• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Ailesi eşimi elimden aldı!

kesinlikle evliliğin getirdiği değişimin "adamlık"la hiç ilgisi yok.. ve bu değişim kaçınılmaz.. ve kesinlikle berkarken sarfettiğim sözlerin ne kadar havada kaldığına şahit oluyorum yaşadıkça..

yani..

bir de insanlar ne kadar meraklı dışardan tasavvur ettiği şeylerle ilgili ahkam kesmeye?

şimdi bebeği olmayan biri olarak, ben nasıl bebek yetiştirmekle ilgili ahkam kesebilir miyim? anlamlı olur mu?

ama ergen kızlarımız maşallah mangalda kül bırakmıyor.. adam gibi adamla başlayan cümlelerle ortalığı kasıp kavuruyor..
 
hayal dünyanız çok güzelmiş, güle güle kullanın :1:

ben bekarken bambaşka bir sevgiliydim, evlendikten sonra bambaşka bir "kadın" oldum..

kadın da değişir, erkek de değişir.. konuyu "adamlığa" bağlamayın..

erkekler çocuk değilmişmiş.. hmm.. yazdıklarımı iyi okumanızı (?) tavsiye ederim. orada erkek çocuktur, aptaldır, ona bir idiota yaklaşır gibi yaklaşın diye bir ibare mi var?

evlilik, içine girmeyenlerin hakkında ahkam kesebileceği türden bir kurum değildir..

Teşekkür ederim :37:
Ben yazdıklarımı iyi okuyorumda , ya anlatamıyorum yada anlıyamıyorsunuz..:27:
Ben size erkekler çocuk gibidir dediniz demedimki
Sizin yazdıklarınızdan erkeğinize çocuğunuz gibi davrandığınızı ima ettim
Hani çocuklar ailelerin göz bebeğidir , onlar ne derse o olur ya
Sizde erkeklerinizi , eşlerinizi çocuklarınız gibi görüp davranıyorsunuz
Hem bu erkeğin sırtını sıvazlandığı zamanların annemin döneminde kaldığını sanıyordum
Evliliği bilmiyor olabilirim ama en azından erkeklerede sizin davrandığınızı gibi davranmıyacağını biliyorum
 
aslında hepimiz aynı yönden bakıyoruz.
sadece kullandığımız kelimeler farklı demek ki.
(bunu sana ve asude'ye söylüyorum. rouges gerçekten çok keskin yorum yaptı. henüz onunla aynı noktada buluşamadık)

ben tam tersiyim biliyormusun?
hayatımın merkezinde eşim vardır.
önceliklerim eşim ve istekleridir.
bir şey yaparken, bir şey alırken, bir yere giderken önce onu düşünürüm.
"eşine bağımlı" derler benim için, "eşine bağlı" değil!!!!

tabii ki de kadın erkeğe bağırıp çağırmamalıdır, erkek de kadına.
bu en önce saygının getirisidir zaten. aşksız evlilik yürüyebilir, sevgisiz de yürüyebilir ancak saygısız bir evlilik asla yürüyemez. asla!

benim takıldığım nokta; eşin sürekli pohpohlanması , kayıtsız şartsız el üstünde tutulması, hesap sorulmaması (bu lafa hala takığım bence kelime olarak yanlış bir kelime)...
böyle bir şey yok.. olamaz, olmamalı.
erkeğin fıtratı gereği deniyor; peki, kabul. ama ya kadının fıtratının getirdikleri?

tekrar ediyorum.
evlilikte ne erkek ne de kadın karşı cinsi aşağılayacak kelimeler asla kullanmamalı, emir cümleleri kurmamalıdır.
ancak kayıtsız şartsız erkeğin egosunu okşamak da bana göre değil.
bir şey yanlışsa, aksıyorsa bunu söylemek önceliğimdir.
sonucu her ne olursa olsun.

Csi diğer yazılanlar için bişey söyleyemeyeceğim ama konunun başlığı bile eşimi ailesi elimden aldı ,aslında bu bile herşeyi özetliyor..
 
Csi diğer yazılanlar için bişey söyleyemeyeceğim ama konunun başlığı bile eşimi ailesi elimden aldı ,aslında bu bile herşeyi özetliyor..

konu zaten baştan sona çelişkiler silsilesi.
3 aylık bir evlilik.
sebebi belli olmayan (en azından bize açıklanmayan) 180 derecelik bir dönüş.
1 gün önce haftaya yapılacak gezinin planları yapılırken, 1 gün sonra terkediş, 0(sıfır) açıklama.

