Adıvar'dan Seçmeler

çocuk mocuk

Adanali Ismail Safa Beye dostlarindan biri sormus :
- Adanalilar neden hep çatal matal, bacak macak diye konusurlar?
- Öyle söyleyenler çocuk mocuktur!..
 
bizi eşek sansınlar

Üç tortumlu gece mezarlığın yanından geçerken birisi korkmuş:
- Ula biz buradan geçerken ölüler hortlarsa ne ederük?
- Diğeri ,,elhemi bilirmüsen
- Olabilürdim ama korkudan unuttum
- Ele ise ne edek- Ene eyisi elerimizi yere koyup yürüyek,bizi eşşek sanıp bir şey etmesinler !
 
Temel Fıkrası

Temel ava çıkmış, eli boş dönmemek için kasaptan bir tavşan almış. Fadime,

- Ha pu netur, soyulmuş tavşanı nasıl avlaysun?
- Sevişirken yakaladum, çiyinmeye firsatu olmadu vurdimm onuuu.....
 
Bu Temel Başka Temel

Temel, kahveden cıkınca kapının önünde bir saatlik bir gecikme icin park cezası yazan trafik polisiyle burun buruna gelmis...
"Yazma şu cezayı memur bey" demiş... Polis onu hiç umursamadan cezayı yazmaya devam edince onun bir "İsguzar" oldugunu söylemiş...
Polis Temel'e şöyle bir bakıp, "Aşınmış.
lastikler" için ikinci bir ceza makbuzunu yazmaya baslamış...
Temel, ne kadar ceza yazarsa yazsın, ona vız gelecegini söyleyince polis ilk iki ceza makbuzunu arabanın silecegi altına sıkıştırıp üçüncü makbuza başlamış...
Bu sürtüşme 20 dakika kadar sürmüş, polis ceza üzerine ceza yazmış...
Temel hiç oralı olmamış...
Yürümüş, karşı kaldırımda park ettigi arabasına binip, sürmüş gitmis...
 
Tu Ti Tu Tu Tu

Temel Ingiltere'de lüks bir otele yerleşmiş.
Oda servisini açıp:
-"Tu ti tu tu tu" demiş.
Oteldekiler telaşa kapılmış bu mesaji çözmek için.
Oraya buraya haber salmışlar.
Sonunda konsolosluktan bir çevirmen bulmuslar ve Temel'in ne dediği anlasılmış:

-"2 çay, 222'ye !"
 
İkizleri Söyledin Mi ?..

Temel’in; Dursun ve İdris adında ikiz kardeşleri olmuş...
Babası ertesi gün Temel’i okula gönderirken demiş ki;
“-Okula gidince öğretmene ‘ikiz kardeşlerim oldu’ dersen sana izin verir...”
Temel okula gittikten bir saat sonra eve dönmüş... Babası sormuş;
-Ne oldu?... İkizleri söyledin mi?...
“-Hayır, birini söyledim... Ötekini haftaya söyleyeceğim...”
 
yazık yazık

Temel satılık papağanları inceliyormuş.
En pahalı papağanın önünde durmuş:
-"Ağabey bunlar nece konuşuyor?"
-"İngilizce, Fransızca, Almanca"
-"Kaç paradır."
-"On milyon"
-"Lazca biliyor mu?"
-"Bilmiyor"
Temel papağanın burnunu okşamış;

-"Bu burunla yazık yazık !."
 
