Adıvar'dan Seçmeler

Katil Temel


Temelle İdris meyhaneye girdiler. Rakılar geldi...
Yarım saat sonra İdris sordu:
-Söyle pakayum, bir bir daha ne eder?
-İçi dedi, Temel.
İdris bıçağını çekip Temeli vurdu.

Karakolda komiser gürledi:
-Arkadaşını neden öldürdün?
İdris içini çekti:
- Çok şey pileydu!
 
35 Yıllık


İki arkadaş golf oynayarak ve iyi vakit geçirerek halı gibi çimenlerle kaplı sahada dolaşmaktadırlar. Sahanın yanından geçen yolda büyük ve kalabalık bir cenaze konvoyu görürler. Adamlardan biri, şapkasını çıkartır, büyük bir saygıyla cenazeye doğru dönerek diz çöker, içinden bir kaç küçük dua mırıldanır ve yine aynı saygı ile ayağa kalkar.

Arkadaşı çok etkilenmiştir.

- "Hey!" der,

- "Sen gerçekten temiz yürekli iyi bir insansın!.."

- "Tabii," der adam.

- "Ne de olsa 35 yıllık karımdı
 
Budala


Psikolog karşısındaki sinir hastası bir genci teste tabi tutmaktadır.Kağıt üstüne bir dikörtgen çizip :

-Bu size neyi hatırlatıyor?diye sorar.

Hasta :

-İçinde kadın bulunan bir yatağı, diye cevap verir.Arkasından psikolog kağıda büyükçe bir kare çizer.Hasta, bu kez :

-İçi kadın dolu bir oda, der.

Derken, çok büyük bir dikdörtgen çizdiğinde, hasta bu sefer de :

-Bu da içi kadın dolu bir ev, deyince, psikolog dayanamaz :

-Tamam beyefendi, der.Siz bir kadın budalasısınız.

Ama psikolog daha lafını bitirmeden, hasta bağırır :

-Ne, ben mi?Aslında sen kadın budalasısın be! Sabahtah beri bana terbiyesiz resimler çiziyorsun...
 
4 Mühenisler



Bir makine mühendisi, bir elektrik mühendisi ve bir de bilgisayar mühendisi binmişler bir arabaya gidiyolar. Yolun yarısına geldiklerinde araba bozuluyor ve makine mühendisi 'ben hallederim' deyip yatıyor arabanın altına, bi kaç yere çekiç vuruyo, vida sıkıyo falan, biniyorlar arabaya, hala bozuk.

Bu sefer elektrik mühendisi hemen atlıyo, 'bana bırakın' diye. Kabloları kontrol ediyo, elektrik aksamına bakıyo, biniyolar arabaya ama tık yok gene.

Makina ve elektrik mühendisi bilgisayar mühendisine dönüyorlar. sıranın kendisine geldiğini anlayan bilgisayar mühendisi: -eee..şey...arabadan çıkıp bi daha girsek?

Bu sırada elemanlarla ilgili gözlemlerini sürdüren endüstri mühendisi, etüd çalışmaları sonucunda her üç elemanın da verimsiz çalıştığına kanaat getirerek üçünü de arabadan indirir ve direksiyona geçerek diğerlerine arabayı ittirir.
 
Bant kaydı



Kalkistan 15 dakika sonra 50 kisilik Fokker 50 tipi ucagin hoparlorlerinden kaptan pilotun sesi duyulur:-Ucagimiza hosgeldiniz.... Su anda Atlantik Okyanusunun uzerinde 15.000 feet yukseklikte bulunmaktayiz.

Sag tarafiniza bakarsaniz ucagimizin bir motorunun yanmakta oldugunu goreceksiniz.......

Sol tarafa bakarsaniz ucagimizin kanatinin kopmus oldugunu goreceksiniz.......

Asagiya bakarsaniz bir sari bot icinde uc kisinin size el salladigini goreceksiniz. Bu kisiler ben kaptan pilotunuz, yardimci pilotum ve ucagin hostesi.....