3 ayda bu evlilik nasıl ve neden bu hale geldi?
en ufak tartışmada (ki aslında bu konuda tartışma da yok) neden boşanma yolu seçiliyor?
eşin abisi ve kız arkadaşının konuyla ilgisi ne?
neden ve hangi hakla kayın küfür edebiliyor geline ve eş buna neden sessiz kalıyor?
nasıl iftiralar atılıyor geline, neden kimse bu konuda bir açıklama yapmıyor?

sonra bu nasıl bir evlilik ki erkek tarafı evliliği bitirebiliyor.
elinden alınmak ne demek?
 
Son düzenleme:
bana kalırsa rouges'in yazdıklarını anlamamışsınız..
köle olun, ağzınızı açmayın demiyor ki..

iletişim kurmayı öğrenin diyor..

evet, erkekler onaylanmak kabul görmek, sıcaklık görmek ister.. eğer bunu verirseniz karşılığını da kat be kat alırsınız..

ha kimi erkek vardır o emir almaktan bağırılıp çağrılmaktan azarlanmaktan hoşlanır.. light selami örneğidir onlar ama çok azdır..

dominant kadını öyle her erkek çekmez kısacası..

rouges tavsiyede bulunmuş, öfke kontrolünü öğren ve etkili iletişim kur diye.. bunun anlamı "tamam kocacım haklısın kocacım" demek değildir.
ben de düşünüyodum ne yazsam diye ama siz olayı çok güzel açıklığa kavuşturdunuz bence:46::46::46:
kesinlikle katılıyorum saray kedisine..

rouges'ın yazdıkları çok yanlış yerlere çekilmiş..

evet erkek yaratılışı gereği kontrolü kaldırmaz. bunu abetaya ben de başta söylemiştim. yaptıklarının her normal (sağlıklı) erkeği itecek hareketler olduğunu..

bu erkeği üstün görmek demek değildir, bu erkeği anlamak demektir. siz erkeği anlamaya çalışmak zorundasınız, erkek de sizi.. bu kimseye hak vermek, hak almak olayı değildir. hemen kadın eziliyor tribine girmişsiniz..

erkeğin fıtratı ile kadının fıtratı bambaşkadır. önemli olan empati yaparak bu iki tarafın birbirini anlamasıdır. ki gördüğünüz üzere abetanın eşi de bu durumdan kaçışta bulmuştur çareyi.. çünkü abeta kontrolleri ile erkeğinin doğasına aykırı hareket ederek onu kendinden sonsuza kadar uzaklaştırmış.. adamın abetasız gülüp eğlenmesi tesadüf mü? değil..

şimdi abetanın arayıp "adamsan gelir anlatırsın" demesi de hatalarından hiç bir ders çıkarmadığının kanıtıdır. evet, erkeğin adamlığıyla erkekliğiyle ilgili laflar söylenmez..

nasıl ki bir kadının kadınlık onuru zedelenemezse, erkeğinde erkeklik gururu zedelenemez..

bekar arkadaşlar, rouges'ın yazdıklarını okumuş da evlilikten soğudum triplerine girmiş.. evet canlarım, evlenince karşınızdaki adam size sevgiliyken "aşkitoaamm yerim seniiii" diyen adam olmayacak.. rol kesmeyi bırakıp özüne dönen bir "erkek" olacak.. onu anlayamayıp, ona yasaklar koyarak, sabahları (nişanlılık döneminde ailesi sizi üzdü diye) bağırıp çağırarak horlarsanız, sonunuz abeta gibi olacak..

abeta seni üzmek istemem.. ama bir şekilde insanların yüzeysel yorumlarına dayanamıyorum.. senin üzerinden örneklemem gerektiği için üzgünüm..

sen de hala hatalarına devam ettiğin için (adamsan gelir karşıma konuşursun vs demişsin) sana da kızıyorum..
doğru söze ne denir:46::46::46:

Bu kısım bana yazılmış
Triplere girmedim :27:
Ben hayatı toz pembe görmüyorum
Yok erkeklik miş erkeğe şu söylenmez bu yapılmazmış mış mış mış
Ben bunları sevmiyorum , Adam olan sevgiliykende , nişanlık döneminde de , evlenincede aynı olur
Ne yani bu erkeklerin huyları , karakterleri değişiyormu bazı dönemlere göre
Erkekler çocuk değil , onlara çocuk gibi davranmayın !
bekara boşamak kolay diye bi söz vardır onun için canım sen yaşamadan evliliği bilemezsin
yaşadıkça da geriye dönüp baktığında aslında bu söylediklerinin ne kadar komik ve cahilce
olduğunu zaten kendin farkedeceksin .sen her ne kadar kabul etmesen de bu böyle
hayal dünyanız çok güzelmiş, güle güle kullanın :1:

ben bekarken bambaşka bir sevgiliydim, evlendikten sonra bambaşka bir "kadın" oldum..