Kadinin biri kocasini 3 erkekle aldatiyormus, hergün kocasi evden gidince 3 adam eve gelir ve kadinla yatarmis. Kadin yine böyle bir günün sonunda adamlardan birisine demis ki
"Sen yarin gelirken bir tepsi dolma yaptirip getir";
digerine - "Sen de bir büyük kap ayran getir." demis. Diger adam çok fakir oldugu için ona
"Sen de...Bosver, sen hiç bir sey getirme"demis.
Ertesi gün gelmis fakat kadin bugünün günlerden Pazar oldugunu unutmus, etegi tutusmaya baslamis.
"Eyvaah" diyerek kocasinin yanina gitmis.
- "Sen bugün kahveye filan gitmeyecek misin?
Ben evde temizlik yapacagim"deyip kocasini zar zor da olsa evdenyollamis.
Kocasi gittigi gibi 3 adam da eve gelmis. Kadin demis ki
"Siz hemen gidin. Kocam buralarda!" Tam bunu söylerken zil çalmis.
Kadin - "Eyvah" demis, "geldi galiba!"
Adamlari saga sola saklamis ve kapiya bakmaya gitmis.
Kocasini karsisinda görünce "Ne oldu?" diye sormus.
Adam da - "Yahu karnim çok acikti. Bana dolma yapsana, canim çok istedi"demis.
Kadin - "Allah'im bir tepsi dolma olsa da yesek!" demis. Elinde dolma tepsisi olan adam çikip yanlarina gelmis.
Kadinin kocasi sasirmis. Sen kimsin yahu?!" diye sormus. Adam sakin bir sekilde
- "Ben Allah tarafindan geliyorum. Kariniz dolma istedi." demis. Ve hemen çikip gitmis kadinin kocasi olayin sokunu atlatamadan..
- "Yaa tamam da.." demis bu sefer koca,
- "Bu ayransiz gitmez. Sen bari bi ayran yap" Kadin büyük sevinçle "Allah'im bir damacana ayran olsa da içsek" demis.
Ayrani getiren adam çikip gelmis.Kocasi tabii çok sasirmis.
- "Sen de kimsin?" demis. Adam da digeri gibi
- "Ben Allah tarafindan gönderildim. Kariniz ayran istedi" diyerek çikmis gitmis.
Kocasi hayretler içinde, kendi kendine "Bizim kari ermis mi oldu ki?"diye söylenmis.
Kadinla kocasi yemekleri yemisler ama 3.adam hâlâ saklaniyormus. 1 saat geçmis, 2 saat geçmis. 3 saat derken, adam
dayanamayip çikmis yerinden.
Kadinin kocasi bagirmis
- "Ulan sen de kimsin?!!"
Adamin agzindan su laflar dökülmüs:
- "Ben Allah tarafindan geliyorum. Boslari alacam!"
:roflol::roflol::roflol:
 
Sen Hiç Azrail Gördün mü?




Adamın biri arabasıyla giderken yolda bir yolcu alır. Adam arka tarafa biner.
Şöför: "eee hemşerim kimsin nereye gidersin" der.

Yolcu: "ben Azrailim ve canını almaya geldim" der.

Şöför alaycı bir tavırla gülerek, "sen misin Azrail" der. "Hiç böyle Azrail olur mu" diye de ekler.

Bunun üzerine yolcu sakın bir tavır ve ses tonuyla: "sanki sen daha önce hiç Azraili gördün mu de böyle söylüyorsun" der.

"İnanmiyorsan hemen 200 metre ilerden bir yolcu daha al arabana" der.

Bunun üzerine şöför gerçekten de 200 metre ilerde bekleyen bir yolcuyu alır ve bu yolcu da öne oturur.

Şöför hemen öndeki yolcuya da eee hemşerim kimsin nereye gidersin der.

Adam da abicim beni şehir merkezine yakın bir yerde indirirsen çok sevinirim der.

Şöför tamam dedikten sonra adama döner ve bak arka koltukta Azrail oldugunu söyleyen biri oturuyor der.

Öndeki adam arkaya bakar ve hiçbirsey görmediğini söyler.

Şöför kör müsün be adam bak arkada oturuyor diye panikler.

Öndeki adam da tekrar söyler, abicim arkada kimse oturmuyor, sen iyi misin der.

Şöförün beti benzi atar, eli ayağı titrer ve Azrail olduğunu söyleyen kişi şöföre: "bak gördün mü beni sadece sen görebilir ve duyabilirsin" der.

Ve ekler: "haydi şimdi sağa çek ve iki rekat namaz kıl ve kelime-i sehadet getir ve ben de senin canını alayım" der.

Bunun üzerine adam arabadan iner ve hem üzüntülü hem de şaskın bir şekilde namaza durur.

Tam secdeye kapanmışken ne mi olur?

Bizim önde oturan eleman ve kendisini Azrail olarak tanıtan eleman arabayı alır ve kaçarlar.

