısınız sanırım, malesef ki erkekler hazıra konmayı seviyor.
Ama ben artık mücadele etmek istemiyorum sanırım.
Eşim ile konuşmaktan ve kendimi anlatmaktan yoruldum.
Ama o beni anlamamaya yeminli sanki.
Ben de artık uğraşmak istemiyorum sanırım...
 
Hah işte demek istediğim de sanırım tam bu...
Benim eşim kendisinin bir aile sahibi olduğunu kabullenemedi malesef.
En büyük sorun ve temel problem bu...

Bunu kabullenseydi ben yine belki mücadelemi sağlardım.
Kendimce birşeyleri toparlıyorum, tam iyiyiz artık böyle güzel gidiyor diyorum.
Çünkü gerçekten normalde çok pozitif bir insaım, iyi olsun isterim herşey.
Tam yoluna koyduk derken pat birşey çıkıyor ve bir bakıyorum ki herşey başa dönmüş.
Bu sefer umutsuzluğun dibini vuruyorum.
Bu şekilde oluşan durumların her tekrarında daha da dibi görüyorum sanki.
Daha fazla kahroluyorum daha fazla kendime yükleniyorum.

Ben neşeli sevecen ve sosyal bir insan iken.
Şimdi evden dışarı çıkmak istemeyen, sürekli sinirli ve tahammülsüz bir insan haline geldim.
Karşıma kendi kendimi aldığımda, kendimden memnuniyetsizim!
Ne hale geldin sen diyorum kendime, ne hale getirildin!
Çocuklarıma nasıl bir anne oluyorum diye sorgulamaya başlıyorum kendimi.

Memnuniyetsiz, sinirli, agresif, mutsuz, gülmeyen, kendine dikkat etmeyen bir anne....
Ben olsam böyle bir anne istemezdim!

bak bu somut bir neden
 
bak artık sevmiyor olabilirsin ama bunun da bir nedeni olmalı. böylece boşansan bir ömür acabalar yiyip bitirecek seni.. asıl bunun için gerekli terapi. boşanacaksan bile kendi kafanda net olmalısın. bence senin de yaşanmışlıklar sonucu çözemediğin ve biriken bir çok şey var ki bu seni yiyip bitirir.

Olmaz olur mu...
Zaten o yüzden buraya yazıp akıl almaya çalışıyorum.
O yüzden sizlerin desteğini istiyorum.
Doğru bir karar alabilmek için... Doğru şekilde ilerleyebilmek için.
Çünkü gerçekten kafam karışık ve ne yapacağımı bilmiyorum.

Bir yanım boşver boşan ve evlatların ile bir hayat sür diyor.
Diğer yanım bunca sene sabrettin, biraz daha dayan belki daha iyi olacak birşeyler diyor.
Ama bunca senedir de değişmeyen bundan sonra nasıl değişir ki? Her yolu her şekilde yaklaşımı denedim.
İçim acıyor bunca fedakarlık ve özveri karşısında yaşadıklarımı düşündükçe.
Hiç mi bu adam değer verip bir kenara yerleştirmedi beni? Hiç mi bir kere olsun "benim karımda bu fedakarlığı yaptı" demedi...
 
Kayınvalide zaten problem, orası net.
Sizi çocuklar da yıpratmış haliyle.
Peki eşiniz ev işlerinde, çocuk bakımında yardımcı mıdır?
Yani anlattıklarınıza göre baskın ve umursamaz bir kayınvalide, onun sözünden çıkmayan bir eş. Kayınvalide değişmez ama eşiniz nispeten daha dik durabilen birine dönüşebilirdi çocuklardan sonra. 5 yıl sonra bir arpa boyu bile yol gidememişse bundan sonra gitmesi daha zor. Dahası gitse bile siz isteyecek misiniz orası da var.

Eşim çocuklar konusunda destektir, ev işlerinde de desteği süpürgeden öteye gitmez ama hiç yoktan iyidir.
Bir çalışan kadın için bu iki şey bir nimet, ben bunun farkındayım o anlamda hakkını ödeyemem.
İlgili bir babadır, benim ihtiyaçlarımı da göz ardı etmez.

