- 21 Haziran 2013
- 272
- 4
kızlar canım çok sıkkın.
ben burada eskiyim. ama çok yazmıyorum.
ama şimdi o kadar çıkmazdayım ve canım sıkkın ki, kime anlatacağımı bilemedim. benden daha tecrübeliler vardır diye buraya yazmaya karar verdim.
benim mutlu bir ailem var. kavga edeler ama konuşurlar. babam hep alttan alır. annem de babam da zeki insanlar. babam biraz huysuzdur, evde sıkıntı çıkarır ama sonra pişman olur mutlaka gönlümüzüalır. ağlamama kimse evde dayanamaz. bizim evde kimsenin ağlamasına dayanılamaz.
ama gelin görünki evliliğim bunun tam tersi oldu... küssen umursamaz, ağlasan umursamaz, mutsuz olsan umursamaz bir eşim var:
kızlar, yakında 1 sene olacak evliliğim. ama mutsuzum. cicim ayları denir ya, o olmadı bende. çok yoruldum.
balayında tura katıldık. akşam otelde kavga ettik, küstük. ayrı ayrı tura katılmışız gibi gezdik. millet de bize baktı "bunlar balayı çifti değiller miydi, noldu" diye. neyse bi şekilde barıştık.
sonra ilk ay dönümümüzde kavga ettik. ben yine yemek hazırladım gece onu uyandırdım. sofraya baktı. yemedi yattı. çok kırırldım. ama sonra yine barıştık.
annem ve babamın doğumgününde çok ağır kavga ettik. ben bir alışveriş merkezinde hüngür hüngür ağladım. beni teselli bile etmedi. alttan bile almadı. çok acı çektim. bir gün sonra yine barıştık ama içimde yer etti.
onun annesinin doğum gününde bunu hatırladım. üzüldüm. üzüldüm diye kavga ettik. bu kızdı. ben yine hazırlandım. görümcem geldi eşimle beni aldılar kayınvalideme sürpriz doğum günü yaptık, eşimle küs olduğum halde. eve gelince vicdan azabı çekti, barışmaya çalıştı. neyse barıştık yine ama bunu da unutmadım.
sonra bir gün çok kötü kavga ettik. beraber markete gidecektik. bu çıktı gitti. ben de sinirden telefonumu kırdım. (hoş, soranlara merdivenden düşürdüm dedim) o arabayla gitti, ben de marketin oraya koşarak gitttim. boşanıcam senden dedim. eve gittim. eşyalarını topluyor. dedim ki "gitmiyceksin gidersen gerçekten biter." bırakmadım gitmedi. ama resmen beni heder etti.
sonra bir gün sebebini hatırlamıyorum. çok ağır kavga ettik. akşama arkadaşının düğününe gidecektik. beni sakinletirdi. ama hala kırgın ve dargındım. ağlamaktan gözüm yüzüm şişmişti. ben yine "kayınvalidemi de alalım, o da hava alsın değişiklik olur" kafasıyla kayınvalideme hiç küslüğümü belli etmeden beraber düğüne gittik. o benim bu hareketimi görünce vicdan azabı çekti. barışmak istedi. çok kırılmıştım ama barıştım.
her neyse evleneli 11 ay oluyor ama ben artık çok değiştim.
önceden onun ya da mutsuz olmasına ayrı yatmasına dayanamazdım. şimdi hiç umrumda olmuyor.
içim yaşlandı sanki.