(Yaşanmış bir olay)(alıntıdır)
 
- Gel oğlum kalk bakalım tahtaya, sana bir sorum var.
- Buyurun, sorun tabii öğretmenim,
- Canlılar kaça ayrılır?
- Dörde ayrılır öğretmenim...
- Bana yanlış gibi geldi ama say bakalım...
- Bitkiler, Hayvanlar, İnsanlar, Çocuklar...
- Çocuklarda insan değil mi oğlum?
- Haklısınız, o zaman canlılar üçe ayrılır öğretmenim...
- Peki, şimdi yeniden say bakalım....
- Bitkiler, Hayvanlar ve Çocuklar...
- Oğlum peki, insanlara ne oldu?
- Düşünebilenleri hep çocuk kaldılar,
düşünemeyenleri de zamanla hayvanlaştılar öğretmenim
 
Karımı Kaybettim

Adam, tıklım tıklım dolu bir hipermarkette, alışveriş eden çok güzel bir kadına yaklaştı...
- Benimle biraz konuşur musunuz?...
- Karımı kaybettim...
- Onu bulmalıyım...

Güzel kadın şaşkın, sordu:
- Karınızı kaybetmenizle, benimle konuşmanız arasında ne ilişki var?...

Adam izah etti:
- Ne zaman güzel bir kadınla konuşsam, mutlaka bir yerden çıkar gelir benim karım...
 
üçüncü köprü
Üçüncü köprü ihalesini Japon, Amerika ve Kayserili Türklerden oluşan bir konsorsiyum almış. Köprüyü inşaa etmişler tam açılışın yapılıp kurdelanın kesileceği an köprü büyük bir gürültü ile çökmüş.
Japon ''gitti tüm emeklerim mahvoldu kumlarım'' diye yakarıp harakiri yapmış.
Amerikalı ''gitti tüm çeliklerim, tonlarca çelik yıkıldı '' diyerek tabancasını çekip intahar etmiş.
Tüm bunları izleyen bizim Kayserili derin bir ohh çekerek yanındakilere seslenmiş. ''yaav iyi ki hiç çimento koymamışım ha...mahvolurdum bunlar gibi yoksa.
 
Enayi

Enayi Bir araştırmacı sabır ve dikkatle çalışarak iki fareye acıktıkları zaman burunları ile bir zile basmayı öğretti.

Üç gün sonra bu farelerden biri diğerine şöyle diyordu:
"Enayiyi amma alıştırdık yahu... Her zile basışımızda peynir veriyor"
 
Cellata Söylenebilecek Son sözler

abi önce bi morfin falan verseydin acemisin sen galiba

-o kafandaki siyah şeyi takmak zorundamısın? resmi kıyafetiniz mi bu?

-o elindeki balta temiz mi? ben hijyenik adamım öyle pis pis ölemem

-bak yaklaşma yoksa ayaamın altındaki sehpaya tekme atarım

-bak vıcdan azabı cekersın benım yüzümden öldü dıe!

-abi sizin eve sütçü girdi valla

-hani önce çocuklar kadınlar ve yaşlılardı

-ya azraili meşgul etmesek şimdi boşu boşuna

-abi bugün günlerden ne ..
- pazar ..
-yazık abi ya hafta sonuda çalışılınırmı ben senin yerinde olsam bi devlet işine girerdim ..

-oo selamınaleyküm cellat baba..
*hadi len selamınaleykümmüş ne o şimdimi dine geldin..

- ee sayın ceLLat neden ceLLatLık
- Baba mesLeği
- baban da mı böLe kesip biçiyodu
- evett......Çıtodanankkkkkk

-abi sen bizim kemal abiye ne çok benziyon yaw

-abi o elindeki gerçek mi?

-abi yanlardan al, üstler kalsın

-tavukmu yumurtadan çıkar yumurtamı tavuktan


-Herkesin elindeki kendine .... ehe

-Dur abi yanlış adam. Ben deliğin büyüklüğünü ölçerken kafam sıkıştı
-Hade lan
-Valla
 
güldüren Köy Lakapları

Kocaeline bağlı ilçelerdeki bazı köy isimleri duyanları tebessüm ettiriyor. Yöre halkının pek umursamadığı isimlerin ne zaman ve kim tarafından konulduğu ise bilinmiyor.

Derlenen bilgilere göre, büyük bölümü Kandıra İlçesindeki köylerin isimleri duyanlarca komik bulunuyor. İnsanlara verilen sıfatları, meslekleri, karakterleri simgeleyen köy adları kültür zenginliği ve mizah anlayışı hakkında da bilgi veriyor.