Ancak gel gelelim diğer konularda sıfır.
Sadece ilgili bir baba olduğu için ve ev işinde yardım ettiği için de bir adam ile evli kalınır mı?
Ben sizin de dediğiniz gibi yanımda dimdik duran bir eş istiyorum.
Yeri geldiğinde bana bile yerimi bildirsin razıyım, ama yeterki dik dursun, kararlı olsun.
Ancak böyle bir duruşu hiç olmadı, ben de çocuklardan sonra olur diye umutlandım ama olmadı malesef...
 
bu dünyada kimse senden değerli değil, neden hala devam ettirmeye çalışacaksın ki?

annem "ben demiştim" diyecek diyosun ama bırak desin, kadın taa başta da demiş zaten. güven kendine, inan "mutlu" olacaksın. sahi en son ne zaman mutlu oldun?
 
Evet, dediğinizde haklısınız sanırım, malesef ki erkekler hazıra konmayı seviyor.
Ama ben artık mücadele etmek istemiyorum sanırım.
Eşim ile konuşmaktan ve kendimi anlatmaktan yoruldum.
Ama o beni anlamamaya yeminli sanki.
Ben de artık uğraşmak istemiyorum sanırım...
Dediğim gibi seni çok iyi anlıyorum. Yalnız daha önce boşanmış, bir çocukla hayat mücadelesi vermiş bir kadın olarak yazıyorum,zor bir süreç seni bekliyor,asla korkutmak için yazmıyorum bunu yaşayıp görmen gerekli elbette ama işte son bir şans varsa keşke dememek adına yerinde olsam denerdim,ne kaybedeceksin 1,2 ay mı?belkide çok şey fark edecek....Yapacağın tek şey istemeyerek de olsa umudun olmasa da uzman yardımı almanız yönünde eşinle son bir konuşma yapmak....Her şey gönlünce olsun....
 
Eşim çocuklar konusunda destektir, ev işlerinde de desteği süpürgeden öteye gitmez ama hiç yoktan iyidir.
Bir çalışan kadın için bu iki şey bir nimet, ben bunun farkındayım o anlamda hakkını ödeyemem.
İlgili bir babadır, benim ihtiyaçlarımı da göz ardı etmez.

Ancak gel gelelim diğer konularda sıfır.
Sadece ilgili bir baba olduğu için ve ev işinde yardım ettiği için de bir adam ile evli kalınır mı?
Ben sizin de dediğiniz gibi yanımda dimdik duran bir eş istiyorum.
Yeri geldiğinde bana bile yerimi bildirsin razıyım, ama yeterki dik dursun, kararlı olsun.
Ancak böyle bir duruşu hiç olmadı, ben de çocuklardan sonra olur diye umutlandım ama olmadı malesef...

Vakti zamanında bir psikolog ile görüşmüştüm. Bana dediği şeyi hiç unutmam size de söyleyeyim. "Vereceğin kararları geleceğe ve geçmişe bakarak verme. Geçmişi değiştiremez, geleceği bilemezsin. Bugün çok iyi bir insandır gelecekte bir alkoliğe dönüşür. Şu an mutlu musun, günün güzel geçiyor mu? Cevabın hayırsa umutlarla hayallerle yola çıkma."

Ayrıca evliliğe devam etmek için eşini en kötü ihtimalle nötr görmek gerekliymiş. Yani itici bulduğun, fiziğini beğenmediğin insanla evli kalmak mümkün değilmiş.
 
Burda asıl sorun artı eksi meselesi, diğer mesajları okuduğumda sizede kıyamadım, sizede üzüldüm.
Eşinizin sizin için değerli hiç mi yönü yok?
Sonra hayat güllük gülistanlık gitmicek, eşiniz de sizin için olmasa çocukları için çabalamalı, sizi kendince sevdiğini düşünüyorum.

Eşimin beni sevmediğini düşünmüyorum.
Ama bana "eş" olarak gereken şekilde saygı duyulmasını hiç bir zaman sağlamadı.
Bundan kastım nedir söyleyeyim.

Mesela yeri geldi annem evimin herhangi bir şeyi için yorum yapmışlığı vardır ve ben anneme "annecım sağolasın fikrin için ama biz buna aile olarak karar versek daha iyi olur" diye tatlı dille eşimin varlığını vurgulamışımdır.
Yeri gelmiştir önemli birşey için annem fikrini istemediğimiz halde söylemiştir ve ben anneme "annecim sağol ama bu evin bir erkeği var, ona da danışmak gerekiyor, kararı biz bu şekilde vereceğiz" diyerek eşimin önemini belirtmişimdir.

Ben bu şekilde kendi ailem ve eşim arasındaki dengeyi sağladım.
Ancak eşim hiç bir zaman bunu yapamadığı gibi yeri geldiğinde annemi de üzmüşlüğü çoktur.
Bu alanda da çok kavga ve tartışma yaşadık, anneme bu şekilde davranmaması her aklına geleni anneme söyleyemeyeceğini, annemin hassas bir kadın olduğunu binlerce kez anlatmışımdır.

