- 14 Ağustos 2016
- 4.559
- 21.570
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
Şu anki problemleri ben nasıl dile getirsem onu bir bulabilirsem hepsini anlatacağım zaten.
Çocukları ile ilgili ve alakalı bir adam ancak sadece cinsellik konularında benimle alakadar.
Geri kalan konularda o kadar alakalı değil.
Ben zamanla içime kapandım, iyice kendimi soyutlamaya başladım.
Beni sevindiren üzen veya rahatsız eden şeyleri onunla paylaşamıyorum artık.
Aynı yatakta yatmaktan hoşnut değilim mesela, beni rahatsız ediyor yanımda yatıyor olması.
Bir sefer evden kovdum, bumerang misali, dışarı gitti geri geldi.
Tesadüfende o gün (haftasonuydu) bir tanıdığım geldi, kol kırılır yen içinde kalır hesabı, belli etmemek için birşey demedim eşime, başkası şahit olmasın sorunlarımıza diye, konu ortada öylece kaldı.
O gün bugündür sürümcemede herşey.
Mutsuzum, çünkü eşim hiç bir zaman bana ailesi konusunda bir koruma sağlamadı.
Ortada bana karşı yöneltilen bir şiddet yok, ancak ailesi her daim her konuda haklı ve haklı davranışları gösteriyorlar.
Eşime sorsan "annesine de eşine de saygı gösteriyor"muş. Bana en son dediği bu.
Tamam saygı gösterme diyen yok, ancak her iki tarafta aynı anda haklı olamaz değil mi?
Açıkçası ben boşanacak somut bişey göremedim, bence seninki orta yaş bunalımı
yoksa siz öyle böyle bugünlere gelmişsiniz bundan sonrası cidden zor olur özellikle o 2 erkek evlat için
ne diyeceksin onlara, babanız ta balayında böyle böyle yaptı nişanlıyken böyle dedi annesi böyle mi
beni korumuyordu demekte yeterli bahane değil çünkü gayet kendini koruyabilen birisin gibi geldi bana, hani sen ezik olsan eşin de korumasa neyse ama eşin ta baştan neyse hala o
Merhaba oncelikle belirteyim avukatim.Boşanmaya karar verdim ama emin adım atamıyorum.
Bir avukat arkadaşım var, ancak bu arkadaşım eşimin de arkadaşı olduğu için onunla ilerlemem mümkün değildi, en azından ben öyle bir kanıya vardım.
Eşim ile çeşitli sorunlar yaşıyoruz, genelde hep pozitif yönünden bakmaya çalışıyorum. Kendimi hastalıklı ve mantıklı düşünemeyen bir insan olarak görmeye başladım son zamanlarda ve hakikaten kendimden şüphe ediyorum.
Bu güne kadar bir eşin maddi manevi nasıl destek olması gerekiyorsa o şekilde davrandığımı düşünüyorum. 5 senelik evliliğimde, iyi kötü elimden geleni yaptım ve 2 çocuk verdim ben bu adama, fakat gelgelelim evlendiğimiz ilk günden beri eşim ailesine olan düşkünlüğünden vazgeçmedi. Aklıma kazınan sahnelerden bir kaçtanesi (inanın unutmak istiyorum sarmak istemiyorum geçmişe, ancak durup durup aklıma aynı görseller geliyor, canlanıyor kafamda)
- Evlendiğimiz gecenin ilk sabahında balkonda oturuyoruz eşim ile sigara içiyoruz eşim ağlamaya başladı, sordum ne oluyor diye "annem gerçekten hasta benim, ben de evlendim şimdi ne olacak" gibilerinden saçma sapan birşeyler zırvalamıştı. Annesi o kadar duygu sömürüsü yapan bir kadın ki anlatamam, sonuç, 5 senedir maşallah hiç birşey olmadı.. Olmasın da zaten, ancak eşimi varın siz düşünün...
- Balayına gittiğimizde her Allah'ın günü annesi ile 3 sefer konuştu telefonda. Sabah & Akşam annesi aradı, öğle saatlerinde de eşim annesini arardı. Sanırsın kendisi kız tarafı, ben anlayamadım. Çok bozuluyordum duruma, beni bu kadar annem aramadı garip geliyordu bana. Hiç böyle olabileceğini tahmin dahi etmemiştim açıkçası.
- Balayından döndükten sonra, ilk pazar günü kayınvalidem elinde bir tencere çorba ile kayınpederle birlikte çıkageldiler... Merak ettik sizi diye...