kadın da değişir, erkek de değişir.. konuyu "adamlığa" bağlamayın..

erkekler çocuk değilmişmiş.. hmm.. yazdıklarımı iyi okumanızı (?) tavsiye ederim. orada erkek çocuktur, aptaldır, ona bir idiota yaklaşır gibi yaklaşın diye bir ibare mi var?

evlilik, içine girmeyenlerin hakkında ahkam kesebileceği türden bir kurum değildir.. ünlemli cümlelerinizi kaldırın çeyiz sandığınıza saklayın, evlenince eşinize karşı kullanırsınız, 3 ay sonra da gelir burada konu açarsınız..
kesinlikle katılıyorum insanın yaşadığı ortam ve hayat şartları ayrıca da yaşının ilerlemesi
insanda bi takım değişikliği kaçınılmaz kılıyo...
yani..

bir de insanlar ne kadar meraklı dışardan tasavvur ettiği şeylerle ilgili ahkam kesmeye?

şimdi bebeği olmayan biri olarak, ben nasıl bebek yetiştirmekle ilgili ahkam kesebilir miyim? anlamlı olur mu?

ama ergen kızlarımız maşallah mangalda kül bırakmıyor.. adam gibi adamla başlayan cümlelerle ortalığı kasıp kavuruyor..

:60::60::60::60::60::60::60::60::60::60::60::60:ay ilahi asude_bahar güldürdün beni
ama çok doğru söyledin valla.bu beğen butonu da yok sinir oluyorum yaa işimi uzatıyo yazmak zorunda kalıyorum:1:
 
evlilik ve nişanlılık, sevgililik dönemleri arasında kesinlikle büyük farklar var. bizler evlilikte erkeklerin davranışlarının değişmeyeceğini düşünüyoruz fakat gerçek bundan çok farklı. tabii ki ortaya çok kötü bir sonuç çıkıyor da diyemem. kusursuz davranan bir erkek evlenince vampire dönüşüyor diye bir şey yok. ama farklılaşıyor davranışlar mutlaka. biz de de aynı şekilde. kesinlikle eşinize karşı nazik ve güleryüzlü olmamız gerekiyor. sonuçta bu bir ego savaşı değil. bu adamları sevdiğimiz için onlarla evleniyoruz. ortalığı güç gösterisi alanına çevirmek doğru değil. tabii ki o da bize öyle davranmalı. karşılıklıdır. burada erkeğe iyi davranılmalı diyen arkadaşların 'erkeği pohpohlayın, kendinizi ezdirin' demek istediklerini düşünmüyorum. kendimizi ezdirmemeliyiz tabii ki ama sorun olduğunda da bağırmaya, hakaret etmeye kalkmamalıyız. kendini korumak böyle bir şey değil çünkü. bekar arkadaşlar henüz farkında değil tabii.normal buluyorum bunu da.evliliği sürdürmek gerçekten enerji isteyen bir şey.
konuyu açan arkadaşa da bundan sonrası için sorunların en az seviyede olduğu bir yaşam dilerim. eşinle arandaki uçurum artık kapanmayacak düzeyde bence.kafasında çoktan bitirmiş bir erkek var karşında.
 

Teşekkür ederim :37:
Ben yazdıklarımı iyi okuyorumda , ya anlatamıyorum yada anlıyamıyorsunuz..:27:
Ben size erkekler çocuk gibidir dediniz demedimki
Sizin yazdıklarınızdan erkeğinize çocuğunuz gibi davrandığınızı ima ettim
Hani çocuklar ailelerin göz bebeğidir , onlar ne derse o olur ya Sizde erkeklerinizi , eşlerinizi çocuklarınız gibi görüp davranıyorsunuz
Hem bu erkeğin sırtını sıvazlandığı zamanların annemin döneminde kaldığını sanıyordum
Evliliği bilmiyor olabilirim ama en azından erkeklerede sizin davrandığınızı gibi davranmıyacağını biliyorum

düşüncelerimi yazıyla gayet güzel ifade ettiğimi sanıyorum. ama siz böyle anlamak istiyorsanız, ona da saygı duyarım..

erkeğimi çocuğum gibi görseydim, erkeğim olamazdı, emin olun..

kadın, kadındır; koca erkek. annelik duygularımızı, çocuklarımıza saklıyoruz erkeklerimize değil..

