- 2 Mayıs 2019
- 868
- 1.474
Merhaba sevgili KK üyeleri, buraya üyeliğim yeni olmakla birlikte KK’de en cok takip ettiğim bölümlerden birisi BDV. Buraya yazacağım aklıma gelmezdi ancak beni çok bunaltan ve sıkan, saç baş yoldurma raddesine getirten durumlar mevcut. Ben de artık yazmayı ve paylaşmayı istedim. Konu, detayları fazla olduğu için uzun olabilir şimdiden gözlerinizden özür diliyorum ancak sonuna kadar okursanız gerçekten çok müteşekkir olacağım. Fikirlerinize, objektif görüşlerinize, böyle bir durumu yaşamış olanlar varsa deneyimlerine ve yönlendirmelerine, hatta ve hatta eleştirilerinize cok ihtiyacım var.
Başlıktan da anlaşılacağı üzere ben bir üniversitede araştırma görevlisi olarak çalışmaktayım. Bölümümüz çok yoğun bir bölüm, akademide olanlar bilir kürsü işleri, hocaların kaprisleri, angarya işler bir de üstüne kendi tez işleriniz zaten zor olan bu mesleği iyice zorlaştırıyor. Bunların haricinde bizim bölümümüz kamu hizmeti veren bir bölüm. Hasta muayene ediyoruz, hasta bakıp tanı koyup hastaları gönderiyoruz ve yoğun da oluyor çoğunlukla klinikten kürsüye çıkamıyoruz bile. Bölümde iki asistanız. Diğer asistan benden 4 yıl daha kıdemli benim de 4.yılım kürsüde, yani yeni sayılmam. Aramızda diğer asistanla bu zamana kadar asla ast-üst ilişkisi olmadı, o beni asla ezmedi ben de hiçbir zaman ben yeni geldim şöyle yapiyim, kafama göre hasta bakiyim bakmiyim demedim görev bilincimde olarak hep özverili çalıştım kimseye bir saygısızlığım dahi olmadı. Birbirimizi idare ettik, o aşağıdayken de ben çıktım hocanın yanına ama benim çıkmam daha nadir oldu hep o gitti yukarıya.
Kürsüde kıdemi fazla olduğu için hocalar hep o diğer asistana alışmış, tüm yazı işleri, ders ücreti hesaplamaları, hocaların kendi bireysel işleri dahi onda, tabi aynı zamanda hastaya da iniyor(du). Bu zamana kadar hiçbir sıkıntımız olmadı, kendisi 2 ay önce de doktorasını bitirdi Dr ünvanını aldı. Şuan arş.gör.dr. Son 1 aydır klinikte ben tek çalışıyorum. Çok yoğun oluyor hastalar ve tek başıma zorlanıyorum. Kürsü asistan talebinde bulunmasına rağmen dekanlık yönetimi vermemekte ısrar ediyor kürsüyü iki asistan kaldıramıyor. Bizim iş yükümüz çok ağır ve işler de yetişmiyor. Kürsüde iş bölümü de adil bir şekilde dağıtılmış değil hep üstünkörü kimse umursamıyor nasıl olsa asistanlar koşturuyor diye, diğer asistan yukarda kürsü işleri haricinde kendi hocasıyla yayın, makale tarzı işleri yapabiliyor. Hiçbir hoca da demiyor işleri bölüştürelim şu yazı olduğunda sen yap şu yazı olduğunda diğeri yapsın diye. Onlar da zaten kliniğe doğru düzgün gelmiyorlar bile, onların bakması gereken hastaları bile biz bakıp gönderiyoruz. Ancak bu son zamanlarda ben aşağıda hasta bakmaktan kendi işlerime, kendi işlerimi geçtim hocam beni çağırdığında onun yanına gidemiyorum, gidemeyince de niye gelmiyosun diye hoca bana kızıyor aşağıda can çekiştiğimi bilmemezliğe vuruyor. Bu da klasik bir yıldırma ve mobbing politikası. Klinik bana kalmış durumda. Benim de kendi işlerim var, teze başlayacağım, hocanın yanına gideceğim ama gidemiyorum. Diğer asistanın tuzu kuru hocanın da yanından ayrılmıyor, kürsü işleri adil dağıtılmadığı ve hiçbir hoca da bunu değiştirmek istemediği için böyle gelmiş böyle gidiyor. Ben yine yoklama, basit yazılar gibi şeyleri yapıyorum en fazlası da kliniği çekip ceviriyorum ama o kendi işi için hocanın yanında oturabiliyorsa ben neden klinikte tek kalıyorum? Nasıl olsa kürsü işleri bende, yazı yazıyorum vs düşüncesinde hoca kendi işi için çağırmış olsa bile yanında rahatça çalışabiliyor benim hocayla işim var mı yok mu nasıl olsa aşağıdayım hiç umrunda olmuyor, bana yanına gideceğini aşağıya kliniğe inemeyeceğini söylemiyor, haber vermiyor nasıl olsa ben hastaya ineceğim bunu biliyor. Ama benim hocam beni çağırdığında ben gitmek için o asistana haber vermem gerekiyor niye cunku sabahtan giriyor hocasının yanına akşama kadar çalışıyorlar. Ben klinikten çıksam aşağıda hastaya kimse bakamıcak cunku.