Dinlemekte oldugunuz ses bir bant kaydididir
 
SAVUNMA

Temel silah satan bir dükkandan içeri girer:
-Ben tutukluk yapmayan seri bir silah ariyorum.
Satıcı sorar:
-Savunma amaçlı mı?
Temel: -Hayır... Savunmamı sonradan avukatım yapacak
 
Ameliyat

İki sevgili bir ağacın gölgesinde otururlar.Delikanlının tatlı sözleri arasında bir ara kız sevgilisinin kulağına fısıldar :

-Sevgilim sana apandist ameliyatı olduğum yeri göstereyim.

Delikanlının gözleri parlar.

-Göster canım göster.

Kız eliyle uzak bir yeri göstererek :

-Bak şu ilerde görünen sarı bina var ya, onun üçüncü katı....
 
Test



Her gecen gun araba sanayiinde Japonlara yenik dusen Amerikalilar bir gun araba teknolojilerini incelemek uzere Japonya"ya

giderler. Fabrikayi gezerken bir kosede kutular icinde kediler gorurler. Merak edip bu kedilerin ne ise yaradigini sorarlar. Japonlar

cevap verir:

-Biz bu kedileri izolasyon testinde kullaniyoruz. Aksam giderken her bir arabaya bir kedi koyuyoruz. Sabah geldigimizde ise arabada

kedi oluyse problem yok, eger kedi yasiyorsa arabanin problemli oldugunu anliyoruz" diyorlar.

Amerikalilar cok sasiriyorlar. Amerikalilar geziyi tamamlayip ulkelerine donerken bir Turkiyeye ugrayalim diyorlar. Turkiyede ise

Tofas"i geziyorlar. Gezerken bir kosede kutular icinde kediler goruyorlar. Sasiriyorlar. Dayanamayip bu kedilerin ne ise yaradigini

soruyorlar. Tofas yetkilileri cevap veriyorr:

-Biz bu kedileri izolasyon testinde kullaniyoruz. Aksam giderken her bir arabaya bir kedi koyuyoruz. Sabah geldigimizde eger kedi

arabada ise problem yok, ama kedi arabadan kacmissa arabanin problemli oldugunu anliyoruz.
 
HALİNE ŞÜKRET


Dursun, çok feci bir trafik kazası geçirir... Koma halinde hastaneye kaldırırlar. Tedavi olurken kendine gelir. Yatağında bakar ki bir kolu yok... Hepten morali bozulur, asabileşir. Bir taraftan da hastaneyi birbirine katar:
-Ben tek kolla nasıl yaşarım şimdi!
Diye bağırıp çağırır. Kendini hastanenin penceresinden atıp intihar edeceğini söyler. Doktorlar başına toplanır, bakarlar Dursun ciddi, başlarlar nasihata:
-Bak evladım, insan tek kolla da yaşayabilir, ölmediğine şükretsene. Sonra beterin beteri var. Geçen yıl Temel de kaza geçirdi. Onun iki kolunu birden kesmek zorunda kalmıştık... Ama o senin gibi bağırıp, hastaneyi birbirine katmadı. Şimdi de gül gibi yaşayıp gidiyor. İnanmazsan git de bak.
Dursun, bir an sakinleşir, gider yukarı mahallede Temel'i bulur. Bir de bakar ki, Temel'in hakikaten iki kolu kesik ama, Temel bahçede kıvır kıvır oynuyor, hem de nasıl oynuyor...
Bizim Dursun'un kafası karışır ve hayretle Temel'e yaklaşır:
-Ula Temel, eyi ki seni gördüm, yoksa hayatum gideyidi. Ula bizim bi kolumuz kesildi diye intihar edeceğidum. Ama senin, iki koli kesik vaziyette, hem de bi dansöz gibi oynamana karşı teselli oldum... Şu dünyanın haline bak, benum tek kolum kesildi diye intihar edecek kadar beyinsuzum, sense iki koli yok göbek ataysun... Derken, Bizim Temel patlar:
-Ula sen manyak misun, ne göbek atmasi. Sırtım fena halde kaşuniyi... Patlayrum..
 