işin özü, empati yoluyla birbirini anlamak.. insan, anlamak ister; anlaşılmak ister.. erkek, kadınını anlar, kadınlık onurunu okşar; kadın da erkeğini anlar, erkeklik gururunu zedelemez.. karşılıklı birbirlerinin değerlerine saygı duyarak anlaşma zemininde buluşurlar..

sevgi çok şeydir; ancak herşey değildir. saygı ve anlayış olmadı mı evlilik yürümez..

anneciğinizin duygu dünyasını bilemem. ama annenizle beni aynı kefeye koymanızı da anlayabilmiş değilim. her insan, bir dünyadır. farklı bir dünyadır. genellemelerle iş yürütme gafletinden bir an önce sıyrılmanız dileğiyle..
 
Son düzenleme:
Ben anneme kızardım Babamı çok pohpofluyorsun
Şımartma derdim ama bakıyorumki herkes aynı
Belki cahilim , belki ilerde bu yazdıklarımın ne kadar komik olduğunu düşünecem
Ama ben sizin gibi bir erkeğe davranırsam , boğulurum o evlilikten
Birde şu var peki neden hep altan alan taraf kadın olmalı
Neden hep erkek baskın olmalı?
 
Bu işin kadını erkeği yok, herkesin Beklediği ve hak ettiği şey var : "Saygı" ..
Şimdi " sana gece annenle konuşmayı yasaklıyorum" diyen Bi eş var Burda.. yemin olsun acıdım o adama.. herkes yerini haddini Bilecek, eşin diye ağzına geldiği gibi konuşamazsın ki.. ağalık taslayamazsın ki.. eşin o senin.. sonra evliliğim neden Bitti ailesi elimden aldı.. tamam ailesi yapıcı değil yıkıcıdır olabilir.. ama adam da evinde huzur Bulamıyorsa sürekli karşisinda kendisine ağalık taslayan racon kesen Bi kadın varsa dama demiştir.. Ben de öyleydim.. allah allaaaaaahh küçük dağları Ben yaratmışım gibi Bi afralar Bi tafralar.. Burnumdan kıl aldırmazdım... resmen ısırırdım sözlümü dilimle.. kendini savunmayla , karşindaki insani aşağilamak arasındaki ince çizgiyi kaçirirdim.. Bu işin kadını erkeği yok, sen en çoook eşine saygı göstereceksin.. kendi isteklerini dile getirirken ona saldırmıcaksın.. Ben çok yaptım.. çook racon kestim efelik tasladım.. ne oldu ilişkim yiprandı.. ne oldu haklıyken haksız oldum.. ama düzeldim.. şuraya gelecem, telafi edilir şeyler Bunlar.. konu sahibi arkadaşımız özeleştirisini yapsın , tekrar şans verilebilir Bu evliliğe.. yıkmak kolaydır , ama sabırla yoğrularak taşlar oturabilir.. hakkınızda en hayırlısı olsun..
 
canım konuyu baştan beri takip ediyorum çok üzüldüm hakkında hayırlısı olsun.
 
Ben anneme kızardım Babamı çok pohpofluyorsun
Şımartma derdim ama bakıyorumki herkes aynı
Belki cahilim , belki ilerde bu yazdıklarımın ne kadar komik olduğunu düşünecem
Ama ben sizin gibi bir erkeğe davranırsam , boğulurum o evlilikten
Birde şu var peki neden hep altan alan taraf kadın olmalı
Neden hep erkek baskın olmalı?

hayır canım erkek Baskın olsun kadın ezilsin diye Bi mantık yok, olamaz da zaten.. iki tarafta aynı şekilde "saygı" gösterecek.. erkek de kadınını yüceltecek, sayacak.. ne erkek ne kadın "sana şunu yasaklıyorum.." tarzında konuşmamalı.. kadını erkeği yok Bu işin.. erkek de kadın da Bi durumdan rahatsızsa güzel güzel açıklayarak izah edecek.. Bu işin cinsiyetle hiçbi alakası yok..
 
konu zaten baştan sona çelişkiler silsilesi.
3 aylık bir evlilik.
sebebi belli olmayan (en azından bize açıklanmayan) 180 derecelik bir dönüş.
1 gün önce haftaya yapılacak gezinin planları yapılırken, 1 gün sonra terkediş, 0(sıfır) açıklama.