Bugün de hasta gelmiş, aşağıdan vezneden bize mesaj atıyorlar biz de çok geciktirmeden iniyoruz ancak bugünkü hasta bilgisi mesajı geç gelmiş hasta da 30 dakkadır beklemiş burda bizim bir suçumuz da yok hasta yukarıya hocanın yanına çıkmış velhasıl uzatmayayım kürsü başkanı hoca, aşağıda hasta var gitsenize demiş diğer asistana. O inmiş sonra ben indim. Bana sinirlenerek “ Sepulik hanım sen neden aşağıya hastaya inmiyosun” dedi ve ben şok oldum. Hoca ona kızmış o da bana kızıyor ki bu zamana kadar hiç böyle bir tavırda olmadı asla. Bana mesaj geç geldi diye ve kendisi de işini bırakıp aşağı indi diye fırçayı bana kaydı ki 1 aydır aşağıda ben çalışıp herkesi ben idare ediyorum. Ben de işimi bırakarak aşağı iniyorum.
Bu arada yine hasta bakan bir diğer kürsünün (cerrahi bölümü) de şuan 2 asistanı var ancak onlar kendi aralarında nöbet yapmışlar senelerdir o şekilde, onlarda da kıdemli olan daha eski olan var, hocalar bunu kabul etmiş vaziyette, yazı işleri vs her şey adil paylaşılmış, bir kişi bir hafta nöbetçiyse diğeri boş ve kürsüdeki işleri ve kendi işlerini hallediyor. Bizde herkes her şeye yetişmeye çalışıyor. Görev dağılımı yok, sınavlara 4 seferdir diğer asistan gitti ben hep klinikteydim. Ben de arş görevlisiyim ben de kürsüdeyim ben neden gidemiyorum mesela?
Fazla uzadı ve fazla detay verdim konuyu hiçbir açık kapı bırakmadan anlatmak adına, sadede gelecek olursam sizce bu duruma yani klinikte sürekli aralıksız benim çalışıyor olup, diğer asistanın sırf kıdeminden dolayı ya da kürsü işlerinin tamamını o yapıyor diye her şeyin bana yüklenmesine susmalı mıyım, aşağıdan çıkamayıp, görev dağılımı yapılmadığı için adaletsiz ve haksız bir iş bölümünden dolayı bunlara katlanmalı mıyım? Bu durum haksızlık mı yoksa herkes asistanken bu şekilde çile çekiyor boşver geç demem gereken bir durum mu çünkü bu anlayış hocalarda hep var, biz çektik biz zorlandık siz de çekeceksiniz diye. Bu işin doğası böyle, zor ve çilekeş, ancak bu yapılan sömürme değil de ne? Bu haksızlıkları dile getirirken sen asistansın sus otur denmemesi için saygısızlık yapmamak adına bu ince çizgiyi nasıl ayarlamalıyım?
Bölüm başkanı ile konuşmayı düşünüyorum ancak sert yapıda bir insan ben de pasif kalmaktan ve kendimi yeterince ifade edemeyip yanlış anlaşılmaktan çekiniyorum. Siz olsaydınız ne yapardınız? Nasıl bir yol izlerdiniz? Bu durum bana normal gelmiyor ancak kimse ses çıkarmayıp mobbingi normalleştirdiği ve “biz de çok ezildik” dediği için bizden de bu düzene uyum sağlamamız isteniyor, bu nasıl olsa ses etmiyor diyerek eşeğe vurulan semer misali, semer vuranımız çok oluyor.