- Evlendikten 1 - 2 hafta sonra, balayından dönünce, eşimin halalarına gitmiştik, abisi vs. de vardı (abisi de o zamanlar 6 senelik evliydi 1 oğlu var) konuşma esnasında "nasıl Souvvenir alıştınız mı" diye bir soru yöneltti, ben de alıştım tabii ki derken eşim tam tersi birşey söyledi abisi bile şok oldu. Nasıl yani diye sordu haliyle, çok saçma sapan birşey gevelemişti yine, evliliğe ve yeni eve alışmanın zor olduğunu ve eski evini özlediğini falan zırvalamıştı, gözleri dolmuştu resmen....
Yani balık baştan kokmuştu aslında da ben anlamamıştım.
Evliliğimizin ilk senesinde boşanmak istedim, dayanamadım bu kadar "ana kuzusu" durumlarına.
Çünkü ben tek çocuk olmama rağmen hep ayakları üzerinde durabilen bağımsız bir insan olarak yetiştirildim, bana ters geldi bu durumlar. Nasıl olduysa kandırdı beni, belki de durumun getirdikleri beni geri adım atmaya sevk etti... İnsan ne kadar inkar etse de yapılan masrafları, ailesinin yaşayabileceğini yıpranışları, üzüntüleri düşünüyor... Sanırım bu geri adım atmamda en büyük etken oldu beni için.. Daha dur Souvvenir, bismillah yeni evlendin, düzelir, rayına girer diye düşündüm hep...
Evlenmeden önce de çok sorunlar yaşadık, isteme zamanı resmen zorla istediler diyebilirim, bin kere eşime söyledim böyle olmaz, gel dönelim biz bu yoldan, ailen istemiyor belli ki diye, ancak o diretti evleneceğim ben seninle seni çok seviyorum, söz herşey çok güzel olacak evlendikten sonra diye...
Nişanlılık evresi zaten tam bir kaos, tutulupta anlatılacak hiç bir yanı yok. Aslında tam o zaman ayrılmalıydım ki bir ayrılıkta geçirdik bu evrede... Kayınvalide kişisi de o zaman belli etti kendini, düğün tarihi alamıyorduk ve babam yurtdışında olduğu için tarihi bir an önce alalım ki uygun bir bilet ile uçuşunu gerçekleştirsin diye... Boru değil, 1000 USD bir bilet (tek yön) (2012 senesinden bahsediyorum bu arada) verene kadar bana daha iyi bir hediye yapar demiştim, anlatamadım tabii ki halden anlamayanlara....
Vel hasıl babam uygun bilet alamamıştı son dakikaya kaldığı için durumlar.
Ben nişanda ayrılmaya kalktım dedim ya, sözüm ona durum düzeltmek için kayınvalide kişisi geldiler eve ve bana dediği "sen kararını vermişsin zaten" oldu... ve ekledi "Biz yine de bir bakalım diye geldik, X (eşim) çok diretti gelmemiz için".... Ben de kendisine söyledim ne gerek vardı boşuna zahmet ettiniz... Gergin bir ortamda nahoş bana ve aileme hiç yakışmayan konuşmalar döndü malesef...
Dedim "ben tek kızım ve başımda babam yok uzakta, sizin hiç aklınıza gelmiyor değil mi bu kızı oyalamayalım da bir an önce evlensin, annesi babası zor durumda kalmasın, oğlum ile gezip tozuyorlar laf olmasın" diye... bana dönüp gayet rahat "gezmeseydin o zaman" dedi....
Böyle bir insan kişisinden bahsediyoruz... Ben o zaman kızıp kendisine "evet hata bende haklısınız, gezmemeliydim, şimdi lütfen çıkın gidin evimizden, ayağınıza sağlık ama sizinle birşey konuşulmaz, annemi de böyle üzmeye hakkınız yok" diyerek defetmiştim evden...
Diyorum ya, ister kader deyin ister kısmet.
Günler yıllar geçti, 2 çocuğum ile ite kaka birşeyleri ilerletmeye çalışıyorum.
Geleyim konunun en başına, avukat arkadaşımdan başka bir avukat önerisi aldım ve dün avukat ile konuştum. Cesaretsizce... Kendisi ile haftabaşına randevulaştık. Eşime akşam durumu söyledim bana tek dediği "aferin onlara, Allah razı olsun" oldu.
Nedir, nedendir, niyedir... Onun için önemli değil.
Ben ona "boşanmak istiyorum, avukatla konuştum" diyorum, o bana hiç birşey sormayarak sessizce kalabiliyor, akşam olduğunda da bir konuşma bir çabalama yok... Birşey sorsam "ben boşanmak istemiyorum zaten sen biliyorsun bunu" demekle yetinir... Kısaca sanırım davranmaya çalıştığı "sıkıyorsa boşa bakalım... " bunu mu çıkartmalıyım ben de bilmiyorum....