3 ayda bu evlilik nasıl ve neden bu hale geldi?
en ufak tartışmada (ki aslında bu konuda tartışma da yok) neden boşanma yolu seçiliyor?
eşin abisi ve kız arkadaşının konuyla ilgisi ne?
neden ve hangi hakla kayın küfür edebiliyor geline ve eş buna neden sessiz kalıyor?
nasıl iftiralar atılıyor geline, neden kimse bu konuda bir açıklama yapmıyor?

sonra bu nasıl bir evlilik ki erkek tarafı evliliği bitirebiliyor.
elinden alınmak ne demek?

İşte bir egemenlik savaşı var oğul - koca üzerinde ,burda erkeğin pasifliğinden kaynaklanıyor iki tarafada çizgiyi koyamıyor kim baskın çıkarsa hopp diğer tarafa ,böyle bir evlilik olmaz erkek çizgiyi koyacak ,(kadında aynı şekilde )kadın bilecekki eşi bazı konularda hassas ,kadında daha dikkatli olacak ,sonuçta erkekleri aile emanet şekilde büyütmüyor ve hiçbir zamanda bir erkek ailesinden vazgeçmiyor geçmiş gibi yapsada bu çok geçiçi bir süre ,asude 'nin bazı tespitleri doğru saygı ve insanların hassas oldukları şeylerde ölçüyü bilmek lazım buda bir saygıdır.

Son zamanlarda vardığım kanaat biz evlilik yürütmeyi bilmiyoruz ,hep alternatifler var hayatımızda yürümezse biter,mantığıyla yaklaşıyoruz buda ilk fırtınada evlilikleri sallandırıyor maalesef

Abeta için söylemiyorum genel olarak durum bu evlilik müessesesi kutsallığını ne yazık ki kaybetti.Eskiden geliniyle anlaşamayan büyükler bile oğlum eşinle iyi ol ,yuvanda mutlu ol biz başka bişey istemeyiz mantığıyle yaklaşıyordu şuan adeta hakimiyet kavgası ,kimse kimsenin malı değil ..

Kaçan kovalanır diyorlar kovalıyoruz kaçıyorlar,olmaz öyle şey ilgi göster diyorlar ilgi gösteriyoruz ilgiden sıkıldı oluyor ,ne yapılacak nasıl bir yol izlenecek bilmiyorum ama şu boşanmaların bir yaptırımı olmalı hemde çok ağır..
 
hayır canım erkek Baskın olsun kadın ezilsin diye Bi mantık yok, olamaz da zaten.. iki tarafta aynı şekilde "saygı" gösterecek.. erkek de kadınını yüceltecek, sayacak.. ne erkek ne kadın "sana şunu yasaklıyorum.." tarzında konuşmamalı.. kadını erkeği yok Bu işin.. erkek de kadın da Bi durumdan rahatsızsa güzel güzel açıklayarak izah edecek.. Bu işin cinsiyetle hiçbi alakası yok..

Ben zaten konu sahibinin yaptıklarını onaylamıyorum , o zaten en başta yanlış yapmış
Yani bu duruma gelmelerin sebebi kendisi..
Burcucum teşekkürler , en güzel örnek seninki olmuş
Her iki taraf birbirlerine saygı göstersin ama bu asla tek taraflı olmasın
herşeyi çeken kadın olmasın , erkekde taşın altına elini koysun
 
Son düzenleme:
İşte bir egemenlik savaşı var oğul - koca üzerinde ,burda erkeğin pasifliğinden kaynaklanıyor iki tarafada çizgiyi koyamıyor kim baskın çıkarsa hopp diğer tarafa ,böyle bir evlilik olmaz erkek çizgiyi koyacak ,(kadında aynı şekilde )kadın bilecekki eşi bazı konularda hassas ,kadında daha dikkatli olacak ,sonuçta erkekleri aile emanet şekilde büyütmüyor ve hiçbir zamanda bir erkek ailesinden vazgeçmiyor geçmiş gibi yapsada bu çok geçiçi bir süre ,asude 'nin bazı tespitleri doğru saygı ve insanların hassas oldukları şeylerde ölçüyü bilmek lazım buda bir saygıdır.

Son zamanlarda vardığım kanaat biz evlilik yürütmeyi bilmiyoruz ,hep alternatifler var hayatımızda yürümezse biter,mantığıyla yaklaşıyoruz buda ilk fırtınada evlilikleri sallandırıyor maalesef

Abeta için söylemiyorum genel olarak durum bu evlilik müessesesi kutsallığını ne yazık ki kaybetti.Eskiden geliniyle anlaşamayan büyükler bile oğlum eşinle iyi ol ,yuvanda mutlu ol biz başka bişey istemeyiz mantığıyle yaklaşıyordu şuan adeta hakimiyet kavgası ,kimse kimsenin malı değil ..