SAY


Bizim küçük Temel, Okuldan bir türlü mezun olamıyor. En sonunda öğretmen:
-Oğlum seni imtihan edeceğim. Bilirsen seni mezun edeceğim.
Temel sevinir, sözlüye kalkar... Hoca:
-Söyle bakayım Temel, İngiltere'yle Fransa kaç kez savaştılar?
Küçük Temel:
-Alti defa savaştiler öğretmenum.
Hoca:
-Aferin sana Temel, tebrik ederum, der.
Küçük Temel, mezun oldum sevinciyle hocaya bakarken, hoca:
-Peki say bakalım, demez mi?
Küçük Temel:
-Bir... İki... Üç... Dört... Beş... Alti.
 
TEMEL'İN OĞLU


Temel'in oğlu küçük Temel, okula gittiğinde öğretmeni sorar:
-Temel, baban nasıl iyi mi?
Küçük Temel:
-Öğretmenum, babam dün akşam banyo küvetine girdi, uyudi kaldi oriya...
Öğretmen şaşkın:
-Uyudu mu? Desene sular evi bastı, ev mahvoldu...
Küçük Temel sakin:
-Yooo öğretmenum öyle olmadi, çünki babam ağzı açuk uyur...
 
BAŞKA ÇİMSE YOK Mİ?



Temel, bir gün tarlasından eve dönmektedir. Karadeniz bölgesinin sarp arazisindeki patikada ilerlerken, birden ayağı kayar ve yüzlerce metre derinlikteki uçuruma yuvarlanır. Can havliyle, uçurumdaki bir ağacın dalına tutunur. Aşağıya bakar, metrelerce derinlikte ve dibinde de sivri kayalar. Belki duyan olur da kurtarmaya gelir diye avazı çıktığı kadar bağırır:
-Çimse yok miiii!
Bir kaç kere daha bağırır. Sonunda, ta yukarılardan, gökten bir ses duyar:
-Ey kulum Temel! Düşüp ölsen ne var ki? Seni cennetime koyarım. Eğer emirlerimi yaptıysan, yasaklarımdan kaçındıysan, kul hakkı yemediysen hiç korkma!
Temel şöyle bi düşünür, emirlerden hemen hiçbirini yapmamış, yasakların neredeyse tamamını yapmış, kul hakkı desen sadece Fadime'nin hakkını ödeyemez. Başını kaldırıp, tekrar bağırır:
-Başka çimse yok miiii!
 
VESİKALIK RESİM



Temel işe girmek: için müracat ettiği fabrikadan,elinde gerekli evraklar yazılı kağıtla dursunun yanına gelmiş,-Ula dursin habu evraklarun hepsuni anladumda bu 8 vesikalık resim nasil olayi.-Ula belinden aşağu görünmeyen resime vesikaluk resim denir.-Nasıl çekeceğuz oni.-Kolayı var yere çukur kazaruz seni yaruya kadar cömeruz resminu çekeruz.-Tamam uşağum,sen çukur kaz bende fotoğraf makinasu cetureyim.Temel geri geldiğinde dursun sekiz tane çukur kazmış-ula niye seçiz çukur kazdun.-Seçiz tane istemişlerya.-UŞAĞIM GEREK YOKTİ BEN SEÇİZ TANE MAKİNA CETURDUM DAA
 
baba yüreği



Ali babasına sormuş;
- ''Baba ben nasıl dünyaya geldim?''.
- ''Gece annenle yatmaya gittiğimizde yatağın çevresine şeker koyduk sabah kalktığımızda sen gelmiştin''.
Bu fikir Ali'nin ilgisini çekmiş ve denemeye karar vermiş. Yatarken yatağının çevresine şeker koymuş. Sabah bütün karınca, böcekler, vs yatağın çevresindeymiş.
Ali;
- ''Ulan şimdi size elimin tersiyle bir korum ama baba yüreği işte''....
 
Ciddiyet

Hristiyan ülkelerden birinde yaşayan çocuk hep matematikten sıfır almaktadır. Aileside çocuğu bir faydası olur diye onu katolik kilisesine gönderir. Bundan sonra çocuk hep matematik dersi dahil tüm derslerden hep pekiyi almaktadır. Bunun üzerine ailesi çocuğa sorar:
Ne değişti?
Çocuk cevap verir:
- Artı işaretine çivilerle çakılmış adamı görünce durumun ciddiyetini anladım...
 