Sizden alacağım objektif yorumlara göre adım atacağım çünkü cidden artık cok bunalmaya başladım. İşime gitmek, mesleğimi yapmayı istemeyecek konuma geldim. Birçok şeyi kaldıramıyorum ve bu biraz da benim ses çıkaramamamdan içime atmamdan kaynaklanıyor bu da ayrı bir konu, özetle bu sorunları aşamazsam istifa etmeyi bile düşünüyorum. Kısacası yılmak üzereyim. İşin içinden çıkamıyorum.
Şimdiden okuduğunuz için ve görüşleriniz için teşekkür ediyorum.
Başlıktan da anlaşılacağı üzere ben bir üniversitede araştırma görevlisi olarak çalışmaktayım. Bölümümüz çok yoğun bir bölüm, akademide olanlar bilir kürsü işleri, hocaların kaprisleri, angarya işler bir de üstüne kendi tez işleriniz zaten zor olan bu mesleği iyice zorlaştırıyor. Bunların haricinde bizim bölümümüz kamu hizmeti veren bir bölüm. Hasta muayene ediyoruz, hasta bakıp tanı koyup hastaları gönderiyoruz ve yoğun da oluyor çoğunlukla klinikten kürsüye çıkamıyoruz bile. Bölümde iki asistanız. Diğer asistan benden 4 yıl daha kıdemli benim de 4.yılım kürsüde, yani yeni sayılmam. Aramızda diğer asistanla bu zamana kadar asla ast-üst ilişkisi olmadı, o beni asla ezmedi ben de hiçbir zaman ben yeni geldim şöyle yapiyim, kafama göre hasta bakiyim bakmiyim demedim görev bilincimde olarak hep özverili çalıştım kimseye bir saygısızlığım dahi olmadı. Birbirimizi idare ettik, o aşağıdayken de ben çıktım hocanın yanına ama benim çıkmam daha nadir oldu hep o gitti yukarıya.
Kürsüde kıdemi fazla olduğu için hocalar hep o diğer asistana alışmış, tüm yazı işleri, ders ücreti hesaplamaları, hocaların kendi bireysel işleri dahi onda, tabi aynı zamanda hastaya da iniyor(du). Bu zamana kadar hiçbir sıkıntımız olmadı, kendisi 2 ay önce de doktorasını bitirdi Dr ünvanını aldı. Şuan arş.gör.dr. Son 1 aydır klinikte ben tek çalışıyorum. Çok yoğun oluyor hastalar ve tek başıma zorlanıyorum. Kürsü asistan talebinde bulunmasına rağmen dekanlık yönetimi vermemekte ısrar ediyor kürsüyü iki asistan kaldıramıyor. Bizim iş yükümüz çok ağır ve işler de yetişmiyor. Kürsüde iş bölümü de adil bir şekilde dağıtılmış değil hep üstünkörü kimse umursamıyor nasıl olsa asistanlar koşturuyor diye, diğer asistan yukarda kürsü işleri haricinde kendi hocasıyla yayın, makale tarzı işleri yapabiliyor. Hiçbir hoca da demiyor işleri bölüştürelim şu yazı olduğunda sen yap şu yazı olduğunda diğeri yapsın diye. Onlar da zaten kliniğe doğru düzgün gelmiyorlar bile, onların bakması gereken hastaları bile biz bakıp gönderiyoruz. Ancak bu son zamanlarda ben aşağıda hasta bakmaktan kendi işlerime, kendi işlerimi geçtim hocam beni çağırdığında onun yanına gidemiyorum, gidemeyince de niye gelmiyosun diye hoca bana kızıyor aşağıda can çekiştiğimi bilmemezliğe vuruyor. Bu da klasik bir yıldırma ve mobbing politikası. Klinik bana kalmış durumda. Benim de kendi işlerim var, teze başlayacağım, hocanın yanına gideceğim ama gidemiyorum. Diğer asistanın tuzu kuru hocanın da yanından ayrılmıyor, kürsü işleri adil dağıtılmadığı ve hiçbir hoca da bunu değiştirmek istemediği için böyle gelmiş böyle gidiyor. Ben yine yoklama, basit yazılar gibi şeyleri yapıyorum en fazlası da kliniği çekip ceviriyorum ama o kendi işi için hocanın yanında oturabiliyorsa ben neden klinikte tek kalıyorum? Nasıl olsa kürsü işleri bende, yazı yazıyorum vs düşüncesinde hoca kendi işi için çağırmış olsa bile yanında rahatça çalışabiliyor benim hocayla işim var mı yok mu nasıl olsa aşağıdayım hiç umrunda olmuyor, bana yanına gideceğini aşağıya kliniğe inemeyeceğini söylemiyor, haber vermiyor nasıl olsa ben hastaya ineceğim bunu biliyor. Ama benim hocam beni çağırdığında ben gitmek için o asistana haber vermem gerekiyor niye cunku sabahtan giriyor hocasının yanına akşama kadar çalışıyorlar. Ben klinikten çıksam aşağıda hastaya kimse bakamıcak cunku.