Eşim için şu anda önemli olan "bak x arkadaşım benim eşim gidip ayrılacağım dediğinde dur demek yerine hemen bir avukat önermiş, ne kadar çiğ insanlar" düşüncesi...
Her konuya bu açıdan baktığı için, sanırım haklıyım.
Hiç bir zaman aynı açıdan bakamadık ki hayata....
Diğer yandan akşam bir odaya kapandı cep telefonu elinde.
Gidip yanına "çözümün bu mu?" diye sorduğumda, "yardım edeyim dedim kabul etmedin" dedi...
Doğru mu yapıyorum acaba?
2 çocukla nasıl baş ederim yalnız?
İyi kötü diyerek idare mi etmeliyim?
Yoksa, bu hayat böyle çekilmiyor zaten diyerek aldığım kararda ilerlemeli miyim?
Hiç sağlıklı düşünemiyorum şu an, haftaya avukat ile görüşeceğim ama nasıl görüşeceğim onu da bilmiyorum. Şu anda içimde "elalem ne diyecek, insanlar nasıl bakacak, nasıl yadırgayacaklar, eşimin ailesi nasıl bana yüklenecek" bu sorular deli dönüyor...
Şu noktada annesinin ve babasının bakışlarında gördüğüm tek şey bana karşı "oğlumun başını yaktı" oluyor sanırım... Tabii biz bir anne-babanın evladı değiliz zaten, onların evladının başı yanıyor sadece... Haklılar....
Bütün bu bencillikler arkada kalır mı?
Çok uzun oldu farkındayım ancak nolur desteğinize ihtiyacım var...
Aslında bazı şeyler her insanın yaşayabileceği duygular üzülmesi ağlaması evliliğe alışamaması sonuçta her insanın psikolojisi aynı değil. Benim eşimde annesine çok düşkündür. Eşim 5 kardeş ortanca cocukları ve kayınvalidem resmen hepsinden daha fazla düşkün daha çok sever oğlunu evlenmemize ilk başlarda falan alışamadı ve kabullenemedi. Ama benim eşim aradaki dengeyi sağlıyo şimdilik. Sizinki biraz aile olduğunu kabullenememiş sanırım.
Tıpkı kv mi anlatmışsınız., hastalık hastası ve erkek evlatlarını kendisine bağlamayı çok iyi becermiş bir Anne...
Eşim annesine o derece düşkündü ki tıpkı eşiniz gibi gözyaşları dökerdi,çocuk gibi!anlam veremez kendi evlatlığımı sorgulardım.Sonra her şerde bir hayır var derler ya atakları başladı,psikologun yolunu tuttu olmadı psikiyatriye gitti Okb tanısı kondu meğer davranışlarının altında yatan sebep hastalıkmış(evham, endişe gibi hislerin fazla olması)...
Şimdi ilaç kullanıyor ve oldukça iyi, o annesine bir şey olacağı endişesi ve aile düşkünlüğü bir nebze azaldı....Daha mantıklı yaklaşımlar sergiliyor...Ben onun baştan beri hasta olduğunu düşünüyordum ve öyle de çıktı...Artıları çok tabi ki....Ama yaşadığınız hislerin çok da yabancısı değilim ben onu öyle kabul ettim....Siz 5. yıl evresinde fazlasıyla yorulmuşsunuz hak da veriyorum fakat eşinizi bir uzmana başvurması konusunda ikna edin ya da çift terapisine gidin derim.....En son çare belkide geç kalınmış bilemem ama sizin destek almanız evlatlarınız için son bir adım atmanızı öneririm...Maalesef ki erkekler bu konuda hazır yeyici maalesef...
Hah işte demek istediğim de sanırım tam bu...
Benim eşim kendisinin bir aile sahibi olduğunu kabullenemedi malesef.
En büyük sorun ve temel problem bu...
Bunu kabullenseydi ben yine belki mücadelemi sağlardım.
Kendimce birşeyleri toparlıyorum, tam iyiyiz artık böyle güzel gidiyor diyorum.
Çünkü gerçekten normalde çok pozitif bir insaım, iyi olsun isterim herşey.
Tam yoluna koyduk derken pat birşey çıkıyor ve bir bakıyorum ki herşey başa dönmüş.
Bu sefer umutsuzluğun dibini vuruyorum.
Bu şekilde oluşan durumların her tekrarında daha da dibi görüyorum sanki.
Daha fazla kahroluyorum daha fazla kendime yükleniyorum.
Ben neşeli sevecen ve sosyal bir insan iken.