Kaçan kovalanır diyorlar kovalıyoruz kaçıyorlar,olmaz öyle şey ilgi göster diyorlar ilgi gösteriyoruz ilgiden sıkıldı oluyor ,ne yapılacak nasıl bir yol izlenecek bilmiyorum ama şu boşanmaların bir yaptırımı olmalı hemde çok ağır..

tesbitlerin bence çok doğru canım..
 
Ben anneme kızardım Babamı çok pohpofluyorsun
Şımartma derdim ama bakıyorumki herkes aynı
Belki cahilim , belki ilerde bu yazdıklarımın ne kadar komik olduğunu düşünecem
Ama ben sizin gibi bir erkeğe davranırsam , boğulurum o evlilikten
Birde şu var peki neden hep altan alan taraf kadın olmalı
Neden hep erkek baskın olmalı?

kurabiye, ne asude ne ben ne de rouges'in söylediklerinde saygının tek taraflı olacağı anlamı var.

elbette saygı karşılıklı olacak..

mesela ne kadar zeki olursa olsun bir kadın zekasına değil güzelliğine vs iltifat duymak ister:)) haksız mıyım? bu nasıl bir kadın fıtratıysa, erkeğin de kendisine hayran olunmasını istemesi onun fıtratıdır.. evlilikte bu dengelerin korunması gerekir..

zaman zaman kadın nazlanacak, şımaracak.. zaman zaman da erkek "sen aslansın, kaplansın" diye pohpohlanacak.. (sadece örnek için yazdım)
 
kurabiye, ne asude ne ben ne de rouges'in söylediklerinde saygının tek taraflı olacağı anlamı var.

elbette saygı karşılıklı olacak..

mesela ne kadar zeki olursa olsun bir kadın zekasına değil güzelliğine vs iltifat duymak ister:)) haksız mıyım? bu nasıl bir kadın fıtratıysa, erkeğin de kendisine hayran olunmasını istemesi onun fıtratıdır.. evlilikte bu dengelerin korunması gerekir..

zaman zaman kadın nazlanacak, şımaracak.. zaman zaman da erkek "sen aslansın, kaplansın" diye pohpohlanacak.. (sadece örnek için yazdım)

bencede..... like like diyorum :40:
 
kurabiye, ne asude ne ben ne de rouges'in söylediklerinde saygının tek taraflı olacağı anlamı var.

elbette saygı karşılıklı olacak..

mesela ne kadar zeki olursa olsun bir kadın zekasına değil güzelliğine vs iltifat duymak ister:)) haksız mıyım? bu nasıl bir kadın fıtratıysa, erkeğin de kendisine hayran olunmasını istemesi onun fıtratıdır.. evlilikte bu dengelerin korunması gerekir..

zaman zaman kadın nazlanacak, şımaracak.. zaman zaman da erkek "sen aslansın, kaplansın" diye pohpohlanacak.. (sadece örnek için yazdım)

Doğru söylüyorsunuz aslında ama rauges öyle bir yazmışki
Onun yazısı çok farklıydı , tek taraflıdı
Yani sizin gibi iki tarafından birbirine yapmasını gerekenden bahsetmiyordu
Tek taraflıydı , hatta abartı..
 
Ben zaten konu sahibinin yaptıklarını onaylamıyorum , o zaten en başta yanlış yapmış
Yani bu duruma gelmelerin sebebi kendisi..
Burcucum teşekkürler , en güzel örnek seninki olmuş
Her iki taraf birlerine saygı göstersin ama bu asla tek taraflı olmasın
herşeyi çeken kadın olmasın , erkekde taşın altına elini koysun