her seferinde boşanmayı gündeme getiriyordum. bana acı çektirmek onun umrunda değildi. ben de onun acı çekmesini istiyordum. ama olmuyordu. istiyorsan boşanırız diyordu. ben de geri adım atıyordum. ama son büyük kavgalarımızda boşanma gündeme geldiğinde geri adım atmadım artık. amcamlara iftara gittik. kavgalıydık suratı beş karış. oturdu buiftardan sonra. ben dedi arkadaşlarla buluşucam sahur yapıcam. dedi ben de iyi dedim git. o da sen korkuyorsun annenler de kalırsın dedi. ben de evimde kalmak istiyorum dedim. neyse o gitti, sonra ben de eve geçtim. gece saat 3 gibi elektirikler gitti, korktum. onu aradım. telefonu elinden düşmeyen adam telefonuma bakmadı. ailemin evi yakın babamı aradım. babam eşimin bu üst üste 2. sahuru olduğundan kızdı bana niye izin veriyorsun ona diye. abimi gönderdi. abim bi kanepede ben bi kanepede uyudum. sabah geldi bu. söyleniyor. abim gitti onları duymadı. neyse uyandık. bu hazırlanmış dışarı çıkacak, çıkmıycaksın dedim. anlattım ona gece olanları. telefona niye bakmıyosun dedim. ben başım sıkışınca babamı mı arayayım hep dedim. sırıtarak ara dedi. neyse epey kavga ettik. bu her seferinde anlatsana bunları babana, eşim bana bağırıyo de dedi. ben de her kavgada bunu duymaktan bıktım. ya anlatsam ne olacak. o seninle uğraşmaz ki dedim. küçük parmağını kıpırdatsa devrilirsin dedim. (babam hem karakter olarak hem iş konusunda otorite sahibi) bu delirdi bama ve aileme küfür etti. epey bi düşman olduk.
sonra ben de yine boşanmayı gündeme getirdim. bu tamam dedi. ben bu sefer geri adım atmadım. "boşanacaksak boşanırız dedim. ben prosedürü öğrendim. gider hallederiz" dedim. bu sefer o geri adım attı. o günden sonra kaçan ben, kovalayan o oldu.
en son geçen gün. işten geldim, çok afedersiniz yıkandım süslendim püslendim, beraber olalım dedim. o sanki ben bişey istemiyormuşum gibi umursamadı. sonra dedim böyle böyle. iyi dedi döndü arkasını yattı. ben de aldım yastığımı salonda uyudum. onun horlamaları salondan bile duyuluyordu.
dün gün içinde beni sevdiğini söyleyen bir sürü mesajlar attı. ama artık dedim ya ona 11 ayda o kadar kırıldım ki artık bunlar beni hiç etkilemiyor. akşam halı saha maçı vardı. genelde dışarı çıkınca tok gelir. ben de abimi çağırmıştım. ayda yılda bir geliyor çocuk evime. iki tane balık aldım. çorba salata. neyse yerken eşim aradı. ona hala dargın olduğum için soğuk konuştum. bana balık var mı dedi. ben de "iki tane balık aldım" dedim. "napim" dedi. "sen bilirsin" dedim. kapadı yüzüme telefonu.
abim de durdu biraz gerginliği de hissetti gitti. eşim 12.30da geldi. ben salonda uyuyordum. gitti o da yatak odasında yattı. sabah hazırlandı. çıkacaktı. dedim ki "için o kadar kötü ki sana dedim yemek hazırlamıycam zannettin" neyse giti bu aradım.
ciddi bi şekilde boşanmak istiyorum dedim.
bu başta şaşırdı sonra kızdı.
tamam dedi akşama konuşuruz dedi.
sen dedim delil topla ben ne yapmışım bi yaz. ben de yazayım. hakim bunlara da bakacak.
sonra bu çıldırdı. sen dedi abinle yemek yedin bana başımın çaresine bak dedin. işte sen niye eve gel yumurta kırarız yeriz demedin. vs.
biz onunla karar almıştık. kavga etsek de ailelere belli etmiycektik. ben onun ailesine kavgalı küs olsak da belli etmem. hep ararım. gider muhabbet ederim. ama o yapmaz. dün de yapmadı. neymiş ben güya "başının çaresine bak" demişim. demedim de öyle bişey.
her neyse yazdım biraz desarj oldum. fikirlerinize ihtiyacım var.
akşama eve gelip eşyalarımı toplıycam diyor. giderse kendim biliyorum içimdeki sevgi tamamen biter. zaten azaldı. bitmesin istiyorum sevgimin. boşanmka istemiyorum. aile çevrem muhafazakar annem babam çok duygusal kaldıramazlar. yaşım 27. çok zor.
uzun yazdım biraz kusura bakmayın.
kızlar yorumlarınız önemli benim için.