Şimdi evden dışarı çıkmak istemeyen, sürekli sinirli ve tahammülsüz bir insan haline geldim.
Karşıma kendi kendimi aldığımda, kendimden memnuniyetsizim!
Ne hale geldin sen diyorum kendime, ne hale getirildin!
Çocuklarıma nasıl bir anne oluyorum diye sorgulamaya başlıyorum kendimi.
Memnuniyetsiz, sinirli, agresif, mutsuz, gülmeyen, kendine dikkat etmeyen bir anne....
Ben olsam böyle bir anne istemezdim!
bak artık sevmiyor olabilirsin ama bunun da bir nedeni olmalı. böylece boşansan bir ömür acabalar yiyip bitirecek seni.. asıl bunun için gerekli terapi. boşanacaksan bile kendi kafanda net olmalısın. bence senin de yaşanmışlıklar sonucu çözemediğin ve biriken bir çok şey var ki bu seni yiyip bitirir.
Kayınvalide zaten problem, orası net.
Sizi çocuklar da yıpratmış haliyle.
Peki eşiniz ev işlerinde, çocuk bakımında yardımcı mıdır?
Yani anlattıklarınıza göre baskın ve umursamaz bir kayınvalide, onun sözünden çıkmayan bir eş. Kayınvalide değişmez ama eşiniz nispeten daha dik durabilen birine dönüşebilirdi çocuklardan sonra. 5 yıl sonra bir arpa boyu bile yol gidememişse bundan sonra gitmesi daha zor. Dahası gitse bile siz isteyecek misiniz orası da var.
Dediğim gibi seni çok iyi anlıyorum. Yalnız daha önce boşanmış, bir çocukla hayat mücadelesi vermiş bir kadın olarak yazıyorum,zor bir süreç seni bekliyor,asla korkutmak için yazmıyorum bunu yaşayıp görmen gerekli elbette ama işte son bir şans varsa keşke dememek adına yerinde olsam denerdim,ne kaybedeceksin 1,2 ay mı?belkide çok şey fark edecek....Yapacağın tek şey istemeyerek de olsa umudun olmasa da uzman yardımı almanız yönünde eşinle son bir konuşma yapmak....Her şey gönlünce olsun....Evet, dediğinizde haklısınız sanırım, malesef ki erkekler hazıra konmayı seviyor.
Ama ben artık mücadele etmek istemiyorum sanırım.
Eşim ile konuşmaktan ve kendimi anlatmaktan yoruldum.
Ama o beni anlamamaya yeminli sanki.
Ben de artık uğraşmak istemiyorum sanırım...
Eşim çocuklar konusunda destektir, ev işlerinde de desteği süpürgeden öteye gitmez ama hiç yoktan iyidir.
Bir çalışan kadın için bu iki şey bir nimet, ben bunun farkındayım o anlamda hakkını ödeyemem.
İlgili bir babadır, benim ihtiyaçlarımı da göz ardı etmez.
Ancak gel gelelim diğer konularda sıfır.
Sadece ilgili bir baba olduğu için ve ev işinde yardım ettiği için de bir adam ile evli kalınır mı?
Ben sizin de dediğiniz gibi yanımda dimdik duran bir eş istiyorum.
Yeri geldiğinde bana bile yerimi bildirsin razıyım, ama yeterki dik dursun, kararlı olsun.
Ancak böyle bir duruşu hiç olmadı, ben de çocuklardan sonra olur diye umutlandım ama olmadı malesef...
Burda asıl sorun artı eksi meselesi, diğer mesajları okuduğumda sizede kıyamadım, sizede üzüldüm.
Eşinizin sizin için değerli hiç mi yönü yok?
Sonra hayat güllük gülistanlık gitmicek, eşiniz de sizin için olmasa çocukları için çabalamalı, sizi kendince sevdiğini düşünüyorum.
seni hasta eden bir duruma gelmiş.
öncelikle bu derin mutsuzluk duygusunu kırmaya çalış.
hani dalga geçtiğimiz "mutluluk içimizde" geyiği var ya.
tam da bu!
iki kez doğum yaptın, çocuklarına bakıyorsun, hayatını sürdürüyor çalışıyorsun.
güçlüsün..
mutlu olmak ve şükretmek için onlarca sebebin var.
hiçbir acı sonsuza dek sürmüyor.
bu hayatın içinde eşin sana yükse tam manasıyla bu yükten kurtulman gerekir bence de.
ama boşansan da, bu adam ve ailesi hayatında olmaya devam edecek bir şekilde.
bunları göze alabiliyor musun?
sana, boşanmak istemiyorum seni seviyorum demesini mi beklerdin?
emek verecek olsa senin için bir kıymeti olur muydu?