Kandıra İlçesindeki güldüren köy isimlerinden bazıları şunlar:

Hamursuzlar,
Ekmekyemezler,
Beygirler,
Malaklar,
Yaramazlar,
Budalalar,
Civelekler,
Cansızlar,
Gebeşler,
Sofular,
Böcekler,
Pirceler,
Tokaşlar,
Yorgalar,
Mollalar,
Karasakallar,
Cicilli,
Kanlar,
Deliveli,
Keçioğlu,
Bitikoğlu,
Kumarlar,
Tekkeşinler,
Zurnacılar,
Bıçakçılar,
Terziler,
Horaşlar,
Yağcılar,
Tafralar,
İranlar,
Kayıplar,
Gaipler,
Tekerler,
Çaprazlar,
Solaklar,
Çiller,
Çakallar,
Dölekler,
Süllü,
Beşkeş,
Tokmaklı,
Dayaklar,
Kocakaymaz,
Hacımazlı.

İzmit merkez ilçeye bağlı bazı köylerin isimleri de şöyle:

Bulduk,
Gırgırlar,
Şapşallar,
Kargaköy,
Boduroğlu,
Cıvcıvoğlu,
Arızlı,
Çulcular,
Arpalık İhsaniye.
Derince İlçesindeki Dümbüldeksuyu ve Kekler köy adları da duyanlarca komik bulunuyor.

Köy sakinleri isimlerin kim tarafından ve ne zaman konulduğu konusunda bilgilerinin olmadığını ifade ederken, isimlerden de rahatsız olmadıklarını belirtiyor.
 
İlginç ve Sinir Bozucu Sorular

Yüzmek zayıflatıyorsa balinalar neyi yanlış yapıyorlar?

Süper yapıştırıcı herşeyi yapıştırdığı halde niçin içinde bulunduğu tüpün iç cidarlarını yapıştırmamaktadır?

Niçin yanlış çevrilen telefon numarası hiçbir zaman meşgul çalmaz?

Niçin falcıya gitmeden evvel randevu almak gereklidir?
Geleceğimizi bilemez mi?

Eger bugün hava sıcaklığı 0 derece ise ve yarın iki kat daha soğuk olacaksa, yarın hava kaç derece olacaktır?

Niçin "tek heceli" kelimesi diyebilmek için dört hece kullanmaktayız?

Neden insanlar gökyüzünde 400 Milyon yıldız var denildiğinde inandıkları halde, yeni boyalı yazan yüzeyi elleriyle yoklarlar?

Niçin limonlu gazozların içerisinde bir sürü suni tatlandırıci varken bulaşık deterjanında gerçek limon suyu kullanılmaktadır?

Işık 300.000 km/sn hızla yayıldığına göre karanlık hangi hızla çökmektedir?

Işık hızında giden bir arabada oturduğumuzu varsayarsak, farları yakınca ne olur?

Niçin fare kokulu kedi maması yok?

Teflona hiçbir sey yapışmadığı halde teflon tavaya nasıl yapışmıştır?

Niçin uçaklarda paraşüt yerine can yeleği vardır?

Eğer uçağın karakutusu kaza anında parçalanmıyorsa neden bütün uçak bu kutunun üretildiği maddeden yapılmamaktadır?

Bunların tamamını akılcı bir şekilde cevaplayabilen kaç deli vardır?
 
türk Usulu İngilizce yazışma

Dear sir,
We send our company information attached to the mail (as pdf).
But the cost of operation you have foreseen is very low. This may take
more expensive. If you send drawings of your current product,
we can find the real cost including shipping.

Kind regards.


Cevap:

Sugar brother
(Şeker kardeşim),
Be a young man for two minutes
(iki dakka delikanlı ol).
We put you in a man place , you become Tempra
(Adam yerine koyduk hemen arkanız kalktı).
No need to be artist
(Artizliğin lüzumu yok).
We know that this work takes much money, too
(Bu işlerin çok para tuttuğunu biz de biliyoruz).
No, why do you creating tension anymore , subtree?
(Hayır da , daha ne diye gerginlik yaratıyorsun ki , dallama?).
I eat all of you nobody understand.
(Alayınızı yerim haberiniz olmaz).
You not understand the word , you eat the grass where I put you .
(Laftan anlamıyorsunuz , hala koyduum yerde otluyorsunuz)
No drawings mrawings my brother !
(Proje mroje yok kardeşim! )
You make 3 kurush work camel.
( 3 kuruşluk işi deve yaptınız)
I understand we can not understand with you .
(Anlasıldı biz sizinle anlaşamayacağız. )
But , if you go with this head to army , you take NAH as diploma.
(Ama, siz bu kafayla giderseniz askere nah alırsınız teskere. )
Here that much !
( İşte o kadar! )
 
X