Bugün de hasta gelmiş, aşağıdan vezneden bize mesaj atıyorlar biz de çok geciktirmeden iniyoruz ancak bugünkü hasta bilgisi mesajı geç gelmiş hasta da 30 dakkadır beklemiş burda bizim bir suçumuz da yok hasta yukarıya hocanın yanına çıkmış velhasıl uzatmayayım kürsü başkanı hoca, aşağıda hasta var gitsenize demiş diğer asistana. O inmiş sonra ben indim. Bana sinirlenerek “ Sepulik hanım sen neden aşağıya hastaya inmiyosun” dedi ve ben şok oldum. Hoca ona kızmış o da bana kızıyor ki bu zamana kadar hiç böyle bir tavırda olmadı asla. Bana mesaj geç geldi diye ve kendisi de işini bırakıp aşağı indi diye fırçayı bana kaydı ki 1 aydır aşağıda ben çalışıp herkesi ben idare ediyorum. Ben de işimi bırakarak aşağı iniyorum.
Bu arada yine hasta bakan bir diğer kürsünün (cerrahi bölümü) de şuan 2 asistanı var ancak onlar kendi aralarında nöbet yapmışlar senelerdir o şekilde, onlarda da kıdemli olan daha eski olan var, hocalar bunu kabul etmiş vaziyette, yazı işleri vs her şey adil paylaşılmış, bir kişi bir hafta nöbetçiyse diğeri boş ve kürsüdeki işleri ve kendi işlerini hallediyor. Bizde herkes her şeye yetişmeye çalışıyor. Görev dağılımı yok, sınavlara 4 seferdir diğer asistan gitti ben hep klinikteydim. Ben de arş görevlisiyim ben de kürsüdeyim ben neden gidemiyorum mesela?
Fazla uzadı ve fazla detay verdim konuyu hiçbir açık kapı bırakmadan anlatmak adına, sadede gelecek olursam sizce bu duruma yani klinikte sürekli aralıksız benim çalışıyor olup, diğer asistanın sırf kıdeminden dolayı ya da kürsü işlerinin tamamını o yapıyor diye her şeyin bana yüklenmesine susmalı mıyım, aşağıdan çıkamayıp, görev dağılımı yapılmadığı için adaletsiz ve haksız bir iş bölümünden dolayı bunlara katlanmalı mıyım? Bu durum haksızlık mı yoksa herkes asistanken bu şekilde çile çekiyor boşver geç demem gereken bir durum mu çünkü bu anlayış hocalarda hep var, biz çektik biz zorlandık siz de çekeceksiniz diye. Bu işin doğası böyle, zor ve çilekeş, ancak bu yapılan sömürme değil de ne? Bu haksızlıkları dile getirirken sen asistansın sus otur denmemesi için saygısızlık yapmamak adına bu ince çizgiyi nasıl ayarlamalıyım?
Bölüm başkanı ile konuşmayı düşünüyorum ancak sert yapıda bir insan ben de pasif kalmaktan ve kendimi yeterince ifade edemeyip yanlış anlaşılmaktan çekiniyorum. Siz olsaydınız ne yapardınız? Nasıl bir yol izlerdiniz? Bu durum bana normal gelmiyor ancak kimse ses çıkarmayıp mobbingi normalleştirdiği ve “biz de çok ezildik” dediği için bizden de bu düzene uyum sağlamamız isteniyor, bu nasıl olsa ses etmiyor diyerek eşeğe vurulan semer misali, semer vuranımız çok oluyor.
Sizden alacağım objektif yorumlara göre adım atacağım çünkü cidden artık cok bunalmaya başladım. İşime gitmek, mesleğimi yapmayı istemeyecek konuma geldim. Birçok şeyi kaldıramıyorum ve bu biraz da benim ses çıkaramamamdan içime atmamdan kaynaklanıyor bu da ayrı bir konu, özetle bu sorunları aşamazsam istifa etmeyi bile düşünüyorum. Kısacası yılmak üzereyim. İşin içinden çıkamıyorum.
Şimdiden okuduğunuz için ve görüşleriniz için teşekkür ediyorum.