tabiki canım yaa.. erkek de alttan alacak yeri geldiğinde, eşini her ortamda yüceltecek, yerli yersiz kıskançlıklar Baskılar yapmayacak.. ailesine karşi her zaman koruyacak.. daha Bi çok şey.. zaten Bi evlilikte hep ödün veren kadınsa her şeye evet diyor her seye göz yumuyorsa o evlilik evlilik değildir.. adamın da kadına gram saygısı yoktur.. kocamızdan Beklentilerimiz olacak, ama Bu Beklentilerimizi efelik taslayarak, emirler vererek, sana şunu yasaklıyorum diyerek dile getirirsek olmaz.. herşeyden önce tatlı dilli olmamız lazım, kendimizi güzel ifade edebilmemiz lazım.. eşimiz Bize zimmetli Bir mal değil.. şimdi Ben hiç mi sinirlenmiyorum kayınvalideme ? ama Bundan sözlüme ne ? annesinin veya ailesinin yaptiği hatalar yüzünden sözlümü incitip dursam, sürekli asabi olsam, ona yansıtsam adamda huzur kalmaz.. kayınvalideme arama mesafe koyarım, olur Biter.. eskiden sözlüme naif davranmak zoruma giderdi.. kendimi ezdirmemeliyim diye sürekli ona güç gösterisi yapardım.. azarlar, agresif davranırdım.. ters ters cevap verirdim.asla laf söyleyemezdi karişamazdı Bana.. ama şimdi anlıyorum ki ona güler yüzlü davranmak yumuşak dille yaklaşmak onu yüceltmek güzel sözlerle pohpohlamak Beni aşaği çekmez, tam tersi yüceltir.. şimdi maşallah çok düzeldik.. canım Bak Böyle yapma üzülüyorum dediğimde adam daha iyi anlıyor Beni.. Bu kesinlikle alttan almak kendini ezdirmek değil, sadece isteklerini güzelce ifade etmektir.. o da aynı şekilde Bana Bi kez olsun emir vererek konuşmaz.. kendini ifade eder, aşkım şöyle yapsan valla çok iyi olur der, daha etkili olur.. erkek de olsan kadın da olsan eşinin gururunu onurunu zedelemeyeceksin.. huzur sunacaksın.. Beklentilerini tatlı dille sunacaksın.. işin özü, eşine verdiğin sevgi kadar "saygı" da sunacaksın..
 
İşte bir egemenlik savaşı var oğul - koca üzerinde ,burda erkeğin pasifliğinden kaynaklanıyor iki tarafada çizgiyi koyamıyor kim baskın çıkarsa hopp diğer tarafa ,böyle bir evlilik olmaz erkek çizgiyi koyacak ,(kadında aynı şekilde )kadın bilecekki eşi bazı konularda hassas ,kadında daha dikkatli olacak ,sonuçta erkekleri aile emanet şekilde büyütmüyor ve hiçbir zamanda bir erkek ailesinden vazgeçmiyor geçmiş gibi yapsada bu çok geçiçi bir süre ,asude 'nin bazı tespitleri doğru saygı ve insanların hassas oldukları şeylerde ölçüyü bilmek lazım buda bir saygıdır.

Son zamanlarda vardığım kanaat biz evlilik yürütmeyi bilmiyoruz ,hep alternatifler var hayatımızda yürümezse biter,mantığıyla yaklaşıyoruz buda ilk fırtınada evlilikleri sallandırıyor maalesef

Abeta için söylemiyorum genel olarak durum bu evlilik müessesesi kutsallığını ne yazık ki kaybetti.Eskiden geliniyle anlaşamayan büyükler bile oğlum eşinle iyi ol ,yuvanda mutlu ol biz başka bişey istemeyiz mantığıyle yaklaşıyordu şuan adeta hakimiyet kavgası ,kimse kimsenin malı değil ..

Kaçan kovalanır diyorlar kovalıyoruz kaçıyorlar,olmaz öyle şey ilgi göster diyorlar ilgi gösteriyoruz ilgiden sıkıldı oluyor ,ne yapılacak nasıl bir yol izlenecek bilmiyorum ama şu boşanmaların bir yaptırımı olmalı hemde çok ağır..

+1 imza

Bir yerlerde bir hata yapıyoruz toplu olarak ama nerde?
Geçen haberlerde söyleniyordu, boşanma oranı evlenme oranını kat be kat sollamış.

"Evlilik kutsaldır", "evlilik fedakarlıktır", "evlilik anlayıştır" düşünceleri yok oldu gitti.

Biz kadınlar okuduk, bilgilendik, sosyal hayatın ta içine girdik, yeni arkadaşlar, yeni ilişkiler derken; biz bizlikten çıktık.
Evliliğimizi diğer evliliklerle kıyaslamaya başladık.
"Onun şusu var benim niye yok; onun kocası bunu yapmış sen neden yapmıyorsun; berikinin kocası yataklara kahvaltı getiriryormuş benim neyim eksik" diye diye kendi evliliğimizden soğuduk.
Erkekler desen; zaten adamların evliliğe bakışı belliydi. İyice zıvanadan çıktılar. Herşeyi kendi çıkarlarına kullanmaya başladılar.

Eskiden özellikle kız anneleri-babaları; "gelinlikle çıktın, kefenle girersin" derlerdi şimdi "amannn sana koca mı yok, çekmek zorunda değilsin çık gel" deniyor.