Ancak misal belki herkes için çok önemli ve büyük olmayan bir konuda anneme şöyle bir davranışta bulundu ki bu bana çok ters ve yanlış bir davranış:
Bir gün annem oğluma haftasonu da baktı. Bizim bir işimiz vardı eşimle annemden rica etmiştim, döndüğümüzde de annem şaka yaptı eşime ve dedi ki "eh artık mesai verirsiniz bana da" diyerek gülüştük... Ben de güldüm çünkü annem onu espiri mahiyetinde söyledi ve ben de anneme "eh annecim artık senin mesaini nasıl öderiz paramız da yetmez, artık bir yemek mi ısmarlarız bir gezmek mi bilemedim" dedim ve eşim cebinden bir tomar para çıkartıp anneme uzattı "ne kadar ihtiyacın varsa veririz anne senin ki de laf mı? Lazımsa söyle valla hemen vereyim" dedi annemin biraz yüzü düştü...
Yok şaka yapmıştım ben hadi görüşürüz sonra diyerek çıktı annem...

Bunu ben yanlış olduğunu eşime anlatamıyorum işte, bunu konuşunca neden böyle davrandığını bu davranışın hoş olmadığını anlatınca kabullenmiyor ve bunu espiri yapmıştım bende diyerek üsteliyor... Ama ben biliyorum benim eşim kincidir, içinden kim bilir hangi kinaye geçti de bunu yaptı... "Parası neyse veririz" mantığı işte...
 
bence teni itici geldikten sonra, bir temele oturmuyor zaten.
bazı şeyleri gözardı edebilmek için eşine istek duymalısın.
bunun düzelmesi mümkün mü, bilmiyorum.
istek duymuyorsan, hani tonton yaşlılar gibi varlığı huzur vermeli en azından.
patinaj çekiyor hissi mi yaşıyorsun mesela?
daha önce "kafamda evden kovuyorum, boşuyorum sonra eli kolu görünce sevdiğim adam diyorum" demiştin.
bu his de bitti mi?
 
seni hasta eden bir duruma gelmiş.
öncelikle bu derin mutsuzluk duygusunu kırmaya çalış.
hani dalga geçtiğimiz "mutluluk içimizde" geyiği var ya.
tam da bu!
iki kez doğum yaptın, çocuklarına bakıyorsun, hayatını sürdürüyor çalışıyorsun.
güçlüsün..
mutlu olmak ve şükretmek için onlarca sebebin var.
hiçbir acı sonsuza dek sürmüyor.
bu hayatın içinde eşin sana yükse tam manasıyla bu yükten kurtulman gerekir bence de.

ama boşansan da, bu adam ve ailesi hayatında olmaya devam edecek bir şekilde.
bunları göze alabiliyor musun?
sana, boşanmak istemiyorum seni seviyorum demesini mi beklerdin?
emek verecek olsa senin için bir kıymeti olur muydu?

Evet farkındayım hep hayatımda olacaklar çünkü 2 tane evladım var.
Baba rolüne eşim aynen devam edecek, kayınvalidem de babaannesi onu da çıkartamam hayatlarından.
Bu bir gerçek... Buna lafım yok...

Şu anda onların varlığını kontrol edemiyorum.
İşten eve gidince bazen kayınvalidemin ayakkabılarını kapının önünde görür cinlerim tepeme çıkardı.
Yanlış anlaşılmasın niye evime geldi değil benim problemim, tabii ki gelecek oğlunun evi ama benim gerekçelerim şunlardı:
- Annem sürekli zaten çocuklara bakıyor, bir gün önceden geleceğini söylese annem kendi işini ona göre ayarlar özel zamanı olur kadının kendine
- O evin bir kadını olarak ve o ev de ahır olmadığına göre giren çıkandan haberim olması gerekir düşüncesindeyim, insanın müsait anı olur müsait olmadığı anı olur, gelmeden en azından tenezzül edip haber vermesi bir inceliktir, hadi kendimi geçtim eşime dahi haber vermeden geldiği çoktur, ya da eşime haber veriyordu da eşim bilmiyormuş gibi davranıyordu orası da şaibeli

Bunları kontrol edebilirim, bana her kafasını estiğinde gelemezler.
Her canı istediğinde bende kalamaz.
Her canı istediğinde çocuklarımı göremez, belli başlı bir program doğrultusunda olur bunlar.
Kısaca hayatımın kontrolü benim elimde olur.
 
X