Topluca bir cevap yazayım dedim.
Öncelikle konumu en fazla 2 kişi okur diye düşünüyordum, hayatımda ailem dışında bu yazıyı okuyarak bana emek vermiş tek insanlar siz bu konuyu okuyan kadınlar olabilirsiniz. Çok teşekkür ederim.
Sert mizacı olanlar salak demiş, yumuşak mizacı olanlar kıyamamış yazık sana demiş. Hepinize katılıyorum. Sorularınızı da cevaplayayım.
Üniversite 2. sınıftayken çok parasızlık çekiyordum. Babamın maddi durumu çok iyi, müteahhit. Ama babamla şu olayları ona anlatana kadar yakın bir ilişkim olamamıştı hiç. Eşime de bir KYK kredisiyle destek olmaya çalışırken debelenip duruyordum, babamdan aldığım harçlık da yetmiyordu. İnternetten SEO uyumlu makaleler yazmaya başladım. Sayfası 1 liraydı o zamanlar. "Halı yıkama" diye aratanlar için mesela, onlarca sayfa yazı yazıyordum her bir sayfada farklı şeyler anlatarak, yaptığım son işti bu "halı yıkama", bu yüzden aklımdan çıkmaz hiç. Bu işi yaparken bir kadınla tanıştım. Bulunduğumuz sitede yazdıklarımı okuyor, bu iş yerine başka bir iş yapabileceğimi söylüyordu. Onunla tanıştıktan sonra proje danışmanlığını iyice araştırdım, öğrendim, onunla ortaklık kurduk ve kosgeb, kalkınma ajanslarına vb. proje hazırlamaya başladım. Evimden çalışıyordum, hala da evimden çalışıyorum. Harcadığım paraların hepsini de bir anda harcamadım, bir anda kazanmadım çünkü. Ama küçük de olsa bir birikimim vardı ve sürekli para kazanabiliyordum. Evlendikten sonra sürekli kavgalar, krizler yüzünden işlerime hiç odaklanamadım. Birikimimi zaten harcamıştım. İşlerimi yapamadığım için insanlar haklı olarak benden memnun kalmadılar, iadeler yapmam gerekti. Böyle böyle çöktüm, şimdi para kazanıyorum yine. Ama borçlarım olduğu için birikim vs. yapamıyorum. Corona nedeniyle bazı borçlarımı ertelettim. Bu durumdan istifade ayağa kalkmaya çalışacağım diyordum. Ama yine sabaha kadar oturmuş ve ağlamış halimle burada sizlere yazıyorum. Babama yaşadıklarımı anlattıktan sonra çok büyük maddi-manevi destek gördüm. Borçlarım için de. Eşim bu sırada sayemde kazandığı maaştan ailesine para vermenin savaşını yapıyordu, ben bu durumdayken. Annesi de babası da emekli öğretmen bu arada. Paralarının neden yetemediğini sorgulamam bile kavga sebebi oluyordu. Çünkü anneciğinden başkasına ait olamazdı onun parası, sevgisi, gücü, her şeyi.
İkinci olarak, güzel falan değilim. Kilo problemim var. Eşim bunu sorun etmedi hiç, yani bana söylemedi böyle bir şey. Ancak kayınvalidem beni evden kovmadan önce "seni kilona rağmen kabul ettim" demişti. Bunu unutamıyorum. Buradan arkadaşlar edinebilirsem, bu süreci atlatmak için, fotoğraflarımızı zaten göreceklerdir.
Bu adama bağımlı olduğum doğru. En büyük sebebi hayallerim. Evli olanlar, ya da uzun süreli ilişkisi olanlar düşünmeli, sadece sevdiniz ve üzerinize düşeni yaptınız. Şöyle haksızlıklar görseniz üzülmez miydiniz geçen zamanınıza ve emeklerinize? Ben üzerime düşenden de çok fazlasını yaptım, çok şeyin savaşını verdim. Şimdi her birini geride bırakmak hem de hiçbir suçum yokken, çok canımı yakıyor. Yapmam gereken bu biliyorum. Tutmamış bir yatırıma hayatımı harcadım. Artık daha fazla harcayıp yatırımın tutmasını beklemek salaklık, biliyorum. O yatırım hiçbir zaman tutmayacak çünkü.
