Hep senin açından değerlendirdik, 20 yaşında bir kız annesi olarak annen açısından bakarak bir kaç şey yazmak isterim.
Bizim aile yapımızda senin aile yapına benzer. Kızım ilk alkol denemesini sınırlarını öğrensin diye bizim yanımızda yapmıştır. Erkek arkadaşının varlığından babasının da benimde haberim var. Hatta bir seferinde babası ve ben yol üstümüz diyerek kızımı arkadaşıyla buluştuğu cafeden aldık. Babamız biraz geri planda duruyor, göz ucuyla uzaktan süzmüştü sadece.
Henüz arkadaşlarıyla şehir dışı tatil planları kısmına geçmemiş olsak da, bir ay sonra dil eğitimi için yaz dönemini tek başına yurt dışında geçirecek.
Bunca imkanı verdiğim benim doğurduğum, kendi doğrularımla büyüttüğüm evladımın daha ona bir bardak su vermemiş bir kadının cahilce eleşirisine maruz kaldığını, onun görüşleri yüzünden baskılandığını duysam üzüntüden uykularım kaçar.
Şimdi ki zamanda geleceği için maddi imkanlarımı dibine kadar zorlayıp onu yurtdışına bile gönderirken, evlendiği zaman baskıcı ve yobaz bir ailenin alt katında oturup kv sininin evini temizleyecek gelin beklentisinin var olduğunu, edindiği tüm donanımları sandığa gömeceğini duysam abartmıyorum kahrolurum.
Kısa kollu tişörtle bile karşılarına çıkartmayacak kadar cahil bir ailenin yaşam enerjisini kaybetmiş oğullarının gönlünü etmeye çalıştığını duysam ben bu kıza hiç mi bir şey öğretemedim diye kafamı duvarlara vururum.
Yeri gelince ailelerinize benim özgürlüğüm, benim alanım diye tepine tepine bağırırsınız. İş duygusal ilişkiye geldi mi aşktan gözünüz kör olur boyun eğersiniz.
Kolay mı büyütüyoruz kuzum biz sizleri. Hepiniz aileleriniz için aman sağlıklı ne yedi içti, aman şu olayda kızmıştım verdiğim tepkiden dolayı psikolojisi bozuldu mu diye gözleri gözlenen en değerlilerisiniz.
Bir adamla evlenicem diye değerinizden benliğinizden neden ödün veresiniz? Seven adam üzmeye kıyamaz bırak değiştirmeyi. Bak bunlar hep tecrübe, benzerleriniz yaşayıp üzüldüğümüz için sizde yaşamayın diye yapmayın etmeyin diyoruz.
Kimse benim için bunu bunu yaptı diye madalya takmıyor, el üstünde tutmuyor. Aksine taviz tavizi doğuruyor. Ne zaman ki "yeter ben bunu kabul etmiyorum" diyecek kadar gözün dönüyor o zaman, bizim hanım/gelin delirdi diye çeki düzen veriyorlar tavırlarına. Eş ailesi saygı duymasa da öyleymiş gibi davranıyor. O zamana kadar giden senden gidiyor. Sen kendi değerlerinin ardında dimdik durmadıkça en sevdiğin bile üstüne basıp geçer. Bu hayatın tüm alanında, her türlü ilişkide net değişmeyen bir sebep sonuç ilişkisi.
Kızıma hep "bir erkeğin seni gerçekten sevdiğini anlamak istersen kendi egoları için hayallerinden vazgeçmeni mi istiyor, yoksa gerçekleştirmen için destek mi veriyor" Bunu test et yeter diyorum. Çünkü bu iki davranışın arasında benliğe saygı, vicdan muhasebesi, arkadaşlık ve değer vermek var. Zaten bunların olduğu ilişki gayet güzel yürür. Anlaşmazlığa düşseler bile orta yolu bulurlar.