İşte tüm bunların sonucunda hepimiz kolaya kaçıyoruz artık.
Kimse bir şeyleri kurtarmaya çalışmıyor, kimse çabalamıyor, kimse korkmuyor kaybetmekten elindekini.
Zaten deli gibi bir bilgi kirliliği var; "mutlu evliliğin sırları" diye yüzlerce formül döneniyor ortada; eğitim düzeyine, örf-gelenek-göreneklere bakmadan, pilav pişirir gibi evlilik sırları veriliyor. E tabi tüm evliliklerde tutmuyor.

Hep derim.
Her ilişkinin dinamiği farklıdır. Bende işe yarayan sende yaramaz.
Senin kocan kovalamayı sever, benimki kaçmayı.
Önemli olan sınırı koruyabilmek, saygıyı yitirmemek.
Rolleri ara sıra değişip, evliliği canlı tutabilmek. (ama kendi kurallarınla, dedik ya her evliliğin dinamiği farklı)

Tek üzüldüğüm nokta evlatlarımız.
Kadın da erkek de hayatını bir şekilde kotarıyor, olan çocuklara oluyor.
Bunu bilir bunu söylerim.
 
Son düzenleme:
konu zaten baştan sona çelişkiler silsilesi.
3 aylık bir evlilik.
sebebi belli olmayan (en azından bize açıklanmayan) 180 derecelik bir dönüş.
1 gün önce haftaya yapılacak gezinin planları yapılırken, 1 gün sonra terkediş, 0(sıfır) açıklama.

3 ayda bu evlilik nasıl ve neden bu hale geldi?
en ufak tartışmada (ki aslında bu konuda tartışma da yok) neden boşanma yolu seçiliyor?
eşin abisi ve kız arkadaşının konuyla ilgisi ne?
neden ve hangi hakla kayın küfür edebiliyor geline ve eş buna neden sessiz kalıyor?
nasıl iftiralar atılıyor geline, neden kimse bu konuda bir açıklama yapmıyor?

sonra bu nasıl bir evlilik ki erkek tarafı evliliği bitirebiliyor.
elinden alınmak ne demek?

konuyu abetanın bize anlattıkları kadarıyla (ki kendisi var olan herşeyi anlattığını söylüyor) çeşitli kalıplara sokabiliriz.

özgüven ve duruş yoksunu bir erkek abetanın eşi.. ailesi ile arası bozulduğunda, abetaya sığınıp, sen benim herşeyimsin bundan sonra diyen; abeta ile ipler koptu babacığının dizinin dibinden ayrılmayan.. yani kesinlikle evliliğin gereği olan olgunluk düzeyine erişmeden evlenen bir erkek..

abeta, yaşadığı tüm stresi eşinden çıkaran, onun pasifliği karşısında dominant tavırlar sergilemekten çekinmeyen bir kadın.. eşine yasaklar koyan, yeri geldiğinde onu bebek gibi seven (kendi cümlelerinden alıntı)

kocanın ailesi çıkarcı bir aile.. kayın, abiden maddi olarak besleniyor. abeta çocukları ile evlenip, abetanın memleketinde, abetanın ailesinin ve kocasının gayretleri ile kurulan yuvada oğulları onlardan tamamen kopuyor.. onu geri almaya çalışıyorlar. iyi niyetli bir aile değil..

tüm bunlar birleşince, aile dolduruşuna gelen evlilik olgunluğuna erişememiş, karısı tarafından da pasifleştirilerek var olan asgari düzeydeki özgüveni de tükenmiş adam, yeni bir liman olan, ailesinin limanına sığınıyor..

abeta bu süreçte, hem hatalarını tekrarlayarak (adam gibi adamsan karşıma çıkarsın demek gibi) hem de özgüvenine özgüven ekleyerek (kendimi hiç bu kadar güzel hissetmemiştim vs) değişmediğini gösteriyor.

ki bence zaten abeta oldukça güçlü bir kadın. eşi onu kaldırabilecek bir adam değilmiş. abetaya hem abetadan baskın, hem de abetayı seven bir adam lazım. ki mevcut koşullarda baş roldeki erkeğimizin bu kıvama gelmesi için önünde yıllar var gibi görünüyor..

yani bence ortada çelişkiler yumağı yok.. basit bir "uyumsuzluk" var. başröldekiler abeta ve eşi olduğu müddetçe, ikisi de algılarını ve davranışlarını değiştirmediği müddetçe, bu evlilik ya pürüzlü bir şekilde yürür, ya da biter.. sağlıklı bir ilişki olmadığı müddetçe de, yürümemesi kötünün iyisi kabilinden yeğdir.
 
Son düzenleme:
Back