kavgalarımıza şahit olsanız eften püften olmadığını anlarsınız.
evet biraz nazlı büyüdüm. aileme de düşkünüm. ama inanın evlendiğimden beri eşim mutlu olsun diye her şeyi yapmaya çalıştım.
kim işten yorgun argın gelip akşam 10'da otobüsle 50 km yol gidip sırf kayınvalidesi, görümcesi, eşi mutlu olsun diye 1 saatliğine oturmaya gider ki?
benim eşimle aramda 5 yaş var.
ben olgun büyütülmedim maalesef. ama eşim şehir dışında ailesi yaşamış.
bana bırak eş olmayı abi gibi yaklaşıp, "bak gabriel böyle yapıyorsun ama yanlış, şöyle yapmalısın" diye konuşmuyor.
hep benden kötülük bekliyor. ben düşmanıma bile kötülük yapamıyorum ya. en büyük kötülüğüm kızdığım biriyle konuşmamaktır.
of aramızda saygı bitmek üzere sevgi de can çekişiyor. ama eşim de bişey yapmıyor.
benim de kırgınlıklarım yaralaırm iyileşmiyor.
Gabriel yazını okudum, ama elbette olayların yazıda göremediğimiz kısımları da vardır. Tek tavsiyem şu kimseye dinleme, otur düşün gerçekten bir ömür boyunca eşinle bu tarz bir ilişkiyi sürdürebilecek misin ? Unutma bu dünyaya 1 kez geliyoruz. Hayatını mutlu yaşamak en doğal hakkın. yazdığın bazı şeyler mesela balayı tatilinizde olanlar hiç normal gelmedi bana, sanırım sizinki yanlış bir birliktelik, bugün sorunları çözsen bile 3-5 yıl sonra daha büyük sonuçları çıkar ortaya...
1. daha yeni evlisiniz
2. benden bile nazlısınız orası babanın evi değil.
3. senin nasıl isteklerin varsa eşinin de var sürekli naz naz nereye kadar.
4. madem boşanamayacaksın seviyorsun neden boşanıcam diyorsun.ağzınıza dolamışsınız boşancam boşancam.
evlilik olmuş evcilik resmen.
eşin kadar hatalısın iğneyi kendine batır ilk önce.
aşk karşılıksız sevgi dolu bi eylem iken o böyle bu böyle .... olmaz
ikinizinde şu boşancam kelimesini lugattan kaldırmanız ve 11 aylık evlilikte ayrı yatmak ne demek.
cicim ayı diye birşey yok. bekleme yeni evlisin ve kendini kasma üzme evliliğini çekilmez hale getirme.
şu boşancam diyenleri ( her tartışmada sebepsiz yere ) ayağımın altına alıp geberene kadar çiğneyesim geliyor.
rahatlıkmı battı evlendin diyesim geliyo üstüne kusasım geliyo. eşimde dahil içine .
eskileri unut ve iyi olacağına dair düşünceleri otuttur kafana güzel düşün güzel şeyler yap.
karşılık beklemeden. üstüne düşeni yap gene aynıysa bitir. vicdanın rahat olsun acı çekme...
selam kızlar,
şuan yazdıklarınızı tek tek okudum. olumlu olumsuz yazan herkese teşekkürler.
cuma günü eve gittim.
arkadaşım gelmişti.
o da biraz akıl verdi ama onun tavrı "eşyalarını toplayıp gidiyorsa gitsin. hiç bişey deme. nasıl olsa geri döner."
tabi ben burdaki tecrübeli bayanların sözlerine göre davranacaktım.
eşim geldi. yatıyordum.
yaklaştı.
elini uzattı.
öptü sarıldık barıştık.
sonra dedim ki
ben de o da meseleleri büyütüyoruz.
ama ertesi gün yine kavga.
kayınvalidemin sözleri yüzünden. beni haklı buluyor eşim ama niye tartışıyor anlamıyorum. haksızlık ediyor bana. haksızlığa gelemiyorum. bu yüzden epey sinirlendim. neyse sonra yine barıştık.
şimdi iyiyiz. kötü olmaktan korkuyorum.
onu seviyorum.
boşanma lafı etmiycem.