Her şey yolunda

Küçük Alican 5 yaşına kadar hiç konuşmamıştı ve ailesi bu duruma çok üzülüyordu.O gün kahvaltıda birden:
"Nerde bu kahrolası şeker?" dedi. Babası nerdeyse küçük dilini yutacaktı, annesi sevinçten ağlamaya başladı:
"Oğlum sen konuşabiliyorsun, şimdiye kadar niye tek kelime etmedin?"
Alican asık suratla:
"Şimdiye kadar herşey yolundaydı!"
 
Akıl



Küçük cem bi gün abisinin arabasında oturuyormuş bir de bakmış abisiyle kız arkadaşı geliyor hemen saklanmış arka koltuğa. Abisi arabayı bir tepeye çıkarmış ve kız arkadaşına
- Sevgilim benimle evlenirmisin demiş.
sevgiliside hayır cevabını verince abisi;
- O zaman in arabadan aşağıya kadar yürüde aklın başına gelsin demiş.

Ertesi gün cem kız arkadaşını bisikletiyle aynı tepeye çıkarmış ve sormuş
- Sevgilim biz büyüğünce benimle evlenirmisin
- Evet
- Hadi ya tamam sen bu bisikleti al aşağı in. Ben yürüyimde aklım başıma gelsin.
 
bayram namazi


Birgün Temel'in abisi ölür..Cenaze namazı kılınırken Temel namazı kılmaz bir köşede oturur.

Bunu gören Dursun Temele:

Ula Temel sen niye cenaze namazı kılmaysun.der

Temel ise:-Ben çenaze namazı kılmayi bilmeyrum der.Aradan 2 hafta gerçer..Temelin kaynanası ölür..Cenaze namazında cemaat Temeli en ön safda görür namaz sonunda Dursun Temel'e:

Ula Temel sen hani cenaze namazı kımayı bilmeydun?

Temel ise şöyle der:

Haçan bu cenaze namazi değildurki bayram namazidur
 
18 yaşındaki kız hamile olduğundan şüphelenir ve durumu annesine anlatır..
Annesi, çok tedirgin olur ve eczaneye bir hamilelik testi almaya gider.
Sonuçlar kızın hamile olduğunu gösterir.
Anne çıldırmıştır, bağırır çağırır ve
"bunu yapan hangi domuz, bilmek istiyorum" der.
Kız telefon açar ve yarım saat içinde bir Ferrari evin önünde durur, içinden hafif kırlaşmış saçları ve çok pahalı bir elbisenin içinde yakışıklı bi adam iner ve kapıdan içeri girer.
Anne baba ve kızla beraber otururlar.
Adam,
"kızınız durumu anlattı" der ,
"kişisel durumumdan dolayı kızınızla evlenemem",
"ancak tüm sorumluluğu üzerime alıyorum."
"Eğer bir kız çocuğu doğarsa annesine bir ev, bir yazlık villa ve 1 milyon dolarlık bir banka hesabı, eğer bir erkek çocuk olursa birkaç fabrika ve bir milyon dolarlık bir hesap, eğer ikiz doğarsa her ikisine de 500 bin dolarlık hesap ve bir fabrika vereceğim", der.
"Ancak düşük olursa....
"O zamana kadar sessizce bekleyen baba elini dostça adamın omuzuna koyar ve
"o zaman tekrar yaparsınız evladım" der
 
Bir İngiliz doktor diyor ki :
-"Tıp bilimi bizde öyle ilerledi ki, biz bir adamın beynini alırız ve başkasına koyarız ve onu altı haftada iş arayacak hale getiririz."
Alman doktor diyor ki :
-"Bu hiç birşey değil; biz bir adamın beynini çıkarırız ve başkasına koyarız ve onu dört haftada şavaşa hazır hale getiririz."
Amerikalı doktor da diyor ki ;

-"Beyler siz çok geridesiniz. Biz Teksastan bir beyinsizi aldık ve beyazsaraya koyduk. Şimdi ülkenin yarısı iş arıyor, yarısı da savaşa hazırlanıyor.":roflol:
 
X