Bir kez daha "salak!" diye suratıma bağırın, ama ben bu adamı çok sevdim. Eskisi gibi değilse de, hala seviyorum. Ama dün gece ona "bizim aile olmamız için ailenle yakın olmama gerek yok, beni sevmiyor musun" dediğimde bana söylediği gibi, "sevgi yetmiyor."
O en kötü zamanlarında içindeki ışığı görebildiğim biriydi. Onu o karanlıktan tutup çıkarmak istemiştim. Bu yüzden parayı, pulu hiç önemsemedim. Ama ne yazık ki o karanlığa çekti beni. Annemin söylediğiniz gibi beni alıp kurtarma şansı da yoktu, çünkü hep annem "ilişkimizin düşmanı" rolündeydi, evlenmeden önce denemedi de değil. Ama yapamadı. Çünkü ben izin vermedim. Yapma çabaları da hep eşim tarafından anneme hakaret olarak kullanıldı.
Ben gençliğimi, hayallerimi, hayatımı aldım, çöpe attım. Bundan sonra da bir gelecek yok benim için diye düşünüyorum. Dün annesinde teyzesinin gönderdiği yiyeceklerden yemiş. Ben ayrılalım dediğimde beni durdurup barışmak isteyen adam ortada hiçbir şey yokken ayrılalım dedi. Nasıl bir enerji yükledilerse o yiyeceklere ben de istiyorum inanın :)
İşin şakası bir yana, eşimin psikiyatrik rahatsızlığı önemli bir boyutta, ailesinin de öyle. Benim psikotik bir rahatsızlığım yok ama (onun psikiyatristine kendim de uzun süre muayene oldum, en son bu corona olayından önce gitmiştim) korkunç bir depresyonun içindeyim uzun zamandır. Diyetisyenimle arkadaş gibiydik, ona bunlardan bahsederken "kurtar kendini" demişti bana. "Ama hocam perdelerimi bile diktirdim" demiştim. Acıyarak gülmüştü bana. Şimdi o acımayı çok iyi anlıyorum.
Ben ayağa kalkmak için savaşacağım. Söylediğiniz gibi ezik, zavallı olmayacağım. En azından deneyeceğim. O ailesinin yanına, ben ailemin yanına gittiğimizde onu aramak, ondan bir güzel söz duymak için saatlerce acı çekip ağlayacağım biliyorum, ama başaracağım bunu. Çünkü hepiniz haklısınız, bu adam beni sevmiyor. Hep git gel yaşadım bu konuda, bazen öyle şeyler yaptı ki beni sevdiğine kendimi ikna etmeme yardımcı oldu, ama sevmiyor işte. Hiçbir zaman da sevmeyecek.
Bu arada artık ona ya da ailesine karşı herhangi bir maddi desteğim yok. Sadece borç ödeyip geçimimi karşılayacak param var çünkü.
Kayınvalidem de eşim de kötü insanlar. Bunu biliyorum. Ve benden bu kötülüklerini hiç esirgemediler. Kayınvalidem evlendikten sonra böyle yapmaya başladı bana. "İlgisizsin" diyerek. Oysa inanın gerçekten ilgiliydim.
Çekeceğim acıyı sorgulayacağınızı biliyorum, ben size anlattığım adamdan ayrı kalacağım için acı çekmeyeceğim. Bu koltukları, bu halıları, her bir bibloyu, helva şekillendirmek için kullanılan zımbırtıyı bile "mutlu olacağım günler" için aldım, evimi yerleştirirken bile kimse yoktu yanımda. Her bir damlasında umudum var bu yuvanın. İşte bunun için acı çekeceğim. Olmadı diye. Mutlu olacağım günler asla gelmedi diye. Ve bunda hiçbir eksiğim yok diye. Keşke eksiklerim olsaydı, güzel olmamak dışında. O zaman hak ettim diyebilir ve mutlu olmaya çalışabilirdim. Geleceğim yok. Mutlu olacağım günlerim de yok. Duyduğum onca hakaret, yaşadığım onca eziyet yanlarına kar kalsın. Hiçbir şekilde tek kuruş nafaka ya da tazminat vs. istemeyeceğim. Annesine harcasın.