çok faydalı oldunuz. eğer ilginç bir gelişme olursa yazarım.
kızlar canım çok sıkkın.
ben burada eskiyim. ama çok yazmıyorum.
ama şimdi o kadar çıkmazdayım ve canım sıkkın ki, kime anlatacağımı bilemedim. benden daha tecrübeliler vardır diye buraya yazmaya karar verdim.
benim mutlu bir ailem var. kavga edeler ama konuşurlar. babam hep alttan alır. annem de babam da zeki insanlar. babam biraz huysuzdur, evde sıkıntı çıkarır ama sonra pişman olur mutlaka gönlümüzüalır. ağlamama kimse evde dayanamaz. bizim evde kimsenin ağlamasına dayanılamaz.
ama gelin görünki evliliğim bunun tam tersi oldu... küssen umursamaz, ağlasan umursamaz, mutsuz olsan umursamaz bir eşim var:
kızlar, yakında 1 sene olacak evliliğim. ama mutsuzum. cicim ayları denir ya, o olmadı bende. çok yoruldum.
balayında tura katıldık. akşam otelde kavga ettik, küstük. ayrı ayrı tura katılmışız gibi gezdik. millet de bize baktı "bunlar balayı çifti değiller miydi, noldu" diye. neyse bi şekilde barıştık.
sonra ilk ay dönümümüzde kavga ettik. ben yine yemek hazırladım gece onu uyandırdım. sofraya baktı. yemedi yattı. çok kırırldım. ama sonra yine barıştık.
annem ve babamın doğumgününde çok ağır kavga ettik. ben bir alışveriş merkezinde hüngür hüngür ağladım. beni teselli bile etmedi. alttan bile almadı. çok acı çektim. bir gün sonra yine barıştık ama içimde yer etti.
onun annesinin doğum gününde bunu hatırladım. üzüldüm. üzüldüm diye kavga ettik. bu kızdı. ben yine hazırlandım. görümcem geldi eşimle beni aldılar kayınvalideme sürpriz doğum günü yaptık, eşimle küs olduğum halde. eve gelince vicdan azabı çekti, barışmaya çalıştı. neyse barıştık yine ama bunu da unutmadım.
sonra bir gün çok kötü kavga ettik. beraber markete gidecektik. bu çıktı gitti. ben de sinirden telefonumu kırdım. (hoş, soranlara merdivenden düşürdüm dedim) o arabayla gitti, ben de marketin oraya koşarak gitttim. boşanıcam senden dedim. eve gittim. eşyalarını topluyor. dedim ki "gitmiyceksin gidersen gerçekten biter." bırakmadım gitmedi. ama resmen beni heder etti.
sonra bir gün sebebini hatırlamıyorum. çok ağır kavga ettik. akşama arkadaşının düğününe gidecektik. beni sakinletirdi. ama hala kırgın ve dargındım. ağlamaktan gözüm yüzüm şişmişti. ben yine "kayınvalidemi de alalım, o da hava alsın değişiklik olur" kafasıyla kayınvalideme hiç küslüğümü belli etmeden beraber düğüne gittik. o benim bu hareketimi görünce vicdan azabı çekti. barışmak istedi. çok kırılmıştım ama barıştım.
her neyse evleneli 11 ay oluyor ama ben artık çok değiştim.
önceden onun ya da mutsuz olmasına ayrı yatmasına dayanamazdım. şimdi hiç umrumda olmuyor.
içim yaşlandı sanki.
her seferinde boşanmayı gündeme getiriyordum. bana acı çektirmek onun umrunda değildi. ben de onun acı çekmesini istiyordum. ama olmuyordu. istiyorsan boşanırız diyordu. ben de geri adım atıyordum. ama son büyük kavgalarımızda boşanma gündeme geldiğinde geri adım atmadım artık. amcamlara iftara gittik. kavgalıydık suratı beş karış. oturdu buiftardan sonra. ben dedi arkadaşlarla buluşucam sahur yapıcam. dedi ben de iyi dedim git. o da sen korkuyorsun annenler de kalırsın dedi. ben de evimde kalmak istiyorum dedim. neyse o gitti, sonra ben de eve geçtim. gece saat 3 gibi elektirikler gitti, korktum. onu aradım. telefonu elinden düşmeyen adam telefonuma bakmadı. ailemin evi yakın babamı aradım. babam eşimin bu üst üste 2. sahuru olduğundan kızdı bana niye izin veriyorsun ona diye. abimi gönderdi. abim bi kanepede ben bi kanepede uyudum. sabah geldi bu. söyleniyor. abim gitti onları duymadı. neyse uyandık. bu hazırlanmış dışarı çıkacak, çıkmıycaksın dedim. anlattım ona gece olanları. telefona niye bakmıyosun dedim. ben başım sıkışınca babamı mı arayayım hep dedim. sırıtarak ara dedi. neyse epey kavga ettik. bu her seferinde anlatsana bunları babana, eşim bana bağırıyo de dedi. ben de her kavgada bunu duymaktan bıktım. ya anlatsam ne olacak. o seninle uğraşmaz ki dedim. küçük parmağını kıpırdatsa devrilirsin dedim. (babam hem karakter olarak hem iş konusunda otorite sahibi) bu delirdi bama ve aileme küfür etti. epey bi düşman olduk.
sonra ben de yine boşanmayı gündeme getirdim. bu tamam dedi. ben bu sefer geri adım atmadım. "boşanacaksak boşanırız dedim. ben prosedürü öğrendim. gider hallederiz" dedim. bu sefer o geri adım attı. o günden sonra kaçan ben, kovalayan o oldu.
en son geçen gün. işten geldim, çok afedersiniz yıkandım süslendim püslendim, beraber olalım dedim. o sanki ben bişey istemiyormuşum gibi umursamadı. sonra dedim böyle böyle. iyi dedi döndü arkasını yattı. ben de aldım yastığımı salonda uyudum. onun horlamaları salondan bile duyuluyordu.
dün gün içinde beni sevdiğini söyleyen bir sürü mesajlar attı. ama artık dedim ya ona 11 ayda o kadar kırıldım ki artık bunlar beni hiç etkilemiyor. akşam halı saha maçı vardı. genelde dışarı çıkınca tok gelir. ben de abimi çağırmıştım. ayda yılda bir geliyor çocuk evime. iki tane balık aldım. çorba salata. neyse yerken eşim aradı. ona hala dargın olduğum için soğuk konuştum. bana balık var mı dedi. ben de "iki tane balık aldım" dedim. "napim" dedi. "sen bilirsin" dedim. kapadı yüzüme telefonu.
abim de durdu biraz gerginliği de hissetti gitti. eşim 12.30da geldi. ben salonda uyuyordum. gitti o da yatak odasında yattı. sabah hazırlandı. çıkacaktı. dedim ki "için o kadar kötü ki sana dedim yemek hazırlamıycam zannettin" neyse giti bu aradım.
ciddi bi şekilde boşanmak istiyorum dedim.
bu başta şaşırdı sonra kızdı.
tamam dedi akşama konuşuruz dedi.
sen dedim delil topla ben ne yapmışım bi yaz. ben de yazayım. hakim bunlara da bakacak.
sonra bu çıldırdı. sen dedi abinle yemek yedin bana başımın çaresine bak dedin. işte sen niye eve gel yumurta kırarız yeriz demedin. vs.
biz onunla karar almıştık. kavga etsek de ailelere belli etmiycektik. ben onun ailesine kavgalı küs olsak da belli etmem. hep ararım. gider muhabbet ederim. ama o yapmaz. dün de yapmadı. neymiş ben güya "başının çaresine bak" demişim. demedim de öyle bişey.
her neyse yazdım biraz desarj oldum. fikirlerinize ihtiyacım var.
akşama eve gelip eşyalarımı toplıycam diyor. giderse kendim biliyorum içimdeki sevgi tamamen biter. zaten azaldı. bitmesin istiyorum sevgimin. boşanmka istemiyorum. aile çevrem muhafazakar annem babam çok duygusal kaldıramazlar. yaşım 27. çok zor.
uzun yazdım biraz kusura bakmayın.